1. 76.
    0
    bindim kırmızı başlıklı minibüslere, belimde emanetim var. sinirli gözlerle etrafıma bakıyorum, neyse hafiften geldiğimi anladım, dayı müsait bir yerde atsana dedim. indim minibüsten. etrafımı kolaçan ediyorum, çocuğun tarif ettiği mahallenin girişindeydim. tam bir köşeyi dönecektim ki, köşeden çıkmamla geri dönmem bir oldu. 10-15 genç muhabbet ediyorlardı, onun da aralarında olduğunu düşündüm. ama çocuklar beni görmüşlerdi, üstüme doğru koştular. belimden emaneti çıkardım, hepsi frenlediler. murat hanginiz lan?! dedim. benim diye çıktı bir tanesi..

    utanmıyor musun lan sevgilisi olan kızla öyle konuşmaya yavşak?!
    kız seni sevmiyor birader, hayırdır?

    bu beni daha da çileden çıkarttı, tam üstüne doğru koşacaktım ki arkamdan bir taş yedim, uyandığımda. bir berber dükkanındaydım, abi diyorum ne oldu bana, hatırlamıyorum hiç bir şeyi. meğer bu lavuğun arkadaşlarından biri arkadan taşı geçirmiş kafama, yere yığılmışım öyle. anlattıklarına göre, ben bayıldıktan sonra da bayağı bir dövmüşler beni. onların semtindeyim, tek başımayım. berber dayıya teşekkür ettim. semtimin yolunu tuttum, pansuman yapılmış bana oradaki bir eczanede çalışan abla tarafından. sağolsunlar ilgilendiler.. semte doğru gidiyorum, ama bunu kimsenin yanına bırakmazdım.

    nitekim bu efsane bestenin yazarı bizim semtin çocukları;

    engeller aşılmadıkça yaşanılmaz,
    bu hayat yaşanmadıkça anlaşılmaz,
    beşiktaş çocuğuyuz deliyiz biraz,
    oğlum manyak mısınız bizimle uğraşılmaz..

    gösterecektim onların hepsine gösterecektim..
    ···
   tümünü göster