1. 18351.
    0
    at panpa buralardayız
    ···
  2. 18352.
    +1
    (: amk feneri on günde bir yıl yaşlandırdı beni gene..

    bir kaç dakikaya ilk part ile başlıyorum panpalar, 7-8 part olur herhalde bu gece.
    ···
  3. 18353.
    +8
    http://fizy.com/#s/3x7o4a
    Bunun..yani sevmenin, bir üst sınırı yoktu o gece anladım..

    Yeniden, bir daha, bir kez daha aşık olmuştum ona..bunu, böyle sonsuza kadar sürdürebilirdim..tekrar tekrar, defalarca, sanki ilk günmüş gibi heyecan ve aşkla..

    Kürklü kabanını çıkardı, içerisi sıcaktı..siyah bir elbise giymiş..beyaz teniyle kontrast..boyundan bağlamalı, köprücük kemiklerinin, omuzlarının üzerinden geçen iki ince şeritle..yuvarlak, dişi omuzları meydanda kalıyor..saçlarını biraz yukarıda toplamış..güzel boynunu da görebiliyorum..onu süsleyen zarif –ondan zarif olmasın- kolyesi parıldıyor..fazla dekoltesi olmayan..düz..sade..siyah bir elbise..aynı derece de şık..dizlerinin biraz üzerine kadar iniyor..belini sarıyor oraya varmadan evvel..parmaklarımın tutkuyla gezinmekten bıkmayacağı o narin beli..

    Topuklularla beraber boyu benimkine yaklaşmış, birbirimize “merhaba” öpücüğü verirken başını kaldırması gerekmedi bu kez..gözleri dike yakın açıyla dikildi benimkilere..bakışları sevgiyle okşadı kirpiklerimi..

    Günler –haftalar mı demeli yoksa- öncesinden ayırttığımız masaya geçtik hep beraber..beyler sandalyeleri çekti hanımlar için..bu sıra dışı kibarlığımız espri konusu oldu anında, güzel, sıcak, samimi başladı gece..

    Sıradan hayatları olan, sıradan insanlar, böyle masaların bir parçası olduklarında, böyle mutlu masaların; mutlu olurlar... ben de mutluyum…ama sıradanlıktan uzak hayatımın getirdiği ürkeklik, hala bile yakamı bırakmıyor..hem mutluyum..hem de tedirgin..tam, artık, şimdi her şeye sahip olmuşken, bu kez de tadını çıkarmanın yanında bir de “kaybetmek” ten korkuyorum..

    Delicesine korkuyorum…delicesine mutluyum…ama neden..neden bir türlü rahata eremiyorum…emin olamıyorum…
    Bu yaşadığım benim hayatım olabilir mi?..gerçekten?..bu dünya tatlısı kız benim sevgilim mi? bu masadaki dostlar da benim mi?..bu sıcak halka gerçek mi?..

    inanamıyorum…bünyem alışkın değil böyle şeylere malum…bir ara yalan değil, kendimi kaptırıp, tamamen geçmişimi unutur, yaşadığım anlara alışır gibi oldum, ama bu masayı böyle görünce, yeniden hortladı kaygılarım ve kuşkum..

    Acaba tek deli ben miyim?..yani, böyle benim gibi düşünen var mı başka? Şu anda..şurada..bu masada…ya da mekandaki her hangi bir masada..herhangi bir masada…herhangi bir yerde..

    Acaba, benim gibi, bir yanı, yanı başındaki güneşin sıcaklığının keyfini sürerken, bir yanı, hala geçmiş kışların korkunç soğuklarını hatırlayıp için için titreyen?..

    Var mı? en mutlu anında bile, yalnızca “mutlu” olmayı beceremeyip, bir de onun üzerine “ya bu mutluluğu kaybeder sem (ve hatta bir daha da yakalayamazsam?) ne yaparım?” diye düşünen..

    Ben, ne zaman sadece mutlu olmayı, geçmişimin hayaletlerinden korkmamayı öğreneceğim?..

    Ne zaman, sadece o ana ait, yaşamam gereken duyguları yaşayabilecek, onları geçmişin değişmezliği, geleceğin belirsizliği arasında sıkıştırıp ezmeyeceğim..
    Tümünü Göster
    ···
  4. 18354.
    0
    596 sayfa ne amunagoyum
    ···
  5. 18355.
    0
    tsi valla yine yakaladın vizeleri, helal olsun amk *
    ···
  6. 18356.
    +1
    @kro magnon, istesem denk getiremem demi? (:
    ···
  7. 18357.
    0
    durdun durdun final haftası başlıyor başladın amk pes valla ya yarında 9 da ders var rezerved yarın okurum artık
    ···
  8. 18358.
    0
    reserved
    ···
  9. 18359.
    +1
    @tsi haberin olsun haftaya boş sonraki hafta finaller başlıyo 2 hafta sürcek, finallerde de yazsan biter hikaye *
    ···
  10. 18360.
    +7
    http://youtu.be/G6abOzDl4I0

    Saat yavaş yavaş ilerliyor..yemeklerimizi yiyoruz..müzik başlıyor..keyifle eşlik ediyoruz..

    Geçen seneye göre, geçen seferki yılbaşı gecesine göre, çok şey değişmiş..sanki aradan bir değil, on yıl geçmiş…

    Başıma gelenlere dönüp baktım şöyle bir…bunların hepsi, sadece bir yılda mı gerçekleşmiş??

    Ebrunun elini yakaladım masanın altından..parmaklarımız birbirini okşadı..dönüp yüzüme baktı, gülümsedi..boynunu yana yatırdı belli belirsiz, gülümserken…neredeyse refleks olarak karşılık verdim gülümsemesine…öyle saf, öyle gayri ihtiyari…o dudaklarda, hiçbir tereddüt, hiçbir karanlık düşünce bulamazdınız (ki bahsettiğimiz dudaklar benimkiler olunca, bu daha da hayret verici hale geliyor)..ne kadar pürüzsüz..ne kadar saf ve naiftim böyle..

    Sanki süzülmüş gibi…filtre edilmişti ruhum..yeniden doğmuştum…defteri temiz olarak…hatta yeni bir defterle..tertemiz..bembeyaz…bir daha kirlenmesine izin vermeyeceğim kadar değerli, berrak…pırıl pırıl..

    “çok iyi düşünmüşsünüz burayı”

    Dedi gülümsemesini bozmadan..masadaki ortak muhabbetten kendimizi çekmiş, nihayet el ele, göz göze, birbirimize direkt hitap ederek konuşuyorduk..

    “demi? güzel oldu böyle (:” dedim ben de..öğretmeninin, defterine yıldız attığı bir çocuk gibi sevinerek..

    “kravatın yeni mi? çok yakışmış” dedi yanağımı okşayıp,

    “benim için yeni, babamdan çarptım (:”

    “(: hıı..yılbaşı için mi?”

    “yoo öyle genel olarak..ama aldığımdan beri böyle bir gece için kullanmayı planlıyordum zaten ;)”

    “hep planlıyorsun zaten sen (: zor değil mi böyle, hayatı hep kontrol altında tutmaya çabalayarak yaşamak?”

    “sen varken çok kolay..daha güçlü hissediyorum, kontrol altında tutmam gereken pek bir şey de olmuyor aslında, sayende..rahat
    hissediyorum..güvende hissediyorum…sana, çok güveniyorum biliyorsun değil mi? her anlamda..her konuda..gözümü bile kırpmadan..”

    Gülümsemesi büyüdü..gözleri de iştirak etti o gülümsemeye…

    “buu…bu, gece fikri de senden çıktı değil mi?” dedi.

    “galiba (:”

    “nasıl biliyorum ama? (:”

    “peki bu, kötü bir şey mi? sence..plancı, planlı olmam diyelim…itici bir özellik mi? beni yapmacık mı gösteriyor?”

    “hayır canım? Hiç değil..ben esprisine diyorum zaten çoğu zaman..güzel bir şey bence, iyi bir şey (:”

    “ne bileyim..bunu çok duydum çünkü insanlardan…öyle olunca insan sorguluyor…”acaba doğaçlama yaşayamıyor muyum” diye..”çok mu kasıyorum..dışarıdan çok mu hesapçı gözüküyorum” diye..

    “insanlar dediğin, eski sevgililerin filan mı? :p”

    “onlar da var tabi..”

    “bilmiyorum tsigalko..kim nasıl düşünür, nasıl görür…ama ben memnunum, mutluyum bu halinden..huylarından…böyle seviyorum seni de zaten..değiştirmeye niyetim yok..”

    “biliyorum..eyvallah (: ..ben de, beni böyle kabul edebilmene minnettarım..”

    “çok da kötü sayılmazsın aslında :p .. idare ediyorum işte ((:”

    “tahammül edebiliyorsun diyelim ;)..”

    “seve seve..”
    Tümünü Göster
    ···
  11. 18361.
    0
    http://www.youtube.com/watch?v=0Zr_i81EJEQ
    ···
  12. 18362.
    +8
    http://fizy.com/#s/3aafu1

    Gece boyunca, atmosferin ağırlığının da etkisiyle sık sık böyle küçük, romantik konuşmalarımız oldu ebruyla..

    Benim, gecenin finali için istediğim ortam, yavaş yavaş kıvama gelmeye başlıyordu (bakın, gene plan-hesap yapıyorum hehe).

    “geçen gün bana, bizimle ilgili gelecekte ne gördüğümü sormuştun hani..sıkıştırmıştın biraz, hatırlıyor musun?” dedim..

    “hı hı..(:..ne düşündüğüne karar verdin mi?”

    “benim kararım başından beri belli ebru (: …ama itiraf edeyim ki, senden çekindiğim için öyle kolay kolay dile alamıyorum..”

    “neden? Neyimden çekiniyorsun..benim düşündüklerim farklı mı sence?”

    “yoo…değildir de..ne bileyim..öyle açık açık konuşup erkenci davranmak, seni ürkütmek istemedim..yoksa benim seni gelinliğinle, çocuklarımın annesi olarak, torunlarının ninesi olarak düşünmediğim tek bir saniye yok…içinde senin olmadığın bir geleceği zaten hayal edemiyorum..”

    Yüzü titreşti..bir iki saniyelik kilitlemesinin ardından eğilip aceleyle, kaçamak bir öpücük kondurdu dudağımın kenarına..

    “ben bir de senin üzerine geldim eşek gibi..sen emin değilsin sandım..meğer, sen benden mi çekini….”

    “önemli değil sevgilim ben hatırlamıyorum bile ;)”

    “özür dilerim..gerçekten ama..”

    “önemli değil dedim ya? (:”
    ···
  13. 18363.
    +6
    http://fizy.com/#s/3y78ly

    ..saat 00.00 ı bulduğunda, klagib olarak ondan geriye sayıldı..sonrasında alkışlar koptu, kadehler şangırdadı, şehir merkezinde atılan havai fişeklerin belli belirsiz gürültüleri gelmeye başladı kulaklara..

    Öyle dedik, böyle dedik..eh, nihayetinde yeni yıla da girdik işte…on saniye öncesinden daha farklı hissediyor değilim..böyle bir, aydınlanma filan da gelmedi? Level de atlamadım yani (: ..

    Ama gerçek şu ki, takvimden bir gün, duvardan da bir takvim daha eksildi…

    Hoş geldin 2008…sen de hoş geldin…umarım hoş devam edersin…senden üst tertiptekilere uymaz, beni kahretmezsin..

    Ve artık şu “yeni yıla nasıl girersen, tüm yıl öyle geçer” mottosunun tutması gerek abi..tamam işte..girdik..el ele, yan yana..mutlu girdik…öyle geçsin tüm yıl…ve sonrasındaki tüm yıllar..

    Daha sonraki yarım saatlik bölüm, telefonlara gelen aramaların ve mesajların cevaplanması, aileler ile konuşulması, karşılıklı iyi dileklerin dilenmesiyle geçti, tam ben de bizimkileri aramak için telefonu elime almıştım ki, babamın çağrısının telefonu titreştirdiğini gördüm, kalp kalbe karşı derler, aslan babam benim (:

    “naber oğlum?” dedi neşeli , gevrek bir ses tonuyla,

    “iyiyim baba, hadi mutlu yıllar (: siz napıyonuz, evde misiniz?”

    “hee evdeyiz, hıyar ağası, sen gezicen de biz oturucaz (:”

    “aa siz nereye gittiniz? (:”
    “aldım öyle, anneni, anneanneni, kardeşini xxxxx e zütürdüm, balık yedik, canlı müzik yaptılar dinledik, dönücez yarım saate, sen arkadaşlarınla mısın?”

    “oo hadi iyisiniz ha :p gençler sizi, iyi ben de baba ya, dediğim yere gitti işte..aynen, hep beraber..hı hı..beş çift işte..on kişiyiz (:…yoo biz de çok geçe kalmayız işte program bitince kalkıcaz zaten…tamam hadi, öpüyorum hepinizi, versene annemleri de”

    Hepsiyle konuştum yeni yıllarını kutladım, ebruya,

    “kız vereyim mi telefonu sen de konuş :p” dedim yarı şaka yarı ciddi, ne yapacağını şaşırdı gülüm kıyamam (:, şimdi, kesin bir dille “hayır” da diyemiyor tabi, ama telefona da çıkacak cesareti yok yani (:

    Zaten ben de şaka ağırlıklı söylemiştim, kabul etmesini beklemiyordum açıkçası, redde etmedi, öyle muallakta, gözüne ışık tutulmuş tavşan gibi kalınca kıyamadım üstelemeye.

    Gelen mesajları cevapladım, bursadan birkaç sağlam arkadaşımla kısa konuşmalarla kutladık yeni yıllarımızı, yine o klagib “noel baba zütüne koysun” finalli yılbaşı mesajlarından aldım birkaç tane x) aynen cevapladım..

    Kayıtlı olmayan iki numaradan daha yılbaşı tebriki aldım, biri duygu ymuş, hem yeni yılımı kutluyor, hem numaramı ilkaydan aldığını söylüyor hem de geçen günkü tatsızlık için ebru ve benden özür diliyor.

    Cevaplamadan sildim mesajı..ilkay senin de dıbına koyayım ayrıca..

    Diğer kayıtsız numaranın kim olduğunu bilmiyorum..numarası, bir zamanlar tanıdık olan, (malum numaralar) şimdilerde silmiş olduğum bir numara da değil…tamamen yabancı,

    “mutlu yıllar. iyi kutlamalar…”

    Yazmış sadece..

    Korktum lan..sen kimsin? Nesin?..keyfim kaçar gibi oldu bir an ama buna izin vermedim..iki mesajın da bahsini ebruya açma gereği duymadım böyle güzel bir gecede, ama ikinci mesajı da silmedim..bir ara kim olduğunu öğrenelim bakalım..kimsin, nesin..niyet? amaç?
    Sebep?...

    iki küsüre kadar müzik sürdü..üç gibi de biz mekandan ayrıldık..
    Tümünü Göster
    ···
  14. 18364.
    +4
    heh ayşendir o
    ···
  15. 18365.
    -2
    okumadım
    ···
  16. 18366.
    -1
    yeteeeeerrrrrrrrrrrrrrrr
    ···
  17. 18367.
    +6
    http://fizy.com/#s/1agqqn

    Sokaklar da boşalmıştı esasen…

    Artık şehir ikiye ayrılmıştı…bir; sabahı kulüplerde edecekler..iki, çoktan evine gitmiş, hatta yatağına girmişler..

    Biz ve yine bizim gibi, bu iki kitlenin arasında kalmış olan seyrek grup, yine de çeşnilendiriyordu sokağı..

    “ebru?”

    “efendim?”

    “sizinkiler ne diye biliyorlar bu geceyi? Eve dönmeyeceğine göre?”

    “ee..güzel soru (: …grupça eğleniyoruz, gece de kızlarda kalacağım ;)”

    “hee…peki…ama bu, yani bu şekilde gidiyor olması…doğru mu?..ya da başka türlü bir opsiyon var mı ki?”

    “valla başka türlü bir opsiyon yon gibi..tsigalkoda kalıyorum diyemeyeceğime göre? (:”

    “anladım..tabi…ama, hani…ne bileyim..ben böyle olunca da kendimi kötü, ayıp bir şey yapıyormuş gibi hissediyorum..”

    “istemiyorsan kızlarda kalayım o zaman canım? :p”

    “yeaa ne alakası var (: “

    “bebeğim; erkek arkadaşımın olduğunu annem de babam da biliyor..annem zaten pek çok şey biliyor senin hakkında..babayla pek
    konuşamıyoruz tabi (: ama biliyorlar yani..bu geceki eğlencede seninde olacağını biliyorlardı, zaman zaman, geç döndüğüm günlerde seninle vakit geçirdiğimi biliyorlar….aslında her şeyi biliyorlar, tahmin ediyorlar en azından yani…ama direkt söyleyemezsin…”

    “doğru…sonuçta onlar da zamanında genç oldu :p”

    “(: “

    “e bir de sana güveniyorlar?”

    “aynen..gerçi ben o güveni onlar farkında olmadan epey sarstım ama..”

    “neden? Niye?”

    “nedeni mi var canım?... allah Allah..oyuncak ayıya sarılıp uyumuyorsun herhalde sende kaldığım geceler..”

    “eheh (: ..ya..bir şey yapmıyoruz ki ama..”

    “e işte onlar da “bir şey”…sana göre değil, bana göre değil belki ama onlara göre “bir şey”…senin de kız kardeşin var mesela, iki seneye üniversiteye gidecek…”

    “aman o mevzulara girmeyelim ebrucum..”

    “eee…bak? Ne oldu? Bana olurken “bir şey” yok..tabi ben el kızıyım..”

    “aşk olsun ya..bakalım benim kardeşimin karşısına benim seni sevdiğim kadar seven biri çıkacak mı bir kere?”

    “ya da…” dedi…

    Sustu..

    Ama ben içimden getirdim devdıbını “..ya da senin kadar üzen….”
    ···
  18. 18368.
    +2
    şansa bak la *
    ···
  19. 18369.
    +8
    http://fizy.com/#s/1ajbtn

    Anında pişman oldu..süt dökmüş kedi derler ya hani..ağzından kaçırmıştı….elbette, unutmasını beklemiyorum..öyle bir şeyi insan yüz yıllarca yaşasa, yine unutamaz..

    Fakat böyle esprili bir diyalogun içinde bile birden bire ayyuka çıkması, yani hiçbir kavga, baskı ve anlaşmazlık yokken bile bu şekilde bilinçaltından dile fırlaması bu eski meselelerin…

    Üzücü…

    Herhalde, arada sırada tekrarlayan mevsimsel hastalıklar, alerjiler misali, sürekli tekrarlayacak bir sendroma sahip olacaktı ilişkimiz…bir kısır döngüye:

    “ebrunun bana güvenmemesi..benim, ebrunun bana güvendiğine güvenememem”

    Acı..içilen güzel bir kahvenin sonunda ağza gelen telve gibi..lapa..kekremsi bir his…

    Ben, bir şey demedim..üstüne gitmem asla çünkü o zaten fazlasıyla utandı ve üzüldü…bir anda ortaya çıkıp, sadece birkaç saniye bütün atmosferi değiştiren ve kontrolü ele alan o negatif akım ikimizi de kuşatmışken, söylenecek herhangi bir söz anlamsızdı..

    Sessizce yürüdük biraz..kısa süre sonra, ebru cılız bir sesle,

    “düşündüğün şeyi..kastetmek istemedim..” diyebildi beceriksizce..

    “ne düşündüm ki?”

    “işte…özür dil…”

    “kız!..o kelimeyi yasaklıyorum artık” dedim gülerek..

    O da güldü biraz..beni kötümser görmeyince, toparladı kendini..

    “neyse…yılbaşı gecesi çamı deviriyordum az daha (:” dedi,

    Elimi beline sardım, kendime yaklaştırdım..başımı yüzüne doğru çevirdim..gözlerinin içine, derinine baktım..o loş sokak lambalarının altında ne kadar derine inilebilirse indim..

    “bir gün elbet..” dedim…”elbet bütün kuşkularından kurtaracağım seni…zamanla..yavaş yavaş..zorlamadan..”

    itiraz eder gibi oldu,

    “ben kuşku filan duymuyorum ki tsigalko ne kuşkusu bu saatten sonra..”

    Parmaklarımı dudaklarına zütürüp susturdum..

    “tamam..konuşmayalım…sana kızmadım, kızamam..kırılmadım..kırılamam….anladın mı?..sıkıntıya sokma kendini…bu gece, geride kalan hayatımızın en güzel gecelerinden biri..ucundan bile olsa tadının kaçmasına izin vermeyelim..kesinlikle…”

    “tamam” dedi..masum bir edayla..
    ···
  20. 18370.
    0
    özlemişim amk hayata döndüm okudukça
    ···