/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    0
    Tanımıyorum ama tanışırız

    rez

    ···
  2. 27.
    0
    Rezeervasyon
    ···
  3. 28.
    0
    Rezzzerved
    ···
  4. 29.
    0
    Rezervasyon
    ···
  5. 30.
    0
    Rezervuar
    ···
  6. 31.
    +1
    Gül topu gibi bir trendimiz var hayırlı uğurlu olsun inci halkı
    ···
  7. 32.
    0
    Yarın trend
    ···
  8. 33.
    0
    Rezervasyon
    ···
  9. 34.
    0
    sehpanın fotosunu hala göremedik be ):
    ···
    1. 1.
      +2
      ulan vay amk. şuan aynı sehpanın üzerinde bilgisayarımdan yazıyorum kanka lan asdas :D ya olum gel bi yere gelde gönderiyim valla ayıp olmasın galiba diğer hesapta kaldı mesajların kardeşim kusura bakma be.
      ···
    2. 2.
      +1
      :ADSADS nere geleyim bende nostalji olsun diye edalı burculu gatilli hikaeyi okuyom canım sıkıldı :D atmasanda olur cukun sağolsun
      ···
    3. 3.
      +1
      kardeşim ayıp ediyosun ya. ulan sorma kendi hikayemi okudum baya günlerce amk. cidden sonradan okuduğunda baya sarıyo gibtiğimin hikayesi sdaçasmda :D daha sonra ortamı özledim başladım yazmaya. atarım kardeşim mutlaka hatırlat bana yarın.
      ···
      1. 1.
        0
        at panpa araya edayıda sıkıştırırsın :Da:DS
        ···
    4. diğerleri 1
  10. 35.
    +27 -1
    neyse abi gösteri bitti. harika bi oyundu bu arada beyler. orada olanlar varsa mutlaka beraber izlemişizdir. tavisyelerinizi görüşlerinizi iletin amk çocuk bi benim övmemle yetiniyo anca. gösteri bitti kızlar falan toparlanıp gittiler zaten. bende bizim oğlanı aradım buldum. afferim lan yavşak dedim kafasına vura vura bi sevdim bunu. dur abi ya napıyon yaaağğğ diye diye kaçtı gavat. dedim olum harikaydı lan. hakkaten on numara oyundu çok etkilendim. çok güzel oynadın tebrik ederim dedim. sarıldık orda bi dünya fotoğraf falan çekindik birlikte. ordaki adamlarla falan tanıştık. tiyatro sonrasında bütün oyuncular sahnede oturdular. böyle milletten soruları alıyolar. orda diğer tiyatro klübünden tiyatrocular var. onlar beğendikleri beğenmedikleri yerleri falan böyle eleştirilerini görüşlerini önerilerini falan sunuyolar. bunlarda dinleyip haa tamam teşekkür ederim bundan sonra şöyle yaparım fala ndiyp devam ediyolar. baya gibindirik bi bölüm olduğu için ben köşede içerden arakladığım meyve suyunu fondipliyodum. acıktım amk iki saat sürdü gibtiğimin oyunu napıyım. neyse abi çıktık biz tam gittik bi yerde çorba içiyoruz. bizim biradere bi telefon geldi. ya hocam şimdi mi falan yaptı böyle. noldu olum dedim. bi dakka bekle dedi eliyle işaret ederek. yav yarın yapsak olmuyo mu hocam yeterince yorulduk zaten falan dediyse de hoca dinlemedi amk. telefonu kapattı. dedi ki tiyatroculardan birinin evinde toplanıyomuşuz. yarın bi çocuk oyunu varmış. onun için oraya gitmemiz lazım. istersen sana evin anahtarını veriyim eve git abi dedi. ben bi gidiyim şimi ayıp olmasın hem zaten prova da yok ne olcak ne bitcek hiçb bilmiyom falan dedi. dedim gidelim olum nerdeyse beraber. giberim amk ben o eve tek başıma girer miyim. orda birinin bana klavuzluk etmesi lazım. o çöp yığını içinde kaybolur giderim amk ben. neyse abi kalktık gittik bi apartman dairesine. salona aldılar bizi. geçtik koltuğa oturduk. salon bi açıldı ki aman allahım. orda tiyatroculardan birinin arkadaşı var böyle. sarışın. afeti derya demiyorum artık afeti okyanus amk. öyle böyle değil. üzerinde beyaz bi gömlek vardı. sarışın hafif alman helgaları andıran bi tipi var. ama milf olmaya biriki senesi kalmış hatunun. bacaklara jartiyer gibi bi çorap giymiş. ama jartiyer değil kesinlikle. lingerie dediğimiz iç çamaşırı türünden siyah. bacaklar tamamen kapalı ama diz kapağının biraz üzerinde o danteller var. ordan sonra da ince siyah çorap başlıyo. inanılmaz bi görüntüsü var. ben tabi dedim olum bu kim dıbına koyum böyle lan. bunlar nasıl ortamlar.
    Tümünü Göster
    ···
  11. 36.
    +1
    Amk ibo darbeden beri yoksun gotune tank girdi sanmistim. Hikâye ne oldu
    ···
    1. 1.
      +1
      kanka hikaye aynen devam. dikkat etmeseydik zütümüze tank mank ne kadar demir varsa sokuyolardı kanka. ucuz kurtulduk. benim hesabı da heralde fetöcüler sildirdi haberim yok. bi gün bi girdim senin hesap silinmiş yazdı. anlam veremedim. yeni bi hesap açtık. yazmayacaktım aslında ama ortamı özledim amk. buradayım tekrar. olaylar olaylar devam.
      ···
  12. 37.
    +26
    neyse abi bu hatunun yanı boştu zaten ben oraya oturdum. odada pek fazla yer olmadığından bizim birader de benim yanıma çömeldi böyle. orda herkes sohbet muhabbet edip gülüşüp eğleşiyolar. bu helgayla ben salak gibi birbirimize bakıyoruz. sohbete tamamen fransızız. oda başka bi arkadaşının yanında gelmiş. aynı benim gibi. sonrada buraya getirmişler. çaylar falan geldi sıkış tıkış çayları içiyoruz. patates falan kızartmışlar saolsunlar birer ikişer atıştırmalık bişeyler getiriyolar sehpaya. benim gözüm karıda tabiki. nerden nasıl etsemde muhabbeti açsam diye düşünüyorum. bizim oğlan da karının bacakların hemen önünde oturuyo. yani kadın tam bi şirket çalışanı. hem saç kesiminden, hem aşırı makyajından, hem oturuşundaki o gereksiz kompleksinden falan herşeyinden anlaşılıyo. bi şirkette müdür veya ona benzer bi mevkiide olduğu aşikar. fakat daha önceleri böyle bi çalışan görmediğim için dikkatimi cezbetti. yakınlarda bi yerde çalışıyo olsaydı mutlaka bilirdim. yan yana oturduğumuz için sohbet açmak için fırsatım vardı. en azından dizi dizime değiyodu. bacak bacak üstüne atmış kahpe. belli yani iş var bunda. dedim okey tamamdır. babanın illaki bi oyun yapması şart. en azından yerini bilmem lazım madenin. ve hemen kafamda kurmaya başladım. zaten odadakiler tiyatroyla şunla bunla yarınki oyunla falan haşır neşir olmaya başladılar. bizde ikimiz kalınca dedim dur şöyle bi yoklayım zilliyi ne çıkacak. sizde mi tiyatrocusunuz dedim. benden bişey gelmesini beklemiyodu heralde bi kafasını çevirdi falan. birisi bişey demişte ayıp olmasın diye yüzüne bakarmış gibi. baktı böyle. ona söylediğimi anlayınca a pardon bana mı dediniz dedi. evet dedim sizde mi ekiptensiniz falan dedim. a yok canım ben arkadaşım için geldim dedi. çayını getirdi arkadaşıda. bende aldım usulca çayımı. allahalla dedim baya fotojenik bi yüzünüz falan var dedim baya ben sizi burdaki güzel sanatlardaki mankenlerden birisi falan heralde diye düşündüm dedim. a teşekkür ederim dedi zoraki bi gülümsemeyle. kadın işini çok ciddiye alıyodu. yada odadakileri çok küçümsüyodu. o nedenle benimle sanki lütufmuşçasına konuşuyodu. beni dengi görmüyodu. daha doğrusu odadaki hiçbirisini dengi görmüyodu yani. o derece anlaşılıyodu halinden tavrından falan. dedim tamaaaaam. sen kaşındın amk. iki yoklayacaktım seni gibmek farz oldu artık. dedim giyiminizden kıyafetinizden anladığım kadarıyla şirkette çalışıyosunuz. çayından içerken kafasını salladı hıı der gibi. hangi şirket dedim. ankarada bi şirket ismi söyledi. araba tekeri mi ne üretiyolarmış. yada araba tekeri mi satıyolarmış. araba ve tekerle ilgili bi şirket amk. çok aklımda kalmadı açıkçası. daha önemli detaylara yönelip memesini ölçüyodum o sıra. neyse hangi pozisyonda çalışıyosunuz dedim. çalışan mısınız? özellikle böyle sordum ki ağırına gitsin kahpenin. hah ne münasebet canım pazarlama müdürüyüm dedi böyle delinin zoruna bak der gibi. vay arkadaş dedim ya. giberim bu neymiş. bende bi tak sandım dedim geriye yaslanırken. tabiki içimden.
    Tümünü Göster
    ···
  13. 38.
    0
    rezerved
    ···
  14. 39.
    +21
    Daha önce hiç duymadım o şirketin ismini dedim. sektörde çok fazla iş yapılmıyo galiba veya yeni bi şirket mi diye sordum. hala küçümsüyorum bak. üstüne gidiyorum ki iyice kaşınsın zilli. bilmiyorum belli ki takip etmiyosunuz piyasayı bayadır sektördeyiz biz dedi. bilmem yönettiğim piyasayı nasıl takip etmem dedim. öyle diyince ne diyo bu amk der gibi güldü biraz. sonra ciddiyetimi bozmayınca ciddi olduğumu anlayıp siz ne işle meşgulsünüz diye sordu mecburen. çünkü o soruyu bekliyodum bi saattir. ve kadın önemli bi iş olmayacağına o kadar inandırmış ki kendini, odadaki en önemli şahsiyetin kendisi olduğuna o kadar inanmış ki benim işimi merak bile etmiyo yani kesin önemsiz bişeydir diyo kendi zihninde. dedim pazarlama müdürü değilim. şirketin ismini söyledim. bu şirkette belki duymuşsunuzdur düzce kökenli bi firmayız dedim. e yani biliyoruz canım herkes bilir dedi. evet yani az çok bişeyler yaptık bizde diye ekledim. hangi pozisyondasınız dedi. şirketin ismini duyunca merakını cezbetti. valla dedim sizin anlayacağınız kadarıyla şirket sahibiyle aynı yetkilerdeyiz ama resmi olarak pazarlama müdürünün bi 10-15 kat yukarısına denk geliyo heralde dedim ve çayımı almak üzere ileri atıldım. böyle diyince vaaaaay der gibi dudakları büzüp şöyle bi kaşları kaldırdı. anladı ki odada en büyük taşağa sahip kişi kendisi değil. bende şimdi dile kolay 60 kilo fil taşağını kaldırıp masaya vurdum resmen. kadın nası etkilenmesin amk. biraz durakladı. ciddiyetim etkilemişti evet ama koskoca köklü bi şirketin sahibi konumundayım yetkilerim açısından demiştim. sonuçta birisi size gelip dese ki ben hacı ağaoğlunda çalışıyorum ve yetkilerim ağaoğlu gibi şirket içinde. o derece taşaklıyım dese. dersin ki la gibtir git dıbına koduğumun hıyarı. inanmazsın başta haliyle. kadında biraz duraklayıp inanmadı. ama şeklim şemalim ve konuşmanın ciddiyetinden dolayı da hagibtir de diyemedi. telefonu eline aldı. pardon dedi biz henüz tanışmadık. isim neydi dedi bana. ibo ben dedim. siz ? diye elini tutup şehvetle tutmaya başladım. selen dedi. memnun oldum deyip çaya gömüldüm. biraz evvel de patatesten sonra böyle içi peynirli bişey getirdi ki ev sahibi abla. beni biliyosunuz. ihalenin ortasında bile gördüm mü dayanamıyorum gibtimin şeyini. giberim jartiyerini diyip onlara gömülüyodum. neyse ben onlara gömülürken karı telefonu kurcalıyodu. bizim oğlanda işlerini halletti hadi abi biz gidelim artık dedi. tamam geliyorum dedim. kalktım ceketi falan toparlayıp. buda benle beraber kalktı. dedim sizde mi kalkıyosunuz. evet dedi. peki beraber çıkalım o halde dedim. kapıya doğru yönelirken tekrar e şey dedi. efendim dedim döndüm. ne kadar daha burdasınız dedi. dedim işim icabı çok fazla seyahat ediyorum. o yüzden fazla kalamıycam burda yarın ilk iş düzceye dönmem lazım işlerim var dedim. haa anladım dedi. halinden hareketlerinden çok belliydi. bi davet bekliyodu amk. tekrar görüşmek istediği aşikardı. çünkü tam bir iktidar huursuydu o. güç kadınıydı. belli. daha önceden hikayede bahsetmiştim beyler. bazı kadınlar duygu kadınıdır. bunlar ilişkilerinde duygusal bir bağ, anlamlı hikayeler isterler. o nedenle ilişkideki herşey önemlidir. günaydın mesajlarından iyi geceler mesajlarına, arada bir bomboş dururken gelecek bi seni özledim mesajına, küçük tatlı süprizlere felan gerek vardır. bazı kadınlar güç peşindedir bunun gibi. para ve güç iktidar ve saygınlık. bu kadınlara çekici gelen tek şey prestijdir. yani taşak. yeteri kadar taşak varsa eğer bunlar fareli köyün kavalcısının arkasından giden fareler gibi peşinizden sürüklenir gelirler. bazı kadınlar giyim kuşam ararlar. bazı kadınlar sert maço ve aile babası erkek ister. kadınlar çeşit çeşit oldukları için istekleri de çeşit çeşittir. bu nedenle hangi kadına nasıl oynayacağınızı çok iyi bilmeniz lazım. burada benden bir teklif beklediği aşikardı. dışarda bi yerde olsaydı ben illaki kendini davet ettirerek iyice köpek çekerdim bu karıya ama şimdi millet olduğu için benim çağırmam daha uygun olurdu. o yüzden uzatmadım. kartımı verdim. yolunuz düşerse uğrağın şirkette bi çay içelim konuşuruz falan dedim. peki mutlaka arıycam dedi. görüşürüz diyip tekrar tokalaşarak çıktık evden. dışarı çıkınca öyle bi soğuk çarptı ki yüzüme anlatamam. tabi bizim oğlan anlamış hemen vaaaaaaay aaaağbi ağa ağağağa falan diye sırıtıyo. ya olum özürlü özürlü bağırma yolun ortasında amk yürü yav diye sürükledim. buna da anlatmak zorunda kaldım yolda iki saat. tekrar çöp evimize dönüp geceyi öylece geçirdik.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Anlatma biçimin sürüklüyor abi
      ···
    2. 2.
      0
      reserved burda kaldım sayfa 1
      ···
  15. 40.
    0
    Rezervasyon
    ···
  16. 41.
    0
    Rezervasyon
    ···
  17. 42.
    0
    Rexz okurum
    ···
  18. 43.
    +35
    ertesi gün sabah kahvaltıdan sonra biraderle ayrıştık nihayet terminalin yolunu tuttum. atladım bi taksiye terminalde inip ilk arabayla geldim düzceye. şirketteki işlerimin başına geçtim. dediğim gibi o dönemler acayip bi iş kovalıyoruz. bu iş bizim için çok farklı olacak bi iş. çünkü istanbulda. daha önce bizim yaptığımız bütün işler düzcedeydi. dolayısıyla konuştuğumuz tüm taşeronlar, iş yaptırdığımız herifler şunlar bunlar herşey düzcedeydi. bu nedenle herşeyin şeklini şemalini yolunu yorddıbını en önemlisi piyasasını biliyoduk. kime nerde ne zaman ne kadar iş yaptırıp ne kadar para veririz, ne kadar sürede teslim alırız ne kadar güvenilir herşeyi biliyoduk. hepsi bildiğimiz adamlar, bildiğimiz şirketler yada bildiğimiz işçilerdi. şimdi istanbul dediğimiz yer bahsettiğim kurtlar sofrasının menbağı. yani orası bir metropol. ve orda iş yapmak demek yepyeni bir piyasayı baştan aşağı öğrenmek demek. buda bizim o iş süresi içerisinde mümkün değil yeterli değil. o yüzden ben patronu ayarladım. bütün işleri burdaki firmalar ve burdaki adamlar burdaki taşeronlarla, kısacası düzcedeki iş ekibimi aynen istanbula naklederek alıştığım tayfayla yapacaktım işi. çünkü bu serbest piyasa beyler. serbest piyasada işleyiş çok farklıdır. düzcenin kendine ait bi serbest piyasası vardır. istanbulunda öyle. herşehrin oluşmuş bir piyasası ve bu piyasa içerisinde söz geçiren bi büyük kurdu vardır. istanbul dediğimiz gibi metropol. ve bizim düzcedeki kıytırık piyasanın içinde bile ne muallakler çıkıp taş koydu yolumuza. Allah bilir istanbulda başımıza ne gelirdi. benim için çok büyük bi riskti. o yüzden ben patrona izah ettim durumu. dedim böyle böyle. biz bu işi istanbuldaki heriflere de yaptırırz. buluruz ordan da taşeron şirketler illaki. anlaşırız. belki burdakilere istanbulda iş yaptırmak biraz maliyetli. ama daha az riskli. istanbulda az maliyet ama çok risk. ben kendi ekibimi oraya zütürüp o şekilde çalışmak istiyorum. öbür türlü tanımadığım insanlara proje teslim edip iş bekleyemem. hele hele büyük mevduatlardan bahsediyoruz beyler. yani adam bana gelecek tek seferde malzeme için 50 bin 60 lira para isteyecek. ben sırf bunun için ya şirketten nakit vericem ya kredi çekicem bi şekilde para aktaracam yani herife. üstüne üstlük sürekli gidip oraları işleri falan kontrol edemem yani o kadar vaktim yok. işlerin başında duracak dümbüğüde tanımayacağım için ne söylerse kabul edip ona inanacam. buna güvenemem ben dedim. kendi ekibim olsun. varsın %12 fazla masraf edelim. ama riski indirmek için bu kadar paraya değer dedim. patronda saolsun daha önceki başarılarımı biliyo az çok. şirkette sözümüz de geçtiği için. peki ibo dedi. bildiğin vardır illaki sen ne diyosan öyle olsun. yeter ki teslim et işi. bi şekilde bitirip paramızı alalım. iyi dedim patron ayarlıycam ben sen kafanı yorma. işte bu iş için sürekli olarak bi koşuşturma içerisindeyim. istanbulda belediyeden izinler imardan bilmem neyler iskan raporları, sgk görüşmeleri raporlar evraklar, onu faks çek buna evrak kayıt al onu buraya gönder falan başım baya yoğun. neyse abi o sıralar işte. geldim işlerime bakıyorum. ertesi gün şirkette taşeronlarla görüşürken kapı çalındı. gel dedim bizim kızlardan birisi ibo bey bi bayan geldi sizi görmek istiyo dedi. kimmiş dedim hafif kısık sesle. beklemiyodum çünkü amk kadın madın. kim ola ki bu oldum bi an. bilmiyorum efendim beklediğinizi söyledi dedi. iyi tamam al bakıyım bi içeri dedim. bizim helga çıktı. selen demiyorum ben karıya. accayip almana benzediği için helga diyorum. aaa sen mi geldin dedim çok şaşırmış gibi. ürkek ürkek geldi merhabaa diyerek. çok çekindiği belliydi. ve kapıdaki prestijin altında bu kadar ezileceğini düşünmemişti belli ki. geçsene otur şöyle ya dedim karşımdaki koltuğu gösterip oturttum. bende kendi masama geçerek kızlara işaret ettim. dedim ne içersin ? valla bilmiyorum falan dedi. birer kahve söyleyim mi dedim bak bizim kızların harika kahveleri var ha. stajyerler gerçi biraz zilliler işten anlamıyolar ama kahveleri müthiş dedim. çalışanlarla samimiyetim iyidir. böyle takılırım arada. güldü stajerde helga da. olur peki birer kahve içelim o zaman dedim. orta kahve söyledi. benimkini biliyosun canım benim dedim. biliyorum ibo bey diyerek gitti.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Bro duzce de hava alani varmi
      ···
      1. 1.
        0
        Yok kanka maalesef. Ama airport diye bişey var sağa sola rekldıbını attıkları. Neresiyse bilmiyorum hiç gidemedim.
        ···
    2. 2.
      0
      Arabaan neden yok aq
      ···
      1. 1.
        +1
        kanka şöyle. birincisi ben şöfor möfor kullanmam. öyle evime uşak tutayım. temizliğimi yaptırayım. çayımı başkası getirsin şekerimi başkası atsın falan tarzı yaşam bana göre değil. böyle şeyler insanı şımartır. haddimizi bilmemiz lazım diye bazı sınırları kendime yakın tutuyorum. ayrıca zorluk çekmeyen insan kıymet bilmez. bu nedenle herşeyi hazır yapmaya veya birilerine yaptırmaya alışırsan zamanla bu normalleşir. ve sonra zütün kalkmaya başlar. artık kendi işini kendin yapamaz hale gelirsin. tamamen üstüne düşen ve kendin yapman gereken sorumluluklarıbile başkalarına yaptırmaya başlarsın. sorumluluk duygusu zayıflar ve daha bir çok saçma sapan tembellikler oluşur. şirketin arabası var. daha sadece bana sunulan bir sürü ayrıcalık var fakat bunlardan sadece şehir dışına çıktığımda kalacak yer imkanını kullanıyorum. haricinde şirketin imkanlarından fazlaca faydalanmıyorum. çünkü birincisi laf söz olur. ikincisi hoşlandığım bişey değil. insanlarla iç içe olmak çok daha iyidir her zaman. ki şu açıdan bak. burda bu başlık altında toplanan incisözlükte takılan ne kadar adam gibi adam var. eğer ben paranın pulun maskarası olmuş özel şöförlerle özel hanlarda yatlarda katlarda takılan zengin bi bin hayatına alışıp o tarz clupler publar falan hayat tarzında yaşasaydım şuan bu hikayemi asla dinleyemeyecektiniz. ve ben burdan tanıştığım biiiiiiiir sürü adam gibi adamla asla tanışamayaacktım amk. böyle bi fırsatın böyle adamların böyle muhabbetin yanında gibmişim arabasını yatını katını parasını. herşeyi geç en önemli nedenlerden biriside bi yerden bi yere giderken otobüs kullanarak gitmek benim için daha avantajlı geliyo. çünkü günde saatlerce hiç mola veremeden çalışıyorum. bugün gece 3 te mesela hazırladığım bi raporu amerikadaki bi huur çocuğuna göndermem lazım. artık orda saat kaç oluyo bilmiyorum ama. o huur çocuğuda o evrağı noterden falan geçirip tekrar bana gönderecek. ben gece bu işi halledip tekrar yatıp sabah altı buçukta işlerimin başına gitmem gerekecek. düşünsene amk. böyle bi yoğunlukta çalışıyosun. bide bir gün iki gün bi ay iki ay değil. sürekli böyle amk. kafanda binbir türlü şey var. binbir türlü hesap kitap plan proje var. ki haricinde bisürü yarak kürek karı kız muhabbetiyle uğraşıyosun. atıyorum istanbula gideceksin. otobüsle gidersen tam 3 saat otobüstesin. oturacaksın. ve kimse sana bişey demeyecek. sadece oturacağın ve müzik dinleyeceğin bi 3 saat lan. daha uzun yolculuklarda daha uzun bi süre. sadece benim. oturup müzik dinleyeceğim bi zaman. boş vakit. arabayla gitsem 1 saat 2 saatte giderim. inşallah anlatabilmişimdir. ne gerek var amk. günde 1 kere tuvalete gidebiliyorum diyorum amk. 1 kere yemek yiyebiliyorum öğlen vaktinde. onuda çoğu zaman koşturmaca esnasında ayakta atıştırdığım şeyler. sandığınız kadar ooooh züt büyütüyo bunlarda şirkette paralar karılar kızlar ooh ne güzel hayat bee değil yani. büyük para = büyük emek demektir kardeşim. büyük emek içinde büyük mesai ve zaman gerekir. bu büyük zaman içerisinde otobüsle yaptığım her seyehat kafamın rahat olup 3 saat 4 saat 5 saat boyunca oturup hiçbişey yapmadan dinlendiğim müzik dinlediğim bi zaman. bana göre çok daha avantajlı geliyo.
        Tümünü Göster
        ···
    3. 3.
      0
      Kurgu hatası yakında düzeltir
      ···
    4. diğerleri 1
  19. 44.
    0
    ReZzzzz
    ···
  20. 45.
    0
    rezrezrezrezrezrezrezrezrezrezrezrez
    ···