üniversite aşkımı anlatıyorum beyler toplan

caps isteyenler olacaktır, kıza bakıp elinizi gibinize zütürmemeniz için caps yok.

edit: kararımı değiştirdim caps olacak ama hikayenin sonunda. aslında birlikte olan capslerimizi vermek isterdim ama malasef onları sildim bilgisayarımdan.

bunun dışında her türlü soruya da bu başlık altından cevap vereceğim, herkese iyi sabahlar. ben yatıyorum artık.

evet beyler bugün olimpiyatları izleyecek moral seviyesinde olmadığım için hikayenin kahramanları ile başlıyorum. benim ismime gerek yok, aşık olduğum kızın ismine de betül diyelim. hikaye boyunca tüm tarihler doğru olarak, hatırladığım kadarıyla saatleri ile birlikte verilecektir. 2009 yılında yapılan öss sonucu ile van 100.yıl üniversitesi(üni.yi attım) bilgisayar öğretmenliği(böte)(bölümüm doğru binler) bölümünü kazandığımı belirterek başlıyorum.

Tüm hikayemiz 2010-2011 tarihlerinde Van'da gerçekleşiyor beyler.

dineleyip dinlememeniz gibimde değil, sadece incide bir hayat hikayesi de benim olsun istedim.

2009-2010 senesinde Van'a ilk gittiğimde sıradan bir çevrem vardı, tabi ilk yurtta başlamıştık üniversiteye ama daha sonra 3 arkadaş eve çıktık. Bu arada çevremde genel olarak bizim bölümden. Biraz maldım açıkçası üniversiteye başladığımda. Yıl sonuna doğru bizim gruptaki kızlar saçma konuşmalarıyla beni iyice soğuttu amk. gruptan. Belki benim biraz gözüm açıldı, hayatta tek başıma yaşamayı öğrenmiştim çünkü en azından, belki de gerçekten daha da mallaştılar. Her neyse 1.sınıfın sonunda üniversitede aynı grupta takıldığım ev arkadaşıma ve kankama
-"beyler yanınızda o kızlar olduğu sürece ben bundan sonra yanınıza gelmeyeceğim"
+"nereye gideceksin peki"
-"bilmiyorum, belki arkadaşsız kalacağım, belki yeni diğer bölümlerden arkadaşlar edineceğim, belki de sınıfa yatay geçiş yapacak kişilerle takılacağım"
+"peki sen bilirsin o zaman"
bu arada o mal dediğim kızlardan biri kankamın sevgilisiydi.

Beyler o yaz bir işe girdim. Aranızda mutlaka bilenleriniz vardır. HayatıDoldur Gençlik kulübü var. Bu gençlik Efes Pilsen'e bağlı ve farklı, eğlenceleri etkinlikler yapar. Ben bu kulübün marka elçiliğini aldım. Bizim yaptığımız en büyük etkinlikler kulübe üye olan üniversite öğrencilerini tamamen ücretsiz istanbul'a Efes Pilsen takımının euroleague maçlarına zütürmekti. Okul açıldığında hemen çalışmalara başladım tabi. Stand açtık, üye formu hazırladık. vs.

Bu arada sınıfımıza 2 kişi yatay geçiş yaptı,4-5 kişi de DGS ile geldi. Benim yeni potansiyel arkadaşlarımdı sınıftan o 6-7 kişi. Ben bu 6-7 arkadaşa da kulübü tanıttım ve üye formu verdim. Sadece şakirt elemanın biri üye oldu yeni potansiyel arkadaşlarımdan. Sorun etmedim, iş başka, arkadaşlık başka olur dedim. Bu arada beyler zamanla beni fakültede tanımayan kalmadı biliyor musunuz. Ücretsiz istanbul'a gidiş geliş, Efes Pilsen euroleague maç bileti deyince millet atlıyordu üzerime nerdeyse. Bu iş sayesinde çok hatun kaldırdım ilk zamanlarda okulda.

Bu arada söylemeyi unuttum Betül'de yatay geçiş yapan kişilerden biriydi sınıfa.

Sadece tanıştım ve isimlerini öğrendim bu yeni gelen arkadaşların, kampüste bu gençlik kulübünü tanıtmaktan boş vaktim yoktu o sıralar. Böyle geçti güz dönemi üniversitede. Güz döneminin sonuna doğru Hande diye bir kızla çıkmaya başladım beyler. Kız ortalama güzellikte ve mal bir kızdı,ama sevgili olmadan vermiyordu. Bende öylesine takıldım hatunla. Böyle bitti dönem beyler.

Hikayedeki tüm gelişmeler 2010-2011 eğitim yılı bahar ve yaz, 2011-2012 eğitim öğretim yılında ise güz döneminde yaşanıyor.

Van'da üniversitenin bahar dönemi 14 şubat 2011 tarihinde başlıyordu. Ben 17 Şubat'taki Beşiktaş-D.kiev ve 20 Şubat'taki Beşiktaş-Fenerbahçe maçlarını izlemeye mabedimize gidecektim. Bunun için Hande'ye ben 12 Şubat'ta Van'a geliyorum, sende erken gelirsen biraz takılabiliriz, ben Burak diye bir arkadaşımla bu 2 maç için plan yaptım. 14 şubat günü akşam saat 8:45te gidiyoruz Van'dan. Bir kaç günde takılacağız istanbul'da. Gezeceğiz istersen sende gel istanbul'a dedim. Kız Galatasaraylıydı beyler gelmedi o yüzden maça falan. Neyse bu tamam diye mesaj attı. 14 şubat sözde erken gelecekti.

14 şubat günü ben erken uyandım, Hande gelecek akşama kadar birlikte takılacağız havalarındayım. Kız otogara saat 7'de indi amk. Neyse takılamayız ben en azından daha önceden söyledim gideceğimi dedim. Bunun valizi aldım otogardan kyk yurduna kadar getirdim,

-"5 dakika bekle, hazırlanıp geliyorum" dedi.
+"Hiç gelme bence benim yarım saat sonra otobüsüm var, gideceğim" dedim.
-"Nereye gideceksin?" (ulan haberi yoktu gideceğimden)

Üzerimde Beşiktaş forması vardı ama malum şubat ayı olduğu için mont vardı üzerimde o yüzden görünmüyordu forma. Hiç sesimi çıkarmadım o andan sonra. Sadece montumun önünü açtım, formayı gösterdim sadece.
-"maça mı gidiyorsun yine?" dedi. (ulan gerçekten haberi yok kızın)
+"... "
-"Oraya gidersen bir daha beni bulamazsın."
+"Güle güle"

Bir daha kız yüzüme bile bakmadı beyler.

Reserve dinleyin beyler pişman olmazsınız

reserve

reserve

beyler biraz ara veriyorum gece devam edeceğim. dikkat edin kendinize.

rezerved alalım panpa 00.30da burda ol

rezervasyon

devam etsene züt lalesi

reservation complete

evet beyler geldim, biraz geç kaldım ama film biraz geç bitti. tekrar yazmaya başlıyorum.

anlat panpa dinlicem bi ara

evet panpalar 14 şubat günü Hande'den ayrıldıktan sonra can dostum Beşiktaş kardeşliğim Burak ile buluştuk hemen ve tren garına doğru yola çıktık. Yürüyerek gidiyorduk. Yolda yürümeye devam ederken acıkacağımızı düşünüp paket bir şeyler yaptıralım dedik ve hemen yanımızda mcdonalds olduğu için oraya girdik üzerimizde Beşiktaş formalarıyla. Mcdonalds'a girdikten sonra kasada görevli yoktu. Beklemeye başladık kasanın önünde. Çalışanlar yerleri siliyordu ve kimse bizi dikkate almadı, sanki kapanmış gibi bir hava vardı ama gece 12'ye kadar açık olduğunu biliyordum Mcdonalds'ın. Ve biz trenimize geç kalma telaşı yaşarken onlar orada bizi 10 dakika bekletti. Açıkçası bizde mal gibi bekledik. Daha sonra siparişi verdik ve çok çabuk bir şekilde paketlerimiz alıp tren garına koşmaya başladık. Yolda yürürken Burak bana;
+"kanka istersen şikayet edebilirsin, mcdonalds bu tarz olaylara çok dikkat eder" dedi.
-"tamam kanka,bu olayın peşini bırakmayacağım" dedim.

ve tren garına vardık sağ salim bir şekilde ama tren harekete başlamıştı,son saniyede bindik o trene. Az daha kaçırıyorduk anlayacağınız mcdonlads yüzünden.