1. 26.
    +2
    yaş otuzbeş... yolun yarısı eder... ilk yarıda yediğimiz gollerin telafisi için uğraşıyorum şimdi...

    kalan yarısını bir gün burada anlatırım diyecem ama... bu saatten sonra ilginizi çekecek bişey olmaz...

    herkesin iyi kötü hikayesi var.

    ve herkes anlatmalı bence...

    bunu anlatabileceğiniz en güzel yer inanın bana burası...
    ···
  2. 27.
    +2
    levazım oldun dediler.

    dedim ne lazım ?

    levazım , levazım.

    cephedeki askerin donunu yıkayacaksın , yemeğini pişireceksin , banyosunu yaptıracaksın , ölürse gömeceksin.

    dedim oldu dıbınakoyim bi de sakso çekeyim.

    savaş olursa mal dediler.

    ama istersen gene de çek saksoyu.

    71 gün acemi birliği eğitimi aldım. yattığım ranzadan evimi görebiliyor ama gidemiyordum. hasta oldum. annem bana çorba yapamadı. yapsa da tellerin ardına veremedi.

    ama çok güldüm askerlikte.

    binbir çeşit insan var.

    yaşlısı genci , kültürlüsü , cahili , sapığı , safı... hepsi aynı yerde. hepsi eşit. hepsi aynı ordunun malı.

    babam uyardı giderken. anarşik manarşik bilmezler orada giberler dedi.

    yurtsever oldum ben.

    usta birliği dağıtım listeleri geldi.

    topladılar herkesi içtima alanına.

    çıktı uzman çavuşun biri masanın üzerine. elinde bir liste.

    okuyor ...

    ankaraya giden var , istanbulda kalan var ,
    doğuya giden hiç yok.
    en kötü giden kıbrısa düşüyor.
    orduevleri tatil köyleri havalarda uçuşuyor.
    dedim bana da ortaya karışık birşey gelir artık.

    adım okundu. kalktım tekmilimi verdim.

    sarıkamış dedi komutan.
    kars / sarıkamış.

    kanım dondu... dünyam döndü...

    tek kurşun atamadan ölen 90 bin şehit geçti tabur tabur önümden.

    olsun dedim kendi kendime hathı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır.

    pederi aradım.
    dedim kars... ananı gibeyim dedi.
    dedim sarıkamış... ananındıbını gibeyim dedi.
    dedim kader... gibtir muallak kimbilir ne tak yedin orda dedi.
    dedim ben seni gene ararım...
    ···
  3. 28.
    +2
    bir rivayet.

    ben doğduğumda da takluymuşum.

    annem güler sorunca. yeni doğan bebeğin taku olmaz der.

    ya vardıysa. ya ben farklıydıysam.

    neyse. sonra dedeyle kapışıyor bunlar. dede zaten arızotti. kavga edecek kimse bulamayınca etraftaki meteryallaerle kavga edebilen bir adam. hapse girmiş çıkmış zamanında. yumurta topuk çarşamba ayakkabısı giyen sustalı bir asabi. boyu 1,50 falan.
    liseliler bilmez.
    kafasından kıvılcımlar çıkan eko gibi bir adam.
    ···
  4. 29.
    +2
    giderek hızlandım.

    giderek hızlandım.

    yokuşlar çıkıyor, yokuşlar uçuyorum.

    özgürüm , çocuğum , mutluyum.

    takluyum ama yine.

    çok az araba var o zamanlar küçükyalıda.

    arabalardan hızlı gidiyorum.

    - abi lağım mı patlamış buralarda?
    + bilmiyorum birader. bi tak kokusu var ama.
    - belediye reisi çalışmıyor azizim.
    + sahil yolu yapacağına bu kokuyu gider mübarek.
    - ama ne...

    halbuki bedrettin dalan beni hiç tanımaz. tanısa zütüme rogar sokardı.
    ···
  5. 30.
    +2
    dede istanbula gelince biz de köye gideriz tabi.

    mercedes 302 falan var o zamanlar.

    memleket tam 27 saat falan.

    git git bitmez.

    tozlu tosya yolları.

    kusa kusa ( ben ekstradan sıça sıça ) gidiyoruz.

    vardığımız yerde tüm akrabalar.

    yıllar sonra geri dönen bir aile.

    yerler ıslak,
    havada odun kokusu , çay kokusu...
    evlerde kuzine ve üstünde hamsi...
    ısırgan otu denilen avradını gibtiim...
    koca gözlü eli ekmekli köy çocukları...

    bizim oralarda sünnet kutlanmaz ya... anam ille de süsleyecek oğlunu...

    peder solcu ( ama sonradan olma )

    ben oğluma padişah elbisesi giydirmem diyor.

    karar falan verdiler herhalde...

    ben , 5-6 sene önce memleketin yarısına işkence yapan darbecilerin elbisesinden giyiyorum.

    hava taklu korgeneral kubar...

    köy çocuklarının arasında bir milli güvenlik konseyi üyesi...
    ···
  6. 31.
    +2
    dedeyle yıllar sonra barışır bizimkiler.

    dede gelir istanbula.

    anlattıkları gibi değil.

    bayağı da neşeli bir adam.

    arada pırçkk diye tükürüyor yerlere.

    lazca birşeyler anlatıp duruyor.

    bu kadar uzun süre lazca duymamıştım halbuki.

    annemle babam yatmadan önce konuşurdu bir iki kelime. o da artık ne kadar erotikse söyledikleri. biz anlamayalım.

    ama bu dede lazca her şeyi anlatabiliyor.

    işin garip tarafı bizimkiler de anlıyor.

    ben neden anlamıyorum.

    o onun babası o da benim babam.

    herkes anlarken birbirini ben neden anlayamıyorum kimseyi.

    kızkardeşim de fransız olaylara.

    yerde futbolcu kartlarıyla oynuyorum.
    ···
  7. 32.
    +2
    ben yanımdaki fakir güzelleri görmezden gele gele gidip geliyorum okula.

    almancı binlerden birinin babası oğluna bmx almasın mı.

    böyle sarı şişme kılıflar var önünde falan.

    orada masumiyeti de yitirmeye başladık.

    bu sefer hem taklu hem kıskancım.

    ağlamak kar etmiyor fakir evinde. ağlamadım zaten.

    yoksa yok dıbınakoyim.

    derken bir gece.

    baba eve gelir alkol bi milyon.

    yanında rahmetli eren amca.

    sen tut apartmanlardan birinin önündeki hüdaverdi bigibleti kap getir eve.

    geceydi.

    henüz taklu değildim. ( sabaha doğru belki )

    lastiği patlak hüdaverdinin üzerinde hopluyorum.

    lastiği yaptırmak bir kaç gün aldı zaar.

    sonra küçükyalıdaki şimdiki kızılay binasının olduüu yerdeki parkta verdim çoşkuyu.

    saçlarım ve kulaklarımdan akan rüzgar tak kokusunu da uçurdu öte mahallelere.
    ···
  8. 33.
    +1
    korku tünelinden ailecek çıktık.

    istanbula döndük.

    meslek edinmeliydim.

    okuduğum bölümle ilgili çalışmaya başladım.

    depremden 1 yıl sonra eski sevgili aradı.

    ölmemiş. ailecek kurtulmuşlar.

    evlenmiş

    bekaret işini nasıl hallettin dedim.

    o işler kolay dedi. ( şu an türkiye de bir erkek bakire bir kızla evlendiğini sanıyor )

    görüşelim dedi. ( bak kaltağa )

    işim olmaz nişanlıyım ben dedim ( halbuki yok öyle birşey )

    zaman akıp gitti herkesin altından.

    benim de.

    askere gitme zamanı gelmişti.
    ···
  9. 34.
    +1
    dalları alçaktan başlayan bir dut ağacının altında hızlanmaya başladı çocukluk.

    ilk alışverişini hidaverdiyi 10 liraya satmakla yaptı bu çocuk.

    bigibletçi vahitten pinokyo kiralar hale geldik. ne lan bu.

    yaya kaldık anasını satayım.

    balık tutmayı öğrendim sonra.

    balıklar da benim hala taklu olduğumu. bu yüzdendir ki güzel balık tutardım bostancı su tankeri iskelesinde.

    o arada kimseyi sevmedim galiba.

    pelinden sonra tüm kızların donu başkaları tarafından görülmüştü.
    ···
  10. 35.
    +1
    derken birşey oldu o gece.

    salavat getiriyor herkes.

    oda secde ediyor.

    binalar rükuda.

    marmara kendini yokediyor.

    herkes gibi ben de düşünüyorum kyamet mi geldi diye.

    ama 5 saniye de sağlamasını yapıyor insan. güneş batıdan doğmadı. isa gelip bizi davet etmedi. ye'CÜC me'cü falan filan.

    bu bir deprem.

    ama neden körfez.

    yoksa tüm türkiye mi.

    belki de tüm asya.

    doğruldum yatağımda ama yatak da benle beraber ayakta. odada iki adım mümkün değil. allah baba dicey biz o gece kopuyoruz.

    ulaştım kapıya. açtım ki peder karanlıkta donla koşuşuyor evin içinde.

    sarıldık dört kişi bir köpek birbirimize sallandık tam 45 saniye.

    koşam koşa çıktık sokağa ki sokak diye birşey yok.

    heryer toz duman.

    donla fırlayanlar , sütyenle hoplayanlar yerlere secde eden ihtiyarlar , zırlayan çocuklar.

    -ne oldu
    +deprem
    -burada mı oldu
    +bilmiyoruz
    -ya istanbulsa
    +umarım değildir.

    istanbul değilmiş. tek teselli o oldu. çünkü bizim oaraları yıkan bir istanbul merkezli deprem istanbula neler yapmazdı ki.

    gün doğdu.

    heryer yıkılmış.

    tanıdığım insanlar artık yok.

    koşuşuyoruz. birşeyler yapmaya çalışıyoruz. çıplak elle molozları kaldırıyoruz. biz kaldırana kadar sesler kesilmesin istiyoruz.

    yavaş yavaş kesildi sesler.

    yarım saat içinde heryer sus pus oldu.

    askerler geldi sonra.

    dozerler ve helikopterler.

    her mezarın başına dua okunan bayram sabahı gibiydi o gün tütünçiftlik. her enkazın başında birileri ağlayıp sızlıyordu.

    babamın çaresizliği bomba etkisi yaptı bizde. kendisinde ki etkisi daha fazladır mutlaka. ordan oraya koşuşan birşeyler yapmaya çalışan bir yufka yüreklidir babam. o gün koştuğu hiçbir yere yetişemedi.

    saatler sonra aklıma geldi sevgilim.

    daha bir ay önce ayrılmış olsam da resimlerimiz vardı hala birbirimizde.

    depremin merkezi gölcüktü.

    sevgili de gölcüğün merkezinde.

    kaptığım gibi bir bigibleti tütünçiftlikten gölcüğe kadar sürdüm.

    bir belgeselin içindeydim, yazan yöneten doğa başrollerde marmara. konu ölümün binbir çeşidi.

    korku tüneli tak yemişti.
    ···
  11. 36.
    +1
    @21 senin zütüne ayrıca koyacam...
    ···
  12. 37.
    +1
    ortaokulda disiplin kurulu vardı.

    ölüm bile daha iyi bir seçenek gibiydi.

    -falancayı disipline vermişler ... abooooooo... ölsün dıbınakoyim.

    derken birden bir kız ... nasıl da güzel kappe... başarılı ...

    anladım ki sınıfın yarısı ona aşık.

    kesin giberler buu yakında dedim ve daha ilginç bir fikir geldi aklıma.

    hülya koçyiğit , hülya avşar , melike zobu , gülşen bubikoğlu... yalan bunların hepsi. hepsini onlar gibi zenginler elde ediyor.

    neden kendim gibi fakir ( hatta daha fakir ) birini sevip şansımı arttırmıyorum.

    ah saliha ah... ne bileydim ben senin malın önde gideni olduğunu...

    ilk karşılıklı aşkım benim...
    ama dersler toto.
    yazılı okunur " kubar seninki gene toto çekti lan"
    karne verilir " kubar seninkini gerizekalılar sınıfına gönderiyorlar lan"
    e kusura bakmasın ama benim de bir haysiyetim var dıbınakoyim.

    verdim buna çıkışı.

    ve o an enteresan bişey oldu.

    saliha ağladı.

    o zamanlar ortaokulda herkes masaya kafasını gömer sebepsiz yere ağlardı.

    ilgi çekmenin bir yoluydu bu.

    kimseye de söylenmezdi neden ağlandığı. sanki anan gibilmiş. sır dıbınakoyim.

    saliha da koyverdi boş derste.

    üzüldüm ama kendimle de gurur duydum.

    bıraksam , müdahele etmesem saliha şarapçı falan olurdu herhalde ( bkz : türkan soray filmleri )

    sonra geçti. saliha da okulu bıraktı. okul onu bırakmadan.
    ···
  13. 38.
    +1
    amcalardan biriyle beraber başka bir eve taşındık istanbulda.

    biraz daha varoş biraz daha fakir di arkadaşlarım bu sefer.

    heman kartları vardı meşhur.

    misket oynamayı beceremediğimi de bu dönemde keşfettim sonra.

    güzel çivi oynuyor güzel şarkı söylüyor güzel sapan atışı yapıyor ama hala arada altıma sıçıyordum.

    artık valide nin de dikkatini çekmiş olacak ki bir iki defa banyonun içinde kendi donumu çitilediğim cezalar hatırlıyorum.

    ilkokulun sınırlarına dayandım o ara.
    ···
  14. 39.
    +1
    yukarıdaki iki öyküde fabl türünün güzel örneklerini görüyoruz...
    ···
  15. 40.
    0
    reyiz, sen ne ettin reyiz?! on numara yazmışsın. yavaş yavaş okudum hepsini, kendi geçmişime vurdum oradan, düşüne düşüne bir hal oldum sabahın dördüne kadar. devamında da mutlaka değişik hikayelerin vardır, bekleriz.
    ···
  16. 41.
    0
    hacı elbetde vardır sıkımdede değil ya ama karadenizliyiz sonuçta bılırsın dokunuyo ufaktan
    ···
  17. 42.
    0
    öyle deme... kral adamlar var orduda... rizeli de muallak tanıyorum...
    ···
  18. 43.
    0
    @66 aman dıyım aga yakın sayılırız trabzon ama sıkerım ızdırabını daha selam vermem orduluya
    ···
  19. 44.
    0
    @67

    okuma hacı... ben zaten okuyun diye yazmadım... yazmış olmak için yazdım... bu bir terapi...

    bu arada amca senin babandır.
    ···
  20. 45.
    0
    @65 yok ama uzak da sayılmam.

    salaş meyhanelere bayılırım.

    ölünecek en güzel yerler oralardır.

    ölelim la bi ara...
    ···