Açtık şişeleri, kokusuna baktım fena değildi kokusu hiç kötü değildi yani, bir yudum tadına baktım ve ilginç şekilde çok hoşuma gitti Efes'in tadı.

Z: Beğenmiş gibisin
K: Evet, tadı kötü değilmiş bunun
Z: Kötü olmadığını söylemiştim
K: Ama alkol sonuçta, içmemek lazım dimi
Z: Bir taneden bir şey olmuyor ki, zevkine içersin bir tanesini işte
K: Bir tanesi zevkine içiliyorsa fazlası neden içiliyor o zaman
Z: Aşırı fazla içilmesine ben de karşıyım ama 3-4 tane yetiyor bence, en azından bana
K: 3-4 tane içiyorsun yani sen öyle mi
Z: En fazla 5 tane içmişimdir bir oturuşta ama o 5.den sonrasını hatırlamıyorum ne oldu, evde tektim bir de gözümü açtığımda sabah olmuştu
K: Tam hiç sarhoş oldun mu diye soracaktım
Z: Bir kere Özgelerle içmeye gittik, o gece kafayı kırmışız Özge bize nazaran biraz daha kendindeymiş, ne olduğunu boşver baya saçma şeyler yaşanmış orada
K: Sormayacam ne olduğunu ama böyle dediğine göre kötü bir şeydi olan
Z: Ya kötü değil de aşırı saçma ve komik ama söylemem utanırım
K: Söylesene ne olduğunu
Z: Gerçekten söyleyemem, çok dalga geçersin
K: O zaman söyleme, madem dalga geçilecek bir şey
Z: Teşekkür ederim

Ben yarısını boşaltmışım şişenin hiç farkında değilim, arada bana "Yavaş iç çarpar bak" diyordu.

K: Yavaş neden içeyim ki bunu
Z: Sen beni dinle yavaş iç hele ilk kez içiyorsun sonra dağıtırsın bak, bünyen alışkın değil çünkü
K: Bir şey olmaz ya ne olacak, sigara içmiyordun değil mi sen(Kendime yaktım bir tane)
Z: Ben içmiyorum sigara da, yavaş iç sen yine de
K: iyi tamam yavaş içerim, ne olacaksa sanki

Telefonum çalmaya başladı, enteresan şekilde Sena arıyordu, Zeliha'ya bir saniye diyip açtım telefonu.

K: Efendim
S: King, nerdesin
K: Bir arkadaşla Mihraplı'dayım ne oldu
S: Bir şey olmadı, sadece biraz konuşmak için senin evine gelmiştim ama evde değilmişsin, dönüyorum ben de şimdi dayımın yanına
K: Ha, yok ya evde değilim ben bira içiyoruz arkadaşla dışarıdayım yani
S: Bira içiyorsun, vay be sen iyice dağıtmışsın kendini ben seni daha güçlü biri olarak biliyordum
K: Sena sen ne konuşacaksın ki benimle bu saatten sonra, konuşacak bir şey bıraktın mı ortada
S: Konuşacak çok şey var King, Burakla beraber misin sen
K: Sanane kiminleysem kiminleyim
S: Kaç tane bira içtin sen çok saçmalıyorsun çünkü
K: Sena farkındaysan biz ayrıyız ve sen bana hesap soruyorsun
S: Sen pek iyi değilsin, sonra konuşuruz, gerçek King telefonu açtığında.

Dedi ve kapattı telefonu.

Bu sefer 3 kere kontrol ettim, Sena'yı arayacağımdan emin oldum ve aradım, çok sonradan aklıma geldi son arama kaydından aramak ama iş işten geçmişti artık.

K: Sena nasılsın
S: Kendine geldin mi King
K: Ben hep kendimdeydim de, konuştuğumuz bir mesele vardı sinirlerim tepemdeydi kırdıysam seni özür dilerim
S: Neye sinirlendin o kadar, beni bile tersletecek kadar sinirlendirmiş seni
K: Boşver o kadar önemli bir şey değil, gerçekten kırdıysam seni kusura bakma olur mu, çok sinirliydim çünkü
S: Önemli değil, evde misin şimdi
K: Evdeyim evdeyim, geldim eve yatacam birazdan ama yatmadan önce seni arayayım dedim. Sen ne için geldin buraya
S: ilişkimiz hakkında konuşmaya gelmiştim, belki baştan başlayabiliriz diye
K: işi belkiye bırakacaksan hiç konuşmayalım daha iyi Sena, olsun veya olmasın netlik lazım
S: Sen olmasını istiyorsun
K: E herhalde istiyorum Sena, sen istemiyorsun sanki
S: Ya istiyorum ama, aması var işte
K: Ama ne ama
S: Olanlar
K: Olanlar ne Sena, vurulmam mı, elimin kesilmesi mi, abisinden dayak yemem mi ne yani olanlar
S: Boşver ya olanları, ben hala baştan başlamak istiyorum seninle, sensiz olmuyor çünkü sana sarılmadan, elini tutmadan, sana dokunmadan, sen bana dokunmadan geçmiyor zaman, öyle bir yer edinmişsin ki hayatımda sensiz hiç bir şey yapamıyorum sanki
K: Bunu söylemek için biraz geç kalmadın mı sence de
S: Sen çok yapıyorsun sanki
K: Yapmaya çalışıyorum ama yüksek ihtimalle başarısız oluyor.
S: Bende de aynı şey geçerli işte, yapmaya çalışıyorum ama olmuyor
K: Anladım
S: Sen kiminleydin o zaman sorduğumda söylemedin
K: Zeliha ile birlikteydim
S: Zeliha, ile, birlikteydin ve onunla içiyordun
K: Beni dinleyeceksen olanı anlatırım sana
S: Dinleyeceğimi biliyorsun, sadece şaşırdım

Her şeyi anlattım bana sarılması dışında, ne konuştuğumuzu, ne içtiğimizi neler yaptığımızı nereye gittiğimizi.

S: iyi bari sana dokunmamış
K: Dokunamaz da zaten, bana dokunabilecek tek kişi sensin
S: Öyle mi diyorsun
K: Evet öyle diyorum, yalan mı
S: Doğru gerçi, benden başka sana dokunanın kafasını kopartırım
K:(Güldüm) Benim başım ağrıyor biraz, müsadenle ben kapatıp yatayım artık
S: iyi peki, sonra konuşuruz o zaman yine.
K: Konuşuruz tabi
S: King
K: Efendim Sena
S: Seni seviyorum King
K: Ben de seni seviyorum Sena

Tam iyi geceler diyecektim ki kapattı telefonu, gerçekten başım ağrıyordu artık. Sena ile tekrar başlama ihtimali benim içimi kıpır kıpır etmeye yetmişti, eğer Sena ile tekrar başlarsam Zeliha'yı hayatımdan komple çıkartacaktım, bunu planlamıştım yatağa yattığımda. Kimse ondan daha önemli olamazdı benim için. Uykumun iyice gelmesi için elime kitaplarımdan bir tanesini aldım yerimden kalkarak, okumaya başladım. 1.5-2 saate yakın okumuşum ki kitabı çoktan yarıladığımı fark ettim "Vay amk neşen nasıl da yerine geldi bak sevinçten uykun da gelmiyor senin" dedim kendi kendime, gerçekten de keyfim yerine gelmişti o kadar zamandan sonra ama ne olduğunu hiç hatırlamıyorum bir anda uyuyup kalmışım.