1. 101.
    0
    gün 5

    açlıktan ölmek üzereyim. hiç bu kadar çaresiz hissetmedim. hani derler ya insanın başına bi açlık gelmesin diye, aynen öyleymiş. bunca vakit dolabımdan dolup taşan, orduyu doyuracak yemek hiç yanımda yoktu. oltamı kurmak için envanterime girdiğimde bir şey fark ettim. son ender sandığım oradaydı. düşünün, içindeki yemeklere nerede olursam olayım ulaşabilirdim. ama yapmadım bunu. çünkü bu sandığı buraya bırakırsam bir daha geri alamazdım. boşu boşuna kullanmış olurdum. açlıktan ölsem yine kaybedecektim o sandığı, ama yine de bu riske girmeye değerdi. şimdi ormanda hiçbir şeye takılmadan koşuyordum. hiçbir hayvan yoktu, tavuklar dışında. tavuk yiyemezdim, zehirlenebilirdim onların çiğ etinden ötürü, ve zehir şu an son tahammül edeceğim şeydi. iyice ilerledikten sonra büyük bir su kütlesine rastladım. hiçbir şey düşünmeden oltamı attım. her tuttuğum balığı anında mideme indirdim. bir-iki saat kadar sonra tamamen toparlanmıştım

    kafam yerine geldiğinde (ve daha fazla balık tuttuktan sonra) haritama baktım. burası adadan geldiğimde ilk ayak bastığım yerlerdi sanırım. biraz sonra ilk ayak bastığım noktayı buldum. denizden çıkmak için üst üste yığdığım bloklar, ortasından kesilmiş bir ağaç, burası insan eli değmiş bir yerdi! aylar önce açlıktan son anda burada kurtulmuştum, upuzun bir deniz yolculuğu ardından, yine oltam yoktu o vakit. Deja vu dedim kendi kendime. Demek ki ölmek için o kadar büyük bir okyanusa gerek yokmuş, insan ufak bir ormanda dahi açlıktan kırılabilirmiş. okyanusa varmanın sevinç ve ormanı tüketmenin hüznüyle yolumu doğuya döndürdüm, o yönde bir orman daha vardı, ama yol uzundu ve arada geçilmesi gereken bir göl vardı

    (şu eski capsi buraya yine koyayım, geçtiğim orman ve doğudaki diğer orman mevcut: http://imgim.com/8141incik5632823.png )
    ···
  2. 102.
    0
    5. günün gecesi
    bu gece uyumadım. ufak bi çöl macerası yaşayayım dedim. çöller düz araziler, kum gök ile yeri birbirinden kesin çizgiye ayıran bir renge sahip, yaratıklar gün gibi meydanda, yani kolayca gezebileceğim bir yer (emektar yayım sayesinde). böylece kolay bit şekilde çölün sonuna kadar gittim. gün ağarırken botumu inşa etmeye başlamıştım

    6. gün

    botum tamam, karşı kıyıya geçiyorum. denizde yine yalnızca mürekkep balıkları kol geziyor. karnım aç değil, oltam süper iş gördü, ayrıca üzerimde bir iki olta yapmaya yetecek ekipman var. hem evime daha yakın sayılırım. ufukta yeni orman gözüküyor, ve ben de demir atıyorum. haritam olduğundan rahatça ilerleyebilirdim. böylelikle ormanın orta kısımlarına vardım. ormanın ortalarına doğru bir yerde yosunlu taşlara rastladım, stronghold'dan beri bu taşa rastlamamıştım. yapının etrafını gezdim, burası besbelli bir orman tapınağıydı. üst katı bomboştu. alt kata indim. içeride şalterler ve oklu düzenekler vardı. şalterlerin bir puzzle olduğunu anladım. kendimce bir sıra tutturdum ve yan odaya geçtim. sandık oradaydı. ona doğru yürürken ayağımın bir şeye takıldığını hissettim, yerde tuzak vardı! hemen yana kaçtım, oklardan bir tanesi bacağıma isabet etti, diğerleri ıskaladı. hemen şalter düzeneğini biraz daha farklı bir şekilde düzenledim, yandaki odaya daha temkinli girdima. sandığın içindeki altınları ve kemikleri alıp gerisin geri kaçtım.

    çalıştırdığım düzenek üst katta bir hareketlenme oluşturmuştu. merdivenin sol tarafında ufacık bir oda vardı aslında. bu odada da yine altınlar olan bir sandık buldum. o sandığı da yağmaladım.

    günün sonuna doğru botumla evimin olduğu yöne doğru yelken açmıştım, ellerimde oldukça fazla altın, odun ve tapınağı paramparça ederek elde ettiğim oldukça fazla yosunlu taş. bunlarla evimin etrafında duvar örebilirdim, normal taşlarla yapacağım duvara süslü güzel bir ek olacaktı.
    ···
  3. 103.
    0
    7. gün

    duvarları ördüm. çok taşaklı oldular. bugün yukarıda multiplayer fotosunu verdiğim ağaç evin aynısından yapmaya koyuldum. caps vereyim: http://imgim.com/6589incif8375710.png (bu şelale sistemi çöp itemleri atmak için, ve hızlıca aşağıya inmek için daha iyi oldu multidekine göre.

    içeriden de bi caps vereyim: http://imgim.com/2013-03-12_143110.png

    multiplayer evimde merdiven kullanmıştım, bunda daha doğal bi hava veren sarmaşık kullanıyorum. arada bir sarmaşıklar sağa sola büyürlerse kırpıyorum tabii ki, sonuçta ağaç evdeyiz, biraz da bakıma ihtiyaç var. ağaç evde cama gerek yok diyenler için, fancy grafiklerde gerek yok aslında ama ben bulunduğum ortamda cam olmasını seviyorum, tamamen kapalı olmak iyi değil (beni takip edenler bilir, oyunda klostrofobim azıyor sürekli * ). giriş kısmı bu şekilde, böylece direktman içeri girilebiliyor trapdoor'lar aracılığıyla. ayrıca karşıdaki chest dışında ormanda kaybolup gitmesine göz yummadığım ender chest'imi ağaç eve koydum, böylece acıktığımda aşağıya inmek zorunda kalmayacağım.

    böylelikle yeni günün ilk saatlerine doğru güzel bir evim daha oldu, evimin hemen arkasında, %100 süs amaçlı ancak oldukça güzel.
    ···
  4. 104.
    0
    @157 açıldı kapandı be panpa. senaryoya sizleri de katmak isterim tabii neden olmasın, bu aralar oynayışım da anlatışım da yavaşladı, zaten bir çok şeyi yaptım amk dünyasında, tek başına da canım sıkılıyor. şu oyuna bi kişi gelecek olsa yemin ederim bi 7 sayfa daha hikaye yazarım

    8. gün

    bugün emektar madenimin girişini düzledim. birkaç fırını içine lav doldurduğum kovalarla yaktım. eğer yakınlarda lav kaynağınız varsa kömür kullanmanıza gerek yok arkadaşlar, bu lavlar yine bedava ve rahat bulunabilir olmalarının yanında 1000 saniye yakıyorlar fırını. yaktığım fırınlara kırdığım taşları atıp ilk günkü gibi sağlam, göze hoş görünen bir sürü taş yaptım. madenden içeriye doğru bir oda yaptım. evimin surlarını da madeni kapsayacak şekilde genişlettim. önceden aynı madenin girişlerinden bir tanesi surlarımın içine denk geliyordu, ama oradan canavarlar saldırdığı için kapatmıştım. şimdi surlar içerisinde yarattığım giriş, orta dünya'daki cücelerin yaptıklarına benzer bir şaheser olacaktı etrafı ışıklandırdım, kazmaya devam ettim. yeterince düz bir arazi oluşturduktan sonra fırından aldığım sağlam taş parçalarıyla önce mağara tabanını, sonra duvarları olmak üzere güzel bir salon yaratmaya başladım
    ···
  5. 105.
    0
    9. gün

    mağara girişi bir yere kadar uzanıyordu. mağaranın kıvrımlanmaya başladığı yere bu dev salonun çıkışını oluşturdum. mağaranın duvarlarına bitişik birkaç kolon diktim, yine mağara tavanında eski bir çok yapıda görebileceğiniz bant tarzı yapılar oluşturdum, bu da sanki el yapımı mağaramı ayakta tutan sütunlar varmış gibi gerçekçi bir hava kattı mağarama. aslında anlayacağınız gibi yine süsle uğraşıyordum, tek başına olduktan sonra bu kadar şaşalı bir yapıya hiç gerek yoktu. ama yapıyordum işte, sonuçta bu dünyadan kurtulmaya veya bu dünyaya birilerinin daha düşmesine dair inancım yoktu hiç.

    şimdi yine adamı hatırladım. adada bol miktarda yiyecek vardı, aynı zamanda çamurdan yaptığım evimin temelleri duruyordu. ama yeni birisi gelse kesinlikle orada yapamazdı, çünkü bir ağaç dahi yoktu. ve en yakın toprak parçası yüzmek için fazla uzaktı. ya benden sonra birileri geldiyse ve mahsur kaldıysa? adama geri dönmeliydim, ve buna bakmalıydım. bu sefer yanıma bolca ağaç fidanı alacaktım, ve bu fidanları oraya dikecektim. yaptığım ağaç evin aynısından bir tane de oraya yapacaktım. birileri gelir diye hangi yöne gittiğimi de işaretleyecektim, insanlar için oraya pusulalar, haritalar bırakacaktım. bir ender gözü daha bulmalıydım, o adaya da bir ender sandığı yerleştirmeli ve iki toprak parçasını bağlamalıydım birbirine
    ···
  6. 106.
    0
    10. gün

    bugün yolculuk kararı aldım. (oyunda hile kullanmaya pek iyi gözle bakmıyorum, ama olur da kaybolurum, her şeyimi kaybederim korkusuyla evimin koordinatlarını kaydettim, teleport hilesi multide de göz yumduğum tek hiledir, bilirsiniz pvp serverlarında bile warp var). en azından siz benim o şerefsiz okyanusu geçtiğimi bileceksiniz. tabii bu gidiş yolu için geçerli değil. adamın koordinatlarını bilmiyorum, orayı kendim bulmalıyım. keşke portal'ları böyle yolları kısaltmak adına kullanabilsem. bunu becerenler varmış, fakat ben uğraşmayacağım

    oyuna ilk başladığımda 9 günde tropik bölgeye varmıştım adadan. bugün tropikten çıktım ve tüm yolculuğum 6 gün falan sürdü (arada bir duraksamadım bu sefer, aynı zamanda daha hızlı gidebileceğim iksirlerim vardı).

    16. gün

    tan yükselirken ileride kumdan sarmallar gördüm, bu benim adamın kuzey yakasındaki tipik özelliğiydi. aç değildim, yolda daha önce bahsettiğim ufak adalarda hep balık tutup pişirmiş, evden getirdiğim azığımı kullanmıştım. ve şimdi ufak adamdaydım yeniden. ilk işim evimi bulmak oldu. yukarıdaki tepede kerbin evim bulunuyordu. evimi parçaladım. getirdiğim taşlar ile (madeni yaparken bolca elde etmiştim) derme çatma bir ev kurdum. asıl hedefim bahsettiğim ağaç evi yapmaktı. kırpma aletim vardı, biraz odun ve ağaç yaprağım da vardı, ama yetmezdi. bu yüzden adada biraz ağaç büyütmeliydim. ilk işim getirdiğim ağaçları dikmek ve elimde olan tüm kemiklerle onları gübrelemek oldu. büyük miktarda odun, yaprak ve yeni fidanlarım vardı artık. ancak tüm bu ekme dikme işlemleri beni yormuştu. acıkmıştım da. yanımda getirdiğim azığı bitirdim. yeni yaptığım ender sandığı da yeni ağaç evimde olacaktı, bu yüzden dokunmadım sandığa, zaten anlattığım gibi benim adam hayvan bakımından çok ama çok zengin bir adaydı
    ···
  7. 107.
    +1
    17. gün

    bugün sazı elime aldım, geçenki evden aldığım tecrübeyle bu sefer evi yarım günde tamamladım, iç dizaynı haricinde tamamen aynı oldu diğer evimle. bu evde 4 yatak vardı ranza şeklinde ( http://24.media.tumblr.co...73i86DKR1qh7brho1_500.png böyle bir görüntüsü var, caps bana ait değil). neden olduğunu biliyorsunuz, ilerde birileri yanıma düşecek olursa burada kalabilirdi.

    adada canım hiç sıkılmıyordu. günün geri kalanını keşfe ayırmak istiyordum. adamın hemen altında bi adet zindan buldum. zombileri öldürüp bazı ganimetler elde ettim. orta büyüklükte bir tarla oluşturdum. domuz-inek beslemeyecektim burada, ama kendime has tavuk kümeslerimden bi tanesini inşa ettim. gece basmak üzere olduğundan tutup tavuk aramadım, ama bu gece bolca gübre elde etmek için iskelet avlamayı planlıyordum.

    iskelet avı güzel geçti. öldürdüğüm bir zombiden patates de düştü. bu patates ile adada oldukça iyi beslenebilecektim. gübre çok güzel bir şey. anında büyük oranda mahsül kazanabiliyorsunuz (gerçi son güncellemeyle birlikte ağır bi darbe indi buna, artık ürünler bi tıkla büyümüyor, bazen 4-5 tane bile gübre harcamak zorunda kalınıyor. yine de hızlı ve güneşe bırakmaktansa ödenecek bir bedel, sonuçta iskelet öldürmek kolay).
    ···
  8. 108.
    +1
    herkes mi bıraktı amk okumayı * serverimiz açılmış 1.4.7 versiyonu olanlara, ama domuz çiftliği talan olmuş, amk iki elinizle bi creeper doğrultamamışsınız. alın elinize yay uzaktan uzaktan gibertin muallakleri. patladığı gibi bıramışlar etrafı, insan bari üstünü örter, milyon tane domuz vardı hepsi kaçmış.
    ···
  9. 109.
    +1
    server niye hala eski versiyon beyler, onu ayarlayıp tekrar başlasak süper olmaz mı?
    ···
  10. 110.
    0
    http://www.9minecraft.net...aft-version-changer-tool/

    @167 bu daha güncel link panpa, ama biz değiştireceğimize server değişsin amk

    edit: bi işe de yaramadım amk programı. neyse
    ···
  11. 111.
    0
    server uçtu aynen.. 1.5.1 e uygun yapın serveri hem 1.5 ler de girer...
    ···
  12. 112.
    0
    serverlar uçtuğundan beri buraya pek yazasım kalmadı ama belki devam ederim, hoş devam eden kimse kalmadı amk
    ···
  13. 113.
    0
    18. günden devam ediyorum beyler uzun bi aradan sonra. takip eden kaldıysa tabii

    adamda hayat sakin geçiyordu. bahsettiğim tarladan tavuklarım için yem (ki bi süre sonra gerek kalmayacak, çünkü benim tavukları beslediğim sistem yarı otomatik işliyor, bi süre sonra elde ettiğim yumurtaları, tavukları atmaya bile başlıyordum), kendim içinse bolca patates üretebilirdim. zaten ağaç eve koyduğum ender sandığındaki yemekler de bana yeterdi, ama olsun. sonuçta bu adayı gelebilecek birileri için tutuyorum

    ender sandığının içine elimdeki son diamond'larla bir adet diamond kılıç koydum. adaya birileri geldiğinde bunu hemen alacaktı, bu da benim yalnız olmadığımı işaret eden bir sinyaldi. aylardır overworld'de olduğum için ufak çaplı, zekice fikirler üretme kabiliyetim gelişmişti ki bu da onlardan biriydi.

    artık ada tamamen düzenine oturmuştu, eski evime dönmek istemiyordum niyeyse. yaratık ve her türlü hayvan spawn olabilecek kadar geniş (ki okuyanlar bilir, benim bulunduğum koskoca kıtada bile bi tane inek yok, benim beslediklerim hariç), her türlü bitkinin artık var olabildiği, yaşam kaynaklarının sınırsız olduğu bir yerdi. madenler azdı tabii, ama okyanus tabanına doğru kazınca her türden madde elde edebilirdim. ama gözüm farklı yerlere bakıyordu artık...
    ···
  14. 114.
    +1
    19. gün

    bilenler bilir, evim adanın kuzey yakasında ve evime gitmek için 7-8 gün kadar süren işkenceli yollar gidiyorum. sırf bunu çekmemek için adamın ve evimin koordinatlarını bi köşeye yazmıştım, ancak herhangi bi hile yapmadım daha bu konuda, ve mecbur kalmadıkça da yapmam. ama köşede koordinatların olması insana güven veriyor. işte bu güven ile bu sefer adamın güneyine doğru yolculuk yapmaya karar verdim. evet, okyanusun ortasındaki adamdan yine bir macera uğruna ayrılıyorum (bu sefer tam teçhizat). bu sefer amacım şunu öğrenmek, acaba oyunun başında kuzeyi değil güneyi seçseydim nelerle karşılaşırdım. acaba uzun uzun denizler aşmama gerek kalmaz mıydı? daha bereketli (ineği de olan) topraklar mı bulurdum. adamla ana kadar arasında 1 günlük mesafe mi olurdu? zamanında stronghold bulmak için o kadar kasmaya gerek kalmaz mıydı? tüm bu soruların cevapları için bugün güney yakasından yola çıktım.

    yolda yine her şeyle karşılaşabilirdim. ufak takım adalardan belki yine benim asıl evimin bulunduğu gibi devasa adalar zincirlerine kadar. belki de gerçek bir kıtayla karşılaşırdım ve günlerce deniz görmezdim (bu şimdiye kadar hiç olmadı, orman derinliklerinde kaybolmam dışında her daim bi köşede balık tutacak bir deniz vardı). yolculuğumun ikincil görevi ise bir mantar biyomu bulmaktı. end'den sonraki ikinci günümde (6. sayfa) bahsetmiştim. yolculuğumda belki bundan bulabilirdim. bulamazsam ilerde okyanusu batı ve doğu yönlerinde de aşmak ve incelemek istiyorum, umarım bunun zahmetine katlanmam)

    edit: mantar biyomunda oynamak isteyenler http://www.youtube.com/watch?v=IMDDN89AVgY

    yeni oyunda seed kısmına "lost" yazın, large biomes seçeneğini de işaretlemeniz lazım. gerisi videoda
    ···
  15. 115.
    0
    her zamanki gibi yolculukla geçen günlerimi madde madde listeleyeyim

    -20. günde adam çoktan gözden kayboldu ve herhangi bi kara parçası görmedim. adadan ayrılırken bir sürü tavuk eti aldım, ama arada balık tutmayı ihmal etmiyorum

    -21. gün balıklarımı pişirebileceğim birkaç blokluk ufak bi kara parçası buldum, fırınımı kurdum, elimde kalmış birkaç kömürle pişirdim. elimde kömür veya daha kaliteli bi yakacak kalmadığı için sadece canım sıkılırsa balık tutacağım bundan sonra, zaten çok fazla yemek var.

    -22. gün, hala sudayım, keşke bi tane daha ender sandığı yapsaydım dedim, çünkü yeni gittiğim yerde ev kurarsam ada ve kuzeydeki evim arasında item alışverişi yapardım. ama kim uğraşacak şimdi obsidian bulmakla, ardından gidip ender gözü yapmakla. nether'e gitmem lazım bunun için, bunlarla vakit kaybedemezdim.

    -23. gün yemek stoğum yarılandı. bu da demekti ki bu saatten sonra ileriye gittiğim her an ada benden iki katı uzaklaşacaktı, tekrar balık tutmaya başladım

    -24. gün bi ada buldum. biraz kömür ve odun depoladım. odunların bi kısmını işledim, bi kısmından odun kömürü yaptım. ne olur ne olmaz diye bi bot daha yaptım ayrıca. ve güneye doğru devam ettim
    ···
  16. 116.
    0
    @176 valla ben o kadar sıkıldım ki bu başlık tamamen onun eseri. yaşadıklarımı, yaptıklarımı birileri görmezse çıldıracağım amk yalnızlıktan. baksana sırf muhabbet olsun diye adada falan başkalarına ev yapıyorum, single player oyununa sanki birileri gelecekmiş gibi.
    ···
  17. 117.
    0
    25. gün

    benim için devrim niteliğinde olacak bi gün olabilirdi bu gün aslında. ama ufak bi devrim oldu. bugün daha önce görmediğim bi toprak çeşidiyle karşılaştım, miselyum! yani bir mantar biyomu bulmuştum. biraz daha ileri gittiğimde vadi biyomu gibi bir miselyum tepesi gördüm. adaya yaklaştığım kuzey yakasına demirledim botumu, tepeye tırmandım. en yüksek kısma geldiğimde önüme baktım, çok ufak bir düzlük, benim evimin önüne kurduğum mantarlardan sadece 5-6 tane, ve tabii ki sırtında mantar olan kırmızı beyaz inekler: http://www.minecraftguide...ads/2012/06/mooshroom.gif

    efsaneler yine doğrulanmıştı. burada ev kurabilir miydim bilmiyorum, çok küçük bi adaydı. inekleri keşke buradan alıp zütürebilme şansım olsaydı, ama o da yoktu. ama onlardan bol bol mantar çorbası sağıp etlerinden yararlanabilirdim. bu adalar aslında yaşamak için bire birdi, fakat zaten yalnızdım ve daha da ufak bir yere sıkışıp kalmak istemiyordum. bu biyomum bi özelliğini daha keşfettim, mantar adaları ve onun altında kalan bütün madenlerde gece veya gündüz hiçbir çeşit hayvan spawn olmuyor. sadece mantar ineği. yani %100 korunaklı, ölme riski sıfır (aptallık edip tepelerden veya madenlerde lavlara düşmezseniz). keşke yanımda birileri daha olsa diye düşündüm. bu biyomda yaşanabilirdi güzelce. ama overworld'de kaldığım uzun süre içerisinde çok az zamanlarda sıkılmama rağmen end'den sonraki 25. günümün sonuna doğru bu ufak ada bana daha da dar geldi.

    26. gün

    bu günü özet geçiyorum, çünkü bu gün bu ufak adanın tepesini düzleyip burada olduğumu belirtecek derme çatma bi ev yaptım, yatağı bile yoktu. ardından birkaç tabela koyup tekrar adama doğru geri dönüş yoluna koyuldum.

    ---ikinci bölümün sonu---
    ···
  18. 118.
    0
    @180 amk para toplayıp server mı alsak yoksa aramızdan en işsizini seçip hamachi server mı açsak bilemedim panpa herkes tek sıkıcı diyor
    ···
  19. 119.
    0
    @182 olmuştu gönlü zengin whatdedingulum panpamız, minecraft update olunca gibi tuttu server

    sonra açıldı bi ara. bi baktım benim domuz çiftliğini dağıtmışlar her taraf domuz olmuş amk. tarlayı da gibmiş biri. creeper'lara sarılmaya çalışıyorlar amk, ben de oynayamadım ki avlayayım okla :D
    ···
  20. 120.
    0
    @184 zengin panpalarımızı bekliyoruz hala panpa olay o. ben hala salak laptopumla devam ediyorum oyuna falan, kendi sistemim olsa bi cesaret hamachi server'ı kuracağım da beyler olmuyor
    ···