-
476.
0bilgisayar oyunu demişken counter strike ı ilk kez lisede bilgisayar dersinde oynamıştım ondan bahsedeyim. ilköğretim tak gibi geçince ne internet kafede vakit geçirdim ne de herkesin sular seller gibi bildiği oyunları oynayabilme fırsatım oldu. lisede hazırlık sınıfında ilk zamanlar muhabbetlere iştirak edememiştim bunca boş vakitte de yapacak birşeyler bulmalıydım. aklıma ders sonraları paralı hizmet veren bilgisayar odası geldi. neden vaktimi burada öldürmeyeydim?
-
477.
0ders sonrası bir gireyim dedim. abo adım atacak yer yoktu geniş odada. counter oynayanlar mı dersin, age of kasanlar mı ararsın, fm-cm alemlerine dalanları mı istersin hepsi çılgınca vakit geçiriyordu. bekleyenler de ilgisini çeken oyunu takip ediyordu. ben de başladım counter oynayan birilerini takip etmeye. hoşuma gitmişti bu oyun. ortaokulda üzerine dönen geyikleri dinleyip duruyordum ama oynamadığım için de içimde ukde kalmıştı.
-
478.
0bir saat geçti iki saat geçti bilgisayarların hiçbiri boşalmıyor. akşam yemeği saatine yaklaştık ama bir çocuk da kalkmadı. ilk hevesim de böylece sönmüş oldu. şansımı bir de akşam yemeğinden sonra etüd öncesinde deneyecektim.
-
479.
0etüd öncesi geldiğimde de benzer manzarayla karşılaştım. ama sabırla beklemeye devam ettim. tanımadığım bir çocuk kalktı yerine ben oturdum hızlıca. ama yanıma gelen üst dönemler o masanın onlara bırakıldığını söyledi. el mecbur kalkmak zorunda kaldım. sonra da o utançla etüde gittim. giberler böyle işi.
-
480.
0iki gün sonra haftada iki saat olan bilgisayar dersine girdik. hoca din kültürü ve ahlak bilgisi hocasıydı. çoğu okulda böyledir herhalde. hep başka hocalar girer bu derse. neyse efendim hoca bilgisayarı anlatıyor işte word excel falan. ben de evde külüstür bir windows 95 vardı oradan biliyorum az çok bu muhabbetleri. yanımdaki arkadaş da ben de hocanın göremeyeceği kısımda oturuyoruz. bir baktım arkadaş açmış counter kuruyor. nasıl gireceğimi sordum söyledi.
-
481.
0zaten hocada beş on dakika daha anlattıktan sonra sıkıldı bizi serbest bıraktı. başladık oyuna. dust 2 de oynuyoruz. ben tabii çok heyecanlıyım. ilk kez böyle çok kişili bir oyunun parçasıyım. işte bunlar hep yalnızlık. oyuna adapte olamadım tabii. gelen vuruyor giden vuruyor. o bir buçuk saatlik oyunda hepi topu 10 kişiyi vurmuşumdur. ama aşırı hoşuma gitmişti bu oyun. bir de bağımlılık yaptığını bilmiyoruz sürekli oynayasım geliyor. sıkıcı ingilizce dersi bitse de parayla da olsa oyansam diyorum içimden.
-
482.
0bir ay sonra artık bilgisayar odasında kimin ne oynadığını biliyorum. oyunlar hakkında da üst dönemlerle muhabbet ediyorum. böylelikle o ilk dönemlerdeki tutukluğumu atmada bir kolaylık oluyor bu bilgisayar oyunları. age of ve cm yi de bu bilgisayarlarda öğrenmiştim. ama nedense hiçbiri counter ın yerini tutmamıştı. bir ara her ders çıkışı kendimi bilgisayar başında buluyordum. kölesi olmuştum resmen. özellikle hazırlığın sonlarına doğru bu haldeydim.
-
483.
0sonraları bu istek azaldı. kendimi sohbetlere daha çok adamaya başladım. çünkü içime sinmiyordu bu sanal oyun furyası. içimdeki gerçek yalnızlıkları boşlukları bunlar hakkıyla dolduramaz gibime geliyordu. ben ta o zamanlardan beri kendimi kandıramam. ne gerçeğim varsa kendimi sorgularken açık açık benimsemeye çalışırım. işte o dönemlerde arkadaş muhabbetlerinin sıcaklığını hissettim ve hazırlığın ortaları sonlarından itibaren kendimi bunlara adadım. iyi ki de öyle yapmışım diyorum.
-
484.
0neyse günümüze döneyim yine aralarda liseye veya ilköğretime dönerim. yeni geçtiğim evde kiralık olarak kalıyorum. dediğim gibi bir sene oldu ama bana hala yeni taşınmışım gibi geliyor. alışamadığımdan herhalde. ben lisede de ünide de hep birileriyle kaldığım için şimdi yalnız oturmak özellikle başlarda pek hoşuma gitmedi. ses olsun diye evde televizyonu veya radyoyu yatana kadar açık tutuyorum.
-
485.
0son zamanlarda bu alışkanlığımı bırakıyorum sayılır. işyerinden ise hiç arkadaş edinemedim. neredeyse iki yılı geçkin iş hayatımda samimi birilerini bulamamış olmam sorunun benden kaynaklandığını gösteriyor diye düşünüyorum. çünkü işyerinde çalışan meslektaşlarımın bazıları kendi aralarında kaynaşmış vaziyetteler. ben başlarda onların arasına sokulmaya çalıştım ama nedense bir türlü ısınamadım onlara. bir yapmacıklık havası sezdiğim ortamlarda kendimi açamıyorum belki sebep budur.
-
486.
0ya da sebep aynı aileme yaptığım gibi bir önyargı problemidir. bu bahsi de iyice açmayı düşünüyorum ki akıllarda soru işareti kalmasın. ben ciddi manada bir önyargı hastasıyım. kendimi didik didik edercesine sorgulamaya son iki üç senedir başladığımı belirtmiştim zaten. işte bu irdelemelerimde kendimle ilgili bu kanıya vardım. ben özellikle aileme karşı bunu uyguluyor ve bu sebepten ailemle ilgili sorunlarla boğuşuyordum.
-
487.
0ailemin de hataları oldu mu tabii ki olmuştur ama bu onların kendilerinde gözleyecekleri ve değiştirecekleri bir vaka. hoş bu saatten sonra değişseler ne olacak? beni bu ilgilendirmiyor. ben kendimle ilgili bu önyargı konusuna son zamanlarda ciddi biçimde kafayı takmış durumdayım. neden aileme karşı bu önyargıyı besledim durdum? mesela bu ailemin biraz baskıcı olmasından kaynaklanıyor olabilir mi? akla ilk gelen çözümleme cümlesi bu olmalı.
-
488.
0çünkü ben ailemin kötü veya nahoş bir yanını görmüş olmalıyım ki onlarla iletişimi kesecek veya yanlarında bulunmaktan dahi irite olacak bir hale sokmuş olmalıyım kendimi. tabii şu nokta da var: bana göre kendileri birazcık baskıcı hatta ileri gidiyorum bayağı bayağı bazı konularda hayatıma baskı uygulamışlar diye düşünüyorum ama onların dünyasına göre bu gayet normal. evet yaptığımız ve epey tartışmalı geçen son konuşmalarımızda bende uyandırdıkları intiba bu yönde.
-
489.
0baskıcı olmadıklarını, beni dış dünyaya karşı koruduklarını biraz dolandırarak söylüyorlar. dikkat çekmek istediğim bir başka nokta bunu direkt olarak söylemiyorlar. daha dolambaçlı bir dil kullanıyorlar. bu da bizim ailemizdeki bir utanma duygusunun bir şefkati gösterememe probleminin dışavurumu. son konuşmalarımızdaki çıkarımlarım bu yönde.
-
490.
0neyse bu başka bir konuydu şimdi yine önyargı meselesine gelelim. bir örnek verecek olursak beni ilköğretim hayatım boyunca servise bindirerek dış dünyaya karşı koruduklarını söylüyorlar. ama bu benim arkadaşlarımdan uzak düşmeme yol açtı. yani yapmak istedikleri bir iyilik benim arkadaşlarımdan uzaklaşmama yol açtı. şimdi bu mantıktan bakıldığı zaman aslında ailelerin genel bir sorunuyla karşı karşıya kalıyoruz. çocuğun iyiliği ve can güvenliği mi yoksa sosyal hayatı mı?
-
491.
0sizin çocuğunuz olsa hangisine ağırlık verirdiniz? ben bu konuda yorum yapmak istemiyorum. ama şu nokta önemli: çocuğu arkadaşlarından gelebilecek olası tehlikelerden korumak onu servise bindirip sonra da eve geldiğinde eve varmış mı diye kontrol etmekle olmaz olamaz. bu biraz eski usül bir çocuk yetiştirme yöntemi. bence çocukla anne baba arasındaki iletişim bir çocuğu bilinçlendirmek için vazgeçilmez bir araç olmalıdır.
-
492.
0ama bizim aileye iletişimin i si gelmedi. varsa yoksa kavga varsa yoksa sözlü dalaşlar. beni ve abimi neredeyse sağlığımızdan etmeye varan bu gerginlik ve nefret ortamında (evet annem ve babam birbirlerine nefretle ve kinle bakıyorlar) nasıl bir iletişim bizi çevremize karşı uyarabilirdi ki? belki bu kavgalar beni ailemden soğuttu. çocuğun değil de haklı olmanın önem kazandığı bir ortamda siz nasıl bakardınız ailenize?
-
493.
0bu aynı, bir restoranda yemek sonrası hesabı ödemek isterken tartışan hatta kavga eden insanların yaptığına benziyor. böyle örnekle anlatmak daha iyi olacak sanırım. huzur içinde büyük biri iştahla yemeğinizi yemişsiniz üstüne tatlıları da lüp lüp zütürmüşsünüz. arkadaşlarınızdan ikisi hesap için ben ödeyeceğim tartışması başlatıyorlar. araya girmeye çalışıyorsunuz ama nafile tartışma giderek alevleniyor.
-
494.
0yemeğin tüm lezzeti birden ortadan kalkıyor yerini midenizde acı bir zehre dönüşüyor. tartışma kavgaya evriliyor siz de yemekten aldığınız lezzeti bir kenara bırakıyorsunuz. hatta içinizden keşke tartışma çıkmasaydı, yemek yemesek de olurdu diye içinizden konuşuyorsunuz. kavga devam ediyor ve artık ayrılmak istiyorsunuz hesabı ödeyemediğiniz için ayrılamıyorsunuz da. illa karışamadığınız bir hasımlığı seyretmek zorunda kalıyorsunuz. nasıl hissediyorsunuz?
-
495.
0işte benim ve abimin bu günaşırı kavgalardaki halet-i ruhiyemiz bu şekildeydi üç aşağı beş yukarı. çoğunlukla bizimle alakası olmayan tartışmaları dinlemek zorunda kaldı bu kulaklar. birlikte yaşamanın verdiği huzur çıkan tartışmaların gölgesinde kaldı. ben abimle beraber yapıcı bir tavır takınmaya çalışırken babam ve annem haklı çıkma sevdasına olumlu havayı bozup durdular. bunlar kötüleme için söylenmiyor yalnız, olan biten buydu bizim evde.
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 23 06 2024
-
qofuş qalk
-
türk kızları işte budur
-
zalinazurt ablanın kalçalarını tokatladım
-
olm eski entrylere ne oldu
-
sözlük yazarlarına özel ücretsiz büyü yapılır
-
abovvvvvv sarı papatyamız elden gidiyor
-
yani seni bulur
-
tom yine yolundasın kardeşim
-
dipsy kanka bayat ekmek varsa
-
tom koftiden drama çıkardı
-
zengincrossdresser pembe ayakları ve ojem
-
size bir milyarr dolar verecekler ama bir şarla
-
malatya deprem 22 06 2024
-
odanın köşesinde çarşaflı bir kadın bana bakıyor
-
beyler bundan sonra tasarruf yapıcam amkk
-
kim jonguna neden kim jongun demişler
-
kodumun şizofreni çok sevimsizsin
-
ah ulann anılarr
-
ben racon kesmem nefes keserim
-
cccrammsteinccc janti bir kardeşimizdi
-
nikaltıma yazan 1 kişiye misafir olacam söz
-
ördek ile memati sevişse
-
400 kişilik erkek yurdunda böyle geziyorum
-
bu ay 48 bin lira maaş aldım
-
gürcistan deprem 22 06 2024
-
an itibariyle zengin cd ve ayak parmakları
-
urmağunun akuşuna ölürüm türküyem
-
adnan menderes kahve evladıdır
-
harbi ölmüşmü
- / 2