/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 101.
    0
    Uyandığımızda Pars hemen ayağa kalktı ve vücudunu genleştirdi. Artık benim de vücuduma dönme vaktim geldi diye düşündüm ve geri döndüm. Allahımmm. Ölüyorum galiba. Her yerim uyuşmuş. Kılımı kımıldatamıyorum. Üzerime gerçekten yatmasına gerek yoktu. Bir dahaki sefere kesin dille söyleyeceğim yatmamasını. Pars bana doğru baktı ve bir şeyler söylemeye çalıştı. Bu sefer ben de anlamadım. Bedenine girdim ve resmen rahatladım.

    Pars-“Bugün bedenimden ayrılma. Sana avlanmayı göstereceğim.” Dedi.

    Binnur-“Zaten kedinin, bedeninde çok avlandım.”

    Pars-“Kedi mi? Hahahaha. Onlarla ne avladın böcek mi? Bizim avlanmamız çok farklı, zaten farkı anlayacaksın.” Dedi ve bedenimi bırakıp inden çıktık. Ne şans ki bir tavşan ile karşılaştık. Aniden sessizleşti.Çalıların arasından onu izlemeye başladı. Tavşanın her yaptığı hareketi görüyordu. Her kas hışırtısını duymaya çalışıyordu. Kediler gibi değildi gerçekten de. Ve birden üzerine atladı. Tavşan daha ne olduğunu anlamadan onu ısırdığı gibi sağa sola vurmaya başladı. Tavşan hala çırpınmaya çalışsa da faydasız. Onun ağzından kurtulmasına imkan yok. Sonunda artık kaçacak hali kalmayınca da Pars onu yere bıraktı ve etini yemeye başladı. Normal bedenimde olsaydım kesinlikle bu sahneye kusardım ama eğlenceli geliyordu. O adrenalin, o yorgunluk, o yorgunluğun sonundaki büyük ödül olan tavşan… Ama bunlar benim duygularım değil. Onun duyguları. Bir tavşan yese de doymasına yetmedi. Başka avlar aramaya başladı. O anda karşısına bir ceylan çıktı.

    Pars-“Uzun süredir Ceylan eti yemiyordum.” Dedi ve ağzı sulanmaya başladı bile. Ama bir sorun var. Köylü halka sorduğumda ormanda hiç ceylan kalmadığını kesin dille belirtmişti. Şimdi burada ceylan olması bir sorun. Üstelik ceylanın hareketini hissetmiyorum. O da hissetmiyor ama gözünü açlık bürümüş. Hemen ruh baskısı yaptım ve kaçmaya başladım.

    Pars-“NE YAPIYORSUN?”

    Binnur-“Bu bir tuzak. insanların tuzağı.” Dedim ve onu kaçırmaya çalışsam da arkamızdan kurşun sesleri gelmeye başladı. Hatta biri sağ arka ayağımızı sıyırdı. Acı bir kükreme ile kaçmaya devam ettik. ine yaklaştık ama hala peşimizden geliyorlar.

    Binnur-“Sen ine gir ben onları oyalarım.” Dedim ve bedenime geçip inden çıktım. O da ine girdi. Avcılar da beni gördüler. Her tarafım kan içinde görünce:

    Avcı-“Burada bir bayan var. Galiba kaçırdığımız pars yaralamış.” Dedi. Diğer avcılar da yanıma geldiler.

    Binnur-“Ben iyiyim. Sadece kayboldum. Aç kaldığım için de tavşan avladım ve çiğ tavşan yerken üstüm kan oldu. Sonunda birileri beni bulabildi.”

    Avcı2-“Ee Pars ne olacak?”

    Binnur-“Pars mı? Kaplan gördüm ben sanki ama.”

    Avcı2-“Nereye doğru gitti?”

    Binnur-“Şu tarafa gitti.” Dedim ve inin tam zıttı yeri gösterdim.

    Avcı-“Siz onun peşinden gidin. Kürkü iyi para ediyor onun. Ben de bu bayanı köye zütüreyim. Çok zorluk yaşamış olmalısınız.” Ağlama taklidi yaptım ve:

    Binnur-“Teşekkürler.” Dedim. Ve inden uzaklaşmaya başladım. Umarım iyidir. Daha sonra gelip yaralarını saracağım.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster