1. 3501.
    0
    panpa sosyal mesaj yağdırmışsın * dibine kadar haklısın
    ···
  2. 3502.
    0
    eskisi gibi yazmaya başladın tsi. sazan avimi gördünmü lan am ?
    ···
  3. 3503.
    0
    ibret.exe alınıyor
    ···
  4. 3504.
    0
    adamsın panpa beklemedeyiz
    ···
  5. 3505.
    0
    asosyal binim
    edit:allahıma
    ···
  6. 3506.
    +1 -1
    http://fizy.com/#s/3wlni9

    başlamadan önce erken saatlerde bi şarkı gelsin benden size
    ···
  7. 3507.
    0
    bu gecede burdayız panpa.
    ···
  8. 3508.
    +2
    iyi geceler panpalar,
    bu gece saat 02.30 gibi başlıyorum, bu sefer sıkıntı olmaz diye düşünüyorum ;)
    ···
  9. 3509.
    0
    son partı okuyana kadar küfür ediyodum ne diyo bu dıbına kodumun dalyarağı derken son part olmuş panpa ağzına sağlık *
    ···
  10. 3510.
    0
    2912 sf 117 reserved
    ···
  11. 3511.
    +2
    herkese tekrardan iyi geceler çok kalamazsam kusuruma bakmayın bu gece
    ···
  12. 3512.
    +1
    rezerved
    ···
  13. 3513.
    +1
    yarın finaller başlıyo burda seni bekliyorum ona göre
    ···
  14. 3514.
    +8
    ..yandan asmalı, lacivert nike spor çantamı bir kaç çift çamaşır, yağmurluk, şarj aletleri, kişisel temizlik eşyaları ve kalın kıyafetlerle doldurmuş, bir başka poşetin içine de su-bisküvi vb. tıkıştırmıştım. yolculuklarda hazırlıklı olmayı severim, yanımda her daim yiyecek içecek, şeker sakız filan bulunur. hayatı kontrol etme amaçlı bir başka saplantım daha işte..

    tolgayla vedalaştık, "gezdiğin yerleri bana da anlatırsın artık" dedi,

    "aga valla pek kültürel bir gezi olacağını düşünmüyorum da işte, barları kafeleri anlatırım anlat dersen * "

    "hehe hadi bakalım, dikkat et kendine"

    "eyvallah kardeşim"

    saat on civarı olmalı, gece yolculuklarını severim, ama sadece babamın arabasında ya da kamil koç otobüsündeyken.. hiç tanımadığım ve şöförlüğünü bilmediğim bir yaşıtımın arabasındayken değil..

    içimdeki tek sıkıntı yolculuğun kazasız belasız geçip geçmeyeceği.. diğer şeyleri o kadar da takmıyorum aslında..yok yeni insanmış, yeni ortammış..pek utangaç bir adam sayılmam, kendime güvenim de sonsuz..ee o halde gittiğimde karşılaşacaklarım hakkında kaygılanmama gerek yok, değil mi? gidebilsek (ve dönebilsek) yeter.

    çocuklarla buluştuk, cihan denen elemanla da tanıştım orada, uzunca boylu, esmer, sıradan ve pozitif görünüşlü bir tip, sizden bizden biri gibi yani.

    ben önde gidebilirim dememe rağmen alper arkada kızlarla kalmam konusunda ısrar etti, muhtemelen ceydanın işi..

    arka koltuğun solunda, şöför mahallinin arkasında ben, yanımda-ortada ceyda ve en sağ köşede de alper in suratsız sevgilisi ilayda.. yerlerimize yerleştik, araba çalıştı. tanıdık yollardan, bilinmedik bir yöne doğru ilerlemeye başladık.

    yolculuk yaklaşık 7 saat sürecekmiş, eskişehir merkeze gidiyoruz. sabaha karşı orada olacağız.
    ···
  15. 3515.
    +1
    ee panpa ayşegül nerde araabanın markası modeli verde kafamda otursun.ilk spring geldi aklıma oda öğrenci adamdır amk.
    ···
  16. 3516.
    +1 -1
    118 sayfa olmus hala bişeylerin hazırlığındasın dıbına koyim özet geç biraz
    ···
  17. 3517.
    +7
    bordo fiat palio ile yola çıktıktan 5 dakika sonra ilayda kulaklıkları takıp kendi dünyasında kaybolmayı seçti..biz arkada ceyda ile, önde de alper cihan ile çene çalmakta, arada birbirimizin muhabbetlerine dahil oluyoruz filan.. ortam beklediğimden güzel, eleman da iyi kullanıyor, bir rahatsızlık hissetmiyorum, sordum:

    "dostum sen, ne zamandır araba kullanıyorsun, baya iyisin * ?"

    "geçen yıl aldım ehliyeti ama epeydir kullanıyorum ya, 1 senedir resmi, bir kaç senedir gayriresmi diyelim ;)"

    iyi iyi.. gazetede "üniversitelileri aşırı hız soldurdu" minvalli 3. sayfa haberlerine çıkma korkum da epey azalınca nihayet yaptığım kaçamağın keyfini çıkarmak için kendimi motive etmeye başlamıştım,

    arkadaşlarımla şehirler arası bir gezi yapıyorum lan? ne güzel işte, öğrenci şehrine gidiyoruz, ortam güzel olacak, kafam dağılacak, gevşeyeceğim.. daha ne?

    sabah biraz soğuk davranan ceyda, yanımda bıcır bıcır öterken ben de elimden geldiğince içten görünmeye çalışarak sohbetine ortak olmaya çalışıyor, sık sık gülümsüyor, arada espirilerimle onu da güldürüyorum.. böyle anların bazılarında neredeyse üzerime çıkarak fazlaca samimi görüntü vermemize neden oluyor. cihan zaten bizi manita sanmıştır herhalde, alper de arada ceyda koptukça arkaya bakıp çaprazdan benimle göz göze geliyor.. uyarır ya da kızar gibi bir hali yok, daha çok "aga gözünü seveyim bak" der gibi, gülümsemesi ise "vay vay vay aq" ünlemiyle paralel..

    neşeli ve enerjik geçen ilk saatlerin ardından kızlar uyudular, alperin de epey pili azaldı,"gözlerimi dinlendiriyim aga" diyor..ben hala ufak huzursuzlukları ve ceydanın vücudunun önemli bir kısmını üzerimde taşıdığım için pek uyuyacak bir modda değilim, bu sefer cihanla muhabbete başladık, nedir ne değildir, birbirimizin hakkında bir şeyler öğreniyoruz işte.. şehirde başka bir üniversitede fen bilgisi öğretmenliği okuyor, futbol oynuyor, özel zevkleri olan biri: balık tutmak ve kayak yapmak bunlardan bazıları..ben daha hayatımda elime olta almadım aq * bursaya gelmiş daha önce, uludağda kaymış, heykeli ve altıparmağı öve öve bitiremedi, ama kendi şehir kadar güzel olmadığını da ekledi..ah şu izmirliler *

    muhabbeti kasmayan bir çocuk diyebilirim, başta da söylediğim gibi, pozitif bir kere..

    kütahya sınırından biraz sonra biraz mola verdik, kızları uyandırdık, alper gözlerini dinlendirmeyi bıraktı, ben de biraz hareket edip kaskatı olan vücudumu gevşetmeye çalıştım, sağ tarafım felç olmuş durumda. anladım ki şu "kızın erkeğin omzunda uyuması" fantezisi sadece filmlerde romantik, gerçek hayatta ise kısmi felce neden oluyor, uzun süreli denemeyin.

    "yolun yarısından fazlasını geldik sayılır"

    "iyi ya, heralde sabah 6 gibi filan orda oluruz?"

    "aynen"

    "napıyorlar, beklemezler herhalde?"

    "yok uyanık olur onlar, biliyorlar ne zaman geleceğimizi"

    erkekler arası konuşmayı bitirip yeniden yola çıkmak için yerlerimize geçtik, ceyda;
    "ayy uyumuşum yaa * rahatsız olmadın inşallah?" diyerek sevimlilik yapmaya çalıştı, ben de her zamanki gibilesi centilmenliğimle,

    "yok yok önemli değil * " diyerek kızın cesaretini tazeledim.

    yolun geri kalanında kimse uyumadı, bu kez ben biraz dalmışım sanırım, gözlerimi açtığımda ceyda ile koyun koyuna vaziyette hafifçe ışımaya başlamış bir havanın aydınlığında, sıklaşmaya başlamış yerleşim birimlerinin içinde ilerliyorduk. uyandığımı gören alper,
    "az kaldı abi ;)" dedi. eskişehire sınırını geçmişiz sanırım.

    başımı doğrultup çıldır çıldır bana bakan ceyda ile de göz göze geldik, gülümsedi, "uyusaydın ya az daha * " dedi..
    yeter bu bana gibisinden göz kırptım. daha şimdiden fazla mı yakınlaşmıştık dersiniz?
    aynı evde geçirmemiz gereken en az bir gece daha var ve ben hala size bahsettiğim seçeneklerden hangisinin gerçekleşmesinin hayırlı olacağını kestiremiyorum..
    Tümünü Göster
    ···
  18. 3518.
    +1
    rezervvv
    ···
  19. 3519.
    +10
    nihayet eve varmıştık,
    iki sakin babacan görünüşlü tip karşıladı bizi, recep ve uğur. şansıma mı böyle oluyor yoksa nihayet normal insanlarla karşılaşmaya başladım da ondan mıdır bilmem ama bu aralar kiminle tanışsam bana son derece olumlu intiba bırakıyor.. belki de çok kötü geçirdiğim ve etrafımdaki insan müsveddelerinin yüzünden iletişim yeteneğimi neredeyse kaybettiğim geçen yılın acısını çıkarıyorumdur.

    saç sakal birbirine karışmış, üzerlerinde eşofmanlar, yarı incin ve oldukça samimi görünen bir salona doğru bizleri buyur eden bu tipler de bana son derece sıcak gelmişti işte. böyle olması lazım abi, öğrenci evi, öğrenci hayatı.. tatlı bir incinlık, hafif bir mayhoşluk, biraz vurdumduymazlık.. rahatlık, rahat olmak lazım.. kasmamak lazım..

    peki niye şaşırmıştım ki böyle olmasına? ne bekliyordum ki? herhalde herkesi benim gibi kasıntı sandığımdan olsa gerek, böyle soğuk, itici, aşırı düzenli bir ortam, kelimelerin dikkatle seçilmek zorunda olduğu, gergin muhabbetler filan umuyordum..
    vay aq ya..neredeydi bu insanlar geçen yıl?
    ben kendi sınıfımda bile selam verecek yüz göremezken, daha adımı bile bilmeden bana gülümseyim, "buyur baba geç" diyen bu neşeli tipler, neredeydiniz lan?

    ben kendi karanlığımda boğulur ve etrafımdakilerin duvarlarının arasında kaybolurken, dünyada böyle insanlar da olduğunu, dahası, dünyanın büyük kısmının böyle insanlardan oluştuğunu unutmuştum resmen..

    bir kez daha anlıyordum ki gerçekten çok kötü bir sınıfa düşmüştüm beyler.. resmen seçmece tiplerin arasına atılmıştım.. yani bilerek yapsan denk getiremezsin o kadar idiotu bir araya aq..

    küçük bir sohbetin ardından cihan, kız arkadaşına gitmek üzere aramızdan ayrıldı, biz yol yorgunları ise bize gösterilen yerlere uykuya dalmak üzere kendimizi bıraktık..
    yok mok uyumam diyordum ama çok yorulmuşum beyler.. yatış o yatış..taa öğleden sonra uyandım.
    ···
  20. 3520.
    +15
    bu ilk günün büyük kısmının uyku ve tanışma ile ziyan olacağı belliydi zaten. günün gecesinde ise eğlencemize başlayacak ve pazartesi sabahına kadar sürdürecektik.

    evet, bu gece, yani cumartesi ve bir sonraki gece buradayız, ardından pazartesi öğlen yola çıkıp akşdıbına da şehrimize geri dönmüş olacağız. haftanın ilk günü okula gitmekten feragat etmiştik böylece.

    ben başkasının evinde filan aşırı derece rahatsız olan bir tipim beyler, çok çekinirim, daha öncesinde kendime ait olmayan evlerde geçirdiğim geceler bunun aksini kanıtlamaz çünkü oralarda bulunma sebeplerim çok başkaydı biliyorsunuz. burada ise çok daha arkadaşça bir ortam var ve ben her ne kadar sıcak ve samimi olarak bahsetsem de, yabancı bir ev beni her zamanki gibi son derece germekte.
    evin üç odası ve bir salonu var, normalde uğur, recep ve başka bir eleman daha kalıyormuş ancak o bu haftasonu için ailesinin yanına gitmiş, alperle filan ortak arkadaş değiller.

    alper, bu ikisini dershanede tanıyor, 2 yıl aynı yere gitmişler, ve tahmin edebileceğiniz gibi alperin geçen yıl yaşadığı zor zamanlarda da yanında bulunan insanlardan ikisi onlarmış.

    arkadaşlıkları o yüzden bu denli güçlü olmalı..
    ne demiştik, bizleri mutluluklarımızdan ziyade, acılarımız bağlar birbirine.. eğer mutluluklar ve sevinçler, uhu ile yapıştırılmış bir bağ gibi ise arkadaşlar arasında, acılar çivi ile çakılmış gibidir.

    çok daha sağlam.. çok daha uzun ömürlü..

    bu iki salaş ve iyi çocuk modundaki elemanın da sevgilisinin olması beni biraz şaşırtmıştı, bana daha ziyade pc başında dota oynayıp smalville izleyen asosyal tipler gibi gelmişlerdi. yok tamam yani, iyi çocuklar, bir şey demiyorum ama, ne bileyim, sanki bu adamların sanki karı kıza şansı pek tutmaz gibi bir havaları vardı.

    bu arada recep ciddi anlamda noel babaya benziyor, yani onu bir 50-60 yaş gencine *

    akşam eve söylediğimiz fast foodvari yemeklerimizi yedikten sonra bir araya toplanmış ve gece eğlencesine hazırdık, biri meçhul olmak üzere, dört çift..

    bakalım kaçacak hiç bir yerimin olmadığı bu gece, bana karşı olan düşünceleri malum olan ekürimle neler yapacağız..

    kendimi kontrol etmem lazım.. dahası, onu da kontrol etmem lazım.. kontrol dışı bir şey yaşamak vicdanımı epey sıkıştırır.. bunu ebrunun attığı mesajlar sayesinde daha da iyi anlıyorum,
    anlayışlı sevgilim, kısaca halimi hatrımı sorduktan sonra, beni rahatsız etmemek adına kısa kesmiş ve trip atmaktan uzak bir şekilde, imasızca "iyi eğlenceler" dilemişti..

    kiminle eğlendiğimi bir bilse..
    Tümünü Göster
    ···