/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +14 -8
    arkadaslarindan ogrendikleri uzere tophanedeki o nargileciye varmislardi esen ve harun. acik ama serin bir havada hayatin ne kadar da mukemmel oldugunu dusunuyordu esen. 2 yil ayri kaldigi sevgilisi ile ayni okulu kazanmak icin, 24 saat hizmet verebilen abla abi muhabbetlerinin döndugu dinci bir dersane ile ev arasinda tikilip kalmisti. simdi hersey bitmisti... harun universiteyi kazandigini haber vermek icin onu aradiginda,'ben sozumu tuttum, simdi sira sende, sozunu tutacaksin' demisti. harunun insanlari zan altinda birakmaktan keyif alan bi yapisi vardi... en basit basarilardan bile buyuk haz duyardi harun.ama esen ilk askina nolursa olsun laf ettirmezdi. sahibi, efendisi, babasi, erkegi herseyiydi onun.
    ···
  2. 2.
    +10 -2
    kirtasiyeden kopyalarini aldigi kitaplarina hayranlikla bakiyordu esen. basarmisti. tamam iste bu kadardi, tum dertler bitmis eglence baslamisti. anne baba uzaktaydi, sevgilisiyle ne isterse yapardi, ozgurdu ne de olsa resitti. simdi sıra okulun su buyulu kapisinda bir fotograf cektirmeye gelmisti. ne hava aticakti lise arkadaslarina. harun, lafi az once okulda onu tanistirdigi arkadaslarindan acarak eseni tatli hayallerinden aniden ayirdi. 'cocuksu davranislardan vazgec artik, koca kadin oldun, kiyafetlerini ve tarzina biraz ceki duzen ver, universitelisin artik kadin gibi giyin hayatim. arkadaslarimin arasinda bana yakin davran, beni sevdigini soylemekten utanma.' esen bu komutlari seve seve aklina yazmaya icine sindirmeye hazirdi. bitanecik sevgilisi onun iyiligini isterdi ne de olsa..
    ···
  3. 3.
    +11 -1
    'tatlim, ben bir süre yurtta kalsam... duzenimi kursam, sonra sık sık gelirim yanına. okulda da hergün beraberiz zaten ne güzel.' bu düsünce harunun isine pek gelmemis olacakti ki, iskambil kagitlarindan yaptigi koca kule bir uflemeyle yikilmiscasina gerginlesti ve sabirsizca sert jestlerle söylenmeye basladi. 'tolga gunes ve ben o evi kiz arkadaslarimiz icin planladik ve tuttuk, herkesten once ben bunu istedim, simdi digerleri eve coktan yerlesmisken sen neyin simarikligini yapiyorsun, beni yalniz mi birakacaksin, onlar benim hayallerimi yasarken ben yalniz mi oturucam? sızlanmayı kes esen, büyü artik. baba korkusuyla yasanmaz boyle, o balikci kasabasinda degilsin artik. universiteli resit bir insan gibi davran, mahcup etme beni kimseye.' esen her zamanki gibi haklisin hayatim dedikten sonra uslu uslu cayini yudumladi ve kalktilar, hesabi odemek uzere kasaya gittiler. 23 lira tutan hesap icin 20 lirayi esen verdi, harun da 10 lira cikartti. harun para üstünü direk cebine attiktan sonra evin yolunu tuttular.
    ···
  4. 4.
    +9 -2
    harunun, haznesine su yerine süt konmasini rica ettigi kavunlu nargile gelmisti. zorlama şık hareketlerinin en basitiydi belki de bu... harun hayatinda sütlü nargile hiç icmemisti. ama duymuştu ve, birgün biryerlerde kullanmak üzere daha nicelerini sakladiği aklina yazmıştı. esen'in bir daha asla kacmayacagini dusundugu keyfi, aklina takilan bir mesele yuzunden kacmisti. babasi onu rahatca teftiş edemesin diye devlet yurduna kaydolmak istemisti. bu sayede fedakar ve cefakar kiz evlat sifatina da yuzde yuz uyacakti. ne de olsa devlet yurdu zordu. ama yalan soylemeyi hic beceremeyen karakteri sevgilisinin evindeyken babasiyla yapacagi telefon konusmasina nasil musade edecekti ? onun sesinin titremesinden anlardi babasi yalan soyledigini.. konuyu harun'a acmaya karar verdi. ne de olsa onlar bir butundu, birbirlerinden asla birsey saklamazlardi ve konusarak herseyi cozebilirlerdi.
    ···
  5. 5.
    +9 -1
    yuvadan ziyade barinagi andiriyordu bu ev. barinak derken fakirlik bi pislik anlaminda degil. sicakliktan uzak, ust uste istiflenmis kullanilmayi bekleyen esyalar yiginiydi burasi.ama olsun esen icin harunla oldugu heryer yuvaydi. oh bee dedi icinden esen. ayrilik uzaklik hepsi geride kalmisti. gencligin tadina varmak onun da hakkiydi ve hayir, kotu birsey yapmiyordu. harunun ezberlettigi bu sanrılari icinden bir kez daha tekrarladiktan sonra, ev ahalisinin kalabaligina karisti esen. yere örtü serip kizartma agirlikli menunun tadina baktilar. icki icmek istemedi esen, ta ki harunun bakisini gorene kadar.. sevgilisinin ev arkadaslarina ve onlarin sevgililerine rezil mi edecekti harunu, tabi ki icecekti. ne de olsa artik universiteye giden 19 yasinda koskoca kizdi esen..
    ···
  6. 6.
    +7 -1
    babasi esen'e sonsuz guvenirdi. 8 yasinda babasini kaybetmis bir cocuk olarak buyumustu babasi ve ekgib yasadigi ne varsa kendi evladi yasasin istemisti. emekli memur olmasina ragmen kizinin hic birseyini ekgib etmedi, bolluk icinde buyuttu kizini o kucuk balikci kasabasinda. hergun gunun ayni saatlerinde arardi kizini. onu istanbul'a gonderdiginden beri tahammulsuz ve asabi bi adam olup cikmisti, ama bunu biricik kizina asla yansitmayacak, duydugu guveni kizina hissettirerek kendi ayaklari uzerinde durmasini saglayacakti. ana haber bulteninden sonra caldi esen'in telefonu. 'annemin kocasi' diye, komiklik olsun amaciyla babasini boyle kaydetmisti telefon rehberine esen. annesi de 'babamin karisi' olarak kayitliydi telefonunda. ne de olsa esen marjinal bir kizdi, oyle degil mi ? panikledigini arkadaslarina ve harun'a belli etmeden bos bir odaya gecti esen, ve telefonu acti.
    ···
  7. 7.
    +6 -1
    harun'un yanindaki yerine dondu, yuzune bir gulumseme kondurdu ve ortama adapte olmaya calisti esen. ingiliz aksaniyla turkce konusmaya calisiyormusa benzeyen genclerin belden asagi esprilerinden bir sure sonra rahatsiz olmamaya baslamisti. alkolun etkisine teslim olan harun yuksek sesle kahkahalar atip, agzindan salyalar sacarak konusuyordu, bir yandan da kalabalik icinde olmalarina karsin, iri elleri esen'in korpe vucudunun tenha yerlerine ziyaretler ediyordu. esen geceyi burada gecirme fikrinden urkmeye baslamisti, bir yandan da bunlarin gayet normal oldugunu, abarttigini kendine inandirmaya calisiyordu. esen kendini uzaktan izliyor gibiydi, bir baskasini izliyor gibi.
    ···
  8. 8.
    +6 -1
    'babacim.'
    'kucuk turkan şorayım. nasilsin?'
    'iyi, siz ?'
    'seni ozluyoruz yavrum, nerdesin?'
    'yurttayim, baba ben dus alicam gec olmadan sonra haberlesiriz, annemi op.'
    'peki kizim, telefonum hep acik,en ufak bi problemde baban ucarak gelir yanina.'
    'iyi geceler baba.'
    Bu son cumleyi soylerken sesi kisilmisti esen'in. cami acip nefes aldi, bogazi dugumlenmis gibiydi. istanbulda yasayip denizi gorememek ne berbat birsey diye dusundu. binalar ust uste dizilmis gibi gorunuyodu, daracik sokak gri renkteydi, gokyuzu griydi. duman kokuyordu bu memleket. memleketinde, odasinda uyurken pencereyi acik biraktigi gecelerde dalga sesleri ninni soylerdi esen'e. sabaha karsi balikci teknelerinin pancar motorlarinin patapata pata sarkilariyla uyanirdi. balikcinin ardindan martilar yarisirdi ciyak ciyak. bir an icin serin yorganinin altinda buzulup ruzgar sesi tarafindan uyandirilmayi istedi esen. asil sorun burada gokyuzunun gri olmasi miydi? yoksa huzurunu kaciran bu his baska birsey miydi ..
    ···
  9. 9.
    +5 -1
    Sayfa 3 yarn devam edicem entry mi okuyan 1 kisi sukubassin baslgi kaybetmiyim beyler
    ···
  10. 10.
    +5 -1
    sisenin dibini bulanlar yavas yavas ortaliktan cekildiler, harun ve esen basbasa kalmislardi. burasi berbat bir ortam miydi, les gibi hissediyordu kendini babasiyla konustuktan sonra, ya da bunlar son derece normaldi. bu zamanda bu yasta herkes boyle yasiyordu oyle degil mi? zaten esen kotu birsey yapmazdi, harun onun herseyiydi, hayir hayir ortada yanlis birsey yoktu. ana kuzusu olmanin alemi yoktu, senelerce bu gunu beklemislerdi ikisi de, artik birlikteydiler.. ama harunla yalniz kalmaktan rahatsiz olmustu, yillarca kurdugu hayallerin aksine, rahatsizdi iste. istanbula geleli birkac gun olmustu, harunla birlikteyken, bazen harunu ozledigini hissediyordu, oyle ki bu harun onun harunu degildi sanki. belki de yillarca uzaktan yurutulmus bu iliskide birbirlerini yeterince tanimamislardi, belki de yanlis tanimislardi.
    ···
  11. 11.
    +5 -1
    yıllardır sevişiyormuşçasına görevini yerine getirdi esen. öpüşürken gözlerini kapatmayı ihmal ettiğini farkettiğinde, aklında başka şeylerin olduğunu anladı. öpüşürken gözlerin kapatılmasına gerek yoktur, kendiliğinden kapanırlar zaten, ah gözler... vücuttan bağımsız, kendi gemisinin dümenindeki gözler. insan ne yaparsa yapsın gözlerini yalanlarına ortak edemez. lafın kısası, büyülü değil, zorunlu bir gece geçirmişlerdi. çünkü ne de olsa esen artık yetişkin bir bireydi, reşitti daha ne olsun ? esen o gece, hayallerindeki adam rolünü verdiği harun'un, aslında hiçbir zaman hayallerindeki adam olmadığını anladı. uzaklıklar bahane olmuştu, kendini kandırmıştı esen yıllarca. ah gençlik.. bu yaşlarda insan bir hafta önce yaptıklarından bile pişmanlık duyabiliyor, kişinin karakteri oturmadan önce, ne de hızlı değişiyor kimya...
    ···
  12. 12.
    +6
    alismis kudurmustan beterdir derler.. esen'in yasadigi da tam olarak buydu. harun'la 6 yildir birlikteydi, gozunu onunla acmisti, bu zamana kadar hic birlikte bu kadar fazla ve kisitsiz zaman gecirmemislerdi, kisacasi 6 yildir degil, yeni tanisiyorlardi aslinda. insan alisveriste veya seyahatte belli eder kendini derler ya.. yalniz olduklarinda esen'e emir verirmiscesine isteklerde bulunan ve kizin asla ve asla ruhuna hitap etmeye tenezzul bile etmeyen harun, cevrelerinde arkadaslari olunca ask bocegine donusuveriyordu. esenin turk standartlarina gore ortalamanin uzerinde bir guzelligi vardi, belina kadar simsiyah saclari ve bal rengi gozleri onu cekici yapan detaylardi. harun'dan daha iyilerine layik oldugunu soyleyen arkadaslarina aldiris etmemisti bugune kadar esen, harun'dan baska bir erkek var miydi ki dunyada?
    ···
  13. 13.
    +5
    gunler hizla geciyor, esen programlanmis gibi hayatin gerekliliklerini yerine getiriyordu. sinavlara kurtaracak kadar calisiyor, vaktinin geri kalanini harunla evde geciriyordu, kiyafet getir zütür yapmak icin arada yurda ugruyor,bu arada yurtta gecirmedigi gecelerin imzasini da yurt föyüne topluca atiyordu. bu siralar harunun taksimde heavy metal club'da calan arkadasini sık sık dinlemeye gidiyorlardi. sabah ezani okunurken taksimden pangaltindaki evlerine yurumeyi aliskanlik haline getirmislerdi, istanbulun guzelligi buyuluyordu eseni, ya da aligib olmadigi bu duzensiz hayat mi cezbetmisti onu..
    ···
  14. 14.
    +4 -1
    yıllarca provasını yaptıkları gece gelip çatmıştı. mesajlaşmalarında prova etmişlerdi bu geceyi, esen şimdi o mesajlaşmalara lanet ediyordu. mesajlaşmak kolaydı, yüzyüze değillerdi, bu sayede cesaretle verilmiş sözler karşısında duruyordu şimdi. peki ne oldu da birden kaç yıllık aşkını gözden geçirir hale gelmişti esen? hem de birkaç günde.. mutluluktan uçuyor olması gerekmiyor muydu bu son birkaç günde.. hayır hayır, harun'un hiç suçu yoktu, bütün suç ondaydı. yeni bir çevrenin vermiş olduğu stresten kaynaklanıyordu bu kaygılar. herşeyin en iyisini en güzelini hakkeden harunun koynuna girmeden önce güzel bir duş aldı esen.
    ···
  15. 15.
    +3 -2
    amk bunu okusam ygs de turkce fullerim
    ···
  16. 16.
    +4
    'bu saatte ve bu halde devlet yurduna gidip uyuyacagim diyecek olursan seni bir yumrukla ayiltirim' dedi ozan. hakliydi, alkollu olarak yurda girmek disiplin cezasi demek oluyordu ve 2 defa ceza alirsa yurttan atilirdi. bu da maddi manevi problem demekti. ozan hakliydi, zaten yurttan cikarken bu gece oraya geri donmeyecegini biliyordu. 'bana gelirsin' dedi. 'iyi fikir, o zaman kira bedeli olarak sana bikac tane islak hamburger ismarlayayim.' dedi esen kocaman gozlerini acarak. 'hadi o zaman, sahnede gaz yapmasin diye oglenden beri ac geziyorum..'
    yurudukce oksijenin beynine gitmesiyle esen'in zihni acilmaya basladi. midesi burkuluyordu ve basi donuyordu. acliktandir diye dusundu, yurttan cikarken de bi kase corba icmisti sadece. nefes almadan islak hamburgerlerini mideye indirdiler, ozan konuyu harun'dan acti sonunda. 'cokran varmistir. aradi mi yerlesmis mi?' harun esen'i degil ailesini armisti, ve annesi meral hanim da esen'e haber vermisti sagolsun. konuyu fazla uzatmak istemediginden artik eve gitmeyi rica etti esen. zaten midesi pek iyi degildi, uyumak iyi gelebilirdi. bos taksi bulabilmek icin meydana yurumeye basladilar, esen midesinden agzina aci bir tat gelmesiyle tedirgin oldu, kusmaktan korktu, sarhos ta olsa bunun utanc verici olacagini kestirebiliyordu, hem de ozan'in yaninda. bu geceyi ozan'la gecirebilmek icin sahne onunde yirtinan kizlari dusundu, esen'in yerinde olabilmek icin neler vermezlerdi. ama esen bu rock star'in uzerine kusmak uzereydi. kusmak kelimesini bir kez daha telaffuz etmesiyle siddetli bir basinc hissetti midesinden yutak borusuna dogru. yere kapanmis, agiz dolusu kusuyordu. islak hamburgerleri cignemeden mi yurmustu ? butun butun cikmislardi sanki, aman allah'im ne utanc verici, acilen ölmem lazim diye dusundu bu kisa sure zarfi icinde. ayni anda ozan etraftaki bufelerden kaptigi mendil ve suyu yetistirdi, esen'in saclarini topladi ve hava almasini sagladi, mendille yuzunu silmeye calisti ki esen yapacagini yapti, tekilaya bulanmis islak hamburgerlerin geri kalani ozan'in kollarina yayilmis durumdaydi. esen turkiye'yi terketmeye o an karar verdi.
    ···
  17. 17.
    +4
    Ilerledi, ilerledi.. Cocuklugunun hatiralarini tasiyan pirina kokulu memleketi gecenin siyahinda ışıldıyordu. Gulumsedi yine, guzel seyler dusundu, komik hatiralar, iyi dostlar.. Ege denizinin aciklarina yoneldi tekrardan. Yuzmekten yoruldu.
    'artik zamani geldi.' karnina dokundu,
    'hazir misin deniz?'.
    Gucunu toplayip suda yukseldi, sonra kendini daha yuksege ittirerek bas asagi hizla suya daldi. Siyah sularda dibe ilerliyordu. Bir yerden sonra kulaklarinda bir aci hissetti. Basinc artiyordu. Yavasladi. Cigerlerindeki oksijeni vermisti, bedeni ondan oksijen bekliyordu. O ise israrla tutuyordu soluğunu. Vucudunun oksijen yoksunluguna direnemeyen esen, nefes almak uzere agzini acti, hava dolmasi gereken akcigeri ege denizinin tuzlu suyu ile doldu. Göğsünde dayanilmaz bir kramp hissetti, ardindan acı hafifledi. Dusunceleri toz bulutu gibi dagildi, bulaniklasti aklinda ne varsa.. Uykusu geliyordu. Saclarini oksayan deniz suyu, o'nu uykuya davet ediyordu. Karanlik su, yatagi oluvermişti. Uyumak uzereydi. Hayatinin en guzel uykusu bu olmaliydi, gozleri kapandi, vucudu son reflekslerini de kaybetti. Yok denecek kadar zayiflayan nabzi, son birkac vurusa hazirlaniyordu. Denizin icinde yuzen saclarinin, kafa derisini gidiklayisini hissetti son kez. Uyku hic bu kadar cezbedici olmamisti. Son kez uykuya daldi esen. Simdi hep en cok olmak istedigi yerde, su kadar saf, su ile bütün, denizden bir parça olmuştu.
    http://www.youtube.com/wa...re=related&nomobile=1
    ···
  18. 18.
    +4
    esen, istanbul'da toplu tasima cilesinin hukum surdugu mevkiilerdeki ogrencilik hayati boyunca ilk defa bu kadar mesafeyi taksiyle gitmisti. harun ilk defa hosuma gidecek birseye sebep oldu diye gecirdi icinden, gulumseyemedi kendi kendine yaptigi bu sakaya. cunku birazdan ataturk hava limani'na varmis olacaklardi ve 5 aylik ayrilik baslayacakti. ilk kez birlikte gecirdikleri bunca zamandan sonra araya girecek bu ayriligin onlara nasil gelecegini cok merak ediyordu esen. dusunceler hizla birbirini kovalarken taksi hava limaninin giris kapilarindan birinin onunde durdu. tam 3 tane devasa valiz arabadan indirildiginde, arabanin yerden gozle gorulur sekilde yukselisini izledi esen. x-ray seremonisinden sonra boarding saatini beklemek uzere harun, harunun annesi meral hanim ve harunun babasi talha bey, esen'in karsisinda sismanlik sirasina dizilmiscesine oturuyorlardi. annesinin ogutleri ve uyarilari bitmek tukenmek bilmiyordu.. bu kadin susarsa olecegini falan mi zannediyordu? allah'im ne sevimsiz bir aile diye dusundu. sonra kizdi kendine, boyle bir gunde bile giderek ne kadar acimasizlasabiliyordu. kendindeki bu degisimden memnun olmaya calisiyordu esen. harun'un ucagi kalktiginda ve esen havalimanindan ciktiginda, yeni bir donem baslayacakti esen icin. istanbul'a harun'un yanina geldiginden beri, aylardir iliskilerini gozden gecirmis, empati yapip durmustu. kinanma korkusu, onu bu durumu baskalarina anlatmaktan alikoymustu. ama hakliydi elbette. bunca fedakarlik, yillardir suphesiz sadakat, bir suru emek, maddi manevi hasar ... degmemisti bunlara. harun, esen'i koluna takip gezdirmeyi misyon edinmis, ondan daha iyisini bulamayacagi icin bir sekilde kendine mecbur etmis ve esen'i kucuk yaslarindan beri kendi lehine degerlerle doldurmus bir gosteris budalasindan baska birsey degildi.
    ···
  19. 19.
    +3 -1
    başlık gibertme yapmaya gölüm el vermedi mq nasıl bi giblenmemektir bu
    ···
  20. 20.
    +3
    heyecanli degildi, ilk kez karsilasacakti harun'un ailesiyle,ama heyecanli degildi. bugunu cok hayal etmisti. hayal ederken bile yuzu kizarirdi. simdi ise sadece robot gibi yapmasi gerekenleri yapiyordu. uzun yoldan geleceklerdi, yemeklerini yiyip temiz yataklarinda yatmalarini saglayacakti, harun'dan da aferini kapacakti... hissizlesmis miydi ? elbette. herseye yuzu kizaran esen, nicin duygularini yitirmisti boyle? utanmiyordu, heyecanlanmiyordu,elestirmiyordu ... 'noldu bana' diye gecirdi icinden, ve kapi caldi. gelen ozan'di. (harun'un heavy metal clup'da calan yakin arkadasi.) 32 disini meydana cikaran sapsal gulumsemeyi onlemek icin gec kalmamis olmayi diledi esen. veda yemegine elbette ozan da gelecekti, bunda anormal birsey yoktu. ama harun'un annesi ve babasi geldiginde ozan'la evde yalniz oldugunu gorecekleri fikrinden rahatsiz oldu. bu tur degerlere cok onem verirdi esen, ama harun ugruna degerden eser kalmamisti, oyle dusunuyordu. o kadin ve o adam eve geldiklerinde esen'in harunla burada bu evde gayet birlikte yasadiklarini anlayacaklardi... o hala tutmus ozan'la basbasa kalmaktan duydugu rahatsizligi olcup biciyordu. 'saf kiz..' diye soylendi kendine.
    ···