/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 101.
    0
    Pars bizi takip ediyordu. Hissedebiliyorum. Beni korumak istiyor. Ama ben iyiyim zaten. Kendini koruması lazım. Keşke inden çıkmasaydı. Arabaya vardığımızda bir çocuk aşağı indi. Ani anda Pars’ın öfkesini hissettim. Bana anlattığı olay aklıma geldi. Küçük olanları da avlayıp onları kafeste besleyip büyütüp, derilerini soyup atmışlardı. O çocuğu öldürmek istiyordu. intikdıbını almak istiyordu. Çocuğu hedef alıp üzerine koştu. Ben son anda çocuğu itmiştim ve benim omzumu ısırdı. Ve öyle sert ısırdı ki kemik kırıldı. Ağlamaya başladım.

    Binnur-“Eğer sen o çocuğu öldürürsen o sevmediğin insanlardan ne farkın kalır?” diyebildim. Bu dediğimi anlamış gibiydi. O da sakince dişlerini çekecekken bir el atış sesi geldi. Ve Pars vurulmuştu. Sonra bir kere daha, ve bir kere daha… En sonunda ise Pars’ın son kez bana baktığını gördüm. Özür dilerim diyordu. Benim hatamdı. Eğer onun kalbini insanlara karşı ısıtabilseydim bunlar olmayacaktı. Ve birden herkes dondu. Her yer siyah beyaz bir hal aldı. Haylaus gelmişti. Ve Pars’ın da ruhu yerden kalkmıştı. Canım yanıyor. Öldü. içimdeki sanki büyük bir parçamı kaybetmiş gibiyim.

    Haylaus-“Çok acı çektin. Artık huzur içinde dinlenebilirsin.”

    Pars-“Peki ya Binnur ne olacak?”

    Haylaus-“O bize ihanet etti.”

    Pars-“O bize ihanet etmedi. Ben ona ihanet ettim. O her insanın kötü olmadığını bana göstermeye çalışıyordu. Ben ise bencilce onların genç insanına saldırdım. O ise onu kurtardı. Eğer onu öldürürsem onlardan bir farkım kalmayacağını söyledi. Asıl ben ona ihanet ettim.”

    Haylaus-“Peki söyle bana. Şimdi ne olacak? Sen öldün. Kürkünü soyacaklar ve ceplerine para denen kağıdı atacaklar. Sonra eğlene eğlene o parayı bitirip tekrar para kazanmanın yollarını arayacaklar. Sen son parstın. Ve seni koruyamadı. O çocuğu korumayı seçti. Ve bu seçimiyle de yaşayacak. Onun yeri artık Eternal.”

    Pars-“Lütfen bunu yapma. En azından beni de Eternal’e gönder.”

    Haylaus-“Senin yerin benim ormanım. Onun yeri ise Eternal. Bu kural ona büyüğü tarafından öğretildi.” Dedi ve Pars’ın arkasında orman, benim arkamda da Eternal belirdi.

    Haylaus-“ikiniz de içeri girin. Ve sen insan. Senden büyük beklentilerim vardı. Beni hayal kırıklığına uğrattın.” Dedi. ve kayboldu. Pars ormana girmemek için gayret gösterse de elektrik süpürgesi gibi içine çekiyordu. Ben ise kendi rızam ile Eternal’e yürümeye başladığım için zorlamıyordu.

    Pars-“Binnur. Lütfen oraya gitme. Orası senin yerin değil.”

    Binnur-“Hayır. Ben burayı hak ettim Pars. Yaşadığımız her şey çok güzeldi ve çok eğlendim. Keşke böyle bitmeseydi. Daha seni kardeşlerimle de tanıştırmak isterdim.” Dedim ağlamaya başladım.

    Pars-“Seni oradan kurtarmak için gerekirse Haylaus’a meydan okuyup Eternal’e gideceğim. Seni oradan kurtaracağım.”

    Binnur-“Bunu yapma lütfen. Sen de Eternal’e gelirsen bu omzumdaki yaradan daha çok acıtır. Elveda.” Dedim ve portalden içeri girdim.

    Pars-“Dur, bekle.” Derken de portal kapandı ve eziyetim başladı.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster