K: Her şeyden önce canımdan değerli olan ailem ve siz varsınız olum burada
A: Almanyaya gitsene sen Burakların yanına
K: Oraya gidecem zaten 1-2 aya da, gezmeye yani
A: Gitmişken kal orda, konuş Buraklarla yer ayarlasınlar sana
K: Olmaz öyle şey
A: Olur olum neden olmasın
K: Neyse bakarız ya, gel girelim içeri Cansuyu gör rahatla paniksin sen şu an

Girdik içeri, odanın oraya gittik Ahmetcan biraz ailesiyle konuştu, sonra içeri girdi, ben de ailesiyle muhabbete devam ettim.

CB: King sen şimdi bugün burada mısın, kalacak mısın yani
K: Tabi ki kalacam abi, Cansu yarın değil 2 hafta sonra çıksın 2 hafta kalırım ben burada
CA: Annen bir şey demeyecek mi oğlum
K: Yok abla demez, bugüne kadar hiç bir şey demedi böyle konularda
CA: iyi madem
K: Bir şey lazım olursa söylersiniz ben gidip alırım, çekinmeyin yani
CB: Sağ ol oğlum

Bir

R E Z

daha

Özge aradı Özgeyle konuştum biraz fazla uzatmadan kapadım. Ahmetcan da çıktı o arada içeriden. O da kalmak istedi ama ben buradayım git sen bir şey olursa ararım diye ikna ettim onu, bir kaç saat durduktan sonra gitti, o gittikten sonra annemi aradım hastanede kalacağımı söyledim. Havanın kararmasına yakın annesi girdi odaya, konuştular biraz sonra çıktı.

CA: Gayet iyi şu an sorun yok gibi
K: Olmasın da zaten
CA: Sen gerçekten kalıyorsun yani
K: Kalacağımı söylemiştim abla
CB: Nerede uyuyacaksın
K: Uyumayacam, uykusuzluğa alışkınım ben sıkıntı olmaz
CB: Peki madem
K: Şarjım da var yanımda, sıkıntı yok yani ben oyalanacak bir şey bulurum burada

Gece yarısına doğru annesiyle babası uyuya kaldılar sandalyede. Ben ayakta dolanmaya başladım, nasıl olsa uyumayacaktım. Sena mesaj attı "King iyi misin" diye, hay gibecem Kingini de şimdi diyip "King öldü" diye cevapladım o mesajı.

Anında aradı, açmadım. Defalarca kez aradı, açmadım hiç birini neyseki telefon seslide değildi. En sonunda "Nasıl ya" diye mesaj attı, hiç bir şey demedim. Sustu, hiç bir şey demedi, uzunca bir süre sonra annem aradı, açtım.

A: King?
K: Efendim anne
A: Oğlum Sena aradı beni
K: Ee
A: Ağlıyor, King öldü mü gerçekten diye soruyor
K: Öldü deseydin
A: Saçmalama allah korusun
K: Sena sorarsa öldüm bundan sonra
A: Neyse yarın gel de eve konuşuruz, Cansu nasıl iyi mi
K: iyi iyi bir şeyi yok
A: Tamam oğlum, tekrar geçmiş olsun ona, yaeın görüşürüz
K: Görüşürüz anne

Annemi aramış amk ruh hastası, cidden o lafa inanacak kadar salak olduğunu unutmuşum, insan bi düşünür daha gündüz konuştum nasıl öldü bu çocuk diye.

Ne kadar uyumayacam desem de uyuya kalmışım sandalyede, gözümü açtığımda saat 6ya geliyordu ve annesiyle babası hala uyuyordu, baktım Cansu uyanık girdim yanına.

K: Ne zaman uyandın sen
C: Uyuyamadım hiç salak saçma kabuslar gördüm durdum
K: Hadi ya
C: Öyle yani, sen uyumadın mı
K: Uyumuşum ya ne zaman uyudum ben de bilmiyorum, şimdi uyandım annenler uyuyor baktım sen uyanıksın geleyim dedim yanına
C: Uyumadan olmaz ama
K: Olsun, kaçta çıkıyorsun sen belli mi
C: 9-10 arası çıkarım muhtemelen, doktor öyle bir şey söylemişti sanırım
K: Nasıl hissediyorsun kendini
C: Çok iyiyim, hiç olmadığı kadar
K: Bu sevindirici haber işte

Ne oldu neden öyle dedin diye sordu, morali bozulmasın diye Senadan bahsetmedim, senin iyi olman sevindirici dedim geçiştirdim.

Saat 10a doğru çıkardılar Cansuyu, ben de onlsrla birlikte evine kadar gittim. Kahvaltı yaptık beraber, biraz sohbet muhabbet derken saat 1 gibi çıktım oradan evime gelmek için. Eve geldiğimde annem hiç odama girmeme müsaade etmeden mutfağa çağırdı beni, oturttu karşısına

A: Oğlum Senaya neden öyle diyorsun sen
K: Kafayı yedirtti çünkü bana anne, hani bir değil iki değil
A: Tamam da neden öldü diyorsun kız çok kötü ağlıyordu telefonda, zor ikna ettim ölmediğine
K: Bundan sonra Senaya karşı ölüyüm ben, beni sorarsa öldü dersiniz işte
A: Saçmalıyorsun, ne alıp veremediğiniz var birbirinizle anlasam bi
K: Anlatayım mı cidden dinler misin
A: Aa o nasıl söz tabi ki dinlerim neden dinlemeyeyim
K: O zaman az bekle üstümü değiştireyim geliyorum

Değiştirdim üstümü geldim mutfağa geri, anneme baştan sona bildiği şeyler dışında ne varsa anlattım, Sena yüzünden yaşadıklarımı, dostlarımın yaşadıklarını. 2 belki 3 saate yakın konuştum da konuştum, bir ara annem "Az ara ver dinlen" demeye başladı, az bekle bitiyor şimdi dedim devam ettim anlatmaya, en sonunda Burağın yaptığından düne geldim Ahmetcanla olan konuşmamı ve gecesinde Sena ile olan konuşmayı anlattım ve bitirdim anlatmayı.

A: Ahmetcan haklı gidebilirsin istersen
K: Yok be anne ben yaşamaya gidemem, gezmeye gidecem ama Almanyaya sana da söylemiştim bunu
A: Kal bence gitmişken bir süre
K: Ayıp olur
A: Kime Burağa mı, sevinir bile çocuk
K: Sevinir ona tamamım da çocukları var anne şimdi
A: Aa doğru ben unuttum onu, Almanya olması şart değil başka bir yer de olabilir
K: Bunu düşünürüm ama kesin bir şey söylemem tamam
A: iyice düşün, hem bahane olur istiyordun çünkü yurtdışına gitmeyi
K: Bakalım ne olcak

Biraz daha konuştuktan sonra kalktım ordan, odama geçtim oturdum bilgisayarın başına. Gece yarısına kadar oyunlarda sürttüm tek başıma, bir oyunun ortasındayken Cristina yazdı onunla konuştum, dün bana işi olduğu için yazamadığını ve arayamadığını söyledi, bugün kutladı doğum günümü. Onunla konuştuktan sonra kapattım bilgisayarı, yatağa geçtim. Yurtdışına gidebilirdim evet hatta avrupa ülkelerinde sorunsuz yaşayabilirdim, bunda bir sorun yoktu ama ben tek başıma olmak istemiyordum, evet Almanya güzel olabilirdi Burak ve Aylin oradaydı ama çocukları vardı işin içinde.

Bu akşamı bitireyim, yarın bir ay falan atlıyorum tarihte.

iyi geceler herkese.

Park edelim

3 gündür art arda okuyorum bir anda durunca bir garip oldum lan

Giremiyorum artık pek zamanım olmuyor ama rezliyorum merak ettim hikayeni girip okuyacağım devam panpam

R E Z

Rez aldık

Ben de rez aldım

1 Eylül

---

Saat 12 gibi evden çıktım, ufak bir işim vardı onu halletmek için Hürriyet meydanına gitmem gerekiyordu. Sokakta komşulardan birini gördüm, onunla muhabbet ettim ayak üstü 15 dakika falan, tam telefondan bir şeye bakarak sokaktan çıkıyordum köşede Senaya gözüm çarptı, hiç bir şey demeden yürümeye başladım, bana seslendi, ya sövecektim ya da vuracaktım ona bir tane.

K: Ne var
S: Konuşalım mı biraz
K: Konuşacak bir şey yok
S: Olmalı
K: Boş yapmanı dinlemek istemiyorum, gidiyorum ben işim var tutma beni
S: Ne işin var
K: Sevgilimin yanına gidiyorum
S: Sevgilinin yanına, yanlış duymadım dimi
K: Doğru duydun da, sorun var galiba senin işitmede anlamada falan
S: Hayır sorun yok
K: Ne kadar devam edecek bu böyle Sena, ne zamana kadar lanet gibi peşimden geleceksin, sürekli karşıma çıkacaksın. Ben gerçekten yoruldum seninle uğraşmaktan, kendi yaşımdakilere bakıyorum ne güzel şeylerle uğraşıyorlar geziyorlar tozuyorlar, kendime bakıyorum seninle uğraşmaktan başka bir şey yaptığım yok, hayatıma engel oluyorsun resmen

Gözlerinin dolduğunu gördüm "Hayatına engel oluyorum demek, peki King, özür dilerim engel olduğumu bilseydim" dedi elindeki poşeti bana verip gitti.

Poşeti açtım içinden bir tane defter çıktı, yanında da bir not var.

- Bu defteri annemler Kocaelideki evde yeni bulmuşlar, benim odamda saklıydı bu, bana sordular ne yapalım bunu diye ben de bana gönderin benim defterim o lazım olur dedim. Dün elime ulaştı ben de sana vermek istedim, sen sürekli günlük tutuyorsun ya bu da benim senden özenip o yaşlarda ara sıra yazdığım günlüğüm. Belki yazılanları anlamazsın yazı çirkinliğinden dolayı ama olsun, belki okumadan atacaksın bile ama ben yine de sana vermek istedim. Evin ziline basmak istemediğim için kapının altından atıyorum King, eğer okuyabilirsen ne mutlu bana.

Sena

Yazıyor notta. "işimi halledeyim dönünce evde okurum artık" dedim, aslında bir yandan atmak istiyordum çöpe ama not bi garip yapmıştı beni. Gittim Hürriyete işimi hallettikten sonra eve döndüm, yemek yerken ufak bir göz gezdirdim deftere, adımın geçtiği yerler dikkatimi çekti.

Basbaya günlük yani bu ama hiç düzenli yazılmamış, hep atlanarak yazılmış, belki de benim gibi her gün her gün yazmayıp sadece güzel bir şey yaşadıysa yazmıştır, bilmiyorum bunu. Odama geçtikten sonra yatağa yattım, rastgele ortasına doğru bir sayfayı açtım baktım tarih yok, 1-2 sayfa geri gittim başlangıcını gördüm "Annem bugün bana Kingle görüşüp görüşmediğimi sordu" diye başlamış 7 Ağustos 2006da, biraz hızlıca göz gezdirdim ona "Bugün onun doğum günüydü, keşke kutlayabilseydim, umarım şu an iyidir, uzun süredir görmedim onu" cümlesi dikkatimi baya çekti orada. O günü komple okumaya karar verdim, nereye gittiğini, neler yaptığını yazmış hep, içim bir garip oldu okurken neden bilmiyorum. Telefonum çalmaya başlamış farkında değilim, annem odaya gelip "Telefonun çalıyor duymuyor musun" diye söylediğinde fark ettim, baktım Burak arıyor.

K: Efendim aga
B: Karar verdin mi geleceğin tarihe
K: Bu ay sonu veya Ekimin ilk haftası gelmeyi planlıyorum da, henüz karar veremedim
B: Tamam aga netleşince söylersin biz de ona göre hazırlık yaparız, nabıyosun
K: Şimdi belki kızacaksın söyleyince ama Senanın günlüğünü okuyorum
B: Ne
K: Senanın günlüğünü okuyorum
B: What the fuck amk Senanın günlüğünün sende ne işi var

Söyledim Senanın bana verdiğini, ona bir şey demeye fırsat vermeden içindeki notu da okudum bir çırpıda

B: Vay amk ciddi ciddi okuyor musun la şu an
K: Aynen, 2006dan bir yerler okuyorum
B: Ne yazmış okusana bi merak ettim amk
K: Şu an okuduğum günü okuyayım mı müsait misin o kadar vaktin var mı
B: Ohoo denize kum bende vakit, oku

Okuduğum günü baştan sona tekrar okudum ama Burağa okudum telefonda. Sonra hiç benim bile henüz tek başına okumadığım yerleri okudum sesli şekilde, bir ara gözlerim doldu bir günü okurken, rüyasında görmüş beni, bana seneler sonra yazdığında rüyasında gördüğünü ve merak ettiğini söylemişti, o rüyayı yazmış olduğu gibi, rastgele sayfalardan okudum sürekli tarihi söyleye söyleye. Burakta hiç ses etmiyor, tek söylediği şey devam et, ee sonra falan.

K: 1 saattir okuyorum amk az koydum kenara, ağzım dinlensin
B: Biz kızıyoruz ediyoruz anlık sinirle bir şeyler diyoruz da, Senanın o zamanki halden şu anki manyağa dönüşmesi çok üzücü be
K: Ben de ona üzülüyorum işte, bak neler neler yazmış zamanında
B: Konuştunuz mu bugün
K: Konuştuk biraz, hayatıma engel oluyorsun falan dedim sonra bunu elime verip gitti
B: Her ne kadar zamanında iyi olsa da şu anki hali ortada be olum, yani olmaz artık o iş
K: Ne o lan sende bi yumuşadın
B: içim bi garip oldu
K: Senin de oldu dimi
B: Eh yani, başka neler var neler yazılmış

Burakla beraber Kocaeliye gittiğimiz günü buldum, onu okudum sonrasında ise aklıma nedense doğum günümde bana yazması düştü, o günü buldum ve okumaya başladım.

- Bugüne kadar yaşadığım en güzel gün bugün olabilir. Geçenlerde King'i rüyamda gördüm, bugünse onun doğum günü, yazıp yazmama konusunda kararsızım ama nasıl olsa ne kadar çekingen ve yüzüm kızarmış şekilde yazdığımı anlamaz diye onu aramaya başladım,
onu bulduğumda biraz inceledim, hiç değişmemiş. Fotoğraflarına baktım biraz, onu gördükçe içim kıpır kıpır oldu, en sonunda mesaja tıklayıp yazdım bir şeyler, başında beklemeye başladım acaba görecek mi, görmeyecek mi diye, hiç beklemediğim bir anda cevap geldi, ne yapacağımı şaşırdım, sonrasında kendimi toparlayıp yazdığını cevapladım ve öyle konuşmaya devam ettik

K: Burada kesilmiş, devamında yeni sayfada başka tarih var
B: Ulan be
K: Ne oldu lan
B: Olum garip lan
K: Garip olan ne
B: Yani zamanında böyle şeyler yazmış birinin şu anki halde olması
K: Ee zaman ilerledikçe insanlar değişir, tam hatırlamıyorum ama buna benzer bir laf var işte
B: Çok doğruymuş o
K: Neyse daha okumayayım yoksa pek hoş şeyler olmayacak
B: Senin ses gitti zaten ağlıyo musun artık ne yapıyosan
K: Yok lan ne ağlayacam tuhaf oldum sadece

B: Şu an onca şeye rağmen git son bi şans ver diyesim gelmedi değil hani, onca içten yazılmış şeyden sonra
K: Bunu sen mi diyorsun
B: Evet ben diyorum
K: Olmaz
B: Neden diye sormayacam sen bilirsin aga
K: O baya bi içerledi hayatıma engelsin dediğimde, yani ben istesem de o istemez
B: Ne diyim ki, amk ne günlükmüş bana bile işledi
K: Ona şaşrıyorum zaten amk, ne diyordun geçenlerde şimdi ne diyorsun iyi misin sen
B: Ben iyiyim de
K: De?
B: gibtir et, ben az çocukla ilgileneyim Aylin alışverişe gidecek, ararım yine akşam falan veya yarın ararım artık
K: Tamam aga görüşürüz o zaman
B: King
K: He canım söyle
B: Ya da boşver kafana göre takıl nasıl istiyorsan, hadi gittim ben

Kapattı telefonu, ben de elimdeki defteri kapattım masanın üstüne koydum sonra yatağa geri uzandım. Telefonla bakışmaya başladım, arasam mı aramasam mı diye düşünüyordum, en sonunda tıkladım numaranın üstüne, çalmadı "Aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor" dedi sekreter. "Kapatmıştır telefonu veya şarjı bitmiştir, niye arıyosam ben de" diye söylendim yattığım yerden.