1. 1.
    0
    ilkokul 5. karne günü gelmiş, almışım karneyi eve gitmişim koşa koşa. hepsi 5 tabiki. heyecanlıyım, fakir ailenin okumaya yüz tutmuş evladıyım, "geleceğim" yani ben.
    neyse.. babam baktı karneye, afferim lan kerata dedi, gel senle şöyle çarşıya çıkalım bi.

    içim içimi gibiyor, hep aklımda bana bigiblet alacağı hayali var yolda giderken. bi adım arkasındayım fakir babamın, çarşıya kadar acaba hangi renk bigiblet aldırsam diye düşünüyorum..bmx mi aldırsam yoksa dağbigibleti mi...

    çarşıya geliyoruz. benim gözler bigiblet satan dükkanlarda ama işçi emeklisi fakir babamın umrunda değil sanki pek..

    elimden tutuyor kalabalıkta kaybolmayayım diye.. sürüklüyor beni. baba diyorum bigiblet, babam duymuyor.

    taktan bi kebapçının önünde duruyoruz. baba diyorum boşver dürüm falan istemiyor canım, bigiblet baba diyorum..

    babam duymuyor.

    dürümcüye giriyoruz. gözüm kapıda ama hep, çıkalım gidelim istiyorum.

    babam yarım ekmek tavuk, bide ayran söylüyor... hadi diyor, afiyet olsun, karne hediyesi bu sana.

    yiyorum boğazımda büyüyor lokmalar, yumruk yumruk yutuyorum.

    aklımda hep bigiblet.."baba" diyorum, ışıldayan gözlerle bakıyor..

    baba diyorum, "bi ayran daha içebilirmiyim?"

    tabi oğlum diyor.

    bir ayran daha içip kalkıyorum. o gece uyuyamıyorum ağlamaktan. ama ne kimse biliyor ağladığımı nede kimse duyuyor.


    edit:çalıntı faln diyenler okumasın ozamn ben diyorum size başlığı bulun
    ···
  2. 2.
    0
    orta okul yine sefillik içinde geçiyor. tek ayakkabıyla yaz kış idare ediyorum. çantam falan yok.. dersane tespit sınavına girenlere hediye ettikleri klasörüm var sadece. şimdi ki binler bilmez nike çantadan başka bişi tabi.. neyse.

    lastiği kopuyor bir gün o klasörümün okuldan çıkıp eve giderken. yerler ıslak, çamurlu.. bütün kitap defter ne varsa olduğu gibi düşüp mahvoluyor. ağlıyorum sinirimden yanımda kimsecikler yok. artık o anki telaş mı desem, panik mi desem pantolonuma ceketime sürüp o defterleri kitapları temizlemeye çalışıyorum. bi yandan da iki göz iki çeşme tabi.

    "ağlama çocuğum" diyor bi ses. bakıyorum kim diye, okulda hep gördüğüm ama adını bilmediğim bi öğretmen.

    nasıl ağlamayayım öğretmenim diyorum, mahvoldu hepsi.

    alırsınız oğlum diyor, alamayız diyorum. alamayacağımız için ağlıyorum zaten diyorum, gözleri doluyor.

    elimden tutup, bırak onları gel benimle diyor.

    olmaz diyorum, alıyorum hepsini yerden. inat etme hadi gel diyor.

    yüzüm gözüm çamurlu elimde lastiği kopuk klasörüm, o ismini bilmediğim öğretmenin elini tutup gidiyorum.
    ···
  3. 3.
    0
    hep önünden geçtiğim ve geçerkende içeride oturan "zengin" insanlara baktığım bi cafe ye gidiyoruz. yüzümü gözümü temizliyor "öğretmen"

    karnın aç mı diye soruyor. yok diyorum.

    yalan tabi amk. sabah evden çıkarken ağzım kokmasın diye bişiler atıştırmışım. bide bi çubuk kraker almışım son dersten önce, o kadar. it gibi açım yani.

    televizyonlarda falan gördüğüm şıklıkta bi tabak geliyor önüme. ömrümde yememişim öyle yemek, köri soslu tavuk.

    tavuğu bile ayda bir yiyen adamın neyine "köri sosu"

    yiyorum tabi büyük zevkle. bide bi parça ekmekle tabağı sıyırıyorum.. öğretmen gülüyor, "doymadın mı?" doydum öğretmenim ama israf olmasın hani diyorum.
    ···
  4. 4.
    0
    devammı
    ···
  5. 5.
    +2
    neyse yemek faslı falan bitiyor. "hadi" diyor o öğretmen" evine bırakayım seni. "

    "yok öğretmenim zahmet etmeyin" diyorum. zahmet etmesin ki görmesin fakirliğimizi, acımasın bize.

    çocuk aklı tabi amk, sanki ben yok dedim diye o da tamam diyecek. çıkıyoruz yola. ben hala kafalama derdindeyim, gelmeyin zahmet etmeyin diyorum sürekli.

    yok gelicem diyor illa.

    zaten sonra ben gelmeyin dedikçe o cevap vermiyor. yürüyoruz buram buram fakirlik kokan evimize..
    ···
  6. 6.
    0
    dinleyen varmı
    ···
  7. 7.
    0
    @22 çalmışdiyo ya ey allh ım sen başlığı bul terketcem amk nese ben devam ediyorum
    ···
  8. 8.
    0
    annem kapıda beni yanımda bi kadınla görünce telaşlanıyor, noldu diyor hemen.

    öğretmen tanıtıyor kendini

    "ben oğlunuzun okuduğu okulda öğretmenim. adım zeynep. müsaitseniz gelebilirmiyim içeri?"

    annem buyur ediyor hemen. ben bekliyorum kapıda. annem gel oğlum geç hadi diyor. aklımda topukları yırtık çoraplarım var. görmesin o öğretmen diye çabalıyorum.

    siz buyrun öğretmenim diyorum, geçiyor. oyalanıyorum kapıda mal mal ceplerimi karıştırıyorum bişi arar gibi.

    annem öğretmenle geçiyor içeri, bende hemen geçiyorum. kapıyı kapatıp arkamı döndüğümde göz göze geliyoruz o öğretmenle, belli görmüş benim yırtık çorapları, saçma bir gülümsemeyle bakıyor bana.
    ···
  9. 9.
    0
    dinleyen varmı 3-5 kişi
    ···
  10. 10.
    0
    yaverildi diyenler sırf başlığı kirletmeye çalışıyo bende diyorum başlığı bulun kanıtlıyın be kardeşim bu duruma bile bişey buluyosunuz
    ···
  11. 11.
    0
    neyse diyorum içimden, olan oldu amk. zaten sefilliğin kaynağına gelmiş, benim yırtık topukları, ıslak çorapları görse ne olur ki..

    ben gidip üstümü değiştiriyorum hemen. yırtık değil ama yırtılmaya yüz tutmuş, bi arkadaşın evine giderken giyerim diye ayırdığım çoraplardan giyiyorum ayağıma. geçiyorum annemlerin yanına.

    konuşuyorlar işte, oğlunuzun derslerine ben girmiyorum ama, biliyorum oğlunuzu. maşallah zeki, akıllı zehir gibi çocuk vs.

    gariban annem dinliyor, arada kaşlarını çatıp bana bakıyor. hani güya ben bi tak yedim okulda, şikayete geldiler sanıyor.
    ···
  12. 12.
    0
    bekleyin yazıyom şimdi
    ···
  13. 13.
    0
    neyse soruyor işte öğretmen iş güç durumlarını. annem diyor böle böle, işçi emeklisi bi baba, bide ben.

    baba nerde diye soruyor öğretmen.

    yük indirmeye gitti diyor annem.

    çalışıyor yani

    iş olursa çalışıyor, gündelikçi. çogu zaman soğukta bütün gün bekleyip kaldığıyla geliyor eve diye tamamlıyor annem.

    öğretmenin gözleri boncuk boncuk. ben zannediyorum ki evimizi sevmedi, beğenmedi.

    o kadar yoğrulmuşum ki fakirlik hamuruyla, fakir olduğumuzun bile farkında değilim. çoğunluk zaten bizim gibi, 3-5 tane zengin var diye biliyorum hep çocuk aklımla.
    ···
  14. 14.
    0
    bu arada annem benim üst baş çamurlu görmüş ya, kavga etti zannediyor okulda. biraz daha muhabbetten sonra soruyor annem,

    noldu, naptı bizim oğlan. kimle kavga etti?

    öğretmen kavga falan yok diyor, hiç bi şikayetim yok sizin oğlunuzla ilgili. ben sizinle tanışmaya ve bu cocuğun geleceğiyle ilgili konuşmaya geldim diyor.
    ···
  15. 15.
    0
    @42 hikayenin yarsını yazdım zaten wordde hazır hazır alırım diye eskiden açcaktım başlığı şimdi açtım
    ···
  16. 16.
    0
    bu çocuğu askeri okula yazdırın diyor öğretmen. hem okul derdiyle uğraşmazsınız hemde devlette erkenden mesleğini eline almış olur diyor.

    benim gariban annem kapalı beyler. o zamanlar vardı öyle şimdi var mı bilmiyorum.

    yok diyor annem, kabul etmezler. benim başım kapalı, almazlar oğlumu oraya.

    canım ne var herkesin başı kapalı, bu türban değil ki diyor öğretmen.

    olsun diyor annem, almazlar.
    ···
  17. 17.
    0
    o sırada kapı çalıyor. koşup açıyorum hemen. babam.

    soğuktan kıpkırmızı olmuş yüzü, elleri dudakları çatlamış. gözünün içi gülüyor ama. elinde bi kaç bişi var, belli çalışmış bugün. alıyorum hemen elinde kileri mutfağa zütürüp bırakıyorum.

    nasılsın oğlum diyor.

    iyiyim baba, zeynep öğretmen bizde diyorum.

    hayırdır sıpa, naptın diyor.

    valla bişey yapmadım baba, askeri okula falan yazdırın diyor, ben gitmek istemiyorum ama baba diyorum.

    du bakalım bende bi konuşayım diyor babam, geçiyor odaya.
    ···