/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1051.
    +89 -3
    yarın son gün binler.
    yarın 12 Temmuz.
    yarın veda ediyoruz, yarın final yapıyoruz.
    bugüne kadar bir kişiye bile, şuku bas, entry gir, takip et, hikayeyi orda paylaş, burda paylaş demedim.
    varsa iddia eden çıksın ispatlasın başlığı komple sileyim.
    merak etmeyin böyle şeyler de istemeyeceğim sizden.
    hep dediğim gibi bu başlık benim başlığım olmaktan çoktan çıktı, burası sizin başlığınız ve yarın finalden sonra gibtir olup gidicem.
    sizden tek ve son ricam,
    yarın çoluk çocuk, torun tonbalak burda olun,
    hikayenin kurgu olduğunu iddia eden bin de burda olsun,
    herkese "atıldın" diyen bin de hatta,
    yarın benim için çok zor bi gece olacak,
    benle olun, yanımda olun, her birinizden tek tek entry okuyayım sabaha kadar.
    diyeceklerim bu kadar.

    ve nolur kimseye sataşmayın.
    iyi geceler..
    ···
    1. 1.
      +22 -1
      sen boyle diyince dibimdeki emniyet binasına g3 le dalasım geldi
      (telefon olan g3)
      ···
      1. 1.
        +5
        boncuk allahını seversen hep beraber bir zirve yapalım amk yerinde senin gibi bir adamı tanımadan gitme aq boncugu
        ···
      2. 2.
        +1
        Abi gitme be
        ···
    2. 2.
      +5 -1
      Abi dıbına koyim ya
      ···
    3. 3.
      +3
      iyi geceler abi
      ···
    4. 4.
      +3
      Abi sözlüğü birakmasan devam etsen muhabbet falan
      ···
    5. 5.
      +3
      i ll there boncuk abi
      ···
    6. 6.
      +5
      iyi geceler abi dikkat et kendine. Güzel günler , Güneşli günler.
      ···
    7. 7.
      +2
      Abi hikaye bitince gitmesen?
      ···
    8. 8.
      +3
      boncuğum video paylaşacaktın .
      ···
    9. 9.
      +3
      Ne diyelim artık Allah yardımcımız olsun
      ···
    10. 10.
      +6 -2
      atıldın diyen panpamız sağlığına kavuştu boncuk diğer binide ben adam edicem yarın burdayız allah uçak kazası vermesin. sevgiler
      ···
    11. 11.
      +3
      iyi geceler kardeş.
      ···
    12. 12.
      +1
      hikaye bitince gitmek nedir amk kocaman bi aileyiz la burda birlikte güldük birlikte vay amk dedik dagılmak olmaz
      ···
    13. 13.
      +2
      şu atıldın diyen pünönünk adam olmuş mk baksanıza su son entrylere

      her neyse yarın son kez sözlüge giricem hadi eyvAllah
      ···
    14. 14.
      +1
      hikaye bittikten sonra gitme be abi ara ara sohbet edelim yine
      ···
    15. 15.
      0
      Yanında olmayanın amk
      ···
    16. 16.
      +5
      olucaz tüm boncuk ahalisi burdayız söz verdik tutacağız.. iyi geceler..
      ···
    17. 17.
      +3
      burdayım burda amk işe güce gitmiyorum burdayım amk.
      ···
    18. 18.
      -2
      Şarjöre koyulup mahalle arasında sıkılan oyuncak tabanca boncuğu musun lan sen hayırdır! Nereye gidiyon bilader! Benden 2 yaş büyük olabilirsin ama burda emrah gibi niceleri var. Yalnız mı bırakacan lan! Sokuk!

      Edit: Videoyu çok merak ediyorum lan.
      ···
    19. 19.
      +2
      Kalbimize dokundun be boncuk. Vardır herkesin içinde kalan bi Eylül'ü.Onu hatırlattın sen bize.Var ol.
      ···
    20. 20.
      0
      zütür bizi gittiğin yere abi
      ···
    21. 21.
      +4 -1
      ATILDIN DiYEN PiÇ BENiM ABi GELMESSEM gibSiNLER BENi
      ···
    22. 22.
      0
      Yarın gelmeyeni ziksinler...

      ölmez sağ kalırsak
      ···
    23. 23.
      0
      2 ay olmuş vay amk zaman akıp gidiyo binler zaman sahip çıkın
      ···
    24. diğerleri 21
  2. 1052.
    +95 -1
    geldim binler. son defa başlıyorum
    ···
    1. 1.
      +11
      Deme öyşe be abi :(
      ···
    2. 2.
      +16
      sana ilk ve son bedduam inş hergün yazmak zorunda kalırsın hadi eyvAllah (:
      ···
    3. 3.
      +1
      abi son defa deme be :(
      ···
    4. 4.
      +1
      HOŞGELDN DAŞŞAKLI ABi
      ···
    5. 5.
      0
      Deme öyle deme öyle denmez gitmeyecen bi yere kalacaksın burda bizimle.
      ···
    6. 6.
      +3
      Uçan sabri gibi allah dedim peder yan yan baktı amk
      ···
    7. 7.
      +1
      Hoşgeldin abi
      ···
    8. 8.
      +1
      bunu dedin ya tuylerim diken diken oldu amk icim cız etti
      ···
    9. 9.
      0
      Hoşgeldin bin sefalar getirdin
      ···
    10. 10.
      +3 -1
      Fenerin transferlerini izleyen Galatasaraylı gibiyim üzüntülü

      Not:Galatasaraylıyım amk
      ···
    11. diğerleri 8
  3. 1053.
    +98 -1
    *
    -memnun oldum. dedim kadının elini sıkıp.
    kısa bi süre sessizlik oldu.
    bu sessizlik kadını da beni de germişti.
    -biz gidelim o zaman. dedi güneş kızının elinden tutmaya çalışıp.
    -anne o da bizle gelsin. dedi kız parmağıyla beni gösterip.
    annesi utanmış, ne diyeceğini bilememişti kızına ters ters bakarken.
    sonra merve'ye doğru eğilip
    -ben sizle gelemem ama bence siz benle gelebilirsiniz, çünkü ben taksiciyim küçük hanım. dedim
    -anne ömer amcanın taksisiyle gidelim. dedi kız bu sefer.
    -bizim evimiz uzak kızım, taksiyle gidilecek mesafede değil, servise bineceğiz birazdan. dedi kadın hem kızına hem de bana cevap vererek.
    -nereye gideceksiniz. dedim
    -beyoğlu. dedi kadın.
    -müsadeniz varsa sizi ben bırakmak isterim. dedim
    -ama.. demişti ki kadın
    -parasını dert etmeyin, çalışmıyorum zaten, merve hanımın gönlü olsun. dedim
    bunu o an neden dedim bilmiyorum beyler.
    neden onlarla gitmek istedim,
    kadından çok mu etkilendim,
    küçük kızı çok mu sevdim,
    eylül'den intikam mı almak istedim,
    yoksa onları bahanem yapıp daha mı kolay gitmek istedim..
    gerçekten bilmiyorum.
    kadın kızının "anne lütfen" bakışları arasında bindi arabaya.
    ben de arabanın etrafından dolanıp bindim şoför koltuğuna.
    tam gaza basacaktım ki "aklını gibeyim ömer, sen buraya niye geldin" dedim kendi kendime.
    derken telefon çaldı,
    mert arıyordu.
    -efendim abi. dedim
    -ömer nerdesin. dedi
    -iç hatlar çıkışındayım abi, taksileri geçince havaş'ın arkasında. dedim
    -tamam, geliyorum. dedi
    -tamam abi bekliyorum. dedim
    -müşteriniz varsa inebiliriz biz, bizim için sıkıntıya girmeyin. dedi güneş
    gerçekten de çok nazik bir kadındı.
    -yok da dalmışım ben, bi arkadaşım da gelse bizle, sizin için sorun olur mu? dedim
    -biz hiç rahatsız etmeyelim. diyerek arabadan inmeye çalıştı kadın.
    belki de rahatsız olmuştu durumdan.
    -o da, ben de hiç rahatsız olmayız efendim. dedim ve abartmadan ısrar etttim.
    kadın zoraki olsa da inmedi arabadan.
    biraz sonra mert geldi.
    valizini bagaja koymak için arabadan indim.
    arabanın içindeki kadını gören mert
    -hayırdır, kesmedi mi tek müşteri. dedi gülerek.
    -abi anlatırım sonra. dedim
    -hep sonra zaten, daha bi şey anlattığını görmedik. dedi
    -akşam mevzunun kralını anlatıcam sana. dedim yalan mecburen yalan söyleyerek.
    -harbi mi be. diye sevindi mert.
    -harbi abi harbi. dedim
    -iyi o zaman. dedi
    -abi. dedim
    -efendim. dedi
    -çok acil mi izmit'e dönmemiz, bu kadını ve kızını beyoğlu'na bırakmam lazım. dedim
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +7 -1
      Vuhu ilk şuku !! Son gecenin ilk şukusu benden
      ···
    2. 2.
      +4
      4. şuku
      ···
    3. 3.
      +1
      Ulan bende 2.
      ···
    4. 4.
      +4
      28.ŞUKU AKILLI OLUN LAN
      ···
      1. 1.
        +3
        Adamsın amk. Herkes tutturamaz 28i
        ···
    5. 5.
      +3
      31 inci Şuku bir şey mi dediniz ?
      ···
    6. diğerleri 3
  4. 1054.
    +74 -1
    bu arada, bu gece çok uzun bir gece olacak ve yazılması, anlatılması gereken çok fazla şey var.o yüzden part aralarında yazdığınız hiç bir entry'yi okuyamayacağım. son partı attığımda tek tek gerekirse sabaha kadar son defa okuyacağım hepsini.
    saygılar amk.
    ···
    1. 1.
      +17
      Son defa diyip durma ya
      ···
    2. 2.
      +2
      abi bu gün kulağın çok fazla çınlıyacak haberin olsun şimdiden özür dilerim
      ···
    3. 3.
      +1
      tamamdır reyiz
      ···
    4. 4.
      0
      Bir ara mesajlarada cevap ver bin!
      ···
    5. 5.
      0
      son defa deme be abi ya geliriz biz gene buralara
      ···
    6. 6.
      0
      Ölmüyoruz ya yine bulusuruz boncuk
      ···
    7. diğerleri 4
  5. 1055.
    +77
    *
    -yok be oğlum, keyfine bak, hem biz de gezmiş oluruz. diyerek arabaya bindi mert.
    rahatlamıştım.
    ben de yerime oturdum.
    hafif arkaya doğru dönerek
    -bu güneş hanım, bu da onun dünyalar güzeli kızı merve. dedim
    -ben de mert, avukatım. dedi her zamanki gibi kasım kasım.
    mert'in kibar hareketleri güneş'i rahatlatmıştı.
    merve zaten kendi şebek dünyasındaydı.
    sürdüm beyoğlu'na doğru.
    beşiktaş tarafından gidip akm'nin oraya çıkmıştım.
    güneş evin yolunu tarif ediyordu bize.
    derken biraz ilerde durmamı söyledi mert.
    -hayırdır abi. dedim
    -buraya kadar gelmişken ben de bi kuzene uğrayayım, burda oturuyor. dedi yol üstündeki eski binaya göstererek.
    -iyi abi, sen bilirsin, dönerken alırım seni. dedim
    -tamamdır. dedi
    -iyi akşamlar size de, tanıştığıma çok memnun oldum. diye arka tarafa selam vererek indi arabadan mert.
    mert harbiden kuzenini görmek için mi, yoksa bi şeyler sezip de bizi yalnız bırakmak için mi yapmıştı bu hareketi harbiden bilmiyordum ama bu da kaderimin bir parçasıydı.
    trt binasının ordan sola yukarı çıkıp şimdiki isparkın oraya geldik.
    ara sokaklardan birine girdik.
    -burası. dedi biraz sonra güneş.
    3. binanın önünde durduk.
    kadın nezaketen de olsa
    -borcumuz ne kadar. dedi.
    arkaya dönüp mervenin yanaklarından bi makas aldım.
    -işte bu kadar. dedim
    güldü güneş.
    -çok teşekkür ederiz. dedi
    -rica ederim, ne yaptım ki. dedim
    -anne ömer amca da bizle gelsin. dedi kız.
    "yoh amk" dedim içimden.
    ama çocuktu neticede.
    anlamazdı.
    sevmişti beni ve ayrılmak istemiyordu işte.
    ama yukarda bekleyen muhtemel baba "sen kimsin amk" dese ona ne cevap verebilecektim.
    -bu seferlik kusura bakmayın ama bu dediğiniz olmaz küçük hanım. dedim annesine de bakıp onay almak istercesine.
    ama annesi aynı fikirde değildi benle.
    -bu sefer o değil ben ısrar ediyorum, bi kahve yapıp bi teşekkür edebilmeyi çok görmezsiniz bize sanırım. dedim
    -ama olmaz ki. dedim harbiden çekinerek.
    -üzülme kızım dedi. güneş üzülmeyen kızının saçlarını okşayıp yalandan.
    resmen kızını koz olarak kullanıyordu.
    ama bunu da art niyetle değil, gülerek yapıyordu.
    -peki. dedim daha fazla uzatmayarak.
    beyoğlu'nda ara sokak, araba koyacak yer bulmak ne mümkün.
    bi kaç tur attıktan sonra eve yakın bi yerde buldum park yeri.
    arabayı park ettim ve indik arabadan.
    yürüyerek çıktık eski binadaki 5. kata.
    kadın zile basmak yerine anahtarla açtı kapıyı.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +3 -2
      ilk şuku lan
      ···
    2. 2.
      +2
      17.ŞUKU
      ···
    3. 3.
      +1
      boncuk gözünü seveyim eylülün emrahın gamzenin falan ne olduğunu anlat birde bi ara düğündeyim diye resim atmıştın onu falan açıkla hadi yardır
      ···
    4. diğerleri 1
  6. 1056.
    +89 -1
    *
    evde kimsenin olmayışı rahatlatmıştı beni.
    güneş'in kocasının nerde olduğunu henüz bilmiyordum.
    girdik eve.
    çok şirin ama küçük ve eski bir evdi.
    sayabildiğim kadarıyla ev 1+1'di.
    bekar için uygun olan bu ev çocuklu bir aile için küçük bir evdi.
    güneş kahveleri yapmak için mutfağa girdiğinde merve koltukta uyuyakaldı.
    yanında duran çarşafla üstünü örttüm merve'nin.
    sonra güneş geldi yapmış olduğu kahvelerle.
    evli bir kadın olduğu için alıcı bi gözle asla bakmasam da artık muhabbetimiz olduğu için yüzüne, gözlerine bakabiliyordum çekinmeden.
    tertemiz bir yüzü vardı güneş'in.
    -siz nerde oturuyorsunuz. diye muhabbet açtı güneş kahvelerimizi içerken.
    -izmit. dedim
    -ee burda ne işiniz var ayıptır sorması. dedi
    -mert'i almaya gelmiştim. dedim
    -biz de arada kaynadık dese ne. dedi merve'yi uyandırmamak için sessizce gülerek.
    sonra gözüm güneş'in parmaklarına takıldı.
    yüzük falan yoktu parmaklarında.
    ama yanlış anlaşılır diye sormadım tabiki de.
    biraz sonra kendi açtı konusunu.
    -eşimle boşandıktan sonra biz de buraya taşındık kızımla işte, eski ve pahalı bi yer olmasına rağmen okulum hemen arka sokakta, yakın diye burda tuttuk evi. dedi
    -öğretmen misiniz. dedim
    -evet, sınıf öğretmeniyim. dedi
    -ne güzel. dedim
    -sizin düğün ne zaman peki. dedi sağ elimin yüzük parmağında takılı yüzüğü göstererek.
    güldüm.
    acı acı güldüm beyler.
    -hiç bi zaman. dedim o an yüzüğü çıkartıp.
    güneş şaşırmıştı.
    -nişan yüzüğü değil mi o. dedi
    -söz yüzüğü, nişanım 2 gün sonraydı. dedim
    -sonraydı derken? dedi
    -uzun hikaye güneş. dedim
    -benim uykum yok, merve uyudu, mert bey'den ses çıkmadı, yarın da cumartesi, bence şartlar uygun, seni dinliyorum. dedi
    çok tatlı bir uslubu vardı güneş'in, ısrar ederken bile insanı sıkmayan boğmayan bir üsluptu bu.
    belki de öğretmen olmasından kaynaklanıyordu.
    muhabbetin başında sizli bizli konuşurken derin mevzular açıldıkça bazen ömer'e güneş'e, bazen de sana bana döndü hitap şeklimiz.
    belki de ihtiyacım olduğu için başladım anlatmaya.
    ilk günden başladım hem de,
    o eşyaları taşıdığım günden,
    ali'den dayak yediğim günden,
    sahildeki ilk öpüşmemizden,
    eylül'ün gidişlerinde,
    prensesin günlüğünden,
    her şeyden bahsettim güneş'e.
    tanımadığım birine karşı bunları bu kadar rahat anlatabileceğimi gerçekten de bilmiyorum.
    işin garibi çok da iyi gelmişti.
    rahatlamıştım.
    yaklaşık 2 saat sürdü geride bıraktığımız 7 yılı özetlemem.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +11
      Bitsin periscope yapak abi
      ···
    2. 2.
      +10 -3
      9.şuku git gide yükseliyorum

      ilk 28
      sonra 17
      şimdi 9
      sonra 4
      sonra 1 :D
      ···
    3. 3.
      +4
      martin eden de olduğu gibi boncuk abi insan tanımadığı birine derdini dinletmek için para bile verir sana iyisi denk gelmiş
      ···
    4. 4.
      +1
      ömerim instagram hesabini gizliye almıssın takip ettim kabul ediver gari
      ···
    5. 5.
      +1
      yazınca 95 gün... ziktin ömrümüzü bizi de toplayıp bi yere anlatsaydın ya.
      ···
    6. diğerleri 3
  7. 1057.
    +86
    *
    güneş hiç bölmeden dinledi beni.
    sözlerim bittiğinde söylediği ilk kelime.
    -yapamazsın ömer. dedi
    -neyi yapamam. dedim
    -öylece çekip gidemezsin, sen yüreğini o kadına vermişsin, gidersen ölürsün ömer. dedi
    -gitmedim, ama yine öldüm, gidersem en azımdan öldüğümü görmez. dedim
    -sen gidince o da ölecek ki ömer, çok sevmişsiniz birbirinizi. dedi
    -ben çok sevdim. diye düzelttim güneş'in söylediklerini.
    tek bir yalan bitirmişti bizi.
    yüreğim yanıyordu.
    güneş durumun farkındaydı.
    -öyle işte. dedim konuyu kapatarak.
    -sıra sende. dedim
    hiç nazlanmadı güneş.
    direk anlatmaya başladı.
    -19 yaşında kırşehir'de üniversite'deyken evlendim o çok sevdiğimi zannettiğim adamla. onu, Halil'i çok iyi tanımıyordum, üniversite 1. sınıfta tanışmıştık ama çok sevmiştim ben de. evlenir evlenmez hamile kaldım. cahillik işte. sonra mervem geldi ben 20 yaşındayken dünyaya. yine bi süre güzel gitti her şey ama sonra dayak başladı ömer. başka kadınların varlığını duymaya başladım. düşündüğüm tek şey kızımdı, ne gurur kalkmıştı ben de ne de başka bi şey. çok defa gözüm mor gitmek zorunda kaldım artık rapor alamadığım için okula. bir insan senede kaç defa başını kapıya vurur ömer. ben 5 defa falan vurdum. dayanacak gücüm kalmamıştı artık. merve 2 yaşındayken boşandık. onun çok borcu vardı ayrıldığımızda. zaten veremeyeceğini bildiğim için çocuk için ödemesi gereken zorunlu nafaka dışında hiç bir şey talep etmedim. ondan kurtulmak yeterdi bana. ama kurtulamadım uzun süre. boşanmamızı hazmedemedi. şu an işi gereği eskişehir'de yaşıyor. orda hala ortak arkadaşlarımız, eşimiz dostumuz var. onlardan haber alıyorum, o ne zaman istanbul'a gelse bizi bulmasın diye bi yerlere gittik kızımla hep. hep kaçtık ondan. güneş'in de hayat hikayesi böyle işte ömer. kızıyla hayatta kalmaya çalışan biriyim ben de işte. dedi
    hüzünlenmiştim.
    her insan başka bir dünyaydı işte.
    ve herkesin dünyasında başka başka hikayeler vardı.
    -evlenmeyi düşünmedin mi hiç? dedim
    -düşündüm aslında, ama benim sevdiklerimi merve sevmedi, onun sevdiklerine ben güvenemedim, ben artık başkasını sevemem ömer, evleneceğim kişi sadece sırtımı dayayacağım kişi olur bundan sonra benim için, bunu da kolay kolay kimse kabul etmez. dedi
    haklıydı.
    -ya sen, sen ne yapacaksın ömer, eylül'den gittikten sonra sevebilecek misin bi başkasını. dedi
    aslında güneş de ben gibiydi.
    eylül'den sonra ben de kimseyi sevemezdim,
    buna emindim.
    olur da bir gün evlenirsem evlendiğim kişiye yazık ederdim.
    -olur da bi gün ben de evlenirsem aynen senin düşündüklerini düşündüğüm için evlenirim. dedim
    çok benziyorduk güneşle,
    ikimiz de yaralıydık,
    belki birbirimizin yaralarını bile sarabilirdik,
    bu konuşmanın nereye gittiğini henüz bilmiyorduk,
    ama hiç bi şey için kasmadım ben.
    kader mi?
    ol o zaman işte bu da kaderdi.
    derken saatin 4'e geldiğini gördüm.
    zamanın nasıl geçtiğini bile anlamamıştım.
    ben tam kalkmaya yeltenecektim ki
    güneş yerinden kalkarak kızını yatağına zütürmek için uyandırmaya çalıştı kızını.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +3
      ilk ulan
      ···
    2. 2.
      +1
      7.şuku
      ···
    3. 3.
      +1
      31 inci Şuku..

      Bugün hep 31 basacam amk
      ···
    4. diğerleri 1
  8. 1058.
    +96 -1
    *
    ama tepki vermedi merve.
    yol yormuştu onu, çok derin uyuyordu.
    "bırak" der gibi bi hareket yaptım yerimden kalkarken güneş'e.
    merve'nin yanına gittim.
    ağır ağır kucakladım onu ve kaldırdım.
    kaldırır kaldırmaz irkilerek uyandı ve "baba" dedi merve bana.
    güneş de ben de şok olmuştuk.
    merve uykuya daldı tekrar.
    ya beni babası sanmış, ya da belki de rüyasında babasını görmüştü, bilmiyorum.
    ama bi kötü oldum,
    güneş'in gözleri doldu.
    o "baba" kelimesi çok garip duygular uyandırdı o an bende.
    ben merve'yi çok sevmiştim,
    merve de beni çok sevmiştim.
    ben güneş'i de çok sevmiştim,
    belki de onun aradığı eş bendim,
    ve onla evlenirsem kaçmak için de bir bahanem olurdu hem,
    eylül'ün canını yakmak asla değildi niyetim ama evlenirsem artık geri dönemeyeceğim için o an gerçekten evlenmek istedim.
    güneş'in hayatında olmak istedim,
    hayatıma güneş'in girmesini istedim.
    güneş de bana karşı kapılarını açtığı için artık daha rahat konuşuyorduk.
    merve'yi yatağına yatırdık.
    odanın dışına çıktık tekrar.
    kapıdaydık.
    göz göze geldik.
    ama ikizimizin de gözleri aşkla bakmak için çok yaşlıydı artık.
    yaşanmışlıklarla baktık birbirimize.
    ben eylül'ü aradım onun gözlerinde,
    belki o da bir zamanlar çok sevdiği adamı, kızının babasını aradı gözlerimde.
    ama ikimiz de bulamadık,
    belki de bu yüzden seçmiştik ya zaten birbirimizi.
    duran zaman her şeyi itiraf etti aslında birbirimize.
    benim için bundan sonrası çok daha kolaydı.
    eylül'e edemeğim evlenme teklifini o an orda güneş'e edecektim.
    hiç düşünmedim lan sonrasını beyler.
    "daha önce düşündük de ne oldu" dedim o an içimden.
    eylül'ün emre illetinden kurtulamaması ve hala gözlerimin içine baka baka yalan söylemesi getirmişti beni bu hala.
    içimde uzun süre sönmeyecek bir yangın vardı.
    ama hayatıma kaldığım yerden devam etmek için,
    eylül'ün gözlerine bir daha kanmamak için bunu yapmam lazımdı,
    bilmiyorum şu an bunları okurken beni tam anlamıyla anlayan kaç kişi var ama çekip gitmem lazımdı.
    ve güneş beni kaçırabilecek olan belki de tek insandı
    -güneş. dedim gözlerinin içine bakarak.
    -ömer. dedi
    -çok garip di mi. dedim
    -garip olan nedir. dedi
    -birazdan sana evlenme teklifi edecek olmam. dedim
    -daha garibi de var. dedi
    -nedir. dedim
    -birazdan o teklifi kabul edecek olmam. dedi
    ···
    1. 1.
      +13
      Yine ilk jübileyi benle yapacan boncuk
      ···
      1. 1.
        +10
        Yok ebesinin örekesi
        ···
      2. 2.
        +3
        Hacı hedefim hat-trick
        ···
    2. 2.
      +4
      VAY AMK
      ···
    3. 3.
      +6
      Tüyler diken amk
      ···
    4. 4.
      +3
      vay amk
      ···
    5. 5.
      +13
      höh yaa.. ve final ağlaması kavundan gelir..
      ···
    6. 6.
      +4
      ben demedimmi amk ben demedimmi olmadı dıbına koyum olmadı la ben hala eylulu unutamadım amk ( yanlıs anlamayın binler )
      ···
    7. 7.
      +5
      Vay amk vay amk be.
      ···
    8. 8.
      +9 -1
      EYLULLE KONUSMADAN SON Bi KEZ HESAP SORMADAN NEREYE BONCUK ABi
      ···
      1. 1.
        +4
        sorulacak hesap kalmadı ki be kardeşim.
        ···
      2. 2.
        +2
        ama panpa o eylul yengenın cantasında gordugu resım bence kopya yanı emredede vardı o resımde aslında bıraz sorsaydı boncuk abi düzelebilirdi hersey
        ···
      3. 3.
        +2
        eh be abi insanın içinde kalmaz mi acaba başka bi şey yüzünden mi buluştu diye
        ···
      4. 4.
        +1
        Ya kız seneler boyunca emreyi hayal ederek ömeri kullanmış olaya böyle bakın ne kadar iğrenç ve midesizce ömer sadece sevgisini vermişken bunu vicdanına nasıl yedirdi lan hayat böyle işte be
        ···
      5. diğerleri 2
    9. 9.
      +3 -1
      eylülle keşke konuşsaydın onunla devam etseydin diyenlerin anasını gibiyim
      ···
    10. 10.
      +2
      Panpa içimde bir el daha mi bekleyeyimde okeyle mi biteyim yoksa riske atmiyim direk bitiyim ikilemi var su anda
      ···
    11. 11.
      +1
      Hasgibtir be rıfat abi diyesim geldi şuan
      ···
    12. 12.
      +1
      of anam babam of oha diye anırdım evin içinde
      ···
    13. 13.
      +1
      olmadı abi olmazdı biz seni hep eylülle evlenirken hayal ettik olmadı abi
      ···
    14. diğerleri 11
  9. 1059.
    +94 -1
    *
    böyle bir andan sonra normalde belki de öpüşmek gerekirdi,
    ama bizimkisi aşk evliliği olmayacaktı,
    ikimiz de şartlarımızı koyacaktık masaya,
    sadece yoldaş olacaktık birbirimize.
    ben onları halil denen deyyüsden koruyacaktım,
    o pekekent bir daha bu insanların kılına bile dokunayamayacaktı,
    güneş'se benim nikahlı eşim olacak,
    merve bana baba diyecek,
    ve bundan sonra kendime engel olamayıp o kaybolacağımdan emin olduğum gözlere dönemeyecektim artık.
    hayatımda ettiğim ilk ve son evlenme teklifi de böyle garip olmuştu işte beyler.
    ömerdim ben,
    ne bekliyordunuz ki zaten.
    o gün bir anlaşma daha yaptık güneş'le.
    ikimiz de isteyinceye kadar cinsellik olmayacaktı aramızda.
    o buna hazır değildi.
    ona yönelik böyle bir arzum da olmamıştı zaten hiç.
    kolaylıkla kabul ettim.
    birbirimizin numaralarını aldık.
    durumu ertesi gün merve'ye anlatacak, onun da onayını alır almaz pazartesi atacaktık imzaları.
    hala aklım almıyordu.
    bir hırs uğruna 2 gün sonra eylül'le nişanlanacakken 3 gün sonra bir başkasıyla,
    hayatımda sadece 2 kere gördüğüm ve adını henüz öğrendiğim bir insanla evlenecektim.
    "hayırlısı bu belki de ömer" dedim içimden.
    canım yanıyordu beyler.
    o gece ağlayarak çıktım o evden.
    geçen zamana, yıkılan hayallere ağladım.
    "dıbına koyayım senin hayat" diye diye ağladım.
    avukat mert'i bi defa çaldırdım.
    uymuş olduğu için açmadı telefonu.
    tek başıma dönmüştüm izmit'e,
    yalanım ortaya çıkmasın diye dönemedim eve.
    evdekiler benim gececi olduğumu biliyorlardı çünkü.
    sabah 8'e kadar takıldım durakta.
    eylül bulmasın diye bi kaç zamandır torpidoda tuttuğum defteri çıkarttım.
    yine yazdım her şeyi.
    belki güneş'ten haberinin olmasını istemezdim eylül'ün,
    o kadar canını acıtmak değildi niyetim ama her şeyi yazdığım gibi bunu da yazdım o deftere.
    her şey vardı giderken olmasa da bir zaman sonra eylül'e vereceğim defterde.
    sabah 8 olmuş, gelmiştim eve.
    girdim eve.
    eve geldiğimde annem geleceğimi bildiği için erkenden kalmış kahvaltı hazırlıyor,
    eylül ise cumartesi olduğu için hala uyuyordu.
    usulca eylül'ün odasına girdim.
    verdiğim acımasız karardan emin olabilmek için o resme bir daha bakmak istedim.
    ama bulamadım o küçük çantayı.
    kaldırmıştı eylül.
    uyurken ona baktım bir süre.
    seyrettim onu.
    her şeye rağmen melekler gibi uyuyordu.
    onun gerçek yüzünü görmeme rağmen bir türlü bu olanları yakıştıramadığım için ona hala eskisi gibi aşk dolu bakıyordum.
    gitme sebebim de bu değil miydi zaten.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +7
      Ve hat-trick
      ···
    2. 2.
      +12
      Aşıksın be adam aşıksın neden bırakıyorsun
      ···
    3. 3.
      +3
      Abi nasıl bırakıp gidiyosun be
      ···
    4. 4.
      +8
      Gitme sebebi aşk.. Çok koyar be..
      ···
    5. 5.
      +2
      ve burada hönkürerek ağlamak serbest
      ···
    6. 6.
      +1 -1
      boşkoy abi
      ···
    7. diğerleri 4
  10. 1060.
    +92
    *
    biraz sonra uyandı eylül.
    gülen gözlerle baktı bana.
    hiç bi şey belli etmemem lazımdı.
    elimden geldiğince güldüm beyler.
    içim kan ağlasa da güldüm.
    ona resmen yavaş yavaş elveda diyordum.
    sarıldı yattığı yerden bana.
    ben de ona sarıldım.
    ama ne eskisi gibi sevgi dolu, ne de ona inanarak.
    öylesine sarıldım işte.
    kalktık sonra.
    eylül bana o son yalanı söylememiş olsaydı eğer bugün birlikte çok işimiz vardı,
    yarın nişanlanacaktık,
    salonda bir sürü iş vardı,
    altın alınacaktı,
    terziden kıyafetler alınacaktı,
    ve daha bis sürü şey.
    hepsi angarya olsa da seve seve ve heyecanla yapacaktım belki de onla beraber hepsini.
    ama şimdi çok farklı duygular vardı içimde.
    artık ömer'in vedası vardı sırada.
    önce rüstem abi'den başlayacaktım.
    ama çok uykusuzdum,
    önce uyumam gerekiyordu.
    direk geçtim içeri, vurdum kafayı yattım.
    eylül biraz bozulmuştu ama yapacak bi şey yoktu.
    öğlen gibi kalktım.
    yemek yedik beraber.
    -ben salona bakmaya gidiyorum. dedim kahvaltıdan sonra.
    -hani birlikte gidecektik. dedi eylül
    -başka işlerim de var hayatım, onları da halletmem lazım, akşama gideriz beraber. dedim
    üzülerek de olsa kabul etti eylül.
    geçtim direk durağa.
    durakta 2 taksici vardı.
    rüstem abi'den rica ederek onu çardağa çıkarttım, ama kesmedi.
    daha rahat konuşmak için yürüdük rüstem abiyle biraz.
    durumlardan bahsettim özet geçerek.
    anlamadı tabi beni.
    -gitmek de ne demek oluyor ömer. dedi sürekli
    -öyle gerekiyor işte rüstem abi. dedim
    bi türlü kabul ettiremedim.
    rüstem abi çok sağlam adamdı.
    konuşulanların sadece aramızda kalacağını bildiğim için çekinmeden anlattım her şeyi.
    -senden bi babalık istiyorum. dedim
    -neymiş. dedi
    -ben bi süre beyoğlun'da olucam, taksicilikten başka bi tak da yapamam, orda taksi plakası almaya yetmez zütüm, elimden tutsan tutsan sen tutarsın. dedim
    direk telefonu çıkarttı cebinden.
    bu, isteğimi kabul ettiği anldıbına geliyordu.
    gömlek ve ceket cebinden çıkarttığı kalem kağıda bi numara ve isim yazdı.
    -gittiğin zaman bu numarayı ara. dedi
    -ne diyim. dedim
    -bi şey demene gerek yok, ben halledicem, madem bu kadar kararlısın, yolun açık olsun. dedi
    -rüstem abi. dedim
    ···
    1. 1.
      +13
      ilk şukuyu ilk ve son kez verdim.
      Kalan sağlar sizindir.
      ···
    2. 2.
      +7
      4. Defa

      Edüt:Tüh be
      ···
  11. 1061.
    +86 -1
    *
    -efendim. dedi
    -sadece sen biliyorsun gideceğim yeri, senden çıkmaz di mi. dedim tırsa tırsa.
    -babanın almanya'da olduğunu da bi tek ben biliyordum. dedi
    verdiği cevap beni hem züt hem de mutlu etmişti.
    tekrar yer değiştirine kadar yerimi bir tek rüstem abi bilecekti.
    -arabayı ne yapacaksın. dedi rüstem abi.
    -satalım abi. dedim
    -çalıştıralım, ben sana göndereyim parasını. dedi
    mantıklıydı ama risk alamazdım.
    taksinin hala benim üzerime olmamamsı gerekiyordu.
    emrah kabul etse onun üzerine yapardım ama gibsen kabul etmezdi,
    daha ona gideceğimi nasıl söyleyeceğimi bile bilmiyordum,
    bir de bu dediğimi ona kabul ettirmek imkansızdı.
    rüstem abi'ye devretmek üzere anlaştık.
    pazartesi sabahtan gerekli işlemleri yapacaktık.
    rüstem abi'nin dediği gibi olacaktı.
    araba onun üzerine olacak benim adıma çalıştırılacak her ay bana rüstem abi tarafından para yatırılacaktı.
    -yarın ben yokum abi. dedim
    sarıldık rüstem abiyle.
    hiç bi şey demedi.
    -yaptığın ve yapacağın babalıklar için eyvallah rüstem abi, eyvallah rüstem baba. dedim
    -sen bana babanın emanetisin ömer, dikkat et kendine. dedi
    -eyvallah abi, sen de. diyerek vedalaştık.
    durağa yürüdük.
    şansıma taksicilerin hepsi duraktaydı.
    bazılarını pek sevmesem de iyi kötü yıllarımız geçmişti hepsiyle.
    onlarla da vedalaşmak lazımdı ama onların gideceğimi bilmesi demek bütün mahallenin ve eylül'ün bunu öğrenmesi demekti.
    bunu bildiğim için "ufak bi tatile çıkıcaz nişandan sonra" diyip vedalaştım hepsiyle.
    rüstem abi'nin donuk bakışları arasında son kez çıktım o duraktan.
    sonra güler ve alzaymır necatiyle konuşmak istesem de güler görevde olduğu için akşama bıraktım onları.
    sürdüm eniştemin yanına.
    ona bu olanları anlatmak çok zor olacaktı ama yapacak bi şey yoktu.
    dükkanda yalnızdı eniştem, müşteri yoktu.
    selam vererek oturdum yanına.
    -enişte. diyerek zor da olsa girdim lafa.
    -efendim. dedi
    -gidiyoruz enişte. dedim
    -nereye. dedi gülerek.
    -önce istanbula, sonra belki daha da uzaklara enişte. dedim
    -o ne demek ömer? dedi
    -gidiyoruz demek işte enişte, sen ben, umut ve sevim abla, gidiyoruz buralardan. dedim
    -eylül? dedi eniştem merakla.
    -benim için o artık yok enişte. dedim
    -ömer yapma bunu, iyi düşündün mü, hem gitmek o kadar kolay mı? dedi
    -burda ölmekten daha kolay enişte. dedim
    -biz nasıl gelicez ömer. dedi eniştem korkuyla
    -bana güvenip geleceksiniz enişte, hepinize yeni bi hayat kuracağım. dedim
    -ama ömer.. dedi eniştem haklı olarak.
    -gelmek istemezeniz anlarım, ama ablama vermiş olduğum bir söz var enişte, büyük bir söz hem de, o sözü bana yutturma. dedim
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +5
      sigaraya nasıl başladın ? eylül yüzünden mi ?
      ···
    2. 2.
      +19
      Babanın oğlusun boncuk abi. Gidişin onun gibi oldu
      ···
      1. 1.
        +1
        yıllar sonra içime dokundu reis
        ···
  12. 1062.
    +98 -2
    *
    -üzerimizde emeğin çok, ne dersen yaparız ömer. dedi benden yaşça büyük olan eniştem.
    onun bu lafına utanmıştım ama sonuçta gelecekleri için uzatmadım.
    -sevim abladan başka kimsenin haberi olmasın. dedim
    -eyvallah ömer. dedi
    ona güvenerek çıktım dükyandan.
    biraz sonra eylül aradı.
    -canım naptın. dedi
    -hallediyorum işte yavaş yavaş. dedim
    -fotoğrafçıyı hallettin mi. dedi
    -hallettim. dedim
    eylül'e ilk defa bu kadar rahat yalan söylüyordum.
    o mutluluktan güldükçe ben yalandan gülmeye çalışıyordum.
    renk vermedim yine.
    -hadi beni al da salona bakmaya gidelim artık, meraktan çatlıcam, ayrıca elbisemi de alamadım daha. dedi
    -tamam. diyerek döndüm eve.
    eylül'ü aldım ve çarşıya gittik.
    nişanın yapılacağı salona gittik.
    süsler falan yarım yamalaktı.
    eylül'ün suratı asıldı.
    -çocuklar para aldıkça çalışıyorlar abi, biz başta böyle anlaşmamıştık, paranın yarısı nişandan önce diye konuşmuştuk, ama bi ödeme göremedik. dedi
    -haklısın. diyerek en yakın bankamatiğe giderek 2 bin lira para çektim.
    geri dönüp verdim o hiç yapılmayacağını bildiğim nişan için o parayı.
    çocuklar harıl harıl çalışmaya başladı. bizim şarkımız olan çelik-dilberim sıkı sıkı tembihlendi salonun orkestrasına
    eylül mutlu olmuştu. bu onun benleyken son mutluluklarıydı.
    bunu bildiğim için ona bakarak mutlu olmaya çalıştım ben de.
    sonra çıktık salondan.
    elbisesini aldık eylül'ün.
    kırmızı ve üzerine çok yakışan bir elbiseydi.
    orda denedi elbiseyi.
    melekler gibi olmuştu.
    gözlerim dolmuştu lan beyler, onu öyle görünce dayanamadım.
    farketmesin diye dışarı çıktım.
    içimdeki boşluğun tarifi yoktu.
    -sen de baksana takımına. dedi
    -ben yarın alıcam. dedim
    -peki. dedi ve döndük eve.
    eylül'ü eve bırakıp o istemese de "işlerim var" diyerek çıktım evden.
    ilk başta konuştuğumuz gibi şehir dışından yoktu hiç kimse.
    hepsi düğüne davet edilecekti.
    burda izmit'te yapılacak olan nişana çok az kişi davetliydi ve sadece istanbul izmit tayfası gelecekti.
    şehir dışından kimsenin gelmeyecek olması nişanı iptal etmemin vermiş olduğu vicdan azabını azaltıyordu.
    öyle böyle derken akşamı ettik beyler.
    güler ve necati amcaya gidecektim.
    necati amca'yı aradım ve huzurevinden aldım.
    ilk defa kendi isteğimle evine zütürdüm onu.
    5. kata çıkarttım, beni beklemesini söyleyip aşağıya güler'in yanına indim.
    çünkü ikisine de ayrı konuşacaktım,
    aynı anda veda etmek olmazdı.
    indim 4. kat'a. çaldım güler'in kapısını.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1
      Yakaladım.Hem ilk şuku hem ilk yorum
      ···
    2. 2.
      +1
      ilk ve son ilk şukum beyler
      ···
    3. 3.
      +2
      ah gunes yenge ah boncugu bile bile nasil evet dedin nikahta
      ···
    4. 4.
      0
      Bu hazırlık ayaklari yakismamis. Konuşsan seni ikna eder belki ama sende bu yurek varken bana bahane gibi geldi
      ···
    5. 5.
      +4
      Gitti 2 bin lira amk
      ···
    6. 6.
      +1
      bunlar yaşanırken ki yıl neydi?
      ···
    7. diğerleri 4
  13. 1063.
    +100 -1
    *
    kapı açıldı.
    selamlaştıktan sonra içeri davet etti güler ve girdim içeri.
    uzun etmeyecektim.
    bu veda denen olay çok illet bi şeydi, uzatmak istemiyordum hiç.
    direk girdim mevzuya.
    güler çok şaşırsa da beni en çok anlayışla karşılayan o oldu.
    gidecek olmama çok üzülse de "gitme" demedi.
    onun da vardı belki bi yarası, belki o da kaçmıştı bi zaman bazı şeylerden,
    belki fransadan gelmesinin sebebi de buydu,
    belki kendisininkilere benzetti yaşadıklarını.
    sarıldık, vedalaştık.
    her şey için teşekkür ettim güler'e.
    o da bana teşekkür etti.
    kiraları da artık düzene sokmuştuk,
    trink diye her ayın başı alzaymır neconun hesabına düşüyordu paralar.
    adam etmiştik binayı.
    alzaymır necatinin yanına gitmek üzere çıktım evden.
    açık bıraktığım kapıdan girdim içeri.
    dalgın dalgın bakıyordu necati amca.
    yanına oturdum.
    kolumdaki saati gördü necati amca.
    kendisinin vermiş olduğu longines saati sordu bana.
    kendinin verdiğini bile unutmuştu, kimin verdiğini sordu.
    -çok değerli bi adam, babam diyebileceğim bir adam verdi. dedim
    -şanslı adammış. dedi
    -neden. dedim
    -ben de oğluma vermek isterdim böyle bi saat ama kısmet olmadı, vermedi allah bana bir erkek evlat. dedi
    gözlerim dolmuştu lan binler.
    ayrılık acısına, eylül'ün yarasına değil bu sefer,
    bu sefer necati amcanın beni evlat yerine koyması doldurmuştu gözlerimi.
    -kısmet, sıkma canını necati amca. dedim zorla da olsa.
    -sen de ilerde oğluna verirsin her halde. dedi necati amca.
    -öyle mi olsun isterdin. dedim
    -beni ne yapıcan oğlum, bu işin raconu budur, bu saatler babadan oğla geçer. dedi
    -tam anlamıyla olmasa da yapıcam bunu. dedim
    sımsıkı sarılmak istesem de yapamadım.
    çünkü onu kandırmam gerekiyordu.
    bi süre sessiz kaldıktan sonra.
    -necati amca. dedim
    -efendim. dedi
    -gidiyorum ben. dedim
    -nereye. dedi öfkeyle.
    -askere. dedim
    neredeyse zıpladı yerinden necati amca.
    çocuk gibi sevinmişti.
    gözleri doldurmuştu mutluluktan.
    -aslanım benim, gel sana sarılayım. dedi
    bana en güzel veda eden necati amca olmuştu.
    sarılarak uğurladı beni, sevinç gözyaşlarıyla.
    ben de ağladım ona sarılırken,
    benimkilerin sebebi biraz daha farklıydı ondan ama olsun.
    ona yalan söylemek asla istemezdim ama nasıl olsa unutacağı için mecburen söyledim bu yalanı.
    ···
    1. 1.
      +1
      First şuku
      ···
      1. 1.
        +4
        Bana 31 denk geldi amk.
        ···
    2. 2.
      +2
      3.şuku
      ···
    3. 3.
      +2
      Üzüldüm amk
      ···
    4. 4.
      +2
      belki ilk şuku değil ama bu entrylere şuku vermek mutlu ediyor la.
      ···
    5. 5.
      +3
      ağlıyorum mutlumusun
      ···
    6. 6.
      +1
      bu entrye paket değil karton yakılır be aga tekeli yakasım geldi
      ···
    7. diğerleri 4
  14. 1064.
    +88
    *
    ve en zor an gelmişti işte.
    sırada cemil usta, emrah ve gamze vardı.
    emrah'ı arayarak 3'ünün de kayığa gelmelerini istedim.
    emrah neden diye sorsa da telefonda bi şey demedim.
    eylül sürekli aramasına rağmen hep bi şekilde yalan uydurdum.
    nişandan sonraki tatil yalanına onu da inandırdım,
    "bu tatile gidebilmemiz için önce halletmem gereken işler var" diye avuttum eylül'ü,
    "yarın nişanlım olacaksın bi gün daha sabret" dedim beni yanında isteyen eylül'e yalandan.
    akşam 10 gibi buluştuk kayıkta.
    cemil usta ilk defa geliyordu bizle buraya.
    onu böyle çağırmak garip olmuştu ama hepsine tek tek edilemeyecek kadar ağırdı bu veda.
    ve bu veda için de çok güzel günler geçirdiğimiz bu kayıktan daha uygun bir yer olamazdı.
    yarınki nişandan falan konuştuk yalandan.
    normalde benim de olmam gerektiği kadar mutluydu hepsi.
    ama sonra farkettiler bendeki halleri.
    cemil usta açtı lafı.
    -neyin var evlat senin. dedi
    uzun bir sessizlik çöktü denize.
    hepsiyle tek tek göz göze geldim.
    -gidiyorum ben usta. dedim
    yüzlerindeki gülümseme kayboldu bir anda.
    -o ne demek. dedi cemil usta.
    -olmadı usta, yapamadım eylül'le, onun ateşi tekrar yaktı beni, kopamadı o huur çocuğundan, öldürdü bizi, yıktı bizi, kaldık altında, kalkamadık altından. dedim
    -açık ol lan, ne oldu. dedi emrah.
    çok fazla detaya girmeden başladım anlatmaya,
    ben anlattıkça onlar hüzünlendi.
    gamze çoktan ağlamaya başlamıştı bile.
    sözlerimi,
    -bugün size veda ediyorum, nereye gideceğimi bilmiyorum ama yarın sabah umut'u da alıp gidiyorum. dedim
    cemil usta bakmıyordu bile yüzüme.
    emrah yumruğunu sıkmış yere bakıyor, gamze ise ağlıyordu.
    beni anlayıp anlamadıklarını henüz bilmiyordum ama emrah'ın
    -in lan aşağıya. diyip beni tartaklamasıyla anlamıştım özellikle emrah'ın beni hiç anlamadığını.
    onun zoruyla indim kayıktan.
    cemil usta da gamze de hiç bi şey diyemeden bakıyordu bize öylece.
    emrah vurmuyordu ama tartaklıyordu beni,
    yakamdan çekiştiriyordu.
    -bak bana. diyerek pantolonunun paçasını kaldırdı emrah.
    dizindeki yarayı gösterdi.
    -hatırlıyor musun bunu. dedi
    dün gibi hatırlıyordum ama "hatırlamıyorum" dedim daha fazla kahrolmamak için
    -dur ben sana hatırlatayım beynini gibtiğim, senin çalınan bigibletini ararken atladığım bahçe duvarından düştükten sonra oldu bu yara, bak hala izi var. dedi
    tutamadım kendimi. süzüldü gözümden yaşlar.
    emrah delirmiş gibiydi.
    diğer bacağını açtı.
    kaval kemiğindeki boyuna çiziği gösterdi.
    -ya bu, bunu hatırlıyor musun dıbınakoduğum. dedi
    -hatırlamıyorum. dedim aynı sebepten dolayı.
    -bunu da ben hatırlatayım o zaman, cemil ustadan aldığımız bayram harçlığıyla aldığımız saçmalı tüfek vardı ya hani, içi boş sanıp sıkmıştın ayağıma, sonra ben de dövmüştüm seni hani. dedi
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +4
      ilk şuku

      Edit: gözüm doldu
      ···
    2. 2.
      +9
      en ağır veda
      ···
    3. 3.
      +4
      içim gitti be "bak hala izi var"dan sonra
      ···
    4. 4.
      +1
      vee göz yaşları başlar akmaya...
      ···
    5. 5.
      0
      Bir ağzına Emrah aynaya baktığında hatirlasin
      ···
    6. 6.
      +7
      Benim bildiğim Ömer sözden dönmezdi.. Al işte Emrah abiye verdiğin sözü yedin.. Ağzını kırsa yeridir..
      ···
    7. 7.
      +2
      Değerli panpalarım bi arkadaşım için doğum günü hediyesi hazırlıyorum bana herkesin küçücük bi yardımı lazım kırmayın şu bini yardım edin işte adamsınız yardım edebilecekler bi pm atıversin seviyorum bu aileyi
      ···
    8. 8.
      +1
      ulan uyuyakalmışım aq şimdi geldim abi dıbına koyim ya hayırlısı olsun
      ···
    9. 9.
      +1
      Ömer yanlış yapmışsın haklısın ama bence yanlış
      ···
    10. diğerleri 7
  15. 1065.
    +108 -1
    *
    deli gibi bağırıyordu bunları anlatırken,
    cemil usta bile giremedi araya.
    -bende bıraktığın bu kadar iz varken öylece çekip gidebileceğini mi sanıyorsun ha? dedi
    -gidicem abi. dedim
    -göndereni gibsinler, abini gibsinler, hadi bakalım. dedi
    ağlıyordum.
    hüngür hüngür ağlıyordum.
    -ne o, şimdi de kız gibi ağlıcak mısın ha? de kendisi de ağlamaya başlamışken.
    -sen de ağlıyorsun. dedim
    -ağlamıyorum lan ben, kancık mıyım ben senin gibi ağlıyım, ben gitmeye, ben kaçmaya çalışmıyorum ki ağlıyım, ben senin gibi kahpe miyim ulan diyerek bağıra bağıra ağlıyordu emrah.
    onu hayatım boyunca ilk defa böyle gördüğüm için o an yaşadığım acının tarifi yoktu.
    -hoşçakalın. dedim onlara 1 defa bile sarılamadan.
    -bak hala ne diyor ya. diyerek üzerime çullandı emrah.
    ama bu sefer tartaklamıyor hiç acımadan vuruyordu.
    karşılık vermedim.
    hırsını başka türlü çıkartamayacağını bildiğim için gerekirse oracıkta ağzımı yüzümü kırmasına izin verebilirdim, ama cemil usta izin vermedi buna.
    araya girdi.
    tuttu emrahı.
    -usta bırak. dedi emrah.
    -dur emrah. dedi cemil usta.
    -usta gidicem diyor ya, bi şey de ya usta. dedi çocuk gibi ağlayarak emrah.
    çaresizce şikayet ediyordu çocukken bile yapmadığı gibi şimdi beni cemil ustaya.
    -bırak gitsin evlat. dedi cemil usta emrah'a.
    hepimiz pür dikkat kesildik.
    son noktayı her zaman olduğu gibi yine cemil usta koyacaktı.
    -giden dönmez geri evlat. herkes yarın bi şeyini kaybedecek sende. ben oğlumu kaybedeceğim. oğlum mutlu olacaksa ben varım evlat. var git yoluna. bak bir güzele sataştın için yandı, içimizi yaktın. gittiğin yerlerde kimseye sataşma emi evlat. dedi cemil usta bana sımsıkı sarılırken.
    bunları yazarken gözümden akan yaşların bile tarifi yok ki size o anı nasıl anlatayım.
    içim yanıyordu.
    bu kadar zor olacağını bilemedim.
    sonra gamze sarıldı göz yaşlarıyla bana.
    -kendine iyi bak. diyebildi sadece.
    -birbirinize iyi bakın. dedim emrah'ı kastederek cemil usta'dan bile çekinmeden.
    emrah'a baktım. o bakmadı bana. uzaklara doğru bakıyordu.
    bu siniri çok zor çıkaracaktı, bana atmış olduğu yumruklarla sadece prova yapmıştı.
    ama yapacak bi şey yoktu.
    cemil ustanın da dediği gibi,
    bazı şeyler sadece öyle olması gerektiği için öyle oluyordu.
    -abi. dedim emrah'a.
    -bakmadı emrah.
    -abi ben bu yola baş koydum, çok acılar çekerek gidicem abi, sen istesen de istemesen de gidicem. denedim abi, olmadı. yandım. zor durdum ayakta. ablama vermiş olduğum bi söz var abi, eğer gitmezsem tutamam o sözü, eğer kalırsam yanarım burda, gözlerinizin önünde ölürüm, inanırım eylül'e, kapılırım aynı yalana ve her gün ölürüm abi ve bir ölüden vermiş olduğu sözü tutmasını bekleyemezsiniz abi. beni güle oynaya gönder demiyorum abi. istesen de yapamazsın, o gösterdiğin, göstermediğin izlerden bi o kadar da bende var. benim için kolay mı sanıyorsun. son defa sarıl şu kardeşine. bir de sen öldürme be abi. dedim
    cümlemin bitmesiyle emrahın yaşlı gözlerle dönüşü bir oldu.
    sımsıkı sarıldı bana. "kardeşimmm" diyerek sarıldı bana. uzun süre kaldık öyle.
    "kendine iyi bak, umut'a iyi bak" diye diye ayrıldı sonra.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1 -4
      ilk şuku
      ···
    2. 2.
      0
      Yetişemedim ilke bu sefer.Ama olsun abi gözümden bir damla yaş geldi bu partı okuyunca
      ···
    3. 3.
      +1
      biz bu yola baş koymuşuz ölürüm güneşim ölürüm güneşim
      ···
    4. 4.
      0
      Benimde abi ağlıyorum ciddi ciddi
      ···
    5. 5.
      +5
      Erkekler de ağlar be.. Hem de en delikanlısı bile..
      ···
    6. 6.
      +3
      final gecesi hala şuku yazanların anasını gibiyim okuyun işte huur çocukları yeter daha
      ···
    7. 7.
      0
      Kardesimmm çok koydu beee...
      ···
    8. 8.
      0
      dayanamadım lan ağladım amk
      ···
    9. diğerleri 6
  16. 1066.
    +112 -1
    *
    veda ateşi hepimizin yakmıştı yüreğini.
    geldiğimiz arabalara binerek ayrıldık ordan.
    o gün onları son görüşüm olacaktı.
    nasıl alışacak, nasıl yapacak, nasıl edecektim bilmiyordum ama yapacaktım.
    eve giderken mert'i aradım.
    durumu kısaca özetledim mert'e.
    sadece gideceğimi söyledim.
    yardıma ihtiyacım olduğunu söyledim.
    50 bin TL borç istedim avukat mert'ten.
    daha fazla parası olduğunu zaten biliyordum.
    bu para onun için bazen tek bir davada kazanabildiği bi paraydı.
    öyle paraya tapan bir adam da olmadığı için zor durumda olduğumu bildiğinde tereddüt etmeden bu parayı bana vereceğini biliyordum.
    hesap numaramı verdim.
    -para pazartesi günü hesabında. dedi ve çok teşekkür ederek kapattım telefonu.
    geriye bir tek aysel ve annem kalmıştı.
    annemle eve gidince konuşacaktım.
    ama aysel'in yanına nasıl gideceğimi bilemedim.
    hatta gidip gitmemekte bile kararsızdım.
    aysel'in her şeye rağmen hala beni sevdiğini biliyordum.
    gitmeme en çok o karşı çıkacak gerekirse bu gitme işini eylül'e söyleyerek yoluma taş koyacaktı.
    o yüzden gidemedim aysel'e.
    çok istesem de gidemedim.
    ona bir not bırakmayı tercih ettim.
    kalemi kağıdı elime aldım ve başladım yazmaya.
    yazdığım notu bir zarfın içine koyarak kapısının önüne bıraktım aysel'in.
    yarın o notu gördüğünde ben o gecenin sabahından çoktan gitmiş olacaktım.
    eve döndüm.
    gözlerim ağlamaktan kan çanağına dönmüştü.
    annemin ve eylül'ün durumu farketmeme durumu yoktu.
    ikisi de "ne oldu" dediler benim o halimi görünce.
    annem şimdilik erteleyip dışarı çıkarttım eylül'ü.
    o banka getirdim eylül'ü, sahildeki banka gittik eylül'le.
    yol boyunca "ömer iyi misin bitanem" diye sordu hep.
    -iyiyim hayatım, emrah'la konuştuk, duygusal bi konuşma oldu da kaydım gittim biraz işte. diye cevapladım.
    çok ikna olmasa da inanmıştı eylül.
    başlarda ona veda etmeden gitmeyi düşünsem de sonra bunu yapamayacağımı anladım.
    düşüncesi bile içimi fazlasıyla sızlatıyordu.
    ama "ben gidiyorum" demek de olmazdı.
    hem desem bile eylül hiç bırakır mıydı,
    yine inandırırdı yalanlarına.
    kandırırdı beni, kanardım gözlerine.
    ona hem veda edecektim hem de gideceğimi belli etmeyecektim.
    -eylül. dedim bankta otururken.
    -efendim bitanem. dedi
    -seni çok sevdim ben. dedim
    -biliyorum hayatım, ben de seni çok sevdim, zaten o sayede görmedik mi bu günleri. dedi
    -haklısın. dedim
    -da nerden çıktı şimdi bu, bi garipsin bu akşam. dedi
    -ben seni hep sevicem eylül, bunu biliyorsun di mi? dedim
    -ömer, korkutuyorsun beni ama, yeter. dedi
    -senden bi şey isteyebilir miyim? dedim
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      -3
      ilk şuku
      ···
      1. 1.
        +8
        köpek gibi ağlıyorum boncuk :(
        ···
    2. 2.
      0
      4. şukuya mı kaldık aq
      ···
    3. 3.
      0
      First şukusunuda giberim lannn..
      ···
    4. 4.
      +1
      Beşiktaşıncı şuku.Hay amk
      ···
    5. 5.
      0
      Şebnem ferahtan hoscakal şarkısı size gelsin boncuk abi
      ···
    6. 6.
      0
      ya gibim normal zamanda bile dizi finali gibi oluyor AQ
      ···
    7. 7.
      +1
      aysele veda etmedinya boncuk unutmam bunuda
      ···
    8. diğerleri 5
  17. 1067.
    +91 -2
    *
    -canımı iste yine veririm. dedi
    -yok, daha basit bi şey. dedim soğuk soğuk
    ve kolumdaki longines saati çıkartıp eylül'e verdim.
    -bu saati doğacak olan oğluna takarsın di mi? dedim
    -oğlumuza demek istedin her hande. dedi eylül sinirle.
    -her neyse, takarsın di mi. dedim
    -ben niye takıyorum, kendin takarsın. dedi
    -bu saat çok değerli bi saat, düşürmekten, kırmaktan korkuyorum, benim yerime o zamana kadar sen koru o zaman olmaz mı? dedim.
    zorla da olsa saati aldı eylül ve çantasına koydu
    -evlilikten korkuyorsan şimdiden söyle ömer, düğün günü masada bırakma beni. dedi şaka yapıp gülerek.
    o belki gerçekten eğlenerek bense içim yana yana güldüm.
    "o kadar bile uzun sürmeyecek, yarın ben yokum be eylül" dedim içimden.
    -bu akşam bi garipsin ömer. dedi eylül.
    -heyecan bastı. dedim
    -beni de, inşallah çok güzel bi gün olur. diyerek sarıldı bana.
    -inşallah. diyerek bir yalan daha söyledim ona.
    ve kalktık ordan.
    o banka, bir daha uzun süre göremeyeceğim o banka uzun uzun baktım.
    içim kan ağlaya ağlaya baktım ve sonra döndük arabaya.
    sürdük eve.
    eve geldiğimizde çoktan uyuyordu annem.
    eylül zaten yakın zamanda karım olacağının vermiş olduğu rahatlıkla o gece biraz yaramazlık yapmak istedi.
    belki bunu yapmak için en uygun olmayan gece o geceydi ama kırmadım onu.
    o dudakları, o teni ve o kokuyu ben de çok özleyeceğim için,
    ve ona bundan sonra asla dokunayamacağım için ben de istedim belki, bilmiyorum.
    ses yapmadan usulca girdik eylül'ün odasına.
    o benim, ben de onun üzerini çıkarttım.
    yine de çok fazla ileri gitmemek için iç çamaşırlarımız vardı üzerlerimizde.
    yatağa girdik.
    önce uzun uzun sarıldık birbirimize.
    öptüm eylül'ü.
    yüzünü, burnunu, kulaklarını, göğsünü, sırtını, alnını doya doya içime çeke çeke öptüm.
    bir kaç damla göz yaşı düzüldü onu öperken gözlerimden.
    -ne oldu. dedi eylül merakla.
    -yakında benim olacaksın, karım olacaksın, mutluluktan ağlıyorum. dedim
    aşkla sarıldı sonra bana.
    o gece neredeyse sabaha kadar seviştik.
    ilk defa bu kadar uzun dokunmuştuk birbirimize.
    o aşkla bense hasretle dokundum ona.
    sabah yataktan kalktığımda sabah 6'ydı saat.
    annemi uyandırdım usulca.
    -ne oldu. diye şaşırdı kadın.
    mutfağa çağırdım annemi.
    hala uyku sersemiydi.
    önce biraz ayılmasını bekledim.
    sonra elini öptüm.
    annem hiç bi şey anlamamıştı.
    hiç uzatmadım konuyu.
    -hakkını helal et anne. diyerek sarıldım anneme
    -helal olsun da oğlum, hayırdır, bi yere mi gidiyorsun. dedi annem.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +2
      http://m.youtube.com/watch?v=GuhHyG2-8rg
      ···
    2. 2.
      +1 -2
      şuku dıyenı sıkerım
      ···
      1. 1.
        +2
        Sana gerek kalmadı panpa son partlar senin yerine işimizi gördü
        ···
    3. 3.
      0
      hakkını helal etme diye okudum amk dedim n'oluyo gibecem böyle işi dıbına koyim boncuQ
      ···
    4. 4.
      +9
      Yanlış yapmışsın harbi diyorum canımsın kanımsın ama böyle olmaz sana göre doğru ama bu olmaz belki kendince haklısın ama olmaz usta yapmayacaktın.
      ···
    5. 5.
      +3
      yaptıkları yanlış ama ömer kardeş senden böyle bir şey beklemezdim ya. kızı bildiğin kandırıp gidiyorsun, hem de kızı annenin yanında bırakıp gidiyorsun. senden nefret edecek, günahsız annenden de nefret edecek.
      ···
    6. 6.
      +3
      abi gerçekten canım sıkıldı bu kadar yalana ya keşke o bankta her şeyi konuşsaymışsınız
      ···
    7. 7.
      0
      Bu yalanlara sebep nedir SG cevap verme kandirirsin sen bizi...
      ···
    8. diğerleri 5
  18. 1068.
    +60
    alzaymır neco'dan sevgilerle.. http://www.imgim.com/image/b5onl8.jpg/
    ···
    1. 1.
      +8
      NECO ADAMDIR
      ···
    2. 2.
      +7
      saat hala sende öyleyse Eylülle? aman allahım
      ···
    3. 3.
      +8
      benim anlamadığım herşeyi bu eylüle verdiysen nasıl geri sende duruyor amk neyse hikayenin sonunda anlarız herşeyi
      ···
    4. 4.
      +1
      La saat sana geri geldigine gore daha ekşın bitmedi
      ···
    5. 5.
      0
      han eylüle vermiştin abi
      ···
    6. diğerleri 3
  19. 1069.
    +82 -3
    *
    -gidiyorum anne, uzaklara gidiyorum, yeni bir hayat kurmaya gidiyorum. dedim
    annem neye uğradığını şaşırdı.
    -eylül, nişan?. dedi annem
    -hepsi bir yalan uğruna mahvoldular anne. dedim
    -ne diyorsun oğlum, açık konuş. dedi annem
    -merak etme anne, anlarsın yakında her şeyi, senden son ricam sakın eylül'ü uyandırma ve şunu bil ki gitmek zorunda olduğum için gidiyorum ve çok iyi olacağım. dedim
    annem ağlamaya başladı.
    -anne sus, yalvarırım. dedim
    annem susmadı ama için için ağlamadı bu sefer.
    annemi içime çeke çeke öperek eylül'ün odasına geri döndüm.
    altından bir kere öptüm, bir süre seyrettim onu ve
    "hoşçakal sevdiğim" diyerek çıktım bir daha dönmeyeceğim çocukluğumun geçtiği o evden.
    rüstem abi'yle anlaştığımızın aksine istanbul'da çalışacağım araba gelmişti içinde güneş ve merveyle ile birlikte. çalışacağım duraktan bir taksici getirmişti arabayı içindekilerle beraber istanbul'dan.
    2008 model hyundai accent era'ydı araba.
    buna binip içindeki yeni ailemle gidecektim gideceğimiz yere.
    bi kaç gün sonra başlayacaktım beyoğlu'ndaki yeni durağımda işime ama önce emin olana kadar bi kaç gün boyunca ortadan kaybolmam gerekiyordu.
    bu zaman zarfında da güneş ve merve'nin de yanımda olmalarını istedim.
    güneş de bana güvenip yeni bir hayat uğruna bıraktı öğretmenliği.
    her şeyin çok güzel olacağına dair söz vermiştim onlara.
    güvendiler bana.
    arabayı getiren taksici anahtarı bana verdi.
    burdan sonra sadece ben, güneş ve merve devam edecektik yola.
    tam arabaya binecektim ki koşarak bana doğru gelen eylül'ü gördüm.
    o gelen kadar arabaya binip gidebilecek vaktim vardı,
    ama yapamadım lan beyler, gidemedim öylece.
    bekledim eylül'ün gelmesini.
    ağlayan gözlerle geldi yanıma.
    -nereye gittiğini sanıyorsun haaa.? diye bağırdı onu ilk gördüğüm yerde, evinin önünde.
    -gidiyorum eylül, nereye olduğu önemli değil, senden gidiyorum sadece. dedim
    -neden ömer, intikam mı alıyorsun, yıllar öncesinin acısını mı çıkartıyorsun benden. dedi
    güldüm beyler.
    içim yana yana güldüm.
    ona son bi şans daha verdim her şeye rağmen.
    güneşe ve merve'ye vermiş olduğum sözleri yutabilecek kadar cesurdum o an.
    son bir şans daha verdim ona.
    -emre'nın sana verdiği o çanta, o benden aldığın resim var mıydı içinde? dedim
    -bilmiyorum. dedi eylül
    "vardı" dese belki yine affetmeyi seçecektim onu, gidemeyecektim ama "bilmiyorum" diyerek yalan söylemeyi seçmişti eylül.
    -ne kadar değerliymiş meğer geçmişiniz. dedim eylül'e doğru bir adım atıp.
    burun buruna duruyorduk.
    nefesi nefesime değiyordu.
    öpebilsem öpecektim.
    dokunabilsem yakacaktım,
    affedebilsem ölecektim.
    her şeye rağmen onda bırakmayı düşündüğüm o çok değerli kolyeye boncuk kolyesine takıldı gözüm.
    gözlerimin içine baka baka, beni kaybedeceğini bile bile halan yalan söylemiş olmasından dolayı bir çırpıda elimi eylül'ün boynundaki kolyeye attım ve koparıp aldım onu.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +4
      Zor da olsa. Koparmak acıtmadı mı canını?
      ···
    2. 2.
      +24 -5
      Fakirlik demiyonda panpa kılıf uyduruyon
      ···
    3. 3.
      0
      Vay amk
      ···
    4. 4.
      +5
      lan güneş öğretmenliği bırakmış ya daha da dönüşü olmasın artık
      ···
      1. 1.
        +10 -2
        Arkadaşlarım, dostlarımla beraber video editörlüğü yapıyoruz. Klipler çekiyoruz, kısa filmler hazırlıyoruz. Boncuğun da izni olursa, bir gün bu hikayeyi ekranlarda görmek isteyen panpalarıma selam olsun. Şukulayın ki cevabım kesinleşsin, boncuğa pm atayım.
        ···
    5. 5.
      +6
      Ya gibecem mal mısın amk nerden biliyon yalan olduğunu doğum tarihini sordunda Muş mu dedi amk?
      ···
    6. 6.
      +1
      giberim bastım çuguyu nabıyosun sen aq
      ···
    7. 7.
      +3
      kadın neden öğretmenliği bıraktı arkadaş, bir haftadır tanıdığı adama güvenip iş mi bırakılır ?

      kafam çok karıştı arkadaş ya.
      ···
    8. diğerleri 5
  20. 1070.
    +106
    *
    eylül'ün boynundan çok yüreği yanmıştı bu hareketime
    -ömer yalvarırım dinle, sakin ol, her şeyi anlatıcam. dedi eylül
    -ben sana o şansı 1 defa verdim eylül, o da 5 yılımıza mal oldu. bırak da kalan ömür benim olsun. bırak da kalan ömrüme Güneş doğsun. dedim
    -tamam git, kolyeyi ver de öyle git hadi. dedi eylül
    -sen buna layik değilsin. dedim
    -ömer ver onu. dedi hıçkıra hıçkıra ağlayarak.
    o an ben ağlamıyordum, tıpkı ablam öldüğündeki gibi güçlü durmak zorundaydım.
    bu sefer güneş ve merye'ye verdiğim sözleri tutabilmek için güçlü durmalıydım.
    içimden bi şeyler kopuyordu ama tutuyordum kendimi,
    ağlamıyordum.
    eylül ikimizin yerine de yapıyordu fazlasıyla zaten bunu.
    -ömer boncuğu ver. dedi eylül yüksek sesle.
    vermedim
    -ömer, boncuk. dedi eylül avazı çıktığı kadar.
    vermedim
    -ömer boncuğu ver, yalvarırım. dedi
    vermedim
    -boncuk, ömer ver şu boncuğu. dedi
    vermedim
    -boncuk, ömer, ömer, boncuk, boncuk, ömer. diye feryat etti eylül.
    onu ilk defa bu denli şiddetli ağlarken görmüştüm.
    bu kolyenin onun için bu kadar anlamlı olduğunu bilmiyordum.
    ama o kolyeyi vermedim.
    içimdeki çoğu şeyi o mahallede bırakarak,
    arabaya bindim ve içim parçalanarak bastım gaza.
    "ömer boncuğu ver, boncuk, ömerrr" diye bağıran eylül'ü son gördüğüm yer dikiz aynası oldu.
    o yıllar boyu sevinçle işten gelmesini beklediğim o sokağın köşesinde,
    işte orda öldürdüm ömer'i ben.
    orda bıraktım tüm sevdalarımı,
    orda bıraktım ben bütün dostluklarımı,
    orda bıraktım ben bütün anılarımı.
    içime akıttım göz yaşlarımı,
    o gün 2 güzel yüreğin sorumluluğunu aldım ben,
    o 2 güzel yürek güvendiler bana.
    ben onların, onlar benim can yoldaşım olacaktı bundan sonra.
    eylül'ün de dediği gibi belki de hayırlısı olan üzülmemizdi.
    üzülmüştük,
    çok üzülmüştük hem de.
    benim arabanın torpidosundan aldığım defteri koltuğun üzerine koymuştum.
    güneş'in de merve'nin de henüz nereye gittiğimize dair en ufak bi fikri yoktu.
    çevre yoluna çıkmıştık ki.
    -ömer amca. dedi merve.
    -efendim. dedim yüreğim el verdiğince neşeli olmaya çalışarak.
    -senin adın boncuk ömer mi? dedi...
    -hayır, onu da nerden çıkarttın. dedim
    -peki neden o kız senin arkandan "boncuk ömer" diye bağırdı o zaman. dedi...
    cevap veremedim.
    ve o günden sonra boncuk Ömer'dim artık.
    deftere son bir kaç satır daha ekleyerek onu bir zaman sonra eylül'e vermek için sakladım.

    ve o gün boncuk Ömer gitti, hikayesi de bitti beyler...
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +4
      Video geliyor beyler hazır olun
      ···
    2. 2.
      +6
      ebeni gibim yaAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAaaaa
      ···
    3. 3.
      +4
      vay avradını gibeyim :(
      ···
    4. 4.
      +4
      Abi naptın sen ya
      ···
    5. 5.
      +6
      hikayesi bitti ne demek amk gelişme ver çabuk hadi
      ···
    6. 6.
      +3
      Yapma abi bee mutlu musun simdi
      ···
    7. 7.
      +2
      Ağladım ağlıyorum vallahi ağlıyorum bin şu mübarek ayda bize yaptığın şey doğru mu muallak yaraları olan insanlarız bize böyle gelme bin bırakma bizi ipne
      ···
    8. 8.
      +2
      Biraz merveyi de anlat moral olsun
      ···
    9. 9.
      +3
      Benim de bu cihandan gidişim bir güzelden ötürü ah ustam ah
      ···
    10. 10.
      +1
      Boş koy be Ömer
      ···
    11. diğerleri 8