Madem okulum kapandı (hacettepe üniversitesi), bi hikayeye başlama zamanı geldi.

Yani bizim bina 4 katlı öylesine bi apartman. Yöneticisi kevser teyze ve kocası muharrem amca. Biz 3 öğrenci kalıyoruz. O yüzden apartmanın en sevilmeyen tipleri biz ve 2. kattaki esra. Esra eve 2-3 günde bir geliyor ama hemen hemen her zaman başka birileri ile geliyor. Bizim tahminlerimiz eskort olduğu yönünde. Saçları, giyinişi, makyajı; tam anlamı ile eskortlar gibi ama tabii bunun hala netleşmiş bir tarafı yok.

Benim oda arkadaşım, kendisi benden 2 yaş büyük 24 yaşında. Bu 6. senesi ve okulu bir yıl daha uzadı. Giriş katta oturduğumuzdan dolayı delikten bakma işi de çığırından çıkmış durumda. Bu dallama esra'nın geleceği saatlerde çayını kahvesini alır, kapı deliğinin oraya geçer. Çok kez yapma etme dedik ama yok kanka kuzenidir belki diye geçiştirdi uzun süreler. Gerçi geçen gece cs go oynarken "kanka bence de eskort ya" dedi. Bunu öğrenmiş olmana sevindim.

Haa bu arada diğer ev arkadaşınız nerede diye soruyorsunuzdur. O normalde ankarada yaşıyor zaten de, ders çalışmaya, içmeye, gibişmeye bizim eve geliyor. Aylık faturaya ortak, mutfak masraflarına ortak değil.

Apartman yöneticimiz kevser teyze hacı. Geçen ramazanda da umre yaptılar. Bir kere evlerine davet etmişlerdi. O zaman gittiğimizde duvarlarda kocaman sureler, o mistik koku... O gün çağırıp yaptıkları konuşmayı unutmam. "Eve kız atmak yok yok yok yok"

Ulan bir kaç sefer ders çalışma bahanesiyle kız çağırmıştık, nereden haberi olduysa (saat gece 1 falan) ta giriş kata geldi, çocuklar, ev sahibine haber vermemizi istemiyorsanız bu kızları yollayın. Okan az kalsın kadını bıçaklayacaktı ama neyse ki araya girdim.

not: Fotoğraftaki apartmana aşırı benziyor. Öylesine koymuyorum. Hatta bizim apartman mı diye bi şaşırdım. Tam köşede oluşu vs. vay lan

okuyan eden yok mu amk

Dün sordum yine soruyorum. Direk final yap diyenler çükü, yok böyle devam diyenler şuku versin. Ona göre yazayım. Hayır zaten ikinci kattaki hatun mevzusu çok çok geniş ve hikayenin adı üst kattaki eskort değil. Ama yine de soruyorum.

Okanla ertesi gün tam dışarı çıkacakken kevser teyze önümüzü kesti. "Çocuklar, bize profiterol yok mu?" diye. ULAN GUDUBET KARI O SAATTE GÜNAH MI ÇIKARTIYORSUN AMK diyecekken "yok be kevser teyze. Sadece şeker verdiği için zütürdük ona." dedim. "Öyledir öyledir" dedi ve yürümeye devam ettik.

Birkaç akşam sonra okulun bi partisi var. Böyle kız popülasyonunun hat safhada olduğu gecelerden biriydi.

Tabi eve çıktığımız dönemlerde çok samimi değildik apartmanla. Sonra kevser teyze ayda bir kere toplantı yaptığı için gide gele samimi olduk. Haftada birisi ya yemeğe çağırır bizi ya da eve yemek getirirler. Biz de öyle dan dun bebeler olmadığımız için sevdiler sağolsunlar.

Geçen toplantıda apartmanın en sevilmeyen kadını en üst kattan zümrüt teyzeye bakarak şöyle demişti. "Birileri balkondan aşağıya sigara atıyor. Markası MM. Aramızda MM içen kim var? diye sormuştu. Sonra bize baktı. Yok valla kevser teyze biz camel içiyoruz dedik. Sonra zümrüt teyze, Belki ikinci kattaki kadın içiyodur. Hani gece geç gelen. Kevser "o vardiyalı çalışan bi yavrucak günahını almayalım. dedi. Biz okanla göz göze geldik. Hafif bi tebessüm. Sonra aşağı sigara atmalar kesildi.

Neyse gene olarak bu kadar bilgi size yeter. Şimdi gelelim asıl konumuza. Okan ve esra.

Okan bir gün rica etti ve ankaradaki bütün eskort sitelerini gezdik. Ulan japon ferreları gibi hepsinin yüzünü kapatmışlar. Tabi azmettik. Ulan boyu şu kadar vardır şu kadar yoktur diye. Sonra boy ve kilo tahmini ettik. Yok ben 60 diyorum o, o kadar yoktur taş çatlasın 52 falandır diye.

Sonra kararlaşırdık. Gece biraz erken gelirse 11-12 gibi o zaman çıkar bir şeyler istemek için bi kontrol ederiz dedik. Ama kim çıkacaktı. Bunun kararı için yazı tura attık. Yazı geldi ve ben kazandım. O gece gelmedi. Ertesi gece saat 12 gibi geldi

En güzel günlerimizin geçtiği bu apartman'ın bi de aidatı var. Tabi öğrenci olduğumuz için imtiyaz gösteriyorlar. Kevser teyze'nin kocası biraz pısırık olduğundan dolayı, aidatları hep o toplar. Hükümet gibi kadındır kendisi zaten. Bi gün nurten teyzeler aidatı vermediler. Binanın içinde BAZI BiNA SAKiNLERi DE AiDATI ÖDEMiYOR ÇOCUKLAR. YENi ARABA ALMAYI BiLiYORLAR AMA.. SiZ ÖĞRENCi HALiNiZLE VERiYORSUNUZ SAĞOLUN diye apartman içinde bağırdı. Sonra nurten teyze de çıktı kapıya. Bağırış çağırış ne ararsanız vardı o gün. Nurten teyzenin kocası da yurtdışında. (ya lübnandı ya da libya). O yüzden savunmasız gözüktüğü için müdahale edeyim dedim. "ya kevser abla boşver boşver. Verirler. Belki biraz sıkışıklardır?" dedim. Bana baktı şöyle bi. Korkmuştum ve tedirginlikle kapıyı kapattım.

Bu Nurten teyze oğluna audi a3 aldı. Kocası iyi kazanıyor diye düşünüyoruz. Bazen eve yemek getirirler sağolsunlar. Biz de çiğ köfte falan yapınca zütürüyoruz. Ama bu nurten teyzenin bir de kızı var. Yok yok sevgilisi var lan. Yani kıvırcık saçlı bi bebe alıp gidiyor bazen. O yüzden çok da takmıyorum.

Giriş katta oturduğumuz için kime kim geliyor, kim kiminle geliyor, hepsini biliyoruz. Üst katta yeni evli çift var. Takır tukur her gece sevişiyorlar. Adamın ensesi sivilceyle doldu 1 ayda. Ondan önce de kerim diye bi torbacı kalıyordu. Torbacı dedikse öyle değil. Camın önünde marijuana yetiştiriyordu pekekent. Kevser teyze bi gün torbacıya " o çiçeğin adı ne? Muharrem amcan bize de alalım, yaprağı çok güzel" demiş. Bunu anlatmıştı bize. Hala güleriz.

Evet esra gelmişti. Biz de klagib beklememizi yaptık ve yukarı çıktık. Biraz züt ve göğüs görmek için ideal noktaydı. Kapıyı çaldık ve esra açtı kapıyı. Çocuklar geçin içeri" dedi. Ulan çılgınlıklardan çılgınlıklara koşasım vardı bu kadınla. Ama ahsen de vardı. Eeh tamam lan o başka bu başka. Bu bir tutku bu bir kafa travması. Suriyeliler görse avrupaya gitmezler, mevlana görse sadece esra gelsin der.

Sonunda elimizde birkaç kadın kaldı. Bunlar birbirine çok benziyor. Memelerden anladım aslında hangisinin olduğunu da.. Açık etmedim. Sonra menapozlu karı gibi cırlamasın diye söylemedim.

Sonra telefon numarasını kaydetti okan. Whatsapptan mesaj attı. Çenesi ve memesi gözüken bir fotoğraf vardı. Seans diye geçiyor postası bilen bilir. Ulan ne komik ülkeyiz amk. Neyse seansı ne kadar ve adres neresi diye sordu. Adres bizim apartmanın adresiydi evet. Bulmuştuk. Ağlamaklıydık ve mutlulukla karışık bi hüzün vardı.

Bir eskort ve iki erkek.. Aslında trajik bi hikaye ama bizim açımızdan sadece. Dışarıdan bakıldığında gayet komik gözükebilir. Bunu öğrendikten sonra bir çay koyup kendimize geldik. O sırada diğer ev arkadaşımız yanında bi hatunla eve geldi. Saat 3 falan. içeri geçip gibiştiler ve biz de cs go oynadık. 2+1 olduğunda dolayı okan benim oda arkadaşım, onun odası başka. Sonra gibişmeleri 20 dakika falan sürdü. Tabi biz gülüyoruz falan. Ulan ben olsam en az 1 saat. Yok sabaha kadar gibi iğrenç muhabbetler dönüyor.

Salona geçtik. Kızı biraz inceledim ve vay amk 20 dakika normal aslında dedim içimden. Bu dallama 4-5 günde bir farklı hatunla geliyor eve zaten. Ama bu aralarında ilk 5e girer. Kız çekinmeden sadece hakan'ın gömleği ile oturuyordu karşımızda. Çay koyduk ona da sonra biraz sohbet ettik. Okul cart curt derken ben uyuyacağım dedim. Sonra odaya geçtik ve ışık kapandıktan sonra sohbet etmeye başladık. Bilirsiniz o sohbeti. Güzeldir yani.

Sonra salondan ses gelmeye başladı. Hadi uyuyabilirsen uyu amk. Neyse kulaklık taktım falan da uyudum sonunda.

gibicem kaç kişi okuyor lan!

Her neyse hazırlandık baya. Hazırlandık dediysem yanlış anlaşılma olmasın, bakkala nasıl çıkıyorsak yine öyle çıktık dışarı. Parti if diye bi mekan var oradaydı. Genellikle kızları en güzel kıyafetlerini giyerler ve kırmızı giyisili ve minili olan kız, o gece birisine mutlaka verir.

Bizim alacak durumumuz yok değil. Yağız delikanlılarız fakat türk erkeğinin klagib çözümsüzlüğüdür gidip iki lafın belini kırmak olayı.

Neyse fakir düşünceli olduğumuz için dışarıda iki bira içelim olm içeride o kadar para vermeyelim dedik. Dışarıda içiyoruz. Kızılırmak sinemasının oralarda. Kevser teyze orada karşımıza çıkt... şaka lan şaka amk.

Saat 12 olunca biraz tereddüt ettim ama bi 10 dakika kadar bekledikten sonra yukarı çıkmaya başladım. Gece gece ne istenir ki diye düşünmekten beynime kramp girdi. Sonra klagib şeker isterim olur biter.

Daha sonra yavaş yavaş yukarı çıkmaya başladım. Dişlerimi fırçalamıştım amk. En güzel ti şörtümü giymiş en güzel kokularımı sıkmıştım.

Kapıya kadar geldim ve çaldım. Kapıyı üç kişi açtı. Sağ meme sol meme ve esra.
"Merhaba. rahatsız ediyorum ama.. Sizden ricam biraz şeker alabilir miyim?" dedim
"Aa tabi. Biraz bekle." dedi.
Ulan ben de mi aşık olmuştum acaba. Yok lan arkadaşımın göz koyduğuna.. giberim lan arkadaşlığı.. Hee amk bütün kuşları gibtik bi leylek kaldı.. Sanki karı evet gel dedi de amk.
"Al buyur. Bu saatte ne yapacaksınız bu kadar şekeri" dedi.
Ulan çalışmadığım yerden sordu. Bir anda aklıma
"Profiterol" demek geldi ve dedim.
"Ciddi misin. O zaman bi tabak da bana getirirsin artık." dedi
"Elbette iyi geceler." dedim ve aşağı indim.

Dışarıda içerken fener beşiktaş muhabbetini koyduk. Zaman nasıl geçmiş anlaşılmadı pek. Futbol muhabbetini girince hep öyle oluyor. Ulan oğuzhan özyakuptan girdik, rivaldodan çıktık. En son baktım rivaldo da iyi züt vardı diye bi cümle kurdu okan, o an anladım mekana doğru gitmemiz gerektiğini.

Mekanın önündeyiz. Olay hacettepeli öğrenciler olduğundan dolayı okul kimliği soruyorlar. Ulan bizden kimlik sordukları sırada 3-4 kız mekana girdi kimlik göstermeden. Ulan pozitif ayrımcılık yapıyorsunuz anlarım da bu kadarı pes. Sonra kimlikleri göstermek için cüzdanladık ellerimizi. Okan hasgibtir benimki evde kalmış dedi. Benimkisi yanımda ama adam yok illa kimlik diyo.

"ağbi dam olsa alır mısın peki?" dedim
"kimlik yoksa Dam şart" dedi.

Hafif yol tarafına geçtik. Düşünüyoruz o sırada. Yoldan birisini tutsak. Hocam böyle böyle diye, kimse kabul etmez. Partiye giren kızlara söylesek daha mantıklı olur dedik. Tam köşe tarafa geçip şık giyimli kadın aramaya başladık. Nihayetinde 2 tane tanrıça teşrif ettiler. Kıyafetleri kırmızı değildi ama kot pantolon da giymemişlerdi anlayacağınız.

"Pardon. iyi geceler. Ben hacettepe xx fakültesindeyim ve arkadaşım da aynı bölümde."
"Ee"
"Arkadaş kimliğini evde unutmuş. Onu bi çözsek olur mu? Beraber girsek?"
"Tamam olur" dedi.

Mekana geçtik. Kızlardan ayrıldık. Ulan diyeceksin madem iki lafın belini kıramıyorsun nasıl gittin söyledin çaat diye. Çünkü iki biraya kadar konuşamayan adamlarız biz. Beşinci birada tuvalette ciks bile teklif ederim ben.

Bitmesini isterseniz hiç araları anlatmayayım. Ama yok güzel gidiyor derseniz böyle çevreden falan da bahsederim. Tabi hikayenin sadece eskort üzerine olmasını da istemiyorum. Çevremde gözlemlediğim bir sürü değişik hayatlardan da bahsetmek istiyorum ama isteyen varsa sonunu hemen tek partta bitirebilirim.

Onu evinin önüne kadar bıraktıktan sonra eve geçtim. Okanla göz göze geldik. Hala aramız bozuk gibiydi sanki. Ne yapıyoruz moruk gidiyor muyuz esra'ya" dedi. Tamam lan gidelim dedim. Zaten mutluyum amk. Kapının önüne çektik sandalyeleri. Başladık çekirdek kolaya. Şampiyon kim olur, yarramı beşiktaş olur olm bu senede 3. olacaksınız gibi bi muhabbet döndü. Sonra kapı sesi geldi. Zeus görse afrodisi gibtir ederdi. Evet gelmişti. Özlemiştim fakat aklım fena halde ahsendeydi.

Esranın kapısını bir daha çaldım. Esranın kapısnı son kez çaldım. Evet esra yine gibişlerde olduğundan dolayı evde kimse yok. Veya bizim okan içeri girdi, gibip bayılttı kadını diye düşündüm ama tabi bu uzak bi ihtimal. Çünkü okan 3 dakikalık bi adam. Haa sen kim köpeksin diye soracak olursanız hadi ben de 5 dakikalık adam olayım. Eğer oyuncu değişikliği kullanacak olursam.. Neyse amk.

Eve geçtim. Telefonu şarja taktım ve hemen aradım. Yok telefonu kapalı. Aklıma binbir türlü şey geliyor. Ulan bi tane hatunla muhabbet kurabilmişim onu da elden kaçırdığımıza mı yanayım yoksa bu bin kurusunun dallamalıklarına mı yanayım bilemedim.

bir saat geçti yok, iki saat geçti yok. Ulan polisi arasam ne diyeceğim. Bizim bi arkadaş var. ee. Bu arkadaş uzun zamandır gibeşemiyor.. Kafaları bozdu ve kayıp oldu mu diyeyim.

Sabah karşı dört oldu ve ses soluk yokken o sırada uyuya kalmışım.

Okan hemen sordu. Boy kilo ne lan diye. "Hasgibtir oğlum ben unuttum. Ona bakmaya gidecektim de mi?" diye afalladım. "Senin ben amk" diye mırladı. Neyse sonra hemen profiterol mevzusunu anlattım. Ulan gece gece nereden buluruz yaparız diye düşündük ve hemen bi internet sitesinden sipariş verdik. Bir porsiyon istedik, çünkü ancak bir porsiyonluk bütçemiz vardı.

Yarım saat sonra profiterol geldi. Onu bi tabağa koyduk. Sonra az gibi geldi ama olsun o kadar diye zütürecektim ki okan "oğlum ben zütürcem" dedi. "Ulan dallama yanlış anlar o zaman. Çaktırma durumu. Ben ayar vercem senin için" dedim.

Yukarı çıktı ve kapıyı çaldım tekrardan. Bu sefer gözlerine ve memelerine bakmak yerine boy ve kilo tahmini için baktım. Elimden tabağı aldı ve ben dedim ki
"aman kilonuza dikkat edin. Çok sık yemen böyle tatlıları"
"Yok zaten dikkat ediyorum" dedi.
"kaç kilosunuz" dedim.
"57"
"Ha boyunuz kaç peki" dedim
"174" dedi.

Tahmine gerek kalmadı artık. Net cevaplar var bende. Aşağı indim akabinde. Okana anlattım böyle böyle diye.

internete tekrardan girdik. Ve 57 174 kadın aramaya başladık. Sarışın ve bizim muhitte kim var kim yok eleme yöntemi ile çalıştık.

Olur mu hüseyin amca. Eğer kalbinde dağlanma oluyorsa, kalbinin ve gözlerinin insanlara karşı olan ritmi değişiyorsa sen duygusuz değilsindir. Mesela fener şampiyon olamadığında sen küfür ediyor musun? dedim
"ediyorum" dedi.
Senin ağlama yöntemin de budur belki. insanlar sadece gözyaşı dökerek ağlamazlar. Bazen insanlar susarak da ağlarlar, küfür ederek ağlarlar. Sen de belki ağlıyorsundur da farkında değilsindir. içine atıyorsundur ve onu alkolle yok etmek istiyorsundur. Ağlamak veya ağlamamak duygunun değil, belki de güçsüzlüğün göstergesidir. Belki de sen çok güçlü birisindir de farkında değilsindir. dedim.

Okan kulağıma eğildi. "Olm eğer bu gece buradan karı kaldıramazsak ben gider esrayı giberim" dedi.
Salak salak konuşma amk. dedim. Biz buraya kız avlamak için mi geldik. dedim
"EVET" dedi. Haklıydı.

Tabi kız avlayacağız ama muhabbet eğer sadece bunun için gelmiş gibi olursa, ne kız avlarız ne de başka bir canlı. Eve giderken aptal gibi bi hüzün çöker. Amaç eğlenmek ve eğlenirken sohbet edip dans edebilmekse illa olur bir şeyler.

Sonra demet akalın falan çalmaya başladı. içeride bira 15 lira. Shot 10 lira. Bilseydim dışarıda daha fazla içerdim dedim. Bilet alırken 2 shot veriyorlar zaten de onlar kesmez kimseyi. Ortam yavaş yavaş ısınmaya başladı. Kızlar ciksi erkekler abaza ve tuhaf bi dans çeşidi türemiş gibi herkes ellerini kaldırıp indiriyor.

Emin olur hayatı sorgulamak için en ideal yer orası. Birlikte girdiğimiz kızların yanında 2 tane dallama belirdi. Ulan 5 dakikalık yanımızda bulunan kadını bile kıskandım yeminle. NASIL ERKEKLERLE DANS EDER ULAN diye gidip kavga edesim vardı.

Uzun zamandır ne kavga ettim ne de halısahaya gittim. O yüzden içimde bi zehir var ve benim bunu boşaltmam lazım.

Bizim yan masada kızlar kendi aralarında dans ediyorlar. zütlerini birbirine falan vurduklarında okanla göz göze geldik. Okan dürtüyor beni hadi git konuş diye. Ulan ben öyle dans edemem. Kesin gibtir yeriz diyorum ama yok okan kafa gibiyor. El mahkum gittim yanlarına.

Okula gittik ama okulun da pek tadı tuzu yok. Tamam kızlar çok taşşaklı ama taşşaklara söyleyecek bi çift lafımız yok. Okulu bi görseniz var ya amk.. Starbuckdan çıkmayan tikyler, caribou'da ödev yapan tipler, çimlerde bira içenler, sigara satıcıları, sınırsız goy goy.. Bunlar belli bi dereceye kadar güzel. Ama gerçekten yanında bi kız olmayınca bunların hepsi anlamsız geliyor. Her neyse eve geçtik tekrardan.

Eve geçtik ama karttan bi 70lik çektirip hüseyin amcaya konuk olasımız vardı. Kararlaştırdık ve akşam hüseyin amcanın bakkala gittik.
"Hüseyin amca kaçta kapatcan bu gece?" dedim
"Canım isteyince. Hayırdır ne oldu?" dedi.
"Akşam şöyle iki duble bir şeyler içelim dedik de uygun musun?" dedim
"Tamam hadi geçelim öyleyse" dedi ve dükkanı kapattı.