1. 176.
    +1 -2
    Bir anda “bizim evimiz…” diye cevap verdim. Kendime inanamıyordum, dilimin yediği bu taka inanamıyordum. Kendimle çatıştığım, kuvvetli çatışma yaşadığım anlardan biriydi bu. Daha önce hiçbir kıza bağlanmamıştım. Hiçbir kıza kendimi teslim etmemiştim. Hiçbir kızın bir nevi özlük haklarıma müdahil olmalarına izin vermemiştim. Veremezdim de ama ya beynim ya kalbim farklı düşünüyordu ve bunu ona da yansıttılar. Bizim evimiz, dedim. Gözlerindeki ışığı gördüm. Henüz elektriklerli açılmamış “evimizde”, zifiri karanlıkta bir çift ışık huzmesi görüyordum. Elinden tutup en küçük odaya geçtim. Odaya girer girmez “hiii” diye bir tepki verip kikir kikir gülmeye başladı.
    ···
  2. 177.
    +1 -2
    fulden sokağın başında beklerken hızla yatağımızı sermiştim. Yatağımız: yere serilmiş üst üste dört kat battaniyeydi. Yastıklarımızı ve yorganımızı da olabilecek en estetik şekilde kurmuştum. Aldığım tepki yüzümü güldürmeye yetmişti. “inanmıyorum, kuş tüyü” diye kendini yatağa atmadı çünkü dört kat battaniye kendini üstüne atabilecek kadar yumuşak değildi ama bu sözü söyleyip dikkatlice yatağa oturdu. O an utanarak, “şey ya, bunlar temiz midir?” dedi. “ya aslında biraz kokuyorlar, pis olabilirler. istersen yatma.” Deyince kolumdan tutup yanına çekti beni. O zaman biraz pislenelim, dedi o güzelim sesiyle gülerken.
    ···
  3. 178.
    +1 -2
    Bir müddet öpüştük kuş tüyü yatağımızda. Çok çok hızlı gitmek istemiyor, gizemini kaybetmesine müsaade etmiyordum. Zira ne, kim olursa olsun aşinalık soğuma getirirdi. Ve şu an hiç soğuyasım yoktu. Hele de Konya gecesinin ayazı bastırmaya başlamışken.
    ···
  4. 179.
    +1 -2
    Karanlığın bastırmış olduğunu yeni fark ediyordum. telefondan kısık seste müzik açıp aldığımız poşetleri açmaya başladık. Zira biraz acıkmıştık ve o güzelim yüzü görebilmem için bize biraz ışık gerekiyordu. O, çikolataları, cipsleri açarken ben mumları dizip yakmaya başladım. Çaktığım her ateşte, yanan her mumda dönüp fulden’e bakıyordum. Dizlerini kırıp oturması, poşetleri açması, kolaları doldurması…her hareketini seyrediyordum. Yıpıl yıpıl yüzüne vuran sarı ışık soğuk fakirhanemize sıcaklık saçıyordu onun yüzünden.
    ···
  5. 180.
    +1 -1
    Abur cuburumuzu yedikten sonra ıslak mendillerle ellerimizi sildik. Sonra ben yüksek müsaadesiyle lavaboya gittim 1.5’luk şişelerden birini alıp. Küçük su döktükten sonra ellerime su döküp yıkamaya çalışıyordum lavaboda. Açık kapıdan beni görmüş, geldi. Şişeyi elimden alıp elime su döktü. Ellerimi yıkarken boynundan bir öpücük aldım. Gülümsedi. Islak elimi tutup odaya zütürdü ve Tekrar yatağa çekti beni. Yediklerimiz vücudumuzu ısıtmıştı biraz ama şimdi kalplerin ısınması zamanıydı. Yastığı düzeltip sırtımı dayadı ve bacaklarımın arasına girdi. Heyecan yok, heyecan yok diye iç geçirirken kalbimin küt küt vurduğunu hissediyordum…
    ···
  6. 181.
    0
    hani lan nickaltları binler?
    ···
  7. 182.
    +2 -1
    Üşüdüm biraz, dedi masum ses tonuyla. Üşüme, sokul bana iyice, dedim. Sokuldu biraz daha. Başını omzuma koydu. Üzerimize doğru bir battaniye çektim saçlarıyla oynamaya başladım. Ne güzel kokuyor, diye düşündüm yine. Gerçekten ne de güzel kokuyordu. Ne de güzel doluyordu ciğerlerime o kokusu. Derin bir nefes almışım farkında olmadan. Onu kokladığımı anlamış ama yanlış anlamış, “ter mi kokuyorum!” dedi. “vay amk” diye gülümsedim. Ben huzurdan zütveren olmuşum, kız ter mi kokuyorum diye endişe ediyor, diye düşündüm. Kadındı işte, beğenilmek aslî görevi gibiydi. Beğenilmemek ise en büyük korkusu. Yüzünü ellerimin arasına aldım, ne kadar güzel koktuğunu en güzel cümlelerle ifade etmek istiyordum, sustum ve dudaklarına koydum dudaklarımı. Uzun süredir böylesine naif, böylesine ciks amacına hizmet etmeden öpüşmemiştim. Yani ciksin süsü değildi bu, olsa olsa ciks bunun süsü olabilirdi. O derece büyük bir hazdı öpüşmemiz.
    ···
  8. 183.
    +1 -1
    Zaman öyle aksın gitsin istiyordum. Onu öptükçe heyecanım artıyordu ama daha kontrollü olmaya başlamıştı. Yani kontrolsüz bir kibrit bir ormanı heba edebilirdi ama kontrollü yüzlerce mangal ateşinin olduğu yerde yangın çıkmıyordu. O yüzden kontrolün sağlığım açısından öneminin farkındaydım ve onu kaybedersem zütü de kaybedeceğimi biliyordum. Bugüne kadar kimsenin ağına düşmemiş, düşse de yem olmamış ben, bu namı koruyabilmeliydim.
    ···
  9. 184.
    +1 -1
    Ama hâlâ da dudaklarım ondaydı. Alamıyordum ki. Sonra birden başını geri çekip gözlerime baktı. Sadece nefes alışlarımız duyuluyordu. “fulden” dedim. ismi bile cûşa getiriyordu beni. “fulden” dedim ve bana sadece “yine söyle” dedi. Söyledim, “yine söyle” dedi. Fulden dedikçe içi titriyor gibiydi. Boynuma dayadı dudaklarını. Gırtlağıma dayadı, emiyordu. Elleriyle bir mucizeyi kavrar gibi davranıyor, ben “fulden “ dedikçe kendinden geçiyor, sanki sesimi içine almaya çalışıyordu. Üzerimdekileri çıkarmaya başladı. çıkardıkça soğuğun ürpertisi derimi titretiyordu resmen ama o soğukta üzerime akan sıcak nefes donmak üzere olan bir adamın huzurunu yaşatıyordu. Boynumdan meme uçlarıma, karnıma doğru akan sıcacık nefes. Fulden’in nefesi…
    ···
  10. 185.
    0
    Tekrar dudaklarını boynuma yaslayıp göğsümü öpmeye başladı. dudaklarını kondurup çektiği her yerde sıcacık ıslaklığın buz gibi odada oluşturduğu serinlik hissi, o dudakların henüz geçmeyen sıcak kıvılcımlarına karışıyordu. Her dengesizlik beni ona daha fazla çekiyordu. Omuzlarından tuttum, durup gözlerime baktı. Karın kaslarıma doğru çektim, öpmesini istiyordum. Öptü. Öpüyordu, nefesini vura vura öpüyordu.
    ···
  11. 186.
    0
    Bu sefer kendime doğru çektim. Üzerindekileri çıkarmaya başladım. Ben üzerindekileri çıkardıkça o kontrolü bana bırakıyordu, kendini bana bırakıyordu, bizi bana bırakıyordu. Ben kendimden geçiyordum. Kıpkırmızı dudakaları gecenin içinde alev parıltıları gibiydiler ve bembeyaz teninde parıl parıl parlıyorlardı. Sütyenini çıkarmadan kendime çektim iyice. Ellerimi sırtına attım. Boynunu yalamaya başladım. Bu sefer o yaşasın istiyordum sıcak nefesin tetikleyiciliğini. Tetikliyordu da. Boynunu öpmem, yalamam onu hem sakinleştiriyor, gevşetiyor hem de tahrik ediyordu. Bir anda kulak memesini dudaklarımın arasına aldım.
    ···
  12. 187.
    +1 -1
    Kulak memelerini emmeye başladım. Her insanın etkilenme bölgeleri, g noktası falan farklıdır, bilirsiniz. Kulak memesinden herhangi bir kızdan daha çok etkilendiğini fark etmiştim. Üstüne gittim. Sonra elimi beline, kalçasının tam üstündeki çukura attım. O ileride aşık olacağım yerlerden biriydi. Bir çift çok derin olmayan ama gayet fark edilebilen Venüs gamzesi olan yerdeydi şimdi elim ve onları fark etmişti. Fulden, her gelişmede daha çok güzellik sunuyordu bana. Bir elimi sütyeninin kopçasına atarak çıkardım ve bir kenara bırakıverdim. Memeleri yine karşımdaydı.
    ···
  13. 188.
    +1 -1
    Yıllar boyunca da karşımda durmalarından asla sıkılmaz, asla rahatsız olmazdım, olmayacaktım da. Ellerimi memelerine attım. Nefes alışı hızlandı. Üzerime doğru çektim ve yer çekimiyle sallanan memelerinden birini yaz güneşinin altında saatlerce oyun oynayıp dudaklarını kan ter içinde çeşmeye yaslayan bir çocuk gibi ağzıma aldım. Dilimle oynuyor, dudaklarımla emiyordum. Ve fark ettim ki, kulak memelerinden etkilendiğinden çok daha fazlasını yaşıyordu. Gözleri kayıyor hatta kapanıyor, inlemelere başlıyordu. Devam ettim. Şişip oyuna geri dönemeyecek kadar su içen çocuk susamışlığıyla emdim memelerini sırayla. Avuçlarımın içine de alıp, azalan suyun son damlalarını bile almak istiyor gibi kavrıyordum.
    ···
  14. 189.
    -2
    Başını tutup önce dudaklarıma, sonra boynuma getirdim dudaklarını. Oradan göğsüme, oradan abdominallerime, oradan adonislerime zütürdüm. Yavaşça daha aşağı indiriyor, indirdikçe kendimden geçiyordum. En sonunda dudakları küloduma değmeye başlayınca bir elini ona attı ve aşağı doğru çekmeye başladı. işte şimdi adonislerimin işaret ettiği yerde hızlı kan akışının titreyişleri oluşmaya başlamıştı. Külodumu dizlerime kadar indirdi. Sonra Ellerini tekrar adonislerime koyarak dilini torbalarıma zütürdü. Önce dilinin ucuyla üzerinde gezinmeye başladı.
    ···
  15. 190.
    -2
    her zaman olabildiğince traşlı ve temiz gezmeye özen gösteren ben, bugün bunun haklı gururunu yaşıyor; dilinin ucuyla işe başlayan fulden’in yumurtalarımı ağzına almaya başlamasıyla mutluluk hormonları salgılamay başlıyordum. Dişlerini kullanmamaya özen göstererek yumurtalarımı emen fulden daha sonra dili aletimin altından ucuna doğru gezindirmeye başladı. bu beni çıldırtmıştı. Bunu birkaç kez daha tekrar edince dayanamadım ve kendime doğru çekip boynuna sımsıcak öpücükler bıraktım. Nedense boynunu öptükçe öpesim geliyordu. Hoşuna gitti, gülümsedi ve tekrar eski yerine döndü.
    ···
  16. 191.
    0
    Dilini aletimin üstünde gezdirmeye, üzerinde spiraller çizmeye başladı. bazen ucunu bazen dibini yalıyordu ama ucuna gelip başını dudaklarının arasına alması, başının sımsıcak ve ıslak damaklarına değmesi ve habire yenilenen ıslaklığı bende olması gereken her tepkiyi oluşturuyordu. Yavaşça başını öpmeye ve ağzına almaya başladı. birkaç defadan sonra yavaşça sonuna kadar almaya başladı. ortadan uzun boylu aletimin her milimetre karesinin ağzının içinde uyarılması bende dönüşü olmayan bir yolculuğun baraj kapaklarını açıyordu…
    ···
  17. 192.
    0
    Bir müddet daha aletimi yaladıktan sonra altımızdakileri de tamamen çıkardık. Bu sefer üzerinde leopar desenli bir külot vardı ve mum ışığında tıpkı bir leopar gibi vahşi bir görünüm sağlıyordu. Fulden’i yatırdım ve bacaklarını açıp başımı arasına koydum. Muamele sırası bendeydi ve ne yalan söyleyeyim seviştiğim çok uzun, kara ve sünmüş gibi olmayan her vajinayı seve seve bir saat boyunca yalayabilirdim. Ve aynısını ona da yaptım. Bugüne kadar gördüğüm, yalayabildiğim, bizzat ilişkiye girdiğim en güzel vajinalardan biriydi bu.
    ···
  18. 193.
    0
    ilk gecede bunu fark edememiş olmamı yabancı mekânda ve büyük gerginlik altında olmamıza bağladım o an ve bu güzel şeyin karşısında kendimi ona teslim ettim. Ağzıma dolu dolu tuzlu su gelene kadar muamelemi çektim. Bitirmek zorunda kaldığımda fulden’in tırnakları sırtımı delmek üzereydiler ve sesi duyulmasın diye bir elimi ağzına bastırmak zorunda kalmıştım. Bir an kendine gelip onu seyrettiğimi görünce, “daha dur” dedim. Şaşkın gözlerle baktı. Islaklığı tazeyken aletimi vajinasının üstünde gezdirmeye başladım. Derin bir ohh çekip başını yastığa attı resmen, kendini bana bıraktı tamamen. Aletimi bir süre vajinasının ve klitorisinin üzerinde gezdirtikten sonra yavaşça vajina dudaklarının arasında gezdirmeye başladım. Sıcacıktı ve hâlâ ıslandıklarını anlayabiliyordum.
    ···
  19. 194.
    0
    Başını hafifçe sokup çıkarmaya başladım düzensiz harektlerle. Bu onu kudurtmaya yetecekti. Nitekim öyle de oldu. Gözleri kapanmış hâlde tırnakları tekrar sırtıma geçmek üzereyken üzerine uzandım birazcık ve bir elimle tutup ayarlayarak aletimi çok çok ağır harektlerle, milimetrik ilerlemelerle içine sokmaya başladım. Söylemesi ayıp 18 cm’lik aletimi öyle yavaş sokuyordum ki kudurmasını seyretmek bile bana bambaşka zevk veriyordu.
    ···
  20. 195.
    0
    Küt küt atmaktan yerinden fırlama noktasına gelen kalbimse beni korkutuyor, aşırı kan pompalama yüzünden namluda sıkıntı yaratacağından korkuyordum. Hem bana hem de fulden’e kalsa saatlerce sürebilirdi bu an ve aydın havası olmasa hiç de fena olmazdı. O yüzden onun yüzüne odaklandım. Her hareketini takip edecek, bu sayede hem onu anlayacak, hem onu yaşayacak hem de trafik akışında sıkıntı yaşamayacaktım.
    ···