seks hikayemi anlatıyorum gelin yalan yok

evet binler umarım bu hayat tecrübemi sizle paylaşmak istedim. başlıyorum.

2006 yılında bilkent üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümünde burslu olarak üniversite hayatına adım attım.

ben öyle sosyal bir adam değildim ne de olsa bir anadolu şehrinden ankaraya gelmiştim ve özellikle karşı cinse yani kızlara açılma konusunda ciddi problemler yaşıyordum.

2006-2007 yılı boyunca hazırlıkta birkaç erkek arkadaşımla gezip tozdum. sürekli benim gibi adamlarla takılıyor, sap gibi ortada geziyor ve sürekli os1 çekiyordum. o zaman öğretmen enişteme sağlanan öğretmen indirimi imkanından yararlanarak kendime 40 gb harddgibli bir toshiba laptop almıştım ve bunun 25 gb sini ferrelar oluşturuyordu.

günde 2-3 kez os1 çekerdim.

fakat sonraki yıllar hayatıda bişeyler değişmeye başladı.

5-6 kişi toplanırsa devam etcem. yalan söyleyen şerefsiz evadıdır.

@2 hızlı yazcam yeterki yeteri kadar kişi okusun. azcık sabret

beyler dolmuş gibi çalışıyoruz biraz daha dolsun devam etcem aq

peki devam ediyorum.

o eğitim-öğretim yılı boyunca bırakın kız bulmayı bi kızla doğru düzgün muhabbet etme şansını bile yakalayamamıştım. ha çok mu gibimdeydi o zamanlar ? açıkçası çok da değildi. tuhaf bi adamdım işte. os1 bana yetiyordu, zamanı gelince de evlenecek istediğim zaman am gibebilecektim. tek düşündüğüm iyi bir ortalamayla okulu bitirmek ve düzgün bir hayata sahip olmaktı.

sonraki dönem 1. sınıfa başlaladım. okul, zordu. hayat daha da zordu. çok fakir falan da değildim ancak orta halli bir ailenin geliriyle ancak vasat bir yaşam mümkündü. aç değildim, açıkta değildim ama karı kız ortamlarına girip hava basacak durumumda hiç mi hiç yoktu.

tam bir loser'dım. sadece dersleri düşünüyor, ferre indiriyor ve günlerimi öyle geçiriyordum.

biz birinci sınıfta introduction to economics dersi alıyorduk. açıkçası ders zordu, kalın kalın ingilizce içerikli kitaplar okumak daha çok sözele yatkın liseden yeni çıkmış bünyeleri çok zorluyordu. ama ben farklıydım. çalışıyor çook çalışıyor geri kalan vaktimide adult forumlarda geçiriyordum.

bir gün hayatımı kökten değiştirecek biriyle tanıştım. adı canerdi. caner paralı okuyan binoz ama karı kız ortamı çok iyi olan bir binti.

caner tam bir ortam biniydi. kırmızı bir audi a3'ü vardı. çok iyi dili vardı, karşısındaki insanı züt edebilme potansiyeline sahipti. çok zengin değildi ama toplumun orta-üst segmentinden geldiği belliydi. giyinmeyi biliyordu, sürekli farklı giyinirdi.

çok sonralar öğrendim ki bu bin hazırlığı 2 yıl okumuş, 2. yılın sonunda anca geçebilmiş. işin özü karı kız hayatında yakaladığı başarıyı derslerinde yakalamayan tiplerdendi. bu canerin bana yakınlaşma sebebi başlarda sadece ona derslerde yardımcı olabilecek olmam ve aldığım notlardan onun da faydalanmasını sağlayabilmemdi. neyse.

caner binini daha yakından tanıdıkça gerçekten onun hayatına özenmeye başlamıştım. öyle ki sırf onunla ve kızlarla beraber fakülte binası önünde sigara içebilmek için sigaraya başladım.

caner beni kullanıyordu evet ama ben de bin olmasam da aptal falan da değildim. onun çevresindeki kızlara belki yakınlaşabilirdim. veya en azından denenebilirdi. kaybedecek hiç bir şeyim yoktu.

bir gün bu canerin arkadaşlarından biri olan Yasemin'le tanıştım. aslında tanıştım da denemezdi ilk başlar için. sadece beraber sigara içiyor, derslerin genel gidişatı hakkında sohbet ediyorduk. ilişkimiz bundan ibaretti ancak daha önce bir aşk yaşamamış olan ben herşeyi kafamda fazlasıyla büyütüyor, kız bana bakıp gülse bile bundan onu tavlayabileceğim sonucunu çıkarıyordum. acaba gerçekten yapabilir miydim ?

beyler yazmam zaman alıyor burdayım bir yere gittiğim yok aq

@46 olum bak böyle binlikler yapmayın şevkimi kırıyosunuz muallakler. içimden geldi şurda anlatıyorum aq ne mecburiyetim var? sadece amaç içimi dökmek.

hayatımın o dönemi sürekli kendime bu kızla sevgili olabilir miyim sorusunu kendime sorarak geçti. öyle ki gece yastığa başımı koyduğumda sürekli onu düşünüyordum. ha düşüncelerim gibiş üzerine kurulu muydu? hayır. ben galiba kıza karşı saplantılı duygular beslemeye başlamıştım. öyle ya aşık olamazdım ona. tanımıyordum bile, bilmiyordum. ama onu düşününce içim bir tuhaf oluyor, uçacakmış gibi hissediyordum sanki.

birkaç aylık dönem içinde sürekli kıza duygularımı açtığımı düşündüm. öyleki artık ona bunu söylediğimde bana verebileceği cevaplar ve o cevaplara vereceğim cevaplarda kafamda hazırdı. sürekli düşünüyor, sürekli gözlerim doluyordu. ben aptalın tekiydim. hem tanımadığım birine karşı saplantılı duygular besliyordum hem de ona bu duyguları açabilecek cesarete sahip değildim.

bir gün bu durumu benim gibi biri olan alper'e anlattım. o da öyle sosyal bir tip sayılmazdı ama halden anlayan bir adamdı. hani dert paylaştıkça azalır derlerya işte ben de tam olarak onu deniyordum. nasıl oldu bilmiyorum ama alperin bana söyledikleri beni bir ölçüde cesaretlendirdi. öyle yakışıklı sayılmasam da tipsiz bir adam da değildim sonuçta. sıradan sempatik bir adamdım. alperle uzun uzun dertleşmelerimiz sonucunda bir gün bana neden bu durumu canere anlatmadığımı sordu. sonuçta böyle bir şeyde yol gösteren sadece caner olabilirdi.

ama nasıl olacaktı o iş? herif beni bile zaman zaman saçma sapan konularda züt ederken konu kız meselesi olduğunda ne diyecekti ? bir huur çocukluğu yapıp beni okula rezil edebilirdi. ha burda rezillik ne diyebilirsiniz ama o zaman bu ihtimal beni çok korkutuyordu.

ben ilerleyen zamanlarda daha tuhaf bir hal almıştım. yastığa sarılıp uyuyor, yasemini düşünüyor ama onu düşünerek asla os1 çekmiyordum. sonunda artık bu şekilde yaşamanın anlamsız olduğuna kanaat getirdim. ne olacaksa olsundu. bundan daha kötü bir duruma düşmeyecektim ya? diyeceği şey ancak hayır olabilirdi. birkaç ay milletin diline düşerdim sonra da unutulur giderdi. ben kıza duygularımı açmayı daha önce fikrinden bahsettiğim gibi caneri kullanarak yapacaktım.

okuyan var mı beyler devam etcem ona göre ?

o gün canere yasemin hakkındaki düşüncelerimi açtım. binin çocuğu bi tepki vermedi ama pis pis sırıtışı hala gözümün önünde. pis pis sırıttı ama korktuğum da olmamıştı. caner ona söylediklerimi kimseye anlatmamıştı ama başka bir sorun vardı sanki. binin çocuğu kızla çok fazla yakınlaşmaya başlamıştı sanki. ben zaten saplantılı biriydim yoksa bana mı öyle geliyordu? bu durum sinirlerimi bozmaya başlamıştı. alper'e danışma kararı aldım ama sanki o da beni tasdikler gibiydi. belki de beni kırmamak için evet ben de böyle bir şey hissettim demekten kaçınıyordu.

ben ondan sonra canerle bi gibimin olmayacağını anladım. sonuçta el gibiyle gerdeğe girilmezdi ve girilmiyordu da işte. zaten bu caner adam değildi. anasını bacısını ayırıp gerisine gibini sallayan binlerdendi. üstelik ya beni sinir etmek için kızla çok yakındı ya da ben ona durumu anlatınca bu kız onun da dikkatini çekmişti. ben o zamanlar hep birinci ihtimal üzerinde dursam da bugün aklıselim düşününce ikinci ihtimalin daha baskın olduğuna kanaat getirdim. sonuçta binti falan ama benimle ne derdi olabilirdi.

burcu diye bir kızdan yasemin'in telefon numarasını aldım. aldım ama ne diyecektim ki kıza ? ben yüz yüze zaten bi gibim beceremezdim olsa olsa ona mesaj atarak durumu anlatabilirdim. evet çok maldım çok.

numarayı aldım almına ama bir türlü doğru cümleleri kurup mesajı yazamıyordum. yazdıklarımı taslaklar klasörüne kaydediyor, sürekli hangisinin daha iyi olabileceğini düşünüp duruyordum.

.

o gün canere yasemin hakkındaki düşüncelerimi açtım. binin çocuğu bi tepki vermedi ama pis pis sırıtışı hala gözümün önünde. pis pis sırıttı ama korktuğum da olmamıştı. caner ona söylediklerimi kimseye anlatmamıştı ama başka bir sorun vardı sanki. binin çocuğu kızla çok fazla yakınlaşmaya başlamıştı sanki. ben zaten saplantılı biriydim yoksa bana mı öyle geliyordu? bu durum sinirlerimi bozmaya başlamıştı. alper'e danışma kararı aldım ama sanki o da beni tasdikler gibiydi. belki de beni kırmamak için evet ben de böyle bir şey hissettim demekten kaçınıyordu.

ben ondan sonra canerle bi gibimin olmayacağını anladım. sonuçta el gibiyle gerdeğe girilmezdi ve girilmiyordu da işte. zaten bu caner adam değildi. anasını bacısını ayırıp gerisine gibini sallayan binlerdendi. üstelik ya beni sinir etmek için kızla çok yakındı ya da ben ona durumu anlatınca bu kız onun da dikkatini çekmişti. ben o zamanlar hep birinci ihtimal üzerinde dursam da bugün aklıselim düşününce ikinci ihtimalin daha baskın olduğuna kanaat getirdim. sonuçta binti falan ama benimle ne derdi olabilirdi.

burcu diye bir kızdan yasemin'in telefon numarasını aldım. aldım ama ne diyecektim ki kıza ? ben yüz yüze zaten bi gibim beceremezdim olsa olsa ona mesaj atarak durumu anlatabilirdim. evet çok maldım çok.

numarayı aldım almına ama bir türlü doğru cümleleri kurup mesajı yazamıyordum. yazdıklarımı taslaklar klasörüne kaydediyor, sürekli hangisinin daha iyi olabileceğini düşünüp duruyordum.

.

sonunda bir mesajda karar kılmıştım. mesajla bu iş olmazdı ama okulda da yapmak istemiyordum. kızı bir cafeye çağıracak orda ona içimdekileri dökecektim. en doğrusunun bu olduğunu düşünüyordum ve sonunda yaptım. hal hatır soran bir edayla mesajıma başlayıp ona sonraki gün için işi olup olmadığını sordum.

cevap geldi, ama bu cevap benim beklediğim cevap değildi. çünkü sonraki gün için işim yok demesini bekliyordum. ama kız o gün için meşgulüm demişti. neden bu kadar sinirlendim bilmiyorum ama kızın mesajına cevaben "yarın işin olduğunu sanmıyorum, görüşmek istemiyorum da diyebilirdin. sadece senden hoşlandığımı söylemek istemiştim. hoşçakal" yazdım. lan hala düşünüyorum ben bunu neden yaptım ?saçma sapan bir gururla dolmuştu içim. mesaj o kadar aptalcaydı ki cevap gelmedi bile...

sonraki günler ilk anın sıcaklığından kurtulup kızdan özür dilemem gerektiğinin farkına varmıştım. kız bi gibim dememişti ki ben ne takuma artislik yapıp işin olduğunu sanmıyorum falan yazıyordum ona ?

amk harbiden rating düşmüş. sadece gerçekleri yazdığım için.

yazıyım mı aq okuyan var mı ?

kızın yüzüne bakamıyordum, utangaçlıktan falan değil. kendimi ezik hissettiğimden kıza karşı. bu mesaj faslı geçeli daha birkaç gün olmuştu. acaba birileri duymuş muydu ? canerin ağzını aradım ama binin bi gibimden haberi yoktu.

sonra burcuya gittim. burcu harbiden delikanlı bi kızdı. yanına gidip konuyu açtığımda attığım mesajlardan haberdar olduğunu öğrendim. olsundu. burcu duysa da sorun değildi ne de olsa yaseminin yakın olmasa da aynı arkadaş çevresi içindeydi.

burcuyla konuşurken, içimi tuhaf bir cesaret kaplamıştı her lafının arkasında bir şey arıyor, kafamı meşgul ediyordum. sonra bucudan yasemin'i çağırmasını istedim. sağolsun, allah var bana bütün süreçte çok yardımcı oldu. yasemini yanıma getirdi, boş bir amfinin en arkasına oturduk.

yasemin dedim sana aşığım, senin için herşeyimi vermeye hazırım. mesaj için özür dilerim beceriksiz olduğumu biliyorum ama bir şeyden emin olmanı istiyorum geçmişte ve bundan sonraki süreçte yaptığım hatalardan yanlış anlamlar çıkararak sana duyduğum sevgiden şüphe etme. sadece seni seviyorum, niye diye de sorma, öyle işte. deyiverdim.

yasemin yüzüme aval aval bakıyor hafif gülümsüyor ama bi cevap vermiyordu. ben de salak gibi bir cevap vermeni beklemiyorum dedim. kız da tamam o zaman deyip çıkıp gitti.

beklediğim cevap o günün akşamında gelmişti.

biraz hızlandırdım.

kız cevap verdi. ne mi dedi ? "ben seni arkadaş olarak görüyorum. hiç bir zamanda başka bişey düşünmedim. umarım sana verdiğim bu cevap dostluğumuzu bozmaz. kusura bakma. hoşçakal"

ahanda yannanı yemiştim. hayallerim suya düşmüş, hayatım bitmiş koynuma aldığım yastık benmim için düşman gibi oluvermişti. lan nasıl olurdu da benim ona duyduğum bu sevgiyi akarşılıksız bırakırdı? nasıl bir huurluktu bu? hiç olmazsa insan bir süre dener sonra gerçekten sevemediğini farkederse gibtir ederdi? ama bu kadarı da fazlaydı. ben bu cevabı hak etmeyecek kadar çok sevmiştim huuryu

taka batmıştım harbiden. hatta öyle bir kabız durumdu ki bu boğazıma kadar tak içindeydim. ama burda bitemezdi. uğruna gecelerrimi verdiğim kız beni bu kadar kolay gibtir edemezdi, ederse de bedelini öderdi. bu huur da ödeyecekti. lan bi kız onu çok seven birinden başka ne isteyebilirdi ki ? öl dese ölecek birinden başkasını neden isterdi ki? istememeliydi.

ben onun için dersleri gibtir etmiş, halet-i ruhiyemin içine etmiştim. böyle gibtir edilemezdim.

tamam herşey iyi hoştu da ben nasıl bir yöntemle bu kızı elde edebilirdim? kız zaten gibtiri basmıştı. bundan sonra ne yapılabilirdi ki ?

ben artık herşeyi koyvermiştim. zaten bütün bölüm de benim gibtiri yediğimi duymuştu artık önemsemiyordum. duyarsa duysunlardı amk.

herkese çok sevdiğimi anlatıyordum. erkeklere kızlara her an her ortamda milletin kafasını kendi aşk hikayemle gibiyordum.

işte günlerden bir gün cemil diye bi bin arkadaşım bana hacım kız gibtir etti diye niye bırakıyosun ki ? ayar versene kıza dedi.

doğruya lan hiçbir cümle o ana kadar beni bu kadar etkilememişti. ben ayar vermeliydim kıza.

evet beyler kıza ayar verecektim. işin özü şuydu kıza ne olursa olsun senin amk bile dese yazmayı sürdürecektim. aylarımı vermiştim amk bi gibtirle bırakacak değildim ya?

kıza belli aralıklarla yazmaya devam ettim. kız kafasına eserse cevap veriyor bana beni giblemediği mesajını vermeye çalışıyordu alttan alttan. ama ben kararlıydım. 1 ay boyunca her sabah kıza "günaydın. seni seviyorum" yazdım. bütün bunlar bana bir şeyi farkettirmişti. evet kız beni o kadar da umursamıyordu ama ona yazmama da bişey demiyordu. karşılaşınca gülümsüyor selam veriyordum kız da aynı şekilde cevap veriyordu. ha bana yanık mıydı ? hayır. ama onun için yaptıklarımın hoşuna gittiği kesindi. zaten yanlış bişey yapmamaya, sınırı aşmamaya hep dikkat ediyordum. sürekli bi noktada bırakıyordum herşeyi.

sonra bir akıllılık yaptım. kıza bir süre yazmama kararı aldım. ne mesaj yazacaktım ne de yüzüne bakacaktım. planım buydu.

lan bunu yapmak nerden aklıma geldi nerden çıkmıştı bilmiyorum ama tam olarak da doğru şeyi yapmıştım. öyle sevgi mesajlarıyla uyanmaya alışan yasemin'in artık zütünü kaldıracak biri yoktu. en azından öyle düşünmeye başlamıştı. içim içimi yese de cool gözükmeye çalışıyordum. sanırım başarmıştım bunu da.

yasemin huzursuzlanmaya başlamıştı sürekli gözümün içine bakıyor, benden bir şeyler bekliyordu. burda zamanlamayı çok iyi ayarlamalıydım, çok bekletirsem kızı kendimden soğutacak, az beklersem de yeniden başa dönecektim.tam zamanında onunla tekrar temasa geçmeliydim. öyle de yaptım

bütün bunları takip eden bir akşam yasemine bir mesaj attım. o kadar yalındı ki dilim anlamayacak veya altında bişeyler aramaya yol açacak her unsuru satırlardan temizledim.

mesaj şuydu : "sana olan duygularımı biliyorsun ama benim sana olan hislerime cevap vermediğin sürece bunun böyle devam etmesi mümkün değil. sadece tek bir şey soruyorum sana. bundan sonra sana mesaj yazmamı istiyor musun? eğer hayır dersen bu konu burda kapanacak sana söz veriyorum."

cevap anında geldi. bir iki laga lugadan sonra bizim kız av durumuna düşmüştü. halbuki sadece 3 satır vardı mesajda. "seni çok özledim * "