/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 76.
    0
    “Neden hala oturuyorsunuz? Yemeğimi koysanıza.”

    b-“Aldığımız şeyler bayağı ağırdı. E haliyle yorulduk. Senin bedenine geçmem iyi oldu aslında. Bütün yorgunluğum kayboldu oh ne güzel.”

    “Ama açlığımı hissediyorsun değil mi?”

    b-“Evet. Ama biraz sabret.” Mal Mert hala oturuyor amk. Valla tırnağı geçireceğim. Gerçi kuyruğumla karıştırmazsam. Mert ile konuşmaya çalıştım. insanların dilini hayvanlardan konuşmak gerçekten çok zor. Sanırım birkaç şey söyleyebilirm.

    b-“M e t.” Bu kadar mı çıktı Mert’den? Ve bir o kadar da boğazım ağrıdı.

    “Daha yürümesini bilmiyorsun ama dili kullanmaya çalışıyorsun. Boşuna boğazımı ağrıtma. Seni geri göndereyim de mamamı koy.” Dedi ve geri gönderdi. Ananı gibiyim. Çok acıyor lan. Ruhuma shoryuken atıyor sanki. O da yetmedi yorgunluğuma ve kas ağrılarıma geri döndüm.

    b-“Mert. Tam bir malsın sen.”

    Mert-“Yine ne oldu?”

    b-“Lan biz ne anlaştık? Ben onu yatıştıracaktım sen de mamasını koymayacak mıydın? Oyalamaktan ciğerim soldu. En son vücudundan attı beni.”

    Mert-“Valla kılımı kımıldatacak halim yok kanka.”

    b-“Hay o kankan senin dıbına koysun. Ben hallediyorum o zaman.” Dedim ve ayağa kalktım. Hanım evladı lan bu. Mama kabını çıkardım ve bir tarafa kuru mamayı, diğer tarafa da yaş mamayı koydum. Zaten bizimki hemen yemeğe girişti. Kedi kumunu da çıkardım, aldığım kedi kumu kabına döktüm ve üstünü kapattım. Hepsini bir tane boş oda vardı, oyuncakları falan oraya koydum. Kediyi de oraya koyup kapıyı kapattım. Sonunda bir şey kalmadı. Rahat rahat içeriye geçebilirim artık. Mert uyuya kalmış bile. Onu uyandırdım ve evine gönderdim. Sonunda, evde yalnızım. Artık gönül rahatlığıyla uyuyabilirim derken miyavlama sesi geldi. Kapının arkasından miyavlamaya devam ediyordu. Off. Ne oldu ya. Ayağa kalktım ve kapıyı açtım. Yine hedef aldım ve bedenine girdim.

    b-“Ne oldu?”

    “Odada daraldım. Biraz evde dolaşmak istedim.”

    b-“Senden bir ricam var. Uyuyacağım. Lütfen miyavlama. Gerçekten uyumam lazım.”

    “Tamam tamam. Sesimi çıkarmam. Çok zor durumda kalmadıkça seni uyandırmayacağım.”

    b-“Güzel olur.” Dedim ve bedenime geri gönderttirdim. Tam uykuya dalacaktım ki tekrar miyavladı. Töbe töbe. Ayağa kalktım ve yine ona hedef alıp bedenine girdim.

    b-“Ne anlaşmıştık. Hani miyavlamayacaktın?”

    “Odamın kapısı kapandı.”

    b-“Tamam tamam anladım.” Dedim ve bedenime geri gönderttim. O shoryuken leri yiye yiye karnıma ağrılar girdi artık. Kapının önüne direk sandalyeyi koydum. Hayatta kapı kapanmaz artık. Umarım beni yine uyandırmaz. Tam yine dalacaktım yine miyavladı. Yeter lan. Kapıyı sinir küpü bir şekilde açtım ve bedenine girmeye çalıştım ama başaramadım. Sakinleşmem lazım. Sakinleş. Yine hedef aldım ve bedenine girmeyi başardım.

    b-“YiNE NE OLDU?”

    “Yanında uyumak istiyordum sadece.”

    b-“Tamam ama lütfen sana yalvarıyorum miyavlamayı bırak. Yarın işe gideceğim.”

    “iş de nedir?”

    b-“Senin ihtiyaçlarını ve kendi ihtiyaçlarımı alabilmek için zamanımdan yaptığım fedakarlık.” Daha güzel anlatamazdım.

    “Peki. Bir daha sen uyanana kadar bir şey istemeyeceğim. Çok kızdın mı?”

    b-“Biraz. Sadece uyumak istiyorum. Ve senin bedeninden her çıktığımda canım yanıyor. Onun için miyavlama da dinlenebileyim.”

    “Tamam. Seni yavaşça göndermeye çalışacağım.” Dedi ve beni gönderdi. Yavaşça. Keşke hızlı gönderseydin. Yavaş yavaş gönderince de fırında pişen yemek gibi oldum. Şu an tek istediğim uyumak. Kedi de yanıma geldi. Aslında korkmam lazım ama ondan korkmuyorum. Yani bana dost gibi. Baksana. Mert’ten bir farkı yok gözümde. Bir birey gibi. Belki de bütün hayvanlara böyle bakabilirsem korkumu yenebilirim. Ama bu sefer de Haylaus tekrar hatırlatır. Hah. Süper. Bunları düşünürken uyuyakaldım.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster