üniversite de tüm hayatımı değiştiren kadın

Yazı sabaha karşı bitti, bende bu kadar yazı çıkacağını tahmin etmiyordum sonlara doğru herşeyi neden anlattığımı gördünüz. bana destek olup üzülen hatta ağlayanlar oldu. Hepsine sonsuz teşekkür ederim. Ne siyaset kaldı geriye ne de başka birşey, siz kaldınız ve paylaştıklarımız. Sizi seviyorum beyler..

beyler kısa birşey okuyun... hüzünleneceksiniz...

karadeniz teknik'te ikinci yılımdı ve parasızlık nedeniyle okulu bırakmak zorundaydım.. geçinemiyordum, param yoktu, yurtta durmadan olay çıkıyor karşı odada reisler her gece birini dövüyordu.. bu olay daha da canımı sıkıyordu.. okuduğum kitapları sorguluyorlardı bazen ben ki her türlü kitabı okurum kuran'ı incil'i sosyalizmin alfabe'sini, 9 ışık kitabını ... buna bakıp şaşırdıklarını bilirim.. Bunlar kolay şeyler.. Sonuçta her görüşü okumak insanı geliştirir.

günlük işler yapıyordum, ailemin maddi durumu gittikçe kötüleşmişti.. hem bulaşıkçılık hem garsonluk yapıyordum.. günde 16 saat çalışıyordum ve derslere giremiyordum.. bir gün odasına girdim, dedim belki okul bir şey yapar. bir dekan yardımcısının yanına gittim. toplantım var az sonra ilgilenemem dedi. çıktım

http://inci.sozlukspot.co...kad%C4%B1n/@selim%20ileri

Evet erotik kısımlara biraz girdim o yüzden +18 beyler...

edit: işler sarpa sardı yarısında okuyup yorum yapmayın nedenleri var. Ayrıca şu seri eksileyenler amlı olabilir uyarayım.

karnım gurulduyordu hiç unutmam, baktım başka bir dekan yardımcısı kapısı açık, çaldım ve girdim açık kapı çalınır mı dedi güldü buyur delikanlı dedi.

dedim birşey anlatmam lazım kendimle ilgili, kusura bakma ama toplantı var hızlı anlatır mısın dedi. Tabi dedim (en azından kendimi ifade edebilecektim)anlatmaya başladım aceleyle, işte ailemin maddi durumu kötü okulu bırakmak zorunda kalabilirim falan dedim.
dur dedi "sorun ciddi", oturdu, ne içersin dedi ? dedim hiç birşey.. (amk açlıktan ölüyorum) yok dedi tostun yanında ne içersin şaşırdım çay dedim toplantı salonunu aradı dekan bey bir öğrenci ile konuşmam gerekiyor biraz gecikeceğim dedi. birşeyler söyledi dekan, efendim durum ciddi dedi. Kantini aradı bir tost iki tane de çay getirtti.

anlattım anlattıkça üzüldü.. Sonra dedi ki.. Seni pek görememişim dedi.

dedim pek gelemiyorum.. kusura bakmayın..

Özet geçeyim hemen amk. kızanlar olmasın.. Yedim tostu 2 gündür açım.. Söylemedim teşekkür ettim adın soyadın ne dedi söyledim, numaran dedi söyledim. Peki ... teşekkür ederim buraya gelip bizimle paylaştığın için dedi..

sonra 3 gün geçti biri çalıştığım kafeye geldi dedi ki dostum sen ... değil misin okulda ismin var evet dedim. ertesi gün okula gittim. yanına çıktım..

gülümsedi oo hoş geldin dedi.. bay okuyan adam.. gülümsedim.. fakültemiz öğrenci kadrosunda boş yer yok.. ama birşeyler bulabiliriz dedi elinde bir liste listede bir sürü adres bunlar çalışabileceğin seni ytormayacak yerler dedi.. listeye baktım 8 yer var. isim soy isim ve adresler. Dedi ki ne yemek yemişsin o kokuyor dedi nasıl bir açık sözlüklük şaşırdım. dedim valla hocam kahvaltıda poaça yedim dedim. iyi afiyet olsun dedi. Kantine in şu masada otur dedi. tamam dedim.

dedi ki burs ayarlayamadık ama seneye ilk sıraya yerin hazır dedi..

Bilmezsiniz çoğu okulda burs sıraları siyasi ya da dini katogoriye göre yapılır.. tamam dedim.

aşağı indim kantine oturdum. orada çalışan abi bir dürüm (tavuk dürümü kokusu burnumdan gitmez) bir de ayran getirdi. öyle bir yedim ki sanırsın anne sütü içiyorum o derece besleyici o derece sahiplenici ki...

o zamanlar sigara içerdim sonra durumlar kötüleşince sigarayı da bıraktım son zamanlarda çok az doyuyordum, yurttaki fişlerle aldığım paranın bir kısmını aileme gönderiyordum. o an ilk defa sigarayı çok istedim. ama yine de içmedim. Listedeki ilk yere gittim. adam sana ihtiyacımız var bizimle çalışır mısınız dedi ? içimden daşşağını yiyeyim be abi dedim. sana haftalık 100 tl veriyoruz günde 5 saat çalış yeter bizim için dedi bir de 1. öğretim misin 2. mi dedi 1 dedim tamam 6-11 arası çalışacaksın seni yurda biz bırakırız dedi. sevinçten ağlayacağım.

o hafta diyer yerleri bıraktım hafta sonu için de bir iş buldum o listedeki 2. kişi derken o hafta sonu ablam aradı atandım dedi.. işe başlamaıştı.. o da üniv mezunu..

babamın işleri düzeldi.. 2 hafta sonra.. 1 ay sonra para gönderdi ilk defa o yıl.. işleri bıraktım, derslere düzenli gitmeye başladım.. 12 ders alıyordum ve çok ders kaçırdığım için başarısız oldum çoğunda .. bir kız vardı o yıl hayatımda.. seviyordum.. ama beni aldattığını öğrendim.. Araba sevdalısıydı.. arabası olanları çekici bulurdu.. beni aldattığını öğrendim. beni aldattığını öğrendim (çok detaya girmeyeceğim ama bu cümleyi iyi aklınızda tutun)

Beni aldattığını öğrendim.

Nasıl içten nasıl bir acıdır bilemezsiniz. (peyami safa'nın deyimiyle yaşamayan bilmez)

beyler değerli zamanınız almayacağım kısa birşey..

eve gittim, o kız için çok şey yapmıştım. onunla biryere gitmek için para biriktirirdim siz düşünün.. ki bu yer sinema ya da bir kafe bile oluyordu. ama aldatmıştı.. Bir arkadaşım sen gelsene bir dedi okulun arkasında ağaçların altında bir yer var. Bak dedi gibten bir adamsın, derslere gelmiyorsun sessiz sakin adamsın pek sevmiyorum seni dedi. ama hakkında duyduklarım beni çok mutlu etti. dedim hayırdır. dedi ki züt etmiştin reis'i dedim yok estağfurullah sadece ukalalık yapıyordu sakin olması gerektiğini kimsenin kendisine yertki vermeden bizden üstün davranmaması gerektiğini söyledim bunda birşey yok dedim

(beyler üniversite öğrencisi koridora çıkarılıp öğüt ve otorite belirten şeyler söylenir mi, ki adam da dövüyorlardı) dedim beni de dövebilirsiniz. Yok dedi bir suçun yok. her kesin içinde.

dedim çok adeletli olduğunu düşünüyorsun ama senin insanların suçlu olup olmamasına karar verme yetkin yok. ama madem düzen böyle işliyor uyacağız.

bunu övdü mutlu oldum. şimdi otur şuraya, "kız arkadaşın seni aldatıyor" akıllı adamsın beni görmedin ben söylemedim. tarzı şeyler söyledi gitti.

vay be dedim. allah bir taraftan bir kadın çıkarıyor karşına bir taraftan bir kadını kaybediyorsun. üzüldüm, bir sigara istedim birinden, verdi. içtim balkonlara (gidin görün beğeneceksiniz) ktü kanuni kampusu. orada gözümden bir damla yaş aktı. sonra dedim ki boş ver be oğum ablamı aradım dedim abla bana para gönderir misin ne kadar dedi dedim 40-50 tl birşey tamam dedi. 1 saat geçmeden mesaj geldi iş bankasına gittim baktım hesabımda 247 tl var. aradım ablamı öpüyorum gözlerinden dedi. bir kadın daha.. Gülümsedim. kız arkadaşımı aradım gelir misin konuşalım dedim tabi yalnız şu an arkadaşlarla akçabaatta köfte yiyoruz dedi. akşam 8 gibi gelirmiş.

bekledim 10 gibi aradı geldim dedi. peki şu kafedeyim gelip alayım mı seni dedim yok ... kız arkadaşının sevgilisinn arabası varmış.. onunla gelirmiş. sinirlendim dedim tamam. peki.

geldi. oturdu neşeliydi, güzel bir kızdı bana göre ben çok yakışıklı bir çocuk değilim. anadolu çocuğuyum. saçlarıma jöle sürdüğüm zaman ya düğüne gidiyorumdur ya da çok önemli bir güne. pahalı bir mekanda oturduk.
dedim ne yersin ? aç değilim pasta istiyorum dedi. (hep rejim yapar hep de çok yemek yerdi)
aldı işte pahalı bir pasta. seçerken de belirttim limit yok ne istersen, güldü seçti bende baktım menüye en pahalısını seçmiş güldüm içimden garsona 2 tane ondan dedim. (tufan pastanesi) bilen bilir. içecek portakal suları o da iki tane.
geldi pastalar.

yedi. Beni hep böyle yerlere getir. hep dedi. tamam dedim gücüm yettiğince..

baktım ona pasta yeyişine çatalı tutuşuna saçlarına..

ne oldu dedi. hiçç dedim. yemiyorum pastadan.. uzun süre baktım.. Pahalı diye mi yemiyorsun dedi yok dedim yiyeceğim ama seni izlemek istiyorum. bitirdi sonra evet seni dinliyorum dedi.. kendi kendimi topladım. sakinleşmeye çalışarak

"sen aşksın." diyebildim..

söylemedim seviyordum beni sevişleri aklıma geliyordu. Sen diyordu masumiyetin simgesisin gözümde.. o anlar aklıma geliyordu.. dedim biri söyledi diye kız arkadaşımı üzecek değilim.

Hiç bir yerden kopyalamıyorum alkol aldım ondan anlatıyorum.. içim de birşeyler yanıyor..

pastamı yedik beraber, ona bir buket gül aldım.. daha önce de çiçek almıştım ama bu sefer bir buket gül almak istedim bir kere bir tek gül almıştım kendisine (para yok ki) neden tek demişti sen benim bir tanemsin demiştim.. (diyememiştim ki ben ... biliyordu ama ben diyememiştim)

Mutlu oldu saydı 14 tane gül vardı.. ikimizin doğum günlerinin toplamı gül sayısı ediyordu. bunu ona söyledim.. ayrıca okul bitince sana her alacağım buket ikimizin yaşının toplamı kadar olacak..

güldü evlenecek miyiz dedi sevinçle.. dedim aşkı biraz resmiyete dökelim.. biz hiç bir zaman aldatmayacağız birbirimizi.. söylerken yüzüne baktım sarıldı hiç dedi.. amk dedim çocuk yalan söylüyor heralde.. evine bıraktım. gel yukarı sana güzel bir sürpriz yapayım dedi.

yok dedim yarın sınavım var, senin de var çalış lütfen dedim. sen baya ciddiye aldın bu çalışmaları gel yarım saat de olsa anlarsın ya dedi.

bir an onun vucuduna sahip olmak iyi gelebilir diye düşündüm.. sonra merdivenden çıkarken yok canım gerçekten daha sonra dedim. üzüldü biraz kızdı sonra dudaklarımdan öptü. ben seni hep beklerim dedi.

o gün neden yukarı çıkmadığımı bilemedim.

gece boyu ders çalıştım.. yaşayan var mı bilmiyorum göz yaşınız kitaba damlıyor.. içiniz yanıyor ama o lanet şeyi okumaya devam etmeye çalışıyorsunuz.. gözlerim kan çanağı.. (bu arada yurttan ayrıldım ben) 4 kişi bir eve çıktık kalkınma da 3+1 zemin kat sobalı taktan bir daire ama görseniz ne mutluyum bir yatağım bir masam bir sandalyem bir de bezli dolabım var.. Babamın durumu gittikçe iyileşti.. ama cebimde çok para bulundurmamaya özen gösteriyorum. bankaya gelen parayı 20 20 çekiyorum ki çok harcamayayım.. bir ara arkadaşın biri yanıma geldi.. olum neyin var dedi. kitaba mı hüzünlendin yok dedim.

çocuk ısrar ettikçe ediyor. ben terör olaylarında ya da kan organ bağışlarında göz yaşımı tutamam. ya da fedakar bir baba anne birşey yapmışsa bir başarı çocukla duyulan gurur varsa bile ağlarım. Olum çok mu hüzünlü lan derslerin diyor yok diyorum bir filozof vardı tanrı öldü (nietzche) diyor ya ona üzüldüm dedim telaşla amk. aklıma birşey gelmedi.

olum ilk defa seni bu kadar mantıksız bir açıklamayla bırakıyorum dedi hiç unutmam bana karşı kullandığı en ağr cümle budur. ki sonra anlattım ona..

o gün bana o şeyleri söyleyen çocuğu aradım yok. sınıf arkadaşlarıma soruyorum gelmemiş. o an sınıf arkadaşlarımın bakışını gördüm.. şaşırıyorlardı bazıları beni tanımıyordu bile.. sınıfta birkaç kere görmüşlerdi hepsi o.. ne kadar da asosyal bir adammışım ben diye geçiriyor bir yandan da arama işlerine devam ediyorum.

bulamayacağımı anladım. gittim sınıftan birkaç çocuğun oturduğu masaya selam verdim garipsediler buyur falan dediler trabzon insanı biraz ön yargılıdır. ama size alışırlarsa artık kardeşisinizdir ve bilin ki ucunda ölüm olsa bile sizi korur bunu daha sonra anlayacaktım. oturdukları masa benim döner yediğim masaydı karşımda bina. dekan yardımcısı diğer tarafta onu hatırladım insan bir teşekkür eder diye geçirdim içimden, konuşmamız bitti sınıf arkadaşları yarınki sınav için kalkacaklarını söyledi.. Milliyetçi çocuklardı çoğu, benim gibi değillerdi.. Ben milleyetçiliğin bu ülkeye çok zarar getireceğini daha sonra ispat etmiştim. ama şimdilik sadece sınıfın yabancısı sosyalleşme çabasında olarak algılanıyordum gözlerinde bunu hissediyordum ama yeni bu farkındalığa vakıf olmuş..

kalkarken ellerini sıkıp gülümsedim bir tanesi elimi fazla sıkmıştı. haddinden fazla.. uzun boylu sert bir çocuktu. erzurumluydu.. arkalarından baktım en sağda yürüyordu. arkasına dönüp 2. kere baktı ve yğrümeye devam ettiler.

---
(kalkınmada yurtla neredeyse aynı fiyata ev vardır. bodrum katlar artık ahır olarak kullanılmadığı için insanlar pek tabiki kalabiliyorlar. ve eğer işin ucunda özgürlük varsa bu onların istanbulu oluyor)

arkadaşlar abartmıyorum. abarttığımı düşünenler kendi hayatlarına bir baksınlar.. Ne muazzam olaylar döndüğünü.. Nasıl bir dengenin olduğunu (Allah'ın varlığını kanıtlamıyorum, sadece biraz farkındalık iyidir diyorum) kendileri de tecrübe edeceklerdir..
---

nedense kalkıp takip etmek istiyorum birşey var çocukta birşey, sonra saçmaladığımı düşünüp hocanın yanına çıkıyorum. yok.
Sekretere soruyorum diğer dekan yardımcısının yanında olduğunu söylüyor.
Bekliyorum yoruluyorum 1 saatlik beklemenin ardından ama bekliyorum sonra yere oturuyorum. 10 dakika kadar sonra bana bakıp gülüşünü görüyorum.

dik durman bizi mutlu eder, deyip saçımı okşuyor hareketlenmeye çalışıyorum o anda, kalkıyorum odasına giriyoruz aklımda saçımı okşayışı.. Annelik dokunuşu var belli..

al bu kitapları bunlar ince memed 4'lü serisi (fotosunu atabilirim) okumanı tavsiye ederim senin için almıştım ama ortalarda görünmedin. bende aradım çalıştığın yerleri oralardan ayrıldığını söylediler. elbet buraya gelirsin diye düşündüm dedi. verdi o kadar mutlu oldum ki elini öpmek istedim ah oğlum olur mu öyle şey.. Senden bir ricam var şu derslerini düzeltmen. Hocam gerçekten yapacağım sadece biraz daha zaman dedim.. Güldü. iznini istedim çıktım.

kitapları aldım, çocuğu bulmadım. eve gittim kız arkadaşım 2 kere mesaj atmış "gel kimse yok" "hemen gel" eve geçip kitapları bıraktım. yanına gittim. içeri girer girmez kapıyı üstüme kapattı, öpmeye başladık. Gelmezler sümelaya gittiler dedi. elbiseleri soya soya odasına girdik neden gece gelmedin dedi.. üzgünüm dedim. Seni ne kadar arzuluyorum bir bilsen dedi.. öyle bir sevişiyor ki.. vucudu o gün çok güzel kokuyordu, yalnız öptüğünde sanki hani kışları üşüttüğünüzde boğazınıza bir yanma geliyor ya ona benzer birşeyler geliyordu... beni yatağa uzattı, biraz oynamak lazım dedi. sırt üstü uzanmıştım. dokunmaları irkilmeme neden oluyor ama ereksiyon olamıyordum. biraz daha uğraştı.. ne oluyor dedi. hiç dedim stresten olabilir. birde boğazım kötü. dişlerimi fırçalayayım. dedim gerek dedi öpüşmeye devam ettik.. üzerime uzandı (çok sevdiğimi biliyordu) heryerime dokunmaya çalışıyor uyarılmamı sağlamaya çalışıyordu.