-
1.
+159 -2Yerle gök arasında,bir kutsal kapı varmış,
Çift başlı büyük kartal,bu kapıyı tutarmış.
Gök -Tanrı kültü, binlerce yılın sırrını bünyesinde saklar. Onbinlerce yıl önce Amerika Kıtasında ve Mısırda yaşanan, daha sonra da büyük bir sır olarak saklanan olayların bir benzerinin de,Orta Asyada yaşanmış olduğunu gösteren belgeleri islamiyet öncesi Eski Türk külütründe buluyoruz. islamiyet öncesi Türk Kültür izlerinin en önemli özellikleri Eski Türk Mitolojisinde yer alır...
Evet panpalarım bu başlık altında Ergenekon u anlatacağım .Fakat bu bir efsane değil, gerçeklerin sır ile saklanmasıdır. Yıllardır yanlış yorumlanan ve bir efsaneden öteye gidemeyen bu sırrı size açıklayacağım. Sizce o Gök-Kurt sadece bir kurt mu?Yoksa haberci olarak gelen bir varlık mı? Ağzından ateşler çıkan çocuk sadece bir çocuk mu yoksa bu onun çok bilge olduğunu mu belirtiyor ?
Peki öyleyse neden yıllardır hep düz mantıkla anlaşıldı? Neden hep sadece bir destan gibi gözüktü ? Neden insanlar altında yatan sırları anlamadı? Peki beyler öyleyse nedir bu Ergenekon?
Rezleri alın karanlıkta saklı kalan tarihimize ışık tutmaya başlıyoruz...
Edit:Beyler bilmenizi isterim ki bu sandığınız Ergenekon degil,bu sirlariyla sakli kalan ve sirlarinin ortaya cikarilmis hali olan Ergenekon.Bu basligi okudugunuzda anlayacaksiniz tüm dinlerin birbiriyle baglantisini, atalarimizin bize birakmis oldugu sirlari..
Çok önemli edit: Beyler ilginiz icin herkese cok tesekkur ederim valla ne yalan söyleyeyim bu kadarini beklemiyordum.Ve bir diger önemli konu beyler bu yazilarin cogunu Ergun Candanin kitaplarindan alintiliyorum. Cidden cok buyuk onemli bir yazar ama gunumuzde hakettiği degeri görmüyor bunu da soylemek istedim devam ediyorum takipte kalin. -
2.
+38GÖK - KURT OĞUZ HAN’A YOL GÖSTERiYOR
Oğuz Kağan Urum illerine akın yapmadan önce bir yerde konaklamış ve derin bir uykuya dalmıştı...
Çadırları kurdurup, derin uykuya daldı.
Tam tan ağırıyordu, çadıra bir nur daldı.
Bir erkek kurt göründü, ışıkta soluyarak.
Bir kurt ki, gök yeleli.
Bir kurt ki, göm gök tüylü.
Bakıyordu Oğuz’a ışıkta uluyarak.
Döndü bu Kurt Oğuz’a tıpkı bir insan gibi.
Ağzından sözler döküldü, tıpkı bir lisan gibi.
Dedi:
‘Ey! Ey! Ey! Oğuz ey. Bilirim ne dilersin. Urum’un illerinde, savaş uğraş istersin. Ey Oğuz! Askerini, ben kendim güdeceğim. Ordunun en önünde, kendim yön vereceğim.’
Toplattı çadırını Oğuz bunu duyunca.
Ordusuna gidince hayretle gördü şunu:
Bir büyük erkek bir kurt, askere öncü gibi!
Gök tüylü, gök yeleli, yol veren izci gibi!
Yürür durur önlerden.
Nihayet durdu Gök Kurt nice sonra günlerden.
Duruverdi Oğuz’un ordusu da ardından.
Bir nehir vardı. idil - Müren adında.
Oğuz Kağan destanını binlerce yıl önce yazanlar Işık halesi içinde ortaya çıkan “Gök Yeleli”, ve “Gök Tüylü” erkek kurtla acaba binlerce yıl sonrasına nasıl bir mesaj ulaştırmak istemişlerdi?
Bilinen hiç bir hayvanın ışıklar içinde görünmesi mümkün olmadığına göre, bu kurtla anlatmaya çalıştıkları sır neydi?
Binlerce yıl öncesinin gizemleri arasında dolaşmaya devam edelim...
Büyük Hun imparatorluğu kurulurken, Hunlar’dan başka Orta Asya’da güç sahibi olan başka devletler de vardı. Bunlar arasında Yüe Çiler ve Wu - Sunlar, önemli bir yer tutuyordu. Çin tarihlerinde anlatılan “Kurt” ile ilgili en eski efsane Wu - Sunlar’a aittir. Bu efsanede az sonra ayrıntılarıyla göreceğimiz Uygur ve Gök-Türkler’in kurtla ilgili efsanelerindeki tüm özellikler aşağı yukarı büyük bir benzerlik taşıdığı için, Wu-Sunlar’la değil, Uygur ve Gök-Türklerle devam ediyorum.. -
-
1.
0Yaz panpaaaa
-
2.
0Devam et amk
-
3.
0Hızlı yaz oç
-
4.
0Niye bıraktın amk
-
5.
0O zaman rezz
-
6.
0Devam etsene
diğerleri 4 -
1.
-
3.
+37Kimsenin ilgisi olmasa da kimse görmese de ben buraya, asosyal değil de değişime açık olan insanların mecrasına bu sırları kazıyacağım..
-
4.
+32Nedir bu Bozkurt?
Dogon kabilesinden Mısıra varıncaya kadar dünyanın birçok eski toplumlarının kültürlerinde önemli bir yer işgal eden Kurt burada da karşımıza çıkar.Hem de Türk Mitolojisinin belki de en önemli sembolü olarak..
Evet panpalarım bütün Türk Mitolojileri Kurtla başlar. Peki nedir bu Kurt?
KURT Türklerin atasıdır.
Böyle söyler efsaneler ve mitler..
Bu nasıl bir Kurttur? Kurt neyin sembolüdür?
Ne yazık ki bunun üzerinde hiç mi hiç durulmamıştır. Hiç bir araştırma yapılmamıştır.. Yıllardır o atamız olan Kurt bizim için büyük bir sır olarak kalmıştır..
Eski Türklerin Gök-Kurtu unutulmuş, yerine kala kala dağlarda dolaşan dört ayaklı bozkurt kalmıştır...
Gün o gündür, gün bugündür panpalarım unutulmuş tarihimizi, nerden geldiğimizi ortaya çıkarma, atamız olan KURT u diriltme günüdür..
Şukuları rezleri alın herkes görsün bu başlığı, herkes görsün unutulmuş ve gerçek olan tarihimiz neydi? Eski Türklerin sırları nelerdi? -
5.
+26Genel olarak ele alındğında Türk Mitolojisinde geçen bazı belirli semboller vardır. Bunları biraz sıralayalım..
Gök-Tanrı
Gök-Kurt
Mağara ve Kutsal Dağlar
Demir, Demirci ve Ergenekon
Gökyüzünden yeryüzüne inen ışıklar
Rüyalar
Ağaçlar
Irmaklar
Ok ve Yay
Kırklar
Canavarla mücadele
Baba öldürme
Ateş, Güneş ve Ay
Yukarda olan motifler Türk Mitolojisinin başlıca unsarlarını oluşturur.Ve her birinin içinde derin bilgiler ve sırlar saklıdır...
Ve her şey KURT'la başlar...
Hepsini gün yüzüne çıkartacağız panpalarım.. -
6.
+7GÖK-TÜRKLER’iN KURT’TAN TÜREYiŞLERi
Gök - Türkler’in kurttan türeyiş efsaneleri; Türk Mitolojisi’nin önemli bölümünü oluşturur. Türk Mitolojisi’nde genel olarak: “Bir millet düşmanları tarafından yok edilir ve geriye yalnızca bir çocuk kalırdı.” Türk özelliği taşıyan pek çok efsanede aşağı yukarı bu motifi bulmak mümkündür.
Çin tarihlerinden karşılaştırma yolu ile özetlenerek çıkartılan meşhur Gök - Türk efsanesi’nde de bu temayı görecegiz.
Sonraki partlarda bu konuya deginecegiz panpalarim ve bilmenizi istedigim bir sey var ben bu konuya özel bir vakit ayirmak istiyorum yani şöyle yapacagiz :
Ben partlari atacagim yani Efsaneyi ve bunu inci sozluk ailesiyle beraber yorumlamaya çalışacagiz. Tabii bunu yaparken karsimiza belirli semboller cikacak.Bu sembolleri icimizde uyandirdigi seye göre yorumlayacaz. Bulmaca gibi dusunun panpalarim. Uzun saatlerdir part atamadim bu yuzden bu partlari seri bir sekilde atmamin nedeni sizden bir özür niteligindeydi ama bilmenizi isterim ki buraya kadar olan yeri iyice sindirmenizi istedim. Sonraki partlara kadar takipte ve saglicakla kalin saat 7 15 gibi iki u part atacagim beraber yorumlamaya calisacagiz bulmacayi cozmeye calisacagiz.
SIZI SEVIYORUM EY KURTUN ÇOCUKLARI! -
7.
+6ergen ve sergen adında iki kardeş varmış. Sinek sürekli sergene konuyormuş oda demişki git biraz da ERGENEKON .
-
8.
+5Türk irkindan bahsediyor. Forza Türkçülük rez
-
9.
+5Yaz panpa her kelimesüni okumazsam zütüme tableti sokarım
Ama yazıyı bitirmen şartıyla
Yarım bırakma -
10.
+4Saraylarda süremem
dağlarda sürdüğümü
Bin cihana değişmem
şu öksüz Türklüğümü -
11.
+4Evet panpalarim bu bilmecenin çözülmesi gerekir...
Bu kurt neyin sembolüydu?
Bu büyük sırrı çözebilmek için efsaneler arasında biraz daha dolaştıktan sonra, Fransız araştırmacıların Afrika’da ortaya çıkarttıkları ve konumuzla ilintili inanılmaz bir sırrı sizlerle paylaşacağım...
Önce efsaneler beyler önce efsaneler..
Bu arada baslik bayagi ilgi görmüş sukulayan ellerinize saglik cidden bu kadar ilgi olacagini beklemiyordum herkese cok tesekkurler. -
12.
+4Anlat kandaş merakla bekliyorum
-
13.
+4tanrı türkü korusun
-
14.
+4Mete’nin Hun Devleti, tarihe karışmıştı,
Fakat büyük milleti tarihle yarışmıştı.
Bir soyu sayılırdı, Gök-Türkler de Hunlar’ın,
Adları anılırdı, bu büyük budunların.
Gök-Türkler müstakilmiş, düşmanları hiç yokmuş,
insanları gamsızmış, malları da pekçokmuş.
Komşu bir millet varmış, Türkleri ezip almış,
Bir kişi bırakmamış, küçük bir çocuk kalmış.
Çocuğa acımışlar, henüz on yaşındaymış,
Bataklığa atmışlar, aklı da başındaymış.
Boşalmışmış kursağı, acıkmış, ezilmişmiş,
Ama bir kurt türemiş, ağzında et getirmiş,
Sürünerek yürümüş, eti ona yedirmiş.
Zamanla evlenmişler, etlerle beslenmişler,
Kurt bir gün gebe kalmış, uluyup seslenmişler.
Oğlan yaşıyor diye, düşmanlar korka kalmış,
Taşıyor kurtlar diye, insanlar şaşa kalmış,
Düşman ordu göndermiş, oğlanı bulun demiş,
“Fakat kutsal bir kurt var, uyanık olun!” Demiş.
Kurt anlamış, kutsalmış, oğlanı hemen almış,
Turfan’ın kuzeyinde, mağaralara dalmış.
Mağara çok derinmiş, içi de çok serinmiş,
Kurt şöyle bir gerinmiş, sonra da dibe inmiş.
Kurt gelmiş bir ovaya, ova geniş güzelmiş,
Ovanın etrafından, dağlar göğe yükselmiş.
Kurt konmuş bu ovaya, vatan demiş oraya,
On erkek çocuk doğmuş, kavuşmuş bir yuvaya.
Çocuklar beslenmişler, büyüyüp eğlenmişler,
Dışardan on kız almış, onlarla evlenmişler.
On çocuk, “On boy” olmuş, boylar da bir soy olmuş,
Türemiş çoğalmışlar, bu ova insan dolmuş.
Dağları eritmişler, Dünya’ya erişmişler,
“Demirci” olmuş kalmış, bu işe girişmişler. -
15.
+4Ergenekon yılanı
-
-
1.
+1Engerek yılani amk
-
2.
-1Trende taşıyalım bunu. Ama çok taşak ister bayağı uzun sürer. Eğer yarıda kesersen GÖK GiRSiN KIZIL ÇIKSIN.
-
1.
-
16.
+3Kardeşlerim basliga devam etmememin sebebi cok az ilgi olmasi ve diger acacgim baslikla ilgili arastirmalar yapmam. Diger baslik emin olun cok daha saglam olcak bu baslikla vakit kaybetmeyip daha cok arastirma yapmam eminim hepimizin yararina olacak ama illa yaz kardeşim diyorsaniz 10 kisi toplansin su entry altina yazsinlar burdayiz diye atsinlar sukularini goreyim bir kitleyi devam etmeyen serefsiz.
edit:imla -
-
1.
0araştırmanı yap ben takipteyim hem senin için daha iyi olur
-
2.
0ben de takipteyim atasini bilmeyen it peşinde gezer. yillarca tarih edebiyat kitaplarının bize dayattığı saçmalıkların aslinı öğrenmek gerek
-
3.
0sözünde dur lan bin
diğerleri 1 -
1.
-
17.
+3Cidden hiç ilgi yoksa hiç kimse okumuyorsa devam etmeyip diğer konularla alakali basliklar açacağım okuyan birkac kisi varsa kendini belli etsin.
-
-
1.
0Amk malı okadar ara verirsen kimse okumaz tabi neyse yaz hadi
-
2.
0kardeşim kaç gündür bekliyorum meraklandırdın şimdi gidiyon adamlığa sığarmı bende bu konulara çok ilgiliyim
-
3.
0bilgi paylaştıkça çoğalır bende yardım ederim daha geniş kitleye duyururuz
diğerleri 1 -
1.
-
18.
+3UYGURLAR’IN KURTAN TÜREYiŞLERi
"Büyük bir Hakan varmış, Gök - Tanrı’ya taparmış.
Üç güzel kızı varmış, hep evine kaparmış.
“- Benim kızlarım” dermiş, “çoktan Tanrı’ya ermiş, nasıl bir insanoğlu, bu kızlara değermiş.”
Kızları almış, gitmiş yüksek bir dağa çıkmış.
Kızları hayran kalmış, burada gök çok açıkmış.
Demiş:”- Burada bekleyin. Tanrı’ya dua edin. Eğer Tanrı almazsa, başka illere gidin.”
Kızlar çok beklemişler, “-Tanrı gelmez” demişler.
Bir erkek kurt görünmüş, kurdu benimsemişler.
Kurt dağın etrafında, dolanmış her yanında.
Küçük kızın kaynamış, bir aşk, sevgi kanında.
Küçük kız demiş: “- Budur. Tanrı’nın şekli Kurt’tur.”
Kardeşleri: “- Gel” demiş. “- Bu kurt seni yer” demiş.
Fakat kız dağdan inmiş, kurt: “- Elini ver” demiş.
Kurt kızı eve almış, bir mağaraya dalmış.
Orada yaşamışlar, soyları da ün salmış."
Türk Mitolojisi’nin hemen hemen her yerinde “Kurt” sembolüyle, “Mağara” sembolleri bir arada kullanılmıştır.
Simdi panpalarim burda “Kurt”tan Tanrı’nın şekli olarak bahsedilmesine dikkatlerinizi çekmek istiyorum.
Burada anlatılan “Kurt”tan, biz bildiğimiz kurdu anlarsak, şimdiye kadar olduğu gibi, işi arap saçına çevirmemiz kaçınılmaz olacaktır.
Burada sözü edilen “Kurt” bildiğimiz kurt değildir. Maalesef bu güne kadar bu sembolün açılımıyla ilgili tek bir araştırma bile yok. Hatta Ergun Candanin ünlü araştrmacı yazar Eric Von Daniken’le yapilan röportaj sırasında aynı soruyu kendisine yöneltmiş ve kendisinden bu konuyla ilgili bir açıklama istemiş. Ne yazık ki, bu konuda bir araştırmasının olmadığını söylemis. -
19.
+4 -1Turkler Çinlilerden kaçarken daglarin arasina sıkışmislar sonra iki tane bozkurt gelmis bir dişi bir erkek kurt dişi olanin adi asena sonra kurtlar turklere yol gostererek daglarin arasindan kurtarmis savasi kazanmalarini saglamistir
not:doğu türkistanda bozkurta gökbüre derler youtubeden dinleyin gökbure yazip -
20.
+3Kaçınız bilirsiniz, biz nerelerden geldikTümünü Göster
Atamız Kayan gibi, dağlardan akan seldik
Bugün anlatacağım, geldiğimiz yerleri
O dağları, taşları, ovayı, nehirleri
iyi dinleyin beni, ki yaşayın o anı
Öyle anlatayım ki, unutmayın o anı
iyi bilin, öğrenin, anlatın unutmadan
Tek sözü eksiltmeden, bir kelime katmadan
il Han Kağan baştaydı, kuvvetliydi Gök Türkler
Savaşa doymuyordu, heyecanlı yürekler
Okunun ötmediği, kılıcın yetmediği
Millet kalmış mıydı ki, tek mağlup etmediği
Bir de Sevinç Han vardı, Moğolların başında
Yaşını da bilirim, il Han Kağan yaşında
Diş geçirememişti, yiğit Türk çerisine
ilerlemişti Türkler, Moğol içerisine
Sevinç Han dayanamaz, mektup yollar dört yana
Der ki: "Türkler düşmandır, hem bana hem de sana."
Toplanıp çevre beyler, varırlar bir karara
Birleşmeli hep birden, açmalı Türk`te yara
Haber alır il Han`ım, geldi savaşın çağı
Beş bin ordu birleşse, sönmez Türk`ün ocağı
Gök Türkler yener yine, şaşırır karşı beyler
Hele bir görün bakın, Sevinç Han şimdi neyler
Bırakıp hayvanları, kaçar Moğol ordusu
Bu ne anlama gelir, sorulmamış sorgusu
Türkler başlar şölene, hem yeyip hem içmeye
Ama Moğol uyumaz, gelir kanım içmeye
Ani bir baskın olur, bir bir düşer Türk eri
Her yan cesetle dolar, ayrık gövdeyle seri
iki alp er çarpışır, adları Kayan, Tukuz
Unutma biz bir yaydan, atılan dokuz okuz
Kayan, kağan oğluydu, dağdan akan sel gibi
Tukuz, kağan yeğeni, gökten esen yel gibi
Gözlerinin önünde, yok oldu budunları
Atlayıp da atlara, kaçtılar kadınları
Kaçtılar dediysem ben, sanmayın ki korkudan
Beyleri emretmişti, ar denilen duygudan
Almıla idi biri, Bengül de ötekisi
Gittiler Kutlu Dağ`a, at üstünde ikisi
Kayan ve Tukuz, bitik; yığıldılar toprağa
Türk`ün bu helal kanı, feda olsun bayrağa
Sevinç Han geri döndü, Türkler öldü sanarak
Bir kahkaha patlattı, manzaraya kanarak
Derken bir kıpırdanma, Tukuz kalktı ayağa
Taşıdı Kayan`ı da, kuytuda bir oyuğa
Almıla ile Bengül, döndüler sonraki gün
Ama kaçmalıydılar, öz vatanından sürgün
Yiğitleri yaralı, halleri yok ölmeye
Ne ölmeye hal kaldı, ne de bir tek gülmeye
Kutle Dağ`a vardılar, kaldılar bir kaç gece
iyileşti yiğitler, gezdiler gündüz gece
Aradılar o kadar, sonunda da buldular
Bu korkulu yaşamdan, sonunda kurtuldular
Lakin bu yerin yolu, geçit vermez pek kolay
O anda oluverdi, o ne muhteşem olay
Bir bozkurt peyda oldu, düştü dördün önüne
Yol gösterdi onlara, bu cennetin içine
Öyle bir yer ki ora, Kök Tanrı`dan hediye
Kapattılar geçidi, yağı bulmasın diye
Dediler buraya ad, koyalım "Ergenekon"
"Ergene": "dağ kameri"; ve "diklik" demektir "kon"...
Asena`nın kurtları, girdiler güzel yurda
Hepsi duacıydılar, o yol gösteren kurda
Kağan soyunda gelen, Kayan önderleriydi
O demirden kurt başlı bayrak gönderleriydi
Ergenekon onlara, yurt oldu tam dört yüz yıl
Hatırla o günleri, sarhoşluğundan ayıl
Dört yüz yıl çoğaldılar, yaşlıları ölürken
Boy boy oldu Tukuzlar, Kayat ve de Türülken
Tukuzlar ve Türülken, atalarıdır Tukuz
Sonra da bu iki kol, oldular Dokuz Oğuz
Kayat; soyu Kayan`ın, kağanlar hep bu boydan
Çıkmadılar töreden, hepsi de aynı soydan
Şölen yaptılar her yıl, anarak kutlu günü
Unutmadılar bir an, ne yağıyı ne dünü
Dört yüzüncü şölende, kağandı Börte Çine
Türk`ün öç duyguları, bir başka coştu yine
O savaşta olanlar, Gök Türk`üme ar gelir
Sığmaz oldu tümenler, Ergenekon dar gelir
Ama burdan çıkmanın, bir çaresi yok muydu
Demirden dağı gören, o tarihte yok muydu
Bütün halk arar oldu, kurtuluşun yolunu
Gözler hep tarar oldu, hem sağını solunu
Bir çocuk çoban vardı, yiğit Tirek adında
O ne kaval çalardı, bu on yedi yaşında
Bu Tirek çalmaz sanki, kavalıyla inlerdi
Çalmaya başlayınca, bütün oba dinlerdi
Kavalıyla dosttu o, üflerdi sevdasını
Kattı Ergenekon`dan, bir çıkış arzusunu
Gök gözlü bir kök böri, varıp geldi önüne
Sonra yavaaaş yürüdü, bir çıplak dağ yönüne
Tirek eve dönünce, anlattı demirciye
Dedi: "Ey bilge kişi, bu kurt gelir de niye?"
Demirci hazırlandı, sabah Tirek`le gitti
Düştü kurdun peşine, dağ önünde yol bitti
Anladı ki demirci, bu dağ saf demirdendir
Ve bu gök tüylü böri, ulu Kök Tengri`dendir
Dönüp anlattı Han`a, bütün bu olanları
Demir dağı eritip, yol açmak planları
Yığdılar odun, kömür ve devasa körükler
Bu son umutlarıydı, çıkmalıydı Gök Türkler
Dualar eşliğinde, yakıldı koca ateş
Sonunda eridi dağ, sevindi bacıkardeş
Bir öncü yolladılar dışarıya bakmaya
Sabırsızdı Gök Türkler, öz yurduna akmaya
Öncü giden dönünce, mutlu haber verince
Tuğlar kalktı havaya, bu ereğe erince
Çıkıp Ergenekon`dan, dost ile dost oldular
Varıp atayurduna, yiğitçe öç aldılar
Yüzlerce yıl solmadan, hep tomurcuk verdiler
Dirlik düzen içinde, yaşayıp yeşerdiler
Ateşte demir dövüp, her yıl hiç unutmadan
Yaşattılar o günü, hem de hiç aksatmadan...
...
Ozan Çu-çu anlattı, size kutlu destanı
Siz de anlatasınız, gence dostu düşmanı
Sözümüz uzun oldu, lakin gönülden oldu
Giden bir kaç dakika, yine ömürden oldu..