1. 51.
    0
    bırak yazmayı okumaya üşendim amk
    ···
  2. 52.
    0
    te am ooo

    Hayata karşı enerjin süper panpa. Her şeyden önce az rastlanılan bir şeye sahipsin ki, bu da mutlu olma eğiliminde olmak. Mutluluğun koşullardan çok seçimle ilgisi vardır ve senin seçimin bu yönde. Yolda engeller olabilir, gece olabilir, yalnızlık olabilir, konfor olmayabilir ama sen mutlu olursun. Ay ışığı bile yeter içinin aydınlanmasına. Ruhen gececisin sen. Aslında kokusunu alıyorsun güzel bir geleceğin. Henüz bir şey belli değil ama hissediyorsun ki, her şey çok güzel olacak. Umudun çok güçlü. Kendini ve hayatı ve hatta acıları alaya alabiliyorsun. Hatta hissettiğin yalnızlığa rağmen. insanlar var lakin her şeyi bütün açıklığıyla anlatabildiğin ve her konuda güvenebildiğin bir dostun sanırım yok.
    Aşk senin için her şeyden önce huzurlu olmalı. Bunun için gölet seçtin. Her şey berrak olmalı, net olmalı. Görkemli ama sakin olmalı. Ona tamamen kendini bırakabilmelisin. Bütün çıplaklığınla seni taşıyabilmeli. Sen onun acılarını ve yaralarını sararsın güvenirsen. Ama sonsuza kadar kalabileceğine inandığın bir su bulamadın daha. Yoluna devam ediyorsun.
    Sevgiline çok değer verirsin sen. Onu sakınırsın her şeyden. ince bakarsın ona yani. Yanından ayırmazsın. Koyu, azılı bir romantiksin sen. Bir kadını gerçekten çok mutlu edersin. Asla öküz değilsin. Fincanla suyu bağdaştırman boşuna değil. Her şeyi onunla yaparsın, yapmazsan içinde kalır. Aşk senin için işte böyle bir şey. Ya hero ya mero adamısın.
    Empatin çok güçlü. insanları ve onların hikayelerini düşünürsün. Vefalısın, adamsın. Bilgiye değer verirsin, hiçbirşeyi öküz gibi dinlemezsin. Ayrıntıcısın. Öğrendiklerin ve biriktirdiklerinle her kapıyı açacağını biliyorsun. Ne ekersen onu biçeceğini de. Sende bunun huzuru da var. Pişman olacağın şeyleri yapmıyorsun.
    Yaşamı çok seviyorsun ama ölümden de korkmuyorsun. Sonrası da başka bir macera sana göre. Seni kötü bir şeyin beklediğini düşünmüyorsun. Dindar değilsen bile, ulvi bir ışığın var. Yaşamdan sonra da yaşamın başka bir boyutta ve yine güzel devam edeceğini düşünüyorsun. Tebrik ederim panpa. Sana bişi olmaz. 
    ···
  3. 53.
    0
    1. hayalimde ki yol up uzun ucu gözükmeyen. ufukta büyük bir güneş var.yol dar tek araba geçebilir ve etrafı çöl gibi uçsuz bucaksız yeşilliklerde var ama ağaç kesinlikle yok. çok sessiz sadece çekirge sesleri. ve gündüz. güneş çok sıcak kavuruyor.tek başımayım. baya bi samanlık var yolun etrafında yol asfalt ve güzel. biraz yüksekte yol şarampole devrilme ihtimali var. sarı sarı samanların (fazla uzun değiller) baya uzağında yeşil çimenler görüyorum.yol sanki hiç bitmeyecek gibi. ilerisinde ki güneş sanki canlanıp beni gibecek gibi amk çok büyük ama yarısı yolun altında yarısı gözüküyor. incin top oynuyor güzergahta. arabada giderkende misket havası açık zaten oh. güzel bir yolculuk ama o yolun oldugu yer çöl değil eminim. terk edilmiş bir yerin yolu gibi.

    2.masmavi su güneş çarpıyor üzerine. yuvarlak şeklinde bildiğin yuvarlak amk geniş biraz ama çok değil derinlik neredeyse sıfır. o suyu alıp abdest alıyorum amk ne yapacam ki elimi falan yıkıyorum yüzüme saçlarıma dirseklerime bacaklarıma falan sürüyorum. su çok güzel ama çok parlak ve duru. suyu vücudum için kullandıktan sonra arabadan büyük şaşal şişesini çıkarıp dolduruyorum lazım falan olur hem su çok güzel. suyun etrafı toprak yalnız yolun 4/3 ü samanlık ama yolun bir bölümü toprak ve onun bir kısmıda bu dairesel az miktar berrak su.

    3.fincanı 3 dakika inceledikten sonra annemin fincanı oldugunu anlıyorum hemde yıkamamış amk. her yeri kahve izleri. neyse oraya takılmadan bi mantık hatası var bu bizim fincanın yolun ortasında ne işi var amk. neyse uğursuzluk falan getirir diye alıyorum yere atıp kırıyorum. sonra parçalarını alıp tekrar yere atıyorum kırılıyor. arkama baka baka arabaya dönüyorum. fincanın rengi beyazdı bu arada ama böyle kılıca benzıyen ustunde desenler vardı kahve renginde. içinde de tam fallık kahve izleri vardı...

    4.anahtarı incelerim. güzel bişeye benziyo ben bunu cebe atarım nebilem önemli bişe olabilir. kirli pis bişeyse de alırım orası ayrı amk. neyse ondan sonra alıp zütüme sokayım bari anahtarı. amk diyorum fincandan sonra bu anahtar ne ayak falan birisi taşşak geçiyo herhal benle. neyse anahtar da bir malikanenin anahtarı gibi aynı. baya büyük. kafa yarar lan bu. işime yarar bu yarar atıyım arabaya

    5. haydaa.. şimdide ayı çıktı. nebiçim bir yolmuş bu arkadaş. neyse ayıda çok yaman bişeye benziyor amk. du kapıları kitleyim bi. hayvan camı kırıyor ve koluyla benı yaralıyor omzumdan. yara derin değil ama t-shirtin sol omuz tarafı full yırtılıyor. neyse telaşla bıçakla saldırıyorum buna kafası camda gövdesi dısarda. baya yaralıyorum ve son hamle anahtarı alıp kafasına fırlatıyorum gözune falan geliyo o kargaşada görmüyorum ama baya tam kafaya amk hayvan bayılıyo herhalde ama hala hareketli. basıp gaza kaçıyorum. yalnız bıçağı düşüyorum ama anhtarı alıyorum yerden amk ne mantıksa bidaha gelirse anahtarla dalarım artık amk. giderken dikiz aynasıyla bakıyorum hayvan yerde yatıyor ama çok hızlı nefes alıyor vücudundan bunu anlayabiliyorum neyse deyip yola devam ediyorum...

    6.hımm bir düşüneyim. mutlaka bir yol olmalı detaylı incelerim duvarı bir metaryel falan olmadı düz duvara tırmanırız amk. bakarım bi ileriye aklıma direk zombili falan virüs kapmış insan gelir benim bu tip durumlarda saldırgan insanlar falan. iyice kolaçan edip çıktım ve baktım yolun devamı çıktı hiç bi gibim yok gene ufuk çizgisi gözüküyor uçsuz buçaksız yol bi sorun yok.ama tırsıyorum bi tak olabilir diye. neyse arabayı bırakıyorum atlıyorum duvardan ama içim eriyo amk o araba kalır mı orda yayan yürülür mü bu güneşte ? neyse hafif tırsarak yürüyorum etrafıma bakarak o duvarın öbür tarafında ki yolda ama bi tak olmuyor nedense yaklaşık 15 dakika yürüyorum ve... aaa? oda ne ? güzel asfalt yolda kan izleri var ama baya eski güneşinde yardımıyla yola yapışmış taze değil. noluyor ulan? hem merak hem korku iyice büyüyor ve kalp atışlarım yükseliyor. ondan sonra uzun bir yürüyüş gerçekleşiyor ve hiç bir sorunla karşılaşılmıyor...

    evet anlat bin o kadar yazdık amk

    edit:tamam lan uzatacam bekle. ama unutma benı

    edit2: evet 2 gün sonra burdayım yap bakalım analizi
    Tümünü Göster
    ···
  4. 54.
    0
    @44 pitlord
    sorular arasında aralık bırak ve 'su' sorusunu atlama.
    ödevini doğru yaparsan analizin de güzel olur.
    ···
  5. 55.
    +1
    @50 yedek gol avcısı

    şaka mısın lan sen?
    uzun yazın dedik, @28 e bak öle yaz bu ne amk.
    münnecim diğilim ben.
    ···
  6. 56.
    +1
    iki gün sonra gelip bakıcam,
    uzun ve güzel yazanlara süper analizler yapıcam.
    bu gecelik bu kadar, esenkalın.
    ···
  7. 57.
    +1
    benı unutma bak yazmış olucam geldiğinde haa @50 de panpacım
    ···
  8. 58.
    +1
    yoldan kastı anlayabilsem yazıcam da..
    ···
  9. 59.
    -1
    antalyadan genç yakışıklı kalın yannanlı gibicileri bekliorum
    ···
  10. 60.
    +1
    reserved
    ···
  11. 61.
    0
    1-şehir içinde uzun bir yol, hepsinin dibinde cafeler, dergi satan yerler,ama her türlü dergilerin bulunabildiği çeşit çeşit yerler(gelenek,ve hatta playboy dergileri de olsun hadi)o cafelerin falan önünde masaları olsun. restaurantlar olsun. balık restoranları olsun,et lokantaları falan. ağaçlarla dolu olsun bu yol panpa.ama yeni yetme küçük değil, bildiğin öküz gibi büyük olsunlar ve sonbaharda dökülen yaprakları yollardan çıkamasın.bu bahsettiğim şeyler yolun bi tarafında olsun. diğer tarafında deniz olsun.
    2-su..böyle denize bağlanan akıntı olsun.. çay olabilir, dere olabilir. üstünden de köprü geçsin. temiz olsun.. insanlar köprüden geçiyor falan filan. hatta sandallarla onda tur yapılsın. tertemiz berrak bi su.
    3-fincan..yol kenarındaki bankların birinde dursun bu fincan.fal bakılmaya hazır bi fincan olsun. yani tabağı normal, fincan ters olsun. soğumuş diye bi bakayım ben. tabii etrafında birileri yoksa.
    4-böyle spesifik bişey olsun bu.değişik bi şekli olsun. daha önce görmediklerimden.onu cebime atmakla atmamak arasında gidip gelirim. anahtarın sorumluluğu büyüktür ama bana bi işaret gönderildiğini düşünerek alabilirim onu. bende kalsın. belki bana bi mesaj verilmeye çalışılıyordur ve ben bu işareti kaçırmayayım diye alırım
    5-şehir içinde ayı. olabilir,hayvanat bahçesine zütürülen bi ayı kafesini parçaladı ve kaçıyor oç.. panik yapardım heralde. yanımda bi kız varsa,onu sırtıma alır olabildiğince kaçarım.dar yerlere tabii. gerçi yalnızsam veya yanımda bi erkek de varsa aynı şeyi yaparmışım.ama bi kız varsa mutlaka daha dikkatli davranırdım. hatta panikten o denize bile atlayabilirim panpa
    6-bayaa yüksek bi duvar bu.merdiven alıyorum ve ona tırmanıyorum. arkaya bakıyorum ve ölmüş insanlar görüyorum. onları toplayan insanlar ve üzerlerine atıldıkları kamyonlar.ama onları toplayanlar maskeli falan. ölenler de çok fena ölmüşler.. vücutları parçalananlar var. bazı yerleri koparılmış falan. etrafta bina yok. şaşırtıcı bi şekilde yok.bi arazi toprak zemin.
    ···
  12. 62.
    0
    üstü açık bi arabanın içinde gün batımına doğru sürüyorum, ne yavaş gidiyorum ne de hızlı, yolun keyfini çıkarıyorum, mutlu hissediyorum. çift şeritli bir asfalt yol, sağda solda küçük ağaçlar ve toprak. gökyüzü açık, 1 tane bile bulut yok. güneş batmak üzere hava hafiften kırmızıya çalıyor. müzik dinliyorum, keyfim cidden yerinde.
    yol kenarında büyük bir göl çıkıyo karşıma etrafı ağaçlı, piknik yeri gibi bi yer, hava hala çok güzel. kenara çekiyorum. göl kenarında yere bağdaş kuruyorum, sigara yakıyorum bi tane. taş sektirmeye başlıyorum. manzaraya bakıyorum bi yandan da, uzakta batan güneş, su, sigara, hafif bi esinti.. yaşadığımı hissediyorum. biniyorum arabaya ve yola devam.
    fincanı mola verdiğim benzincide görüyorum. fincandan ziyade bir kupa canlanıyo kafamda daha çok. oturup bi kahve içiyorum, sigaramı yakıyorum yine. sıkılmaya başladım yoldan sanki. biran önce bitse diye düşünüyorum. arabaya yürümeye başlıyorum, derken yerde bi anahtar buluyorum. altın bi anahtar. eski hikayelerdeki şehrin altın anahtarını teslim etti tarzı hikayelere konu olan bişey sanki, kocaman. alıyorum yanıma. saklamayı planlıyorum.
    yolculuğa devam ediyorum, artık hava kararmış ve serinlemiş halde, yol gitgide ıssızlaşıyor ve üstüne bir de arabam arızalanıyor. aksilik. çekiyorum kenara, telefonumun şarjı bitmiş, gelen giden de yok. üstüne kurt ulumaları duyuluyor. çok yanlış bi yerde bozuldu araba sanırım. ormandan bi ayı üzerime doğru koşmaya başlıyo ben dalgın dalgın bekler bi yandan da küfrederken. ne yapacağımı şaşırıyorum. arabaya saklanamıyorum, üstü açık. arabanın etrafında koşmaya başlıyorum. köşe kapmaca oynuyoruz ayıyla resmen. bi yerden sonra ayı sıkılıp uzaklaşmaya başlıyo.
    arabamı tamir edip yola devam ediyorum. duvar var karşımda bu kez. bir kere daha duruyorum. tehlikeli ve yasak olduğunu söylüyo duvarı geçmenin. ama bu kadar yol geldikten sonra vazgeçmeye niyetim yok. en azından ne olduğunu görmeliyim. tırmanıp üstünden bakıyorum. yol aynı olduğu gibi devam ediyo. herhangi bir değişiklik ya da tehlike gözükmüyo. ama altımda duvardan geçiremeyeceğim ve çok sevdiğimden bırakıp gidemeyeceğim biricik arabam var. yola arabasız devam etmem de mümkün olmadığından duvardan geri iniyorum. bu vazgeçişte birkaç saat önceki ayı tecrübesinin de büyük etkisi var.
    küfrede küfrede arabama biniyorum, dönüyorum ve tam ters istikamete doğru, bu sefer gazı kökleyerek, gitmeye başlıyorum.

    incelemeyi pm olarak atarsan iyi olur, ben bu başlığa tekrardan girmem unuturum büyük ihtimalle.
    eyvallah.
    Tümünü Göster
    ···
  13. 63.
    0
    reserved
    ···
  14. 64.
    0
    1)2 tarafı ağaçlarla kaplı soonu pek görünmüyor gibi. korkmayacak olsam gece yürümeyi tercih ederim ama korkuyor gibiyim.o yüzden gündüz daha iyi olacak gibi. yanımda kimse yok yalnız yürümek istiyorum. yorulmayacak olsam hep yürüyebilirim ama yorulacakmışım gibi geliyor korkuyorum.ama yorulduktan sonra dinlenecek ve güzel yemek içeceklerin olduğu bi yer de durman istiyorum ve dinlendikten sonra devam etmek.hep böyle sürüyor.

    2)daha ikinci soruya bakmadan o suyu görmüşüm amk. dinlendiriyor beni tekrar yürümeden önce tadını çıkartacağım bir an oluyor.ama o sırada nede olsa bitecek birazdan tekrar yürüyeceğim deyip karamarlığa kapılıyorum.bu biraz tadını kaçırıyor. neyse biraz daha içeyim şimdi zamanı düşünmeyeyim diyorum ve devam ediyorum.o sırada dinlenme vakti bitiyor ve tekrar yola koyuluyorum.

    3)fincan kahve fincanı. içiyorum onu tadı acı. sonra kendi kendime fal bakmaya çalışıyorum ama saçma geliyor ve yola devam ediyorum.

    4)anahtarı görüyorum ve kapı arıyorum fakat görünmüyor.ne yapsam bunu derken cebime koyuyorum bunun bir sebebi olsa gerek diye düşünüyorum ve yola devam ediyorum

    5)ayıyı gördüğüm anda ödüm takuma karışıyor çok korkunç amk. ne yapsam derken kaçmaya başlıyorum ve arkamdan geliyor. fakat yolun çıkmaz olduğunu biliyorum ve onla bir şekilde savaşmam gerektiğinin farkındayım.o beni kovalarken düşünüyorum ne yapabilirim diye ve bir alet olmadan onu yenmek imkansız gibi geliyor o surada bir demir görüyorum ve bi yandan kaçarken bi yandan saplamaya çalışıyorum birinci de olmasa da ikinci darbede ondan kurtuluyorum.

    6)duvarı görüyorum ve şaşırıyorum daha sonra düşünmeye başlıyorum bu kadar yol geldim ne tak yiyeceğim diye ama bi yandan da duvara yaklaşmaktan korkuyorum. duvara dokunmak onla temasa geçmek tehlikeli olduğu için korkutucu geliyo ama arka tarafı da çok merak ediyorum. yakınlarda yüksek bi ağaç buluyorum ve onun tepesine çıkıp duvarın arkasına bakıyorum. bana saldıran ayı tarzı tehlikeli haycanlar var ve oraya geçmem imkansız gibi görünüyor.
    ···
  15. 65.
    0
    tamam panpalar, yazınca mesaj atarım.

    bu arada yeni yazacaklar için söylüyorum.
    lüften yolu, suyu ve fincanı özellikle uzun yazın.
    'göldü oturdum, serindi girdim, yoldu sıçtım' olmasın. hayal kurun a.k
    ···
  16. 66.
    0
    Şu an melankolik bi an yaşadığım için gittiğim yol karanlık hiç bir şey yok. Ama su bir ağaç yaprağından damlıyor. Yavaşça.. fincan beyaz ama üstünde kahverengi desenler daha çok kavisli çizgiler üzerinde sivrice dallanıp budaklanan dikenler. Fincana bakıp geçiyorum alamıyorum ellerim yok. Anahtarı ağzımla alıp anahtarı fincanın kulbundan geçirip içindeki boşluğu yapraktan damlayan su ile dolduruyorum. Susamışım. Ayı üstüme koşuyor çünkü çok susamış onada biraz su veriyorum. Artık arkadaşız. Duvarın dibine ayı ile yatıp ölümü bekliyorum. Kafam güzel hafiften bunlar geldi aklıma.
    ···
  17. 67.
    +1
    delimi gibti sizi bu yazılar ne böyle
    ···
  18. 68.
    0
    @62
    zahmet olmuş panpa, benim de kafam o kadar güzel olursa yaparım analizini bi gün.
    ···
  19. 69.
    0
    hadi bakalım. yazmak bayağı zamanımı aldı. 62'yi gördükten sonra tekrar düşünüp ekleme yapmak zorunda kaldım.

    1.uzun, çok uzun bir yoldayım. Tamamı asfalt olan, sonu olmadığına inandığım bir yol. yoldan geçen ne araba ne insan var. tamamen yalnızım ve yol bana ait. hava da yağmurlu. yağmurun altında hızlı adımlarla yürüyorum. yolun etrafındaki geniş yemyeşil çimenliklerden ve uzaklaştıkça küçülen yoldan başka hiç bir şey görünmüyor. çimenlikler çok canlı bir yeşile sahip aynı zamanda. Etraf çok sade ve neredeyse her yer aynı diyebilirim. Çimenlikler yer yer seyrekleşiyor ve buralarda kurumuş ağaçlar bulunuyor. yükselti ve alçaltıların bol olduğu bir yerde bu yol zira görüş alanı kısıtlı ve ilerledikçe görebiliyorsun. Bir yerden sonra ağaçlar sıklaşıyor. iğne yapraklı bu çamların altları bolca kozalakla dolu. Ve ağaçların arasında bir sincap farkediyorum. Çok sevimli kahverengi ve sağlıklı görünümlü bir sincap bu. Çok canlı ve sürekli hareket ediyor. görüşümde bu sincap ve benden başka hareket eden hiç bir şey yok.

    2.göl denilebilecek büyüklükte masmavi berrak bir su kütlesinin yanındayım. yağmur damlalalarının suya düşmesi çok güzel bir görüntü oluşturuyor. yoldan biraz uzaklaşıp gölün kenarına geliyorum ve buradaki kayalıklardan birinin üstüne oturuyorum. bu kaya gölden biraz yüksekte kalır şekilde ve üstünden ayaklarımı boşluğa salıyorum. o şekilde oturarak düşünüyorum ve manzarayı seyrediyorum. Sonra telefonumdan en sevdiğim şarkılardan biri olan sweet child o mine'ı açıyorum ve sesi maksimuma alıyorum. ŞArkıya yüksek sesle neredeyse bağırarak eşlik etmeye başlıyorum. Şarkı bitene kadar orada bekliyorum ve şarkının bitmesiyle kalkıp gölün sahil gibi olan suya sıfır kısmına gidiyorum. Yer taşlarla dolu ve hoşuma gidenleri alıp göle fırlatmaya başlıyorum. Mümkün olduğunca daha uzağa. Gölün etrafında yürümeye devam ediyorum ve bir kayanın arkasına yaslanmış bir şekilde duran, uzaktan farketmediğim bir sandal görüyorum. Sandal hasarlı ama yine de iş görür gibi duruyor. Bu sandalı yerinden çıkartmak için itmeye başlıyorum. Ve sonunda olduğu yerden çıkartıp suya doğru son gücümle itiyorum ve oradan uzaklaşıp tekrar yola koyuluyorum.

    3.fincanı görünce elime alıp incelemeye başlıyorum ve bir yandan yürümeye devam ediyorum. fincan klagib porselen kahve fincanlarından birisi. beyaz ve üzerinde yeşil şeritler olanlardan. Yerde bulmama rağmen daha önce hiç kullanılmamış gibi ve neredeyse tertemiz. Parlak bir görüntüsü var ve biraz küçük. Kulpuna parmağımı sokarak tuttuğumda biraz zorlanıyorum. Üzerinde nadiren de olsa bulunan lekeleri parmağımla kazıyorum. Ve nasıl olsa işime yaramayacak olan bu fincanı daha sonra yere sertçe fırlatarak kırıyorum ve devam ediyorum.

    4.anahtar fantastik bir görünümde, altın ve hafiften kirli. başında 3 su damlası şeklinde desenleri var. ilk görünüşte bir zindan anahtarıymış düşüncesi veriyor. Görüntüsü hoşuma gidiyor ve güçlü bir nefesle üfledikten sonra cebime atıyorum ve yola devam ediyorum.

    5.bir anda önüme çıkan ayıyı görünce şaşkınlığa uğruyorum. etrafımda herhangi bir nesne yok. kaçmayı düşünüyorum fakat işe yaramaz. uçsuz bucaksız yerler ve sığınacak bir yer yok. mecburen kavga etmeye karar veriyorum. ayı üzerime geldikçe kararlı bir tavır takınmaya çalışıyorum ayının üzerinde etkili olabilir diye. üzerime doğru hızla geldikçe tekmemi hazır pozisyona getiriyor ve tam geldiğinde çenesinin altına denk getirecek şekilde vuruyorum. ben korkumdan ve heyecanımdan o ise darbeden kaynaklı geri çekiliyor. bu sırada aklıma anahtar geliyor belki bir şey yapabilirim ayıya karşı düşüncesiyle. fakat ayı da saldırmaktan vazgeçince ben de yoluma devam ediyorum, ayı da.

    6. yazıyı farkedince çok dikkatimi çekiyor ve yaklaşıyorum. bir kaç açık tuğlalardan destek alarak yükseliyorum ve en son uyarı yazısının bulunduğu plakanın üzerine basarak duvarın üstüne yükseliyorum. duvarın üstünde dengemi sağladıktan sonra neler var diye bakıyorum ve biraz uzakta bir ev görüyorum. tek katlı nispeten büyük bir ev. yaklaşık 3 metre boyunda olan duvardan aşağı doğru atlamaya karar verip kendimi aşağı itiyorum. hafiften yüksek olan çimenlerin etkisiyle de sağlam bir düşüş yapıyorum ve eve doğru yürümeye başlıyorum.
    Tümünü Göster
    ···
  20. 70.
    0
    1. upuzun, kurak bi yerin ortasında bi yol. yolun sonunda büyük bi dağ var. baya büyük. yolun ortasından uzun sarı bi çizgi geçiyo, yer yer çatlaklar var ve yolun kenarında kurumuş orta boylu yapraksız ağaçlar var. üzaktaki dağa kadar her yer dümdüz, sanki dünya düzmüş gibi. hava aydınlık, ama güneş ya da bulut yok. yürüdükçe karınca sürülerinden başka hiç bişeye rastlamıyorum. sıkıldıkça cebimdeki kibritle bikaç karıncayı yakıyorum, sonra yürümeye devam ediyorum, ama hiç bi yere varamıyorum. gittikçe artan kum fırtınası yüzünden dağ belli belirsiz bi gölge gibi görünüyo artık.

    2. su temiz görünüyo ama içince tak gibi geliyo. görünüşte tertemiz, dibi görünen havuz genişliğinde bi su birikintisi, o kuraklıkta görünce susuzluk hissini arttırıyo ama tadı çok kötü. ama yine de susadığım için içiyorum, yüzümü yıkıyorum, saçlarımı ıslatıyorum. kenarına oturup ayaklarımı daldırıyorum, kenardaki taşları sektiriyorum bi süre. derinlerden yavaşça bana doğru yaklaşan kırmızı büyük balığı görünce gidiyorum.

    3. fincan küçük beyaz ve üstünde çiçek işlemeleri olan porselen anne fincanlarından. uç kısımlarında çatlaklar var. biraz inceleyip yere atıp üstüne ayağımla vurarak kırıyorum. çok küçük parçalara ayrılıyo, normalde kırıldığında olacağından daha küçük parçalar, nerdeyse kum gibi. fincan bana ilk içtiğim türk kahvesini ve çok beğendiğimi hatırlatıyo. canım kahve çekiyo ama bulamıyorum, bi sigara yakıp yürümeye devam ediyorum.

    4. anahtar biraz büyük, bakır renginde ve paslı, cebime koyuyorum. belki ilerde sandık felan bulurum amk.

    5. ayı üstüme koşarken onu nası öldürebileceğimi düşünüyorum. yere hareketsizce yatıp beni koklamasına izin veriyorum. sonra aniden kalkıp bıçağımı açık ağzından içeri sokup gırtlağını deşiyorum. ayı koluma pençesiyle sertçe vurduktan sonra ölüyo. ama kolumun dıbına koydu resmen nerdeyse koptu.

    6. beyaz tuğlalardan oluşmuş çok yüksek bi duvar. her tuğlanın üstünde bi isim yazıyo ya da bi şekil çizilmiş. hepsi de çok tanıdık geliyo bana. duvara balyozla vurup geçebileceğim kadar bi delik açıyorum ve geçiyorum. duvarın arkasında normal hayatlarını sürdüren yüzlerce insan var. duvardan geçtiğim an hepsi durup susarak bana bakıyo. 5 saniye sonra giberim diyip kırdığım delikten geri dönüyorum, ve deliği yeni tuğlalarda örüyorum.

    bunlardan tahmin edilebilir olanların dışında çıkarımlar yaparsan ve doğru olursa seni şimdiden tebrik ederim panpa.
    Tümünü Göster
    ···