/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +6
    Ertesi gün son dersten hemen önceki tenefüste bizim tayfamız bir araya geldi, bana Melike ile olanları sordular "Ayarladım tabii ne sandınız? O kız bende" dedim, oo moo falan derken sınıftan Eda yanıma geldi.

    E: Nittacım benimle kantine gelir misin?
    N: Tamam olur
    ... merdivenden inerken
    N: Ne oldu Eda? Sen benimle pek muhattap olmazdın?
    E: Seninle konuşmamız gereken bir konu var.

    Benim aklımdan o an neler geçiyor biliyor musunuz? Ben kesin sıçtım, kesin tayfayla konuştuklarımızı duydu bu ve hesap soracak. Yusuf yusuf atıyorum ufaktan. Her neyse, kantine indik, Melike ve Ayhan bir masada oturuyorlar. Eda "Hadi gel şuraya geçelim" dedi ve onların yanına oturduk.

    A: Vaay Nitta naber ya hiç selam sabah yok küs müyüz
    N: Yok be olum fırsat mı var sanki zaten aynı sınıfta bile değiliz
    E: Ayhancım gelsene bir şeyler alalım bize
    A: Tamam olur geliyorum

    Ayhan ve Eda kalktılar sıraya girdiler, hepimiz soda istedik. Bu arada Ayhan ve Eda benim ilkokulda beraber okuduğum arkadaşlarım, Eda benimle aynı sınıfta Ayhan ise farklı bir sınıfta, keşke aynı sınıfa düşseydik.

    Ayhan ve Eda kalkar kalkmaz Melike konuşmaya başladı;

    M: Nitta dün için çok özür dilerim biraz üzgündüm umarım seni kırmamışımdır?
    N: Yok be ne kırması, neden üzgündün söyler misin çok özel değilse?
    M: Babam hastaydı da biraz, ondan üzgündüm
    N: Anladım, geçmiş olsun.
    M: Teşekkür ederim

    Eda ve Ayhan gelene kadar tenefüs bitti amk, neyse zil çaldı, zaten son dersti ve derste boş geçmişti neredeyse.
    ···
  2. 2.
    +5
    Lise döneminden bahsettik bol bol, üniversiteye gitmiş olanların neler yaptığını, neler yapamadığını öğrendik. Her ne kadar ben Tuna ile hala görüşüyor olsam da bu tayfa en son bir araya geldiğinde lise 4'ün son günü, okul çıkışıydı. Duygulanmıştım lan, 4 senemi beraber geçirdiğim arkadaşlarımla bir aradaydım tekrar. Gökberk'i aradık söyledik toplandığımızı, verdiği tepki şuydu "Ya sizin ben hayatınızı gibeyim, bana önceden haber verseydiniz ben Elifle gelirdim oraya" güldük eğlendik falan, benim kızım olduğunu öğrendi, onun hala çocuk düşünmediğini, üniversitesi ve sonrasında askerliği olduğunu söyledi, "Sağol dıbına koyduğum hatırlattığın için sağol" dedim gülerek.

    O gün geç vakte kadar beraberdik, en son artık yağmur falan yağmaya başladı, dağılmaya karar verdik. Sağ olsun Tuna beni arabasıyla evime kadar zütürdü. Eve girdiğimde Melike'ye anlattım, o da sevindi bir araya gelmemize. O akşam kızımla biraz oynaştıktan sonra direkt yatağa girdim, garip bir yorgunluk çökmüştü üstüme.
    ···
    1. 1.
      0
      Kral ne zaman biter hikaye çok merak ediyorum amk lan helalin var
      ···
  3. 3.
    +5
    Askerlik kafamı kurcalamaya başlamıştı iyiden iyiye, kafamda plan yaptım, askerliğin düşmesini bekleyip öyle gidecektim. Bir yandan ben askere gidersem Melike ve Yaren annemde kalır muhabbeti yapıyoruz, bir yandan hayatımıza devam ediyoruz. Televizyon izlemeyen, haber takip etmeyen ben her gün televizyon izleyip haberleri takip etmeye başlamıştım, sırf askerliğin düştüğünü görüp bir an önce gidip bitirmek için, yapmazsam ve kaçak devam edersem bu askerlik başıma çok büyük dert açacaktı, bu çok belliydi.

    Günler geçiyor, kızımız yavaş yavaş büyümeye devam ediyordu, ilk kez konuşmaya başlayacağı zaman "Anne diyecek, baba diyecek" tartışmasını yapıyorduk ama eğleniyorduk bunu tartışırken. Bir akşam haberlerde askerliğin düşeceği fakat ne zaman olacağının belirsiz olduğu söylendi. Sevinmiştik, bu beklediğimiz haber olabilirdi, ama şu vardı, kaç ay düşecekti askerlik?
    ···
  4. 4.
    +5
    Son dersin zili çaldı, Melike yanıma geldi ve bana bir kâğıt verdi "Bunu evde oku lütfen" dedi ve gitti.

    Ne yazdığını merak ediyordum ama evde oku dediği için de açmak istemiyordum eve gidene kadar. Hiç kimseyi giblemeden eve doğru koşmaya başladım, nefes nefese eve girdim, odama geçtim ve kağıdı direkt açtım. Kağıtta yazan yazı şuydu "Ben senden hoşlanıyorum"

    Afalladım, adeta beynimden vurulmuşa döndüm o an. Şansıma da o gün Cuma idi ve Pazartesi'ye kadar onu görmeyecektim. Beynimden vurulma hissi geçtikten sonra şakadır ya amaan diyip kağıdı attım çöpe. Pazartesi günü okula gittiğimde Melike yoktu, gelmedi o gün okula, 4 veya 5. dersten sonra hatırlamıyorum birine sordum sınıftan, yakın olduğu kişilerden birine ve aldığım cevap tadımı kaçırmıştı "Babasını hastaneye mi kaldırmışlar ne olmuş"
    ···
  5. 5.
    +4
    Her akşam haberleri izler oldum, askerliğin düşme tarihinin netleşmesini bekliyorum ki gidip yoklamamı yaptırayım, alsınlar yeni düşük askerlikle bitireyim geleyim, o kafamdan silinsin. Yok anasını satayım, tarih yok sadece düşeceği söyleniyor. Melike de artık sabırsızlanmaya başlamıştı o konuda, bir an önce gidip gelmemi ve ondan sonra rahatlamamızı istiyordu.

    O akşam babam beni aradı;

    B: Alo Nitta, nasılsınız oğlum, iyi misiniz?
    N: iyiyiz baba ne olsun aynı bildiğin gibi, siz nasılsınız?
    B: iyiyiz biz de. Bir süredir kafamızda olan bir şey vardı sizin rahatlığınız için, biliyorsun annenin de benim de Bulgaristan vatandaşlığımız var. Bizim üzerimizden sana vatandaşlık alalım, yarın bir gün Avrupa'ya gitmek isterseniz eşinle beraber sorun çıkmadan gidebilirsiniz senin üzerinden

    N: Baba lütfen kafamı bulandırma şimdi, zaten evdi askerlikti işti derken kafam dopdolu, daha sonra konuşalım, dedim vedalaştık kapadım telefonu

    Melike'ye söyledim, ben olumlu karşılamasını beklerken aldığım tepki "Geri zekalı" oldu amk.
    ···
  6. 6.
    +4
    O gün okul çıkışı Melike "Bize gelsene yarım kalan konulara çalışıp bitirelim" dedi, iyi dedim tamam geleyim. Eve gidene kadar el ele tutuştuk, ara ara bana bakıp güldü. Anlam veremedim tabi buna.

    Eve girdik, direkt geçtik odasına, önce yemek yedik sonra başladık inek gibi konulara devam etmeye, o okuyor ben not alıyorum, ben okuyorum o not alıyor. Arada annesi gelip bir şey lazım mı diye soruyor, kurabiye yiyip çay içiyoruz falan. Ben konuyu okurken Melike bir an "Nitta" dedi, efendim dedim, kulağıma yaklaşıp "Öpsene beni" diye fısıldadı. Nasıl yani dedim, dudağımdan dedi. Ben donup kaldım baya bir süre, bunu fark etti "Bu seni düzeltir şimdi" dedi yaklaştı ve dudağıma bir öpücük kondurdu. Ben kıpkırmızı oldum, öyle diyor. O da oldu tabi, öper öpmez kafasını kitaba çevirmesi bir oldu, sanki hiç yaşanmamış gibi. Seni seviyorum dedim, ben de seni seviyorum diyip bir kez daha öptü beni. Bu sefer dokundurmadı, 10 saniye kadar öpüştük resmen.
    ···
  7. 7.
    +4
    O hafta sonu Pazar günü Tuna beni dışarı çağırdı, hava soğuk diye ilk başta kabul etmemiştim ama Melike\'nin \"Git git hem hava almış olursun\" demesi üzerine çıktım evden, aradım Tuna\'yı nerdesin dedim, şu şu mekandayız bizim lise tayfasıyla dedi, ooo herkes var yani tamam geliyorum dedim, benim evime biraz uzak sayılırdı ama o mesafe için taksi tutamazdım, yürüdüm yaklaşık 20 dakika kadar, zütüm donmuştu aq.

    Mekana girdiğimde sahiden Tuna\'nın söylediği gibi neredeyse kızlarla taşak geçtiğimiz tayfanın tamamı vardı, bir kişi hariç, Gökberk.
    Oturdum masaya, başladık sohbete. Gökberk\'i sordum, Ahmetcan \"Ohoo kanka o evlendi senin gibi okul biter bitmez hem de Elif ile, şu anda Antalya\'da yaşıyorlar\" dedi. Vay dıbına koyim ya, o da evlenmiş ha benim gibi dedim, maalesef dediler.

    Sohbet muhabbet derken konu birden askerliğe geldi. Oradaki 9 kişilik(Gökberk ile 10 oluyordu) gruptan Ahmetcan, Gökberk ve benim dışımda herkes üniversiteye başlamıştı bile ilk sınavdan sonra hemde, bazıları buradan bir yere girmişti, bazıları da farklı şehirlerde. Bana sordular sen ne yapacaksın diye, dedim \"Aga yani askerliğin düşeceğini öğrendik geçen akşam haberlerde, biz anlaştık askerlik düştüğünde gidip aradan çıkaracağım, ben askerdeyken de Melike ve Yaren annemlerde kalacaklar\", o an hepsinin başı düştü yere, tekrar hatırladılar Melike\'nin annesi ve babasını lisedeyken kaybettiğini.
    ···
  8. 8.
    +4
    Eve döndüm, keyfim kaçmıştı iyice. Melike'ye her ne kadar belli etmemeye çalışsam da, anlamıştı. Anlattım ne olduğunu, bir şey diyemedi. Sanırım artık babam yoktu, en azından ben öyle düşünüyordum.

    Melike'ye düşündüklerimden bahsettim, sınavdan sonra mevcut bulunduğumuz şehirden bir üniversite seçmemizin üçümüz için de daha iyi olacağını söyledim, mantıklı gördü ve kabul etti. Ama o yapamayacaktı üniversiteyi, o belliydi. Hem çocuk hem okul nasıl yürüyebilirdi ki? Yürüyemezdi.
    ···
  9. 9.
    +4
    - Final(Aslında final sayılmaz amk :D)-

    3 hafta süresince muhteşem zaman geçirip ülkemize döndük, ben çalışmaya başladım ve hayatımıza normal şekilde devam ediyorduk. Bir gün ben kendi üzerimden eşim ve kızım için Bulgaristan vatandaşlığı alabileceğimi öğrendim çalıştığım yerdeki bir şef sayesinde, o gün benim kafama yurtdışına temelli taşınma işi yattı. Melike ile bunu konuştum, ailemle konuştum. Melike ilk başta istemedi, çok zor olacağını söyledi ama sonra kabul etti, kızımızın geleceği için de daha iyi olacaktı bu durum. Onlara vatandaşlık almak aylarca uğraştırdı bizi daha doğrusu Melike için, tam tdıbına 4 aya yakın bir süre koşturdum hep, sırf onların iyiliği için. En sonunda onların vatandaşlığını hallettik, anne veya babası üzerinden alsaydı Melike bu kadar zorlamazdı, Yaren direkt olarak Avrupa vatandaşı birinin kızı olduğu için annesi kadar zorlamadı.

    2017 yılının Mayıs ayında temelli olarak ingiltere\'ye geldik, ilk 2 ayımız biraz zorlamış olsa da tutunmayı başardık, ikimiz de rahat çalışabileceğimiz işler bulduk, Yaren\'i yalnız bırakmamak için Melike 8-12, ben 2-8 çalışmaya başladım(Ne işi olduğunu söylemeyeceğim), aldığımız ücret bize fazlasıyla yetiyordu ve artıyordu da, tek ödediğimiz yüksek ücret kiramızdı fakat 2 kişi para getirdiği için o da zorlamıyordu. Yaren 2018 yılında ingiltere\\'de okula başladı, farklı ülkelerden gelen çocuklar için ayrı olan bir okula, işleyişi normal okullar gibi fakat 3. sınıfa kadar ayrıca dil dersi de vardı ve 3. sınıftan sonra normal okula geçiş yapacaktı. O sene içinde ben ingiltereden ehliyetimi aldım ve hayalimdeki araba olan Subaru Impreza WRX altıma geldi. Haftalarca zorluk çektim sağdan direksiyona, Türkiye\'de solda kullanıyordum çünkü(Kendi arabam ve ehliyetim yoktu).

    Yaren 2. sınıfa geçtiğinde artık yavaş yavaş oranın dilini konuşabilmeye başladı, biz de oraya iyiden iyiye alışmaya başlamıştık. Benim zorlanmam gitmişti, Melike\'nin zorlanması gitmişti. Artık evin içinde hem Yaren\'e pratik olsun diye hem de paslanmamak adına tamamen ingilizce konuşmaya başladık.

    2020-

    Yaren 3. sınıfa geçti fakat korona muhabbeti yüzünden 2. dönem neredeyse hiç okuyamadı, aynı şekilde Melike ve benim işimde de aksaklıklar oldu (Evet hala aynı yerlerde çalışıyoruz) ama bizimkiler toparlandı. Bu sene sonunda olmazsa 2021'in ilk çeyreğinde kiradan çıkıp kendi evimize taşınmayı planlıyoruz. ingiltere Avrupa Birliğinden sene sonunda çıkıyor, onun için de vatandaşlık başvurusunda bulunduk.

    Hikayeyi başından sonuna kadar Melike ile beraber yazdık, yukarıda belirttiğim gibi yeri geldi yazma dedi, yeri geldi yanlış hatırlıyorsun dedi düzelttirdi. Şu anda ingiltere\'de gayet mutlu, ilk gün sevgisiyle devam eden bir evliliğimiz var ve mutluyuz, Yaren 9 yaşında, o da büyüdü gitti.

    Dediğim gibi, her hikâyenin sonu kötü bitmez.

    Sevgilerimle,
    Nitta Shun.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1
      Vay dıbına koyum mükemmeldi pampa anlatım tarzın ve tabii ki de siz : )
      ···
    2. 2.
      +1
      iyiydi beğendim
      ···
  10. 10.
    +4
    Melike hamileydi. Baba oluyordum. Nasıl oluyor bu? Ben daha 19 yaşına yeni yeni giriyorum, ne alaka babalık? Tamamen istem dışı.

    Ben bunu kendi aileme söyleyemezdim, en azından üniversite için başka şehire gitmeden önce söyleyemezdim. Babam net şekilde belamı giberdi benim. Hastaneden çıktık, eve vardığımızda ben hala şaka olması için dua ediyordum, o esnada Melike sordu "Adını ne koyalım?" heh, tüm dertlerimiz bitmiş gibi o efsane soruya geldik, adını ne koyalım? "Önce bir cinsiyeti belli olsun, isim kolay tarafı" dedim ama nah kolay. O kadar kolay değil!

    Melike 5 haftalık hamileydi, bu 1 ay 1 hafta yapıyordu. Sınav zamanı geldiğinde Melike tam 6 aylık yani 24 haftalık hamile olacaktı. O şiş karnıyla sınava nasıl girebilirdi acaba? Bir şey derler miydi? Bilmiyorum.
    ···
  11. 11.
    +3
    O gün biz uzun uzun düşünme sonucunda kızımızın adını Yaren koymaya karar verdik, Melike o isimi çok seviyordu ben de kırmadım, Yaren olacaktı çocuğumuzun ismi. Babamla da aram düzelmişti, mutluyduk.

    Sınav tarihi geldi çattı, bir önceki seneden daha zorlu şekilde geçen bir çalışma süreci sonrasında sınava girdim. Sınav kolaydı, gayet yüksek bir puan almıştım yine. ilk tercihim olarak bulunduğum şehirden bir üniversite yazdım ve orası da oldu, oraya başlayacaktım.

    Melike artık 8. ayına doğru gidiyordu, karnı iyice şişmişti dışarı çıkamıyordu, tüm gün evdeydi. Zaman zaman aşerdiği şeyler oluyordu, zor da olsa buluyordum istediği şeyleri. Bazıları gerçekten çok zorluyordu.

    1 ay sonra okulum başlayacak, Melike 9. ayını doldurdu ve her gün artık doğum yapmasını bekliyoruz. Yaren'imizi doğurmasını bekliyorduk artık.
    ···
  12. 12.
    +3
    Kendimi toparladıktan sonra konuşmaya çalıştım ;

    N: Üzgün gibi görünüyorsun, neyin var?
    M: Yok bir şey, beni yalnız bırakır mısın?
    N: Peki(Başka ne diyebilirdim ki?)

    Kalktım yanından kantinin kapısına gittim, tam çıkacaktım ki geri dönüp Melike'ye bir kez baktım. Kızın gerçekten bir derdi vardı, belli oluyordu. Acaba ailesinden birine mi bir şey olmuştu? Bilmiyordum ve anlatmamıştı. Onun konuştuğu kızlara sordum neden böyle olduğunu, sonuçta sınıf arkadaşım o benim neden üzgün olmasını isteyeyim ki diyordum. Onlar da şaşkındı bu duruma, çünkü dün neşeli olan kız bugün üzgündü ve henüz kimseye bir şey anlatmamıştı.

    Gün bitti, son zil çaldı ve okuldan yavaş yavaş çıkıyoruz. Melike, yanında bir kaç kız ile birlikte konuşarak benim birazcık önümden gidiyor. Okulun kapısından çıktı, döndü beni gördü ve bana el salladı gülümseyerek. Ben de ona el salladım, o ayrı yoldan gitti ben ayrı yoldan. O gün nedense aptal gibiydim, evde babam bana neyin var diye sorup durdu, bir şey diyemedim. 14 yaşındayım daha, acaba ben hoşlanıyor muydum Melike'den? O aklıma geldikçe, gülümsemesi gözümün önüne geliyordu ve ben de salak salak sırıtıyordum.
    ···
  13. 13.
    +3
    Ulan nefessiz okudum amk çok güzel bir hikaye umarım mutlu biter sonu da ve en son böyle bir hikayeyi 2016 da okumuştum çok hoş bazı yerlerde duygu patlaması yaşadım aq samimi söylüyorum kanka sizleri merak ettim aile fotoğrafı varmı kanka cidden bak kötğ niyetle demiyorum
    ···
  14. 14.
    +3
    Hastaneye girdim, bir şekilde buldum Melike\'yi. Bana telefonda söyleyememişti fakat annesini 1 saat kadar önce kaybetmişti. Ne olacaktı şimdi? Melike\'nin babası gitti, annesi gitti, ne yapacaktı kız? Evinin kira olmadığını biliyordum, ama faturalar ne olacaktı? Kim ödeyecekti onları?

    Melike direkt sarıldı bana, hiç olmadığı kadar çok ağlıyordu bu sefer, haklıydı ağlamakta. Ağzından sürekli \"Ne olursa olsun lütfen beni bırakma, lütfen, bırakma beni\" cümlesi çıkıyordu ağlarken. Onun ağladığını görmeye dayanamıyordum, sımsıkı sarıldım ona, asla bırakmayacağımı ve kalbimin kendisi olduğunu, kalbim olmadan yaşayamayacağımı söyledim.
    \"Nitta\" dedi dolu gözleriyle bakarak;

    M: Bundan sonra benimle beraber yaşamak ister misin?
    N: Elbette isterim, neden istemeyeyim ki?
    M: Benim artık senden başka hiç kimsem kalmadı, kafamı koyabileceğim, derdimi anlatabileceğim hiç kimsem kalmadı. Yalnız kalmak, yalnız yaşamak istemiyorum ben. Beni bırakma lütfen, sen benim herşeyimsin, ne olursa olsun yanımda ol, asla terk etme beni.

    Ağlayarak sarıldı bana, o esnada düşünmeye başladım, Melike ile yaşamak, her gün her akşam her gece beraber olmak, beraber uyumak ve beraber uyanmak muhteşem bir şey olurdu. Ancak aileme bunu nasıl söyleyebilirdim? O an Melike aklımı okumuş olacak ki \"Ailenle konuşabilir miyim?\" diye sordu, olur dedim.
    ···
  15. 15.
    +3
    Onun bunu gördüğünden eminim, çünkü elini tutmamla kapıdan ışınlanması bir oldu.
    Melikeye baktım, kıpkırmızı olmuş, kilitlenmiş kalmış öyle bana bakıyor. Gülümsedim ve "Ben de senden hoşlanıyorum, kağıtta yazanı okudum ve mutlu oldum" dedim. Kilitlenmesi yerini o kadar masum ve tatlı bir gülümsemeye bırakmıştı ki, anlatamam. Bir an aklıma bizim tayfa geldi "Ben kızı ayarladım da, arkadaşlarıma nasıl ihanet edicem? Sonuçta sözümüz var ciddi beraberlik olmayacak, daha sonra kıza söylenecek gerçek" dedim kendi kendime. Ama öte yandan, Melike'den sanırım gerçekten hoşlanıyordum ve galiba arkadaşlarımı satacaktım.
    ···
  16. 16.
    +3
    Geldik lisenin son senesine, artık bu sene sonunda gireceğimiz sınav hayatımıza yön verecekti. Tempoyu arttırdık ve iyiden iyiye derslerimize abandık. Son senemiz olduğu için ve önümüzde büyük bir sınav olduğu için hocalar bizi salıyordu genelde çalışmamız için, biz gerek derste, gerek tenefüslerde, gerek okul sonrası parklarda evlerde toplanıp çalışıyorduk. Birbirimize sürekli yardımcı oluyorduk. Ufak ufak cep telefonlarımız olmuştu, en azından birbirimize o tuşlu telefonlarla mesajlar atabiliyorduk, yeri geldiğinde de arıyorduk. Bir gece saat 2 civarı telefonum hiç olmadığı kadar çok çalmaya başladı, kim arar ki bu saatte rüyadır diyip yatıyordum 1 dakika sonra tekrar çalmaya başlıyordu. Hay dıbına koyim ya diye kalktım yataktan, telefona gittim sevdiceğim arıyor ama neden bu saatte?

    N: Efendim birtanem
    M: (ağlıyordu) Nitta annem
    N: Niye ağlıyorsun ne oldu?
    M: Annem, annem kalp krizi geçirdi hastanedeyim lütfen gel lütfen
    N: Hangi hastane?
    M: xx devlet
    N: Tamam geliyorum, görüşürüz

    Kapadım telefonu, apar topar yüzümü yıkadım, üstümü değiştirdim ve annemi babamı uyandırmadan, babama ufak bir not yazıp cebinden 100 lira alarak koşar adımlarla evden çıktım, o saatte otobüs bulamayacağım için taksiye gittim. Hastane yakındı, 15 lira gibi bir ücret vermiştim taksiciye evimin oradan hastaneye kadar.
    ···
  17. 17.
    +3
    1 saat geçmeden geldi, keyfi yoktu pek, üzgündü, belli oluyordu. Benim ise aklımdan geçenler şunlardı
    1) Melike hamile halde sınava kafasını veremez
    2) Ben sınava çok iyi şekilde hazırlanıp bulunduğumuz şehirden bir üniversiteye gitmeliyim
    3) Melike\'yi başka şehir için sürüklememeliyim.

    ---

    6 Mart 2011, bugün çok büyük gündü, cinsiyet öğrenecektik. Hazırlandık, ikimizin yüzünden heyecanlı olduğumuz çok net şekilde okunuyordu. Hastaneye gidene kadar zaman geçmek bilmedi, üstüne ultrasonda zaman geçmek bilmedi ve en nihayetinde sonuç geldi, kızımız olacaktı. O gün nasıl eve döndük hiç hatırlamıyorum, mutluluktan uçuyorduk adeta.

    Ben karar verdim, aileme bu durumu söyleyecektim. Babamdan bir ihtimal sağlam tokat yiyecektim ama saklayıp sonradan söylemek daha kötü olacaktı belki. Ertesi gün Melike\'ye söyleyip babamların evine gittim, babamla sarıldım, annemle sarıldım ve dedim ki \"Sizinle konuşmam gereken çok önemli bir konu var\"

    Geçtik mutfağa, oturduk masaya babam sigarasını yakmaya hazırlandı;

    B: Evet Nitta seni dinliyoruz neymiş bu kadar önemli olan mesele
    N: Konuya nereden başlayacağımı inanın bilemiyorum, bu haber sizi sarsabilir, mutlu da edebilir emin değilim. Anne sen babaanne, baba sen dede oluyorsun, yani torununuz oluyor, hem de kız.

    Babam sigarasını yakıyordu o anda, çakmak yanık şekilde kaldı babamın ağzından sigarası düştü. Annemin gözleri faltaşı gibi açıldı.
    ···
  18. 18.
    +3
    9 ay 2 gün

    9. ayını doldurmasının üzerinden 2 gün geçti, halen daha doğum sancısına dair bir işaret yoktu. Zaman zaten geçmek bilmiyordu, gün saydıkça iyice kilitleniyordu zaman.
    ···
  19. 19.
    +3
    Arkadaşlarla "şu kızı ayarlarsın, bu kızı ayarlarsın" üzerine iddialara girer, gider mal gibi konuşur ve reddedilirdik, ama o dönem köpek gibi eğlenirdik. Melike'nin okula gelişinin üstünden 3 hafta geçmişti ki, ayarlama iddiasında sıra bendeydi ve bana Melike hedef gösterildi. Ben de tabii ki "Ayarlarım lan ne olacak" kafasında takılıyorum.

    ilk geldiği günlerde dikkatimi çekmişti, sürekli limonlu soda alırdı kantinden ve içerdi tenefüste. Melike'yi kantinde yakaladım, tek başına oturuyordu ve önünde her zaman(Bakın istisnasız her zaman) aldığı limonlu sodası yoktu. Benim de o dönemler harçlığım azdı ama sırf iddia uğruna limonlu soda aldım 2 tane(ki ben pek sevmem limonlu) geçtim oturdum karşısına ve uzattım "ilk geldiğin zamanlarda pek fazla konuşamamıştık, okulumuza ve sınıfımıza hoşgeldin Melike, ben nitta"

    Kafasını kaldırdı ve "Teşekkür ederim, hoşbuldum" dedi, sodayı aldı gülümsedi fakat üzgün gibi bir hali vardı. O gülümsedikten sonra 2-3 saniye tabiri caiz ise mala bağladım.
    ···
  20. 20.
    +3
    ---Bu arada gün gün gitmiyorum, atlaya atlaya gidiyorum, bilginize.---

    Tuna'ya bahsettim biraz, babamdan böyle böyle teklif geldi kabul etmedim ama güzel fikir lan diye. Ondan da "Amk salağı" tepkisini aldım. O konuşma esnasında Tuna bana Eda'nın evleneceğini söyledi, şaşırdım çünkü Eda "Ben hayatta evlenmem, kimse benim kalbimi çalamaz, ben evlenmicem" diye dolanan bir kızdı. Ne zaman evleniyor? 9 Mart 2013 nişan, 10 Mart düğün. Eyvallah, 3 ay sonra evleniyormuş bizim "Hiç bir erkek benim kalbimi çalamaz" diyen hanımefendi, ilk okul arkadaşım.

    2013 yılında Yaren 2 yaşındaydı, doğduğu günden bu yana nasıl büyüdüğünü görmüştüm. Sanırım her bebek aynı şekilde büyüyordu, kendi bebeğin için tanık olmanın hissi tarif edilemez ve paha biçilemez bir şeydi.

    Mart ayı gelmişti, Yaren'i annemlere bıraktık, Melike ile Eda'nın nişanına değil düğününe gittik 10 Mart akşamı. Salona girer girmez bizim sınıfın neredeyse tamdıbının orada olduğunu gördüm, Gökberk, Tuna, Ahmetcan, Salih, Meryem, Cansu, Mustafa kim varsa, ekgibsiz tam kadro. Bazıları da dışarıda sigara içiyordu. Canım Eda, bizi davet etti diye bize özel ayrı koskocaman masa yaptırmış birleştirerek, salonun bir köşesinde 38 kişi orada oturduk amk xjcnsjdkwlqlxnsm
    ···