/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    0
    Dediği gibi yapmaya çalıştım. Ama çok zor. Gerçekten, bir kedi olmanın bu kadar zor olacağını düşünmemiştim.

    “Bırak ben göstereyim.” Dedi ve kontrolü eline aldı. Kendini yana attı ve oturur pozisyona geldi. Sonra da arka ayakları kaldırdı ve ayağa kalktı. Çok garip bir his. Dört ayak üzerinde durmak. Daha sonra geri yattı ve “şimdi sen dene.” Dedi. Tamam, kendini it, derken fazla ittim ve diğer yana doğru düştüm. Yerde yuvarlanmaktan başka bir şey yapamıyorum. Çok sıkıntılı bir iş. Son bir gayret daha deneyeyim ve oldu. Şu an oturur pozisyondayım. Sadece arka ayaklarımı kaldırmak kaldı. Onları da kaldırdım ve artık ayaktayım. Kuyruğumun olması çok garip bir duygu. Düşünsenize size ait bir uzuv daha var. Genelde ayaklarla karıştırdığım oluyor. Ve kuyruğum çok hassas. Hemen de sahiplendim kuyruğu amk.

    Serçe-“Tebrikler. Artık ayakta duran bir kedisin. Şimdi biraz yürümeye çalış.” Yürümeyi denedim lakin mal gibi yürüyorum. Arka ayaklarla yürüyorum ön ayaklar sabit. Mal gibi bir şekil aldıktan sonra düştüm doğal olarak.

    b-“Çok zor.”

    Serçe-“Alışacaksın, merak etme. Daha ruh baskısına bile geçmedik. Özellikle bu baskıyı senin öğrenmen lazım. Hayvanlar senden nefret ediyorken gerekirse bedenlerini zorla kullanman gereken zamanlar olacak. Haylaus’un görevleri de beklemez. Onun için ruh baskısını ne kadar iyi öğrenirsen o kadar iyi olur senin için. Ama önce bedeni kullanmasını öğrenmen lazım.”

    b-“Her hayvan için ayrı ayrı mı öğreneceğim?”

    Serçe-“Evet. Ama sen her hayvanı öğrenirken ben burada olmayacağım. Peki zincirini hissediyor musun?”

    b-“Hayır. Zincir falan hissetmiyorum.”

    Serçe-“Saçmalama dandik. Zincirini kırmış olmana imkan yok.”

    b-“Yalan söylemiyorum. Gerçekten zincirim yok.”

    Serçe-“Çok saçma ya. Olmamasına imkan yok. Peki ilk bedene girdiğin zaman görmüş müydün zinciri?”

    b-“Hatırlamıyorum. O kadar korkmuştum ki dikkat etmemiştim.”

    Serçe-“içindeki kediye bir kontrolü versene. Kedi benimle mutfağa gel.” Dedi ve içimdeki kontrolü ona devrettim, o da ablamı takip etmeye başladı. Mutfağa kadar geldik.

    Serçe-“Ama bu çok saçma. Nasıl senin zincirin olmaz?”

    b-“Ben söyledim inanmadın test mi etmek istedin yani?”

    Serçe-“Doğal olarak. Göremediğini düşündüm ama mutfak ile salon arası 5 metreden fazla var. Ve senin bağlantın kopmadı. Çok garip.”

    b-“Bu da lanetimin yan etkisi falan mı?”

    Serçe-“Sanmıyorum ama bilmiyorum da. Sana öğreteceğim en önemli derslerden birisi zincirini kırmaydı. Diğeri de ruh baskısı. Zincir kırma gittiyse geriye sadece ruh baskısı kalmış demektir.”

    b-“Ve ondan sonra sen gidiyorsun.”

    Serçe-“Maalesef. O zaman şimdi kontrolü sen al ve yürümeye çalış.” Derken telefonumun titreşimini duydum. Taa buradan. Kedinin kulakları saolsun. Bedenime geri dönmem lazım.

    b-“Telefonum çalıyor, bedenime nasıl geri döneceğim?”

    Serçe-“Ruh baskısını bırakarak. Ama sen baskı nasıl yapılır onu bile bilmediğin için bu seferlik de kedi seni kovacak.” Dedi ve yine ilk kovduğundaki aynı yanmayı hissettim ve bedenimde gözlerimi açtım.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster