1. 26.
    +4
    yarın sosyalleşcem abi söz beni pıçahlama
    ···
  2. 27.
    +4
    abi söz yarından itibaren düzenli olarak sinemaya gideceğim ve çıkışında da satarbucksa gidip 3 saat oturacağım nolur beni rahat bırak
    ···
  3. 28.
    +8 -4
    bu sırada her hareketini izleyen keskin bakışlarımı fark etti. rahatsız olmuştu, neden ona bakıyordum ki? çok mu çirkindi acaba, veya yüzünde olmaması gereken bir sümük veya yemek kalıntısı mı vardı? o da ne, birisi adını mı söylemişti? yo hayır, arkasındakiler kendi halinde muhabbet ediyordu, yanlış duymuş olmalıydı.

    kalp atışlarının git gide arttığını hissedebiliyordum. onu rahatsız eden, alınmayan para üstü değildi, para üstünü alıp almama kararsızlığıydı. bu olayın üstüne eklenen üzerine dikili bakışlarım sıkıntısını daha da arttırıyordu.

    olaya biraz daha renk katmaya karar verdim.
    ···
  4. 29.
    +3
    - severler beni, dedi cümlenin sonuna doğru git gide sessizleşen bir sesle.
    - o yüzden mi dalga geçiyorlar senle?
    - şakalaşıyoruz sadece, kendisinin bile inanmakta güçlük çektiği bu yalanı yüzüme savurmaktan çekinmemişti.
    - şakaların konusu genelde sen oluyorsun galiba.

    cevap vermedi yine.

    - neden onlara katlanıyorsun ki? yalnız kalmaktan mı korkuyorsun?
    - hayır.
    - öyleyse?

    berkan'ın tek derdi diğer insanlar gibi olabilmekti, fakat bunu bana itiraf ederek, esasında anormal olduğu gerçeğini benle paylaşmak istemiyordu. sessizliğini korudu.

    - sana yaptıkları saygısızlıklardan dolayı, onları cezalandırma imkanı versem, bunu yapabilir miydin?
    ···
  5. 30.
    +3
    hüseyin, ona gösterdiğim sıcaklığa rağmen yabancı bir ortama girmesinin etkisiyle titremekten kendini alıkoyamıyordu. belki de az sonra başına gelecekleri hissediyordu o temiz kalbiyle, kim bilir? ona, son dakikalarda daha fazla azap çektirmemeye karar verdim. hiçbir şey söylemeden elinden tutup üçlü koltuğa oturttum onu. uysal bir köpek yavrusu gibi kendisini bana teslim etmişti. sadece filmlerden izleyebildiği bu klişe aşk sahnesini, ömründe ilk ve son defa yaşayabilecekti...

    elimi tombul ve kırmızı yanağına zütürüp usulca okşamaya başladım. her ne kadar eşcinsellikten tiksinsem de, bir profesyonelin soğukkanlılığı vardı üzerimde. kusma isteğimi sert bir şekilde bastırarak yavaş yavaş etli dudaklarına uzandı dudaklarım. hüseyin zevkten titremeye başlamıştı...

    üzerindek eskimiş yün kazağı bir baba şefkatiyle çıkarttım. itaatkar gözlerle beni süzüyordu bu sırada. fanilya, atlet ve ten... alev alev yanan teni...

    - sen devam et, diye fısıldadım kulağına. hemen geri geleceğim.

    transa girmişçesine başını salladı. kalktım ve garsonların yanına gitmek üzere hareketlendim.
    ···
  6. 31.
    +3
    berkan'ı tavlamıştım, senaryonun kolay kısmı tamamlanmıştı. şimdi tek yapmam gereken, incelikli bir plandı. berkan'ı memnun edecek, aynı zamanda onun sonunu hazırlayacak bir plan... 2 gün boyunca üzerinde çalıştıktan ve her olasılığı düşündükten sonra hazırdım. maliyet: 5 paket sigara.

    • ** 1 hafta sonra ***

    Omzunda ona verdiğim çantayla birlikte yemekhanenin en kalabalık olduğu saatte toygar’a doğru yaklaşıyordu berkan.

    - Dur!

    Berkan’ın gözleri dehşetle açıldı. Elleri aynı dehşeti paylaşmıyordu, hasta bir kararlılıkla çantanın içine süzüldüler. Ve yemekhaneyi çığlıık seslerine boğan silah sesi…

    - bam!

    • ** şu an ***

    kapının tam olarak 15.00'te çalışı, berkan'ın dakikliğini duyuruyordu bana aynı zamanda.

    - gel bakalım.

    plan'ın berkan kısmı basitti. ona aldığım gerçeğinden hiçbir farkı olmayan oyuncak silahla toygar'ı korkutup bir süreliğine dilediğini yaptıracak, tüm okulun önünde küçük düşmesini sağlayacaktı.

    - peki sonra?
    - ne?
    - sonra ne olacak? her şey eskisi gibi devam edecek.

    haklıydı. belki de kafası bu kadar iyi çalıştığı için başkaldırmıyordu mevcut duruma.

    - insanların senin hakkında ne düşüneceğini fark edemiyor musun? toygar'ı, okulun en popüler çocuğunu dize getiren berkan.
    - saçma, film değil bu gerçek hayat.
    - pekala berkan, ölene kadar taşşak oğlanı olarak yaşa. ve mevcut durumu değiştirmek adına kılını bile kıpırdatma. suç bende ki sana yardım etmeye çalışıyorum. çıkabilirsin.

    tereddütteydi. zihninin içindeki hesap makinesi çalışmaya başlamıştı yine.

    - bir şartım var. gerçek bir yumruk nasıl atılır, bana öğreteceksin. toygar'ı bu durumda bulmuşken fırsatı kaçırmak istemem.

    işte, o miskin dev sonunda ayağa kalkmıştı. daha sonra tekrar uyuyacağını bilmesem plandan vazgeçerdim, fakat kaçınılmaz sondan ancak saklanabilirdiniz.
    ···
  7. 32.
    +3
    dexterin asosyal versiyonu beyler
    ···
  8. 33.
    +3
    @49 hüseyin beyler
    ···
  9. 34.
    +2
    kalp atışlarını duyabiliyordum. tanımadığı bir insan ona yaklaşıp merhaba demişti? neden? ne yapmıştı ki? o hastalıklı aklından binlerce olasılık akıp gidiyordu, biliyordum, zihninin işleyen zemberiğinin kaba tıkırtıları kulağımı rahatsız ediyordu.

    - merhaba, dedi zor duyulur bir sesle.

    normal bir insan kim olduğumu sorardı, fakat berkan sormadı. acaba tanıyor muydu beni önceden? eğer böyleyse, kim olduğumu sorarsa büyük saygısızlık etmiş olacaktı. kim bilir hakkında ne düşünürdüm o zaman?

    - seni izliyordum az önce.

    kaşlarını çatarak yüzüme baktı. berkan, grup içindeyken dışardan son derece normal gözüktüğünü varsayıyordu belli ki. yapılan esprilere gülüyor, arkadaşları ona takılıyor, hep birlikte eğleniyorlardı, en azından dışardan gören birisi böyle düşünecekti. mühim olan insanların ne düşündüğüydü, hakikat değil. anlamamış gibi yüzüme bakmaya devam etti.

    - arkadaşların seni pek sevmiyor gibi, tabi arkadaş diyebiliyorsan onlara.
    ···
  10. 35.
    +2
    rutin şekilde devam ediyordu muhabbetleri. bu yasal işkenceye 2 saat daha katlandım. çıkıp gidemedi berkan yanlarından, kabullenmişti belki de kendisini bu şekilde. tanrı onu böyle yaratmıştı belki de ha? belki de bunu yapacak kadar cesareti bile yoktu. ne derlerdi çıkıp gitse arkasından, korkaklıkla mı suçlarlardı onu? peki ya niye alaylarına karşılık vermiyordu? böyle yetişmişti o, annesi ve babası onun fikirlerine değmezdi, ne düşündüğü kimsenin umrunda değildi. arkadaşları neden onu dinlemek zahmetine girsinlerdi ki? söyledikleri nasıl olsa değersizdi, bunları sarf edip de rezil olmaya gerek yoktu.

    hesap ödenirken berkan'ın kendisine düşen paradan daha fazla ödediğini ve para üstü almadığını fark ettim. parasını isteseydi arkadaşları onu açgözlülükle suçlayabilirlerdi, öyle ya. varsın kalsındı para ortada.

    grup ikişerli şekilde dağıldı, bir alt grubun yolu berkan'la aynı olmasına rağmen birlikte gitmediler. bu benim işime gelirdi. başı önde, bir yere yetişecekmiş gibi hızlı hızlı yürüyen - belki de eve bir an önce vararak sokaktaki insanların bakışlarından kurtulmak isteyen - berkan'ın yanına yaklaştım.

    - merhaba.
    ···
  11. 36.
    +2
    4. sınıfta öğretmen velimin okula gelmesini istemişti. geleceklerinden kuşkum yoktu, çünkü toplumun onlar hakkında ne düşündüklerini önemsediklerinden mi, yoksa tamamen içgüdüsel mi bilinmez üzerlerine düşen her görevi yaparlardı. akşam bu haberi verdiğimde aldığım cevap eğreti bir baş sallaması oldu. babam üstlenmişti bu görevi.

    sabah erkenden okula gittik, babam öğretmenle görüşmek üzere öğretmenler odasına girdi. ben ise dışarda kalmıştım fakat bu kapıyı dinlememe engel değildi.

    - oğlunuz gerçekten çok başarılı ahmet bey.
    - ...
    - iyi değerlendirilirse, önü gerçekten açık.
    - kimin biniyse gidin ona anlatın, benim oğlum değil o.

    çocuk aklımla duyduklarıma anlam verememiştim. babamdı işte o benim, her ne kadar soğuk bir duvar olsa da babamdı... bu gerçeğin bende yarattığı şok etkisinin yanında, bazı şeyler de açıklığa kavuşmuştu. benim var olma sebebim, onları bu duruma getiren sebeple aynıydı.
    ···
  12. 37.
    +2
    - berkan sen aysu'ya mu kesiyorsun oğlum?
    - öff saçmalama toygar ya.
    - niye yahu yakışıklı çocuk işte. ağzı var dili yok, iyi koca olur sana bundan.

    berkan, kendisi üzerinden yapılan esprilere gülmeye çalışıyordu fakat mimik kasları izin vermiyordu buna. aşırı hassas olduğu kız konusuna değinilmesi içinde fırtınaların kopmasına sebep oluyordu farkındaydım. fakat zihinleri tıpkı ilkel bir hayvan gibi işleyen yabani arkadaşları, onun bu duyarlılığın farkında değildi. berkan'ın kırılgan ruhu, sarf edilen her kelimeyle birlikte biraz daha zarara uğruyordu.

    grubun diğer erkekleri, onu ezerek kızların önünde ön plana çıkma gayreti içindeydi. ne asil bir davranış, öyle değil mi?

    - berkan, bir şeyler anlat oğlum bize.
    - ne anlatayım, dedi berkan. yanındakilerin bile bunu duyduğundan şüpheliydim, dudaklarını okuyarak fark edebilmiştim ne söylediğini.
    - milli oldun mu sen?

    istemeden de olsa tasarladığım senaryoya katkıda bulunuyordu yanındaki yabaniler.
    ···
  13. 38.
    +2
    @1 de aldığım pgiboloji eğitimi diyosun @34 de bir pgibolog olsam diyosun. tamam her pgiboloji eğitimi alan pgibolog olmaz ama benim gibi detaycı insanları hikayeden soğutur bu çelişkiler. yinede çok başarılı gidiyosun. takip edicem
    ···
  14. 39.
    +2
    hd'yi de sen mi öldürdün lan anlat
    ···
  15. 40.
    +15 -13
    kurbanlarımı öldürürken asla kesici, delici veya yaralayıcı alet kullanmam. zira zeka, en öldürücü silahtır.

    boş laflarla canınızı sıkmak istemem saygın roma halkı, geçenlerde otobüste öldürdüğüm asosyali anlatmam, kendimi tanıtmam adına yeterli olacaktır.

    biraz olsun insan denen canlıyı tanıyorsanız veya asosyalseniz, herhangi bir asosyali kolaylıkla tanıyabilirsiniz. aldığım pgiboloji eğitimi ve uzun yıllarımı asosyalliğe kurban edişim, beni asosyalleri tanımada adeta bir radar haline getirmişti. sağına soluna attığı hızlı bakışlarla, ellerini nereye koyacağını bilememesiyle, her an bir yerden bir yumruk gelecekmiş paniğiyle 19-20 yaşlarında bir asosyal binmişti otobüse.

    bir diğer özelliğim, eylerimi spontane şekilde gerçekleştiririm. herhangi bir asosyale rastladığımda ortam müsaitse, finali ölüm olan bir senaryo kurgular ve bunu uygulamaya koyarım. bu vakada da bu prosedürü izleyecektim.

    kurban parasının üstünü almak üzere elini uzattı şoföre doğru fakat şoför oralı değildi. bu boş el uzatma işini birisleri görüp de güldü mü diye hızlıca etrafa baktı, ötedeki liseli kız gülüyordu sanki hafifçe. bu onu daha da panikletti. para üstü almaktan vazgeçmiş gibiydi, ya bir daha eli boşta kalırsa?
    ···
  16. 41.
    +2
    berkan bir hafta boyunca sağlam bir yumruk atabilmek için çalıştı, daha önce hiç deneyimi olmadığı için kendisini hayli yetersiz görüyordu. içimi hafif bir hüzün kaplamıştı, bu çocuk gerçek anlamda hedefine kilitlenen bir füzeydi. ölmesi gerçekten fena olacaktı, içindeki bu lanetle yaşaması ise daha fena.

    benim de bir hafta boyunca onu etkim altıma almam gerekti. ne olursa olsun geri dönmeyecekti, bu işi beceremeden dönerse hayatı boyunca bir lağım faresi gibi yaşamaya boyun eğmiş sayılırdı. eğer bu işin hakkından başarıyla gelirse, insanlar onu dinlemeye değer bulabilirdi artık, zira o cesur bir çocuktu, farklıydı diğerlerinden.

    hazırdı artık berkan. üniversite kapısında bıraktım onu. bir yanım vazgeçmeyi diliyordu, fakat berkan'a gerçekten iyilik yapmak istiyorsam devam etmem gerektiğini iliklerimde hissediyordum.

    - her şey için sağ ol abi.

    gözlerindeki minneti görebiliyordum. bu hayatta tek güvendiği kişi ben olmuştum belki de. cevap vermemi beklemeden kararlı adımlarla çıktı arabadan. yumrukları sıkılıydı...

    - alo. bir bomba ihbarında bulunacaktım.
    ···
  17. 42.
    +2
    vay amk pgiboloji okuyasım geldi lan.
    böyle skilleriniz var mı lan sizin harbi?
    biz anca gibik gibik integral türev falan uğraşalım amk :(
    ···
  18. 43.
    +2
    öldü sanıyodum lan ben bu başlıgı beyninde yeni ampüller ışıldayınca devam et değişik güzl bişi
    ···
  19. 44.
    +2
    bu kadar detaylı gözlemi ve yazma-kurgulama yeteneğini ancak bir asosyal gösterebilir. yani @1 ağır asosyal, finalde intihar edecek.
    ···
  20. 45.
    +2
    asosyalleri öldürenleri öldüren bir seri katilim asla kesici yaralayıcı alet kullanmam, zira yarram en etkili silahtır kurbanlarımı gibe gibe öldürürüm.

    @1 arkanı kolla
    ···