Gözümü açtığımda saat 12 buçuğa geliyordu, sabaha karşı uyumuş olmanın verdiği yorgunlukla öğlene kadar camış gibi yatmışım. Telefonum çalmış kaç kere ama hiç duymamışım, gelen olduysa eve ve zile bastıysa onu da duymadım muhtemelen. Burak, Zeliha ve babam aramışlar beni arka arkaya, tabi babam bir kez aramış, Burak 2, Zeliha 2. Babamı aradım, uyuduğumu ve yeni uyandığımı söyledim. Merak etmiş sadece nasıl olduğumu o yüzden aramış, Burağı aradım o da hava güzel buluşalım mı diye sordu, bakarız dedim. Zeliha'yı aradım en son.

K: Ya kusura bakma uyuyordum şimdi uyandım, sabaha kadar oyun oynadık arkadaşlarla
Z: Hee sorun yok ya, ölü gibi yatıyorsun herhalde haha
K: Eh 4-5 gibi uyuyunca öyle oldu haliyle. Sen neden aradın
Z: Bugün hava baya iyi fazla bulutlu değil, serin ama yağışlı değil. Akşam bir şeyler yapalım mı, ben ısmarlıyor olacam
K: Ne yapıcaz ki
Z: Daha önce alkol içmedin dimi sen
K: içtim ama rakıydı içtiğim, babamla Erdekteyken bir yudum almıştım iğrenç gelmişti
Z: Bira içersin ama ya böyle meyve suyu gibi zaten.
K: Ya tamam da bu nereden çıktı şimdi
Z: Seninle beraber içmek istiyorum ne yani, hem muhabbet ederiz içerken olmaz mı
K: Peki bana ne yararı olacak bunun
Z: Yararı olacak ya o kadar da kötü değil bence bira, en olmadı tadına bakarsın beğenmezsen başka bir şey içersin ama beni kırmazsın dimi tadına bakarsın
K: Seni kıramam tadına bakarım ama içeceğimi pek sanmıyorum
Z: O zaman akşam kaçta buluşalım
K: Bilmem, kaçta dersen
Z: Bir yere gitmek zorunda değiliz yani gidip bir barda falan içmek zorunda değiliz bunu unutma, alıp bir parka falan da gidebiliriz rahat edemeyeceksen sen
K: Öylesi daha iyi olabilir bu arada
Z: Tamam o zaman, ben sana haber veririm hoşçakal şimdilik
K: Hoşçakal, görüşürüz