1. 1.
    +10 -2
    evet arkadaşlar, sözlükte emsali görülmemiş -varsa da affola, ben bilmiyorum- bir hikaye yazacağız. zombili, dramlı, yer yer eğlenceli ve bolca aksiyon & korku içerecek bir hikaye yazıyorum. not defterinden yazarak, buraya aktaracağım. orada kendimi daha iyi hissediyorum.

    işin en özel ve güzel tarafına geliyorum.
    hikaye'nin baş kahramanları sizler olacaksınız. yani sözlük yazarları...

    reservelerinizi alın. uygun nick ve takip dahilinde hikayeye ekleyeceğim.
    takip ettiğini en çok belli eden yazarlar, hikayeye ekleneceklerdir.

    başlıyoruz.

    sadece benim yazdıklarım için:

    http://inci.sozlukspot.co...li-hikaye/@sapanlavurbeni
    ···
  1. 2.
    0
    YAPMA BUNU BiZE... YAPMA...
    ···
  2. 3.
    0
    yaz beni
    ···
  3. 4.
    0
    reserved
    ···
  4. 5.
    0
    yolla panpa
    ···
  5. 6.
    0
    yaz bakalim yazar jojuk edit: benide eklesene gavat
    ···
  6. 7.
    0
    Beni de yaz panpa
    ···
  7. 8.
    0
    yaz reserve alayim uplarm arada eklrsen
    ···
  8. 9.
    0
    buralar değerlensin @9 olmaya niyetliyim
    ···
  9. 10.
    +5 -1
    -dünya değişiyor-

    bölüm 1:

    ankara'da kış etkisini her zamankinden daha fazla gösteriyordu.
    dışarıdaki rüzgâr hışırtıları, binaları uçuracak gibiydi sanki. fena tipi vardı dışarıda, kral4fero camdan dışarıyı izliyordu iç çekerek. "dıbına çaktığım git odunları getir" diye bir ses duyduktan sonra ensesine bir tokat yiyiverdi. arkasına döndüğünde kiymali puding48'i gördü. tokadın şehveti ve hırsı biraz farklıydı. evde feroyu pek sevmezlerdi, hayır aslında severlerdi. ama tembelin teki olduğundan, diğer çocuklara saç baş yolduruyordu. "ne vuruyosun lan" diye arkasını döndü fero. kıymalı esprili bir ses tonuyla:

    - winter is coming, sen camdan dışarıyı izliying birader donuyoruz, hem pompei sapkini çok hasta. bize acımıyorsan çocuğa acı. git getir hadi şu odunları.

    pompei'yi duyunca, fero utanır şekilde aşağıya inme kararı aldı odunları almak için.

    müstakil bir öğrenci evinde kalıyorlardı. çift katlı, şirin bir evdi.
    etrafında başka ev olmaması, onlara cazip gelmişti evi tutmak için. ama kış farklıydı. kışın mangal yoktu, balkonda poker keyfi yoktu. rüzgarın o sert esintisi ve soğuk bütün keyiflerini kaçırıyordu...
    ···
  10. 11.
    -1
    beni de yaz panpa (karı da gibtir bana hikayede mümkünse)
    ···
  11. 12.
    0
    yaz benide savaşlı aksiyonlu yerlerde kullanırsan sevinirim. takipteyim
    ···
  12. 13.
    0
    rezerved
    ···
  13. 14.
    +4 -1
    fero, üstüne montunu giydi ve yüzünü tamamen kapatarak aşağıya indi. rüzgârın sesi iç gıdıklıyordu, ama diğer taraftan oldukça rahatsız ediciydi. depo, evin hemen 10 metre ilerisinde eski kulübeden bozma bir yerdi. odunları oradan çıkartıp yukarı çıkartması gerekliydi. etraf pusluydu, ne ışık ne başka bir şey sis bulutlarından görünmüyordu. fero yavaşça deponun kapısını açtı, açmasıyla yere düşüp bayılması bir oldu.

    "lan ölüyo dıbınakoyim kaldırın şunu hahahaha"
    "oğlum kaldır, kaldır."
    "lan ne mal adamsınız hahaha"

    şeklinde konuşma cümleleri arasında fero ayılıverdi. karşısında 3 çift göz, ona bakıyorlardı. kısık ve boğuk bir sesle: "sizin ben ağzınıza sıçayım ya... " diyebildi.

    çocuklar gülüşmeye devam ettiler.
    sapanlavurbeni, akvaryumda giber ve helen'di bu kişiler. öğrenci evinde alt katta onlar kalıyordu. onlar da odun almaya çıkmışlardı, ama içeride akvaryum'un açtığı bir muhabbet üzerine daldıklarından dolayı odunları taşımadan oraya oturup sohbete başlamışlardı. gariban fero da, onları gördüğünde korkudan yere devrilivermişti.
    ···
  14. 15.
    0
    rezerved edit beklediğim gibi değerlendi beyler kayseriliyim ve reklam alınır
    ···
  15. 16.
    0
    reserved
    ···
  16. 17.
    0
    hımmmm hımmmm
    ···
  17. 18.
    +3 -1
    fero konuşmaya girdi. "oğlum pompei çok hasta, yanıyor çocuk ama daha çok terlemesi lazım. sobayı acilen yakmamız gerekiyor, ben kaçtım yukarı." diyerek elinde odunlar, hızlı adımlarla eve doğru yürüdü.

    sapan da "ben de eve giriyorum çocuklar, üşümeye başladım." diyerek yanlarından uzaklaştı.
    akvaryum, helen'e ufak bir öpücük kondurdu, aşklarını tazelediler...
    akvaryum ve helen sevgililerdi. 4 senelik ilişkileri, onları üniversitede de birleştirmişti. sapan'ın kadim dostu olan akvaryum ona güvendiğinden, kız arkadaşıyla birlikte aynı evde kalma kararı almışlardı. dostluk bunu gerektirirdi.

    helen, akvaryum'a bakarak:
    "bu çocuğun hali ne olacak, ailesinden de haber yok. hiç iyi değil... "

    akvaryum iç çekerek konuşmaya girdi... "bilmiyorum, her gece çok inledi, canı çok yanıyor, suratı bembeyaz. ama umarım aklıma gelen şeyler olmaz." diyerek telkinde bulundu.

    ikisinin de yüzünde buruk bir ifade vardı...
    ···
  18. 19.
    0
    devam devam
    ···
  19. 20.
    0
    rezerved
    ···