1. 351.
    -1
    kısa yazanların analizi yukardaki gibi oluyo, bilginize.
    ···
  2. 352.
    0
    pgibolog musun nesin amk
    ···
  3. 353.
    0
    üşenmeyenleri beklerim.
    ···
  4. 354.
    0
    akşamüstü:hayalimdeki yol iki şeritli iki yanı çöl abd deki route 66 dayım denebilir akşamüstü gökyüzü kapalı (o yolu böyle pek hayal edemesem de altımda eski bi mustang var yolda gidiyorum ama yolun ne sağa ne de sola dönmesini istiyorum sanki güzelliği bozulacak gibi geliyor yolun bitmesinide istemiyorum. yol belki biraz melankolik ama düşüncelerim oturmadan yolu bitirmek istemiyorum. yol bitince ne yapacağımı düşünüyorum gördüklerim hep aynı şeyler çölden başka birşey yok ama biteceğini bildiğim içinde çöl bana mutsuzluk vermiyor beni bu yolda tek mutsuzluk veren şey yolun ben işimi tamamlamadan bitmesi birde arabanın durması durursa çölün ortasında bir gece vakti onunla uğraşmak zorunda kalmak istemem yolun iki yanında bir takım kısa bitkiler var yolla çölü ayıran

    gece:biraz daha ilerleyince yolun ortasından geçen bir su görüyorum yolu 4-5 cm yüksekliğinde 2 3 metre eninde bir su akıp gidiyor şu yağmurda oluşan küçük nehirler gibi bir şey su beni biraz korkutuyor tadına bakıyorum tuzlu bir su işler biraz kötüleşiyor gibi yeri bir dinliyorum sel ihtimaline karşı ses yok olduğum yer güven veriyor aracımın ışıkları yanarken kaputa oturuyorum üstümde beyaz bir gömlek ve siyah bir kravat var endişeliyim ama fark etmez kendimden eminim bir sigara yakıyorum birkaç nefes çekiyorum ama burada durmanın akıl karı olmadığına karar veriyorum sigarayı bitiremeyeceğim biraz da belliydi çöllerde seller oluştuğuna dair belli belirsiz bilgilerim var aracımla geçip yolculuğa devam ediyorum.

    sabah verdiğim sigara molasında yerde bir fincan görüyorum beyaz bir kahve fincanı çölün ortasında tamda durduğum yerde.bu tesadüfle beraber fincanı almak isterdim ama alırsam ona bağlı hissederim diye düşünüyorum bütün bu mükemmelliğin içine edebilir arabada bir süs olarak bile almak istemiyorum.

    gündüz:yine bir sigara molasında bir anahtar görüyorum anahtar çok klagib eski kontraplak tipi kapıların anahtarlarının aynısı evet anahtarı alsam fincanla beraber anlatılacak ilginç bir hikaye olabilir şans nesnesi olmaya da fincandan uygun olduğu kesin ama anahtarı aldığımda ön panelde duran anahtarla sürekli bakışmak istemiyorum ama bu anahtarın durumu fincandan farklı olacak anahtarı yerden alıyorum ve yolun kenarından daha uzağa fırlatıyorum

    gündüz:çölde yolun ortasında bir ayı yanından geçersem bir yan cam kırabilirim frene basıyorum duruyorum ayı araca doğru koşmaya başlıyor geri vitese takıyorum ama böylede çok ilerlemek istemiyorum araba iyice hızını alır almaz frene basıyorum ve geri dönüyorum hızlanıyorum ayıdan ters istikamete doğru gitmeye başlıyorum biraz uzaklaşınca ayının yoldan çıkması için onu uzaktan izliyorum

    gündüz:yolda giderken yolun tam ortasında kare şeklinde etrafında uzun duvarlar olan bir bölge çıkıyor içinde duvardan yüksek herhangi bir yapı yok duvar resident evil filmindeki karantiye alınan bölgedeki duvarların daha minyatür hali gibi düz gri bir renkte ama kirlendiği için gride kararmış girmek tehlikeli ve yasaktır yazısı gözüme çarpıyor neyse yanlış bir sapakta gittiysem 2 saat gittim 200km lik bir sapağın sonunda olan bina dikkatimi cezbediyor içeriye baksam yere yapışmış ters u şeklinde geniş borular birkaç küçük yapıdan başka birşey göreceğimi sanmıyorum ama yinede bakasım geliyor yolun arka tarafında bir kapı var ama duvardan pekte farkı yok herhangi bir yazıda yok duvara tırmanıyorum tamda düşündüğüm şeyleri görüyorum alt yapıyla ilgili olmalı diye düşünüyorum merak ediyorum ama saçma sapan bir merakın içinde komplo teorileride kurmak istemiyorum sonuçta bir santral yapmışsanız ona birde yol lazım ama bunun için değmeyebilir uçak göndersen nereye inecek vs. ama bir santralse en azından bir tabelası olurdu gerçi gizli bir yerse de aynı santral tabelası olabilirdi ama olmaması da ayrı bir gariplik tabela 1 metre kumun dibinde bile olabilir aracıma dönüyorum ve anayola dönmek için devam ediyorum ama burayı merak ettim illaki benden başka gören vardır deyip bir araştırırım artık ne santralidir yoksa hakkında hiç bilgi yok mudur diye. santrali araştırmayı kafamda tutmak istemiyorum yaparsam yaparım yapmazsam yapmam geri plana atıyorum. santralin gizli bir yer olduğu ihtimaline kafamda haddinden fazla değer vermek istemiyorum ve yoluma devam ediyorum.

    evet panpa bu kadar
    Tümünü Göster
    ···
  5. 355.
    0
    hayalimdeki yol bir demiryolu. kaybettiğim ne varsa duruşum olmayan istasyonlar gibi, kapısına tahtalar çakılıp çürümeye terk edilmiş gibi. sonra tüm sevdiklerimi görüyorum, etrafımda. uçamıyorum, sadece yürüyebiliyorum. sanki bir tren gibiyim ama sadece yürüyebiliyorum. ufak dereler görüyorum, tarlalar var etrafında. sigara içmek için duruyorum bir yerde ve yine ölüler görüyorum, gömülmesi unutulan ölüler.

    suya giriyorum önce. serinliyorum. sonra içerideyken işiyorum. taşşak geçtiğimden değil, ciddiyim. o suyun kaynağını bulup oradan su içmek istiyorum. düşünmek istiyorum. çıkıyorum sonra o sudan. kenarında oturuyorum. sonra sanki mikrop kapmışım gibi her yanım kaşınmaya başlıyor. saç diplerim, sırtım. özellikle de iki kürek kemiğimin ortası ve elim yetişmediği için kaşıntıdan deliriyorum.

    mavi beyaz ve kırmızı renklerin ağırlıkta olduğu küçük bir kahve fincanı. bir ağacın dalınca asılmış vaziyette. ağaç tek ve kuru, ama dikkatlice baktığımda yüksek bir ağaç ve bazı dallarında yine aynı fincandan var. o fincanların hepsini alıp kırmak istiyorum ama yer toprak, tarla. yumuşak geliyor ve kırılmıyor. ağaçta kırıyorum ben de.

    anahtar pirinç dış kapı anahtarlarından. babamın pencereden attığını hatırlıyorum kapıda kaldığımda. bir anahtar varsa eğer diyorum, ve bir anahtar bulduysam ben. açacak bir kapı vardır illa. ve yola devam ediyorum.

    kaçarım. arkama bakmadan çok net kaçarım. bakmam mangalda kül bırakmadığıma falan. ayı ya bu, kaçarım çok net. ölsem bile cesedim anneme tek parça gitmeli.

    duvarın arkasında tamamen sanayileşmiş bir şehir görüyorum. bir şehrin komple o şehre ait bir organize sanayi bölgesine taşındığını düşünün mesela. aynı öyle bir manzara var karşımda. her taraf duman, is. bu kalabalık hiç hoşuma gitmiyor, gereksiz ve alelade bir kalabalık gibi. herkesin öncelikleri aynı ve sonları aynı yerde.
    ···
  6. 356.
    0
    http://www.youtube.com/wa...Q0_v8&feature=g-all-u
    ···
  7. 357.
    0
    bluw

    sıradan bir kişilik olmadığın kesin panpa. Bir hayli enteresan bir tipsin sen. Hayata kuşbakışı hakimiyetin var. Çok pozitif diyemeyeceğim ama çok kurgulu bir bakış bu.
    Yaşıtlarına da, hemcinslerine de, toplumun ‘normal’ algısına da farklı gelebilecek türden bir bakış açısı bu. Enteresan takıntıların var mesela. Hayatında pek çok şeyi planlamaya çalışıyor olabilirsin. Fazlaca kontrol sağlamak istiyor olabilirsin. Hedeflerin konusunda sıkıntılı, gergin olabilirsin. Seni neyin gerdiğini bilmiyorum ama sanki hayat sıkıcı, aynı, sıradan ve sana sadece yapacağın şey, varacağın yer ilgilendiriyormuş gibi. Hedefine varana kadar da hayatını yaşayacağın yok sanki. Hayata katlanma nedenin, bir gün her şeyin ve bu hayatın değişecek olması. Sadece gideceksin ve o şey her neyse, onu başaracaksın. Yolda hiçbir şey sana zorluk çıkarmasın hatta mümkünse yol fazla kıvrılmasın bile.
    Detayları unutmuyorsun, her şeyin farkındasın. Zaman, verilen saatler, konuşulanlar senin için önemli. Kendini hayatın akışına öylece bırakmış biri asla değilsin. Ama şu kesin ki, büyük bir sıkıntın ve sıkıntıların var.

    Şundan bile kuşkulandım. Bu yol tarifi, sadece intikam peşinde olan bir adamınki de olabilirdi. “Bunu yapmadan ölmemem gerekiyor” diyen birinin yani. Ama ihtimal vermek istemiyorum tabi buna. Umarın başka bir hedefin vardır.

    Lakin tam da bu aşamada önerim, hayatın varmak değil, gitmek olduğunu unutmaman olacak. Yolun tadını çıkarman lazım. Dün geçti, yarın yok, bugün elinin altındaki ve tek gerçeğin. Herşeyi kontrol etmeye çalışma derim ve bu kadar detaylara takılırsan çok insanla aran açılabilir.

    aşka bakışın büyük felaket. Felaket demiyorum, büyük felaket. Bu nasıl bir korkudur anlamadım. Aşkın seni alıp zütüreceğinden, yok edeceğinden korkuyorsun. Bir yandan muhteşem, biliyorsun ama düşman sanki öte yandan. çok ama çok işkillisin panpa. bir deneyim olmadan bu kadar korku olmaz. Çok fena canın yanmış, orası kesin. Çok güzel ve muhteşem hatırladığın bir şeyler var. Çölde susuz kalmış birine su nasıl gelirse, sana da öyle gelmiş zamanında. Ama sonra fena dağıtmış seni. Artık aşka teslim olmaya hiç niyetin yok.

    Fincanda da çıkıyor bu ortaya. Bağlanmak istemiyorsun. Sonra herşeyi onun üzerine kurman gerekecek. o herşeyi değiştirecek, hayatının içine sıçabilecek, seni yolundan, hedefinden edebilecek. Aşman lazım bu korkuları panpa. Sokağa çıkmazsak başımıza bir şey gelmez elbet ama o zaman yaşayamayız da.

    bilgiye verdiğin değer güzel. ama bilgiye de kızgınsın sanki. öğrendiklerine de. her ne öğrendiysen... sen hak etmeyen pek çok kişiye değer verdin belki de. arkadaş ya da sevgili, bilmiyorum. asla umursamaz biri değilsin.

    düşmanına karşı sabırlı, entrikacı olabilirsin. ama risk almadan savaşırsın, yüzgöz olmazsın. yolundan çekilmesi için gerekenleri yaparsın.

    Kafan çok yüklü panpa. Bu nedenle kendini bazı oyunlara veriyor olabilirsin. Bu bilgisayar oyunu da olabilir, futbol maçları falan da olabilir. Gerginliğinin farkında değilsen bilinçaltına yüklemiş olabilirsin.

    Ölümden herkes kadar korkuyosun ama inançlarının netleşmiş olduğunu zannetmiyorum. O konuda da herşeyi sorguluyor olabilirsin. Araştırmacı, rasyonel bir yan var sende. Başak burcuna uygun olduğunu söyleyemem ama bana başak erkeğini hatırlatan takıntılar bunlar.

    Kendini biraz salmanı, hayatı biraz daha güzel görmeye çalışmanı, aşka da töleranslı davranmanı öneririm panpa.
    Tümünü Göster
    ···
  8. 358.
    0
    samsunikiyüzonalti

    sırada seninki var panpa ama bu gece bitti artık, yarın yaparım.
    ···
  9. 359.
    0
    @300 bekliyorum panpa
    ···
  10. 360.
    0
    @lilalililia

    çok saol panpa eline emeğine sağlık
    ···
  11. 361.
    0
    @bluw
    sağolasın panpa katıldığın için.

    diğerlerini de yapacağım, kimse boşuna yazmadı merak etmeyin.
    işim çok, o yüzden biraz erteliyorum, yapınca pm atarım zaten.
    ···
  12. 362.
    0
    orman içerisinde toprak bir patika. dümdüz toprak değil, hafif hafif otlar, çimenler bitmiş üstünde. daha önce çok kişinin yürüdüğü bir patika değil. tam anlamıyla topraklaşmamış. çok çok az yokuş aşağı eğimli, yürüyorum. yağmur yağmış daha önce. çamur değil yol biraz nem var tabi yerde. gökyüzü gözüküyor ağaçlar tam kapatmamış, aralık var. hava güneşli değil ama çok kapalı da değil. bazı bölgelerde orman sıklaşıyor iyice, bazı yerlerde ise açılıyor. sıklaştığı zaman gökyüzünü kolayca göremiyorum. keçi yolu işte.

    tek tük ıslak dallar ve yapraklar var yerde. nemli orman kokusunu içime çekerek yürüyorum. çok sessiz, sakin orman. tabi(klagib orman sesleri) böcek sesleri vs. geliyor ama gözle görülecek boyutta bir canlı yok. kuş falan yok, hareketlilik yok benden başka. yağmur ormanı gibi ama ağaçlar öyle çok yüksek değil. sanki biraz tropik, egzotik bir havası var. bizim buraların ormanlarından farklı olduğunu hissediyorum. patika stabil değil. öyle ki bazı yerlerde kayboluyor bile. sezgilerimle buluyorum yolu tekrardan. ama bazı yerlerde çok belirgin, sanki üstünden araba geçmiş gibi(ama arabanın oraya girmesine imkan yok)

    acelem yok. sülalem raad. bazen gidip yapraklara, çimenlere, ağaç kabuklarına dokunuyorum. özümsemeye çalışıyorum etrafı. bütün doğayla bir olduğumu kavrıyor ve hissediyorum yürürken. güneş artık düşüşe geçmiş ama etraf hala aydınlık. bir kaç saat sonra hava kararacak. yine de günbatımı çok yakında değil.

    önceki yağmurdan kalma çoğunlukla kenar kesimlerinde varlık gösteren, küçük ve en fazla 2-3 parmak derinliğinde, çok sığ öbek öbek su birikintileri var. sayıları çok fazla değil ama. gayet az. üstlerine basıp geçiyorum. özellikle kaçınmıyorum onlardan. ancak yol boyunca takip etmiyorlar beni. bazı yerlerde varlık gösteriyorlar sadece. göl, ırmak gibi baskın bir su birikintisine rastlamıyorum.

    beyaz bir kahve fincanı. parçalanmış ve parçaları yolun çamurumsu yerlerine gömülmüş. daha önce çok insanın geçmediğini söylemiştim dolayısıyla şaşırıyorum ve yerden alıyorum. muhtemelen benden önce buradan geçmiş bir kafileden kalma. temizliyorum hepsini. daha sonra bir ağacın dibine toplu halde bırakıyorum parçaları. yoluma devam ediyorum.

    anahtar çimenlerin üstüne düşmüş vaziyette. küçük ve metalik gri, ince bir anahtar. gördüğüm için şanslıyım. pek dikkat çekici değil, o sırada yere baktığım için görebiliyorum. ne iş bu diye şaşırıyorum yine. alıp cebime koyuyorum.

    ayı patikanın biraz ilerisinde karşıma çıkıyor ve bana doğru dönük duruyor kısa bir süre. daha sonra üstüme saldırıya geçiyor. hemen ağaçların arasına dalıyorum. bir yandan patikayı kaybetme korkusu var üstümde. o olmazsa kaybolurum gibi. neyse ayıyı atlatmam çok uzun sürmüyor. tekrar patikayı buluyorum ama bir süre patikadan değil de patikanın biraz paralelinden ormanın içinden yürüyorum. ayının karşıma tekrar çıkmasını istemiyorum. temkinliyim, ama olaydan keyif de almışım. biraz koşuşturmaca çok iyi geliyor. daha sonra tekrar patikaya dönüyorum.

    duvar sanki eski insanların yaptığı bir duvar gibi. neden burada acaba diyorum. inceliyor ve üstünde işaret ve yazı arıyorum. geçit veya kapı gibi bir şey bulup diğer tarafa geçmek istiyorum ancak bulamıyorum. duvar üstünden atlayamayacağım veya tırmanamayacağım kadar yüce. ancak arkasında sık ve uzun ağaçların olduğunu biliyorum. patika duvarın arkasında devam ediyor mu bilmiyorum. patikanın gelip de bir kapıya değil duvarın ortasına toslaması umudumu kırıyor. arka tarafı çok merak ediyorum ancak geçiş yok. duvarı sağıma alarak ilerlemeye başlıyorum eğer yürüdüğüm tarafta kapı çıkarsa gireceğim. yürüyorum, yürüyorum, yürüyorum...
    Tümünü Göster
    ···
  13. 363.
    0
    1. iki şeritli asfalt bi yol. Etrafında sararmış uzun otlar ve yine yaprakları sararmış ağaçlar var. Dağ, tepe yok ama engebeli bir arazi. Otlar ve ağaçlardan başka hiç bir şey görünmüyor. Etraf çok ıssız olmasına rağmen yol gayet düzgün yeni yapılmış belli. Kaldırım yok ama sağ şeridin kenarında yürüyorum. Gökyüzü masmavi ve bunaltıcı bir sıcak var. Nadiren bulutlar görüyorum onlar da neredeyse saydam, parçalı bir görüntü. Asfalt sıcaktan erimiş zaman zaman adım atmakta zorlanıyorum. Havanın çok sıcak olmasına ve sürekli sigara içmeme rağmen susuzluk hissetmiyorum.
    2. Yolun iki tarafından gelen uzaktan bakınca belli olmayan bir kanal fark ediyorum. Yolun o kısmına gelince eski görüntüden eser kalmıyor ve kanalın bölünmüş bir kısmı bir şelalenin döküldüğü yerin kenarı gibi duruyor. Orta büyüklükte ama hareket etmeyen hafif yosun tutmuş taşlar, son derece berrak bir su. Susadığımı fark ediyorum. Normalde iç beni diye bağıran bir su ama kanalın neden yapıldığını düşünüp tereddüt ediyorum. Sonunda dayanamayıp içiyorum. Buz gibi ferahlatan bir su
    3. Devam edince yolda bir fincan görüyorum yürüdüğüm kenarda birden ayağım çarpıyor öyle fark ediyorum. Bembeyaz parlak bir fincan, yerde durmasına rağmen hiç kirli görünmüyor. Küçük türk kahvesi fincanlarından. Elime alıyorum etrafta başka bişey göremeyince de elimde fincanı çevirerek yürümeye devam ediyorum
    4. Yine fincanı gördüğüm gibi daha ilerde bi anahtar görüyorum. Siyah kalın bir ipe bağlanmış. Hiçbir gösteriş yok. Evlerin içindeki eski kapıların anahtarları olur ya öyle bir anahtar. Parlamıyor ve hafif oksitlenmiş. Anlam veremiyorum ama anahtar varsa kapı da vardır mantığıyla fincanı yere bırakıp anahtarı alıyorum.
    5. Tam anahtarı aldıktan sonra hareket eden bir şey fark ediyorum ama uzakta. Birden bana doğru koşmaya başlıyor. Önce büyükçe bir köpek sanıyorum ama yaklaştıkça ayı olduğunu fark ediyorum. Bu arada hangi hayvana karşı ne yapılması gerekiyordu diye düşünüyordum, köpeğin önünde çömel veya burnuna yumruk at derler. Ama bir köpeğe göğsümü ve boynumu yaklaştırmak saçma diye düşünüyorum, elimi ağzına o kadar yaklaştırmak da çok daha saçma, yırtıcı kedigiller için kendinizi olduğundan büyük göstermeye çalışın derler. Bu da sebepsizce saçma geliyor. Bu kadar çok şeyi çok kısa zamanda düşünüyorum ama ayı gittikçe yaklaşıyor. Ölü taklidi yapmam gerektiğini hatırlıyorum. Ama bir ayının önüne yemek tabağı gibi uzanmaya cesaret edemiyorum. Hiç bir şey yapmadan öylece kalıyorum. Ayı yavaşlıyor, beni inceliyor, kokluyor ve yoluna devam ediyor.
    6. Biraz yürüyünce birden cadde bitiyor. Karşımda bir duvar 4 metre kadar yüksekliğinde ve tırmanmanın yolu yok. Geçmek tehlikeli ve yasaktır yazan paslı bir levha görüyorum. Sanki geçmem mümkün diyorum. Sağa dönüp duvarın yanında yürüyorum elimde anahtar bir kapı arıyorum. Birden anahtar deliği fark ediyorum duvarda. Ama kapı kolu veya kapı yok. Başka seçeneğim yok deyip anahtarı deliğe sokup çeviriyorum. Yukardan bir merdiven sarkıyor. Ama o da biraz yüksek. Zar zor merdivene tırmanıyorum. Duvarın diğer tarafında gayet düzgün binalar var. Askeri bir görüntü. Uçak pistine benzeyen düzgün bir zemin. Geldiğim taraftan daha kısa duvarın bu tarafı kolayca atlıyorum. iki adım atmadan üniformalı bir adam çıkıyor karşıma. Düz haki bir üniforma kamuflaj falan değil. Anlamadığım bir dilde sakin sakin konuşup silahını bana doğrultuyor. Bir anlık telaş yaşıyorum ve düşme hissi başlıyor. Görüntü sabit ama bulanıklaşıyor. Bir yere düşmüyorum sadece düşme hissi. Boşluğa düşüyormuşum gibi bir his. Görüntü bulanıklaşırken kararmaya başlıyor. Zifiri karanlık olduğunda düşme hissi de sona eriyor. Hiçbir şey göremiyorum. Hareket edebiliyorum ama bir yere varamıyorum karanlıktan başka bir şey yok. Çıkamayacağımdan eminim, kendimi çok sağlıklı ve dinç hissediyorum ama karanlıktan hiçbir şekilde kurtulamıyorum.
    Tümünü Göster
    ···
  14. 364.
    0
    Samsunikiyuzonalti

    Panpa bu nasıl bir hüzün yahu… Gerçekten çok hüzünlüsün. Yolda sevdiklerini ve ölüleri görmen, çok sevdiğin birini kaybettiğin anldıbına gelir. Muhtemelen gençsin ve genç yaşta çok yakın ölümü nadiren yaşanır. Ölümle böyle erken tanışmak hem çok acı verir, hem de çok şey öğretir. (gömülmesi unutulan ölüler)
    Sevdiği insanları kaybetmeyecekmiş gibi yaşar insanlar çünkü. Başına geldiğinde her an herkesi kaybedeceğini sanırsın. Sende böyle bir hüzün, ağırlık hatta biraz da pişmanlık var. Yitirdiğin kişiyle keşke daha çok zaman geçiremediğin için belki de…

    Kendini tren gibi hissetmek, bağımsız olamama duygusudur. Eteklerine yapışmış bu hüzün ve hareket etmeni engelliyor sanki. Hayattan her zevki ekgib ve yarım alacağını düşünüyorsun.

    Empati gücün çok yüksek ve çok iyi bir kumaşın var. Muhtemelen çok iyi yetiştirilmişsin. Bir büyüğün sana çok güzel şeyler öğretmiş. Çocuklar anlatılanı öğrenmez, gördüğünü öğrenir. Büyük ihtimalle o kişi duruşu ve hayattaki davranışlarıyla seni ‘adam’ etmiş. insani özelliklerin çok yüksek.

    Aşka bakışın hem şahane, hem çok fena. Yani o nasıl bir muhteşemlik, iyi biliyosun. Ya hero ya mero yaşarsın sen aşkı. Öyle ikiyüzlü, hafızasız ve duygusuz yavşaklardan değilsin. Mesela suya işemen bence kendini çok açık ortaya koyacağın anldıbına geliyor. Herşeyini ortaya koyarsın yani. Bu çağda kolay rastlanmayacak bir Romeo çıkar senden. Sudan çıktıktan sonra su kenarında oturman bu demek. Bırakıp gitmezsin, basıp kaçmazsın. Ya da bunu iç kolay yapamazsın, suçluluk hissedersin. Ama çok acı çekmişsin panpa. Çok… Bu yüzden korkuyor ve aşka güvenmiyorsun da artık. Güvenin kırılmış insanlara. Bu anlamda kalabalığın ortasında yalnız hissedebilirsin sen. En yakın arkadaşın bile kolay anlayamaz seni. Derinsin.

    Töleransın çok yüksek. Bazı durumlarda çok sevdiklerine peygamber sabrıyla davranabilirsin. Ama bu doz fazla panpa. Kırılırsın. Evet, fincanda kırgınlığın iyice ortaya çıktı. Ağaçta bir sürü küçük fincan. Kadınların hepsi birbirine benziyor diye düşünüyorsun artık. Hatta eline alıp kırıyorsun, bu öfke demektir. Sanki her yaşayacağın güzellik aynı hüsranla bitecek, her seferinde senin kadar güçlü ve derin çıkmayacak sevgileri…
    Fincanı yere atıp kıramaman, içinde ciddi bir hıncı anlatıyor. Zamanında keşke ağzına sıçsaydım dediğin biri var. Ya da sonuncusu, bilmiyorum.

    Aydınlık bir bakış açın olduğunu görüyorum. Onurlu, dik bir adam olmak istersin sen. Ve anahtara yani bilgiye verdiğin değeri çok takdir ettim. Sen çok çalışkan ve zeki olmalısın panpa. Umarım hayatta yapacağın işi doğru seçersin çünkü bu konuda çok araştırmacı ve başarılısın.
    Anahtarı anlatırken ‘baba’ demişsin. Bu belki bir hatırayı canlandırmış olsa da, boşuna olmaz bunu hatırlaman bu testte. Baban sana en önemli bilgileri vermiş panpa. Onu rol model almışsın. Senin üzerindeki önemi büyük olmalı. Anahtarı atıyor sana. Babasız bir çocuk olarak bu beni çok duygulandırdı. Ama boşuna da atmamış. Sen kesin, yapabileceğinin en iyisini yapmak istersin her zaman.

    Çok vefalısın panpa sen. Baban da, annen de var testin içinde. Sevdiklerine böyle hakiki vefalı olan, memleketine de olur. Memleketini de ailesi gibi görür.

    Ölüme uzaksın çünkü yaşam enerjin ve gücün çok büyük. Dini konularda bir bağnazlığın olduğunu sanmıyorum. Netliğin de olmayabilir. Ama sağlıklısın, sağlam bir karakterin var. Sana tek bir önerim olacak; hayat bize bazı tüyolar verir insanlar hakkında. Küçük diye hiçbirini önemsememezlik yapma. Onları unutma ve hak etmeyenlere değer verme. Çok sevdiğin insanlara karşı kendine ayıp etme potansiyelin var çünkü. Kendine ayıp etme panpa ;) 
    Tümünü Göster
    ···
  15. 365.
    0
    ama olmazki

    objektif bir karakter olduğunu söyleyebilirim öncelikle… Farkında olan, öğrenmeyi seven, vicdanlı birisin. insanlara siyah ve beyaz diye bakmıyorsun, onları anlamaya çalışmana neden olan bir empati kaynağın var. Doğayı, hayatı seviyorsun ama insanların gezegeni gibmesinden de bıkmışsın. Biraz karamsarsın haliyle… Ama umutsuz değilsin. Yürümeyi seçmen, aşırı konformist olmadığını gösteriyor. Ama insan görmemen de, kendini yalnız hissettiğin anldıbına geliyor. Tek başına kaldığında gelecekle ilgili kaygılar biraz boğuyor seni. işkillisin yaşama karşı. Lakin önemli şansların da var ve bu yüzden insanları düşündüğünde ‘yine iyiyim lan ben’ diyorsun muhtemelen. Ayrıca eğlenceli bir yanın var. Kendinle de, her şeyle de taşak geçmeyi biliyorsun. Senden fanatik bişiy çıkmaz. Akılcı bakar, ortalarda bir yerde durursun.

    Aşka bakışın sıçanzi. Hiç romantik değilsin. Basıp geçiyorsun. Ya inanmıyorsun aşka falan ya da önemsemiyorsun. Hımmm… Göl ve ırmak gibi bir şeye rastlamıyorum deyince iş değişti panpa… Sen çok özel bir şey arıyorsun. Aşka inanmıyor değilsin ama çok sağlam bir şey olması lazım seni kesmesi için. Rastlamadığın için de ne yaparsın bilemiyoruz tabi. Ustalıkla burada gizlemişsin ama sanırım bunu kendinden de gizliyor olabilirsin. Bu aşk olayı sende bir enteresan çıktı. Yine de rastlamadığın halde rastlamadığın bir şeyi hatırlaman, istediğini gösterir bana göre. Yani şöyle adam gibi, akıllı, kafası basan, kafa gibmeyen, beni alıp uçuracak, değer verdiğime değecek bir efsane çıksa da yürüyüp gitsek diyor olabilirsin.

    Sevgiliye bakışta da aynı enteresanlık var. Fincanı parçalanmış olarak buluyorsun. Son sevgilin kafası çok karışık, dengesiz ve çok hasarlı olabilir. Ya da kadınların böyle olduğunu düşünüyorsun. Onun bir kafileden kaldığını düşünmen, belki de kadınların kullanıldığını düşünmenle özdeşleşiyor. Gözünden düşmüş bir şekilde kadın türü. Buna rağmen fincanın parçalarını toparlayıp bir ağacın dibine bırakman, ondan istemeden uzaklaştığın anldıbına da gelir. Kadın türüyle bir problemin var panpa. Bunu aşman lazım. Niye? Sana mutluluk getirmez bu türlüsü. Önyargılarını yıkıp, şans vereceksin başka yolu yok. Mesela fincan beyaz aslında. Masum yani… Ama parçalamışlar ve senin buna tepkin var. Bir dakika, burayı es geçemicem. Aslında kadına karşı ciddi bir empati hissetmeye başladım sende. Feminist bir yanın bile olabilir. Kesinlikle kadına karşı saldırgan ve tacizci durumlara karşı ciddi bir tepkin olduğunu düşünüyorum. Ama aşk konusunda çekinceli olmanı değiştirmiyor bu.

    Bilgiye değer veriyorsun. Muhtemelen yaptığın işe özenecek ve kendini verecek birisin.

    Düşmancıl değilsin, düşmanlıklar karşısında kendini savunursun. Öfke çok barınmaz sende. Mesela ayıdan kaçarken yolunu kaybetmekten korkman bence şu anlama geliyor. Bir insanın sana yapabileceği en büyük kötülük, seni hedeflerinden ve doğru bildiğin yoldan çıkarmasıdır. Sen koordinatlarını kaybetmek istemezsin. Bu, vicdanlı ve iyi bir adam olduğunu gösterir. Ve burda düşmandan kaçarken bile eğlenmen de, muzur bir mizacın olduğunu ortaya çıkarıyor. Çok ciddiye almıyorsun düşmanlıkları. Muhtemelen genel hayat görüşün de böyle, sadece kendinle alakalı değil.

    Ölüme bakışın da enteresan. Bir insan hem bu kadar dirençli, umutlu, hem de bazen nasıl ölüme bu kadar yakın olur bilemiyorum. Tehlikeli ve yasaktır yazıyor ama öbür tarafa geçmek için çırpınıyorsun. Belki de çok meraklısın panpa. *
    Tümünü Göster
    ···
  16. 366.
    0
    tanrioldugunufarkedenateist

    iki şeritli yol, araba yoludur ama sen yürüyorsun. Hayatın kolay olmamış panpa, zorluklar görmüşsün. Ciddi sıkıntıların olduğunu öğrenmişsin hayatta. Muhtemelen de erken yaşta. Testinde, aile birliğinin tüyosunu verecek hiçbir simge yok. Sanırım problemli bir ailenin içinde büyüdün ve taraf olmak zorunda kaldın. Hava sıcak ama susamıyorsun, bu da geçmişi geri getirememek anldıbına gelir ki geçmişle ilgili değiştiremeyeceğin kötü koşullara tanıklık etmişsin. Duygusalsın ve kendini kolay ifade edemiyorsun. Sosyallikle asosyallik arasında bir yerdesin sen.
    Şelale hayal etmen, aşkı yaşadığın zaman harbiden yaşadığın anldıbına gelir. Sırılsıklam aşık oluyorsun ve başka birini düşünemiyorsun. Araya zamanlar ve mekanlar girse bile. Lakin şelale adamı fena vurur yere. Birisi de senin ağzına çok fena sıçmış panpa. Kökleşmiş yani sende, kemikleşmiş. Şüpheli bir şelale bu, yarısı kanal. Yarısı karanlık, güvenilmez, problemli… Ama sanırım emek vermişsin. Uzaktan bakınca belli olmayan bir kanal olması, senin ona emek verdiğin, gördüğün, başkalarının savaşmadığı kadar onun için savaştığın anldıbına gelir.
    Sevgiliye bakışın enteresan. Fincan ayağına takılınca fark ediyorsun. Yani ordaydı, sana yakındı. Bu, eskiden beri tanıdığın birini sonradan fark ettiğin anldıbına gelir. Belki de önceden arkadaştınız. Ama çarpman da sana çarpması anldıbına gelir. Afallatması ve üzmesi… bembeyaz ve parlak. Üstelik yerde durmasına rağmen… bu pek mümkün değil. O zaman bu da senin fazla töleranslı olduğunu gösterir. Sana değer vermeyeni fazla düşünme panpa, yoksa üzülürsün, çünkü kumaşın insani…
    Fincanı eline alıp yürüyorsun (etrafta başka fincan görmeyince). Bak bu tabirin şunu gösteriyor bence. Bu senin ilk ciddi aşkın olabilir. Ve bu tehlikelidir. Onu, ne yaparsa yapsın aklamaya müsaitsin demektir. Kendini koru.
    Bilgiye verdiğin değer güzel. Ama disiplinsiz ve hedeflerinden uzaksın. Bu konuda kendine zaman ayırmanı ve ciddi düşünmeni öneririm. Hedeflerini aşağıya çekmek çözüm değildir. Gerçekten ne yapmak istediğini düşün.
    Düşmanlıklara karşı da amatörsün haliyle. Ayıyı köpek sanmışsın. Bu, düşmanlığıa
    Ölümden korkun ciddi boyutta. Bu, yakın zamanda bir yakın ölümü yaşamış olduğunu hissettiriyor bana. Düşündüğünde seni kötü yapan, aslında varmış lan ölüm dedirten bir şey sanki. Ağırlık yapmış. Yaşama bakışını değiştirmiş. Eskiye nazaran daha gerçek bir şey ölüm sende.
    Karakter sorunun yok panpa, iyi bir adamsın ama iyi niyetinin ve duygusallığının istismar edilmesine izin verme. Yaşadıkların seni erken pişirmiş, bunun faydasını göreceğini düşünüyorum. *
    Tümünü Göster
    ···
  17. 367.
    0
    testi yapacak olanlar özellikle ilk üç soruyu adam gibi uzun yazsın lütfen.
    yoksa bi gibe benzemez analiz.
    ···
  18. 368.
    0
    @ Bildiğin odun

    Asla sıradan olmayan, ayrıntıları gören hakiki bir duygusalsın.(ama gizli) Kolay bir hayatın olmamış. Bu, koşullarından çok, algılama biçimin yüzünden sanıyorum. içinde yaşadığın toplum ve klagib öğretilerinden oldukça uzaksın. Basıp da gidesin, kaçıp da arazi olasın var. Yoğun ve ciddi bir yalnızlık durumun var. Sözünü ettiğim bir iç yalnızlığı… Üstüne üstüne basıyor hayat sanki. Hedeflerini, ne yapacağını, nereye varacağını göremez olmuşsun. Eskiden sana anlamlı gelen pek çok şey artık anldıbını yitirmiş, kelimelerinin içi boşalmış sanki. Hem bir çöl yolunda olman, hem de şehrin içinde bulunman bence çok manidar. insanlara olan güvenin de kırılmış. Bunun için nedenlerin var. Çünkü sen onlar için gerçekten ‘en iyi olanı’ isterken ve emek verirken çok hoyrat kullanılmışsın.

    Aşka bakışın bugünlerde mi bilmem ama tam bir felaket. Ya böyle bir şeye rastlayacağına inanmıyorsun ya da aşka… Sana bulaşacak, seni kirletecek, bozacak bir şey sanki. Ayakkabılarına bile değdirmek istemiyorsun. Sıradan ilişkiler yaşıyor olabilirsin ama derin bir ilişki yaşaman bu ruh haliyle çok zor. Yaşarsan da büyük çatışmalar olur, en iyi haliyle kendinle kavga eder hale gelirsin.

    Keza, sevgiliye bakışın da aynı umursamazlıkta. Ayağınla düzeltiyor, sonra bir kenara fırlatıyorsun. Sen kolay kolay hiçbir kıza emek falan vermezsin panpa. ‘Bundan bir cacık çıkmaz’ ezberin var çünkü.

    Bunun iki nedeni olabilir. Ya gerçekten nickin gibi ‘bildiğin bir odunsundur’… Ki bunu neden bilmem ama zannetmiyorum yola bakışından dolayı… ikinci şık da ağır yaralı olduğundur. Birisi ağzına sıçmış, sana güvenmemeyi ve sevmemeyi öğretmiştir. Ki bi insanın bize yapabileceği en büyük kötülük budur zaten. O öfkeye yenilmek, bizim en büyük hezimetimizdir.

    Bilgiye verdiğin değer daha hallice. Ama sen çok tembelsin panpa yaa… Acelen var… Nereye acaba? Hedefe kitlenmiş gördüm seni burada… Pek çok insan yaşlanınca öğrenir varılacak bir yer olmadığını… Tek gerçek ve yaşanması gereken şeyin yol olduğunu öğrendiğimizde ne yazık ki o yolun sonuna gelmiş oluruz. Bu hatayı yapanlardansın işte. Oysa dönüp de anılarına baktığında ‘o anahtarı alsaydım, o fincana daha çok baksaydım’ diyeceğin bir gün gelecek. Ve her gün yerde bir anahtara rastlamayacaksın, buna inan.

    Düşmana karşı yaklaşımın da tembelce doğal olarak. Herşey ayıya bağlı o arabanın çevresinde. Ve sonsuza kadar dönüp durabilirsiniz. Kafan çalışıyor ama iki adım sonrası için çalışıyor. Düşünce tembelliği de var. Bu kadar farkında olan ve ayrıntıcı bir adam için büyük bir duvar bu enerjisizlik.

    Hayata karşı çok işkillisin panpa. Herşey yalan sana göre. Bu durumda aşka inanmaman da normal oluyor tabi. Ölmeye niyetin yok ama yaşama bakışın da coşkulu değil.

    Sonuç olarak; sen kötü bir adam değilsin. Sana inanç, coşku, moral lazım. Hiçbir şey çok değerli değil ve hayat anlamsız mı? Biz anlamsız dersek, evet anlamsız. Herşeyi biz yapıyoruz. Ne kaybedersin, hayatı ‘anlamlı’ yaparsan? Hiçbir şey. Sadece ‘anlamlı’ bir hayat kazanırsın. Bir film gibi düşün hayatını. Sen başroldesin. Bu filmin yıldızı sensin. Filmini küçümseme panpa. Sana tek önerim bu.
    Tümünü Göster
    ···
  19. 369.
    0
    1-Lan yol asfalt dümdüz bu amerikan filmlerindeki gibi altımda arabada var yol akıyo sağım ve solum kurak araziler sanki şehirden kasabaya geçen yol gibi bi kaç tane kaktüs ağacı var yeşil renkte, yerde rüzgardan bişeyler uçuşuyo falan hafif kum fırtınaları fırtına dediysem hafif hafif işte yolun ortasında beyaz beyaz cizgiler var

    2-suyun kenarına gelince bi sezlong cıkartıyorum bide ufak masa yanıma kuruluyorum oraya ickim mezem günesleniyorum tıkınıyorum sonra yüzmeye hazırlanıyorum su dedigim deniz birazda yüzüyorum kafam çakırkeyf kendimde suda keyf ediyorum herneyse çıkıp kurulanyorum ve toparlanıyorum

    3-fincan türk kahvesi fincanı kenarı sağı solu işlemeli kendisi krem üstü mavi işlemeli ufak bi fincan canımı kahve çektirtiyo

    4-anahtar araba anahtarı acaba noldu kim nasıl düşürdü diye düşünüyorum bi yandn korkuyorum bi yandan yanlışlkla olmştr falan diyorm

    5-arabamda av tüfeği görüyorum ve ona ateş etmeye başlıyorum ayı öldüğü için üzülmüyo değilim fakat gururum okşanıyo
    6-duvarın arkasına geçmek gerçekten istemiyorum fakat onca yolu boşuna gelmedim ne var diye bakmak istiyorum , baktıgımda yeşil sis bulutu görüyorum yerlerde kan lekeleri yine yerlere çakılı kazıklar ufak ufak barakalar gri renkte kerbinten çok korkuyorum ve arabaya binip farkedilmeden kaçıyorum
    ···
  20. 370.
    0
    merak etmeyin panpalar, ben sırayla bütün testleri yapıcam. yaptığımda da pm atıcam.
    bu gece işim çok, sizi bu karışık bıngıldağa sıkıştırmıcam.
    ···