1. 1.
    +4 -24
    tecavüze uğradım. öz amcam değildi o. adını bile anmak istemiyorum. annemin ikinci evliliğiydi. bu arada şuanda 24 yaşındayım. olayın üzerinden 8 yıl geçti ve şimdi bunu atlattığıma inandırmaya çalışıyorum kendimi.

    ilk dört yıl evden çıkmadım. iki kez intihar etmeyi denedim ancak annemi bırakamazdım. annenizin ellerinden öpün, onu hiç bırakmayın. o sizin herşeyiniz. anneme hiçbir zaman tecavüze uğradığımı söyleyemedim ama bir şeylerin ters gittiğini hep anladı.

    üvey babam bana karşı çok nazikti, hala öyledir. ama o kardeşi.

    açıkçası kendimi sınamak ve böyle bir anıyı anlatıp anlatamayacağımı merak ediyorum. daha dürüst olmam gerekirse nişanlım bana bazen neyimin olduğunu soruyor. ona sadece üzgün ve kızgın olduğumu söyledim hep. bu arada sayesinde çok yol katettim. şimdi artık bu sırrımı ona da anlatmam gerektiğine inanıyorum. yani burada yazacaklarım -eğer yazarsam- benim için sadece bir deneme olacak.

    baştan söyleyeyim, sizin iğrenç şakalarınız yahut pis düşünceleriniz için değil, kalbinize seslenmek ve hala iyi olduğunuzu hissettirmek için de anlatmak istiyorum.

    var mı müsaade?

    edit: sadece benim yazdıklarım için.

    http://inci.sozlukspot.co...4%B1ndan/@goben%20breslav
    ···
  2. 2.
    0
    teşekkür ederim öncelikle bir ricam olacak sizden. burada yazacaklarımı okurken sadece bir an beni ciddiye alın ve o en derin duygularınızla o yaşınızdaki saflığınızı ve temizliğinizi hatırlayarak yaşadığım şoku tahayyül edin.

    biraz ağır yazabilirim. inanın çok silip yazıyorum ve halen ellerim titriyor.

    halen diyorum çünkü herşey ellerimin titremesiyle başladı ne yazık ki..
    ···
  3. 3.
    0
    babam her zaman beş para etmez karaktersiz bir adam olmuştur -öz babamdan bahsediyorum- halen görüşüyoruz ancak artık kendisini baba olarak dahi görmüyorum. küçüklüğümden beri hep beni koruyacağına, kollayacağına inandığım ve verdiği her sözü tutacağına gözü kapalı emin olduğum o adam, sadece bir kez, evet evet sadece bir kez sözünü tutmuş ve o gün gelmiş olsaydı, hayatım bambaşka olacaktı.
    ···
  4. 4.
    0
    ailemin ayrılışından bahsetmeliyim öncelikle. ben küçüklüğüme dair pek mutlu olduğum bir anı anımsamıyorum. ama her zaman derdim ki, mutsuz da değildik be anne.. neden ayrılmak zorunda kaldın?

    önce babam çalışmayı bırakmıştı. ardından evin maddi zorluklarıyla annem gece gündüz iki işte çalışarak mücadele etmeye. babam iyice kendini bırakmıştı. oysa ben ona hep güvendiğim gibi o zaman hala güveniyordum. bana anlattıkları farklıydı çünkü. hep hayal kurardık beraber. hep yapacaklarını anlatırdı. her zaman kurduğu hayallerde, mutlu bir anne baba ve kızından bahsederdi. o kadar inanmıştım ki babama. o kadar emindim ki hayallerimizi gerçek yapacağına.

    arkadaşlar eminim hepiniz için baba figürü önemlidir ancak benim için apayrı bir yeri vardı. benim babam adeta benim süper kahramanım gibiydi. ancak ne yazık ki başıma gelen talihsiz olaydan sonra öğrendim ki, benim süper kahramanım çoktan ölmüş.
    ···
  5. 5.
    0
    11'ime bastığımda babam artık çalışmayı bırakalı iki-üç sene olmuştu. annemle hergün olan kavgalarına alışmışsamda yinede geceleri uyuyamıyor, tartışmalarını sabaha kadar dinlemek zorunda hissediyordum kendimi. en kötüsü ne biliyor musunuz dostlarım? babam annemi sürekli kızını babasız bırakmasıyla tehtid ediyordu. o giderse babasız kalacağımı ve çok mutsuz olacağımı söyleyince annemin eli kolu her seferinde bağlanıyordu.

    bir yıl sonra annem babamdan tamamen ümidi kesmişti. şu lafı unutamadım bir türlü, annem babamdan bir ricada bulundu. ben para kazanıyor ve evin geçimini sağlıyorum, en azından sende evdeki işlerde bana yardım edemez misin dedi? yorulmuştu çünkü anneciğim. demiştim ya gece gündüz çalışıyordu diye.. evlere gidiyordu temizliğe, birde çocuk bakıyordu sabahları yuvaya gidene kadar ufaklık.. o yüzden kendi eviyle uğraşmak istemiyordu artık.
    ···
  6. 6.
    0
    ardından annem kesin olarak ayrılmaya karar verdi. babamın evden gitmeyeceğini bildiği için beni aldı ve kaçtık. adeta aylarca saklandık, oralarda, buralarda. uzun bir süre evsiz kaldık. zor zamanlar geçiriyordum ama annemin değerini giderek anlamaya başlamıştım. onu her zamankinden çok seviyordum.

    ardından biraz çalkantılı ama babamsız(!) huzurlu bir yıl geçirdikten sonra kendi çapımızda bir düzen kurmuştuk. ufak bir ev, bir iki eşya işte..

    babamla da görüşmeye başlamıştım. ancak alkol sorunları ortaya çıktığı için, sağda solda kalıyor, milletin başına bela oluyor ve buluşmalarımıza hep geç kalıyordu. ah keşke, keşke kalmasaydı.
    ···
  7. 7.
    0
    annem bu sıralarda biri ile tanıştı. son yıllarda o kadar yorgundu ki.. özellikle bu ağır iş temposu son 5 yılda onu kaç kat daha yaşlandırdı anlatamam size. ama mutluydu çünkü o'da yıllar sonra bir şeyleri kendi başardığı için gurur duyuyordu. bende iyiydim, yani eskisi kadar baba, baba diye tutturmuyor, babamın nasıl biri olduğunu yavaş yavaş farkediyordum. annem benim bu giderek düzelen halime de bir o kadar seviniyordu.

    ancak farketmiştim son zamanlar annemde farklı bir heyecan vardı. bir dönem kendine bakmayı tamamen ihmal eden kadın artık güzel gözükmek için aynanın karşısına geçip zaman ayırıyordu. hatta benden fikir alıyor, arkadaşlarım bize geldiğinde onlardan bile kendisi için düşünceler alıyordu. yalnız ben durumun yeni birisiyle tanışması olduğunu farkedememiştim. annem de bahsedememişti tabi..
    ···
  8. 8.
    0
    derken benim için kötü bir gün yaşandı. annem ve yeni tanıştığı ileride ve şimdi üvey babam olacak olan o adam benimle konuşmaya geldiler.

    babamdan yavaş yavaş ne kadar uzaklaşsamda -burada mesafe değil, bağdan bahsediyorum- bir gün tekrar aile olacağımızı içten içe hep düşünüyordum ve inanın dostlar her çocuk bunu düşünür, düşünmüyorum desede.

    o yüzden ilk tanışmamızda üvey babama karşı çok soğuk davrandım. konuşmadım pek. yalnız o çok iyi bir insan bunu söylemeden edemeyeceğim. anneme o kadar kibar ve nazik davranıyordu ki. benim bu soğuk tavırlarıma karşı bile o kadar güleryüzlüydü ki.
    ···
  9. 9.
    0
    ancak annemin neden bu kadar çabuk evlendiğini şimdi daha iyi anlıyorum. o bir şeyler yaşamak için nikah bekleyen biri ve üvey babamda biliyor ki annem beni utandıracak bir şey asla yapmaz.. en sonunda evleneceklerini söylediler, inanır mısınız tanışırken daha soğuk karşılamıştım. ben 15'ime basarken onlar evlenmişti. yeni üvey ailemde ki herkes bana çok iyi davranıyordu. yeni kuzenlerimde öyle.

    benim kardeşim yok. farketmişsinizdir ve o tanıştığım kuzenlerim o kadar yakınlardı ki bana. hala öyleyiz kardeş gibi büyüdük ve beraberiz.

    bir tek kişi. sadece bir tek kişiye içim ısınmamıştı tanışırken. zaten ilk olarak nikahta görmüştüm. ben o gün annemden sonra salonda en güzel kızdım. en güzel derken demek istediğimi çarpıtmayın sakın. anneme özeniyor ve biraz makyaj yapıyordum. bu üvey amca denilen adamla o gün orada tanıştık. diğer aile üyelerinin hepsi diyorum ya o kadar içten sıcaklardı ki. bu herifte bir aksi tavır vardı. gece boyunca ara sıra dönüp baktığımda bana baktığını da görüyordum. gerçekten rahatsız olmuştum. keşke üvey babamla o zaman bunu konuşsaydım.
    ···
  10. 10.
    0
    beş dakika müsaade isteyeceğim. yoruldum gerçekten ve yazdıkça gözümün önüne geliyor olaylar.. birazdan devam edeceğim.
    ···
  11. 11.
    0
    neye kızıyorum biliyor musunuz? kendime. bu kadar zaman geçmesine rağmen ona hala öfke duyduğum için kendime kızıyorum. şimdi bu söylediğime şaşıracaksınız ama o'nu affetmiştim. pgiboloğumun önerisiydi. affettikten sonra zaten iyileşmiştim. ama hala içimde kırılan, parçalanan bir şeyler var. pgiboloğum bana affedemediğimin o üvey amcam değil de, babam olduğunu söylüyor. galiba haklı biliyor musunuz?
    ···
  12. 12.
    0
    annem, ben ve üvey babam yeni bir hayata başladığımızda, üvey babam bana nasıl saygılı ve ilgili davranıyorsa hala öyledir. harika bir kişiliğe sahip. bir gün olsun annemi üzdüğünü görmemişimdir. sanmayın tartışmıyorlar.. ancak hiçbir zaman sesleri birbirini bastırmaya çalışmıyor. tek yapmaya çabaladıkları birbirlerini anlamak ve dinlemek..

    ilk taşındığımız evdeki düzenimizden bahsetmek istiyorum size, daha sonra intihar olayını anlattığımda kafanız karışsın istemem. ilk taşındığımız ev alta dubleks idi. aşağıda bir tuvalet ve bir oda vardı sadece. üst katta iki oda ve bir salon ve tuvalet vardı. mutfakda yukarıdaydı. bana aşağı katı verdiler. rahat etmem için. tabi başlarda annemle aramda bir kat olması bile bana tuhaf geliyordu, geceleri uyuyamıyordum. eeh kaç yıl boyunca annemin kollarında uykuya daldım kolay mıydı yalnız uyumak.. ama annem mutluydu ya onun huzurunu kaçıramazdım. özellikle de yıllarca benim için yaptıklarından sonra.

    bakın benim için diyorum çünkü annem istese gider dedemlerde kalır. iki emekli maaşları var. beni de bir okula verir ve bende gider gelirim. ama şartlarımız o şekilde olmayacak diye çok çabaladı.

    ailem ayrılsa bile annemle kurduğumuz yuva her zaman mutlu olsun, kimseye ihtiyacı olmasın diye çok çabaladı. ve ne zaman gerçekten kimseye ihtiyacımız kalmadı işte annem o zaman evlendi. o harika bir kadın! hepinizin annesinin aynı durumlarda bunları yapacağına da eminim.
    ···
  13. 13.
    0
    üvey amcam olacak o zavallı, acınası adamı tekrar gördüğümde bizim eve hayırlı olsuna gelmişlerdi. üç çocuk sahibi olan bu adam, hasta olmama rağmen aşağı odama inmişti. ben erkenden yatağıma girmiştim, yorgunluk hissediyordum ve herkes yukarıda konuşuyor, sohbet ediyordu. nasıl ve ne gibi bir cürretle yanıma geldiğini anlayamadığım bu adam kapımı açtı, ışıkları yakmadan yatağıma oturdu. gözlerimin açık olduğunu bildiğini bildiğim için hiç uyku taklidi yapmadım. ama o gün bile ondan korkuyordum. bakışlarında bir yapmacıklık vardı.

    odamdan içeri girdiğinde çığlık atacak kadar korku hissettim, sonra durdum çünkü bu duygularımı iyi analiz edemediğimi ve babamı düşünüyordum. yani üvey babamı. neden diyeceksiniz. çünkü o harika biriydi ve düz mantık ile harika bir insanın kardeşi de en azından onun kadar mükemmel olmalıydı. zaten o iğrenç olay yaşanana kadar her zaman kendimi böyle kandırdım. her zaman hayır senin hislerinde sorun var dedim.
    ···
  14. 14.
    0
    yatağımın ucuna oturdup ayaklarımı okşadı. soğuk olduklarını ve ateşimin olup olmadığını sordu. ayakların soğuksa ateşin var demektir dedi. sonra o kocaman eliyle alnıma elini koydu ve ateşime baktı. birileri hastalanmış galiba dedi. eh bu kadar güzel olursan nazar değecektir tabi ki. nikahdaki pozlarını unutamadım dedi.

    kibarca gülümsedim ama diyorum ya, tekrar söylemem lazım. korkuyordum. hissediyordum. buna inanmayabilirsiniz ama o adamın iyi niyetli olmadığını anlıyordum. yinede saygılı cevaplar veriyordum. kısa kısa.. evet, hastayım. kendime dikkat etmediğim için böyle oldu, gibi. ama şu son bana iltifat edişinden sonra mesafeyi korumak ve uzaklaşmasını istediğim için, izninizle annem ilacımı verecekti onu çağırayım dedim. yataktan çıkacakken, kolumdan tuttu ve ben çağırırım sen hiç yorulma prenses dedi. sonra karanlık odamdan çıktı gitti. merdivenleri çıkarken duyduğum her ayak sesiyle içim biraz daha rahatlıyordu. o ne kadar uzağa giderse o kadar huzurluydum anlayacağınız..
    ···
  15. 15.
    0
    o akşamdan sonra birkaç boyunca bir daha hiç görüşmedik. üvey babamla da aralarının pek iyi olmadığını farketmiştim yavaş yavaş. diğer kardeşlerine nazaran üvey babam bu iğrenç herifle daha az zaman geçiriyordu. dolayısıyla bende görüşmemiş oluyordum.

    annem bir işten çıkmıştı ve artık daha da mutluydu. daha az çalışıyor, kendine ve bana daha çok zaman ayırıyordu. üvey babamla birlikte romantik akşamlar bile yaşıyorlardı. üvey babam bir keresinde harika bir sofra hazırlamıştı. benden annemi aramamı ve kaçta geleceğini öğrenmemi istemişti. o geldiğinde kapıda çiçeklerle karşılamış ve yemek yemiştik hep beraber. ben ne kadar odamda durmak istediğimi söylesemde, üvey babam masada benimde olmam gerektiği konusunda ısrarcıydı. anlayacağınız o gerçekten bana bir baba, anneme de eş idi.

    babama gelince, nikahtan haberi çok sonraları oldu, bende bir müddet söylemedim. benim bu sırrı saklamam onu epey bir rahatsız etmişti ve sanki bana alınmış gibi davranıyordu. bir keresinde benden beklentisinin bu evliliğe karşı çıkmam olduğunu da açıkça söylemişti zaten. daha çok içki içiyor ve her buluşmamızda beni daha çok huzursuz ediyordu. bazı günler annem beni parka -buluşma yerimiz- zütürmesine rağmen saatlerce bekledikten sonra gerisin geri eve getiriyordu, çünkü babam uğramıyordu bile.

    babama giderek kızgınlığım artmıştı. hatta ilk üvey babamla tanıştığımda ondan nefret ettiğimi düşünüyordum. çünkü o beni ve annemi geri kazanmak için hiç birşey yapmamıştı. ve beni sevdiğini iddia ediyordu.
    dostlar size bir küçük sır vereyim.. laf ile sevmek herkesin yapacağı iştir. ancak anlattıklarımda gördüğünüz gibi sevdiğiniz için emek vermek, gece gündüz çalışmak ve onu sarıp sarmalamak herkesin haddi değil. kuru kuru seviyorum seni kızım sözcüğü artık benim gözümü boyamıyor ve gerçeği görmemi engellemiyordu.
    ···
  16. 16.
    0
    üvey amca ile tekrar karşılaşmamız yazı buldu. 15 yaşındaydım ve ailecek ilk yaz tatilimiz olacaktı. sadece bir haftasonu.. benim de hayalim, isteğim tek mutlu bir haftasonu idi. babam ve annem oturup konuşmuşlar ve üvey amcanın -amca'm demek istemiyorum.- yazlığına gitmeye karar vermişlerdi. evleri büyüktü ve karşılıklı iki müstakil evden oluşuyordu, ortada da havuz vardı. evlerden biri üç katlı diğeri tek katlıydı. bize tek katlı evi verdiler. bir hafta sonu boyunca o herifle aynı ev içinde kalmayacağım için çok mutluydum.

    ancak havuz sefası benim için çile olmuştu. üvey amcanın bana baktığına o kadar emindim ki. birde o siyah gözlüklerini takıyordu. ama ben biliyordum. o siyah camların altında iki tane bana bakan vicdansız ve dünyanın en vurdumduymaz gözü vardı işte. kuzenlerim mutsuz çocuklardı. anne babalarının sık sık kavga ettiğini bana anlattılar o hafta sonu.

    sonradan öğrendiğime göre, üvey amca zaten sürekli eşini aldatıyormuş onunla evlenmesinin tek sebebi çocukları için anne seçmesiymiş. kadında ayrılamıyor tabi ki. bu sebeplerden dolayı da ailede babam dahil kimse onu sevmiyor işte.
    ben mi? sadece onun için üzülüyorum artık.
    ···
  17. 17.
    0
    o hafta sonu benimle konuşmaları sadece kahvaltıda oldu. büyük bir masada kahvaltı yaptık ve ben onun çok yakınında oturuyordum. bana prenses diye hitap edip duruyordu. bana baktığında, gözlüğü olmadığı zamanlar onun gözlerinin içine bakamıyor, sürekli bakışlarımı kaçırıyordum. onunla konuşmak istemiyor, hatta karşılaşmamak için büyük evde gezmiyordum.
    ···
  18. 18.
    +1 -4
    o hafta sonu da zaman zaman cehennem olsa da geçti. tekrar 'aile' olarak evimize döndük. notlarım harikaydı ve ailem benden gurur duyuyordu ve o yaşımda olan başka bir ilk'im ise.. üvey babama 'baba' diye hitap etmem olmuştu. o kadar yufka yürekli ki, o kadar sevindi ki ama yinede bunu gözleriyle anlatmayı bildi. tutup 'aa bak baba dedin' demek yerine.. gerçekten bambaşka bir insan.

    bu yıl yeni öğrendiğim bir şey daha var. o zamanlar öz babam bir gün ben uyurken gece yarısı eve gelmiş. annem çok mahçup tabi. para istemeye gelmiş. düşünebiliyor musunuz? dünya da herşeyden çok sevdiğini iddia ettiği kızı için değil de sadece para almak için gelmiş eve.. ben böyle bir ebeveyn olmayacağıma söz verdim kendime. asla ama asla çocuklarım bunları düşünmeyecek. annem nasıl bir anne olduysa bana, bende onlara öyle bir anne olacağım.
    ···
  19. 19.
    +2 -3
    16 yaşıma geldiğimde, yani bu olayı yaşadığım yıl-

    biraz yaşıtlarımdan farklıydım bunu söylemem gerekir. şu anlamda; onlar daha çocuklardı. ben ne yazık ki yaşadıklarımdan sonra çabuk olgunlaşmış ve oyun bölümünü adeta kaçırmıştım. diğer bütün herşeyi de.. birçok arkadaşımın sergilediği davranış bana o kadar saçma geliyordu ki anlatamam size.

    boyum uzundur, o zamanlarda öyleydim. yalnız şimdiye göre biraz daha kiloluydum. şuanda boynum mesela ince ama o zamanlar biraz daha dolguncaydı. ben o olayı yaşadıktan sonra ilaç içip intihar etmeye kalktım. ve o zamanlar fazlasıyla kilo kaybı yaşadım. dinlemek isterseniz onları da anlatacağım uzun uzun.. ama artık asıl konuya geleyim ve anlatmak zorunda olduğumu sizlerle paylaşayım. gerçekten bunun zamanının geldiğini ve pgiboloğum dışında ismimi bile bilmediğiniz bir yerde bunu anlatmam gerektiğini düşünüyorum. yalnız rica edeceğim ayrtını falan beklemeyin. zaten omuzlarım o kadar güçlü değil, taşıyamıyorum bazen bu yükü.
    ···
  20. 20.
    0
    size hayatımı kurtaran sözcükten bahsetmiş miydim? neden tekrar intihar etmeye çalışmadığımı biliyor musunuz? duymak ister misiniz?

    annem ve babam bana ne olduğunu bilmiyorlardı, tecavüz olayı gerçekleştikten sonra ama yinede artık eskisi gibi olmadığımı ve gerçekten bir şeylerin çok ters gittiğini anlıyorlardı. bende artık kendimi mutlu ve huzurlu hissetmiyordum zaten. bembeyaz bir sayfaya kara mürekkep damlaları damlamıştı ve ne kadar silersem sileyim, çıkmıyorlardı. geceler boyu uykusuz çektim. günlerce dışarı çıkmadım. aylarca hep o olay aklıma geldi. kafamı çevirdiğimde çığlık çığlığa kalıyor, o büyük ve iri gözleri görüyordum. intihar etmemin asıl sebebi buydu zaten. düşüncelerimden, içimdeki ben'den kaçıyordum. üvey babam, daha doğrusu babam.. intihardan sonra bugün burada bunları yazmamı sağlayacak cümleyi bana söylemişti.

    tanrı herkese taşıyabileceği yükü verir küçük kızım benim bunu asla unutma. bak annene, onun yerinde başkası olsa böyle ayakları üzerinde durabilir miydi?

    babacığım seni çok seviyorum..
    ···