0
çogunuzunda bildigi gibi sadece INSANLAR düsünebilen varlıklardır. Dahada
önemlisi INSANLAR dünyadaki tek KRITIKSEL DÜSÜNEBILEN yada ZEKAYA
sahip olan varlıklardır. "Dünya üzerinde" insanları diger insanlardan baskaları
avlamadıgına göre, sadece en ZEKI olanlar HÜKMEDENLERDIR! Zeki olmanın
yolu DÜSÜNMEKTEN gecer. Yani aklınızı kullanmaktan! Kendi aklınız...
Averaj bir üniversite ögrencisine yurt odasında iken, kütüphanede yada
kafeteryada iken bakın. Kitapların içine gömülü bir halde dururlar. Gözleri
sulanmaya ve kapanmaya baslar. Boyunları agrıdıgından sürekli gerilirler ve
yavas yavas tıpkı bir ilkel maymun gibi bir nevi aptallık transına girerler.
Milyonlarca anlamsız yada gereksiz kelimeleri ve terimleri ezberleyerek
beyinlerini çürütürler. Beyinlerini gereksiz tarihler, isimler, formüller yada
makaleler ile çöpe çevirircesine kendi istekleri ile bombardımana tutarlar.
Beyninizin yapmayı istedigi tek sey DÜSÜNMEK, fakat bir üniversite moronu
ezberlemekte oldugu tonlarca kıl tüy yün ile beynine, tasarlanmıs oldugu esas
islevini yerine getirebilmesi için zaman vermez, yani DÜSÜNMEYE.
Buna ortaya kendi düsünceleri ile çıkmak denir... üzerine elestiri yaparak
düsündügü konular üzerine. Yani kendi basına düsünmeyi basaramayan bir
koyunun beyni bu görevi dıs kaynaklara bırakarak çok önemli görünen
baskentleri, para birimlerini yada yöneticilerin isimlerini ezberlemeye baslar. En
kısa sekilde ne meslek yapmak istediklerini ve ögrendiklerinin bu meslekle ne
kadar alakalı oldugunu veya nezaman islerine yarayabileceklerini sorun!
Gözlerde iki tane kocaman soru isareti göreceksiniz. Iktisat okumus bir
muhasebe müdürü Osmanlı Türk Diplomasi Tarihi ile ne yapsın? Veya 19. yy
Avrupa Gelismeleri ile? Alman Edebiyati okumus bir ortaokul yada Lise Almanca
Ögretmeni ögrencilerine Almanca gramerı dısında müfredatta olmayan baska bir
bilgi verebiliyormu? Tabiki hayır! O zaman onca bilgileri ne için "ezberlediler"?Sapsallar! Ezberlemek düsünmek degildir! Bu sizi düsünmekten alıkoyar. Iste
düsünemezseniz, içinde bulundugunuz REALITEYIde asla idrak edemezsiniz!
Realiteniz diyorki:
• Bir havuzunuz var ama içinde yüzecek zamanınız yok.
• Bir bigibletiniz var ama sürecek zamanınız yok.
• Balkonunuz var ama günese karsı uzanacak zamanınız yok.
• Kız arkadasınız var ama düzecek zamanınız yok.
... Ve içinde bulundugunuz durumun saçmalıgı üzerine düsünecek kadar dahi
zamanınız YOK. Sürekli gereksiz seyleri ezberlemekle ugrasırken düsünme
yetinizi kaybedip mezuniyet sonrası, o ana kadar yapmıs oldugunuz borçları
birinin yanında köle olarak çalısarak nasıl ödeyeceginizi bile düsünemiyorsunuz.
Nasılsa Annecik ve Babacık var degilmi!? Allah yardım eder degilmi?
Yinede üniversitelilerin çogu yazdıklarıma inanmayacak... Ve bunun içinde
anlasılabilir bir neden var! Koyunların Bedava egitime olan açlıgı karar verme
yetilerini sürekli olarak köreltir. Gördügünüz gibi eger bir egitim bedava (kredi,
burs) ise, o zaman egitimi alan neden kendisini egitenleri sorgulasınki?! Tabiki
kimse bedava verilen birsey üzerine elestiri yapmaz yada sorgulamaz. Aslında
tam karsıtı gerçeklesir. Eger egitim yada bunu destekleyen birsey bedavaya
(kredi, burs) verilirse - VEREN kisi yada enstitüye sanki Tanrıymıs gibi bakılır.
"VEREN" daima TANRIDIR! Bunu iyi hatırlayın hatta aklınıza kazıyın. Eger
VEREN alanı bedavaya alıstırırsa, alıcı VERENI sonsuza dek OTORITENIN
Tartısılmaz Temeli yada Tanrının kendisi olarak görür.
Tümünü Göster