1. 1.
    +22 -15
    önemli not: yazı tamamen bana aittir. alın teri, emek söz konusu. çalma yok. iftira atanı zütten giberim, haberiniz ola.

    beyler bu başlığı bazı dindar arkadaşların "he amk he evrende bunca şeyin tesadüfen oluştuğuna inanıyosan senin ben zütün siqem" tarzı yazıları arttığı için açtım.

    klagib bir dinci sorusudur amk. bu soruyla ateizmi çürüttüğünü, yaratıcı kavrdıbını ispatladığını zanneder.
    halbuki "tesadüf", "olasılık" gibi kavramlar üzerinde daha çok kafa yormak gerekir.

    öncelikle bilimsel bir konu tartışılırken "niye?" şeklinde bir soru sorulmaz. çünkü bilim sebep-sonuç ilişkisini araştırıp ortaya döker. "amaç" kavramı bilimsel değildir. yani "big bang'in akabinde evrenin oluşmasının amacı nedir?" şeklinde bir soru olamaz. aynen "tanrıyı getir, deney yapıp gözlemleyeceğim" şeklinde bir laf edilemeyeceği gibi. yani dini konularda bilimsel sorular, bilimsel konularda ise dini sorular geçerliliğini yitirir.

    evrim teorisi için de geçerlidir bu. bilim "evrim, insanların oluşup güzelce bir hayat sürmesi için gerçekleşiyor" diye bir şey söylemez. "canlı türleri incelendiğinde tüm canlıların kökeni kendilerinden önceki türlere dayanır" der. amaç, gaye yok. sebep-sonuç ilişkisi var.

    dinci arkadaş şöyle der: "evrendeki bu muhteşem, bu olağanüstü, bu mükemmel düzen tesadüf olabilir mi?"... "bahsettiğiniz o küçücük canlı hücrelerin insana dönüşme ihtimali katrilyonda birdir. demek ki yaratıldık".

    olasılık hesabını düşünürken dikkatli olmak gerekir. şöyle ki...

    şans topunda 8, 9, 16, 17, 21 + 9 çıkma ihtimali nedir? oldukça düşüktür değil mi? hemen sonuçlara bakıyoruz http://millipiyango.gov.tr/sanstopusonuc.html tamı tdıbına bu söylediğim sayılar gelmiş.

    şimdi 2011 başlarında şans topu hakkında konuşan iki adam hayal edelim. biri diğerine "abi 4, 13, 15, 23, 33 + 3 yazacam" desin. diğerinin cevabı şu olacaktır: "iyi de bu sayıların çıkma ihtimali bilmem kaç milyonda bir". ama şans topu çekildiğinde adamın sayılarının çıkmış olduğunu göreceğiz. yani imkansız değildir.

    sonuç olarak, milyarlarca yıl sonunda ortaya çıkan durum ne olursa olsun o durum için "yuh yani, tesadüf olamaz. 100 milyarda bir ihtimal" diyecektiniz.

    evrim farklı koşullar dahilinde farklı yönde ilerlemiş olsaydı belki de bugün "insan" diye tanımladığımız canlıdan, yani bizden daha iyi görebilen, daha iyi duyabilen, uçabilen, arkasında gözü olan vs canlılar olacaktı. bu sefer de o canlılar kendi aralarında "abi baksana ne kadar mükemmel canlılarız. evrim teorisi dahilinde gerçekleşen olaylar sonucunda bizim gibi canlıların ortaya çıkma ihtimali katrilyonda bir. o yüzden tesadüf olamaz bu." şeklinde tartışacaklardı.

    anlatabiliyorum umarım.

    yani evrimsel süreç sonunda biz insanların bu şekilde olması, evrim sürecindeki şartların bir araya gelip bizi oluşturmasından ibaret. ve bu ihtimal, başka herhangi bir ihtimale eşittir. ki doğal seçilim gibi önemli bir etken de var.

    dünya çapında milli piyango çekildiğini düşünelim. herhangi bir kişinin büyük ikramiyeyi alma ihtimali 7 milyarda birdir. fakat işin sonunda büyük ikramiye birine çıkacaktır ve o 7 milyarda bir olan ihtimal, o insan için gerçekleşmiş olacaktır. ve bunu "tesadüf" olarak değil de, matematiksel olarak gerçekleşeceği kesin olan sonuç diye tanımlamalıyız.

    evren konusu da aynı şekilde. evrendeki bu düzenin, bu durumun tesadüf olamayacağı, mutlaka bir yaratıcı olması gerektiği söyleniyor ya.

    şöyle bir örnekle açıklayabilirim umarım: 10 metrekarelik bir alana yüksekçe bir yerden bir kiremit attığınızı düşünün. kiremit yüzlerce küçük parçaya ayrılacaktır ve o parçaların her biri o alanın belli bir yerinde duracaktır. her parçanın da belli bir şekli olacaktır. şimdi... kiremiti atmadan önce, o yüzlerce küçük parçanın kiremiti attıktan sonra tam olarak o yerlerde o şekilde durma ihtimali nedir? zibilyonda bir... aklın alamayacağı kadar küçük bir ihtimaldir. fakat o ihtimal gerçekleşti işte siz o kiremiti attığınızda.

    başka bir alana başka bir kiremit attığınızda farklı bir sonuç elde edersiniz. ve o sonucun gerçekleşme ihtimali de üstte verdiğim örnekle aynıdır. aklın alamayacağı kadar küçük.

    demem o ki; big bang'den sonra farklı bir sıcaklık olsaydı, sıcaklık farklı bir hızda düşseydi, farklı atomlar, elementler olsa idi belki de şimdiki evrenden daha farklı bir evren oluşacaktı. merkür dediğimiz o gezegen olmayacaktı. dünya dediğimiz gezegen güneş'e daha yakın olacaktı... canlılığın oluşması için gerekli şartlar şu an mars dediğimiz gezegende olacaktı.

    ve bu ihtimalde de bilinçli canlılar "vay arkadaş... evrendeki şu düzene bakar mısın? bu tesadüf olamaz!" diyecekti.

    şöyle bir örnek daha vermek isterim: istanbul'daki hareket halinde olan ve park halinde olan tüm arabaların tam şu anki konumlarını ele alalım. buna "x" diyelim. bu x'in gerçekleşme ihtimali nedir? katrilyonda birden bile az. fakat katrilyonda birden bile az olan bu ihtimal gerçekleşti işte az önce.

    şimdi istanbul'daki tüm araçların 10 dakika sonraki konumlarını ele alalım. buna da "y" diyelim. y'nin gerçekleşme ihtimali nedir? x ile aynı; katrilyonda birden bile daha az. ama 10 dakika sonra gerçekleşecek işte.

    sonuç olarak tüm arabaların belli bir andaki konumu ne olursa olsun o ihtimal aklın alamayacağı kadar küçüktür; fakat gerçekleşmiştir.

    evren konusu da bu şekilde düşünülmeli. evrenin şu anki durumu, gezegenler arası çekim kuvveti vs. aklın alamayacağı kadar küçük ihtimaldir fakat gerçekleşmiştir.

    derdimi bir nebze olsun anlatabildiysem ne mutlu bana.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +4 -1
    seni dıbına godumun evladı. liseli pekekent!!! züt kadar matematik ilminle aklınca ilüzyonlar yaparak mümin kardeşlerimin kafasını karıstırma!!! sakinim ve beni iyi dinle!!!
    bir olayın olasılığından ancak olay gerçekleşmeden yada gerçekleşmeye başlamadan önce bahsedebilirsin.
    sana kızmıyorum matematik ve matematik kavramları bazen insanın aklını karıstırır. hele işin içine sonsuzluk, zaman, gözlemcinin konumu (yer ve zaman olarak) gibi kavramlar girince bazen olaylar insan algısının dışına cıkabilir. sende kendi algının dısına cıkarak ve matematiği alet ederek bazı cıkarımlar yapıyosun.

    1)öncelikle 1 kiremiti havaya attığın anda yani tanımladıgın olay başladıgı anda yerde parçalarının hangi konumda olacağı belirsizlikten cıkar. artık olay tamamen parametrelerin elindedir. ve bir olasıklıktan bahsedemezsin. yere düşüp son parça şeklini alana kadar yani tanımladıgın olay bitene kadar bu parametreler sürekli değişir, birbirlerini etkiler ve olayı gerçekleştirir. kiremiti atanın attıgı açı, boyu, sabah kahvaltıda ne yediği, kiremiti atanın cinsel organını zevcesine haftada kaç kere itelediğine kadar milyonlarca parametre vardır. ve olayın gerçekleşmesi artık olasılık değildir. burada eğer bize gerçekleşen olayı gösterip sonra başa dönüp tüm kosullar aynı bunun gerçekleşme olasılığı neydi dersen alacağın cevap 1 dir. gerçekleşen bir olay için artık tüm parametreler sabitlenmiştir. bu konuyu anlaman için "olasılıksız" adlı kitabı okumanı tavsiye ederim. yani her şeyi biliyorsan ve yönetebiliyorsan tüm olası parametreler senin elindeyse senin için olasılık diye bir şey söz konusu olamaz.

    2)hayal dünyanda matematik ile gerçek dünyayı birleştirmeye çalısıyorsun. aklınca yok kiremit yok , yok arabalar bilmem ne örnekler veriyorsun.. bakın her şey mantık çerçevesinde izlenimi vermeye çalışıyorsun. amın oğlu madem her şey mantıklı nasıl zamanda yolculuk yapıyosun sen. yok 10 dakka sonra istanbuldaki arabaların konumu yok geri gidelim piyangocu amcayla konuşalım. gibtir git. matematik zamandan bagımsız işler. reel dünyayla ilgili bir modelleme yaparken işin içine zamanı sokarsan hayal dünyanda zütünde laleler açar. şimdi bir 1000 metre yarısı düşün. söyle bir matematik modellemesi yapalım bu yarışla ilgili. "1 koşucu önündeki mesafenin yarısını kostugu zaman bize sağ elini kaldırıp selam versin" yani 500. metrede alalım selamımızı sonra 250. metrede sonra 125 sonra 62.5 sonra 31.25 bir müddet sonra kosucuyu bitiş çizgisinde eli havada mal gibi bakar vaziyette bulursun.bu kosucu bu yarısı sonsuza kadar biteremez neden? çünkü modellememde zaman parametresini
    göz önüne almadım. bu modellemede zaman parametresini de ekleyemem çünkü zamanı kontrol edemem. yapmam gereken zaman parametresini devreden cıkartmak. bunun içinde kosucuma metrik hesaplarında virgülden sonra 2 basamağı yuvarla talimatı verebilirim. ve kosucum bir müddet sonra yarısı bitir. ancak bu şekilde reel dünyayı matematikle modelleyebilirim.

    sonuç olarak güzel kardeşim benim sevgili mümin kardeşlerim çevrelerindeki olaylara senin gibi ne var ki lan nasıl olsa oluyor gözüyle değil. arkadaş tüm bu olayları ancak her şeye vakıf her seyi bilen zamanı kontrol edebilen biri yönetebilir deyip 24 saatlerini ibret alarak geçiriyorlar.

    senide bu cuma namazdan sonra fatih camiisinin önündeki beyaz mercedes içinde bekliyor olacagım.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 3.
    +3
    @1 evet tamam sakin brssst
    aslında dinin çıkış tarihine bakarsak o dönemim artyöresinde etkileşimin az olması medeniyetlerin yapabileceği aksiyonları kısıtlı olması ve hiyerarşinin tavan yapmış olduğunu düşünen birine gayet mantıklı gelebilir fakat biliyorsun ki ölüm ve din belki en gizemli bilinmezlikler olabilir ama sen şuan türkiyenin bilmediğim bir kentinde yaşayan bir insansın insanın konulara farklı pencerelerden yaklaşmasını savunan birisi olarak sana söylüyorum sen bu anı yaşıyorsun ve yobaz toplum içinde yoğrulan insanlar tarafından çevrilisin.bu konu hakkında konuşunca dünya daha güzel bir yere dönüşmüyor daha farklı şeylere kafa yormanı öneririm
    ···
  4. 4.
    +2
    ya gibtir git taşakmı geçiyosunuz amk bunları insanlar okucak insanlar eşşek herif
    ···
  5. 5.
    +2
    düzen tabiki tesadüf değil de saçma olan şu tüm galaksiyi evreni yaratan bi tanrı çöldeki kum tanelerinin tanecikleri kadar ki bizleri de içine koyup neden bana tapın der lan bu mantıklı mı kardeşim böyle bi yaratıcının bu kadar egosu olabilir mi lan bunu senin yaptığını düşün inanlar zerre zikinde olur muydu ?
    ···
  6. 6.
    +2
    düzen olmadığı için, yanlış bir sorudur.

    evrende daha çok kaos hakimdir.
    ···
  7. 7.
    +1
    lan sen miydin dağ ayısı. ben de çalıntı başlık diyordum tam. selamlar panpa
    ···
  8. 8.
    +1
    buraya reserve alıyorum okuyunca yorum yapıcam

    valla okudum ama çok uzun olmuş dıbına koyım. neyse şuku verdim
    ···
  9. 9.
    +1
    @66 şimdi az buçuk antlaşmaya başladık. sadece gerçekleşmesi zor olan olayları safi matematik kuralları ile irdeleyip sonuca varmanı istemiyorum. etrafta tesadüf ve raslantı denen olayların aslında hiç de öle gerçekleşmesinin zor olmadıgını yani bir şekilde gerçekleşebileğini kavramışsın. şu an tek eksiğin doğru cevaplar cıkartabilmen için tesadüf ile ilgili yanılgılarını düzeltmek. şimdi tesadüf nedir? tdk anlamı:"Yalnız ihtimallere bağlı olduğu düşünülen olayların kesin olmayan, değişebilen sebebi" fizik literaturnde anlamı:çok sayıda ve/veya ölçülmesi pratik olarak mümkün olmayan değişkenler içeren durumların sonuçlarına verdiğimiz addır. yani sen evren tesadüftür diyorsan. bilimsel olarak sunu söylemen gerekir " evren çok sayıda ve/veya ölçülmesi pratik olarak mümkün olmayan değişkenler içeren durumların sonucudur"
    bak şimdi yukarıdaki önerme konusunda ikimizde hemfikiriz. dolayısla yukardaki önermemiz doğal bir şekilde bizi sonsuzluk ve parametrelerin içine çekiyor. uzun lafın kısası;
    1) senin kafandaki tesadüf(rastlantı) algısının hatalı oldugunu düşünyorum.
    2) bende diyorum ki eğer birisi tüm bu parametrelere, ölçülmesi pratik olmayan değişkenlere (yani bunlardan biri zamandır)
    hakim ve bunların sonuçlarını kestirebiliyorsa olayların sonuçlarınıda gerçekleşmeden kesin olarak bilebilir.
    3) son olarak yukarıdaki tablo malesef bizi matematik'in dısına itiyor. aynstayn "tanrı zar atmaz" demiş bugun quantum fizikçileri aynstayn ın bu kavramlarını yıkmaya çalısıyor belkide yıkmak üzere. ama sonuçların ne olacagını bilmiyoruz.

    "v for vendetta" reis ten bir söz ile konuşmamı bitirmek istiyorum "rastlantı diye bir şey yoktur, rastlantı aldatmacası vardır"
    ···
  10. 10.
    +1
    @58 canım kardeşim bak gaflet uykundan uyanmaya başladın bile. ben sana içinde bulunduğun mantık döngüsünün hatalı oldugunu anlatmaya çalışıyorum. bir kere evrenin su anki konumu / tüm ihtimaller' in sonucuna malesef matematik cevap veremez. çünkü matematikte bu sorunun cevabı belirsizdir. tüm ihtimaller sonsuz sayıdadır. bir elektron tanesinin çekirdek etrafında bulunabileceği yer her ne kadar yörüngesi olsa bile matematik ve fizikte sonsuz adet koordinattadır. 0 ile 360 derece arasında ki tüm dereceler sonsuz sayıdadır. hatta 0 ile 1 arasındaki derecelerde sonsuz sayıdadır. ki bu bizim senelerdir kabul ettiğimiz fizik kurallarına göre böyledir. hatta ve hatta temel seviyede bir kaç kuantum fiziği girişi okusan bir elektronun aynı anda birden fazla yerde bulunmasından bahsederler. ki aslında bu birazda gene zaman fonksiyonun zütlere kaçmasıdır. evrenle ilgili her olasılık sorunda malesef kısıtlar veriyorsun buda belirsizliklerden kaçmana neden oluyor. olayların sonuçlarını yani olasıklar uzayını evrene bırakırsan tüm olasıklar seni sonsuza zütürür. zarı attıgın zaman reel dünyada modelleme yaparsan olasılık 6 adet değil sonsuzdur(zar kırık gelebilir buda sana koyabilir) ve senin bakış açınla bir tanesinin gerçekleşme olasılığı 1 dir. ancak sonucu sadece tüm parametreleri bilen biri bilebilir. sen olayı yaratılışa bağlarsan bizi zamanda en eskiye zütüren kabul görmüş bilimsel olay big bang'dir. ve malesef matematik gözüyle ve mantıgıyla evrenin su an ki konumunun oluşma olasılığı big bang in başladıgı anda 1 dir. çünkü evreni oluşturan tüm parametreler o anda şekillenmiş ve sabitlenmiştir. değiştirecek olan parametrelerde belirlenmiştir( fizik kuralları vs... )
    senin bahsettiğin olayların bizler tarafından tesadüf olamayacağına inanmamızın nedeni cok yüksek bir olasılıgın gerçekleşmesi değil. zaten zamanın başladığı anda tüm parametrelerin şekillendiği anda zaten her şeyin belli olmasıdır. matematik senin etrafı ölçme ve değerlendirme aracındır. sonuca zütürmez. sonuca mantıgın zütürür. oda sınırlıdır.
    ···
  11. 11.
    +1
    oha hepsini okudum kardeşim harika anlatmışsın biraz gözlerim ağrıdı ama gerçekten çok anlamlı
    ···
  12. 12.
    +1
    malesef bunları anlayabilicek çok insan yok biz de anca burda zütümüzü yırtarız aynı siyaset meydanındaki celal şengör gibi şakirtlerle çevirlmiş dörtbir yanına mantığı öğretmeye çalışıyosun malesef mantık öğretilmiyo
    ···
  13. 13.
    +1
    uzun yazdıysa haklıdır
    not: ateistim
    ···
  14. 14.
    +1
    dindar kisi evrendeki duzeni (ki aslinda ciddi duzensizlikler var) gozlemleyip hakli olarak o soruyu soruyor ama senin de dedigin gibi bir noktayi kaciriyor : buyuk patlamadan bugune gecen sure 14 milyar yil. bu, uzerinde biraz dusunuldugunde insanin aklini kacirtacak bir sure. bu surede tabii ki patlama sonrasi ortaya sacilan maddenin bir sekilde bugunku sekliyle denk gelme ihtimali var.

    ayni sayisal loto gibi. evet, tam bu hafta bugun cikma ihtimali cok az olabilir ama ayni oyunu 14 milyar yil boyunca oynarsan 'elbet' birseyler cikacaktir.

    bize bu cikmis, hayrini gorelim *
    ···
  15. 15.
    +1
    guzel yazı anlayana verdım sukuletanı
    ···
  16. 16.
    +1
    evrim teorisine gore, sans topunun 6 14 58 79 24 34 gelme ihtimali katrilyonda bir. ama ilk cekiliste bu rakamlardan biri gelirse ve canli icin olumlu bi etkisi varsa, ikinci cekilis sadece gelmeyen rakamlar icin yapiliyor. cunku butun canlilar zort diye olusmamis. zort diye olustugunu, birden pof havada bi bulutcuk olusup, sonra bi kelebegin o buluttan cikip ucmaya basladigini soyleyenler asil dindarlar. aslinda tesadufun krali yaratilis teorisinde mevcut.
    ···
  17. 17.
    +1
    @2 ilgili adam okur.

    @3 ananı karını gibtirtme lan alın teri var bu yazıda.
    ···
  18. 18.
    0
    panpa bir soru sorucam cevabını alırsam okuyacagım amk soru şu

    allahın yarattıgı mükemmel evrendenmi söz ediyosun ( dinci bakış açısı )

    yoksa çekim yasası tarzı bir bakış açısıylamı yazdın ?
    ···
  19. 19.
    0
    ulan ne yazmışım be
    ···
  20. 20.
    0
    sana katılmakla kalmıyorum önünde saygıyla eğiliyorum. düşüncelerimi yazmışsın.
    ···