/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +9 -1
    Kadın okuyucu varsa kusura bakmasın ama kadın dünyanın en salak varlığı. Bir erkek tüm hayatını gibtiği halde, başka bir erkek için her şeyi yapmaya hazır..
    Önümde domalttım, zütüne bir tükürük şelalesi gönderip parmaklarımla yumuşattım.. Bir parmak soktum, ona bile ofluyordu.. 2. Parmağı soktum.. 3. Parmakla biraz zorladım.. Ve malafatı yerleştirdim. Izdırabını gibtiğimin huursunun canını aldım sanki, öyle bir bağırma yok.. Çıkar lütfen diyor.. Çıkartır mıyım sizce ? Even çıkartırım. Ama sonra geri sokarım. O zütü gibeceğim. Birkaç acı dolu daha denemeden sonra zütü alıştı, tabiri caizse kanırta kanırta gibtim. O gün, gün boyu kaç kere gibiştik hatırlamıyorum. En son denemede boşalamamıştım kan ter içinde kalıp pes etmiştik.
    ···
  2. 27.
    +10
    Zaman geçtikçe grup olarak daha çok zaman geçirmeye başlamıştık. Müge ve Nejla beraber eve çıkmışlardı, dersten sonra muhakkak orada toplanıyorduk. Ecem\'le aramızda kesinlikle bir elektrinlenme vardı, kız hamleyi benden bekliyordu. Ben tabi ki bu hamleyi yapamadım. Çok dürüst ve etik olduğum için değil, o an için zütüm yemiyordu. Sadece mavi boncuk veriyor, gereğinden fazla yaklaşmıyordum. Bu grup içerisinde en huur Nejla gibiydi. Hal ve hareketleri ve yaptığı şakalar o kadar açık saçıktı ki, içimden bu kız grup bile yapmıştır diyordum. Ama yanılmışım, en namuslusu o çıktı..
    Biz Ecemle birbirimize kur yapar, kırıtırken asıl bomba Mügeyle patladı. Bir akşam evlerinde epey içmiştik.. Ecem yurda döndü, Uğur orada kalacak. Ben eve geçmek için toparlandım, çünkü evde bekleyenim var.. Bana çok ısrar ettiler kalmam için, nasıl kalayım amk. Ne dediysem bırakmadılar.
    Kafam o kadar iyiydi ki şimdi arayıp Duygu\'yu ikna etmeye uğraşacak hiç halim yoktu. Kapattım telefonu. Tamam dedim.. Bir müddet daha takıldık, bir taraftan film izliyoruz bilgisayardan. Film izlerken ayaklarıma birisi dokundu. Birisinin ayağıydı. Göz ucuyla baktığımda Mügeydi. O da göz ucuyla beni kesiyordu, bu temas hiç öyle yanlışlıkla olmuş gibi değildi. Çünkü ayaklarıyla ayaklarımı okşamaya başlamıştı. Bir Duygu\'ya bakıyorum bir de buna.. Pehhh. Ne sandın sen beni ? Abaza mı ??
    Bende karşılık verdim beyler. Bende onu okşamaya başladım ayaklarımla. Normal bir insan, evdeki o afet dururken bu yerden bitme cüceye yedek gibini bile sokmaz. Film sonrası herkes yatmaya çekildi, biz Uğurla salonda yatacağız.. Ben uyumadım. Bekliyorum. Gelmeme ihtimali yok Müge\'nin. Uğur bir süre sonra horul horul uyumaya başladı. Yarım saat geçmedi, kapıda bir gölge.. Kafasını uzattı, Müge.. Hemen doğruldum, salondan çıktım. Tuttu elimden odasına zütürdü beni. Hatay\'dan böyle bir huur çıkar mı beyler ? Vallahi çıkmış. huur demem sadece vermesinden kaynaklı değil, anlatacağım..
    ···
    1. 1.
      0
      Devam zamki
      ···
    2. 2.
      0
      gibicem şimdi cüceni amk mutlu sonla bitsin şu hikaye çok mu şey istiyoruz la
      ···
    3. 3.
      +1
      Senin ben varya o amina koyim cocuk yeminlen sen ne serefsiz ne mal ne huur çocuğu ne dusunceziz bir insansin lan ulan amina kodumun ben kumarmaz bir insanim ama ben bile düşünüyorum empati yapiyorum ulan senin ben varya feristahini gibim gerizekali hadi duygu neyse kucuck kiz var lan ondan ne istedin he anasini gibtim ya cocuk senin ben o anani gibim. ananai anladin
      ···
    4. diğerleri 1
  3. 28.
    +9
    gibimi yavaşça yerleştirdim.. Yalnız bir sorun var, tam ereksiyon olamıyorum çünkü acayip çişim var. Yatak odasına öpe öpe zütürdüğü için “ bir sn tualete gitmem lazım” diyemedim. Her gibişte bu huur çocuğu prens bey bir arıza çıkartmak zorunda mı ? içine yeni girmişken tualete gitmek yine olmazdı. Güç bela birkaç dakika gibtikten sonra, üzerine eğildim.. “bekle beni”
    Hemen tualete gidip işedim, geri döndüğümde kendimden emin o amı parçalamak istiyordum. Hayal sınırımın zorladığı her pozisyanda gibtim. Sabahları severim, ereksiyonu fazla, boşalma süresi uzundur. “ Lütfen gel artık” dedirtene kadar gibtim.. Çok küçük bir züt deliği vardı. Bende bir zütçülük var beyler, inkar etmeyeceğim.. Yatakta uzanırken, yarı yiyişiyor, yarı kıkırdaşıyorken, elimle züt deliğini buldum.. Hafif hafif bastırdım. Yüzüme baktı :
    - Ne ?
    + Hiç yaptın mı buradan ?
    - Hayır yapmadım.
    + istiyorum.
    - Acımaz mı ?
    + Acıtmam.
    - Yapmasak ?
    + Bana özel bir şeyin olsun bari..
    - Senin için her şeyi yaparım.
    ···
  4. 29.
    +8
    1 haftanın sonunda toplam 5 kavgaya karışmıştım, tabi ki bunların tamamı yönetimin kulağına da gitmiş.. Bir akşam üzeri ders dönüşü yurda girerken müdür çağırdı odasına..

    + Otur oğlum...

    + Bak, 19-20 yaşında gencecik adamsın.. Biliyorum kanın hızlı atıyor. Herkes yurt ortamında yapamaz, belli ki sende yapamayacaksın. Devlet yurdundasın, sicilin olumsuz etkilenmesin. Bulduysan bir arkadaş, eve çık oğlum sen..
    - Müdür bey, bende öyle bir para yok. Yani çıkamam ki.
    + Oğlum, atılmadan sen çık. Bu hafta sana göz yumacağım, tek bir tartışmaya karışmaman şartıyla. Ama haftaya burada olma. Bu yaptıkların şuan atılman için yeter de artar bile. Geleceğin kararsın istemiyorum.
    - Teşekkür ederim.

    Mesaj anlaşılmıştı. Birikmiş bir param yoktu. Bir ev tutmak için kira peşinat kesin vermek gerekiyor, doğal gaz, elektrik, su açtırma saymıyorum bile. Ben evdekilere bu durumu gibsen açıklayamam. Açıklarsam giberler zaten. Nereden para bulabilirim ?
    Hayatında hiç kimseye bir lokma faydası dokunmamış bir şerefsiz, nereden para bulabilir? Hiçbir yerden bulamaz. 1-2 ay idare etmeliyim. Sonra evdekilere 12 kişi var odada, ders çalışamıyorum derim.. 1-2 ay nasıl idare edeceğim ?
    Sanırım tek çarem.. Duygu.
    ···
    1. 1.
      0
      Seriiiiii
      ···
    2. 2.
      0
      Devam panpa
      ···
    3. 3.
      0
      Devam zumqiiiii
      ···
    4. 4.
      0
      Seri yaz zamki
      ···
    5. diğerleri 2
  5. 30.
    +8
    Bu süreçten sonrası benim durulma, arınma ve akıllanma evrelerim oldu. Devamında bir Belarus anım var, öğrenci değişim programı gibi, ama ücretli 1 sene öğrencilik (dil öğrenmek için) dönemim oldu Belarus'ta. Onu belki başka bir hikayede anlatırım.
    Belarus'un rusçamı geliştirmemde çok etkisi oldu. 1 sene kaldıktan sonra şakır şakır konuşur halde gelmiştim. Devamında doğru iş tercihleri ve işde disiplin çok şükür beni güzel yerlere getirdi. Bu olaylardan sonra hayatımda pişmanlık duyduğum başka bir anım olmadı. O takık karakterim artık kimsenin hayatıyla oynamama konusuna takık durumda ve genç bir delikanlı, yeğenim bana hangi bölümde okusam diye sorsa bile net bir cevap vermem. Fikirlerimi söyler seçimi ona bırakırım.
    Geçmişim hatalar ve pişmanlıklarla dolu. Hep kendimde şeytan tüyü olduğunu düşünmüşümdür. O yıllar gerçekten giderim vardı, gerçekten yakışıklıydım. Bir de bu tüyle beraber çok dikkat çekiyordum ve ben malesef bunların tamdıbını boşa harcadım. Sürekli game over. Şimdilerde sakallı, aile babası göbeğiyle yaptığı işlerde sadece kendisine değil, çevresine de faydalı olmaya çalışan birisiyim. Yanımda çıraklığını geçirip şuan çok güzel yerlere gelen, benim yetiştirdiğim tam 11 kişi oldu. Hepsi hala dua eder bana. Bence hiçbir şey için geç değildir hayatta. "Zaten dibe battın, yapmadığın pislik kalmadı, sen affedilmeyeceksin" diyen şeytanın ta kendisidir.

    içimde iyiliklerin dedikodusunu eder şeytanlarım..
    Kalın selametle.
    ···
    1. 1.
      0
      Vay ameka
      ···
    2. 2.
      0
      Ellerine sağlık
      ···
    3. 3.
      0
      Iyi lan adam olmussun sonunda ee moruk bende simdi kumarbazim yas 27 ben ne gib yiycem varmi bana verebilicen bir akil hersey sende bitiyor akillan falan birak farkli birseylerin varmi
      ···
    4. diğerleri 1
  6. 31.
    +6 -2
    Sonuçları öğrendikten sonra babam beni artık aradı ve eve çağırdı. Bu sefer küfür etmemişti. Akşam eve gittim, ahali toplanmış. Babam :
    + Oğlum, evladım ne yapmayı düşünüyorsun ?
    - Ben iş hayatına atıldım baba, iyi de kazanıyorum. Üniversite vakit kaybı.
    + Oğlum bak 1 yıldır sürtüyorsun, daha akıllanmadın mı ?
    - Aksilikler oldu baba, her şey daha iyi olacak. 2000 tl kazanıyorum, az mı ?
    + Az değil, ama çok daha fazla kazanabilirsin. Sevdiğin, yorucu olmayan bir işin olur. Babalık hakkım varsa git üniversiteye..
    - Gitmeyeceğim baba.
    + dıbına koduğumunun dölü ne gib yersen ye !
    Sonunda yine sövdürtmüştüm kendime. Beni ikna eden şeyse abimin tek bir cümlesi oldu.
    - Oğlum salaksın sen. Sendeki bu fırsat bende olsaydı, dakika durmazdım.

    gibikçe gelebilir ama bu cümle gururumu okşadı beyler. Evet abimin yapamayacağı bir şey yapacaktım. O kazanamadı üniversiteyi, ben kazandım. Gittim babama :
    + Gideceğim baba, kırmayacağım seni ( Sövebilirsiniz beyler )

    Uzun zaman sonra babamın bana sarıldığını hatırlıyorum…
    ···
    1. 1.
      0
      Rrezzzzzzzzz
      ···
    2. 2.
      0
      Hadi lan amzik
      ···
  7. 32.
    +7
    Hızla kalktım yerimden, gidip yumuldum dudaklarına.. Bir yandan öpüşüyor, bir yandan beni yatak odasına zütürüyordu. Yatağa uzandı, kilodunu çıkarttı, bacaklarını 2 yana açtı “ gel bebeğim “
    GEL BEBEĞiM. Öyle bir cümle ki, o an nereye çağırsa gidebilirim. Çağırışların en güzeli. Bir kadın bir erkeği böyle çağırmalı. Gel bebeğim. gib beni.
    Bacak arasına sokuldum, hazır olda ki küçük prensimi dıbına sürtmeye başladım. Bembeyaz bir ten, dolgun bacaklar ve muazzam bir züt.. ne büyük ne küçük memeler.. Ama yanaklı bir amı vardı, yapısal mı çok mu kurcalattı bilmiyorum.. Çok gibimde de değil o an..
    ···
  8. 33.
    +7
    Şu ana kadar yazdıklarımın başlıkla bir alakası olmadığını biliyorum baylar. Bu başlığın bende ayrı bir önemi var. Hayatımda ilk ve tek terkedilişimin sebebidir bu başlık ve buradaki huur çocuklarından birisinin di o. Eğer konuyu dağıtmadan zütürebilirsem, tabiki deyineceğim. O kadar çok şey var ki anlatacak..

    Şu hayatta sanırım en başarılı olduğum şey duygu sömürüsü yapmaktı. Beni seven ve değer veren herkesi sömürmek. Yıllarca annemi sömürdüm, babama pek işlemiyordu ama.. Duygu'yu da sömürdüm..
    Yukarıdaki durumdan kurtuluş yolu olarak tek çarem Duygu'ydu. Aradım ve durumumu bire bin katarak anlattım.. Bunları anlatırken tabiki ondan hiçbir şey beklemiyordum, bunları sadece dertleşmek için anlatıyordum.. Karışınızdaki sizi çok seviyorsa, işte bunu yiyor. Duygu'da inandı bana.. Tüm ailesini karşına aldı ve çocuğuyla birlikte Konya'ya geldi. Tabi öncesinde bir ev tuttum ben, Bosna hersek mahallesinde.. Selçuk üniversitesinin karşısında 125.000 nüfuslu bir mahalle. 100.000'i öğrenci.. Tabi gerekli masrafları Duygu göndermişti..
    ···
  9. 34.
    +7
    O yıllarda sadece yukarıda yazdıklarımı düşünüyordum. Empati diye bir durum henüz benim dünyamda yok, icat edilmemiş.
    Antalya'da doğmuş, büyümüş, hali vakti yerinde ve fıstık gibi, daha 29 yaşında bir kadını, küçük kızıyla Konya'da bir eve kapatmıştım. Çocuğu bırakacak bir yer yok, bu sebeple çalışma imkanı yok, gerçi onun Konya'da çalışması zaten vukuat olurdu. Tipik ev kızı oldu. 50 lik teyzeler gibi, sabahtan akşama kadar magazin, yemek programları, müge anlı falan izliyordu. Çocuk uyanıksa tabiki çizgi film açık.. En büyük aktivitemiz akşamları çıkıp seyyar arabalardan köfte ekmek yemek. içeceksek evde içiyoruz, sıçacaksak yine evde sıçıyoruz.
    Yıllar sonra hatırladıkça beni kahreden ne biliyor musunuz beyler ? O halinden şikayetçi değildi. Tüm bunlara rağmen o mutluydu.. Bir kere yüzü asık görmedim onu.. Artık yemek yapmayı falan da öğrenmişti bayağı..
    ···
    1. 1.
      0
      Aldım rezimi panpa
      ···
  10. 35.
    +7
    Bu gibiş beni epey mutlu etmişti. Çünkü Duygu ne istiyorsam onu yapıyordu, hatta fazlasını yapıyordu. Yala dediğim de gibimle de kalmıyor, taşşaklarım, kasıklarım hatta züt deliğime kadar yalıyordu. O kadar kıllı bir zütü servet versem yalamam. Ama yarım saat devam et desem, yarım saat yalıyordu iyilik meleğim.
    Sabaha çok mutlu uyandım. Sanırım Duygu'yu affetmiştim, yeniden onu sevdiğimi hissediyordum.
    Fakülteye geçtim, dersliğe girince gözüme ilk Müge çarptı. Beni görünce o da bir toparlandı, yüzüne salak bir tebessüm aldı. Ben bu huuryu tamamen unutmuştum. Müge aslında kafa kızdı, hiç gibmemiş olsaydım, iyi arkadaş olabilirdik. Benim bu kızdan kurtulmam lazım.

    Onu da görmezden gelerek yerime oturdum. Geldi yanıma oturdu.
    + Ne oluyor ?
    - Hiç.
    + Ya hiç konuşmuyorsun benimle ?
    - Bak Müge, olmaması gereken birşey yaptık. Bu duyulsun da istemiyorum. Ben bu sınıftan kimseyle çıkmayacağım. Bu ya aramızda kalacak ve unutacağız, yada ben seninle muhattap olmayacağım.
    + Ben evlenelim demiyorum sana. Takılalım işte. Arkadaş olarak takılalım, canımız isterse yatalım.
    _ Yatmak yok. Tek kişiden duyarsam bunu seni pişman ederim.

    Dersten sonra çocuklar beni yine çağırdı. işim var dedim, eve gidecektim. Duygu'yu tekrar gibmek istiyordum, bu bir muallaklik göstergesi mi bilmiyorum ama zütümün yalanması acayip haz vermişti. huur Müge işi biliyormuş..
    Yol boyu yürürken Ecem bana eşlik ediyordu. Ne zaman karşıdan karşıya geçecek olsak, yada kaldırım kalabalıklaşsa direk koluma giriyordu. Ben de müsade ediyordum, yürürken dibinde yürüyor, dururken tam arkadasında duruyor, her fırsatta arkadan dayıyordum. O yurda döneceği yola geldiğinde görüşürüz diyip öpmek için yanağını uzattı, yanağından öpecekken son anda kafamı çevirip dudağına bir öpücük kondurdum. Baktı kaldı suratıma..

    - Görüşürüz.
    ···
    1. 1.
      0
      Adam tam. gibis makinesi aq
      ···
    2. 2.
      0
      Babaannem yazsa daha hızlı yazar biraz seri ol habibi
      ···
  11. 36.
    +7
    Yıkılmış bir halde ayrıldım yanından Duygu'nun.. Kalbim acıyordu, gerçekten acıyordu. insanoğlu en yanlış kararları verdiği an bile haklı görür kendisini. Kimse kolay kolay bu yaptığım şerefsizlik biraz ama, kusura bakma artık demez.. Ben de kendimi bazı yönlerden haklı çıkartıyor, onların arkasına sığınıyordum. iyi bir insanım ben.. Tek zararım kendime. En büyük avuntum bu.. Ama nerden bilebilirdim bu gibtiğim ne ilk ne de son hayat olacaktı.

    Ertesi gün sabah ilk işim Duygu'yu aramak oldu. Açmadı telefonu. Hala bana kızgın sanırım, hakkı da var olmaya, ama onu hayatımdan çıkartacak değildim tabiki.. Öğleden sonra beni geri aradı, uyuyormuş.. işe de gitmemiş.. Bir önemi yok artık diyor.. Yaklaşık 1 saat telefonda normal hayatına dönmesini söylesem de sanırım başarılı olamadım. Böyle çaresiz anlarda, sizlere de oluyor mu bilmiyorum, çok gibik ve saçma fikirler geliyor benim aklıma..

    + Benimle beraber Konya'ya gelsene ?
    ···
  12. 37.
    +7
    Bu arada mayıs ayında yine ÖSS’ye girmiştim ve havalimanında çok fazla Rusça bilen personel ihtiyacı olduğundan Rusça bölümleri yazmıştım. Sonlara da Akdeniz üniversitesinden 3-5 tane gibindirik bölüm yazdım. Maksat bir şekilde bir bölüme girip, askerlikten yırtmak. ileri de Allah kerim diyordum, şuan bir kurtulayım da.. Ve ay olarak tam hatırlamamakla birlikte, üniversite sınav sonuçları açıklandı.. işte beyler bu benim hayatımın mucizesiydi. ilk tercihim Selçuk Üniversitesi – Rus dili ve edebiyatı tutmuştu.. Hiçbir şekilde beklemediğim bir sonuç. Bu olmasaydı eğer, hayatımın geri kalanı Antalya’da nasıl şekillenirdi tahmin etmek gerçekten zor.
    ···
  13. 38.
    +7
    Ağustos sonuna gelmiştik, şefe gidip istifamı verdim. Memnunduk senden babaanne neden çıkıyorsun ? Memnun olmadığın bir durum mu var ? dedi. Yok dedim, her şey çok güzeldi. Benim gibi bir rahatsız bile vukuatsız senesini doldurabiliyorsa, burası herkes için harika bir yer demektir. Ancak üniversitede istediğim bölümü kazandım, okumak istiyorum diyince, anlayışla karşıladı, helalleştik..
    Duygu’ya hala söylememiştim ama bir an evvel söylemeliydim çünkü bu haberin yayılmaması imkansızdı. Şef 1 hafta daha çalışmamı rica etti. Normalde ihbar süresi falan yoktu ama kırmadım onu. Aralarda yine Duygu hep yanımdaydı, bu akşam çıkalım dedim. Sessiz sakin bir yere.
    + oo fantezi mi ?
    - Yok, konuşmamız lazım..
    Ses tonum Duygu’yu korkutmuştu. Bak bebeğim kötü bir şey söyleyeceksen gitmeyelim, lütfen. Eve gidelim lütfen. istersen bağır çağır bana, kız sinirin geçene kadar. Ben ne hata ettiysem düzeltirim..
    Sen ne mükemmel bir insansın öyle..
    - Kötü bir şey değil, dışarı çıkalım.
    Akşam iş çıkışı Kundu’ya gittik, orada sakin bir koy biliyorum.. Kendime 2-3 tane bira aldım, Duygu istemedi. Bir taraftan içerken, bir taraftan ayın deniz üzerindeki yansımasını izliyordum. Duygu ise beni izliyordu. Bir an göz göze geldik. Ay ışığı boncuk gözlerini ışıl ışıl etmiş, kahverengiye çalan gözleri parlamış, elaya kaçan bir renk almıştı. Hayatımda ilk defa bir kadına şiir okudum ve onu mutluluktan ağlattım..
    ···
  14. 39.
    +6
    Kusura bakmayın beyler, şehir dışındaydım, daha seri ilerleyeceğiz bundan sonra. ilk defa bunları yazma cesaretini buldum kendimde, yarım bırakmaya niyetim yok..

    Eve gittim, Duygu kapıyı her zamankinden daha neşeli, mutlu ve umutlu açtı. Gülücükler saçıyor, dibimden ayrılmıyordu. internetten yemek tarifleri almış, soslu tavuk falan yapmış. Bu durumun bir güzelliği de şuydu aslında, yemeğim hazır, ne zaman acıksam yine önüme yemek geliyor ve bulaşık temizlik gibi dertlerim yoktu. Ayrıca çok güzel bir kadın yatakta da sürekli hizmetimdeydi. Böle bir öğrenciliği kim istemezki. Ama bazen fazla mutluluk insana fazla geliyor. "Allah'tan belanı mı istiyorsun" derler ya hani, sanırım onu istiyordum.

    Duygu sofrayı kurana kadar biraz küçük kızıyla oynadım. Acayip zeki ve tatlı bir çocuktu. Yemekten sonra odaya çekilip biraz müzik dinledim. (Sagopa Kajmer - Pavlov'un köpekleri) o sıralar bu şarkıya takmıştım, takunu çıkartana kadar dinliyordum..

    O gün evde harika bir gün geçirdiğimi hatırlıyorum. insanların hayatlarının belli dönemlerinde yaşadığı salt mutluluk anları. Hiç bitmeyecek ve hiç geçmeyecek sanırsınız. ciks kısımlarından hoşlanmayan arkadaşlar için bugün ki gibişi detaysız geçeceğim. Sadece tam bir saat zütümü yalattığımı hatırlıyorum ve sonrasında defalarca tekrarlayan sevişmelerimiz..
    ···
    1. 1.
      0
      Evde çocuk varken nasıl gibişiyonuz
      ···
  15. 40.
    +5 -1
    sonra duygu beni içeri aldı. ben sevişceğimizi sanarken bir anda kapı çaldı. duygunun kapıyı açmasıyla içeri milyonlarca 50 santim zenci girdi.
    ben noluyor amk derken duygu mutasyona uğramaya başladı ve 100 cm yannanı çıktı.
    tüm zenciler sıra oldular ve sıra sıra yannanlarını ağzıma zütüme soktular. kargaşada birde kimi göreyim...

    51 santim ordusu ile mustafa topaloğlu!!!

    duygunun 50 santim ordusu ile karşı karşıyaydılar.
    ikisininde amacı beni gibtirtmekti. ordular savaşa başladı. ilk başta zenciler ucunu silvirterek kılıç yaptığı yannanlarla zararlar verdi. mustafa topaloğlu bunu görünce kuran okudu ve gökten uzaylı yannanlar indi. savaş başladı. 2 gün boyunca savaş sürdü ama kazanan yoktu! sonra duruma el koymaya karar verdim. hemen aradan kaçıp orhan ustaya gittim...
    ···
    1. 1.
      0
      hönkürdüm
      ···
  16. 41.
    +6
    Ancak ben mutsuzdum. Kendimi bir şeylere zorunlu hissediyordum ve bu beni acayip geriyordu. Bu durum hala değişmedi aslında. Hala kendimi bir şeylere "zorunda" hissedersem, sinir katsayılarım çıkıyor.. Bu sebeple evde kavgalar çıkmaya başladı. Tabi ki ben çıkartıyorum. istemsizce.. Elimde değil.. "Bugün dersin kaçta bitiyor ?" diyor.. "Ne yapacaksın?" diyorum.. Çünkü o soruyu bana geç kalma haaa demek için sorduğunu hissediyordum. Aslında o, çıkacağım saate göre plan yapmak istiyordu.
    Kendimden hiç bahsetmedim beyler. itici olmak istemedim. Kimse ben çok çirkinim diyemez ya hani. Öyle sanın istemedim. Ama yukarıda yazdıklarını itiraf eden birisi, herhalde çirkinliğini çok daha rahat itiraf edebilir. 1.90 boyundayım, o yıllarda 83 kiloyum. Bir şekilde dikkat çekiyordum. Hiçbir şeyden olmasa, boydan sanıyorum.. Sınıfta Ecem, Müge, Nejla, ben ve Uğur epey kaynaştık.. 5 li grup olarak geziyor, aralarda beraberiz, okuldan sonra beraberiz.. Uğur Manisa'lıydı, Müge Hatay'lı, Nejla istanbul, Ecem Eskişehir. Ne saçma bir grup amk. Grup içerisinde Müge'nin bana karşı davranışlarını arkadaşlıktan öte yakın buluyordum.. Çok beğenilecek bir kız değildi, ama insanın zütü kalkıyor işte. 1.55 falan boylarında, balık etli, beyaz tenli bir kızdı. Sürahiyle bardak gibi duruyorduk. Ecem ise voleybolcuydu, 1.83 boylarında küçük memeli ama davul gibi zütüyle ben buradayım diyordu. Güzellik olarak evdeki Duygu'nun yanına yaklaşamazdı, ama daha önce söylemiştim, sanırım ben erkeğin huursuydum.
    ···
  17. 42.
    +6
    Üstümden büyük bir yük kalkmıştı beyler. Hiç kimseye benzemek zorunda değilsin.. Bu fikir beni çok rahatlatmıştı.. Fulya ile iyice yakınlaşmıştık. ilk defa gibiş düşünmeden bir kızla bu kadar uzun zaman geçiriyordum.. Hafta sonuna bize davet ettim, kabul etti. Cumartesi öğlen geldi. Mutfak işlerinden hiç anlamam. Dışarıda kahvaltı ettik, eve geçtik. Film izledik, müzik dinledik, saatlerce birbirimizin saçını gözünü sevdik. iki normal sevgili ne yaparsa onları yaptık. ikimiz için de bu bir ilkti ve o yüzden çok keyifliydi..
    Akşam üzeri bu sevmeler biraz ilerledi. iş yavaş yavaş cinselliğe doğru kayıyordu. Fulya'nın yaşadıklarını hatırlayınca, ben biraz kendimi geri çektim. " Napıyorsun ? " dedi. " Sakın bana bunu yapma, beni incitmekten korkma.. Bana bunları unutturan ol sen "
    Üzerime bu misyonu aldım. Yatağa yatırdım, yavaşça soydum.. Harika bir fiziği vardı beyler, beyaz bir ten.. Belki de hayatımda gördüğüm en güzel ve biçimli ayaklar.. Ayak fetişi değilim ama, o ayaklar gerçekten kusursuzdu.. Tüm yaşadılarını ona unutturmalıydım.. ilk kez bir am yaladım.. Eğildim ve dıbını, kasıklarını yalamaya başladım. Fulya bundan çok keyif alıyordu, eminim ki o huur çocuğu asla bu kıza bir muamele yapmamıştı.. Daha sonra gibimi sıvazladım, dıbına sürtmeye başladım.. Titriyordu kız beyler. Bütün vücudu titiriyordu. Alıştıra alıştıra sokmaya başladım, o kadar hassas ve narin davranıyordum ki.. Sonunda soktum.. Bu dar ve güzel bir amdı.. Biraz alıştırdıktan sonra hem öpüyor hemde gibiyordum. Ne zaman hızlansam "yavaş lütfen" diyordu. Sert sevmiyordu, yada korkuyordu.. Hiç zorlamadım onu.. Onunla konuşa konuşa, öpe öpe gibiyordum ve hayatındaki ilk orgazmını yaşatmıştım ona..
    ···
  18. 43.
    +6
    Sonraki gün servise onun evinin ordan beraber bindik ve buluşmalarımızı o kadar sıklaştırmıştık ki , ben neredeyse eve hiç gitmiyordum. Arada gidip yedek kıyafet alıyordum sadece. O anlarda da yediğim lafın haddi hesabı yoktu tabi ki. Artık neredeyse Duygu’nun evine yerleşmiştim, küçük kızıyla ve annesiyle de tanışmıştım artık. O anlarda hayatımdan memnundum ama eve gitmek artık içimden hiç gelmiyordu. Bu tarafta ise işler artık ciddiye binmeye başlamıştı ve bu durum beni korkutmuyor değildi. Daha askerliğini yapmamış 19 yaşlarında bir delikanlıydım, öylesi bir hayatın sorumluluğu nasıl alınır tabi ki zerre fikrim yoktu.
    ···
  19. 44.
    +4 -2
    Bir avuç ateş koydu gözlerin içime..
    Seni düşündükçe yüreğim yanıyor, boğazım düğümleniyor..
    Dalıp gidiyorum uzaklara..
    Sokaklara atıyorum, yalnızlıklara bırakıyorum kendimi.
    Gözlerim puslanıyor, yanağım ıslanıyor, sanki omzuma dağlar yaslanıyor..
    Ey gözüm sevdiğim ! Gönül verdiğim ! Hayaliyle murada erdiğim..
    Deli taylar gibi duruşunu, yaralı ceylan düşünüşünü.
    Sinirini, gülüşünü, boyun büküşünü, sevinçle gelişini, hüzünle gidişini..
    Ve giderken yaprak gibi dökülüşünü..
    Bakma öyle ıslak ıslak, gözün gözümde kalacak.
    Gönül yaram, gözü karam..
    Aşktan yana bahtı karam..
    Ateşe düşmüş kar gibi, eriyorum gülüm.. eriyorum.
    Seni çok seviyorum.
    ···
  20. 45.
    +6
    Planı yapmıştık, ben ilk gideceğim ve yurda yerleşeceğim, Duygu ise daha sonra gelecek, tabi öncelikle ailesine saçma olmayan bazı gerekçeler sunacak.. Duygu bir nebze olsun sakinleşmişti, ama ben bu kararla iyi mi etmiştim, kötü mü bilmiyorum..

    Hazırlıklar tamamlandıktan sonra otobüse bindim. Yol boyu Duygu'yla beraber yaşayacağımız yeni hayatı düşündüm. Bunu aslında düşleyerek yapmadım.. Potansiyel olarak önüme çıkan bütün problemleri yine kafamda kurdum, senaryolar yazdım, oynadım.. içim sıkılıyordu, göğsüm daralıyordu. Çünkü tüm senaryolar gibik yerlere çıkıyordu..

    Nihayet yurduma geliyorum.. Duyduğuma göre artık yurtlar 2 yada 4 kişilik oluyormuş (kyk)
    Ben odama girdiğimde ise dünyam başıma yakıldı.. 12. kişi olarak girdim odaya. Ortada bir ranzanın altı boş sadece. içerisi taşşak kokuyor, 4'er li 2 grup ranzanın üstünde batak oynuyor, diğerleri kitap okumaya çalışıyor.
    ···