-
26.
+1Aramızdaki mesafe ilk güne göre biraz daha dardı artık. Aslında alıştım bile sayılır. Sayılır da korkuyorum hala. Yani önceden 2 metreden yakın hayvanlara yaklaşamıyordum şimdi yarım metre mesafemiz var.
Köpük-“Hala korkuyor musun?”
b-“Yalan söylemeyi sevmiyorum ama seni de üzmek de istemem. istersen yaklaşabilirsin.”
Köpük-“Yok, bu mesafe iyi. Zaten acelemiz yok.”
b-“Eternal’e dönmek için belli bir süren yok mu?”
Köpük-“Sen öğrenene kadar buradayım, bir sürem yok.”
b-“Peki bilerek öğrenmesem hep burada kalırsın ne güzel.”
Köpük-“Bu Haylaus’un pek hoşuna gitmez. Seni eğitmeme bile Hinn izin verdi.”
b-“Haylaus’u Talat anlattı da Hinn kim?”
Köpük-“Haylaus’un gölgesi anldıbına gelir. Onun yardımcısı gibi bir şey. Şöyle söyleyeyim Haylaus’un tek saygı duyduğu ve fikirlerine önem verdiği varlık.”
b-“Haylaus nasıl biri?”
Köpük-“Umarım görmek zorunda kalmazsın.”
b-“O kadar korkunç mu?”
Köpük-“Sana şöyle söyleyeyim daha öfkeli halini görmedim onun.”
b-“O halde o kadar korkunç.”
Köpük-“Neyse konumuz bu değil. Eve vardık zaten. Seninle eğitime başlayalım. Öncelikle hayvanlara olan korkunu yenmen lazım. Hayvanlarda seni korkutan şey ne?”
b-“Bilmiyorum. Sadece yaklaşınca korkuyorum.”
Köpük-“O zaman şimdi sana yavaş yavaş yaklaşacağım. Ve bende neyden korktuğunu söylemeye çalış.” Yaklaşmaya başladı. Korkuyorum. Ama neden? Yaklaştıkça korkum arttı. Gözleriyle gözlerim denk geldi ve bir anda durdum.
b-“Gözlerinden korkuyorum.”
başlık yok! burası bom boş!