/i/Ben

Discord Sunucumuz Açıldı!
discord.gg/incisozluk
  1. 1.
    +3 -1
    öncelikle belirteyim bu bir motivasyon hikayesi değil, GÜNLÜKTÜR ve GÜNCELLENECEKTiR! o yüzden başlamadan kaydet
    .
    .
    kısaca kendimden bahsedeyim;
    25 yaşında ortalama bir inci sözlük loser'ıyım. Ailemle aram ne iyi ne kötü, hayatımda hiç kız arkadaşım olmadı, boş bir ilçede arkadaşsız büyüdüm, üniversiteyi yarıda bıraktım. Ne tipim iyi ne de boyum 1.90 ne de kasım var.
    .
    .
    intihar etmeyi uzun bir süredir düşünüyorum; bu kendime verdiğim son şans olacak. 1 sene içinde kendimi topladım topladım, toplayamadım bu sefer bitiriyorum.
    Geçen pılımı pırtımı toplayıp evden çıktım gelip izmire yerleştim. Plan yok, iş yok, para desen 9 aylık çalışmamdan az bir birikimim var.
    .
    .
    Kısa süreli hedeflerim ise;
    --En az asgari maaşlı bir iş bulmak
    --Ev kiralamak
    --Normal iş dışında günde 2-3 saatimi harcayacağım 2. bir iş(kendi işim)
    --Basit kişisel gelişim.(Bakım, 1 sosyal aktivite ve spor)
    --Kız arkadaş edinmek(ya da düzenli ciks partneri)

    Ağlama veya şikayet etme lüksüm yok, başarılı olamazsam 1 sene bir önemi olmayacak hiç birinin.

    ilk geldiğimde kısa bir süre bir arkadaşımın evinde kaldım(adam akıllı arkadaşım olan 2-3 kişiden biri) bu süreçte kira ve iş kovaladım. Bir markette kasiyer olarak başladım işe, ev kiraları çok pahalı olduğu için de dükkan kiraladım 15-20 m2 lik. Birikimim dükkana verdiğim depozito, kira, elektrik, su açtırma benzeri masraflara gitti elde var sıfır. Bir yatağım veya duşum yok. Buzdolabı ya da çamaşır makinesi desen onlar hayal!
    -Maaşım 15-20 gün sonra yatıyor o zamana kadar çamaşırlarım idare eder.
    -Duş için ise şofben alacaktım ama sonra kuzenimin aldığı ucuz şofbenle çarpıldığı geldi aklıma, o yüzden 1 kettle, kova ve tas aldım.(evet duşumu böyle alıcam birader bir sorun mu var?!)
    ···
  2. 2.
    +1
    Şansıma bu sene başında kredi kartı çıkarmıştım ve düzenli ödedim hep, 20k lık bir limiti var. Enflasyon gibi bir gerçek olduğundan nakit kullanmıyorum hiç, maaşınızın bağlı olduğu bankadan kredi kartı çıkarır ya da 3. parti gibi(enpara vs) seçeneklerle kredi kartınıza kullanım ücreti almıyorlar ve faizler enflasyondan çoook çok düşük. 1 ay sonra ödediğim için de işime geliyor para değersizleştiği için daha az ödemişim gibi oluyor. (Faizlere de zam gelip duruyor onun da patlaması yakındır)
    .
    .
    Ek olarak kredi kartı çıkarırsam faizsiz nakit avans veren banka(lar) var. ikinci planım bu olacak, sanırsam nakit avans ile ya da kredi ile altın almak yasak değil. Alıp kenara atmayı düşünüyorum ilerde gerekirse her türlü karla bozarım zaten. Kredi notum yüksekken bunu değerlendirmem lazım, ödemeyi sorunsuz yaparsam ileride araba, ev gibi daha büyük yatırımlar için daha büyük kredi verebilir banka(lar)

    olum bu arada izmirin karıları harbiden güzel amk. Milfleri de güzel gençleri zaten güzel.
    .
    .
    Hiç kız düşüremezsem tinder indirmeyi düşünüyorum
    biliyorum utanç verici, kendime bunu layık görmemem lazım ama 25 yaşına gelince arkana baktığında hiç kız arkadaşın olmadığını görünce sen de indirirsin kanka
    ayrıca kız bir kankam vardı liseden kalma, 3-4 ayda bir görüşür konuşuruz kendisiyle. Bahsettiğine göre kullanmayan kızlar bile fake tinder hesabı açıp kimlerin kullanıp kullanmadığına bakıyormuş(ulan bu kızlar yok mu). Bunları da duyunca boşver koy gitsin dedim kendime.
    .
    .
    Ha bu arada izmirde çok kral bir abiyle tanıştım kiralık dükkan ararken. Kiralık bir dükkana bakmaya gitmiştim hemen yanında dükkanı varmış onun, buyur yardımcı olayım diye girdi direk muhabbete. Şansıma oradaki dükkanı kiralamış sahibi ben gitmeden 5 dk önce(şansıma sokim)
    neyse T. abiyle tanışmış oldum orada. Gel çay ikram edeyim dedi oturdum sohbet ettik hemşeri çıktık bunla, anlattım böyle böyle diye anlarım dedi. O 17 yaşında çıkıp gelmiş buralara, metroda yattım diyor ilk başlarda. Garibanlığı bilirim senin halinden en iyi ben anlarım dedi. Biraz da böyle Sergen Deveci’nin her şeyi neden bildiğini bilmeyen adam tipi var adamda. Yeğenim dedi ben sana yatak da ayarlarım, gel çamaşırlarını burada da yıkayabilirsin hiç çekinme falan başladı böyle.(ben de biraz soğuk bakıyorum çünkü güven olmaz çekip gibebilir de amk adamla tanışalı yarım saat olmuş. Yok abi sağol dedim, dükkan sahibini aradı işte yeğenim benim halamın oğlu falan bir anlatıyor(5k lık dükkanı ben sana depozitosuz 4.5k-4k ya bağlarım dedi) Fakat dediğim gibi sahibi 5 dk önce anlaşma imzalamış biriyle amk güzelim dükkan kaçtı elimden. Neyse T. abiye veda ettim döndüm arkadaşın yanına. 2 hafta daha geçti neredeyse geleli 1 ay oluyor hala arkadaşla kalıyorum, bir tane dükkan buldum. işte konuştuk anlaştık vs derken 4k ya bağladım onu şu an orada kalıyorum. Attım 1 yorgan yere, altına da bir kilim, pek yumuşak değil ama bu ayı çıkarsın maaşla alırım bir yatak ilerde. Arada bir T. abinin yanına gidiyorum çay ikram ediyor, gibmedi allahtan gerçekten de iyi yürekli bi adammış. Eskici bir tanıdığı varmış hemen bana birkaç eşya ayarladı ucuza, dükkana taşıdık eskici çocuğun arabayla. Bir dahakine denk gelince kanepe ayarlıcakmış.
    .
    .
    T. abiye maaşı alınca bir paket bira ısmarlıcam bir iki kere denk geldim içerken, seviyorsa hediyem olsun adam çok yardım etti-ediyor amk.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 3.
    +1
    Üniversitenin bana kazandırdığı bir şey varsa o da yabancı bir ortama ilk kez gittiğimde kendimi nasıl tanıtırsam insanlar öyle zannediyor beni.
    .
    .
    Lisede asosyal, kimseyle konuşmayan boşun tekiydim. Üniversiteye gitmeden önceki yaz sözlükteki bütün sağlam başlıkları okumuştum ve bu onlardan kaptığım bir özellikti.
    Önce dışarı çıktığımda farklı bir bakkala girip konuşkan biriymiş gibi davranıp selam veriyor sohbet etmeye çalışıyordum. Daha sonra dışarıda gördüğüm belediye işçilerine, rastgele insanlara selam verip sohbet kurmaya çalışmıştım. En son da rastgele kızlarla.
    .
    .
    Tabii kolay olmadı, başlarda zaten konuşamayan her 2 kelimede bir kekeliyen(kekeleme hastalığım yok, sonra 1-2 yılda olmaya başladı) iletişim kurmaya çalışan bir goril gibiydim. Ama zaman zaman iyileşti ve biraz biraz konuşmam düzeldi. Ünide de böyle yapmıştım, dersliğe girerken dikkat çeken boş beleş hareketlerle giriyordum. En sevmediğim insanlara en çok gülümseyip, en yakın arkadaşımmış gibi davranıyordum. Garip bir şekilde sosyalliğe yarıyordu(ama yalandı tabii)
    .
    .
    daha sonra bunu girdiğim iş yerlerinde yaptım(çalışırken) orada şansıma sağlam dostlar edindim 1-2 tane
    Hatta kira sözleşmesi imzalarken ailemden imzayı kabul etmeyenler oldu, iş yerinde beraber 7 ay çalıştığım arkadaşım gelip imzaladı yemin ediyorum. Gerçekten de asıl dostlarınız zor zamanlarınızda belli oluyor.
    .
    .
    Burada bir parantez açayım(insanlara ne kadar iyi davranırsanız ki ben bu arkadaşım depresyondaydı ve hep bu günlerin geçeceğini söyleyip ona manevi olarak destek olmaya çalışmıştım. işte okuduğum pgiboloji başlıkları, kitaplarındaki teknikleri de kullanarak biraz rahatlattım. O da hiç beklemediğim bir anda çıkıp bana bunların ortasında: “Sen daha iyisini, en iyisini hak ediyorsun. Tabiiki de destek olucam” dedi ve orada hayatla ilgili çok önemli bir ders almış oldum. insanların kölesi olacak kadar ayaklarına kapanmayın, ama kötü gününüzde birinin size nasıl davranmasını istiyorsanız önce siz gidin ona öyle davranın.
    .
    .
    Bu arada Youtube üzerinden FarFromWeak izliyorum, ingilizceniz varsa tavsiye ederim(adamakıllı tek motivasyon kanalı)

    insan tek başına yaşarken yalnızlığı hissediyor ve manevi olarak desteğe ihtiyacı oluyor, ama motivasyon içeriklerini de abartmamak önemli. Fazla izleyince sırf kendini tatmin etmekten başka işe yaramıyorlar. O yüzden kendime kural koydum. Spora doğru düzgün başlayana kadar günde en az 10 kere pull-up ya da duvara dayanıp 100 kere şınav çekiyorum ayakta.
    .
    .
    Bu sırada da ileri hedeflerimi oluşturmaya başladım. ilk hedefim 12 aylık kirayı çıkarmak. Evet asgari maaş kira+ihtiyaçlara yetiyor, ama üzerine para kalmıyor hiç ve iş ağır olduğu için yoruluyorum ve işten döndüğümde başka bir şey yapasım gelmiyor.(2. Işime başlayamadım daha)
    O yüzden bir an önce para biriktirip yıllık kirayı çıkarmam lazım;
    --Para biriktirmem imkansız çünkü maaş bitiyor o yüzden krediye yöneleceğim.
    Nasılsa asgari maaşa yıl başında zam gelecek, krediye ödeyeceğim para ise aynı olduğundan hem birikimim olacak, hem borcum hem de maaşım.
    Ama maaşım artacak, doğru yatırım yaparsam birikimim de artacak bu yüzden borcum sabit durduğu için çabuk bitecek.
    .
    .
    Önceki iş yerinde çalışırken patronumdan benim yaşımda olsam ne yaparsın diye sormuştum; risk alırım demişti.
    -”Artık çocuklarım var risk alamıyorum ama sen alabilirsin”
    +”Ne kadar risk abi, bana kesin konuş”
    -”200 bin liraya kadar borca girerdim ben”
    bahsettiğim muhabbet de asgari maaş 5500 lira iken
    .
    .
    bakalım banka ne düşünecek bu konuda, daha karar vermedim kredi ile ne yapacağımı; plan bulamazsam altın almayı düşünüyorum ama daha iyi bir seçenek olmalı bence
    Tümünü Göster
    ···
  4. 4.
    +1
    Bugün günlerden 24 Eylül Pazar,
    Geleli yaklaşık 1 ay oldu ve düzenim yerine oturdu. Artık bir işim, kalabileceğim bir yerim ve yeterli düzeyde eşyalarım var. ARTIK HESAP YAPMA VAKTi
    .
    .
    kiraya kontratım seneye Eylül’e kadar. Bu ayın kirasını ve depozitosunu verdiğim için bu ay ile son ayı saymıyorum, 11 aylık bir süre demek bu da. 11X4000= 44000 tl yapar. Bu bi kenarda dursun
    .
    .
    7+31+30+31+31+29+31+30+31+30+31+31+24=367 gün yapar(hani bir yıl 365 gündü amk)

    Sağlıklı bir yetişkinin kilo başına yaklaşık 35 ml su içmesi gerekliymiş. 75 kiloyum aşağı yukarı benim ihtiyacım olan 2625 ml.
    2625×367=963375 ml suya ihtiyacım var. 964 litreye tekabül eder. (Hadi 1000’e yuvarla lan)
    -Bugünün parasıyla 5 ltlik su 25 tl yani suyun litresi 5 tl’ye tekabül ediyor.
    1000 litre için 5000 tl ye ihtiyacım var. (yolla kenara)
    .
    .
    Elektrik + Çeşme Suyu’na ayda ortalama 1000 tl harcayacağımı var sayıyorum. Ekim ayında elektriğe %30 zam gelecek. Ek olarak her 3 ay sonra da %15 daha zam koyalım biz. Suya da %5 ekleyelim %20 de kısaca.
    O zaman giderlere;
    1000+1300+1300+1300+1300+1550+1550+1550+1550+1900+1900(değerleri 5-10 lira yuvarladım düz olsun)
    -Etti mi sana da bu 16000 lira,(kenaraaa)
    .
    .
    Aylık 500 lira da telefon+internete ödüyorum. (yaz oradan bi 5500 lira daha)
    .
    .
    Son olarak da günde 100 tl harcadığımı varsayıyorum. Şu anlık ocak, makine gibi mobilyalarım olmadığından genelde günlük 50-60 tl’si gıdaya gidiyor. Ona da aylık %10 zam desek;
    100+110+120+130+150+165+180+200+220+240+265 = 1880(hadi onu da 2000’e yuvarla arada bir abur cubur yedim say)
    .
    .
    ---Velhasıl kelam bu 1 yıl içerisinde 44000+5000+16000++5500+2000 = 72500 TL GiDERiM olacak
    .
    +”Ama baytarben, içecek suya gelecek zammı hesaplamadın, yol paranı hesaplamadın, kıyafet gibi ekstra alışverişlerini hesaba katmadın ne biçim iş yapıyors”
    -KES!
    ,
    Firma yol paramı vermek zorunda, yılbaşında asgari ücrete zam gelecek zaten. Hem firma kendi çalışanı olduğum için %5 civarı indirim yapıyor ek olarak ismini vermek istemediğim bir markanın kartını kullanırsam ek %5 daha indirim alıyorum yani %10 indirimli olacak market alışverişlerim.
    Söylemediğim çok şey var; mesela ismini vermek istemediğm başka bir markanın kredi kartıyla nakit avans çekersem taksitlendirebiliyorum bunu çok düşük bir faizle. Bu nakit avansın tamdıbını çekip marketten 3000 tl gibi sağlam bir alışveriş yapıp 1 yıllık bozulmayacak ne alabilirsem alacağım kendimi enflasyondan da korumak için. Taksitle ödeyeceğim için şaka gibi ucuza gelecek %10’la beraber.

    Peki gelirim asgari ücretse 1 yılı çıkarmak için ne kadar süre çalışmam lazım?
    Yılbaşında asgari ücrete zam gelecek, Mart ayına kadar başka zam gelmez ve genel seçimler olacağı için yine devlet zammı büyük yapar diye düşünüyorum.(Tahminim 14.000 belki 15.000)
    o yüzden ekim-kasım-aralıkta 11400x3=34200 tl gelirim olacak,
    72500-34200=38300
    38300÷14000= 3 ay yapıyor.
    .
    Nisan ayının 1. günü itibariyle özgür bir adamım. Günde 10 saate yakın çalışıyor olacağım, 8 saat uyuduğumu, 1 saat yol süresi ve 1 saat de kişisel ihtiyaçları çıkarırsam günde 4 saatim boş.
    Bu sürede kendi işimi kurmaya başlayacağım internetten freelance ile başlayarak,
    6 ayda bu süre ortalama 750 saat yapar. Nisan ayında da işimin temeli olduğundan tam zamanlı olarak freelance işine girişebilirim. Bu da işimde başarılı olmak içi tam 5 ayım var demek.
    -En kötü ihtimalle işimi beceremem ve eylülde tekrar asgari maaşlı işe girip tekrar başlarım.
    Pes etmek yok.
    Ben bu sistemin ya dıbına koyacağım ya da dıbına koyacağım. Şimdilik bu kadar öpüldünüz,
    buraya kadar okuyan her biriniz benim için ayrı değerli, teşekkür ederim.
    Bir sonraki entry ne zaman olur bilmiyorum belki haftalar, belki aylar sonra
    takipte kal
    Tümünü Göster
    ···
  5. 5.
    +1
    Bu arada sistemin ne kadar açığını kullanabilirsem o kadar iyi.(+%10 indirim ve bunu nakit avansla taksitlendirip ödemek gibi) bildiğiniz açıklar varsa yazın kendiminkilere ekleyeyim, ben öğrendikçe uyguluyorum
    akıl akıldan üstündür
    bu arada önceki entry'de yeterince yer yoktu buraya yazayım. Kaldığım yerdeki markette bir kız var, gün içinde önüme gelen her kızla kesişmeye çalışıyorum bakıyorum bakacak mı bana diye. Bu kız bakıyor.
    Hiç tipim değil, ek olarak kilolu bana göre.
    Ama bakıyor bana böyle salak salak gülümseyerek.
    Fişi verirken elimi tutuyor 1-2 saniye gözlerime bakıyor gülümseyerek. Ayarlayabilirsem ayarlayacağım kriterlerime pek uyduğu söylenemez ama artık 25 yıllık sağ el de yetti be. Bakarım eğer kızı tavlayabilirsem bir şeyler deneyeceğim. Olmadı uyuşamıyoruz derim bırakırım dünyanın sonu değil amk.
    Biraz da biz bad boy olalım ehehe
    ···
  6. 6.
    0
    11 Ekim Çarşamba

    4 gün sonra işe başlayalı 1 ay olacak. Bu ayın maaşını aldığımda kredi kartımın aylık borcunun %80'ini kapadım. Kabul etmeliyim ki hesaplayamadığım harcamalarım oldu, ilk kez kredi kartı borcumu tam olarak ödeyemedim.

    ve yine kabul etmeliyim ki, asgari ücretli işin ne kadar taktan, ne kadar zorlayıcı bir tip olduğunu tekrar hatırladım. istediğiniz işe girin beyler, eğer asgari ücretli ise ve temel olarak herkesin öğrenebileceği bir şey ise hamballıktan farkı yok hiç birinin. Hatta benim işin içine dökümanlar, mal takibi, kabulu gibi bilgisayar gerektiren işler girdiği için hem vücut hem beynim yoruluyor.
    Bu asgari ücretli işler öyle bir şey ki, sizi öyle bir noktaya getiriyorlar ki, normal yaptığınız bir şey tatilmiş gibi hissettiriyor.
    Sanayide çalıştım, çorbacıda çalıştım, restoranda ve kafede yeminle böyle olmadı. Çünkü orada beden yorulsa da en azından beynim rahat oluyordu kullanmadığım için.
    işin arkasında pgibolojik bir teknik var bakın. Yoğun çalışınca kendinizi ödüllendirme gereği duyuyorsunuz. Bu birazda etrafınızdaki kişilere bağlı. Markette etrafımdaki kişiler sürekli bir çikolata, tatlı yeme peşinde. Bana da bulaştı birkaç gündür yorulunca hadi kendime ödül yapayım diyorum ve bir şey alıyorum.
    AMA gibINTI DA BURADA iŞTE
    O şeyi aldığın anda çalıştığın vakti ona vermiş oluyorsun ve çalışmaya devam etmen gerekiyor. Devam ettikçe daha çok yoruluyorsun, daha çok yoruldukça daha çok ödül istiyor beynin. insanı döngüye sokuyor bu ve inanmazsanız gidin konuşun;

    işi hiç fark etmez asgari ücretli birine işini sorun. ilk söyleyeceği şey bırakacağım bu iş yapılmaz demektir. Ama sorsan ortalama 10 yıla yakın devam eder bu pgibolojik döngü ve hiç bırakamazlar.

    Önce bu mantaliteden(düşünme şekli) çıkıp var olan azıcık vakitlerini kendilerini geliştirmeye harcamaları gerekli. Bugün size paranın nasıl işleyeceğini ve bu insanların neyi yanlış yaptığını anlatacağım.

    -”Sen, asgari ücretli çalışan birinden mi parayı öğreneceğiz amk?”
    +”Oku knk, incidesin zaten bunu okumazsan karı kız bakacan onun sana bir faydası oldu mu şimdiye kadar? Bundan bir şeyler öğrenirsin belki.”
    ···
  7. 7.
    0
    Bir insanın para kazanmak için 2 yeteneğe ihtiyacı vardır.

    1. Analiz
    2- Problem çözmek

    Bu iki yeteneği kazanmak için önce kendinize yatırım yapmanız gerekli. Yani paranız yoksa önce gidip gibe gibe bir işte çalışacaksınız, sürüneceksiniz. Sonra bu işten kazandığınız para ile bu 2 yeteneğinize yatırım yaparak kendinizi geliştireceksiniz.

    Paranın çalışma prensibi şudur: Para her zaman bir şey karşılığında alınan\verilen bir takas aracıdır.

    Parayı 3 farklı şekilde kazanırsınız.

    1. Karşılığında zamanınızı takas edersiniz.(işlerin yüzde 85’i budur. Biri sana para verir ve sen de ona zamanını verirsin.)

    2. Ürün ile para takası. Bunu esnaflık gibi düşünebilirsiniz. Bir şey verirsiniz, size karşılığında para verirler.(Bu her şey olabilir, altın, ürün, eğitim, yemek, zaman, yarak, am vs vs)

    3. Parayı siz yoktan üretirsiniz.(Para basarsınız) Bunu siz yapamazsınız. Ben de yapamam. Bunu devletler yapar, dünyayı yöneten en zenginler yapar..

    O yüzden 3. maddeyi unutun. 1. maddede de kazanabileceğiniz parayı siz kontrol edemezsiniz. Çünkü günde 24 saat çalışsanız bile anca o gün 24 saat kaç para ediyorsa o kadar para kazanırsınız. Normal bir iş mantıklı değildir demiyorum, ama tonla para istiyorsanız normal bir işle kendinizi en zorladığınız versiyonda bile belli bir limitiniz vardır.
    Kalıyor bir tek 2. madde; ürün. Değerli bir şey üretmeniz gerekli ki insanlar karşılığında size para versin. Eğer ürettiğiniz şey markette yüksek talebe sahipse ve bunu çok sayıda üretebiliyorsanız 1 kez üretmeniz yeterli olur. Geriye kalan aynı ürünün kopyalarını satmaktır.

    -”Peki ne üreteceğiz, nasıl üreteceğiz napacağız?”
    +”Sakin, hepsi sırayla geliyor.”

    ilk olarak analiz yapacağız. Toplum marketimiz bizim. Marketi inceleyeceğiz, en çok ihtiyaç duyulan şeyler, en çok para getiren ihtiyaçlar, bu ihtiyacı çözen kaç rakip var, bu rakipler çok ise en büyük 20 şirketin yaptığı ortak şeyler neler, biz bunu yapabilir miyiz, biz bunu geliştirebilir miyiz gibi bir dizi sorular sormaya başlıyoruz.

    Mesela büyük şirketlerin yaptığı ortak bir şeyi söyleyeyim size; “Yalın Panosu” kullanırlar. Japonca buna “Kaizen Panosu” da deniyor yanlış hatırlamıyorsam.
    Bu pano saf analizdir.
    Matematiksel olarak girdi çıktılar, hedefler, çalışanlar, günlük, haftalık ve yıllık karşılaştırmalar tarzı analizler bulunur. Bunları öğrenmek zor değil, youtube’dan baksanız 2 grafik ve tablo çizmenin temelini çözersiniz. Asıl olay bunu kendi işinde ve hayatında uygulayabilmekte.

    O yüzden size önce Analiz etmeyi öğretmem gerekli.
    Tümünü Göster
    ···
  8. 8.
    0
    Analiz etmek araba sürmek gibidir, birkaç şeyi aynı anda yaparsınız, ilk başta hangi birini kontrol edeyim diye çıldırırken öğrendikten sonra düşünmeden yapacağınız yetenektir.

    EN BASiTiNDEN GÖZÜMÜZÜ AÇARAK BAŞLIYORUZ.

    iNSANLARIN ÇOĞU BAKAR AMA GÖRMEZ!!!

    Basit bir soru;
    Eviniz, her gün geldiğiniz yerin karşısındaki evin/apartmanın no’su kaç desem kaçınız cevaplayabilir bu soruyu? (Yoksa sağ, sol ya da arkadakid e olur)

    Her gün görüyorsun olum, o bilgi var beyninde.(Ama sorsam bazıları rengini bile hatırlamaz)

    Başka bir soru sorayım; BAKMADAN CEVAP VER Sol üstte yazan inci sözlük yazısı küçük harflerle mi büyük harflerle mi? Bitişik mi ayrı mı?

    Bu sorulara bile cevap veremiyorsan -ki bunlar her gün gördüğün şeyler- bakıyorsun ama görmüyorsun.
    Gerçek hayatta da dikkatli insanların bakıp gördüğü, ama koyunların bakıp anlamadığı bir çok detay var. Bu detayları analiz yaparak fark edebilirsin ve analiz yapmanın ilk adımı gözlerini açmak.

    Beynin gördüğün her şeyi en ufak detayına kadar kaydediyor kardeşim. Yapman gereken şey kaydederken senin ona dikkat vermen.
    Sokakta yürürken bir dikkatini ver, kaç lamba var, yol kaç şeritli, binalar kaç katlı?
    Toplulukta dikkatini ver, bir kıza bakarken sadece meme züt bakma, ayakkabısı ne renk, çantası hangi marka, makyajına tonlama vermiş mi yoksa fırça boya gibi mi yapmış?
    işte dikkatini ver, herkes aynı yere bakıyorken sen tek tek insanlara bak. Herkes çalışıyorken sen patrona bak, arada bir hata yap ama 1 analizle bir şey görüp öğrensen bir şey olmaz. Aksine kazanmış olursun.

    insanların yaptıklarını bir bakışta tekrarlayabilecek bir beyin yapısı geliştir kendinde. Bu şimdilik tek bakışta olmaz, ama analizin geliştikçe kopyalama hızın artacak.

    Kendine belli bir sayıda rol modeli belirle ve onların en önemli özelliklerini kopyala.
    Bir kişiyi kopyalarsan “ÇAKMA” derler,
    10 kişiyi kopyalarsan “ÖZENTi” derler.
    50 kişiyi kopyalarsan “YETENEKLi” derler.

    Ben yeni bir yeteneği her gördüğümde kopyalamaya çalışıyorum. işime yarıyorsa bunu öğrenmem 1 saniye gibi kısa sürebilir, yaramıyorsa bir süre sonra körelir.

    izlediğim saçma bir dizide bir ana karakterin önemli anlarda fısıldayarak konuşmasını kopyaladım mesela. Çoğu insan önemli anda sesini yükseltir ama ben alçaltınca daha da dikkat çekiyorum.

    Her saniye beyniniz bir fotoğraf çekiyor gibi düşünmelisiniz. Daha sonra o fotoğraflara bakıp her detayına kadar hatırlayabilecek şekilde programlamalısınız beyninizi.
    ilk başlarda strateji yeteneğim iyi değildi satranca başladım, sırf analiz yeteneğim artsın diye. 10 seviyeden 9. seviyeyi tamamladım 10. yu tamamlamadım bir tek.
    Yine 1 sn baktığım bir odada her eşyayı hatırlayamıyordum. Sırf hatırlama yeteneğimi geliştirmek için ilk seviyeden başlayıp en zoruna kadar bütün sudokuları çözdüm 1 ayda.

    Analiz iyi olmalı ki problemleri tespit edip, çözmeye başlayabilelim. Çünkü en çok para problem çözenlere veriliyor.

    Ek olarak analizini farklı işler yaparak geliştirebilir, farkındalığınızı arttırabilirsiniz.

    Restorantta çalış; malın hangi günler geldiğini, içeceğin mi yiyeceğin mi daha fazla para getirdiğini, çalışanın o anki performansı ve pgibolojisini analiz et.
    Şirkette çalış; pozisyonların neler olduğunu, sorumlulukların dışarıdan görünenler haricinde neler olduğunu, yaptırımları, kazançları, stratejileri analiz et.
    Esnafla çalış; arka planda neler döndüğünü, ürünün mü yoksa ikna yeteneğinin mi sattığını, iş olmadığı zaman hangi işler yapıldığını, dükkanın güvenliğini ve takibini analiz et.

    En basitinden incisözlüğü analiz et. Trendlerde hangi başlıklar hep oluyor, sen aynısını yazıp trende çıkabiliyor musun, kimler hep aktif, her 3 ayda bir neden 1 kız çıkıp yok oluyor, 8 ayda bir adminler niye değişiyor, en çok kalan admin kimler vs vs vs

    ANALiZ ANALiZ ANALiZ ANALiZ ANALiZ ANALiZ ANALiZ
    bunu anal-iz diye okuduğunuzu bilmek bile analiz amk
    Tümünü Göster
    ···
  9. 9.
    0
    Güncelleme: 22 Mart 2024

    Önceki işimdeki insanlar bencil ve faydasızdı. Aralarında 1-2 iyi kişi vardı ama kendi iyiliğim için işten çıktım ve bir süre hiçbir şey yapmayıp yeni işe girdim.
    Yeni işimdeki insanlar cana yakın, arkadaşça ve daha iyi.(He ekgibleri ve saçmalıkları yine var ama önceki işime göre mutluyum)

    Az önce tam uykuya dalarken tıpır tıpır bir sesle uyandım. 5 aydır aynı yerde kalıyorum ve yer gibi bir zeminde yatıyorum, altımda ne yatak ne bir şey.(Zaman zaman bir taraflarım tutuluyor veya ağrıyor çoğunlukla)
    Normalde de olduğu gibi 2 dk ya geçer dedim ama ses bu sefer biraz farklı geldi, nolur nolmaz diye kalktım ve telefonun ışığını açıp etrafa bakınıyorken yatağımda HAMAM BÖCEĞi GÖRDÜM
    ANANI gibiM
    ANANI gibiM
    HAMAM BÖCEĞiNi gibiM
    a
    n
    a
    n
    ı

    s
    i
    k
    i
    m

    Yarı uykuluyum korku ve panikle ne yapacağımı bilemedim zaten gördüğüm gibi kaçtı ışıktan kayboldu. Aklımı başıma toplayıp tencereyi aldım bunu öldürmek için, baktım baktım bulamadım amk. Bundan sonra aynı yatağa yatmıyorum, masada uyucam.(Önceden yapmadığım şey değil)

    Gece gece uykum kaçtı moralim yerlerde beyler. dıbınakoduğumun böceklerini hiç sevmem zaten. Soylarını gibiyim.

    Ama hayatı zaten dip noktada yaşıyordum artık en diplere gittim. Kirlenmiş hissediyorum.

    Umarım bu beni para kazanmak için daha da motive eder, ya da intihar etmek için.

    Bu arada huur çocuğunun sesi aynı korku filmleri/oyunlarındaki gibi pıtı pıtı çıkıyordu yürürken.

    Hamam böceklerini yaratan tanrıyı gibim.
    ···