/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +139 -17
    Beyler hepinize selamlar. Beni aranızdan bilenler bilir. Bendeniz leblancdemarco. Yani nam-ı diğer ibo. Sizlere daha önce hayatımı çeşitli başlıklar halinde anlatmıştım. Hikayeme devam etmiş, anlatılası bişeylerim olduğu için yazmıştım. Beraberken hikaye anlatıp birlikte gececi tayfalarla makara yapmak, kendi aramızdaki o taşak kokusunu özledim. Bilenler ve eski tayfam boynuma atlayabilir. Geri dönüyorum.

    Anlatacağım türlü şeyler var. Bilmeyenler için özet geçeyim. Bendeniz ibo. Düzce dolaylarında okuldan sonra şansımında yaver gitmesiyle çeşitli şirketlerde güçlü pozsiyonlarda çalıştım. Hayatım çok çok acayip şekillerde şekillendi. Ve şekillenmeye de devam etti. Ve hayatımın büyüüük bir kısmında sırf bir yemin uğruna kişiliğim değişip playboy oldum. Ve bu sanatı, en azından kendi sanatımı, eğlenceli yanlarını, anlatılmaya değer şeyleri siz değerli panpişlerimle paylaşmak için geri döndüm. Efsanemiz sizlerle beyler. Aynen devam ediyoruz. Doluşun buralara. Alttan ısıtmayı açın. Şuralara minder falan atın. Çay alın otomattan. Gece buralardayız rezleri alın.
    ···
  2. 2.
    +51 -1
    Evet beyler. Geldim buralardayım. Birazdan başlıyorum. Çayımı çorbamı ayarlayıp partlara geçicem. Amk özlemişim ya. Yeminle şu taşak kokusunu özlemişim. Eski başlığımız çok daha sıcaktı ferahtı amk. Neyse burayıda canlandırırız biz. Beni tanımayanlar için kısa bi özet geçeyim. Bana ibo derler. Ben lisede gayet masum bir aşık iken çeşitli badireler ve kazıklar yedikten sonra eski silik imajımı bi kenara bırakıp hakkaten en iyisi olmaya karar verdim. Her ne işi yapıyosam en iyisi olacaktım. Ve bunun için zütümü yırta yırta çalıştım çabaladım. Bizim bebeler vasıtasıyla düzceye geldim. Lisede yediğim taklar bi yana üniversitede tam manasıyla kendimi buldum. Kayıt günü edayla başlayan maceram burcuyla devam etti. Ardından bir toplantıda yaptığım sivri zekalık beğenildi ve şirket hayatına giriş yaptım. O noktadan sonra da parayla tanıştım. Olaylar gelişti ve triple dan ihalelere, züt etmelerden thug life lara, kadınlardan erkeklere bir çok kişiyle haşır neşir olup başımdan türlü badireler geçti. Bu badireler olurkende yanımda olan ve bizim tipi katile benzediği için katil diye seslendiğimiz bi arkadaşımız vardı. Kendisi benim en yakın arkadaşım olur. Ve binlik yapmakta üstüne yoktur. Ben playboyluk sanatı diye kitap yazabilirsem katilde çok rahat binlik destanı yazar. Herkesin vardır böyle bi bin arkadaşı. Şimdilik bunları bilmeniz yeterli olabilir. Haricen orda nickimi paylaştım. hikayenin başını okumak isteyenlerde okuyabilir bi kaç başlık altında anlattım başımdan geçenleri. Çok güzel vakitler geçirdik burda amk. Çok sağlam dostluklar kurduk. Başlıyoruz mevzi alın.
    ···
    1. 1.
      +1 -1
      "kadınlardan erkeklere bir çok kişiyle haşır neşir olup başımdan türlü badireler geçti"

      lan?!
      ···
      1. 1.
        +3
        olum o manada değil lan. bir çok kadın ve bir çok erkek tanıdım. erkekleri de kadınları da çok iyi biliyorum manasında söyledim onu amk. yapmayın olum şöyle kötü oluyorum amk. içim bi hoş oldu titredim bak.
        ···
    2. 2.
      0
      yeni başlık rezervasyon
      ···
  3. 3.
    +47 -4
    Ha birde kimse okumak zorunda değil olum niye kasıyosunuz kendinizi bu kadar. inanmayan, okumak istemeyen, veya kesin gibko bişeydir amk gibtir et şu salağı diyen geçebilir direk ille girip gibtir git diyip ötelemenize gerek yok. Ben anlatıcam isteyene. isteyen buyursun kaynaşalım. istemeyende vir vir vir konuşup durmasın amk.
    ···
    1. 1.
      0
      ibo hikaye yok mu yav
      ···
      1. 1.
        0
        var kardeşim yazıyorum hep ?
        ···
      2. 2.
        0
        bu da hikaye gibi gidiyor sıkıntı yok mutluyuz gayet.
        ···
  4. 4.
    +38 -2
    Size diğer başlıklarda hiç ailemden söz etmedim beyler. Sadece bir kere nişan davası açıldığı zaman bizimkilerin bahsi geçmişti. onun haricinde ailemle ilgili hiçbişey anlatmadım. Zaten çokta anlatmıycam. Gereği yok ama bugün bolu macerasını anlatmam gerek size. Benim birde biraderim var sizden iyi olmasın oda iyidir. Yakışıklıdır az çok. Oda aibü'de okuyor. Boluda kalıyo. Allah'tan öyle abi yanına geliyim seni ziyaret ediyim falan triplerinde değiliz çok fazla da birbirimize salça olmuyoruz. Ailenin yakında olması her zaman bi soru işareti doğurur beyler. Özellikle gurbetteki bazı panpalarımı ben anlayamam mesela. Ulan milletin anası babası ziyarete gelir oğluşumuz tek kalmasın bizi görsün moral olsun yedirek içirek falan diye. Millet bi sevinir bi mutlu olur anlayamam amk. Bizimkiler gelince ben hemen gitsinler diye yollamak için elimden geleni yaparım amk. Geriliyorum olm garip bi baskısı var. Bide şimdi düzce ortamı yada diğer ortamlar ailemden ayrı olan kişiliğim ve yaşantım tamamen bana ait. Ailemin yanındaki yaşantımla alakası yok. Ailemin yanında ben iyi aile kuzusu, süt dökmüş kediyim. Dışarda tuttuğunu koparır, kaçan kurtulur falan edalarında dolaşan aslan parçası. O tarz bişey yani. o nedenle sürekli gerilirim. O sebeple de aileyi fazla anlatmam. Yanıma da fazla yanaştırmam. Neyse abi bizim birader orda tiyatro klüplerinden birisine kaydolmuş. instagramda falan fotoğraflar paylaşıyo. Kendini geliştiriyo falan güya. Bi oyuna hazırlanıyolar. Dedi abi işte böyle böyle bi oyun var. Şu zaman gösterime girecek. ille sende gel. La olum dedim bak işlerim güçlerim var amk. Uğraştırma beni piyesle falan. Senn napıyosan oyna bana video at izleyim. Tamam bende tiyatro severim. Sanatın her yeri güzelde beyler. Yoğun zamanalrım amk gece gündüz çalışıyorum beni bilenler bilir artık öyle diyim. Yani günde 1 kere yemek yemeye fırsatım oluyo. Tuvalete bile böyle zamanlı çıkıyorum yani o derece yoğun tempoda falan çalışıyorum. Haliyle kendime ve kişisel zevklere ayıracak zamanlar olmuyo bazen. Neyse abi bu ille gel ille gel. Bende dedim lan kardeşimizin tiyatrosu amk. giberim işini gücünü. hiçbir iş ailenizden önemli değildir beyler. Benim oraya gidip bir kaç arkadaşıyla el sıkışıp onu sahnede izlemem onun için büyük bişey. Ama şirkette kalıp 10bin lira da kazansam 100 bin lira da kazansam bi tane daha birader kazanamam kendime. Bunu asla unutmayın. Hiçbir iş ailenizden ve sevdiklerinizden önemli değildir. işinize de özenin savsaklayın demiyorum ama. Asla ve asla ailenizi çok çok fazla ihmal etmeyin. hele böyle önemli şeyleri asla pas geçmeyin. Bi daha gelmezler.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +2
      beni de işe al reyiz ben de sivri zekayım bak sana bi espri yapim

      anan zaaaa

      alındım mı?
      ···
      1. 1.
        +1
        iSAK'a alındınız efendim hayırlı olsun.
        ···
      2. 2.
        +1
        aklımı başımdan aldın karşim. kendimden geçtim yemin ederim.
        ···
      3. 3.
        0
        Rezerve
        ···
      4. diğerleri 1
  5. 5.
    +38
    neyse abi gittim bunların eve. Ev varya. anlatamam sana. benim burda kaldığım öğrenci evleri, o taklar püsürler falan varya yanında halt etmiş. Amk eve bi çöp kutusu koymuşlar kocaman. o çöp kutusu dolmuş. yanına üç beş çöp torbasıyla daha çöp atmışlar. onlarda dolmuş. artık onların üstüne direk fırlatmaya başlamışlar. mutfağın bi duvarı komple çöp amk. artık çayı falan zütürüp köşeye siğdiriyolar. lan dedim bu ne olum. takun içinde yaşıyonuz siz resmen. yav abi boşaltamadık kusura bakma aceleye geldi diyo. ulan nerden baksan 3 haftalık çöp var orda ayı. neyini boşaltamadın neyine aceleye geldi. noldu yani sura üflenmesini mi bekliyosunuz amk çöpleri atmak için muallakler. neyse biraz fırçaladım bunu tabi. yav neyse abi geçele geç diye aldı beni içeriye. orda bi yemek yaptık takun püsürün içinde. ne zamandır yemiyodum bi öğrenci evi yumurtası yedim. kendime geldim. derin bi ooooooh çektim şöyle. bide cuvara yaktım. bizim birader de içiyo da karşımda içtirmiyorum. ben içiyom o karşımda mal mal çay içiyo ya nasıl keyifleniyorum amk. :D içmesin yarraam. daha yaşı kaç başı kaç cuvara içiyo. karşımda da gibsen içtirmem. tamam am züt her türlü muhabbetine girerim kardeşimle aram iyidir de karşımda sigara içtirmem amk. bazı kırmızı çizgileri koruyun beyler. kardeşiniz yanınızda küfür etmesin. yada ne biliyim sigara içmesin içki içmesin. yoksa çok çekersiniz bak benden söylemesi.
    ···
    1. 1.
      +2
      (bkz: beyler gececi tayfaya anlaticam)
      (bkz: leblancdemarco anlatıyor capsli)
      (bkz: leblancdemarco anlatıyor 2 devam)
      Eski hikayeler okumak isteyenler için efsanedir bunlarda
      ···
      1. 1.
        +2
        kankacım ellerine sağlık. saolasın.
        ···
      2. 2.
        0
        http://www.incisozluk.com.tr/e/186504511/

        Rez
        ···
      3. 3.
        0
        (#186504511)
        ···
      4. 4.
        0
        http://www.incisozluk.com.tr/e/186504511/

        Rez
        ···
      5. diğerleri 2
  6. 6.
    +35
    ertesi gün sabah kahvaltıdan sonra biraderle ayrıştık nihayet terminalin yolunu tuttum. atladım bi taksiye terminalde inip ilk arabayla geldim düzceye. şirketteki işlerimin başına geçtim. dediğim gibi o dönemler acayip bi iş kovalıyoruz. bu iş bizim için çok farklı olacak bi iş. çünkü istanbulda. daha önce bizim yaptığımız bütün işler düzcedeydi. dolayısıyla konuştuğumuz tüm taşeronlar, iş yaptırdığımız herifler şunlar bunlar herşey düzcedeydi. bu nedenle herşeyin şeklini şemalini yolunu yorddıbını en önemlisi piyasasını biliyoduk. kime nerde ne zaman ne kadar iş yaptırıp ne kadar para veririz, ne kadar sürede teslim alırız ne kadar güvenilir herşeyi biliyoduk. hepsi bildiğimiz adamlar, bildiğimiz şirketler yada bildiğimiz işçilerdi. şimdi istanbul dediğimiz yer bahsettiğim kurtlar sofrasının menbağı. yani orası bir metropol. ve orda iş yapmak demek yepyeni bir piyasayı baştan aşağı öğrenmek demek. buda bizim o iş süresi içerisinde mümkün değil yeterli değil. o yüzden ben patronu ayarladım. bütün işleri burdaki firmalar ve burdaki adamlar burdaki taşeronlarla, kısacası düzcedeki iş ekibimi aynen istanbula naklederek alıştığım tayfayla yapacaktım işi. çünkü bu serbest piyasa beyler. serbest piyasada işleyiş çok farklıdır. düzcenin kendine ait bi serbest piyasası vardır. istanbulunda öyle. herşehrin oluşmuş bir piyasası ve bu piyasa içerisinde söz geçiren bi büyük kurdu vardır. istanbul dediğimiz gibi metropol. ve bizim düzcedeki kıytırık piyasanın içinde bile ne muallakler çıkıp taş koydu yolumuza. Allah bilir istanbulda başımıza ne gelirdi. benim için çok büyük bi riskti. o yüzden ben patrona izah ettim durumu. dedim böyle böyle. biz bu işi istanbuldaki heriflere de yaptırırz. buluruz ordan da taşeron şirketler illaki. anlaşırız. belki burdakilere istanbulda iş yaptırmak biraz maliyetli. ama daha az riskli. istanbulda az maliyet ama çok risk. ben kendi ekibimi oraya zütürüp o şekilde çalışmak istiyorum. öbür türlü tanımadığım insanlara proje teslim edip iş bekleyemem. hele hele büyük mevduatlardan bahsediyoruz beyler. yani adam bana gelecek tek seferde malzeme için 50 bin 60 lira para isteyecek. ben sırf bunun için ya şirketten nakit vericem ya kredi çekicem bi şekilde para aktaracam yani herife. üstüne üstlük sürekli gidip oraları işleri falan kontrol edemem yani o kadar vaktim yok. işlerin başında duracak dümbüğüde tanımayacağım için ne söylerse kabul edip ona inanacam. buna güvenemem ben dedim. kendi ekibim olsun. varsın %12 fazla masraf edelim. ama riski indirmek için bu kadar paraya değer dedim. patronda saolsun daha önceki başarılarımı biliyo az çok. şirkette sözümüz de geçtiği için. peki ibo dedi. bildiğin vardır illaki sen ne diyosan öyle olsun. yeter ki teslim et işi. bi şekilde bitirip paramızı alalım. iyi dedim patron ayarlıycam ben sen kafanı yorma. işte bu iş için sürekli olarak bi koşuşturma içerisindeyim. istanbulda belediyeden izinler imardan bilmem neyler iskan raporları, sgk görüşmeleri raporlar evraklar, onu faks çek buna evrak kayıt al onu buraya gönder falan başım baya yoğun. neyse abi o sıralar işte. geldim işlerime bakıyorum. ertesi gün şirkette taşeronlarla görüşürken kapı çalındı. gel dedim bizim kızlardan birisi ibo bey bi bayan geldi sizi görmek istiyo dedi. kimmiş dedim hafif kısık sesle. beklemiyodum çünkü amk kadın madın. kim ola ki bu oldum bi an. bilmiyorum efendim beklediğinizi söyledi dedi. iyi tamam al bakıyım bi içeri dedim. bizim helga çıktı. selen demiyorum ben karıya. accayip almana benzediği için helga diyorum. aaa sen mi geldin dedim çok şaşırmış gibi. ürkek ürkek geldi merhabaa diyerek. çok çekindiği belliydi. ve kapıdaki prestijin altında bu kadar ezileceğini düşünmemişti belli ki. geçsene otur şöyle ya dedim karşımdaki koltuğu gösterip oturttum. bende kendi masama geçerek kızlara işaret ettim. dedim ne içersin ? valla bilmiyorum falan dedi. birer kahve söyleyim mi dedim bak bizim kızların harika kahveleri var ha. stajyerler gerçi biraz zilliler işten anlamıyolar ama kahveleri müthiş dedim. çalışanlarla samimiyetim iyidir. böyle takılırım arada. güldü stajerde helga da. olur peki birer kahve içelim o zaman dedim. orta kahve söyledi. benimkini biliyosun canım benim dedim. biliyorum ibo bey diyerek gitti.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Bro duzce de hava alani varmi
      ···
      1. 1.
        0
        Yok kanka maalesef. Ama airport diye bişey var sağa sola rekldıbını attıkları. Neresiyse bilmiyorum hiç gidemedim.
        ···
    2. 2.
      0
      Arabaan neden yok aq
      ···
      1. 1.
        +1
        kanka şöyle. birincisi ben şöfor möfor kullanmam. öyle evime uşak tutayım. temizliğimi yaptırayım. çayımı başkası getirsin şekerimi başkası atsın falan tarzı yaşam bana göre değil. böyle şeyler insanı şımartır. haddimizi bilmemiz lazım diye bazı sınırları kendime yakın tutuyorum. ayrıca zorluk çekmeyen insan kıymet bilmez. bu nedenle herşeyi hazır yapmaya veya birilerine yaptırmaya alışırsan zamanla bu normalleşir. ve sonra zütün kalkmaya başlar. artık kendi işini kendin yapamaz hale gelirsin. tamamen üstüne düşen ve kendin yapman gereken sorumluluklarıbile başkalarına yaptırmaya başlarsın. sorumluluk duygusu zayıflar ve daha bir çok saçma sapan tembellikler oluşur. şirketin arabası var. daha sadece bana sunulan bir sürü ayrıcalık var fakat bunlardan sadece şehir dışına çıktığımda kalacak yer imkanını kullanıyorum. haricinde şirketin imkanlarından fazlaca faydalanmıyorum. çünkü birincisi laf söz olur. ikincisi hoşlandığım bişey değil. insanlarla iç içe olmak çok daha iyidir her zaman. ki şu açıdan bak. burda bu başlık altında toplanan incisözlükte takılan ne kadar adam gibi adam var. eğer ben paranın pulun maskarası olmuş özel şöförlerle özel hanlarda yatlarda katlarda takılan zengin bi bin hayatına alışıp o tarz clupler publar falan hayat tarzında yaşasaydım şuan bu hikayemi asla dinleyemeyecektiniz. ve ben burdan tanıştığım biiiiiiiir sürü adam gibi adamla asla tanışamayaacktım amk. böyle bi fırsatın böyle adamların böyle muhabbetin yanında gibmişim arabasını yatını katını parasını. herşeyi geç en önemli nedenlerden biriside bi yerden bi yere giderken otobüs kullanarak gitmek benim için daha avantajlı geliyo. çünkü günde saatlerce hiç mola veremeden çalışıyorum. bugün gece 3 te mesela hazırladığım bi raporu amerikadaki bi huur çocuğuna göndermem lazım. artık orda saat kaç oluyo bilmiyorum ama. o huur çocuğuda o evrağı noterden falan geçirip tekrar bana gönderecek. ben gece bu işi halledip tekrar yatıp sabah altı buçukta işlerimin başına gitmem gerekecek. düşünsene amk. böyle bi yoğunlukta çalışıyosun. bide bir gün iki gün bi ay iki ay değil. sürekli böyle amk. kafanda binbir türlü şey var. binbir türlü hesap kitap plan proje var. ki haricinde bisürü yarak kürek karı kız muhabbetiyle uğraşıyosun. atıyorum istanbula gideceksin. otobüsle gidersen tam 3 saat otobüstesin. oturacaksın. ve kimse sana bişey demeyecek. sadece oturacağın ve müzik dinleyeceğin bi 3 saat lan. daha uzun yolculuklarda daha uzun bi süre. sadece benim. oturup müzik dinleyeceğim bi zaman. boş vakit. arabayla gitsem 1 saat 2 saatte giderim. inşallah anlatabilmişimdir. ne gerek var amk. günde 1 kere tuvalete gidebiliyorum diyorum amk. 1 kere yemek yiyebiliyorum öğlen vaktinde. onuda çoğu zaman koşturmaca esnasında ayakta atıştırdığım şeyler. sandığınız kadar ooooh züt büyütüyo bunlarda şirkette paralar karılar kızlar ooh ne güzel hayat bee değil yani. büyük para = büyük emek demektir kardeşim. büyük emek içinde büyük mesai ve zaman gerekir. bu büyük zaman içerisinde otobüsle yaptığım her seyehat kafamın rahat olup 3 saat 4 saat 5 saat boyunca oturup hiçbişey yapmadan dinlendiğim müzik dinlediğim bi zaman. bana göre çok daha avantajlı geliyo.
        Tümünü Göster
        ···
    3. 3.
      0
      Kurgu hatası yakında düzeltir
      ···
    4. diğerleri 1
  7. 7.
    +28
    neyse abi biz yemekti çaydı çorbaydı derken içeriye geçtik. benim tabiki televizyonu liseden beri izlemiyorum. takip edenler bilir. evlerimin hiçbirisinde televizyon barındırmam. bu gavatlarda benden aldıkları paraları demekki bunlara yatırmışlar. arada buna ben para gönderiyodum. yensin içilsin diye. orda karıyla kızla gezsin yesin biraz dümbük diye. buda karıya kıza asılmamış gitmiş televizyon almış eve hayvan gibi bişey. uydu muydu var. dedim aç a9'u hemen. x ym başlıyo. x ymda benim televizyonda takip ettiğim tek kişidir beyler. hemen a9'u açar izlemeye başlarım. olum çok fena şeyler lan. hayır yani silikon falan hikaye amk herifler resmen yeniden inşa ediyolar böyle bişey yok. karının memesinde bildiğin yepyeni bir cumhuriyet var. acayip bir ayaklanma var. darbe izleri görüyorum amk. bide böyle hoppidi hoppidi asalak asalak anlatışları var ya acccayip tavım huurlara. neyse abi. açtım karıları gözümüz gönlümüz şenlensin diye. bi yandan sohbet muhabbet ediyoruz falan geceyi böyle bitirdik. oda kanepede sabah kadar çöp kokusuyla bi gece atlattım çok şükür ölmeden. amk pekekentleri her taraftan bi jilet çıkıyo zaten ayar oldum. Amk herif bi çarşaf açıyo. çarşafın içinden pis baksır çıkıyo. çığlık attım amk. la gibtir git amk bu ne dedim. abi dur baarma dedi. lan neyine bağırma olum bu ne bişey çıktı içinden dedim. ordan gitti haluk diye bi arkadaşı var ona bağırdı. geldi herif. baksırı elinde aldı. hee burda mıymış lan bu dedi. güzelce bide ağzına yapıştırıp kokladı. vay amnskim kaç gündür bunu arıyom diye koklaya koklaya gitti. amk buda bi kirli mi değil mi anlama yöntemi de. şu gibtiğimin yöntemini baksıra yapmayın amk ya. gibiniz değiyo olum oraya taşağınız zütünüz değiyo amk. ağza burna süre süre koklamak nedir. bide içine çekiyo ki namıssız midemi bulandırdı. neyse buraları geçiyorum beyler. o geceyi çeşitli badirelerle atlattık. ertesi gün saat 12 gibi falan uyandım ben gene. saat 2-3 gibi falan evden çıkıcaz. 5 gibi de bunun gösterisi var. gittik salona doğru. böyle bi kütüphanenin salonu var büyükçe bi salon. güzelde bi salon ben beğendim yani. rejisi falan da gayet güzel. bu bana bi bilet verdi. sorarlarsa gösterirsin abi diye. ben içeri gidiyorum hazırlanmak için dedi. tamam yiğidim hadi bakim dedim. iyi oyna ha sıçarım bacağına diye gönderdim bunu içeriye. köşeye bi tane çellocu bi tane de kemanist atmışlar müzik versin diye. onlarda prova gibi bişey yapıyolar böyle. koca salonda bide akustikle öyle güzel geliyo ki sesleri anlatamam. çelloyu hayvan gibi bi kız çalıyodu ona fazla ilgi duymadım ama kemancı varya kemancı. öyle böyle bir afeti derya değil. hele ki beyler düşünün. bir kız var. güzel. ve keman çalıyo. daha nasıl betimlenebilir ki bi güzellik.
    Tümünü Göster
    ···
  8. 8.
    +27 -1
    neyse abi gösteri bitti. harika bi oyundu bu arada beyler. orada olanlar varsa mutlaka beraber izlemişizdir. tavisyelerinizi görüşlerinizi iletin amk çocuk bi benim övmemle yetiniyo anca. gösteri bitti kızlar falan toparlanıp gittiler zaten. bende bizim oğlanı aradım buldum. afferim lan yavşak dedim kafasına vura vura bi sevdim bunu. dur abi ya napıyon yaaağğğ diye diye kaçtı gavat. dedim olum harikaydı lan. hakkaten on numara oyundu çok etkilendim. çok güzel oynadın tebrik ederim dedim. sarıldık orda bi dünya fotoğraf falan çekindik birlikte. ordaki adamlarla falan tanıştık. tiyatro sonrasında bütün oyuncular sahnede oturdular. böyle milletten soruları alıyolar. orda diğer tiyatro klübünden tiyatrocular var. onlar beğendikleri beğenmedikleri yerleri falan böyle eleştirilerini görüşlerini önerilerini falan sunuyolar. bunlarda dinleyip haa tamam teşekkür ederim bundan sonra şöyle yaparım fala ndiyp devam ediyolar. baya gibindirik bi bölüm olduğu için ben köşede içerden arakladığım meyve suyunu fondipliyodum. acıktım amk iki saat sürdü gibtiğimin oyunu napıyım. neyse abi çıktık biz tam gittik bi yerde çorba içiyoruz. bizim biradere bi telefon geldi. ya hocam şimdi mi falan yaptı böyle. noldu olum dedim. bi dakka bekle dedi eliyle işaret ederek. yav yarın yapsak olmuyo mu hocam yeterince yorulduk zaten falan dediyse de hoca dinlemedi amk. telefonu kapattı. dedi ki tiyatroculardan birinin evinde toplanıyomuşuz. yarın bi çocuk oyunu varmış. onun için oraya gitmemiz lazım. istersen sana evin anahtarını veriyim eve git abi dedi. ben bi gidiyim şimi ayıp olmasın hem zaten prova da yok ne olcak ne bitcek hiçb bilmiyom falan dedi. dedim gidelim olum nerdeyse beraber. giberim amk ben o eve tek başıma girer miyim. orda birinin bana klavuzluk etmesi lazım. o çöp yığını içinde kaybolur giderim amk ben. neyse abi kalktık gittik bi apartman dairesine. salona aldılar bizi. geçtik koltuğa oturduk. salon bi açıldı ki aman allahım. orda tiyatroculardan birinin arkadaşı var böyle. sarışın. afeti derya demiyorum artık afeti okyanus amk. öyle böyle değil. üzerinde beyaz bi gömlek vardı. sarışın hafif alman helgaları andıran bi tipi var. ama milf olmaya biriki senesi kalmış hatunun. bacaklara jartiyer gibi bi çorap giymiş. ama jartiyer değil kesinlikle. lingerie dediğimiz iç çamaşırı türünden siyah. bacaklar tamamen kapalı ama diz kapağının biraz üzerinde o danteller var. ordan sonra da ince siyah çorap başlıyo. inanılmaz bi görüntüsü var. ben tabi dedim olum bu kim dıbına koyum böyle lan. bunlar nasıl ortamlar.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 9.
    +27
    orda hala oyunun başlamasına kafadan bi bi saat falan olduğu için hala dekoru falan ayarlıyolardı sahnede. bunlarda köşede çalıyolar. az biraz gürültü var ama. genede sadece onları dinlemek istediğimden oraya odaklandığımdan güzel bi şekilde duyuyorum. saolsun birader de çok harika bi yere konuşlandırmış bizi. on numara. ordan notlara bakarak böyle kısa kısa çalıp prova ediyolar ama. beyler böyle narin bi görüntü olamaz. siyah düz bi elbise giymiş böyle. göğüslere doğru v şeklinde inen bi dekoltesi var. arası açılmasın diye tül gibi bişeyle tutturulmuş. memeler içerden bastırdığı ve harika bi fiziği olduğu için o siyah elbisenin içerisini öyle bir doldurmuş ki anlatamam. tam bir hanım efendi. hani salon erkeği dersin ya böyle. bilen bilir. tıpkı onun gibi. tam bir salon kadını. tam benim kalemim. bide böyle kıvırcık saçlarını üstten toplamış incin bi şekilde. iki tane kahkülde yanlardan yanaklara inmiş. incecik süzülen iki tane küpeside farkediliyo o kahküllerin arasından. ama en cezbedici yeri elleri beyler. o bedene göre öyle muntazam, öyle beyaz, öyle böyle pamuk gibi bişey ki anlatamam size ya. ulan elleriyle beni etkileyen belkide ilk kadın. tabi el kullanımıyla demiyorum o zaman işler değişir de. neyse abi dedim daha var gösteriye iyisimi gidiyim şunlara biraz sarıyım. biliyonuz ben duramam amk. hele ki kemancı kız bulmuşum amk. bundan iyi fırsat mı olur. yapış işte daha ne. gittim sahnede tam önlerinde duruyorum. bu notlardan baktı biraz. daha sonra bi bölüme girdi. böyle bi çalıyo ama. ezberden. gözleri falan kapatmış. orda olduğumun farkında değil. öyle güzel öyle naif çalıyo ki anlatamam. tam bir toygar ışıklı bestesi. o tarz bişeydi yani. ama anlatamam beyler keman çalan kızın tatlılığı hiçbişeyde yok amk. bu bi müddet daha çaldıktan sonra parçayı bitirdi. daha doğrusu o kısmı tamamladı. bittikten sonra biriki saniye daha o şekilde durduktan sonra etkisinden çıktı. kendisi de baya kendinden geçmişti çünkü belliydi. gözlerini açtı tam karşılarında takım elbiseyle sahnenin altında durmuş onu izliyodum. bi anda orda olduğumu farkedince böyle ürktü. ayh dedi. korkma korkma dedim gülerek. pardon farketmedim bi an şey oldum dedi böyle panikle göğsünü tutarak. valla tebrik ederim harika çalıyosunuz söylemeden edemezdim o yüzden geldim dedi. ay çok teşekkür ederim gerçekten dedi. gösterilerde böyle kullanılan çocuklar vardır beyler. bunlar tiyatrolarda falan çeşitli adamların böyle gösterilerinde arkada fon müzik, yada duygusal sahne girdiğinde duygusal müzik falan vermek için köşede yada sahne arkasında falan bekletilir. en olmadı henüz oyun sahnelenmeden önce seyircileri oylaması için sahnedelerdir. ve hiçbir zaman dinlenmezler. hiçkimse de bunlara vay çok iyiydin be helal olsun falan demez. o yüzden bunlar yok gibidirler. ben orda yanlarına kadar gelip böyle diyince çok müteşekkir oldular hakkaten. dedim gerçekten bi bayana keman ancak bu kadar yakışır yanlış anlamayın ama. bende müzisyenim kendi çapımda. gitar falan çalıyorum. böyle güzel çaldığınızı duyunca dayanamadım sanatım kabardı dedim. gülüştüler böyle tekrar ederek. sizde mi aibü tiyatrodansınız falan diye sordu. ha? dedim anlamadım ilk. sonra jeton düştü. ha yok ya benim birader okuyo burda ben onu izlemeye geldim dedim. oda böyle kısa bi tanışma faslı oldu. orda üniversitede müzik bölümünde okuyolarmış bu genç arkadaşlarımız. tiyatro kulübündekki arkadaşları vasıtasıyla burdaki bu işi bulmuşlar. kendileri biraz önceki bahsettiğimiz seyircileri oyalama ve aradaki duygusal bi kaç sahnede müzik verme görevindeler. haricinde sahnede yok olacaklar falan. dedim dışarda bi yerde çalıyo musunuz ? yada böyle grup falan gibi bişeyler var mıdır canlı müzik tarzı. öyle dedim. kızlar baktı birbirlerine. valla yok dediler yani canlı müzik tarzı bişey yok ama. bizim bölümden falan toplaşıp böyle bişeyler yaptığımız bi lokal var dediler. dedim baya müzikal bi lokale benziyo. gülümsedik hep birlikte. nerde burası bizde gelebiliyo muyuz dedim. elbette neden olmasın dedim. geriye doğru çekildim böyle tiyatral bi hareketle. beni mesut ettiniz hanfendi falan yaptım hoşlarına gitti gülüştüler. adresi falan aldım. 2 gün sonra lokalde buluşacaklarmış. tamam dedim orda olucam mutlaka. beklerim dedi benim hatun. senin dedim beklerim diyen ağzını yüzünü yerim ben dedim tabi içimden. gittim yerime koyuldum. 2 gün sonra lokale girip orayı darma duman etmem lazımdı. ilk defa sanatsal bi vurgun fırsatı vardı elimde. ve sahaları çok çok çok özlemiştim.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      -1
      keman çalan meme var boşaldım şuku
      ···
    2. 2.
      0
      Kızı sanatsal biçimde gibecek rez alın
      ···
  10. 10.
    +26
    neyse abi bu hatunun yanı boştu zaten ben oraya oturdum. odada pek fazla yer olmadığından bizim birader de benim yanıma çömeldi böyle. orda herkes sohbet muhabbet edip gülüşüp eğleşiyolar. bu helgayla ben salak gibi birbirimize bakıyoruz. sohbete tamamen fransızız. oda başka bi arkadaşının yanında gelmiş. aynı benim gibi. sonrada buraya getirmişler. çaylar falan geldi sıkış tıkış çayları içiyoruz. patates falan kızartmışlar saolsunlar birer ikişer atıştırmalık bişeyler getiriyolar sehpaya. benim gözüm karıda tabiki. nerden nasıl etsemde muhabbeti açsam diye düşünüyorum. bizim oğlan da karının bacakların hemen önünde oturuyo. yani kadın tam bi şirket çalışanı. hem saç kesiminden, hem aşırı makyajından, hem oturuşundaki o gereksiz kompleksinden falan herşeyinden anlaşılıyo. bi şirkette müdür veya ona benzer bi mevkiide olduğu aşikar. fakat daha önceleri böyle bi çalışan görmediğim için dikkatimi cezbetti. yakınlarda bi yerde çalışıyo olsaydı mutlaka bilirdim. yan yana oturduğumuz için sohbet açmak için fırsatım vardı. en azından dizi dizime değiyodu. bacak bacak üstüne atmış kahpe. belli yani iş var bunda. dedim okey tamamdır. babanın illaki bi oyun yapması şart. en azından yerini bilmem lazım madenin. ve hemen kafamda kurmaya başladım. zaten odadakiler tiyatroyla şunla bunla yarınki oyunla falan haşır neşir olmaya başladılar. bizde ikimiz kalınca dedim dur şöyle bi yoklayım zilliyi ne çıkacak. sizde mi tiyatrocusunuz dedim. benden bişey gelmesini beklemiyodu heralde bi kafasını çevirdi falan. birisi bişey demişte ayıp olmasın diye yüzüne bakarmış gibi. baktı böyle. ona söylediğimi anlayınca a pardon bana mı dediniz dedi. evet dedim sizde mi ekiptensiniz falan dedim. a yok canım ben arkadaşım için geldim dedi. çayını getirdi arkadaşıda. bende aldım usulca çayımı. allahalla dedim baya fotojenik bi yüzünüz falan var dedim baya ben sizi burdaki güzel sanatlardaki mankenlerden birisi falan heralde diye düşündüm dedim. a teşekkür ederim dedi zoraki bi gülümsemeyle. kadın işini çok ciddiye alıyodu. yada odadakileri çok küçümsüyodu. o nedenle benimle sanki lütufmuşçasına konuşuyodu. beni dengi görmüyodu. daha doğrusu odadaki hiçbirisini dengi görmüyodu yani. o derece anlaşılıyodu halinden tavrından falan. dedim tamaaaaam. sen kaşındın amk. iki yoklayacaktım seni gibmek farz oldu artık. dedim giyiminizden kıyafetinizden anladığım kadarıyla şirkette çalışıyosunuz. çayından içerken kafasını salladı hıı der gibi. hangi şirket dedim. ankarada bi şirket ismi söyledi. araba tekeri mi ne üretiyolarmış. yada araba tekeri mi satıyolarmış. araba ve tekerle ilgili bi şirket amk. çok aklımda kalmadı açıkçası. daha önemli detaylara yönelip memesini ölçüyodum o sıra. neyse hangi pozisyonda çalışıyosunuz dedim. çalışan mısınız? özellikle böyle sordum ki ağırına gitsin kahpenin. hah ne münasebet canım pazarlama müdürüyüm dedi böyle delinin zoruna bak der gibi. vay arkadaş dedim ya. giberim bu neymiş. bende bi tak sandım dedim geriye yaslanırken. tabiki içimden.
    Tümünü Göster
    ···
  11. 11.
    +25
    büyük ihtimal yanında fazla kıyafet getirmemişti. çünkü dün geldiği kıyafetin aynısıydı üzerindekiler. bense sabah gelir gelmez ilk iş o çöp evden çıkmış takımları çıkarıp yerine mavili siyah kombinli takımı çekmekti. biliyosunuz bu kombine aşırı bi bağlıyım amk. mavi ve siyah renklerin bir araya gelmesinde aşırı derece ağır bi karizma yatar beyler. benden söylemesi. mavi bi kazak içerisine siyah bi body ile kombinleyebilirsiniz. veya beyaz bi pantolon üzerinde lacivert bi tşört ile gayet güzel bi kombin daha olabilir. neyse bunlara niye giriyorum amk ikidebir. bu kadının benim odama gelmesiyle birlikte oda bende biliyoduk ki ben bu kızı gibecektim. çantada keklikti yani orası. o yüzden olabildiğince uzatıp tadını çıkarmak istiyodum. şirketten işlerden yoğunluktan falan konuşuyoruz böylle. o anlatıyo ben anlatıyorum. arada çalışanlar günlük raporları falan getiriyo imzalanacak evrakları falan imzalayıp gönderiyorum. arada telefn geliyo bi 5 dakkaya bir sürekli konuşma kesiliyo falan. dedim ki böyle olmayacak bu biz iki laf edemeyeceğiz seninle. bugün burdamısın dedim. ya aslında benim ankaraya dönmem gerekiyodu. yanına bi uğrayıp ankaraya gidecektim ama dedi. ya dedim olur mu öyle şey. akşama falan bişeyler yapalım adam akıllı bi muhabbet edelim dedim. kadın beni tava getirip kendini gibtirmek istiyodu. daha öncede yaptığı çok belliydi beyler. şimdi şöyle bişey var. biz erkekler kendi aramızda bunu konuştuğumuz zaman gibilen kız sayısı her zaman bi prestijdir. aynı zamanda bu kızlar içinde geçerlidir. tabiki prestij peşinde koşan kızlar için. bu tür kızlar yattıkları adamların büyük adamlar olmasını isterler. ve prestijine gerçekten saygı duydukları birisiyle yattıklarında tatmin olup bişeyleri başardıklarını, hava atacakları bi anının olduklarını falan sanarlar. tanırsanır görürsünüz bu tarz kadınlar çok geçti abinizden. neyse buda aynı tezgahtan geçmek istiyodu ama yol yordam bilmiyodu. kendince playgirl'lük yapıp benle bi gece geçirip dönecekti ama hiçbişey bilmiyodu ya hiçbişey amk. joguar vardı ilk hikayede anlattığım bilenler bilir. o çok güzel oynuyodu mesela buraları. veya diğer kızlardan bahsettiklerim vardı. bu kadın prestij karşısında nasıl oynayacağını hiç bilmiyodu. belli ki ankaradaki patronları bunu düdükleyip bırakıp üç beş altın maltın bişeyler alıp gönlünü etmişler. buda herkesi aynı sanmış. buişler böyle gider diyo galiba. neyse abi öyle diyince kalacak yerim yok burda bilmiyorum nerde kalırım dedi. ya onu ayarlarız dedim. sen akşama kadar takıl istersen düzcede biraz. ben dedim biriki saate şu işlerimi bitireyim. yanına geleyim. böyle misafir etmek olmaz. şanıma yaraşmaz benim dedim. evet duydum o şanı dedi. nasıl yani ya dedim gülerek. dün senle tanıştıktan sonra kızlara falan sordum biraz dedi. ufak çaplı bi araştırma yaptık dedi böyle yaramaz çocuklar gibi sırıtarak. amk şu kızlarda bi şirin olma çabaları varya. gelmiş yirmi yedi yaşına. hala çocuk gibi mal mal "kiçik bi ırıştıma yıptıkk ihihi" falan yapıyo. ağzının üstüne bi tane yapıştırasım geliyo yemin ederim. bozmadım bende gülümseyebildim en fazla. bahsettiler senden biraz dedi. oooo dedim tamam. bu hakkaten kendini sunmaya gelmiş. iyisimi ibo bi tokatlasın. aşağıya bi selam gönderdim. yaşadın lan küçük ibo hadi bugünde sana çalışıyoz gavat diyerek.
    Tümünü Göster
    ···
  12. 12.
    +23 -1
    bunu sen takıl birki saat bende geliyorum diyerek postaladım. o gün ki işleri halledip proje olayına sonra bakarım diyerek bi kaç saat içerisinde şirketten ayrıldım. bunu aradım. çarşıda bi yerde buluştuk. aldım bunu güzel bi lokantaya zütürdüm. planım tamamen doğal bi şekilde sohbet muhabbet ediyomuş gibi vakti geçirip gece vakti olduğu zaman "anaaa saat ne ara oniki buçuk oldu ya bu saatten sonra otel falan da arayamayız şimdi tuuh ya görüyomusun sen hadi bana gidelim" diyerek eve davet etmekti. neyse abi gittik bi yere. bildiğim sağlam mekanlar var. sürekli müdavimi olduğum tanıdık yerler. oo ibo abi hoşgeldin beş gittin diye karşılayan garsonlarım falan var. bu lokanta da bi tane usta var. abi herifin öyle bi bıyığı var ki bildiğin şahin k bıyığı amk. öyle böyle değil. ne zaman bu dayıyı görsem selam veririm. dayıııı bıyığına kurban olurum dayıı diye severim bunu amk. buda gülerr böyle öyle bi muhabbetimiz var. neyse helgayla içeri girdiğimizde gördü bu güldü bıyığın altından "ooooo ibo bey hayırlı işler" der gibi dende kaş göz ettim. bıyık yok bende ama elimi bıyığa doğru zütürdüm şöyle bıyığına kurban olurum der gibi. anladı tabi bu kıs kıs gülerek içeriye kaçtı. terasa çıkardım bunu. benim masa bellidir beyler orda. köşede bi masa. bu masalarında en sevdiğim özelliği ortasında ısıtıcının olması. şöyle anlatıyım bi boru gibi bişey var böyle huni şeklinde. onun üzerinde konuşlandırılmış dört köşe bi masa tam cam kenarında. dışarıyı izleyebildiğin. o borunun içerisinde de ısıtıcı var işte. bizim uşaklara söylüyorum devamlı olum yakın lan şurayı patronu siz mi zengin edeceksiniz diye. yakıyolar saolsun. ordan bacaklara, taşaklara falan sıcak vurdukça öyle bi güzel oluyo ki anlatamam. hafiften gevşiyo tabi vücut bi rahatlama bi salma isteği uyanıyo aniden. neyse abi. oturduk masaya geçtik. ısıtıcıyı açtırdım gene. yemekleri söyledik. o sıra oturuyoruz. sık mı gelirsin buraya dedi. düzcedeki bütün mekanlara giderim sık sık dedim. baya bi tanıyolar seni o yüzden dedim dedi. öyle burası dedim. sadece bu mekan değil düzcenin neredeyse hepsi az çok tanır beni dedim. baksana şanımız ankaraya kadar uzanmış diyerek öğlenki mevzuya geldim. güldü şöyle. orda gayet yeni tavladığım bi kızmış gibi konuştum muhabbet sohbet falan derken güldük eğlendik. ama benim aklım göğüslere ve o jartiyere takılmıştı bi kere. eve zütürüp o jartiyeri görmek istiyorum. afedersiniz joguardan beridir jartiyer giyen bi kadın görmemiştim. biliyosunuz severim böyle fantastik şeyleri. şimdi kızında niyeti var ama yürü kalk gidek gibişiyoruz diyemem. çünkü prestij olayı var. o çok bayağı bi gibişe davet olur. prestijli bi şekilde mekandan kalkmamız lazım. ama kızın muhabbeti de çekilmiyo dıbına koyum ya. tamam iyi güzel hoş muhabbet sohbet iyi gidiyo da ikimizinde niyeti belli. boş beleş uzatıp duruyoruz amk. orda dururken galiba kendiside bunun farkına vardı ki hafiften üşümüş gibi kollarını falan tutmaya başladı. üşüdün mü diye sordum sanki kırk yıllık sevgilim amk. banane bi trençkot falan alaydın üstüne. evet dedi burası akşamları ne kadar serin oluyo ya falan dedi. burası böyle ya ilk geldiğimde bende alışamamıştım falan dedim. kalktım benim ceketi verdim buna. ulan cekette slimfit italyan kesim falan bişey. kızların üstüne vereyim içine girsinler falan tarzı bişey değil ki. kız sırtına attı ama bi omzu anca kapanıyo. öyle aptal gibi tuta tuta kaldırdım bunu. kalk dedim hadi gidiyoruz. nereye gidicez dedi. dedim hasta olacaksın ya gidelim eve falan geçelim dedim. istersen benim evde kalabilirsin bugün dedim. şimdi otellerde falan uğraşma boşuna yarında ilk iş terminale geçersin ordan ankaraya gidersiin dedim. zaten niyeti biran önce işi oraya getirmek olduğu için hiç ses etmedi. yıllar da geçse bazen garip geliyo beyler. kız bildiğin sanki sevgilimmişte uzun zamandır görüşmüyomuşuz beni görmeye gelmiş gibiydi amk. hali tavrı aynen öyle gibiydi. e benimde işime geliyodu zaten ne diye uzatıyodum ki. aşağıya indik hesabı falan hallettim. buda aynı eda gibi hesap aşamasında hiç elini cüzdanabile atmadı. böyle kızlardan her zaman uzak durun beyler. hesap geldiği zaman en azından nezaketen şöyle yalandan bi cüzdana yeltenmiyosa karı onda bi iş vardır mutlaka. (ki oldu da). bi de büyük çantalı kadınlardan. her zaman bi şey çıkar.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Okuyacağım
      ···
    2. 2.
      0
      Okuyacağım
      ···
  13. 13.
    +23 -1
    Beyler napıyosunuz lan ? dıbınıza koyum şu başlığa gelip gelip soğan yiyosunuz gibecem en sonunda gırtlağınızı. başlığa bir girdim her taraf leş gibi soğan kokuyo. birazdan buralardayım. çayımı çorbamı sigaramı alıp yazmaya başlıyorum. burdakiler ses versin yardıralım biraz.
    ···
  14. 14.
    +23 -1
    beyler ertesi gün kahvaltı falan derken bu helgayı zütürüp bindirdim otobüse. yolladım direk. o gün düzcede olacaktım. ertesi gün boluda sözleştiğim kızlarla lokalde toplantı vardı. orayı gerçekten merak ediyodum. orası sırf gibiş için değil böyle bi ortama da ihtiyacım olduğu için önemliydi. bu düzce denen gibik memlekette sanat ve sanatçıya dair hiçbişey yok beyler. amk yerinde müzisyen yok. müzikle ilgilenen adam gibi adam yok. gitarcılar piyasa gitarcısı. üç beş tane şarkı bilen gitarcıyım diye geziyo. öğrencilik yıllarımda bebeleri görüyodum böyle sağda solda üç beş arkadaşıyla gitar çalan. bende gidip yanlarına oturuyodum. çalsınlar da dinleyim bakalım. belki iyilerdir beraber bişeyler yaparız falan. bi tanesi vardı böyle. üç beş kişilik bi grup devamlı sırtlarında gitar geziyolar. dedim merhaba kardeş. selamun aleyküm, aleykümselam falan. oturuyolardı zaten. bende çömdüm oraya. masadaki çekirdekten koladan falan otlanırken işte ne çalıyosun nasıl çalıyosun ne kadardır çalıyosun falan derken bebe bi anlatıyo. görmen lazım la böyle sanki kırk yıllık metallica gitaristi amk. lan böyle bi konuşuyo ben çalıyom yaa üç beş yıldır çalıyorum yani kafeler falan istiyo ama vakit bulamıyorum canlı müzik için bakcaz artık müsait zaman olursa falan yapıyo böyle. allahalla dedim. çal bakıyım bişeyler dinleyelim nasıl bişeymiş. bebe bi çalıyo ama. ritim mitim hak getire. 6/8 giriyo 4/4'lük devam ediyo. ordan çingene ritimlerine geçiyo. sesi falan fena değilde. gitar tak amk. düzcenin gitarcı gençleri bu düzeyde. bi ara da bizim tanıdıklar dediler. beni biliyolar böyle türk sanatı falan sevdiğimi. müziği seviyorum direk. dediler ki ibo seni bi yere zütürcez. dedim nası bi yer. abi fasıl masıl herşey var. türk sanattan fantezi müziğe her tür müzik var. özgün müzik falan fıstık. tamam dedim hadi gidelim. akşam üzeri abi çıktık gittik. beni böyle düğün salonundan bozma bi yere zütürdüler.
    ···
  15. 15.
    +22
    neyse abi mekandan çıktık. bi taksi çevirip evin yolunu tuttuk. eve girdik. girer girmez ben içeriye geldim. bunu salona davet ettim. geldi ayakkabılarını falan çıkardı bi terlik verdim ayağına. hala benim ceket vardı sırtında. içerisi sıcaktı zaten. birazdan alışırsın dedim. geldim sırtına doğru elimi attım ceketi almak için. o sıra yüzüm yüzüne değecek kadar yakınlaşmıştı. benim parfüm ona, onun parfüm bana kadar geliyodu. orda biriki saniye kadar durakladık. ağır hareketlerle göz göze bakarak ceketi ellerinden alıp gözlerimi gözlerinden ayırmadan elimi indirdim. sağ elimde ceket, gözlerim gözlerinde öylece bakıyoduk yavaş yavaş nefes alarak. birazdan hayvani bir öpüşme ve jartiyerli bi gibiş gelecekti. ama anın tiyatralı tamamlanmalıydı. o şarttı yani. dudakları falan titremeye başladı nefes alırken. elini yüzüme ordan da boynuma doğru attı. bi an eline doğru bakıp cesaretini garipsedim. noluyo sana amk kızı der gibi. biliyosunuz benim taktiğimdir. herşeyi karşı tarafa yaptırıp sorumluluk almam ki beni sen azıdrdın amk ben napıyım diyip sıyrılabiliyim işin içinden. elini atıp boynumdan ensemi falan tutup kafamı kendine doğru yaklaştırdı. dudaklarını falan dolgunlaştırıp seni gerçekten tanımak istiyorum diye kulağıma fısıldadı. güya ciksi kadın olduğunu falan sanıyo amk. gerçekten ciksi olmayınca şu hareket falan o kadar itici oluyo ki anlatamam. o an ciksten falan soğudum amk. benimbütün hevesim kaçtı. ya kalk gibtir git şurdan diyecek noktaya geldim yani. ama iş oraya geldikten sonra geri dönüşü yoktu. olsunda bitsin bari diyerek elimi yüzüne atıp yanaklarından tutarak direk dudaklarına yapıştım. böyle bi giriş beklemiyodu haliyle. hoşuna gitti. arkasındaki kanepeye iterek öpüşerek düşürdüm resmen kızı. toparlanırken öpüşmeyi kesmedim ki hardcore'u hissedelim. orada bunun rujlu dudaklarını bi kaçdakika boyunca yedim. daha sonra eteğini yukarıya doğru kaldırarak bacaklarının iç kısımlarını okşamaya başladım. bilirsiniz çoğu zaman yaparım bu hareketi. bilmeyen kardeşlerimde öğrensin. sırf vajinal bölgeden değil bacaklarının iç kısmından da kadınlar yüksek derecede haz alırlar. ve vaijinal orgazma ulaştırmak için öncesinde çok çok iyi oynamalısınız beyler. bende ankaraya bi şanımız ulaşsın bakalım diyerek güzel bişeyler yapma aşamasındayım. önce bacakları daha sonra o çorabın üzerinden bunun dıbını okşamaya başladım. işler kızıştı. iyice hayvanlaşarak ağzımın içine inlemeye başladı. dudaklarımı falan dişliyo böyle kafamı falan bastırıyo kendi kendine. ulan ankarada da kaldım. ordaki karılarla da yiyiştim ama böylesine gibtiritaktan bi kenar mahalle dilberi görmedim amk. bu ne saçma bi öpüşmedir. bu ne saçma bi karıdır anlamadım. kadınlığını bu kadar mı kullanamaz bi kadın la. la valla sevişirken tiksiniyosun la. gibtir git amk odun gibisin diyip camdan aşşa fırlatasın geliyo kadını. sana bu kadarı bile fazla diye tuttum bunu kaldırıp attım yatağa. seri hamlelerle üstünü çıkardım. gerçekten süt beyazı ve harap edilmemiş göğüsleri vardı şimdi hakkını yemeyim. bide iç çamaşırı konusunu gerçekten iyi biliyodu. eteği beline kadar katlayıp çorabı sıyırdım. çorabı çıkardıktan sonra jartiyerlere doğru şöyle elini uzattı çıkarmak için. elini tuttum. kalsın diyerek dudaklarına yapıştım tekrar. orda öpüşürken dalgayı saldım bunun içine. hayvanı bi sesle ağzımın içine inledi ki nasıl bademciklerim titredi amk. hayatımda hiçbir gibişten bu kadar nefret etmedim. çabucak ve hızlı bir şekilde işimi halledip iyi geceler diyip yattım. ertesi günde direk postaladım amk salağını. dikkat edin beyler. işini bilen bi kadın size çektirebilir. ama işini bilmeyen bi kadın size kesin çektirir. ve çooook çektirir. olacakları o zaman bilmiyodum bende sizin gibi. ertesi gün bunu postalayıp lokalde sanatsal kızlarla buluşacakmıydım ? orada neler olacaktı ? bu kız benim başıma ne çoraplar örecekti ? hiç bilmiyodum. bekleyeceğiz. ve göreceğiz hep birlikte. yarın tekrar buralarda olucaz beyler. şimdilik hepiniz hoşçakalın.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Hay aq hadi pampa
      ···
  16. 16.
    +21
    Daha önce hiç duymadım o şirketin ismini dedim. sektörde çok fazla iş yapılmıyo galiba veya yeni bi şirket mi diye sordum. hala küçümsüyorum bak. üstüne gidiyorum ki iyice kaşınsın zilli. bilmiyorum belli ki takip etmiyosunuz piyasayı bayadır sektördeyiz biz dedi. bilmem yönettiğim piyasayı nasıl takip etmem dedim. öyle diyince ne diyo bu amk der gibi güldü biraz. sonra ciddiyetimi bozmayınca ciddi olduğumu anlayıp siz ne işle meşgulsünüz diye sordu mecburen. çünkü o soruyu bekliyodum bi saattir. ve kadın önemli bi iş olmayacağına o kadar inandırmış ki kendini, odadaki en önemli şahsiyetin kendisi olduğuna o kadar inanmış ki benim işimi merak bile etmiyo yani kesin önemsiz bişeydir diyo kendi zihninde. dedim pazarlama müdürü değilim. şirketin ismini söyledim. bu şirkette belki duymuşsunuzdur düzce kökenli bi firmayız dedim. e yani biliyoruz canım herkes bilir dedi. evet yani az çok bişeyler yaptık bizde diye ekledim. hangi pozisyondasınız dedi. şirketin ismini duyunca merakını cezbetti. valla dedim sizin anlayacağınız kadarıyla şirket sahibiyle aynı yetkilerdeyiz ama resmi olarak pazarlama müdürünün bi 10-15 kat yukarısına denk geliyo heralde dedim ve çayımı almak üzere ileri atıldım. böyle diyince vaaaaay der gibi dudakları büzüp şöyle bi kaşları kaldırdı. anladı ki odada en büyük taşağa sahip kişi kendisi değil. bende şimdi dile kolay 60 kilo fil taşağını kaldırıp masaya vurdum resmen. kadın nası etkilenmesin amk. biraz durakladı. ciddiyetim etkilemişti evet ama koskoca köklü bi şirketin sahibi konumundayım yetkilerim açısından demiştim. sonuçta birisi size gelip dese ki ben hacı ağaoğlunda çalışıyorum ve yetkilerim ağaoğlu gibi şirket içinde. o derece taşaklıyım dese. dersin ki la gibtir git dıbına koduğumun hıyarı. inanmazsın başta haliyle. kadında biraz duraklayıp inanmadı. ama şeklim şemalim ve konuşmanın ciddiyetinden dolayı da hagibtir de diyemedi. telefonu eline aldı. pardon dedi biz henüz tanışmadık. isim neydi dedi bana. ibo ben dedim. siz ? diye elini tutup şehvetle tutmaya başladım. selen dedi. memnun oldum deyip çaya gömüldüm. biraz evvel de patatesten sonra böyle içi peynirli bişey getirdi ki ev sahibi abla. beni biliyosunuz. ihalenin ortasında bile gördüm mü dayanamıyorum gibtimin şeyini. giberim jartiyerini diyip onlara gömülüyodum. neyse ben onlara gömülürken karı telefonu kurcalıyodu. bizim oğlanda işlerini halletti hadi abi biz gidelim artık dedi. tamam geliyorum dedim. kalktım ceketi falan toparlayıp. buda benle beraber kalktı. dedim sizde mi kalkıyosunuz. evet dedi. peki beraber çıkalım o halde dedim. kapıya doğru yönelirken tekrar e şey dedi. efendim dedim döndüm. ne kadar daha burdasınız dedi. dedim işim icabı çok fazla seyahat ediyorum. o yüzden fazla kalamıycam burda yarın ilk iş düzceye dönmem lazım işlerim var dedim. haa anladım dedi. halinden hareketlerinden çok belliydi. bi davet bekliyodu amk. tekrar görüşmek istediği aşikardı. çünkü tam bir iktidar huursuydu o. güç kadınıydı. belli. daha önceden hikayede bahsetmiştim beyler. bazı kadınlar duygu kadınıdır. bunlar ilişkilerinde duygusal bir bağ, anlamlı hikayeler isterler. o nedenle ilişkideki herşey önemlidir. günaydın mesajlarından iyi geceler mesajlarına, arada bir bomboş dururken gelecek bi seni özledim mesajına, küçük tatlı süprizlere felan gerek vardır. bazı kadınlar güç peşindedir bunun gibi. para ve güç iktidar ve saygınlık. bu kadınlara çekici gelen tek şey prestijdir. yani taşak. yeteri kadar taşak varsa eğer bunlar fareli köyün kavalcısının arkasından giden fareler gibi peşinizden sürüklenir gelirler. bazı kadınlar giyim kuşam ararlar. bazı kadınlar sert maço ve aile babası erkek ister. kadınlar çeşit çeşit oldukları için istekleri de çeşit çeşittir. bu nedenle hangi kadına nasıl oynayacağınızı çok iyi bilmeniz lazım. burada benden bir teklif beklediği aşikardı. dışarda bi yerde olsaydı ben illaki kendini davet ettirerek iyice köpek çekerdim bu karıya ama şimdi millet olduğu için benim çağırmam daha uygun olurdu. o yüzden uzatmadım. kartımı verdim. yolunuz düşerse uğrağın şirkette bi çay içelim konuşuruz falan dedim. peki mutlaka arıycam dedi. görüşürüz diyip tekrar tokalaşarak çıktık evden. dışarı çıkınca öyle bi soğuk çarptı ki yüzüme anlatamam. tabi bizim oğlan anlamış hemen vaaaaaaay aaaağbi ağa ağağağa falan diye sırıtıyo. ya olum özürlü özürlü bağırma yolun ortasında amk yürü yav diye sürükledim. buna da anlatmak zorunda kaldım yolda iki saat. tekrar çöp evimize dönüp geceyi öylece geçirdik.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Anlatma biçimin sürüklüyor abi
      ···
    2. 2.
      0
      reserved burda kaldım sayfa 1
      ···
  17. 17.
    +17
    ulan bi gittik üç dört tane şopar sahneye çıkmış. birinde klarnet birinde keman birinde darbuka. arap şükrü söyleyip dert çekiyolar sahnede garson kıyafetleriyle. sizin fasıl anlayışınızı müzik anlayışınızı gibiyim dedim amk. ben o yüzden böyle adam gibi bi müzisyen ortdıbına hasretim. o kemancı kızada kafayı taktım zaten orası bi belli. onuda zütürücem. neyse abi akşam üzeri artık işlerimi bitirdikten sonra ben kalktım boluya yollandım. bizim selaminin araba var. buna dedim kanka beni boluya kadar bi salla dedim. bununda biraderinin motoru var. samet diye bi bebe. dedi abi ben zütürüyüm istersen bizde arkadaşlarla kaçacaz zaten falan dedi. valla farketmez biriniz zütüründe hanginiz zütürürseniz zütürün bu saatten sonra araba aramayın şimdi terminalde. tamam abi dedi hallederiz. gel dedi. gittik bunun motora atladık beraber. akşam saat sekiz dokuz civarı. o aralar diye hatırlıyorum yani. bende hayatımda böyle uzun yol yapmamışım motorla. gerçi çokta uzun bi yol değil ama. genede evden çarşıya gelmek gibi değil amk. bi ara bi kere babam beni nalbura gönderdiydi soba borusu almaya ben küçükken. o ara işte nalburda boru kalmamış. gel depoya gidek ordan veriyim sana dediydi. bizim tanıdıktı zaten. orda işte motora bindik. iki arka sokaktaki depoya gidip ordan aldıydım. bi o zamanı hatırlıyom amk. o gün bugün böyle uzun bi motor yolculuğum olmamış. ama oldum olası hastayım motora. sevdası var amk. neyse abi atladım bunun arkaya. başta böyle ürkek ürkek yanlardan tutuyorum bebeyi ki sakata gelmeyelim. sonuçta motor bu amk. erkeğin beline mi sarılcaz lan falan diye taşak yapmaya gurur yapmaya gelmez. bi tufaya gelirsin yeminle asfalttan kazırlar artık erkekliğini. bende ufaktan yanlara tutundum bebenin. kız beli tutar gibi nazikçe. dedim bas gidelim. bi kaskta bana verdi. dedi abi sıkı tutun bak. kaskları taktıktan sonra birbirimizi duymayız. bişey diyeceğin zaman kaska tıklat duyayım. yada elinle işaret et falan ona göre anlatmaya çalış. bağır iyice yaklaşıp. sağımdan solumdan dürtme. huylu adamım ben huylanırım kaza yaparız. tamam koçum merak etme sen hadi dedim. çıktık yola. ulan gidiyoruz ama. ilk andan itibaren bi rüzgar vuruyo bana anlatamam. bebe hazırlıklı tabi. özel kıyafeti falan çekmiş gelmiş. biz ayazda kalmış bekçi zütü gibi duruyoruz takımlarla falan. nasıl donuyom varya anlatamam sana. öyle böyle değil. inanılmaz vuruyo motorda. bide düzceden bolu yolu amk. bilenler bilir. yazın eritir. kışın dondurur amk. sisli bide. lan bir gittik iki gittik. ben koala gibi yapıştım bu çocuğa. iyice ısınıyım diye rüzgar girmesin aradan diye. bebede rahatsız oldu amk motoru kullanamıyo. baya karnına ben koala gibi yapıştım amk. neyse baktım olacak gibi değil bunun kaska iki tık tık yaptım. bu döndü baktı bişeyler söyledim. donuyom donuyoooom diye bağırdım ama anlaşılmıyo amk. bunun kafaya bi daha vurdum. artık nasıl oturduysa varsa laaps etti amk. bunun kafa bi sağa sola gitti. bizde motorda bi yalpaladık. bu ağır ağır yavaşladı motoru kenara çekti kaskı çıkardı. anam bi bağırıyo görmen lazım. abi napıyon sen ya kaza yaptırıcan bana allah aşkına naptını sanıyon falan diyo böyle. amk bende bi yandan ezikleniyom çocuğa yanlış yaptırdık lan falan diye bi yandan da yapacak bişeyim yok. lan yarram donuyom donuyom dedim buna. bana bişeyler ver amk. giberim gidene kadar patetese dönecem ben. şu halime bak la şu suratıma falan bak diye gösterdim buna. orda biraz gerildik biraz bağırdık çağırdık birbirimize de. sonra sakinleştik. birer cuvara içtik. sigara molası gibi. amk yolun ortasında tırlar mırlar geçiyo. biz kenara çekmiş sigara içiyoz amk. neyse sigaralar bitti. bu ordan yağmurluk gibi bişey varmış üstüne geçirdiği. yağmurlu havalarda falan giydiği bi pançoya benzer bişey. abi dedi hiç olmadı şunu geçir üstüne. hiç yoktan rüzgar yemezsin. oda böyle kalın bişey amk. battal boy çöp torbası gibi bişey. iyi dedim kara yiğenim saolasın. hadi bas gidek. bastık geldik boluya. beni çarşıda bi yerde indirdi. daha doğrusu ben çarşı diyorum oraya. izzet baysal caddesi mi ne adı. öyle bi gibik yer. gerçi ben oraya indiğimde saat 12 gibi falandı lan. düzceden galiba 10-11 gibi falan çıktık biz. neyse amk gibtir et o kadar detayı. ben geldiğimde saat 11 buçuk 12 gibi falandı beyler. bebeyle vedalaştık bu döndü gitti kendi arkadaşlarının yanına.
    Tümünü Göster
    ···
  18. 18.
    +17
    bu geldi yanıma sessiz sessiz uzaklara bakıyo. benim ona ne düşünüyosun falan diye sormamı bekliyo tabi. bende biliyorum zihninden geçenleri. kendi tezgahıma başladım. dur bakalım dedim seninle bi oynayım ben. o bişey söyleyene kadar bişey söylemedim. bekledim ki ağzını açıp bi söz etsin. çünkü bu salak bi tezgah kurup beni o salona sokmuştu. şimdi benle taşak geçecekti ama. ben bunlara ucu açık bi çek bıraktım resmen. yani hala projelerini onaylayabilirdim. böyle bi ihtimal vardı. eğer ki ben onay verirsem bunlar bütün lojistiği kendileri sağlayacaktı. ve bu iş kendisinin sayesinde olduğu için ya terfi alacaktı. ya kıdem kazanacaktı. öyle yada böyle bi taşağı olacaktı. ama tabi korkuyodu da bi yandan. ya tamamen fake attıysam diye. çünkü onaylamayadabilirdim. la gibtirin gidin deseydim içerde şimdi benle rahat rahat nası kumpasa soktum ama seni falan yapıp daşşağını geçecekti. beni kilodunda sallayacaktı. düşünüyodu haliyle. durdu durdu. en sonunda dayanamayıp hakkaten bi ihtimal var mı dedi. bütün kartlarını açık etmişti bu soruyla. içinde bi umut olduğunu anlamıştım artık. tamaaam dedim. oltaya geldin. hadi bakalım ibo yürü burdan. bilmiyorum dedim sana bağlı. nasıl yani der gibi böyle kafasını salladı. dedim beni buraya sen çağırdın. ihaleyi isteyenler ihale merciini etkilemeye çalışır. ikna etmeye çalışır. senin ihale merciini yani beni etkilemek için yapacakların sadece bu aptalca kumpas mı ? yoksa daha fazlası da var mı ? ona göre bi karar vericem. göndereceğiniz maillerin akıbeti bu geceye bağlı dedim. öyle diyince ince bi sessizlik oldu. çünkü baya baya işi almak için kendini gibtirmen hatta gibtirmekten de fazlasını yapman lazım demeye getirdim. sessizliği kendim bozdum. fazla düşünmesine fırsat vermek istemiyodum çünkü. hızlı ve yanlış kararlar almasını istiyodum. çünkü az biraz kafası çalışıyodu. sonuçta beni o odaya sokmayı başarabilmişti. benim kumpası çözmesine fırsat kalmadan direk hızlı bi kararla yatağa gelmesini sağlamam lazımdı. malum ertesi gün gidiyorum dedim. öyle diyince tıpkı tahmin ettiğim gibi hmmm tabiki bu kadar değil falan diye hem çekingen hemde ciksi olmaya çalışarak ceketimle falan oynamaya başladı. normalde bu gibi durumlarda ben hadi yürü gidek diyerek hemen eve zütürür iki saat olur du olmaz dı muhabbetini çekmem. düşünme amk ne gereği var. atla gitsin. ama burda bıraktım. bıraktım ve hiçbişey söylemedim ki tamamen kendini salsın. çünkü ben zütürürsem aklı devamlı ulan doğru mu yapıyorum yanlış mı amk diye çalkalanıp duracaktı. kendisi hadi gidelim derse ulan bindik bi alamete gidiyoz gıyamete amüniiğüeeee diyerek atlamış olacaktı. ve o saatten sonra koy zütüne rahvan gitsin diyecektik ikimizde. o nedenle bekledim. bi müddet o şekilde durduktan sonra bi irkildi böyle. sanki aklına yeni bi fikir gelmiş gibi. hadi gidelimm dedi bi anda mutlu bi ses tonuyla. hadi bakalım oyun başlasın dedim bende içimden. atladık bunun arabaya. zaten hava kararmıştı. doğru bunun evine gittik. keçiören taraflarında bi apartman dairesinde oturuyodu. apartmanıda lüks denecek kadar lüks değil. sıradan denecek kadar sıradan da değil. la işte giriş kapısında kameralı zil var başka da bi tak yok aslında. zaten o zili taktın mı apartman bi anda zengin apartmanı oluyo amk. girdik. üçüncü kata çıktık. aççtı kapıyı. girdi içeriye. peşinden bende girdik. kapıyı kapattıktan sonra kapının arkasında kalan ahşap vestiyere üstümüzdekileri astık. benim üstümde ceket bunun üzerinde de böyle ince trençkot tarzı bişey vardı galiba. oda onu salladı oraya. sen şöyle geç diye içerdeki odalardan birini gösterdi bana. salona geçtim. mobilyalar falan böyle kremrengi açık kahverengi gibi bi renkte gayet güzel kaliteliydi. karşıda bi televizyon koymuş dıbına kodumun kahpesi. böyle şekilli şüküllü la. televizyon bildiğin eğik duruyo. yamuk amk televizyonu. kalktım kafayı televizyona yaklaştırdım. baya sanki koca ekran kulağıma kadar geliyomuş gibi falan oldu. yeni çıkan lcd ler falan varya o tarz koca bi plazma. duvarda çakılı duruyo. duvarlarda üç beş kıytırık tablo. çiçek börtü böcük tablosu falan. kapıdan kafayı uzattı. gömleği yarıya kadar açık bi şekilde. aç mısın ? dedi. hayır saol dedim. peki bişeyler içelim o zaman ? dedi. olur diye başımı salladım. ne getiriyim dedi. kahve alayım dedim. sütlü. mümkünse kahvesi çok az daha fazla. dedim tekrar önüme döndüm. televizyonu kurcalamaya başladım. perdelerden dışarıya falan bakıyorum. o ara böyle televizyon sehpası gibi bişey var televizyonun altında. tv kullanmadığım için o standları falanda bilmiyorum haliyle. onun üzerindeki çerçeveli fotoğraflara gözüm ilişti. bi baktım. bi herifle fotoğrafı var. baya yanak yanağa gülerek falan. Allahallah dul mu lan bu dedim kendi kendime. ben tam ona bakarken içerden geldi. beni gördü. hemen yerine koydum. ya kusura bakma öyle görünce şaşırdım bi an. dedim. ha yok önemli değil ya dedi sallamaz bi tavırla. sormamın sakıncası var mı diyerek fotoğrafı gösterdim. kocam dedi. hadi ya. Allah rahmet eylesin dedim. bu baktı bi güldü şöyle tıksırır gibi. noldu dedim. kocam kocam. hala kocam dedi. hagibtir dıbına koyum dedim tabi içimden. nası yani ya. sen evli misin dedim. evet dedi. ne var bunda der gibi bi ses tonuyla. allahalla dedim. ayrıldınız falan mı dedim. ayrı mı yaşıyosunuz yani. demeye kalmadı telefonu çaldı. ya üff aman boşver allasen ne önemi var dedi. telefonu açtı. konuşarak mutfağa doğru gitti evdeyim falan derken. allahallaaah dedim kendi kendime. amk kafama takıldı. karı kocasıyla mıydı. evli miydi. değil miydi. beni mi yiyodu. buda başka bi tezgah mıydı acaba. öldü mü kaldı mı ayrı mı yaşıyo anlamadım. ama fazla da üstünde durmadım. ayrı yaşıyolardır büyük ihtimal diye düşündüm. çünkü evde erkek ndıbına hiçbişey yoktu beyler. yani böyle bi kadını idare edebilecek erkek en azından biraz erkek olması lazım yani. gibişgen olması lazım. tatmin edebilir olması lazım. hepsinden önce biraz maskülen olması lazım. evde perdelere bakıyorum. televizyona bakıyorum. televizyon sehpasının üstüne eşyalara eşya düzenine halılara koltuklara falan tepeden tırnağa herşeyi kendisinin aldığı besbelli. ve hepsi de kadın eşyaları yani. minderler öyle. perdeler öyle. evin boyası öyle. büyük ihtimal kocası ya yetersizdi. hani cinsel manada. yada bişeyler oldu kocası battı mattı bişey yaptı ki bu böyle şeyaptı ayrıldı falan gibtir etti. öyle bişeydir heralde diye düşündüm. aralarında ne geçti de ayrıldılar diye böyle komplo teorileri üretirken kafamda bu elinde çiçekli fincanları titrete titrete geldi kahveler geldiiii diyerek. ileriye doğru atılıp benim bardağı aldım şimdi döker möker hiç yoktan canımız yanmasın amk. çünkü belli ev kadını değil bi fincanı bile getiremiyo gibtiğim. geçtik oturduk.
    Tümünü Göster
    ···
  19. 19.
    +17
    ertesi gün kalktım giyindim kuşandım. saçları maçları yapıp gidicem lokale doğru. bizim biraderin gitarıda aldım. lokalde biraz takılıcam. akşamda tekrar düzceye dönücem. gitarıda sırtladım gittim lokale doğru. gene bu izzet baysal caddesi üzerinde bi yerde. caddenin ordan ara sokaklara giriyoruz. tam yerini tarif ederdim de şimdi oraları aşırı derecede bilmiyorum genelde birader zütürüyo beni bi yere gideceğim zaman. bende zaten sırf onun için gidiyorum onun yanına. o yüzden fazla bilmiyorum. bu zütürdü beni. abi adres burası diye. tamam dedim sen git. ben dönerim burdan eve. iyi abi hadi görüşürüz dedi gitti bizim dangalak. bende girdim apartmandan içeriye. en üst katta bi yer. çaldım kapıyı açtılar. tanımadığım birisi. benide tanımadığı için buyrun? dedi böyle. ulan kızın adını sanını da bilmiyorum amk. ya dedim bi arkadaşım vardı o çağırmıştı beni keman çalan bi kız olması lazım dedim. ismini de bilmiyorum ki söyleyim. öyle diyince biraz garipsedi ama. tipime falan bakınca gitar falanda var zarar gelmez diyerek istemsizce buyur etti içeriye buyur geç hoşgeldin diyerek. eyvallah hoşgördük dedim. bildiğimiz bi apartman dairesiydi ama bunlar galiba burayı almışlar. yada burayı daha önceden birisi alıp bu şekle getirmiş bunlarda kullanıyolar. iki odayı birleştirip genişçe bi salon yapmışlar. duvarlara boydan boya böyle minderler , armut koltuklar falan atmışlar. ortada böyle savan gibi bişey var. her biri birer ikişer minderlere duvar kenarlarına sinmiş böyle kimi kemanıyla oynuyo kimi başka bişeyler yapıyo kimi akor yapıyo kimi sümüğünü karıştırıyo falan takılıyolar içerde. baktım içeriye girince böyle u gibi düşünün genişçe bi şekil yapmışlar. içerde de çay ocaklarındaki gibi bi çay ocağı var hakkaten. çay may yapıyolar. bi yandan çay içiyolar bi yandan burda meşk ediyolar. harika bi ortam amk. dedim tamaaaam. ben buranın müdavimi olurum amk. bu olayı ya burda devam ettiricem. yada bi tane de düzceye böyle bi ortam lazım. oturdum orda kız beni görünce aaa gelmiş falan gibisinden bi sevindi şöyle yanındakilere anlatmış belli eğilip bişeyler söyleyip gülüştüler. sonra kalkıp yanıma geldi tokalaştık. hoşgeldinn dedi. yaşı falanda benden küçük ya, büyük adamdan sevgili yaptım ayağına beni zütürecek güya zilli. kızlarda genelde bi üst sınıftan sevgili yapma, büyük yaşlı sevgili yapma, kendinden daha olgun bi erkekle çıkma gibi değişik fantaziler var. neyse hoşbeş derken gelsene böyle dedi beni kendi arkadaş grubunun arasına zütürdü. bende minderlerden birini bunların ortaya çektim. baya biz pilavlıya gelmiş gibi minderlere oturmuş muhabbet ediyoduk amk. dikkatimi çekti gibtiğimin ortamında tek takım giyen bendim. kimi böyle paçaları katlanmış bordo pantolonlar falan giyip gelmiş. kimi flar mlar ekşisözlük yazarı tayfasından. geniş büyük çerçeveli gözlükler falan. kimi böyle odanın içinde kasket gibi şu yeni moda şapkalar varya onlardan takmış sanki birazdan yepyeni bir pandomim gösterisi sunacakmış gibi falan. oturduk sohbet muhabbet derken. bi tane böyle hippi vari sakallı bi herif çıktı arkaddaşlar diyerek. girdi konuşmaya.
    Tümünü Göster
    ···
  20. 20.
    +16
    başladım abi bakın beyler nihavend şöyle bişeydir diye hocanın tahtaya çizdiği notaları tek tek bastım önce. sonra ufak bi taksim geçelim dedim. baştan başladım güzel bi nihavend taksim geçtim orda. hocanın nihavend diyerek girdiği makam ise rasttır. oda şu şekildedir diyerek gene tek tek bastım. sonra bi ufak taksimde ona geçtim. kürdi diye gösterdiği makam ise ferahfezadır diyerek ona da ince bi girizgah. son olarak bide uşşak attırdım. uşşak ve nihavend makamlarına ayrı bi hastayım. sıralama karışmış olabilir makamlarda karışmış olabilir ama doğrusunu orda çaldım bütün gösterdiği makamların. yani yanlış anlamayın kimseye karşı bi ters yapmak istemem ama. makamların doğrusu bu dedim. gittim içeriye sigara içmeye. buda böyle alınca elime saçmalayacam falan sandı galiba. ben çalınca oturdu dinledi saf saf. kalkıp giderkende hala boş boş bakıyodu. zihinsel özürlü gibi. baktım demliğe tam kıvama gelmiş. ordaki bardaklardan birine bi çay doldurdum. benim kızda içerden çıktı geldi. şekeri de o uzattı. ama hiç konuşmadı. bende konuşmadım. camı falan açtım. camın önünde temiz hava alarak çay sigara yapıyorum. bu arkamda bişeyler diyecek ama çekiniyo. içerde çünkü gergin bi ortam vardı. bende taşakları çıkarıp ortaya koyunca ürktü galiba biraz arkada gezeleyip duruyo. bende vuruyom daha cuvaraya. durdu durdu sonra ya hakkaten yanlış mı bunun anlattıkları dedi. bende döndüm. e yani dedim. herif makamları birbirine karıştırmış. yalan yanlış saçmalıyo dedim. herife ukalalık yapmayalım façasını bozmayalım diye de tezgaha sessiz kalacak değiliz amk. sizi yiyo bu herif benden söylemesi dedim. ya dedi hakkaten öyleyse başka bi yer bulalım durduk yere para harcamayım buraya. dedim sen bilirsin. hani kurulu düzenini falanda bozmak istemem ama durum böyle. orda biraz sohbet muhabbet ettik falan. bu dedi işte yarın napıyosun bi yerlerde buluşalım konuşalım belki bi yer buluruz beraber. valla ben bolulu değilim biliyosun. benim düzceye dönmem lazım işim gücüm var benim. orda bunla telefonları falan aldık verdik. dedi işte bana sen bunu öğret. bende sana ücretini ödeyim dedi. dedim ücret sıkıntı değilde ben sana nasıl öğreticem bunu. ya dedi skype dan falan ararsın ordan canlı bağlanırız o şekilde konferans falan yaparız arkadaşlarla anlatırsın falan. bende öyle diyince eski cam açtırma heyecanlarım falan depreşti. eskiden imkansızlıklarla cam açtırıp kız soyundurma fantazileri falan vardı. ulan dedim o kadar kızı gibtim de şunu bi yapmadım amk. tamam dedim ya niye olmasın. mailler telefonlar şunlar bunlar derken kızda etkilenmiş gözüküyodu benden. olta tamamdı da benim tezgahım artık reelden sanal cikse dönüşmüştü. sigara bitti içeriye geçtik. orda herkes kendine göre bişeyler çaldı takıldı çaylar falan geldi. sazlar sözler derken geceyi edip ayrıldık. düzceye döndüm. o ara işte şu istanbul işini falan yetiştirmeye çalışıyorum. anlatmıştım sürekli bi telefon trafiği var yoğunum. telefon çaldı gene ofiste. açtım. efendim dedim. bi kadın sesi. ibo beylemi görüşüyorum dedi. benim buyrun dedi. kendini tanıttı. bizim helga amk. ben gibtikten sonra bi daha konuşacağımızı falan düşünmemiştim. arayınca numarası falan yok zaten direk açtım salak gibi. neyse ee napıyosunlar falanlar filanlar derken bu dedi işte ankaraya uğrar mısın bu ara. gelde görüşelim burda seni misafir edeyim güzelce bi ağırlayım falan diyo. baya gibiş istiyo karının canı. ama ben tekrar görüşmek niyetinde değilim tabiki. ya yok dedim ankara benim için hayal şu sıralar inanılmaz yoğunum yani vakit ayırabileceğimi sanmıyorum dedim. kestirip atıyorum ki üsteleyip durmasın. buda yavrum ne derdi varsa ya ille gel ille gel diyip duruyo. neyse ayarlamaya çalışıcam ben olursa sana dönerim tekrar dedim. fazla uzatmadan kapattım. telefonu da kaydettim bunun sakın açma diye. eğer çalarsa açmam bi daha diye. neyse abi. döndüm işime gücüme. o sırada bizim patronun uşakları şirkette kol geziyolar. amcıklar patrondan aldıkları taşakla bana caka satıyolar. hiçbi tak bilmeden hiç bir işin ucundan tutmadan şöyle artis artis gezip hava yapıp para alan adamlara her zaman uyuz olmuşumdur biliyosunuz .sırf patronun oğlu sırf patronun damadı sırf patronun sol taşağı diye. düşün amk patronun taşağı bile beni sinir ediyo. bi işe yaradıkları yok amk. ama baba gibi patrondan nemalanıyolar gavatlar. neyse abi. herkes bişeylerle yardırıyo. kimi gidiyo işte taşeronlarla görüşüyo. kimi malzemecileri ayarlıyo kimi bilmem neyi hallediyo falan. bu gavatlara da mühendislik firmasıyla görüşün dediydim proje için. ipneler tabiki görüşmemişler. daha doğrusu bağlayamamışlar. geldiler karşıma. ayak ayak üstüne atıp böyle rahat tavırlarla ya ibo mühendislikten senle görüşmek istiyolardı yapılacak bi iş varmış falan diye gevşek gevşek. dedim aslanım bana niye anlatıyosun bunu ? yapılacak bi iş varsa o kısımla siz ilgileniyosunuz. niye bakmıyosunuz dedim. cevap vermediler. karşımda cakkıdı cakkıdı sakız çiğniyolar. bak dedim eğer bişey yapmayacaksanız gidin köşenizde oturun. patrona da söyleyin baba biz beceremiyoruz bizim zütümüz yemiyo diyin bende size güvenip iş yapmayım. işim yarım kaldığı zaman ben delleniyorum dedim. biliyosunuz ben böyle şeylerde taviz vermem. patronun oğlu da olsa kızı da olsa kendisi de olsa lafımı söylerim amk. sonuçta o işte en ufak bi pürüz çıksa aman patron senin oğlan yanlış yapmış falan diye söylenemem. patronda benim oğlumun kabahati diyip ona kızmaz. işin başında kim var ibo. gel lan buraya pekekent diye alır verir bana bi soluk niye kontrol etmiyosun diye. sorumlulukta böyle bişeydir. yeri gelir patronu bile karşınıza almanız gerekir. o yüzden ipleri elinizde tutuyosanız taşakları nasıl kullanacağınızı bilmeniz gerekir. bunlar tabi hala giblemez tavırlarla takılıyolar falan karşımda. kalktım patronun yanına gittim. dedim abi bak. benim ekibim belli. çalıştığım insanlar belli. bu ekibe karışma. sen bu işi istiyomusun ? istiyorum. tamaaam. o zaman bırak işi yapana kadar bana bulaşma karışma. köşene çekil ben iş bitti abi tamamdır diyene kadarda elini kıpırdatma. bana gelip buda bebek bakıcılığı da yaptırırsan ben bu işi bitiremem dedim. öyle sert sert konuşunca patronda hayırdır ibo nooldu gel otur anlat bakıyım falan dedi. dedim patron anlatılacak bişey yok. senin uşaklar gibi taşağına denk geziyolar. bi iş verdim mühendislik firması kısmını bunlar halledeceklerdi. projeyi çizdirecekler alt tarafı. onuda becerememişler. hala mühendislik firmasıyla görüşülecek projeye bakılacak falan diye bana geliyolar. bu iş böyle olmaz. benim işim yarıda kalacaksa ya işin başına başkasını ver ben senin çocukları avutuyum. yada şu sıpaları al başımdan ayağımın altında dolaşmasınlar dedim. buda böyle göbeğini tutarak hmmmmmm diye şöyle bi iç çekti. bebeleri çağırdı odaya. biraz azarladı. ibo abinizin sözünü niye tutmuyonuz lan eşşek sıpaları falan diyerek. istediğim bu değildi tabiki ama. bebeleri azarlayıp gönderdi. tamam dedi ibo sen işine bak. nasıl rahatına geliyosa öyle takıl koçum dedi. iyi tamam abi dedim. geçtim ofise. bunlar bana bi bakıyolar ama görmeniz lazım. dedim dur daha bitmedi. şu şımarıklığı üstünüzden bi alıyım sizin. amcıklar öyle baba parası yiyip kokteyllerden karı kız kaldırmak değil bütün hayat. bunları aldım. dedim gelin size bi iş verecem. aşağı kata pazarlamaya indirdim bunları. orda bizim ambalaj için falan kullandığımız paketleme kağıtları var. jelatinli falan. onları hazırlıyolar. içerde basılıyo böyle sekizerli altışarlı ikişerli üçerli falan. orda da kesiliyo. hazır hale getiriliyo katlanıyo falan. sonra kolilerle gönderilip içerisine malzemeler koyularak reyonlara satış raflarına falan geliyolar. bunlara dedim geçin şu tezgahın başına. ordaki bebelere dedim ki bu çocuklara sadece bu işi yaptıracaksınız bundan sonra. akşama kadar gelip buraya ambalaj kesecekler. toparlayacaklar. eğer yanlış yaptıkları, artistik yaptıkları, yapmam dedikleri, bi hataları kusurları olursa gelip bana söyleyeceksiniz tamam mı dedim. tamam abi dediler. geçtiler bunlar tezgahın başna. babaları da tabi azarı verdi ya laf edemiyolar gavatlar. paşa paşa kestiler o ambalajları.
    Tümünü Göster
    ···