1. 1.
    +4 -4
    beyler tamamen yaşadığım hadiselerdir. içerisine bir tane dahi yalan katılmadan aynen aktarılmıştır. Gelişme bölümüne kadar biraz durağan olabilir. Devamı sırf hareket, sırf olay. ama şu var, aşağı yukarı 5 senedir süren bir mevzudur. karıştırmalar falan olabilir. hafıza-ı beşer nisyan ile malüldür ve öyle olaylar var ki ufak ayrıntıları gibtir edin.

    Metin yazıya dökülmüştür. Kâfi miktarda taleple devamı eklenecektir.

    Bilirsiniz zaten aşklar hep yalan dolandır. Sonu da hep… bakalım görelim.

    buyrun;

    üniversite 3. sınıftayım. samimi arkadaşlarım başka bir bölümde okuyorlar. sevgilimden ayrıldım ve yaklaşık iki haftalık bir abazanlık sürecine girdim.

    arkadaşlara, olum düzgün bir arkadaşınız yok mu lan? sınıftada mı yok, diye hayıflanınca kankalarımdan birisi,
    "hacım, bizim sınıfta fulden var. allah'ı var bir yamuğunu görmedik hiç. Ama kızı görürsen aklın çıkar. Ortalıkta görünmez. derse girer çıkar, hemen yurda gider. kimseyle de konuşmaz. Biraz zütü kalkıktır. Daha birimizle sohbeti yok. Anca selam verirsek selam verir. " Derken vurguladığı güzellik unsuruyla bana ihtiyacım olan gazın fazlasını da vermiş bulundu.
    Fulden ne amk, hem Kimmiş lan bu Fulden, ben niye görmedim hiç, deyince kızın anne-babasının ayrı olduğunu ve babasının kızına doğru düzgün para falan göndermediğini; dolayısıyla kızın da kyk yurdundan pek çıkmadığını anlattılar.
    ···
  2. 2.
    +2 -1
    Birden içim parçalandı beyler. Ulan dedim hangi baba kızını gurbet ellerde parasız bırakır! Acaba babasının da mı durumu çok kötü, annesi ne iş yapıyor, bu kız ne yiyor ne içiyor derken fark ettim ki ben bu kızla ilgilenir olmuştum.
    ···
  3. 3.
    +1 -1
    @4 daha dur panpa. talep varsa anlatıyorum.
    ···
  4. 4.
    +1 -1
    Hem hikâyesi ilk etapta biraz damardan geldi hem de kızın güzelliğinin tarifi iştahımı açtı. Bunları hesap kitap ederken geçen birkaç günün ardından gönüllü muhbirliğimi yapan arkadaşlar kızın derse geldiğini haber verip benim de derse misafir öğrenci olarak katılmamı tavsiye ettiler. Tabii ki hemen koştum okula. Bunlar ikinci öğretim oldukları için ortamları hem daha janjalı hem de daha samimiydi.
    ···
  5. 5.
    +2 -1
    Fulden olmazsa başkasını denk getiririz diyerek güzelce hazırlanıp okula koştum. ilk dersi kaçırmış ama ikinci derse yetişmiştim. Teneffüste arkadaşlar dışarı çıkmışlardı, koştum yanlarına. Hani lan kız, diye bütün abazanlığımla kızı sordum. Kız şurada telefonla konuştu sonra apar topar gitti az önce. B bloktan çıkar, koş orada gör istersen, dediler. Koştum gittim ama kimse yoktu. Kuyruğunu kısmış kediler gibi geri döndüm. Derse girdim, bir tane de düzgün kız yoktu. Allah bilir Fulden de leşin tekidir amk diye moral bozukluğuyla hayıflandım.
    ···
  6. 6.
    +1 -1
    bu kadar mı talep var lan binler!
    ···
  7. 7.
    +1 -1
    @14 şimdi öğretmen olduğum için pelesenk olmuş panpa. teneffüs değil tabi, ders arası.
    ···
  8. 8.
    +3 -1
    Sonraki birkaç gün boyunca Fulden’i sordum ama ne derse geliyordu ne okula. Kimsenin de haberi yoktu. En sonunda arkadaşım, Fulden’in sınıfta konuştuğu iki kızdan biri olan kıza sormuş. Gelen haber, “acilen memleketine gitti” şeklindeydi. Allah Allah niye acilmiş ki, diye sordum; hiçbiri bilmiyordu. Yaklaşık bir ay sonra çarşıda gezinirken “aha lan Fulden geçiyor” dedi arkadaş, döndüğüm yerde 250 tane insan vardı amk. Hangisi lan Fulden, diye kızdım ama arkadaş da kızı kaybetti. Bu son olay şartelleri attırdı.
    ···
  9. 9.
    +2 -1
    Normalde sınıf arkadaşlarıyla bile konuşmayan havalı bir kızın facebook’ta ekleyince kabul etmeyeceğini herkes bilir. Ama bazı adamlar ballıdır. Bir hafta kadar sonra da olsa, şarteller atınca eklediğim fulden beni kabul etti. Hesabında ne bir fotoğraf ne bir bilgi olan bu kız gerçekten çok havalı olsa gerekti. Sonra aşık olmamış akl-ı selim erkek metanetiyle bütün abazanlığımı gizledim ve birkaç gün boyunca çevrimiçi görünen bu kıza bir kelime bile yazmadım. 3-4 gün sonra fulden yazmıştı. “uff sana ne be salak” beklemiyor değildim; hazırlıklıydım ama umduğum olmamıştı. Gelen mesaj, “merhaba, nasılsınız? Oha lan dedim, ne oluyoruz. “hamdolsun, iyiyim. Sizleri sormalı?” diye efendi bir giriş yaptım. “ben de iyiyim çok şükür. Sanırım sınıf arkadaşlarımın arkadaşısın. Açık konuşayım sizi hatırlamıyorum kusura bakmayın ama ortak arkadaşlar dolayısıyla tanışmışızdır diye kabul ettim. unutmuş olabilirim. Biraz dalgınım.”
    ···
  10. 10.
    -1
    @24 ne oldu lan?
    ···
  11. 11.
    +2 -1
    Senin canını yerim!!!, diye naralar atasım geldi o an. Çok havalı, zütü kalkık, burnu havada diye anlatılan kızın bu kibar tavrı aklımı almaya yetmişti zaten.

    Ama bir sorun vardı. Ben bu kızı hâlâ görmemiştim. Ve bu kibar tavrı beni de biraz korkuttu. Ulan yoksa leş mi, diye tedirgin oldum. Fakültemde sahip olduğum tanınırlık ve sağlam ortam biraz havalı olmama sebebiyet veriyordu. Bu kızın da bu sebeple yapışabileceği ihtimalini düşünmüyor değildim. Derhal konuşana kadar muhabbete sarmama kararı aldım. Birkaç diplomatik muhabbet cümlesinden sonra hayırlı akşamlar dileyerek facebook’tan çıktım.
    ···
  12. 12.
    +2 -1
    Hemen de arkadaşları aradım durum değerlendirmesi için. Yüzüme tükürmedikleri kaldı. Yine kızı övmeler, yine gaz vermeler. Hay dıbını gibem, yine aklım çelindi diye isyana geldiydim ki facebook’u tekrar açtım. Kız hâlâ çevrimiçiydi, yazmadım. O yine yazdı.

    Okuduğum bölümü sordu. Bölümü övdü. Muhabbet edesi vardı. Ortamım güzeldi binler, amsız kalmazdım. Kafaya taktığım şey; yanıma yakışmayacak hatunu başıma bela etmemekti. Sonra aklıma kızın ailevi durumu geldi. Aklım da başıma geldi. Kızın canı sıkkındı ve kafasını dağıtacak bir şey arıyordu. O da hoşsohbet bir kişi olan benden başka biri değildi.
    ···
  13. 13.
    -1
    yazıyorum panpa.
    ···
  14. 14.
    +1 -1
    Haydi bismillah diyerek, gözü karartarak muhabbete sardım kızla. Sabah ezanı okunmaya başlamıştı. inanamıyordum. Daha önce bir kez bile görmediğim, gördüysem bile varlığından haberdar olmadığım kızla aşağı yukarı 6 saat muhabbet etmiştim. Ve hiç sıkılmamıştım. O da aynı şeyleri söylüyordu. Ezan okunurken “sabahı kılmayacak mısın? (:” diye sordu. O kadar saatten sonra dilimiz açılmıştı, binliği de genele yaymıştık zaten. “böyle güzel bir kızla bu kadar saat sohbet imkanı sağlayan tanrıya şükredilmez mi… tabii ki kılacağım” diye cevap verdim. Kız tekrar gülerek, öyleyse artık uyuyalım. Ama namazı unutma, dedi.
    ···
  15. 15.
    +1 -1
    Kızla alakası yok, sabahı kıldım.

    Ama uyuyana kadar güzelse olabilecekleri hayal ediyordum. O kadar muhabbetten sonra güzel olmadığı fikri uçup gitmişti zaten…

    Yaklaşık bir hafta kadar, sohbet en az 2-3 saatlik seanslarla böyle sürdü. En sonunda bir gün, bu akşam çıkalım bir şeyler yiyelim, dedim. Üstelemeden –ki üstelemezdim- “olur, saat kaçta?” dedi. 7’ye randevulaştık. Şu ana kadar olayların geçtiği şehri dillendirmemiştim. Zaten buraya kadar okuyan artık sırdaşımdır, hafiften özel bilgilere geçebilirim. Yaşadığımız, okuduğumuz şehir konya’ydı. Evet bu taktan şehir. Ama nelere gebe…
    ···
  16. 16.
    0
    eheh yok panpa ya öyle denk geldi. konya'nın ambiyansı olsa gerek. (:
    ···
  17. 17.
    +2 -1
    Nerede buluşalım, diye sordum ama tedirginliğim had safhadaydı. Neden? Çünkü adam gibi okuyan fark etmiştir, ben hâlâ kızı göremedim. Bilen bilir, zafer’de kibrit çarşısı vardır. Orada buluşalım, dedi. Zaten genelde orada buluşulur. O köşedeki kuyumcu hâlâ nasıl sabrediyor onu da anlamadım amk. Neyse.

    Arkadaşlara haber verdim, kızı tarif edin lan, dedim ama ne tarif etseler gibim kalkıyor. Hep öyle güzel, böyle güzel. Zaten anlarsın görünce falan. Hay amk diyerek kibrit’in az ilerisindeki banklara pusu aldım. Eğer gelirse mesaj atar, ben de ararım, o sırada telefonla konuşacağından kim olduğunu anlarım diyerek çöktüm bir banka.
    ···
  18. 18.
    -1
    @42 ileride anlayacaksın panpam.
    ···
  19. 19.
    +2 -1
    Ben geldim, diye mesaj attı. baktım, kibrit’in önünde güzelce bir kız bekliyor. Elinde de bir defter. Defteri göğüsüne doğru içgüdüsel olarak oluşan koruma pozisyonunda tutmuş. Aha kesin bu, tedirgin, defteri tutuştan belli, diye banktan kalktım. Kıza doğru yürürken boyunu bosunu vücut yağ oranını bile hesaplarken yüzümde mona liza tarzı yarı efendi yarı bin bir sırıtışla kıza doğru yürümeye başladım. Kız telefonla uğraşıyordu, ve beni görmemişti. Üstelik abartıldığı kadar bir güzelliği de yoktu. Ha güzeldi güzel olmasına ama bu kadar övdükleri kız bu mu amk diye hayal kırıklığına da uğradım.

    Sonra hafif kalabalığın arasından sıyrılırken telefonum çaldı, fulden arıyordu ama kız hâla telefona bakıyordu. Salak sanırım biraz, diye düşünerek kıza yaklaşık 5 metre kadar yaklaştım ve telefona da cevap verdim. O sırada, heh gördüm seni, diye bir cümle işittim. O an bütün damarlarım genişledi, bütün kaslarım gerildi, bütün reflekslerim teyakkuza geçti. Çünkü fulden, aramızda yaklaşık 3 metre kalan o kız değildi. Derhal kafamı kaldırdım ve bir termal kamera edasıyla etrafı tarayacaktım ki...
    ···
  20. 20.
    -1
    valla yalan yok panpalar. neyse o. geliyor devamı...
    ···