1. 18876.
    +8
    ..pazartesi günü..

    Bana, hayatımın en güzel gecesinin sabahını zehir eden o mesajın sahibini, buseyi zaman ve mekan ayırdı yapmaksızın ilk gördüğüm saniyede köşeye çekecektim.. tabi ebru yanımda yoksa..

    ilk blok ders arasında fırsat kolladım, ama ebruyu ekarte edemedim.. öteden beri adam markajı iyidir ebrunun hatırlarsanız ehehe..

    Öğle arasında da fırsatım olmadı, olmayacak sanıyordum ki, yemek yiyip yukarı çıktığımızda, ebrunun tuvalete girişi ile, busenin koridorda peydahlanması mükemmel bir tayming ile bir araya geldi..

    Karşıdan geldiğini görür görmez ok gibi fırladım.. üzerine geldiğimi, ben yürümeye başladıktan 2-3 saniye sonra fark etti buse, o anki şok ifadesi muazzamdı..ona doğru bu şekilde en son gidişimde, elimden zor almışlardı malum..

    Bu kız..

    Çok güzel….çok güzel be beyler…

    Geride bıraktığı karanlık günlerin ardından, o bildik enerjisine, o ışıltısına, havasına yeniden kavuşmuş.. hayır, başka bir durum söz konusu olsa, bambaşka bir evrende, bambaşka bir paralel de, başka bir hayatta karşı karşıya gelmiş olsam, o değil, ben şoke olurum, dizlerim titrer, güzelliğinin, etkileyiciliğinin ve o neredeyse elle tutulur somutluktaki karizmasının yanında.. titremedi mi?..bir zamanlar?

    Ama şimdi, sadece bir hain görüyorum baktığımda.. sevmeyi, sevilmeyi hak etmeyen bir hain..

    “gelsene sen az şöyle..” dedim..

    Gak guk etti, tam o anda yetişip kolunu yakaladım, pencerelerden birinin kenarına doğru sürdüm bunu,

    “ne..napıyorsun tsigalko?”

    “konuşucaz..”

    “tamam.. konuşalım..ama.. niye böyle?”

    “ya nasıl olacaktı?..bir akşam yemeğine çıkalım istersen? Ha? mum ışıkları filan?..gene masa hazırlayayım mı sana odam da? Gerçi, odayı da değiştirdim bu aralar ama neyse..”

    Ağzı yüzü gerildi..cam gibi oldu gözleri.. genişleyip daralmaya başlayan burun delikleri, içinde köpürmeye başlayan duyguların en belirgin göstergesiydi.. ağlamaklı oldu.. giberim ağlama lan!..iki laf edemiyorsunuz zırlamadan…sıçarım size de, duygusallığınıza da..siz bunlarla ağlıyorsanız,o zaman benim ölmem lazım dıbına
    koyim.. gözlerime musluk takıp şifalı su diye bidon bidon gözyaşı satar, köşeyi dönerdim..

    “ne yapmaya çalışıyorsun sen, anlayamadım tam olarak?” diye yüklendim, hesap soran bir tavırla,

    “yani, şu mesajı atmaktaki amacın neydi..onu bana bir açıklar mısın?”

    Yutkundu.. gözleri sağa sola kaçtı.. sanki devlet sırrı soruyorum..

    “öyle…bir amacı yok.. zaten…karşılık beklemediğimi ve karşılık vermemen gerektiğini de yazmıştım..bil istedim sadece.. seni aldatmadığımı..”

    “bekleme zaten.. benden alabileceğin bir şey yok.. kalmadı..tamam mı?..bilsem ne olur, bilmesem ne olur, ne fark eder yani?..sen beni, en çok yanımda olman gereken zamanda terk edip gittin mi? gittin.. sebebi far etmez..ben sonuca bakıyorum…iyi ki de gitmişsin.. sayende hayatımın kadınını buldum..”

    “iyi..ne güzel işte…mutluluklar size..” dedi iyiden iyiye çatallaşan bir sesle..
    Tümünü Göster
    ···
  2. 18877.
    +1 -1
    @gibertme sende haklısın ben bi kızdan ayrıldığımda ondan kalan herşeyi atarım bitanesi duruyo oda gsli kupa *
    ···
  3. 18878.
    +6
    Kötü olmaya başlamıştım..

    Aslında aklımda daha onlarca hakaret, yüzlerce azar ve itin zütüne sokma girişimi daha vardı ama, kısa kesmem gerektiğini hissettim bu konuşmayı.. çünkü, öldüğünü, öldürüldüğünü, öldürdüğünüzü sandığınız bazı duygular, az da olsa canlı olabilirdi hala…derine, çok derinlere gömdüğünüzü sandığınız o hisleriniz, yeterince derinde olmayabilirdi..

    Kısa kes tsigalko…aydın havası olsun..

    “o mesajı atmanın hiçbir mantıklı sebebi yok bence.. demi?... yok?..saçmaladın.. muhtemelen yalnızlığına içtin o gece, sonra da bu mesajı sıçtın.. demi?..”

    “öyle olmasını mı isterdin?” dedi burnunu çekerek..

    “ya buse!..bir tak istediğim yok kızım benim senden.. rahat bırak beni, bir daha, en ufak bir mesaj, en ufak bir ima, ben ebruylayken en ufak bir taciz bakışı bile istemiyorum.. anladın mı?..ne bu ya?..bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü?... bir daha tekrarlanmasın bu..”

    Beni şaşırtmayaraktan ağlamaya başladı nihayetinde.. neyse ki zırlamıyor.. sessiz sessiz hıçkırdı birkaç kez.. avuçlarının içiyle sildi gözlerinin etrafını.. güzel parmaklarına kaydı gözlerim…hafifçe pembeleşen düzgün burnuna, yanaklarına.. ışıl ışıl saçlarına.. tenine..

    Gitmem lazım buradan…

    “tamam..ama…ben…seni…aldatmadım…” dedi hıçkırıklarının arasında…”hiç…başkası…olmadı…hep..sen…vardın…aldatmadın…”

    Robota bağlamış gibiydi..

    “tamam anladım” dedim ben de robot gibi ifadesiz bir sesle..ama yavaş yavaş uyuşmaya başlayan eklemlerim, kalbimin, sesim gibi ifadesiz kalamayabileceğini gösteriyordu bana..

    Arkamı dönmeye hazırlandım.. artık gitmeliydim..

    “mutlu..ol…ursun.. inşallah..” dedi kelimeleri hıçkıra hıçkıra zorla atarak dışarı..

    “sen de..” diyebildim..ama artık o umursamazlık örtüsü kalkmıştı üzerinden sesimin…

    ilk öpücüğünü almış ergen kızlar gibi koşar adım kaçtım pencerenin önünden..

    Ne olursa olsun, sonuç olarak, beni ve ebruyu kurtarmayı başarmıştım.. sınıfa girdim, yanına oturdum.. teknesini marinaya demirleyen bir denizci gibi, ben de yeniden demir attım ebrunun huzurlu limanına..

    Fırtına geçti.. mürettebat sağ..

    ···
  4. 18879.
    +7
    Ebru yer verdi, duvar kenarına geçtim oturdum..

    Hoca henüz gelmemişti..

    Konuşmuyor oluşundan ve yüzündeki imalı, ince gülümsemesinde, buseyle beni cam kenarında konuşurken gördüğü belli oluyordu.. elbette görmüştü, ya ne olacağdı?..zaten görsün diye öyle ulu orta konuştum.. ondan gizlim, saklım yok benim.. zaten her şeyi söyleyeceğim..

    O da, biz orada konuşurken yanımıza gelmeyerek ne kadar kaliteli ve anlayışlı bir kız olduğunu zaten göstermişti, orada başka bir kız olsa, ne bileyim böyle çaçaroz, kezban mezban diyorsunuz ya hani, işte onlardan olsa mesela ebrunun yerinde.. cıngar çıkardı yeminlen.. akşdıbına da ayrılıp, facebookta can yücel şiirleri paylaşmaya başlardık..

    Ahh ah..ebru, bambaşkasın..

    Şimdi, hala bir şey demiyor, benden bekliyor anlatmamı.. biraz nefeslendim sırama geçince..o ise yüzünü çevirmiş bana bakıyor..ben de şöyle bir yan gözle baktım kontrol amaçlı.. yine aynı imalı gülümsemesiyle (ki epey tehlikeli bir gülümseme bu..hesap soran bir gülümseme..) ve yüzümü tarayan iri kahverengi gözlerle karşılaştım.. evet tsigalko, artık açıklama yapsan iyi olur…kızı kızdırma, üzme…

    “naber?” dedim salak salak.. gülümsedim,

    “süper?” dedi tek kaşını havalandırıp…”senden naber?”

    “iyi ben de…” iç çektim…”sana anlatmamı beklediğin bir şey var sanırım?” dedim cool görünmeye çalışarak..

    “evet” dedi net bir ses tonuyla.. yüzündeki gülümseme pgibopatlaştı biraz, korktum amk.. gözleri fincan gibi..

    “anlatacağım zaten.. sana anlatmayacağım bir şey yok..(: …ama ayak üstü konuşulacak şey değil.. okul çıkışı bana gidelim.. konuşalım” dedim yine aynı sakin ve rahat tavırlarımla..onu da böyle sakin kalmaya ve biraz da rahatlamaya davet ediyordum bu şekilde..

    Bir şey söylemeden, yüzündeki gülümsemeyi sildi,o, ne zaman görsem “gibi tuttuk” diye düşünmeme sebep olan ifadesiz halini takındı, önüne döndü..

    Trip atılıyor loading %7….
    ···
  5. 18880.
    +2
    heh tsi akıllı ol panpa
    ···
  6. 18881.
    +7
    http://fizy.com/#s/1agvwe

    Yanına sokuldum biraz, elimi beline doladım, kulağına eğildim..

    “anlatıcam dedim ya bitanem?”

    “tamam” dedi kafasını bana çevirmeden..

    Boynundan bir öpücük aldım..yeniden fısıldadım, “tamam ama, surat yapmak yok?”

    Tepki vermedi,

    “bebeğim?..ne kendini gerdiğine, ne de beni üzdüğüne değmez..hadi öp yanağımdan da tatsızlık varmış gibi olmasın aramız..”

    Yan gözle baktı bana..gülümsedim..yanağını okşadım..güven aşılamaya çalıştım..gözlerimi, kahverenginin en güzel tonunun içine kilitledim, hapsettim..ben uzanıp öptüm sonra yanağından..ondan da aynısını bekledim..

    Eğildi, o da öptü..ama biraz soğuk bir öpücüktü bu…”bak şimdilik ateşkes ilan ediyorum, ama bana çok sağlam bir açıklama borçlusun” der gibiydi mimikleri..

    Bu beni sevindirdi, gülümsemem büyüdü..yeniden saçlarını yüzünü okşadım…sağ ol bir tanem..bana anlayış gösterdiğin ve zaman tanıdığın için teşekkürler..

    O sırada nilay gelmiş, önümüzdeki sıraya otururken laf attı,

    “ne güzel sevişiyorsunuz ya (: ..canım çekti şu an..x)”

    Güldüm..ebru soğuk bir gülümsemeyle yetindi..

    “nerde bu hoca yeaa 10 dakika geçti, beş dakika daha gelmezse ders düşecek, hişşşşt…bize kaçalım mı?” diye devam etti nilay..

    Necoyla çıktıkları eve henüz gidememiştik, ev taşımaydı, sevgililer günüydü derken, kaç gün oldu anasını satayım..gitmek lazım..tavır yapıyoruz sanmasınlar yani..

    “geliriz tabi şekerim, ama önce bana uğrayacağız, oradan geçeriz ;) demi aşkım?” dedim,

    Ebru, “bakarız..olabilir” dedi..bozuk bozuk..

    Nilay göz attı bana, “ne ayaksınız la?” gibisinden, ben de “bir şey yok yeaa” diyen bir mimikle karşılık verdim..

    Hoca 1-2 dakika sonra geldi..geç kaldığı için özür diledi (evet var böyle hocalar, hem de doçent) ve her zaman ki gibi güler yüzlü bir şekilde dersini anlatmaya başladı,

    Sınıfın geneline hakim olan pozitif hava, bizim sıra için pek geçerli değil gibiydi..ebru ders boyunca konuşmadı, renk vermedi..ben de üzerine gitmedim..nasılsa konuşup halledeceğim..ama azar yemem de kaçınılmaz gibi duruyor..olsun..onun azarı bile iltifat gibi gelir bana..
    ···
  7. 18882.
    0
    böyle bekle bekle olmuo sen at partları ben bir meditasyon yapıp geliorum
    ···
  8. 18883.
    +4
    tsigalko reyiz bırak tribi ağzına sıçsa haklı yenge. buse'yle konuşuyosun ebru yengemiz sesini çıkarmıyor, yakında tribüne çıkıp taraftarı olcaz ebru reyizin.
    ···
  9. 18884.
    +5
    Ders bitti,

    Sınıftan çıktık.. nilay ve neco, illa gelin akşam diye ısrar ettiler biraz daha, tamam mamam deyip geçiştirdim..

    Ebru arabayla gelmişti bu gün, siyah golf e atladık, hala konuşmuyoruz..

    Sert bir kalkış yaptı..

    Bir iki dakika geçmişti ki, nihayet ağzını açtı,

    “evet, seni dinliyorum?”

    “he?..aa.anlatıcam..eve gitmiyor muyuz işte?”

    “kalamam ben vaktim yok.. anlat işte yolda..”

    “ya..kızım geldik zaten beş dakika daha sabret, beş dakikalık mevzu değil bu..” dedim.. demez olaydım.. biraz umarsız gibi mi çıktı sesim? Çıkmaz olaydı..

    Ebru, arabayı bir anda öyle bir sola kırdı ki, az daha kapının cdıbına yapışıyordum.. sertçe yanaştı, el frenini çekti..

    Hah, bir de levyeyi çıkar levyeyi, torpidodan, ağız burun gir bana güzelim oldu mu?

    “tamam anlat şimdi” dedi bıçak gibi bir ses tonuyla..bir eli direksiyonun üzerinde, bir eli benim koltuğumun başlığının arkasında, üzerime doğru hafifçe eğilmiş.. gözler ateş saçıyor..

    Korkuyorum beyler..

    Bir yandan bu gerilim, bir yandan da az önceki baş döndüren keskin manevranın etkisiyle ambale olmuştum resmen.. ebrunun böyle sert çıkışmasını beklemiyordum..ki, gerek de yoktu zaten buna..bak, deminden beri ne güzel övüyoruz, anlayışlı diyoruz, kaliteli diyoruz, kezban değil diyoruz..bu mu yapılır yani?..

    “ebru niye böyle yapıyorsun?” dedim mesafeli bir sesle..

    Hala deli gibi bakmaya devam ediyor yüzüme..

    “gerek yok buna?” dedim..

    “tamam anlat” dedi robotik bir şekilde..”dinliyorum.. bütün gün burada durabiliriz gerekirse.. vaktim senin..”

    Yutkundum…”hani işin vardı?..eve niye gitmiyoruz, neden inat ettin bu kadar anlayamadım?” dedim.. benim de sesim yavaş yavaş gerilmeye başlamıştı…

    “tamam işimi iptal ettim.. hayır şimdi, burada anlatacaksın.. koridorun orasında eski sevgilinle muhabbete çekinmiyorsun, o ayak üstü olmuyor da, bu mu ayak üstü olacak?”
    ···
  10. 18885.
    +1
    ahah lan iyi
    ···
  11. 18886.
    +1
    devam devam
    ···
  12. 18887.
    +5 -1
    http://fizy.com/#s/3woqb2

    Cık…olmaz böyle ama..ebru…

    Önüme döndüm…hayal kırıklığına uğramış bir sesle konuştum bu kez, “çok çocukça şu an yaptığın..ne yani şimdi inada mı bindiriyoruz? Senin dediğin, benim dediğim mi olacak?..ya, eve gidelim diyorum, ama neden? Çünkü adam akıllı oturalım yan yana, sakin sakin konuşalım, konuşurken ben sana dokunabileyim, seni dizime yatırabileyim..kolumu boynuna sarabileyim..diz dize olalım diye..niye bunu yapıyorsun ebru? Bir çeşit ceza mı, buse ile konuştuğum için? inan değmez..sen daha çok üzülürsün sonra bana bunu yaptığın için..hadi..sür şunu evimize..”

    Daha ne kadar alttan alınabilirdi ki? Değil mi beyler? Daha ne kadar sakin kalınabilirdi?..insan sevince, böyle olabiliyor işte..buna katlanabiliyor..bu ona cefa gibi, zorunluluk gibi, zor gibi gelmiyor o zaman..

    Ama ebru tatmin olmamıştı, nedensizce saldırmaya devam etti..yapma ebru..yapma be bitanem..yakışmıyor sana..eğreti duruyor..sahte duruyor..trip yapma bana..beceremiyorsun bile zaten..

    “hayır sen zaman kazanmaya, soğutmaya çalışıyorsun..”

    Benim onca pozitif, ılımlı lafımın üzerine bu yaftalar gelince, balatam sıyrıldı bir an..sesim epey yükseldi,

    “neye zaman kazanmaya çalışıyorum ebru? Sen neden bahsediyorsun kızım ya?! Neyi soğuyacağım?..lan ben açıklayamayacağım bir şey olsa ulu orta iş yapar mıyım? Sen de biliyorsun bunu, neden gelmedin o zaman yanımıza koridorda?”

    “haa..yani açıklayamayacağın şeyleri gizli gizli yapıyorsun zaten öyle mi?..”

    “yuh…yuh ebru..bravo…burdan onu mu çıkardın?... konuyu zorla saptırıyorsun..canın kavga etmek mi istiyor he güzelim?..he?..söyle hele sıkıldın mı benden?..he? söyle…ne oldu?..artık hevesin kalmadı mı? ya da öyle yüzük müzük girince işin içine fazla mı ciddiye bindi durum..korkuttum mu?..he söyle?!”

    iyice çileden çıkmış bir vaziyette saydırırken,bir yandan da kızın koluna yapışmışım, farkında değilim..baktım yüzü hepten hayalet görmüş gibi oldu, gözleri filan dolmuş, taşmak üzere..kolunu bıraktım..diğer eliyle sıvazladı hemen tuttuğum yeri..lan..acıttım mı?..hay anas….

    Bir şey demedi, kastı kendini..sinir harbinde şu an da…niye? Hiç gereksiz…ah ebru ah..

    “ebru..hadi canım..sür şunu eve de..oturalım sakin sakin konuşalım..hadi bitanem..ne duymak istiyorsan anlatacağım” dedim sesimi yumuşatmaya çalışarak..sıçtım, şimdi toplamaya çalışıyorum..

    “burada anlatacaksın..” dedi inatla..kegib kegib…lan ne biçim damar varmış sende de be..

    “ebru!..”

    “sabaha kadar dururum burda gerekirse..” dedi, mızıkçı çocuklar gibi..

    “ebru..inada bindirme bak..”

    Kaşlarını hava kaldırdı..sinirden, inattan çatlayacak..gözleri boşalmak üzere..

    “hiç..boşuna..” dedi yine kegib kegib..

    “iyi” dedim..arabanın kapısını açtım..adımımı dışarıya attım..çıktım arabanın içinden…döndüm sonra..kapıyı kapatmak için..biraz da sertçe kapattım..

    Sonra..

    Sonra, tekrar önüme dönüp, gitmem gerek değil mi?..hemen bir saniyelik bir durum bu…ama gidemedim işte..camın arkasından öyle bir baktı ki bana..o bir saniye uzadı…üç oldu…beş oldu..

    inatçı... inatçısın….sen de inatçısın..ama ben..o laz damarı yok mu…ah ulan ah..ilk defa sitem ettim kimliğime, kütüğüme..

    Sen inatçısın…ben senden inatçı…

    Döndüm sırtımı her şeye rağmen..öyle ya, inadım inattı benim…başladım yürümeye..ebruyu öylece arabanın içinde bırakıp, hızlandırdığım adımlarla otobüs duraklarından birine doğru ilerlemeye başladım…
    Tümünü Göster
    ···
  13. 18888.
    +1
    bu gecelik benden bu kadar panpalar, en kısa zamanda yeniden görüşmek üzere, yorumlarınızı esirgemeyin, sevgiler ;)
    ···
  14. 18889.
    0
    yeni başladım sayfa 3 reserved
    ···
  15. 18890.
    -1
    senin amk tsi ben gidiyorum
    ···
  16. 18891.
    +2
    tsi reyiz yine mallığını yaptı ve gibik bir mesaj yüzünden ebru yengenin güveninin dıbına koydu. özet geçtim binler
    ···
  17. 18892.
    +2
    laz damarına sokıyım anlat işte arabada amk
    ···
  18. 18893.
    +1
    yaptıkların 1 değil 2 değil lan kaç kişinin hayatını gibtin ne pişmiş adamsın ya kız bir şeyi anlat dio sen kapıyı çarpıp çıkıosun ayıp lan ayıp hakiki binsin be tsi ama bu seni desteklemediğim anldıbına gelmez (:
    ···
  19. 18894.
    +1 -1
    buseye çok gereksiz bir çıkış yaptın. dengesizlikte üstüne yok empati denen şeyden zerre anlamıyorsun. Ebruda çok ergence bi tavır sergiledi, trip atayım derken ilişkinin dıbına koydu arabada olanlarda seni haklı buluyorum
    ···
  20. 18895.
    +1
    Ananı gibeyim
    ···