/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 101.
    0
    Akşama kadar inde bekledim. Ben ne yapıyorum? Ailem varken neden buraya geldim ki? Kardeşlerim benim için endişelenmiştir. Belki de onu korumam gerektiğini hissettim. Kendinden. Onun için de buraya geldim. Daha sonra karşıda Pars gözüktü. Ağzında 3 tane tavşan vardı. Ormanda avladı muhtemelen. inine girdi ve tavşanın birini benim önüme attı. Hala can çekişiyordu.

    Pars-“Ye.” Dedi ve kendi köşesine geçip diğer iki tavşanı yemeye başladı. Aslında kraker yemiştim ve tavşanı yemeye ihtiyacım yoktu. Tavşanlarını bitirdikten sonra bana baktı ve kükredi. Muhtemelen bu “Niye yemedin?” demekti.

    Binnur-“Ben böyle şeyler yiyemem.” Desem de anlamadı. Zihnine girdim.

    Pars-“Neden yemiyorsun? Yoksa sana göre çok mu vahşice bu? Bir de benimle kalacağını iddia ediyorsun.”

    Binnur-“Aslında ben aç değilim.”

    Pars-“Yani ikramımı yemeyecek misin? Tabi siz insanlar ikrama alışık değilsiniz. Hep kendiniz yemek istediğiniz için başkaları ile paylaşmazsınız. Senin de diğer inanlardan farkın yok…”

    Binnur-“Tamam ya. Yiyeceğim.” Dedim ve bedenime döndüm. Gözlerimi kapatıp ısırdım. Tadı berbat. Ama hepsini yemem lazım. Her tarafım da kan oldu. Iyy.

    2 saatin sonunda az az yiyerek hepsini bitirdim. Tek kemikleri kaldı. Onu da Pars’a verdim artık. Dayanamadım. Ağzımdan bu iğrenç tat gidene kadar Pars ın vücudunda kalacağım muhtemelen. Zihnine girdim ve:

    Binnur-“Verdiğin yemeği yedim. Mutlu musun şimdi?”

    Pars-“Bunun neden beni mutlu etmesi gerekiyor ki? Avımın üçünü de yemek varken birini sana vermek zorunda kaldım.”

    Binnur-“Sana geri verecektim sen istemedin ya?”

    Pars-“O ikramdı. Mecburi bir şeydi. Sen de artık bu inde yaşayacaksan bir şeyler avlasan iyi olur. Tek başıma ikimizi doyuramam.”

    Binnur-“Ben zaten aç değildim ki… Off ya. Boşuna yedim tavşanı.”

    Pars-“Tadı nasıldı peki?”

    Binnur-“Eti sertti ve tadı acıydı.”

    Pars-“Bence de etin yumuşaklığı ve tadı önemli değildi. Sadece vücudum beslenmek istedi ve beslendim. Şimdi anlıyor musun insanlarla bizim aramızdaki farkı. Siz insanlar zevk için öldürüyorsunuz, ama biz beslenmek için öldürüyoruz.”

    Binnur-“Ama ben hiç öldürmedim. Hem tadını sen bana sordun.”

    Pars-“Cevap vermeyebilirdin.”

    Binnur-“Gerçekten bilerek yapıyorsun değil mi? Beni bilerek mi kızdırmaya falan çalışıyorsun?”

    Pars-“Kızsan ne kadar kükreyebilirsin ki?”

    Binnur-“Sana göstereyim.” Dedim ve bedeninden çıkıp inin dışına kafamı çıkarıp tüm gücümle bağırdım. O da bana “bu da kükreme mi?” diye baktı ve o da kafasını çıkarıp kükredi. Gerçekten sesli bir kükremeydi.

    Binnur-“Bu sayılmaz. Tekrar.” Dedim ve kafamı çıkarıp tekrar bağırdım. O da tekar kükredi. Tamam. Onu geçmeme imkan yok. Desibel olarak geçiyorum ama korkutuculuk oranım 0. Bütün gece bunu yaptın. Sonunda artık boğazım ağrıdı.

    Binnur-“Tamam. Pes ediyorum.” Dedim ve yere yattım. Artık uyuyabilirim. Tam uyuyacakken geldi ve üzerime yattı.

    Binnur-“Ne yapıyorsun?” desem de anlamdı. Bedenine girdim ve:

    Binnur-“Ne yapıyorsun?” dedim. O da:

    Pars-“Sizin kürkünüz yok. Bu soğukta üşürsün.” Dedi.

    Binnur-“Ama şimdi de eziliyorum.”

    Pars-“O zaman bedenimde kal. Bedeninin ezildiğini hissetmezsin.” Dedi. Mecburum zaten. Üzerimde bu kadar ağırlık varken imkansız uyuyamam. Gözlerini kapattı ve uykuya daldı. Otomatikman ben de uykuya daldım
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster