/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    +2
    Kasım ayına geldiğimizde bir Cuma günü okul çıkışı Melike'nin babası gelmiş, kapıda bekliyordu. Tabii Melike yanına gidene kadar babası olduğunu bilmiyordu kimse, babası beni çağırdı yanına ve bana teşekkür etti Melike'nin derslerine çalışmasına yardımcı olduğum için. Kendine dikkat et dedi, Melike'yi bindirdi arabaya ve gittiler. El bile sallayamadım Melike'ye korkudan, babası amk, 14 yaşındayım giberdi valla.

    Aralık ayında Melike'nin doğum günü varmış, geçtikten sonra söyledi bize ve biz de ufak da olsa geçmiş doğum günü hediyeleri aldık ona, verdik sınıfta topluca ve kız çok sevinmişti buna.

    O sene sıra altından el ele tutuşa tutuşa, gizli saklı sevgilicilik oynarken bitti. Evet, gerçekten sevgilim olmuştu, zamanla birbirimize karşı olan konuşmalarımız değişmiş, her şey iyi gidiyordu. O senenin yaz tatilinde babasının kansere yakalandığını öğrendim, akciğer kanseri.
    ···
  2. 52.
    +2
    O günün akşdıbına kadar ders çalıştık, yarım kalan konularımızı bitirdik. Ama aynı zamanda Eda'nın sormuş olduğu "Hiç öpüştünüz mü" sorusunun cevabını da evet olarak değiştirmişti Melike.

    O gün çok mutlu bitmişti ikimiz için, bende ilk defa bir kızı dudağından öpmüş olmanın şaşkınlık & mutluluğu vardı ve o hissin tarifi yoktu. Günler geçtikçe artık okuldakiler de öğreniyor, bizde takmamaya başlıyorduk etrafta söylenenleri ve rahat rahat el ele tutuşup dolanıyorduk her yerde. Kimden, neden korkalım ki?

    Melike'nin doğum gününe 4 gün kalmıştı, heyecanlıydım ama ona ne almam konusunda kararsızdım, o dönemler aldığım harçlık haftalık 20 lira, 20 lira ile ne alınır ki? diye düşünüyordum sürekli. O günün çıkışında Melike'yi evine zütürürken bir dükkanın önünde durdu, ben de merak edip neye göz diktiğine baktım orada. Çok güzel gözüken, beyaz, böyle yakaları bol tüylü müylü bir yelek. Gerçekten çok güzeldi, o an beynime şimşekler çaktı, doğum günü hediyesi olarak onu alabilirdim. Çünkü kendisi de baka kalmıştı o güzel yeleğe. "Hayatım çok güzel ya ben bunu kesin alırım" dedi bana, al al diyebildim sadece ama içimde hep ondan önce alıp, doğum gününde hediye olarak verme düşüncesi vardı.
    ···
  3. 53.
    +2
    Melike bana fısıldayarak kağıdı okuyup okumadığımı sordu, başımı sallayarak evet, okudum dedim. Gözleri parladı birden, şaka değil miydi o? diye düşündüm. Gerçek miydi acaba?

    Eda Melike'nin bana fısıldadığını görünce "Oo ben gideyim siz konuşun özel konuşacak şeyleriniz var belli ki" dedi ve sinsi bir gülümseme atarak ayrıldı yanımızdan. Tam o anda zil çaldı, Melikeyle beraber sınıfa gittik, benim sırtımda çanta tabii geç kaldım okula. Sınıfa Melike ile beraber girdiğimi gören iddia tayfasının yüzü düştü, benim kazandığımı düşünüyorlardı ve bu onlara adam başı 3 jetona patlayacaktı(Atari salonu).

    Geç kaldığım için en arkadan bir arkadaşı en öne, benim boş sırama almışlardı ve oturabileceğim tek yer Melike'nin yanıydı. Geçtim oturdum, dersi dinledik notumuzu aldık ve sınav zamanları söylendi o gün. Okul çıkışı anlaştık, 2şerli gruplar halinde sınavlara çalışacaktık tenefüslerde. Ben Melike ile çalışacaktım ve hala daha anlam veremediğim mutluluk vardı içimde.
    ···
  4. 54.
    +2
    Dükkana gittik, babam güzel pazarlık yaptı, oğlum sevgilisinin doğum gününe bu yeleği almak istiyor falan dedi, 70 liraya bağladı yeleği. Güzelce paket yaptırdık, Melike'nin sevdiği renklerde. Ben çok mutluydum, hem onun seveceği bir şeyi hediye olarak almıştım hem de ona aldığım ilk ciddi hediyeydi. Babam da tabii beni övmeye devam etti yolda, aslan oğlum büyümüş sevgilisine hediye alıyor bak sen falan. Sanki 10 yaşında çocuğum, 17mdeyim amk.

    Ertesi gün her zaman olduğu gibi kapıda bekledim, Melike okula üzgün geldi? Baya baya üzgündü hem de, ne olduğunu sorduğumda "gitmiş" dedi, ne gitmiş diye sorduğumda dün beğendiği yeleğin satılmış olduğunu söyledi. Üzülmemesi gerektiğini, sırf bir yelek için üzülmenin çok saçma olduğunu söyledim, haklısın dedi sarıldı bana. Beraber okula girdik, ilk dersi bitirdik. Tenefüste sınıfta sadece biz vardık;

    M: Hayatım biliyor musun birbirini seven insanlar ilişkiye girebilirmiş.
    N: N-nasıl yani? ilişki derken?
    M: Yaa ilişki iştee (güldü)
    N: (bir şey diyemedim)
    M: Seni seviyorum(ufak bir öpücük kondurdu)
    N: B-bende seni seviyorum

    ilişkiye girmek? Ben hazır değilim ki!

    Melike, annesini akrabasına göndermiş doğum günü için evde kutlama yapacak diye. Sınıf arkadaşları ve ben topluca doğum gününde evine gittik, herkes hediyesini verdi, ben vermedim. Yalnız kaldığımızda, en son vermek istiyordum hediyesini.
    Bir kaç saat içinde yavaş yavaş ev boşalmaya başladı, en son kişi çıktıktan sonra kaldık başbaşa, oturduk koltuğa ve "Ben hediyemi vermek için herkesin gitmesini bekledim" dedim. Kalktım, aldım hediyeyi poşetinden çıkardım "Doğum günün kutlu olsun, hediyeni beğenir misin bilmiyorum ama vermek istiyorum. Hayatıma girdiğin için, bana mutluluğu yaşattığın için teşekkür ederim. iyi ki varsın ve iyi ki doğmuşsun, seni seviyorum" sarıldım ona ve hediyesini verdim.

    Açtı paketi, o yeleği görünce gözleri doldu, bana öyle bir sarıldı ki, kalp atışlarını hissettim resmen. "Demek sen aldın bu yeleği, peki. Ama buna hiç gerek yoktu, doğum günümde hediye beklemem ben, özellikle senden. Yanımda olduğun her an, benim için zaten hediye. Seni seviyorum" dedi ve öpüşmeye başladık.
    ···
  5. 55.
    +2
    sonra yazarsin kafa acma bu saatte
    ···
  6. 56.
    +2
    O öpüşme iyice ileri gitti ve hazır değilim dediğim ilişkiyi yaşadım, milli olmuştum o akşam. Melike artık bakire bir kız değildi ve "benimdi". Detaylandırmayacağım, bende kalmasını istiyorum.

    O gece muhteşem geçti, gecenin bir vaktinde evime dönemeyeceğim için o gece orada kaldım. Annesinin 2-3 gün gelmeyecek olması fırsattı, o yüzden rahattık ikimizde. Babama da doğum günü kutlamasından sonra bir arkadaşımda kalıp ders çalışacağımı söyledim.

    Sonraki gün okulda ikimizin de yüzü gülüyordu, bu sefer farklı bir gülmeydi bu. :')

    ikimiz de o gün aptal gibiydik, dün gece olanlardan sonra ikimizinde kafasından geçen şey " Ne işimiz var bizim burada" muhtemelen buydu. Melike'nin üstünde aldığım ve beğendiği yelek oldu sürekli, giymekten büyük mutluluk duyuyordu. ikinci dönem başladığında nedense herkes bizim beraberliğimizi konuşur oldu, birbirinden hoşlanan kişilere bizi söyleyip/gösterip konuşuyorlardı ve bundan oldukça mutluyduk.
    ···
  7. 57.
    +2
    Bir kaç günü hastanede geçirdik, arada annemle babam torunlarını görmeye geldiler ve gittiler, onlar da en az bizim kadar mutluydu bu duruma. Artık hastaneden çıkma günü gelmişti, hastaneden çıktıktan sonra babam arabasıyla geldi bizi eve kadar zütürdü. Ben halen daha kendimi tam olarak toparlayamamışken Melike beni unutmuştu ilk 1-2 hafta, hiç bana bakmıyordu bile amk, sanki yoktum ben o evde.

    Ben okulu falan gibtir ettim, çalışmam gerekiyordu benim. Artık evde 2 değil 3 kişiydik, o zaman çalışmak üniversiteden daha mantıklı gelmişti bana. Çevre yardımıyla fazla zorlanmadan günde 7 saat çalışabileceğim bir iş buldum, Pazartesi - Cuma. Cumartesi ve Pazar çalışmayacağım bir iş.
    Çocuk ilk başta geceleri uyutmadı, resmen gündüz uyuyan gece dolaşan olmuştuk anasını satayım, ama olsun kızım için değerdi uykusuz kalmam.
    ···
  8. 58.
    +2
    9 ay 5 gün

    O gece sabaha karşı doğum sancıları başladı, ben uyumadığım için hazırda bekliyordum tabi, taksiyle direkt hastaneye gittik, ambulans arayıp bekleyecek zamanımız yoktu. Doğumhane'ye aldılar, bekle babam bekle hiç kimse yok, ne gelen var ne giden. Kafayı sıyırmak üzereyim oranın kapısında. Bir süre sonra içeriden doktor çıktı nihayet ve ağzından şu kelimeler döküldü "Gözünüz aydın, nur topu gibi bir kızınız oldu, eşinizin de durumu kritik değil, doğum sorunsuz şekilde başladı ve bitti. Hayırlı olsun"

    Lan baba oldum baba! Kalp atışlarım muhtemelen olması gereken oranı 20-30 kat aşmıştır o anda. Kapının arka tarafında eşim ve kızım var! Ellerim titriyor, sakinleştirici istedim en sonunda. Yaren'i küveze aldılar, eşimi de odaya aldılar. Ama bir süre yanına girmeme izin vermediler.

    Doktor bana onları söyledikten sonra gözümün önünden aktı gitti her şey, onunla tanışmam, olanlar, bu noktaya gelmemiz, bana hamile olduğunu söylemesi..
    ···
  9. 59.
    +2
    Tabi onunla ilgili hiç bir şey bilmediğim için hangi hastanede olduğunu bilmiyordum ve yanına gidemiyordum. O dönemde cep telefonumuz yoktu, arayamıyorduk da. Melike koskoca 3 gün okula gelmedi, Pazartesi, Salı ve Çarşamba günleri onsuz geçti.
    Salı günü bizim iddia tayfasından biri Melike'yi sorduğunda farkında olmadan bağırıp "Beni yalnız bırak" dedim, tüm sınıf birden bana baktı ve ben ne olduğunu anladığımda pardon diyip sırama geri oturdum.

    Neden? Neden Melike'yi düşündüğümde veya ondan bahsedildiğinde kalbimin atışı hızlanıyordu ki? Abi çok saçma, neden?

    Perşembe günü okula gitmek istemedim, hasta numarası yaptım babam yemedi. Keyfim yoktu, Melike yoktu çünkü. Babamın zorlamasıyla o gün okula 1 ders geç gittim, tam teneffüs zamanında okula girmiştim ki duvar dibinde Eda ve Melike'yi gördüm. O nasıl bir sevinç bendeki? Hiç kimse, biri ne der ne olur diye düşünmeden koşa koşa gittim ve Melike'ye sarıldım. Eda'nın o an bana bakışını asla unutamıyorum, şu zamanki deyişle "Nabıyon sen dıbına koduğum" der gibi bakıyordu. Ağzımdan çıkan ilk kelime "iyi misin" oldu, biraz geri çekildim ve özür diledim aniden sarıldığım için.

    M: Ben iyiyim, teşekkür ederim. Babam rahatsızdı, onu hastaneye kaldırdık o yüzden gelemedim. Sarıldığın için de teşekkür ederim, kendimi iyi hissetmeme sebep oldun.

    Ben, o an bendeki, daha doğrusu içimdeki hissin tarifini asla yapamam.
    ···
  10. 60.
    +2
    Fiyatına çaktırmadan bir bakayım dedim, 78 lirayı gördüm. Benim 1 ay para harcamamam lazım ki o yeleği alabileyim, iyi hoş güzel ama doğum günü 4 gün sonraydı! Melike'yi evine bıraktıktan sonra hüsain bolt gibi eve koştum direkt, babamın gelmesini bekledim, anneme henüz söylemedim. Babam eve geldi ve direkt önüne çıktım;

    N: Baba benim 80 liraya ihtiyacım var
    B: Ne o lan hayırdır ne yapacaksın 80 lirayı
    N: Biliyorsun 4 gün sonra Melike'nin doğum günü var ve ona çok beğendiği bir yeleği almak istiyorum, 78 lira.

    Normalde babamdan para istemezdim verdiğinden fazla, o güne kadar ilk kez fazla para istedim. Babam az bekle dedi, geçtim odama mal gibi oturdum bekliyorum. Vereceğinden hiç ümitli değildim açıkçası. Babam kapıyı tıklattı, içeri girdi ve "Hadi gel gidiyoruz" dedi, nereye dedim o yeleği alalım dedi.
    ···
  11. 61.
    +2
    Melikenin babasını kaybetmesinin üstünden çok uzun süre geçti, artık emindim o konuda üzüntüsü çok çok azdı ve en azından zaman zaman ağlamıyordu. Bir gün evimde olanları düşündüm başından sonuna.

    - Liseye başladım, bir süre sonra başka okuldan Melike geldi, bizim sınıfa koydular. Bizim kızlarla taşak geçip eğlendiğimiz tayfa vardı, o da dağıldı. O dönemler eğlenceli miydi? Evet. Neden dağıldı o tayfa? Dağıldı işte. Ben Melike ile iddia üzerine konuştum, o iddiayı da kazandım aslında, neden devam ettim ki? Seviyorum, gerçekten seviyorum.

    O gece olanları düşündüm, tavana bakıp salak salak sırıttım yatakta. Ben halen olanlara inanamıyordum, sevgilim oldu, ilk kez bir kızı öptüm ve milli oldum, aynı kızla yaşandı hepsi. Sanırım okullarımız bittiğinde evlenecektik, gidişat onu gösteriyordu.

    ---

    Şaşırtıcı şekilde büyük tartışmamız hiç olmadı, ufak ufak atışmalar oldu ama anında çözüldü onlar. Annesi de artık beni iyice tanıdı, güvendi ve bu yüzden olacak ki ara ara onlarda kalmamı söylüyordu. Kalıyor muydum? Evet ama aramızda hiç bir şey geçmiyordu, maksimum öpüşüyorduk, korkuyorduk yakalanırız diye.
    ···
  12. 62.
    +2
    Ufak bir işim var, bir kaç saate dönmüş olurum.
    ···
    1. 1.
      +2
      Reis takip ediyorum yarım bırakma lütfen
      ···
    2. 2.
      0
      Devam et lan düdük
      ···
  13. 63.
    +2
    Cenaze işlerini hallettikten sonra Melike bir kaç gün kafasını topladı, ben de o arada okul müdürü ile çok ciddi tartışma yaşadım, izin istedim 1-2 hafta kadar hem Melike hem benim için, kendimize gelmemiz gerekiyordu, Melike'nin üzgün olması beni de en az onun kadar etkiliyordu. En sonunda müdür ikna olmuştu, 2 hafta yok yazılmayacaktık.

    Müdürü ikna etmeyi başardıktan sonra okuldan çıktım, çantamla beraber Melike'nin evine gittim. Biraz oturduktan sonra Melike "Hadi sizin eve gidelim" dedi, çıktık evden, annemi aradım "Melike ile geliyoruz" dedim ve bizim eve doğru yürümeye başladık. Melike üzgündü ama ağlaması hafiflemişti biraz, hafifletmeyi başarmıştım. Eve girer girmez annem Melike'ye sarıldı, baş sağlığı diledi, konuştular biraz sonra Melike konuya girdi;

    M: Benim Nitta'dan başka kimsem kalmadı artık, babamı da kaybettim, annemi de kaybettim. Zaten bir tek annem, babam ve Nitta vardı, sadece Nitta kaldı. Ben bundan sonra Nitta'nın benimle yaşamasını istiyorum, gerekirse lise biter bitmez evleniriz. Ben yalnız kalmak istemiyorum, yalnızlıktan çok korkuyorum. Tabi siz buna izin verirseniz.

    Annem bana baktı, ben başımı sallayıp "istiyorum" dedim. Annem evlerinin kira olmadığını biliyordu, o yüzden biraz rahat gibiydi ama yine de içinde şüpheler vardı, fatura ve diğer giderler.

    N: Ben gerekirse okuldan sonra part time bir işte çalışırım anne ne olacak, tamam son sınıftayım önümde büyük bir sınav var ama 1 seneden az bir süre kaldı, katlanabilirim Melike için.
    A: Bu çok büyük bir sorumluluk biliyorsunuz değil mi çocuklar?
    N: Evet anne biliyorum.
    M: Evet, biliyorum.
    ···
  14. 64.
    +2
    O günün akşdıbına Hamit aradı ve dedi ki "Aga senin için iş buldum, okul çıkışından sonra 4 saat çalışacaksın, hafta sonları öğlen 11 akşam 5, uygun mu sana?" uygun tabi amk diyemedim "Uygundur bro, nerede?" diye sordum, beni almaya geleceğini söyledi iyi dedim tamam. Melike'ye söyledim sevindi. Yaklaşık 40 dakika geçmişti Hamit geldi, aldı beni çalışacağım yere zütürdü. Bir tanıdığının kafesi, hafta sonlarının yoğun, hafta içlerinin sakin geçtiği bir yer. Hafta içi okul sonrası 4 saat çalışma için 20, hafta sonu 6 saat çalışma için ise 30 lira. Gayet güzeldi, nereden baksan asgari ücret yani, uygundur dedim kabul ettim.

    2 gün sonra yani iş başı yapacaktım, normalde part time kabul etmiyorlarmış ama öğrenci olduğum için kabul etmişler ve sınav senem olduğu için de yoğun çalışma saatim olmayacaktı.

    Ben yaklaşık 5 ay kadar orada çalıştım, hafta içi sabah okula gidip, okuldan sonra işe, işten sonra da eve gelen, eve geldikten sonra 2 saat ders çalışıp sevgilisi ile vakit geçiren, hafta sonları da öğlen 11 akşam 5 arası çalışıp, işten sonra evde ders çalışan birine dönmüştüm.
    ···
  15. 65.
    +2
    Sınava 1 ay kala işten ayrıldım, Melike ile birlikte geçen yaşantımız kusursuz ilerliyordu, evli gibiydik ve bunu bütün okul biliyordu.
    Sınav tarihine kadar çalıştık, benim işten ayrılıp kendimi derslerime vurmam çok iyi yönde etkilemişti beni, kenarda param da vardı, Melikem ile birlikte aynı üniversitede okuyabilirdik, planımız buydu.

    Sınav günü geldi geçti, sonuçlar açıklandı, benim puanım gayet güzeldi açıkçası hemen hemen istediğim yere girebilirdim. Ancak Melike için aynı durum söz konusu değildi, yaşadıklarından dolayı iyice dağılmış, sınavda barajı zar zor geçebilmişti.
    Melike bana döndü ve dedi ki;

    M: Aşkım sen tercihini yap, git ben seneye çok çalışıp senin yanına gelirim, belki bir sene geç olur ama yine beraber oluruz aynı yerde.
    N: Olmaz bebeğim öyle şey, senin kafan çok incintı, yine çaba gösterdin ama yapamadın olsun, seneye tekrar girer başarırız. Ben de gitmiyorum.
    M: Benim için bir seneni yakma boşu boşuna, git sen
    N: Senin için değil bir sene, 10 senemi bile yakarım ben boşu boşuna ne demek ya?

    Sarıldım ona, duygulanmıştı, ağlamaya başladı sildim göz yaşlarını ve bana söz verdi, önümüzdeki sene olacak olan sınav için çok çalışacaktı, olması gerektiğinden çok.
    ···
  16. 66.
    +2
    Akşama kadar bizde oturduk, annemle Melike bol bol, uzun uzun sohbet etti. Babam geldi, annem ona durumu anlattı babam ilk başta karşı çıktı, sonra Melike'nin ne kadar üzgün ve bu konuda ciddi olduğunu anladı. "Senin için değil Nitta, Melike kızım için buna izin veriyorum" dedi.

    O gün son karar verildi, Melike'nin yanına taşınıyorum ve üniversite sınavı geçtiğinde de evlenmeye karar verdik. Ben eşyalarımı hazırlarken bir yandan doğduğum yerden, büyüdüğüm evden ve ailemin yanından gittiğimi düşünüyordum. Bu bugün olmasa bile bir gün mutlaka olacaktı zaten değil mi? dedim kendi kendime. Evet, bugün olmasa bile bir gün kesinlikle olacaktı bu. Çantamı aldım, evden çıktık, Melike'nin evine, daha doğrusu yeni evime geldik. içeri girdik, eşyaları yerleştirdik ve oturduk koltuğa. Melike elini yanağıma koyup "Teşekkür ederim, seni seviyorum" dedi ve öptü beni. Ne yapacaktık şimdi? Beraber yaşamanın ilk günündeydik ve aptal gibiydik, ne yapacağımızı bilmiyorduk.

    Ertesi gün okuldan bazı arkadaşlar geldi, oturduk konuştuk beraber yaşamaya başladığımızı falan söyledik. iyi güzel muhabbet ettik, ben iş bulmam gerektiğini, çalışmam gerektiğini söyledim önce bir şaşırdı herkes "Okul?" dediler, onu da idare ederim, bana iş bulmamda yardımcı olur musunuz? diye sordum, etrafta part time kabul edecek bir yer olup olmadığına dair bakacaklarına söz verdiler.
    ···
  17. 67.
    +2
    Annemle babama sınavda barajı zor geçtiğimi söyledim, Melike'nin yaşadıkları bana da yansıdı, kafamı veremedim ancak Melike ile anlaştık önümüzdeki sene kesin kazanacağız o sınavı dedim. Anlayış gösterdiler, hatta babamdan şu teklif geldi "Senin çalışman da sınavını etkiledi, sen çalışma bu sene sınavınıza odaklanın faturaları ben hallederim" işimize geldi aslında bunu söylemesi, kabul ettik. Adam gibi adamdır benim babam..

    Sınavdan sonra evleneceğimizi söylemiştik fakat sınav pek istediğimiz gibi gitmemişti, sözümüzden dönmemek adına hiç kimseye haber vermeden ufak bir nikah ile beraber yaşamamızın adını "evlilik" olarak değiştirdik. Artık resmi olarak evliydik Melike ile ve bu muhteşem hissettiriyordu. Evimiz vardı, şimdilik kira derdimiz yoktu, Melike'nin kafası toparlanmıştı iyice, ben daha ne isteyebilirdim ki?
    ···
  18. 68.
    +1
    O gün bana askerlikle ilgili sorulan soruları cevapladım, babam askerlikle ilgili ne kadar şanslı olduğumdan bahsedip durdu. Aslında evet, babama göre şanslıydım adam Kars Sarıkamış'ta yapmış askerliğini, hem de 18 ay.

    Evdeki herkes gittikten sonra Melike'ye "Pasaport çıkartalım sana ve Yaren'e, şu tatilimizi artık yapalım hem ben kafa dağıtırım hem de güzelce eğleniriz ben çalışmaya başlamadan önce" dedim. Fazla zaman kaybetmeden o gün randevu aldık karakoldan, 2 gün sonrasına verdiler randevuyu ve 2 gün sonra evrakları hazırlayıp karakola gittik(O dönem daha kaymakamlığa geçmemişti pasaport işleri), evraklarımızı verdik ve beklemeye başladık. Bize 2 ila 4 gün arasında evimize geleceğini veya oradan alabileceğimizi söylediler, pasaport 3. gün eve geldi. Sıra gelmişti vizeye, vize aslında pasaporttan daha kolay olacaktı çünkü benim Avrupa vatandaşlığım vardı ve benim üzerimden hem sorunsuz hem de çok kısa sürede onaylanacaktı vizeleri. Tahmin ettiğimiz gibi de oldu, konsolosluktan çıktıktan 8 gün sonra vizemizin onaylandığı haberini aldık.
    ···
  19. 69.
    +1
    Dün öyle böyle yoğunluğum yoktu, eve geldiğimde de sızmışım. Devam ediyorum.
    ···
  20. 70.
    +1
    Bugünlük benden bu kadar, sorusu olan varsa özelden sorabilir. Yarın bitirmeyi planlıyorum.
    ···
    1. 1.
      +1
      Bekliyoruz panpa
      ···