1. 157.
    -1
    temel bir gün dışarı çıktığında, kaldırımın üstünde şınav çeken bir adam görmüş...

    sağından bakmış, solundan bakmış, eğilmiş meğilmiş, biraz düşünmüş sonra demiş ki:

    -- uşağım bence sen boşuna uğraşıyosun ha bu karı kaçmış..
    ···
  2. 156.
    0
    güzel başlık upupup
    ···
  3. 155.
    +1 -1
    yaşlı ve zengin adam, gazeteciye röportaj veriyordu. konu nasıl bu kadar zengin olduğuna geldiğinde, yaşlı adam anlatmaya başladı:
    - çok fakirdim eskiden. cebimdeki bir dolarla çok güzel bir elma aldım. pazara gidip elmayı iki dolara sattım ve iki dolarla iki elma aldım. iki elmayı pazarda dört dolardan sattım ve hale gidip dört elma daha aldım. derken neyse ki mısır'daki dedem öldü de cebim para gördü.
    ···
  4. 154.
    +1 -1
    bi çocuk kum havuzunda çamurdan bi şeyler yapıyormuş.
    polisin teki yanına yaklaşmış;
    -hehe kolay gelsin ufaklık napıyosun bakalım?
    -su katıyom, toprak katıyom, tak katıyom polis yapıyom.
    -ne? terbiyesiz seni, yürü evine kırarım bacaklarını.

    ertesi gün yine aynı çocuk, polis yine yaklaşıyor;
    -hehe ufaklık yine napıyosun bakalım?
    -su katıyom, toprak katıyom, tak katıyom polis yapıyom.
    -neaa? ağzını burnunu kırıyım senin de gör, edepsiz seni.
    polis çocuğu dövmüş, çocuk da ağlayarak evin yolunu tutmuş.

    ertesi gün yine aynı;
    -napıyosun lan yine pis çocuk?
    -su katıyom, toprak katıyom doktor yapıyom.
    polis gülmüş;
    -hah, aferin. taka noldu peki?
    -tak katınca polis oluyo.
    ···
  5. 153.
    -1
    birgün temel gece karanlığında tek başına yürürken, önünde bir nesne olduğunu farkeder. çok karanlık olduğundan ne olduğunu anlayamaz. eğilir, eline alır, sıkar ovalar, koklar ve bir parça ısırıp tadına baktıktan sonra şöyle der:

    - ula bu takmuş. iyi ki basmaduk
    ···
  6. 152.
    +2 -1
    bir türk ve bir çinli balık tutmaya giderler. sabahtan akşama kadar oltalarına tek bir balık bile vurmaz. sinirlenen kafadarlar gece ağ atıp ertesi gün bütün balıkları paylaşmaya karar kılırlar. sabah olunca bir de ne görsünler. ağda sadece bir balık vardır. küçücük tek bir balık.. ikisi de balığı almak ister. çare bulamayınca türkün aklına bir fikir gelir. önce ben seni gibiyim sonra sen beni gib en çok bağırttıran balığı alsın. çinli okey der. türk başlar gibmeye çinli biraz bağırır. türk boşalınca çinli sıra bende dostum bakalım ben ne kadar bağırtıyorum der. türk cevabı verir: al balığını gibtir ol git dıbına koyim..
    ···
  7. 151.
    +1 -1
    papaz, iki metre ilerisinde duran zangoça hiddetle sorar:
    gizli gizli sen mi içiyorsun kutsal şarabı?
    zangoçta derin bir sessizlik... papaz iyice köpürür... !!!
    ''sana soruyorum be adam! duymuyor musun beni?
    'hayır burdan hiçbir şey duyulmuyor efendim
    "olacak şey mi! iki adım öteden beni duymuyorsun..

    zangoç bıyık altından güler:
    isterseniz yer değiştirelim anlarsınız...
    yer değiştirirler. bu kez zangoç seslenir:
    kilise için toplanan bağışları kim zimmetine geçiriyor?"
    papaz (mırıldanarak):
    hakikaten yahu! buradan hiç bir şey duyulmuyor''
    ···
  8. 150.
    -1
    dursun temeli yolda yakalar ve
    - ayran de bakalum, der
    ayran, der temel. "karun bana hayran" der karşılık olarak. temele dert olur olay, günlerce içi içini yer ve bir gün yakalar dursunu yolda
    - kola de bakalum
    - kola
    - karın benu öptu
    - e uymadu da
    - ama aslu vardur
    ···
  9. 149.
    +1 -1
    bir cinli bir bara girer ve orada steven spielberg'i gorur. onun bir hayrani oldugu icin yanina kosar ve imzali bir fotograf ister. spielberg beklenmedik bir sekilde cinli'yi tokatlar.
    saskin cinli sorar: "neden boyle yaptiniz?"
    spielberg cevaplar "siz 2. dunya savasinda bizim pearl harbour limanini bombaladiniz"
    cinli daha da saskin: "ama onlar japonlardi, ben ise cinliyim.!.."
    spielberg: "cinli, japon, koreli, vietnamli, hepsi ayni tak"
    bunun uzerine cinli de spielberg'e bir tokat atar
    bu defa saskin spielberg sorar: "peki sen beni niye tokatladin?"
    cinli: "siz de titanic'i batirdiniz, titanik'deki yolcular arasinda benim atalarim vardi"
    spielberg: "manyak misin, titanik'i batiran bir 'aysberg'di"
    cinli: "aysberg, spielberg, carlsberg, hepsi ayni tak.
    ···
  10. 148.
    -1
    new yorktan los angelese giden ucakta cingoz bir avukat ile sarisin aptal gorunuslu bir hanim yanyana oturuyorlar. avukat hem hanimla yakinlasmak hem de hosca vakit gecirmek icin bir oyun teklif ediyor. kabul gorunce oyunu anlatiyor:

    -size bir soru soracagim, cevabi bilemezseniz bana 5 dolar vereceksiniz, sonra siz soracaksiniz bilemezsem ben size 50 dolar verecegim.

    ve ilk soruyu soruyor:

    -ay ile dunya arasindaki uzaklik ne kadardir?

    kadin tek soz soylemeden cantasindan 5 dolar cikarip adama uzatmis.

    soru sorma sirasi sarisina gelmis:

    -tepeye 3 ayakla tirmanip 4 ayakla asagi inen sey nedir?

    adam dakikalarca dusunmus... yaniti bulamamis... cuzdanindan 50 dolar cikarip kadina uzatmis. kadin parayi kibarca alip cantasina koyarken avukat merakla sormus:

    -cevap ne?

    kadin tek kelime etmeden cantasini acmis ve 5 dolar cikarip adama uzatmis...
    ···
  11. 147.
    -1
    temel rusya ya gidecek olan dursun'u aids konusunda uyarmaktadır;

    "dursun rusya'daki kadınlardan uzak dur yoksa aids bulasır. eger sana bulasırsa karına da bulasır. karına bulasırsa bana da bulasır. bana bulasırsa annene de bulasır eger annene bulasırsa butun köye bulasır"
    ···
  12. 146.
    -1
    fırtına felaket. uçak öyle bir türbülansa girmiş ki, her yer zangır zangır sallanıyor. korkudan sapsarı olmuş yolcu, bakmış yanında bir rahip oturuyor;

    - "bir şeyler yapsanıza peder" demiş, yalvarır gibi. rahip istifini bozmadan cevap vermiş.;

    - "ben yönetimde değil, pazarlamadayım."
    ···
  13. 145.
    -1
    - sevişirken eşinizle konuşur musunuz ?
    + ararsa neden olmasın
    ···
  14. 144.
    -1
    bir bahar günü adam ve karısı hayvanat bahçesine giderler. kadın hoş bir
    kolsuz pembe elbise giymiştir. hayvanat bahçesinde fazla kimse yoktur.
    gezerlerken gorillerin olduğu bölümde oldukça kılli ve iri bir goril
    görürler. goril kadını görünce heyecanlanır ve çite tırmanıp tek eliyle
    göğsünü dövmeye baslar. (gorillerin kur yapma biçimi) herhalde kadının açık
    giysisinden etkilenmiştir. adam bunun komik olduğunu düşünür ve karısına
    gorili daha fazla tahrik etmesini önerir. kadın elbisesinin omuzlarını
    indirir ve goril çığlıklar atmaya başlar. adam karısını biraz daha
    teşhirciliğe ikna eder kadın elbisesinin eteğini biraz yukarı kaldırır ve
    goril çıldırır, zıplamakta ve bağırmaktadır. o anda adam karısını yakalar,
    gorilin kafesini açar ve karısını içeri atarak kapıyı kapatır.
    - şimdi ona başının ağrıdığını söyle..
    ···
  15. 143.
    -1
    bir gün temel ormana ağaç kesmeye gitmiş. baltasını alıp ağaçları kesmeye başladığı sırada ormanda gezinti yapmakta olan greenpeace üyeleri temel'i yakalayıp, evire çevire dövmüşler. temel perişan halde evine dönerken yolda arkadaşlarına rastlamış.

    - uyy ula temel ne oldi sağa.
    - ula birileri geldi doğanin yengesinu bozmişsun dedi verdiler sopayi, verdiler sopayi. amina koyim ne doğan'i tanirim ne yengesinu.
    ···
  16. 142.
    -1
    mahir, sabah uyanınca o gün 70 yaşında olduğunu hatırlamış. yavaş yavaş yataktan kalkarken gözü ayaklarına ilişmiş.
    -'sevgili ayaklarım, bugün 70 yaşına girdik. 70 senedir beni istediğim yere zütürdüğünüz, bu yaşıma sizinle girdiğim için bahtiyarım,
    sizlere çok teşekkür ederim, nice seneler dilerim... '
    sonra dizlerine dikkat etmiş.
    -'sevgili dizlerim, bugün 70 yaşına girdik. bu kadar sene beni taşıdınız, bükül dedim büküldünüz, çömel dedim çömeldiniz,
    bu yaşıma sizinle birlikte girdiğim için şükür ediyorum. sizlere çok teşekkür ederim, nice seneler dilerim... '
    sonra gözü biraz daha yukarı kaymış;
    - 'eee ulan köftehor, ulan hayırsız emektar' demiş, eğer sen de yaşasaydın bu günümüzü hep birlikte kutlayacaktık.'
    ···
  17. 141.
    -1
    papa ilk kez bir amerikan başkanını washington'da ziyarete gidiyormuş. uçaktan iner inmez bir basın ordusu etrafını sarmış ve gazetecilerden ne öndeki mikrofonu uzatarak "papa hazretleri beyaz sarayın yanıbaşındaki genelevler hakkında ne düşünüyorsunuz?" diye sormuş. papa soruya çok şaşırmış. "beyaz saray etrafında genelev var mı?" diye soruvermiş.

    ertesi gün amerikan basını konuyu manşetlere taşımış. "papa uçaktan iner inmez sordu: beyaz saray etrafında genelev var mı?"
    ···
  18. 140.
    -1
    siirt'li bir gay ile bursa'li bir gay e-5te musteri beklerken sohbete baslarlar. bursali,
    siirtliye "sizin orda muallaklik zor olmali herhalde" der..

    siirtli de "valla geliiler once dayagi atiiler, sonrada alip daga goturup yapacaklarini yapiiler; tekrar dayak atip orda birakiiler."

    bursali "bu dehset verici bir sey canim" der. "peki bursa'da nasil bu is?" diye sorar, siirtli.

    bursali da anlatir once telefon acarlar, kabul edersek gelip arabayla alirlar, once hamama guzel kokular surunup, ordanda restorant, sonra bara, ordan da otele, isimiz bittikten sonra da evimize birakirlar".

    siirtli dayanamaz artik "ulan.." der,
    "bu sosyal imkanlar siirt'te olsa, siirt'in alayi muallak olur!"
    ···
  19. 139.
    0
    reserved
    ···
  20. 138.
    +1 -1
    potansiyel ile fiili arasindaki fark;

    adamin kucuk oglu sorar;

    babacigim, 'potansiyel' ile 'fiili' arasindaki fark nedir?

    babasi; anlatayim' der.

    sonra karisina doner ve sorar:
    1 milyon dolar verseler robert redford'la yatar misin?
    karisi:
    tabii, sorulur mu? hayatta kacirmam!
    bunun üzerine adam kizina 1 milyon dolar karsiliginda brad pitt ile yatip yatmayacagini sorar.
    kizi:
    vay be! tabii ki! hep hayalini kurdugum sey!

    daha sonra adam buyuk ogluna donerek:
    sen 1 milyon dolar için tom cruise ile yatar misin, diye sorar.

    buyuk oglan:
    evet! neden yatmayayim? dusunsene 1 milyon dolarla neler
    yapilmaz! bir saniye beklemem!' der.

    bunun üzerine babasi kucuk ogluna doner ve:

    anladinmi oglum? 'potansiyel olarak' 3 milyon dolarin üzerinde
    oturuyoruz,
    ama 'fiili olarak' 2 huur ve 1 muallakyle yasiyoruz...
    ···