1. 19801.
    0
    holy şit
    ···
  2. 19802.
    +4
    http://fizy.com/#s/3y7qxw

    …Ayşene herhangi bir uyarı mesajı atmadım, atmayacaktım. Ben otogarda bir şekilde ebruyu oyalarım artık, sarılırım ederim, gözüne etrafı göstermemeye çalışırım. O sırada ayşen otobüse sıvışır her halde..o kadar da beyni vardır demi?

    Perşembe günü akşamüstü okul çıkışı, ebru eve bırakmayı teklif etti. Ben son zamanlarda şu şoförlük işine epey bozulmaya başladığım için bin bir çekinceyle söyledi, ama o kadar sevimliydi ki reddetmek olmazdı. Hem sonra, iki gurur yapıcaz diye kızın kalbini de kırmaya gerek yok..içinden geliyor yapıyor işte ne diyim yani.

    “kızmıyorsun demi? (:”

    “yok be ne kızcam..ama kabul etmemeyi düşünüyordum artık..bu seferlik söylemiş bulundun, kırılma diye geliyorum ;)”

    “iyi ben her seferinde söylemiş buluniyim o zaman (:”

    “hı tabi (:”

    Neyse arabaya atladık..gidiyoruz, başta fark etmedim çünkü kafam dalgındı biraz..her ne kadar ayşen ile olan münasebetimi, ikiye böldüğüm hayatımın, diğer parçasıyla yürütüyor olsam da, yine de ister istemez arada gelgitler yaşanıyordu kafamın içinde. Ne diyordum, başta fark etmedim, yol olması gerekenden uzun sürünce ve evime ters bir istikamette yol aldığımızı görünce sordum,

    “ebru? Nereye gidiyoruz?”

    Güldü,

    “hiç sormayacaksın sandım bir an, aklın nerde? ;)”

    “cidden, nereye?”

    “sürpriz”

    “ne..nasıl sürpriz..söylesene kızım otoyolda ne işimiz var”

    Otoyola çıkmıştık basbayağı..

    “gidince görürsün (:”

    Anlam vermeksizin baktım yüzüne..nereye lan?..allah allah..bir an için kızdım içimden, tersleyesim, sesimi yükseltesim geldi ama
    hemen bastırdım o duyguyu..sürpriz mi?..ne sürprizi be?

    Birkaç dakika sonra yeniden sordum..

    Gözünü yoldan ayırmadan, “gidince görceksin işte?” deyip savsakladı..

    “ebruu..kızmaya başlıyorum ama..bastın gidiyorsun..bana bak..aklıma gelen şeyi yapmıyorsun demi!!!”

    “aklına ne geldiğine bağlı (:” deyip yandan yandan sırıttı..
    ···
  3. 19803.
    0
    serii
    ···
  4. 19804.
    +4
    Aklıma gelen şey…

    Belli ki ebru, arkasından çevirdiğim işlerin duyumunu almıştı ve bu kez bana öyle bir ders verecekti ki, bir daha zütümün üstüne bile oturamayacaktım günlerce.. üç zenciye doğru ilerliyorduk son hızla ve benim zütümü kurtarmak için yapabileceğim yegane şey, ibresi 100 e vurmuş arabadan kendimi yola atmak gibi görünüyordu..

    Asfasgfsa şaka lan (:

    Aklıma gelen şey..

    Ebru.. size gidiyoruz demi?..ha..ah..ah deli kızım benim.. kesin size gidiyoruz da, böyle apar topar, üzerimde spor gömlek, kotla gidilir mi aq?..çiçeksiz çikolatasız?..

    Belki de bambaşka bir şeydir ama? Öyleyse eğer kendime zütümle gülerim tabi.

    “yavaş sür biraz” dedim aksi aksi..

    “peki efendim” dedi sırıtarak.. ibre ciksenlere düştü.. suratımı asıp kafamı cama çevirdim. Akıp giden yolu izledim. Bu aralar roller biraz değişti sanki ne dersiniz?

    Ben, sevgilisinin arkasından gizlice iş çevirip, “unutamadığı kişi”ye (her kızın hayatında fiks olarak bir tane bundan bulunur, en olmadı, o unutamadığı eril kişi oyuncak ayısı filan olur, olur yani) dönmek üzere olan kız, o hiçbir şeyden haberi olmayan, saf masum, sevgi dolu delikanlı. O aşkına eşkıya, sevdiği kızı kaçıran delifişek..ben, nazlanan, trip yapan ama içten içe de hoşuna giden esas kız..

    dıbına koyim..

    Bir ara bu bozulan dengeleri düzeltmem lazım yoksa yakında el ense çeker bu hatun bana (:
    20-25 dakika kadar yol gittikten sonra yine şehir içine girdik, mahalle aralarında dolanırken, ben,

    “sormuyorum artık” dedim..

    “süpersin x)”

    “anladım çünkü”

    “afferinn ıq su yüksek sevgilim benim :p”

    Bak bak bir de taşak geçiyor..

    Biraz sonra yerleşimin biraz daha muntazam ve seyrek olduğu bir semte geldik mahalle aralarından geçe geçe..tek katlı, dubleks, tripleks müstakil evler, bahçeler vardı etrafta. Bazı bahçelerde iki ev, üç ev yan yana, bazılarında bir tane var. Ne güzel yermiş lan buralar. Biraz önceki, rastgele asfaltlanmış yamalı yolların yerini de düzenli parke taşlarından mamul, sanki daha dün yapılmış gibi temiz görünümlü yollar, kaldırımlar aldı.

    Etrafta mor-pembe çiçeklerini ayyuka çıkarıp baharı kutlayan ağaçlar, sokağı daha da güzelleştiriyor, karakteristik sokak lambaları, tuhaf, barok bir hava katıyor..

    Biraz sonra, iyice yavaşladık, açık, geniş bir bahçe kapısından girdik, ebru, basit yapılı bir garajın altına doğru soktu arabasını..

    Şoke olmuş bir şekilde, arabayı park edip motoru istop etmesini bekledim..

    Oha.. ulan bir kere de haklı çıkmayayım şu başıma gelecekler konusunda..bir kere de yanılayım.. tamam, tahmin etmiştim ama, ciddi değildim ki!!!
    Tümünü Göster
    ···
  5. 19805.
    0
    Rezerved
    ···
  6. 19806.
    +4
    http://fizy.com/#s/1ai54g

    Motoru durdurunca, dönüp çılgın, gülümseyen gözlerle bana baktı..

    “hadi bakalım (:”

    “inanmıyorum sana..ebru insan önceden bir haber verir, söyler..”

    “söylesem gelmezdin ki? (: en iyisi böyle habersizce, aniden getirmekti..üzgünüm (:” dedi, sırıttı..kendi tarafındaki kapıyı açıp inerken, bana da yeniden,

    “hadi insene?” diye üsteledi..

    “dur..dur biraz ya..uff..tam malsın ha..”

    “ne? Aşk olsun..sensin mal :p..in hadi..”

    “dur..bir..derin nefes alayım..kendime geleyim..cık..ya bu olacak iş mi ebru?..böyle mi olacak yani ilk tanışmamız? Ben hiç böyle hayal etmedim? Kotla, spor ayakkabıyla..üff..”

    “ya bir şey olmaz..niye kasıyorsun? Ben kasmıyorum o kadar..sakin ol, rahatla biraz (:

    “sen niye mi kasmıyorsun? Bilmem? Belki de ailemle tanışmak üzere olmadığın içindir? Aynı şeyi ben yapsam ağzıma sıçar, döner gidersin ama..”

    Boynunu büktü..deminden beri neşeli, enerjik görünen yüzü ilk defa gölgelendi biraz..mazlum mazlum yüzüme baktı..içimi eritti..eriyen kalbim dudaklarımın kenarından aktı..damladı..

    Ben de yarı kızgın..ama içten içe, yarı gururlu baktım yüzüne..işte benim kadınım..çatlak..çılgın..kafasına koyduğunu yapan..asi kızım benim..

    Derin bir nefes verdim..

    “tamam hadi gidelim..bakma şöyle..”

    Hemen sevinçle cıvıldadı,

    Arabadan çıktım.. hemen 15-20 adım ilerimizdeki, iç bahçe kapısına doğru yürüdük..kalbim, yine kaburgalarımı kum torbası niyetine dövmekte..aldığım nefes içimi gıcıklıyor, tüylerim diken diken olmuş..ani bir üşüme geldi sonra..kapıdan geçtik..heyecandan geberiyorum..kalbime inecek..alacağın olsun ebru, bu yapılır mı delikanlı adama? Çat diye?..

    Etrafın çiçeğine, ağacına bakınarak rahatlamaya çalışıyorum..iki katlı müstakil bir eve doğru ilerledik. Değişik bir mimari, tam olarak villa diyemem, biraz eski mimari ile karışık, eski göçmen evlerine benziyor..bizim ilçede de var bunlardan..hatta bir sokak dolusu..onların bahçelisi işte, pek hoş gerçekten. Zaten mahalle, olduğu gibi, komple hoş. Böyle bir yerde çocuk olmak, bu bahçelerde koşup oynamak, sokağın güvenli ve otantik havasında kaybolmak çok güzel olmalıydı..

    Ön taraftaki, yazlık, baharlık oturma yeri gibi duran ve direkt olarak bahçeye açılan, zeminden 1-2 basamak yükseklikteki girişi es geçip, yan taraftaki, daha “giriş kapısı” gibi duran yere yöneldik..

    Ebru ile yan yana duruyoruz..son bir bakış attı bana gülümseyerek, güven vermeye çalıştı..ama ne mümkün, ağzımdan düşecek sanki yüreğim..elim ayağım uyuştu..

    Kapıyı tıklattı..bana birkaç saat gibi gelen birkaç saniye sonunda kapı açıldı..
    Tümünü Göster
    ···
  7. 19807.
    +3
    para tak amk
    ···
  8. 19808.
    +5
    http://fizy.com/#s/16l26n

    Güler yüzlü bir kadın, “hoş geldiniz” diyerek açtı, bu sırada, zaten yeterince şaşkın ve ambale durumda değilmişim gibi, yeni bir şok daha bekliyordu beni,

    Karşımda, ebrunun, bundan 20-25 sene sonraki hali duruyordu sanki. Oha…bu kadar mı benzerlik olur..şaşkınlıktan nefes almayı unutmuş bir vaziyette, ayaklarım çime çakılmış gibi, yüzümde şapşal bir gülümsemeyle kalakalmıştım kapının önünde,

    “hoş bulduk annecim” dedi ebru, hemen kibarca sarılıp öptü, içeriye doğru adım attı..

    Ben hala şaşkın-sırıtık-mahcup bir modda, kadının karşısında dikiliyorum..

    “hoş geldin tsigalkocum” dedi kadın yine aynı güler yüzlü, biraz bilmiş bir tavırla..

    “hoş bulduk” dedim kelimeleri ağzımdan püskürtürcesine..ben de bir adım attım, elini öptüm hemen..bunlar gülüştüler ana kız,

    Kadın zarif bir şekilde gözleriyle yarı mahcup teşekkür etti, ben “ay o kadar yaşlı değilim” şeklinde klagib bir cümle kurmasını bekledim, elini öptüğüm her teyze gibi (annemin arkadaşları, akrabalar vb.) ama öyle bir şey yapmayarak daha ilk saniyede farkını belli etti.

    “buyurun bakalım” dedi gülümseyerek..içeri geçtik..

    Ölmedim lan..hala yaşıyorum..valla..kalbim durmuştu az önce eminim, en azından birkaç saniyeliğine kan pompalama görevinden istifa etmiş gibi gözüktü, dahası, ciğerlerim de aldığım nefesi kabul etmiyordu sanki..

    Ama hala hayattayım, çok şükür..

    Bu işin kolay kısmıydı..anne kısmı..şimdi bir de sırada baba mı var? Müstakbel kayınpeder? Hani şu kızına talip olduğumuz, kızını ondan alıp zütüreceğim adam..ben de baba ocağının birlikteliğini dağıtacak olan malum, el oğlu..tüm bunlar bizi birbirimize karşı
    “villain” yapmaz da ne yapar lan?..ıahıhahııha..sakin ol oğlum..sakin dur tsigalko..sakin..kendine güvenli..sağlam dur..yeah..just like that..

    Gözlerimle etrafı taradım hemen düşman hattının yerini tespit için, ama ne karşımdaki küçük odada, ne de yandan, salonun görüş alanıma giren kısmında bir hareket yoktu,

    “nasıl geçmek istersiniz çocuklar? Bahçeye geçebiliriz, hava güzel?” dedi kadın.

    “olur” dedik ebru ile bir ağızdan..ben tabi belli belirsiz vokal yaptım sadece..hatta playback bile yapmış olabilirim..ağzımı oynattım da, ses çıktı mı bilmiyorum.

    Öyle, salonun ortasında, biri 20 li, diğeri 40 lı yaşlarının başında olan iki ebru ile dikiliyorum işte..düşün kafam ne halde..
    Tümünü Göster
    ···
  9. 19809.
    +4
    kesin grup yapıcak beyler analı kızlı gibicek.
    ···
  10. 19810.
    0
    reserved 3
    ···
  11. 19811.
    +3
    “canım siz elinizi yüzünüzü yıkamak isterseniz, tsigalkoya da banyoyu göster, bahçeye gelin” dedi kadın.. kendisi mutfağa doğru ilerlerken, bizde ebru ile iç merdivenden yukarı çıkmaya başladık.. sahanlığa gelince durdurdum bunu,

    “baban yok mu evde?”

    “cık.. annemle çay saati yapıcaz ;)”

    “amma benziyor sana şok oldum (:”

    “demi? (:”

    “sanki senin 20 sene sonraki halini gördüm..şu an var ya..kafam yanmış durumda.. zamanda yolculuk x)”

    “x) ah keşke o yaşta bende onun gibi olabilsem.. sanmıyorum yani, kesin şişkolarım :p”

    Banyoya geçtik, bir yandan elimizi yıkıyor bir yandan konuşuyoruz

    “yok yok..ben tamamen ikna oldum bu gün, ebru en az 25 sene, üzerine genç bir kuma getirme ihtimalim yok gibi görünüyor :p”

    “kes.. (: terbiyesiz.. annem..gençliğinde var ya..ooo oh yani..(:”

    “çok mu güzelmiş? Senin gibi işte (:”

    “yok ben filan yalan yani.. yanından geçemem.. annem diye demiyorum ama.. hakkaten taşmış x)”

    “vay be..baban nasıl kandırmış :p ?”

    “şimdi, resimleri görünce anlarsın nasıl kandırdığını..;)”

    “haa.. yakışıklı diyorsun x)”

    “yani..(: ..hiç bakma öyle senden yakışıklı.. hatta sen onun yanında iki boyutlu resim gibi kalırsın ahaha”

    Güldüm,

    “sağ ol canım çok yardımcı oluyorsun, birazdan hayatımın mülakatını yapıcam.. moral vermen lazım, zaten tükenmiş olan özgüvenimi
    alman değil”

    “aa..rahat ol..kesinlikle bak..ben bilerek böyle planladım.. çok şekerdir annem, zaten o dedi, getir konuşalım bir tanışalım diye.. hiç kasma.. lütfen bak..sen kendin olsan yeter.. zaten her şeyi biliyor, yine de sorar işte, normal cevap ver..”

    “her şeyi mi?” dedim imalı bir gülüşle

    “salak (:”
    ···
  12. 19812.
    +5
    salak (:
    ···
  13. 19813.
    +5
    http://fizy.com/#s/3xucvi

    Aşağıya indik..mutfağa girdik biz de..meğer o dışarıdaki masalı, sandalyeli yere mutfaktan geçerek çıkılıyormuş. Kesin özel bir adı vardır oranın da, bilmiyorum ben, hiç villada oturmadım yani (: kahvaltı yeri diyelim biz oraya..hatta kahvaltılık diyelim..yok lan..o zaman da peynir-zeytinden bahsediyor gibi oluyoruz..

    Tamam gibtir edin, bölge diyorum oraya..hı hı..bölge..bak o izmir metrosundaki robotik kadının sesini hatırla..”bölge” hah..aynen öyle ;)

    Geçtik..oturdum sıkıla fıkıla..kadın masayı doldurmuş, kurabiyeler, kekler, sigara böreği, çay..

    Gözlerime farkında olmadan soru anlamı yüklemiş olmalıyım ki, ebrunun annesi konuştu,

    “böyle iki-üç akşamda bir yaparız biz ebruyla akşamüzeri çay saati” dedi gülümseyerek..”seni de davet etmesini istedim ebrudan, gelmez diyordu ama ikna etmiş” diye ekledi

    Eh, biz de annemle “kahve saati” yapıyoruz, ne olmuş yani :p hava mı atıyorsunuz hanım teyze (:

    Valla ikna meselesi, aslında tam olarak bildiğiniz gibi değil..yani, ortada iknalık bir durum olmadı, direkt kaçırıldım, bildiğin alıkonuldum lan, dağa kaldırıldım..eve yani..bahçeye..bahçedeki masaya..çay saatine..

    Gülümseyip ebruya bakış atmakla yetindim..

    “babamız yok evde, Atina da cumartesiye kadar” dedi kadın kocasına ithaf en..

    Oh..”rahatla” demek istiyor bana..valla rahatladım..bırak evde olmamayı, adam Türkiye sınırları içersinde bile değil..piyuuu…bu seferlik atlattım seni kayınbabaaa (:

    Sonrasında, bilindik, kolay sorular geldi..ben başlarda sadece sorulara cevap vermek için ağzımı açıyordum ama, kadın gerçekten (dilek hanım..dilek adı, öyle diyelim bundan sonra) çok hoş sohbet, o üzerimdeki gerginliği ve kasıntılığı on dakika içerisinde aldı..güzel güzel sohbet etmeye başladık..baya baya konuşabiliyorum yani..dilim tutulmadı..nasıl beceriyorum bilmiyorum ama espri filan bile yaptım ufaktan..arada ebru katılıyor konuşmalar, biz göz göze geliyoruz, paslaşıyoruz devamlı..hep o küçük, utangaç, imalı gülümsemeler..

    Yani öyle mahcubum ki..kucağınıza oturtur seversiniz..çok iyi bir insanım lan ben aslında..valla..inanın muallakler..

    Nereli olduğumuz, nereli oldukları konusundan epey muhabbet çıktı..ben anlattım işte, böyle böyle, annem bursanın yerlisi, babam laz uşağı diye..bunların göç hikayesini filan paylaştım kısaca..kadının ilgisini çekti..ya da çekmiş gibi yaptı bilmiyorum..ebrunun ana babası izmirli..onlar da şehrin eski, köklü ailelerinden..ben Atina filan deyince acaba göçmenlik var mı diye düşündüm de, meğer alakası yokmuş, iş icabı gitmiş peder bey, italyaya, bulgaristana da gidiyormuş zaman zaman. iyi valla..ben de gezicem böyle büyüyünce ( hehe)..
    Tümünü Göster
    ···
  14. 19814.
    +4
    veranda deniyor ona dıbına kodumun köylüsü
    ···
  15. 19815.
    +5 -1
    Dilek hanım da, tıpkı ebru gibi, görünüş olarak sosyete, neden çünkü yaşına göre çok dinç, genç, güzel bir kadın..biz genelde böyle tipleri “kokoş-sosyetik” sıfatıyla görmeye alıştırıldık medya tarafından.. insan sohbeti bu denli özlü, kültürü geniş, bilgili, görgülü olanına rastlayınca şaşırıyor.

    Demek ki neymiş, hem güzel, hem kültür sahibi olunabiliyormuş. Şimdinin dışı kuşe kağıdı, içi boş teneke güzellerine ibret olsun.

    Artık zamane kızlarında öyle bir alışkanlık gelişti ki, genelde güzel olmak, sadece güzel olmak, her şeye yetebilmeye başladı.. güzelseniz, her şeyiniz var demektir. Her şeyi satın alabilirsiniz demektir.. sizin için her şeyi satın alabilecek bir erkeği satın alabilirsiniz demektir..

    Görgülü, bilgili, ahlaklı, anlayışlı, eğitimli olmanıza gerek yok.. güzel olun yeter..

    Güzel olup da görgüsüz olursanız, “doğal kız-doğal çekiciliği var” derler,

    Güzel olup da kültürsüz olursanız “kafasını gereksiz bilgilerle doldurmamış” derler,

    Güzel olup da ahlaksız olursanız “rahat kız, modern kız” derler.. gerçi..huur da diyebilirler.. dikkat etmek lazım.. neyse..

    Sonuç olarak, artık güzel olmak, geri kalan pek çok kusuru ve ekgibliği giderdiği için, kadınlar kendilerini mental ya da manevi açıdan tamamlama, geliştirme ihtiyacı duymuyorlar.. aynı şey, erkeklerde de “para” söz konusu olduğunda geçerli..

    Zenginseniz, sorun yok.. bütün ekgiblikleriniz, bütün kusurlarınız göze hoş görünebilir..

    Tabi benim gibi hem zengin hem yakışıklı hem de kültürlü olsanız daha iyi ama hepsi her zaman bir arada olamayabiliyor hak veriyorum zaaaa xd

    Az sonra ebru çay ve biraz daha kurabiye getirmek için içeriye gidince dilek hanımla baş başa kaldık, o sırada kadının yüzü birden bire birkaç level ciddileşti..haa.. anladım..asıl şimdi başlıyor olay.. baraj sorusu geliyor, joker hakkım yok..
    ···
  16. 19816.
    +3
    daha verandayı bilmiyorsun ne kültürü ne zengini amk?
    ···
  17. 19817.
    +2
    ahahaha dilah hanım tsi yi masaya domaltıp gibicek zaaa xd
    ···
  18. 19818.
    +1
    @zenginpicoz, köylü milletin efendisidir olm.. aşağılama lütfen :p

    ben o isimde bir kitap okumuştum zamanında, evet veranda, bir-iki yıldır ne demek olduğunu biliyorum.
    ···
  19. 19819.
    +5
    http://fizy.com/#s/20jss2

    “tsigalko, ebru seni zaten sürekli anlatıyor bana, hakkında çok konuştuk, özellikle bu kendi aranızda yaptığınız o..söz..yüzük..meselesinden sonra..”

    Yutkunmam gerekiyordu ama erteledim..konuşamadan, sadece temkinli bir yüz ifadesi ve gülümsemeyle “dinliyorum” mesajı verdim..dilek hanım devam etti,

    “ben senin iyi bir çocuk olduğunu, kaliteli bir insan olduğunu tahmin ediyordum zaten..çünkü biz de ebruyu o şekilde yetiştirdik, tek çocuk..bizim her şeyimiz ebru..bütün sevincimiz de, üzüntümüzde, her şeyimiz..çok şükür Enver de (peder bey) ben de hayatımız boyunca gerçekleştirmek istediğimiz her şeyi gerçekleştirdik..zaten öyle çok uç insanlar değiliz, bizim artık tek isteğimiz kızımızın mutluluğu..onun mürüvveti, onun saadeti..”

    Yutkundum, kafamı onaylar anlamda sallayıp konuştum,

    “ebru da çok düşkün size..o da sizden çokça bahsetti bana..onu, bu şekilde, kendine güvenli, ayakları üzerinde durabilen bir şekilde yetiştirdiğiniz için müteşekkir (o değil de, şimdi fark ettim, biz baya bayağı muhteşem yüzyıl terk konuşuyoruz niyeyse), çok olgun, çok karakterli bir kız gerçekten..o sizin gibi bir ana babaya sahip olduğu için şanslı..ben onunla karşılaşıp tanıştığım için şanslıyım..”

    Kadın ciddi ifadesinden kısa bir taviz verip içtenlikle gülümsedi, devam etti,

    “sen de çok olgun bir çocuksun (çoook anasını satayım, daldan düşücem olgunluktan az kaldı), ciddi düşündüğünde belli oluyor. ikiniz birbirinizi uzun zamandır tanıyorsunuz zaten..artık huyunuzu suyunuzu, birbirinizin uç noktalarını biliyorsunuzdur..tüm bunları hesap edip geleceğinizi şekillendirecek adımları ona göre atabilecek yaştasınız..değil mi? artık çocuk değilsiniz, kocaman delikanlı, kocaman genç kız oldunuz..artık atacağınız her adımın sizin ileriki hayatınızın tamdıbını etkileyebilecek değişimlere yol açacağını biliyorsunuz..”

    “tabi efendim..yani, bütün bunlar zaten uzun bir sürecin sonunda, karşılıklı düşünülerek ve her ihtimal düşünülmeye çalışılarak alınmış kararlar..ben aile kavrdıbına, evlilik kavrdıbına çok değer veriyorum..o yüzden elimden geldiğince, aklımın yettiğince doğru kararlar alarak,bir yuva kuracaksam şayet, doğru kişiyle doğru şekilde olmasına çabalıyorum. Çünkü ben mutlu bir aile ortamın, iyi ebeveynlerin elinde büyüdüm..ileride kendi çocuklarıma da en az benimki kadar iyi bir aile ortamı hazırlamak boynumun borcu..en az babam kadar iyi bir baba olmalıyım, çocuklarımın annesi olacak insan en az annem kadar iyi bir anne olmalı..bunları çok düşünürüm..bütün bu çabamın ve düşüncelerimin sonucudur ebru ile ee..birlikteliğimiz..o da benim gibi düşünüyor olmalı ki, bu günlere kadar geldik..”

    Kadın yine gülümsedi..

    Ebrunun mutfaktan gelmesi neden bu kadar uzun sürdü lan..

    Kesin planlı bu “baş başa” bırakılma durumu..ah siz kadınlar yok mu…
    Tümünü Göster
    ···
  20. 19820.
    +3
    teras de geç amk zorlama
    ···