/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 76.
    0
    b-“Kutsal hayvanın mı?”

    Güvercin-“Her köprünün kutsal hayvanı olur. Babaanneminki kanaryaydı. Benimki ise Anadolu Parsı’ydı.”

    b-“Anadolu Parsı mı? ilk kez duyuyorum.”

    Mert-“Ben duymuştum. En son Anadolu Pars’ı 1974 yılında öldürülmüş deniyordu. Beypazarı ilçesinde bir köyde kadına saldırırken vurulmuş.”(Bu gerçek bilgidir bu arada.)

    b-“Ve sen bunu nereden biliyorsun?”

    Mert-“Zootekni okumak istediğim zamanlar oldu diyelim. Hem hayvanlar ilgimi çekerdi ben de araştırırdım.”

    b-“Peki sonra ne oldu?”

    Güvercin-“insanlara karşı kini vardı. Sadece bana saldırmazdı. O da bağımızdan dolayı. Onu yalnız bırakmamak için her gün yanına giderdim. Kaybolmamın bir süresi bu yüzdendi. Yani kaybolduğum zaman direk Eternal’e gitmedim. Pars ile de Haylaus’un bir görevinde karşılaştım. O an bir bağ hissettim. Ve bedenimle de yanında olmam gerekiyordu. Aslında geri yanınıza dönecektim, bir süreliğine gitmiştim.”

    b-“O zaman neden bize haber vermedin?”

    Güvercin-“Veremezdim. Gitmeme izin vermeseydiniz ben de gidemezdim. Veya siz de yanımda gelmek isteseydiniz sizi koruyamazdım. Onun için birkaç gün gidip geri gelecektim.”

    b-“Peki sonra ne oldu?”

    GEÇMiŞ (BiNNUR)

    Köyün dışındaki ormana vardığımda Pars karşımdaydı. Aslında ondan biraz korkuyordum. Ama ne de olsa bağı hissettim. O benim kutsal hayvanım. Bana zarar vereceğini sanmıyorum. Yanına yaklaştım. O da yanıma yaklaştı. Düşündüğüm gibi zarar vermedi. Bana doğru bir kere kükredi. O an korktum kabul ediyorum. Sonra inine gitti. Ben de onu takip ettim ve inine girdim. Pek güzel kokuyor demeyeceğim. Yattı ve bana doğru baktı. Ne dediğini az çok anlıyorum artık bedenine girmeden. Ama o beni anlamadığı için bedenine girmem gerekiyor. Artık zihnine girmem için elimle ok yapmama bile gerek yok. Zihnimden bir ok hayal edip direk bir hayvanın bedenine girebiliyorum. Bunu da babaannemden görmüştüm. Ölmeden önce anlatmıştı. Pars’ın zihnine girdim:

    Pars-“Neden buradasın?”

    Binnur-“Senin için geldim.”

    Pars-“Benim için gelmene gerek yoktu. insanlardan hoşlanmadığımı biliyorsun.”

    Binnur-“Ama benden hoşlanıyorsun değil mi?”

    Pars-“insan olmasaydın net bir cevap verebilirdim.”

    Binnur-“insanlardan neden bu kadar nefret ediyorsun? Bana hiç anlatmadın. Bak yanına kadar bile geldim.”

    Pars-“Benim için bu kadar uzaktan gelmene gerek yoktu.”

    Binnur-“Sen bana Haylaus tarafından emanetsin. Seni bırakamazdım.”

    Pars-“Ama Haylaus bizi bıraktı. Bütün ailem ölürken izledim. insanlar silahlarıyla sırf kürklerimiz için bizi nesillerdir avladılar. Çocuklarımızı zütürdüler, kafeslerde büyütüp derilerini soydular. Sonra da kenarda ölmelerini izlediler. Ve sen de onların türündensin.”

    Binnur-“Biliyorum. Sana ne söylersem söyleyeyim kalbini ısıtmayacak ama her insan böyle değil.”

    Pars-“HAYIR. BÜTÜN iNSANLAR BÖYLE. SEN DE ONLARDANSIN.”

    Binnur-“O zaman ben de burada seninle kalacağım. Bütün insanların aynı olmadığını anlayacaksın.”

    Pars-“Burada kalmanı istemiyorum.”

    Binnur-“O zaman beni öldürmen lazım.” Bir süre hırladı.

    Pars-“Ne kadar inatçı birisin. Ne yaparsan yap.” Dedi ve beni zihninden kovdu. Normalde baskı yapardım ama çok ani kovunca baskı yapmaya vaktim kalmadı. O da yerinden kalktı ve ormanın içine doğru gitti.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster