/i/İnanç

İnanç
  1. 1.
    +159 -2
    Yerle gök arasında,bir kutsal kapı varmış,
    Çift başlı büyük kartal,bu kapıyı tutarmış.


    Gök -Tanrı kültü, binlerce yılın sırrını bünyesinde saklar. Onbinlerce yıl önce Amerika Kıtasında ve Mısırda yaşanan, daha sonra da büyük bir sır olarak saklanan olayların bir benzerinin de,Orta Asyada yaşanmış olduğunu gösteren belgeleri islamiyet öncesi Eski Türk külütründe buluyoruz. islamiyet öncesi Türk Kültür izlerinin en önemli özellikleri Eski Türk Mitolojisinde yer alır...

    Evet panpalarım bu başlık altında Ergenekon u anlatacağım .Fakat bu bir efsane değil, gerçeklerin sır ile saklanmasıdır. Yıllardır yanlış yorumlanan ve bir efsaneden öteye gidemeyen bu sırrı size açıklayacağım. Sizce o Gök-Kurt sadece bir kurt mu?Yoksa haberci olarak gelen bir varlık mı? Ağzından ateşler çıkan çocuk sadece bir çocuk mu yoksa bu onun çok bilge olduğunu mu belirtiyor ?

    Peki öyleyse neden yıllardır hep düz mantıkla anlaşıldı? Neden hep sadece bir destan gibi gözüktü ? Neden insanlar altında yatan sırları anlamadı? Peki beyler öyleyse nedir bu Ergenekon?

    Rezleri alın karanlıkta saklı kalan tarihimize ışık tutmaya başlıyoruz...

    Edit:Beyler bilmenizi isterim ki bu sandığınız Ergenekon degil,bu sirlariyla sakli kalan ve sirlarinin ortaya cikarilmis hali olan Ergenekon.Bu basligi okudugunuzda anlayacaksiniz tüm dinlerin birbiriyle baglantisini, atalarimizin bize birakmis oldugu sirlari..

    Çok önemli edit: Beyler ilginiz icin herkese cok tesekkur ederim valla ne yalan söyleyeyim bu kadarini beklemiyordum.Ve bir diger önemli konu beyler bu yazilarin cogunu Ergun Candanin kitaplarindan alintiliyorum. Cidden cok buyuk onemli bir yazar ama gunumuzde hakettiği degeri görmüyor bunu da soylemek istedim devam ediyorum takipte kalin.
    ···
  2. 2.
    +38
    GÖK - KURT OĞUZ HAN’A YOL GÖSTERiYOR

    Oğuz Kağan Urum illerine akın yapmadan önce bir yerde konaklamış ve derin bir uykuya dalmıştı...
    Çadırları kurdurup, derin uykuya daldı.
    Tam tan ağırıyordu, çadıra bir nur daldı.
    Bir erkek kurt göründü, ışıkta soluyarak.
    Bir kurt ki, gök yeleli.
    Bir kurt ki, göm gök tüylü.
    Bakıyordu Oğuz’a ışıkta uluyarak.
    Döndü bu Kurt Oğuz’a tıpkı bir insan gibi.
    Ağzından sözler döküldü, tıpkı bir lisan gibi.
    Dedi:
    ‘Ey! Ey! Ey! Oğuz ey. Bilirim ne dilersin. Urum’un illerinde, savaş uğraş istersin. Ey Oğuz! Askerini, ben kendim güdeceğim. Ordunun en önünde, kendim yön vereceğim.’
    Toplattı çadırını Oğuz bunu duyunca.
    Ordusuna gidince hayretle gördü şunu:
    Bir büyük erkek bir kurt, askere öncü gibi!
    Gök tüylü, gök yeleli, yol veren izci gibi!
    Yürür durur önlerden.
    Nihayet durdu Gök Kurt nice sonra günlerden.
    Duruverdi Oğuz’un ordusu da ardından.
    Bir nehir vardı. idil - Müren adında.


    Oğuz Kağan destanını binlerce yıl önce yazanlar Işık halesi içinde ortaya çıkan “Gök Yeleli”, ve “Gök Tüylü” erkek kurtla acaba binlerce yıl sonrasına nasıl bir mesaj ulaştırmak istemişlerdi?
    Bilinen hiç bir hayvanın ışıklar içinde görünmesi mümkün olmadığına göre, bu kurtla anlatmaya çalıştıkları sır neydi?

    Binlerce yıl öncesinin gizemleri arasında dolaşmaya devam edelim...
    Büyük Hun imparatorluğu kurulurken, Hunlar’dan başka Orta Asya’da güç sahibi olan başka devletler de vardı. Bunlar arasında Yüe Çiler ve Wu - Sunlar, önemli bir yer tutuyordu. Çin tarihlerinde anlatılan “Kurt” ile ilgili en eski efsane Wu - Sunlar’a aittir. Bu efsanede az sonra ayrıntılarıyla göreceğimiz Uygur ve Gök-Türkler’in kurtla ilgili efsanelerindeki tüm özellikler aşağı yukarı büyük bir benzerlik taşıdığı için, Wu-Sunlar’la değil, Uygur ve Gök-Türklerle devam ediyorum..
    ···
    1. 1.
      0
      Yaz panpaaaa
      ···
    2. 2.
      0
      Devam et amk
      ···
    3. 3.
      0
      Hızlı yaz oç
      ···
    4. 4.
      0
      Niye bıraktın amk
      ···
    5. 5.
      0
      O zaman rezz
      ···
    6. 6.
      0
      Devam etsene
      ···
    7. diğerleri 4
  3. 3.
    +37
    Kimsenin ilgisi olmasa da kimse görmese de ben buraya, asosyal değil de değişime açık olan insanların mecrasına bu sırları kazıyacağım..
    ···
  4. 4.
    +32
    Nedir bu Bozkurt?

    Dogon kabilesinden Mısıra varıncaya kadar dünyanın birçok eski toplumlarının kültürlerinde önemli bir yer işgal eden Kurt burada da karşımıza çıkar.Hem de Türk Mitolojisinin belki de en önemli sembolü olarak..

    Evet panpalarım bütün Türk Mitolojileri Kurtla başlar. Peki nedir bu Kurt?

    KURT Türklerin atasıdır.

    Böyle söyler efsaneler ve mitler..

    Bu nasıl bir Kurttur? Kurt neyin sembolüdür?

    Ne yazık ki bunun üzerinde hiç mi hiç durulmamıştır. Hiç bir araştırma yapılmamıştır.. Yıllardır o atamız olan Kurt bizim için büyük bir sır olarak kalmıştır..

    Eski Türklerin Gök-Kurtu unutulmuş, yerine kala kala dağlarda dolaşan dört ayaklı bozkurt kalmıştır...

    Gün o gündür, gün bugündür panpalarım unutulmuş tarihimizi, nerden geldiğimizi ortaya çıkarma, atamız olan KURT u diriltme günüdür..

    Şukuları rezleri alın herkes görsün bu başlığı, herkes görsün unutulmuş ve gerçek olan tarihimiz neydi? Eski Türklerin sırları nelerdi?
    ···
  5. 5.
    +26
    Genel olarak ele alındğında Türk Mitolojisinde geçen bazı belirli semboller vardır. Bunları biraz sıralayalım..

    Gök-Tanrı
    Gök-Kurt
    Mağara ve Kutsal Dağlar
    Demir, Demirci ve Ergenekon
    Gökyüzünden yeryüzüne inen ışıklar
    Rüyalar
    Ağaçlar
    Irmaklar
    Ok ve Yay
    Kırklar
    Canavarla mücadele
    Baba öldürme
    Ateş, Güneş ve Ay


    Yukarda olan motifler Türk Mitolojisinin başlıca unsarlarını oluşturur.Ve her birinin içinde derin bilgiler ve sırlar saklıdır...

    Ve her şey KURT'la başlar...

    Hepsini gün yüzüne çıkartacağız panpalarım..
    ···
  6. 6.
    +7
    GÖK-TÜRKLER’iN KURT’TAN TÜREYiŞLERi

    Gök - Türkler’in kurttan türeyiş efsaneleri; Türk Mitolojisi’nin önemli bölümünü oluşturur. Türk Mitolojisi’nde genel olarak: “Bir millet düşmanları tarafından yok edilir ve geriye yalnızca bir çocuk kalırdı.” Türk özelliği taşıyan pek çok efsanede aşağı yukarı bu motifi bulmak mümkündür.
    Çin tarihlerinden karşılaştırma yolu ile özetlenerek çıkartılan meşhur Gök - Türk efsanesi’nde de bu temayı görecegiz.

    Sonraki partlarda bu konuya deginecegiz panpalarim ve bilmenizi istedigim bir sey var ben bu konuya özel bir vakit ayirmak istiyorum yani şöyle yapacagiz :

    Ben partlari atacagim yani Efsaneyi ve bunu inci sozluk ailesiyle beraber yorumlamaya çalışacagiz. Tabii bunu yaparken karsimiza belirli semboller cikacak.Bu sembolleri icimizde uyandirdigi seye göre yorumlayacaz. Bulmaca gibi dusunun panpalarim. Uzun saatlerdir part atamadim bu yuzden bu partlari seri bir sekilde atmamin nedeni sizden bir özür niteligindeydi ama bilmenizi isterim ki buraya kadar olan yeri iyice sindirmenizi istedim. Sonraki partlara kadar takipte ve saglicakla kalin saat 7 15 gibi iki u part atacagim beraber yorumlamaya calisacagiz bulmacayi cozmeye calisacagiz.

    SIZI SEVIYORUM EY KURTUN ÇOCUKLARI!
    ···
  7. 7.
    +6
    ergen ve sergen adında iki kardeş varmış. Sinek sürekli sergene konuyormuş oda demişki git biraz da ERGENEKON .
    ···
  8. 8.
    +5
    Türk irkindan bahsediyor. Forza Türkçülük rez
    ···
  9. 9.
    +5
    Yaz panpa her kelimesüni okumazsam zütüme tableti sokarım
    Ama yazıyı bitirmen şartıyla
    Yarım bırakma
    ···
  10. 10.
    +4
    Saraylarda süremem
    dağlarda sürdüğümü
    Bin cihana değişmem
    şu öksüz Türklüğümü
    ···
  11. 11.
    +4
    Evet panpalarim bu bilmecenin çözülmesi gerekir...

    Bu kurt neyin sembolüydu?

    Bu büyük sırrı çözebilmek için efsaneler arasında biraz daha dolaştıktan sonra, Fransız araştırmacıların Afrika’da ortaya çıkarttıkları ve konumuzla ilintili inanılmaz bir sırrı sizlerle paylaşacağım...

    Önce efsaneler beyler önce efsaneler..

    Bu arada baslik bayagi ilgi görmüş sukulayan ellerinize saglik cidden bu kadar ilgi olacagini beklemiyordum herkese cok tesekkurler.
    ···
  12. 12.
    +4
    Anlat kandaş merakla bekliyorum
    ···
  13. 13.
    +4
    tanrı türkü korusun
    ···
  14. 14.
    +4
    Mete’nin Hun Devleti, tarihe karışmıştı,
    Fakat büyük milleti tarihle yarışmıştı.
    Bir soyu sayılırdı, Gök-Türkler de Hunlar’ın,
    Adları anılırdı, bu büyük budunların.
    Gök-Türkler müstakilmiş, düşmanları hiç yokmuş,
    insanları gamsızmış, malları da pekçokmuş.
    Komşu bir millet varmış, Türkleri ezip almış,
    Bir kişi bırakmamış, küçük bir çocuk kalmış.
    Çocuğa acımışlar, henüz on yaşındaymış,
    Bataklığa atmışlar, aklı da başındaymış.
    Boşalmışmış kursağı, acıkmış, ezilmişmiş,
    Ama bir kurt türemiş, ağzında et getirmiş,
    Sürünerek yürümüş, eti ona yedirmiş.
    Zamanla evlenmişler, etlerle beslenmişler,
    Kurt bir gün gebe kalmış, uluyup seslenmişler.
    Oğlan yaşıyor diye, düşmanlar korka kalmış,
    Taşıyor kurtlar diye, insanlar şaşa kalmış,
    Düşman ordu göndermiş, oğlanı bulun demiş,
    “Fakat kutsal bir kurt var, uyanık olun!” Demiş.
    Kurt anlamış, kutsalmış, oğlanı hemen almış,
    Turfan’ın kuzeyinde, mağaralara dalmış.
    Mağara çok derinmiş, içi de çok serinmiş,
    Kurt şöyle bir gerinmiş, sonra da dibe inmiş.
    Kurt gelmiş bir ovaya, ova geniş güzelmiş,
    Ovanın etrafından, dağlar göğe yükselmiş.
    Kurt konmuş bu ovaya, vatan demiş oraya,
    On erkek çocuk doğmuş, kavuşmuş bir yuvaya.
    Çocuklar beslenmişler, büyüyüp eğlenmişler,
    Dışardan on kız almış, onlarla evlenmişler.
    On çocuk, “On boy” olmuş, boylar da bir soy olmuş,
    Türemiş çoğalmışlar, bu ova insan dolmuş.
    Dağları eritmişler, Dünya’ya erişmişler,
    “Demirci” olmuş kalmış, bu işe girişmişler.
    ···
  15. 15.
    +4
    Ergenekon yılanı
    ···
    1. 1.
      +1
      Engerek yılani amk
      ···
    2. 2.
      -1
      Trende taşıyalım bunu. Ama çok taşak ister bayağı uzun sürer. Eğer yarıda kesersen GÖK GiRSiN KIZIL ÇIKSIN.
      ···
  16. 16.
    +3
    Kardeşlerim basliga devam etmememin sebebi cok az ilgi olmasi ve diger acacgim baslikla ilgili arastirmalar yapmam. Diger baslik emin olun cok daha saglam olcak bu baslikla vakit kaybetmeyip daha cok arastirma yapmam eminim hepimizin yararina olacak ama illa yaz kardeşim diyorsaniz 10 kisi toplansin su entry altina yazsinlar burdayiz diye atsinlar sukularini goreyim bir kitleyi devam etmeyen serefsiz.

    edit:imla
    ···
    1. 1.
      0
      araştırmanı yap ben takipteyim hem senin için daha iyi olur
      ···
    2. 2.
      0
      ben de takipteyim atasini bilmeyen it peşinde gezer. yillarca tarih edebiyat kitaplarının bize dayattığı saçmalıkların aslinı öğrenmek gerek
      ···
    3. 3.
      0
      sözünde dur lan bin
      ···
    4. diğerleri 1
  17. 17.
    +3
    Cidden hiç ilgi yoksa hiç kimse okumuyorsa devam etmeyip diğer konularla alakali basliklar açacağım okuyan birkac kisi varsa kendini belli etsin.
    ···
    1. 1.
      0
      Amk malı okadar ara verirsen kimse okumaz tabi neyse yaz hadi
      ···
    2. 2.
      0
      kardeşim kaç gündür bekliyorum meraklandırdın şimdi gidiyon adamlığa sığarmı bende bu konulara çok ilgiliyim
      ···
    3. 3.
      0
      bilgi paylaştıkça çoğalır bende yardım ederim daha geniş kitleye duyururuz
      ···
    4. diğerleri 1
  18. 18.
    +3
    UYGURLAR’IN KURTAN TÜREYiŞLERi

    "Büyük bir Hakan varmış, Gök - Tanrı’ya taparmış.
    Üç güzel kızı varmış, hep evine kaparmış.
    “- Benim kızlarım” dermiş, “çoktan Tanrı’ya ermiş, nasıl bir insanoğlu, bu kızlara değermiş.”
    Kızları almış, gitmiş yüksek bir dağa çıkmış.
    Kızları hayran kalmış, burada gök çok açıkmış.
    Demiş:”- Burada bekleyin. Tanrı’ya dua edin. Eğer Tanrı almazsa, başka illere gidin.”
    Kızlar çok beklemişler, “-Tanrı gelmez” demişler.
    Bir erkek kurt görünmüş, kurdu benimsemişler.
    Kurt dağın etrafında, dolanmış her yanında.
    Küçük kızın kaynamış, bir aşk, sevgi kanında.
    Küçük kız demiş: “- Budur. Tanrı’nın şekli Kurt’tur.”
    Kardeşleri: “- Gel” demiş. “- Bu kurt seni yer” demiş.
    Fakat kız dağdan inmiş, kurt: “- Elini ver” demiş.
    Kurt kızı eve almış, bir mağaraya dalmış.
    Orada yaşamışlar, soyları da ün salmış."

    Türk Mitolojisi’nin hemen hemen her yerinde “Kurt” sembolüyle, “Mağara” sembolleri bir arada kullanılmıştır.

    Simdi panpalarim burda “Kurt”tan Tanrı’nın şekli olarak bahsedilmesine dikkatlerinizi çekmek istiyorum.

    Burada anlatılan “Kurt”tan, biz bildiğimiz kurdu anlarsak, şimdiye kadar olduğu gibi, işi arap saçına çevirmemiz kaçınılmaz olacaktır.

    Burada sözü edilen “Kurt” bildiğimiz kurt değildir. Maalesef bu güne kadar bu sembolün açılımıyla ilgili tek bir araştırma bile yok. Hatta Ergun Candanin ünlü araştrmacı yazar Eric Von Daniken’le yapilan röportaj sırasında aynı soruyu kendisine yöneltmiş ve kendisinden bu konuyla ilgili bir açıklama istemiş. Ne yazık ki, bu konuda bir araştırmasının olmadığını söylemis.
    ···
  19. 19.
    +4 -1
    Turkler Çinlilerden kaçarken daglarin arasina sıkışmislar sonra iki tane bozkurt gelmis bir dişi bir erkek kurt dişi olanin adi asena sonra kurtlar turklere yol gostererek daglarin arasindan kurtarmis savasi kazanmalarini saglamistir
    not:doğu türkistanda bozkurta gökbüre derler youtubeden dinleyin gökbure yazip
    ···
  20. 20.
    +3
    Kaçınız bilirsiniz, biz nerelerden geldik

    Atamız Kayan gibi, dağlardan akan seldik

    Bugün anlatacağım, geldiğimiz yerleri

    O dağları, taşları, ovayı, nehirleri

    iyi dinleyin beni, ki yaşayın o anı

    Öyle anlatayım ki, unutmayın o anı

    iyi bilin, öğrenin, anlatın unutmadan

    Tek sözü eksiltmeden, bir kelime katmadan

    il Han Kağan baştaydı, kuvvetliydi Gök Türkler

    Savaşa doymuyordu, heyecanlı yürekler

    Okunun ötmediği, kılıcın yetmediği

    Millet kalmış mıydı ki, tek mağlup etmediği

    Bir de Sevinç Han vardı, Moğolların başında

    Yaşını da bilirim, il Han Kağan yaşında

    Diş geçirememişti, yiğit Türk çerisine

    ilerlemişti Türkler, Moğol içerisine

    Sevinç Han dayanamaz, mektup yollar dört yana

    Der ki: "Türkler düşmandır, hem bana hem de sana."

    Toplanıp çevre beyler, varırlar bir karara

    Birleşmeli hep birden, açmalı Türk`te yara

    Haber alır il Han`ım, geldi savaşın çağı

    Beş bin ordu birleşse, sönmez Türk`ün ocağı

    Gök Türkler yener yine, şaşırır karşı beyler

    Hele bir görün bakın, Sevinç Han şimdi neyler

    Bırakıp hayvanları, kaçar Moğol ordusu

    Bu ne anlama gelir, sorulmamış sorgusu

    Türkler başlar şölene, hem yeyip hem içmeye

    Ama Moğol uyumaz, gelir kanım içmeye

    Ani bir baskın olur, bir bir düşer Türk eri

    Her yan cesetle dolar, ayrık gövdeyle seri

    iki alp er çarpışır, adları Kayan, Tukuz

    Unutma biz bir yaydan, atılan dokuz okuz

    Kayan, kağan oğluydu, dağdan akan sel gibi

    Tukuz, kağan yeğeni, gökten esen yel gibi

    Gözlerinin önünde, yok oldu budunları

    Atlayıp da atlara, kaçtılar kadınları

    Kaçtılar dediysem ben, sanmayın ki korkudan

    Beyleri emretmişti, ar denilen duygudan

    Almıla idi biri, Bengül de ötekisi

    Gittiler Kutlu Dağ`a, at üstünde ikisi

    Kayan ve Tukuz, bitik; yığıldılar toprağa

    Türk`ün bu helal kanı, feda olsun bayrağa

    Sevinç Han geri döndü, Türkler öldü sanarak

    Bir kahkaha patlattı, manzaraya kanarak

    Derken bir kıpırdanma, Tukuz kalktı ayağa

    Taşıdı Kayan`ı da, kuytuda bir oyuğa

    Almıla ile Bengül, döndüler sonraki gün

    Ama kaçmalıydılar, öz vatanından sürgün

    Yiğitleri yaralı, halleri yok ölmeye

    Ne ölmeye hal kaldı, ne de bir tek gülmeye

    Kutle Dağ`a vardılar, kaldılar bir kaç gece

    iyileşti yiğitler, gezdiler gündüz gece

    Aradılar o kadar, sonunda da buldular

    Bu korkulu yaşamdan, sonunda kurtuldular

    Lakin bu yerin yolu, geçit vermez pek kolay

    O anda oluverdi, o ne muhteşem olay

    Bir bozkurt peyda oldu, düştü dördün önüne

    Yol gösterdi onlara, bu cennetin içine

    Öyle bir yer ki ora, Kök Tanrı`dan hediye

    Kapattılar geçidi, yağı bulmasın diye

    Dediler buraya ad, koyalım "Ergenekon"

    "Ergene": "dağ kameri"; ve "diklik" demektir "kon"...

    Asena`nın kurtları, girdiler güzel yurda

    Hepsi duacıydılar, o yol gösteren kurda

    Kağan soyunda gelen, Kayan önderleriydi

    O demirden kurt başlı bayrak gönderleriydi

    Ergenekon onlara, yurt oldu tam dört yüz yıl

    Hatırla o günleri, sarhoşluğundan ayıl

    Dört yüz yıl çoğaldılar, yaşlıları ölürken

    Boy boy oldu Tukuzlar, Kayat ve de Türülken

    Tukuzlar ve Türülken, atalarıdır Tukuz

    Sonra da bu iki kol, oldular Dokuz Oğuz

    Kayat; soyu Kayan`ın, kağanlar hep bu boydan

    Çıkmadılar töreden, hepsi de aynı soydan

    Şölen yaptılar her yıl, anarak kutlu günü

    Unutmadılar bir an, ne yağıyı ne dünü

    Dört yüzüncü şölende, kağandı Börte Çine

    Türk`ün öç duyguları, bir başka coştu yine

    O savaşta olanlar, Gök Türk`üme ar gelir

    Sığmaz oldu tümenler, Ergenekon dar gelir

    Ama burdan çıkmanın, bir çaresi yok muydu

    Demirden dağı gören, o tarihte yok muydu

    Bütün halk arar oldu, kurtuluşun yolunu

    Gözler hep tarar oldu, hem sağını solunu

    Bir çocuk çoban vardı, yiğit Tirek adında

    O ne kaval çalardı, bu on yedi yaşında

    Bu Tirek çalmaz sanki, kavalıyla inlerdi

    Çalmaya başlayınca, bütün oba dinlerdi

    Kavalıyla dosttu o, üflerdi sevdasını

    Kattı Ergenekon`dan, bir çıkış arzusunu

    Gök gözlü bir kök böri, varıp geldi önüne

    Sonra yavaaaş yürüdü, bir çıplak dağ yönüne

    Tirek eve dönünce, anlattı demirciye

    Dedi: "Ey bilge kişi, bu kurt gelir de niye?"

    Demirci hazırlandı, sabah Tirek`le gitti

    Düştü kurdun peşine, dağ önünde yol bitti

    Anladı ki demirci, bu dağ saf demirdendir

    Ve bu gök tüylü böri, ulu Kök Tengri`dendir

    Dönüp anlattı Han`a, bütün bu olanları

    Demir dağı eritip, yol açmak planları

    Yığdılar odun, kömür ve devasa körükler

    Bu son umutlarıydı, çıkmalıydı Gök Türkler

    Dualar eşliğinde, yakıldı koca ateş

    Sonunda eridi dağ, sevindi bacıkardeş

    Bir öncü yolladılar dışarıya bakmaya

    Sabırsızdı Gök Türkler, öz yurduna akmaya

    Öncü giden dönünce, mutlu haber verince

    Tuğlar kalktı havaya, bu ereğe erince

    Çıkıp Ergenekon`dan, dost ile dost oldular

    Varıp atayurduna, yiğitçe öç aldılar

    Yüzlerce yıl solmadan, hep tomurcuk verdiler

    Dirlik düzen içinde, yaşayıp yeşerdiler

    Ateşte demir dövüp, her yıl hiç unutmadan

    Yaşattılar o günü, hem de hiç aksatmadan...

    ...

    Ozan Çu-çu anlattı, size kutlu destanı

    Siz de anlatasınız, gence dostu düşmanı

    Sözümüz uzun oldu, lakin gönülden oldu

    Giden bir kaç dakika, yine ömürden oldu..
    Tümünü Göster
    ···