/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 76.
    +5
    artık düzenim belliydi. dershane, müzik öğretmenimden aldığım özel gitar dersleri, verdiğim özel ders, bireysel çalışmalarım ve benim için hepsinden önemlisi hasret...

    1 senem tamamen bu döngü içerisinde geçecekti. önümüzdeki dershane günü yine hasret için planlar yapmaya başlamışken artık bi kahve içmeye çağırmam gerekiyor diye düşündüm.

    klagib bir dershane gününden sonra çıkışta hasrete sınıfta yine ders anlatmaya başladım. biraz çalıştıktan sonra ayrılmadan önce kahve içmeye çağırdım.

    ve istediğini ama akrabalarından korktuğunu söyledi. ne alaka diye sorduğumda anksiyetesi olduğunu, ailesinin bu konularda sert olduğunu, dışarda tanıdık birinin görmesi durumunda çok sıkıntı yaşayacağını söyledi.

    ben de yakınlarda hiç kimsenin uğramadığı bir park olduğunu söyledim. istersen orada buluşuruz ben de içecek çerez vs. alıp gelirim dedim. "bilemedim, ben dışarda yemek bile yiyemiyorum" dedi.

    yine neden diye sorduğumda "insanlar sürekli bana bakıyormuş gibi hissediyorum" dedi.

    anlayacağınız hasrette anksiyetesine bağlı olarak aşılması zor bir paronaya vardı. ancak ben tüm zorluklarına razıydım. "merak etme gittiğimiz yerde çok nadir insan görürsün." dedim bir şekilde ikna ettim ve dershaneden çıktık...
    ···
  2. 77.
    +6
    aynı yere gidiyoruz ancak bir tanıdığı çıkar diye ben önünden yürüyorum ve o beni takip ediyor.

    burası için ilk defa ayrı bir parantez açıyorum: (inanın geçmişe bakıp döndüğümde bunları kendime yaşattığım için kendimden utanıyorum. gözlerim dolu, şu an kaçıncı biramı açtım sayamıyorum ama size söyleyebileceğim tek şey NE OLURSA OLSUN kimse için kendinizden bu kadar ödün vermeyin dostlarım.)

    parkın yakınında bir market vardı, hasrete parka geç diyip marketten abur cubur içecek vs. alıp ben de yanına gittim.

    oturduk, bu soğuk havada zaten parka gelecek başka kimse yoktu. ona rağmen sürekli etrafa bakıyordu. bu durumda biraz onu rahatlatmam gerektiğini düşündüm ve birkaç espri yaptıktan sonra muhabbete bağladım.

    ders dışında özel olarak gerçekten ilk defa ciddi bir şekilde birbirimizden bahsetmeye başladık. hasreti tanıdıkça bir şeyler garip gelse de o an ki şartlarda ona daha çok bağlandığımı hissediyordum.

    nitekim o gün onun hakkında ben çok şey öğrendim, o da benim hakkımda çok şey...
    ···
  3. 78.
    +4
    panpalarım başta da çok yoğun olduğumu ve boş vakitlerimde yazacağımı söylemiştim.

    inanın içinde bulunduğum şartlarda elimden geldiğince yazıyorum, tuvaletteyken bile yazmaya çalışıyorum.

    dediğim gibi zaten uzun bir hikaye ve o yüzden bir anda her şeyi yazamayacağım için kusuruma bakmayın şimdiden.

    tamdıbını yazmış olsaydım tek tek kopyala yapıştır yapar bir günde bitirirdim ancak inanın fırsat buldukça direkt tek tek buraya yazıyorum...
    ···
    1. 1.
      +1
      Beklemedeyiz panpam
      ···
    2. 2.
      +3
      hikayeyi yarım bırakma da başka bir şey istemiyoruz senden. ben de her gece burda olmaya çalışacağım.
      ···
  4. 79.
    +2
    rezleyelim.
    ···
  5. 80.
    -1
    bu niye 10 gündür tirendde
    ···
  6. 81.
    +6
    kendimden, geçmişimden, ailemden, hayatımdan, yaşadıklarımdan bahsettim. sonra o da aynı şekilde kendini anlattı.

    özet olarak hasret, aile baskısıyla büyümüş birisi. muhtemelen anksiyetesi de buna bağlıydı. daha önceden sevgilisi olmasını geç, flörtü bile olmamış 19 yaşındaki kızın.

    nedenini sordum, "insanlar sanırım mizacımdan dolayı benimle konuşmaya çekiniyor bu sadece erkeklere özel değil kızlarda da aynı şekilde, sayılı birkaç tane arkadaşım var. hatta sen ilk tanışmaya yanıma gelip elini uzattığında çok şaşırmıştım." şeklinde cevap verdi.

    bunların dışında sıradan bir hayatı olmuş, liseye kadar hayatı hep küçük bir ilçede ve köyde geçmiş. lisede de okuluyla ev arasında gidip gelmiş sürekli.

    kendisini insanların "soğuk nevale" diye tanımladığını söyleyince çok üzüldüm. akrabaları da aynı şekilde buz gibi görürlermiş. "halbuki insanlar benimle konuştuğu zaman ne kadar sıcakkanlı olduğumu görürler." dedi.

    ama gerçekten de bakışları bu kadar sert olan ikinci bir kıza daha rastlamadım ben de hayatım boyunca. sanırım baş başa kaldığımız için gülüşünü gören tek kişiydim dershanede...
    ···
  7. 82.
    +3
    rezzz.. sen adamsın
    ···
  8. 83.
    +9
    neticede benim yıllardır istediğim "temiz, aile kızı" kavrdıbına cuk diye oturan bir kızdı hasret. bu sebeple gün geçtikçe içten içe daha çok bağlanmaya başladım. bağlandıkça daha çok merak etmeye, merak ettikçe peşinden koşmaya devam ettim.

    o gün eve çok mutlu geldim, çünkü umudum diplerden bir anda tavan yapmıştı. hasretle her geçen gün daha da yakın oluyorduk ve onunla geçirdiğim her saniyede aklım başımdan gidiyormuşçasına mutlu oluyordum.

    vaktin nasıl geçtiğini hiç anlamıyordum onunlayken, saatler dakika, dakikalar saniye gibi geçiyordu.

    hasretle benim için yeterince muhabbetimiz olmuştu aslında, bir anda çıkma teklifi edebilirdim ancak yüksek ihtimalle red yerdim. çünkü hayatında hiç ilişkisi olmamış böyle bir kızın güvenmeden, bağlanmadan bir anda tanımadan benimle çıkmayı düşünmesi ancak hayal olurdu.

    o yüzden gün geçtikçe daha çok güven vermeye, kendime daha çok bağlamaya çalışacaktım...
    ···
  9. 84.
    +8
    bir yandan dersler, gitar ve müzik döngüm devam ediyordu. kendimi pgibolojik anlamda biraz toparlamıştım ve derslere daha iyi konsantre oluyordum. bu sene her şeyden önemlisi konservatuarı kazanmamdı ve bu yüzden harıl harıl çalışmam gerekiyordu.

    yakınlarda ikinci el bir dijital piyano buldum. bilgisayarımı satıp kalan parayı da evdekilerin desteğiyle tamamlayarak onu aldım. bilgisayarla zaten çok fazla işim olmayacaktı.

    yoğun bir tempoyla çalışıyordum çünkü başka çarem yoktu. evde bir gün 6 saat gitar çalıştığımı ve ellerimin ağrısından uyuyamadığımı hatırlıyorum ve yapmam gereken de buydu zaten...

    ertesi dershane günü giyindim kuşandım hazırlandım yeni aldığım parfümümden güzelce sıkıp dershaneye gittim. sigara bağımlısıydım ama sırf hasretle konuşurken ağzım kötü kokmasın diye her gün naneli sakız paketi alıyordum ve yanındayken asla içmiyordum.

    sınıfa girdim ve bu defa arkasına oturmak yerine hafifçe tebessüm ederek yanına oturabilir miyim diye sordum tabi dedi oturdum.

    yanındayken kalp atışlarıma hakim olamıyordum. bir insana aşık olduğunuzu en iyi anladığınız andır. evet maalesef yıllar sonra yine aşık olmuştum...
    ···
  10. 85.
    +6
    ben çalışmalarıma devam ederken, bir yandan her çıkışta hasreti çalıştırıyordum ve müsait olduğu günler parka gidip oturuyorduk yine.

    o da keman kursunun iyi gittiğini ama bireysel çalışmalarını biraz aksattığını söyledi. motive etmeye çalıştım ve anlattıklarımı sürekli tekrar etmesi gerektiğini söyleyerek ona her hafta ödevler verdim.

    tabi benim bu işi aksatmak gibi bir lüksüm yoktu, gerçekçi bakarsak hasretten de önemli hayatım vardı işin ucunda. beni krallar gibi yaşatabilecek zengin bir ailem yoktu. ya ömür boyu asgari ücretle tekrar bir otelde çalışmaya devam edecektim ya da üniversitemi kazanacaktım.

    velhasıl uzun bir süre boyunca bu monoton devam etti. dersler, enstrüman, dershane ve hasret. bu arada hasretin bilmediği taksitleri için özel dersimi de aksatmıyordum. sağ olsun komşu çocuğunun annesi her dersten sonra cebime bir şeyler sıkıştırıyordu.

    hasret içinde benzer bir döngü vardı. dershane, kurs, enstrüman vs.

    ikimizin beraber çalışmaları ve parkta oturmalarımız da uzun bir süre devam etti.

    ta ki bir gün hasret bana karşı soğuk davranmaya başlayana kadar...
    ···
  11. 86.
    +6
    yine bir dershane günü, hasretin yanına oturdum günaydın dedim gülümseyerek ve bana soğuk bir şekilde günaydın dedi. ilk başta anlam veremedim.

    gün boyunca böyle soğuk davrandı. çıkışta da çalışalım mı diye sorduğunda yok istemiyorum bugün dedi. bir şey mi oldu diye sordum yok dedi.

    çıkışta da "neyse ben çıkıyorum hadi görüşürüz" dedi. bu davranışı bana aşırı egoistçe ve kezbanca geldi açıkçası.

    çünkü yanlış hiçbir şey yapmamıştım, trip atıyor desem henüz sevgilim değil, aşırı sinir oldum ve çıkışta kafam karmakarışık bir şekilde eve gittim. hiç böyle davranmazdı, böyle biri de değildi. neden olduğuna hiç anlam veremedim.

    benim de bir huyum vardır. bir insanı göklere, hatta göklerin de üstüne çıkaracak kadar çok severim ama soğursam ondan uzaklaşmam hatta onu silmem 5 saniyemi almaz.

    o günkü davranışı bana çok egoistçe geldiği için ertesi dershane günü sınıfa girdiğimde hiç günaydın demeden yüzüne bile bakmadan sınıfın diğer köşesine oturdum. oturduğum gibi bana baktı göz göze geldik kafamı çevirdim.

    bir süre bu şekilde ondan uzak durdum, o da sürekli bakmasına rağmen hiç yanıma gelmedi...
    ···
  12. 87.
    +5
    taksitlerden haberi oldu kızın diyerek tahminimi yapayım. hikaye yeni basliyor.
    ···
  13. 88.
    +7
    yaşadığım bu hayal kırıklığının ardından bir süre geçti. yalnız başıma odamda üzgün üzgün otururken bir anda telefon çaldı ve hasret arıyordu. hasretle telefonlarımızı birbirimize vermiştik ama evdeyken ailesinden dolayı telefonla konuşmaktan korktuğu için hiç araşmıyorduk.

    heyecanlandım, şaşırdım ve telefonu açtım. daha sonrasında aramızda şöyle bir diyalog geçti:

    h: iyi akşamlar x
    ben: iyi akşamlar hasret
    h: nasılsın?
    ben: iyi sayılırım teşekkür ederim sen nasılsın?
    h: iyiyim ben de. evdekiler misafirliğe gitti de hazır kimse yokken aramak istedim.
    ben: anladım iyi yapmışsın.
    h: x neden benimle bir anda konuşmayı kestin?
    ben: sebebini bilmiyor musun?
    h: o gün sana karşı soğuk davrandığım için mi?
    ben: evet ama soğuk davranmandan ziyade bana egoistçe davrandığın için.
    h: egoistçe mi?
    b: evet, gün boyu soğukça davrandığın yetmezmiş gibi bide bana çıkarken (ses tonunu taklit ederek) "neyse ben gidiyorum hadi görüşürüz" dedin. gerçekten bu egonun kibirinin sebebi neydi?
    h: x ben ne diyeceğimi bilmiyorum, çok özür dilerim. kendimi çok kötü hissediyordum, lütfen hakkımda böyle düşünme, ben egoist birisi değilim.

    dedi ve ağlamaya başladı. sonrasında kötü hissettiğini söyleyip kapatmam lazım dedi ve telefonu kapattı...
    ···
  14. 89.
    +1
    Ne güzel yazmışsın okuyasım geldi
    ···
  15. 90.
    +1
    rezleyelim.
    ···
  16. 91.
    +6
    aradan bir gün geçti ve yine dershane vardı. aynı şekilde hasreti görmezden gelerek sınıfa girdim ve sınıfın diğer ucuna oturdum. kendini bana açıklayana kadar duruşumdan asla taviz vermeyecektim çünkü haklıydım.

    hasret her ders gözümün içine içine bakıyordu ama pas vermiyordum. bir iki teneffüs sonra kantinde rastladık. yanıma geldi ve "x çıkışta konuşabilir miyiz?" dedi "olur, istersen aynı parkta buluşalım" dedim tamam dedi.

    çıkışa kadar vakit bir türlü geçmedi o gün. belli etmesem de heyecanla bekliyordum.

    çıkış geldi ve yine ben önden o arkadan yürüyerek parka geçtik. oturduk nasılsın dedi iyiyim sen dedim iyi değilim dedi sonra neden diye sordum. şu şekilde cevap verdi:

    h: "x, ben sana soğuk yaptığım gün kötü bir olay yaşamıştım. tabi sen bunu bilemezdin ama nedensizce içten içe anlamanı ve sorup teselli etmeni istemiştim."

    ben: iyi de ne oldu diye sormuştum ama.

    h: öyle değil işte, ben biraz daha üstüme düşmeni beni neşelendirmeye çalışmanı istedim bir an ama tabi ki bu haklı olduğumu göstermez.

    x: soğuk yapmanın nedeni bu muydu sadece gerçekten?

    h: evet ama ne desen haklısın şu an çok pişmanım. çok özür dilerim x beni nolur egoist birisi olarak görme nolur beni böyle tanıma ben asla böyle birisi değilim.

    sonra gözleri doldu ve "lütfen affet beni tekrar eskisi gibi olalım. kendimi çok kötü hissediyorum." dedi.

    ben çok şaşırmıştım. konuşalım diyince bu kadar özür dileyeceğini, hele hele "affet beni" diyeceğini hiç tahmin etmiyordum.

    belli ki kötü bir şey yaşamış. bu kadar sözün üstüne daha fazla uzatmam da saçma olurdu. sonrasında ben de "yok yok üzme kendini yanlış anlaşılma olmuş ağlama lütfen sorun değil." dedim ve ağladığı esnada omzuna dokunup tekrar sorun yok ağlama dedim.

    sonrasında ne olduğunu sordum...
    ···
  17. 92.
    +4
    h: ya ailevi bir meseleydi sorun çözüldü önemi yok artık sadece ben o gün çok kötü hissediyordum.
    x: anladım yine de anlatmak istersen istediğin zaman seve seve dinlerim
    h: teşekkür ederim

    sonrasında sorun çözüldü o zaman diye gülüp birkaç espri yaparak ortamı yumuşattım.

    ama çok önemli bir şeyi geç fark etmiştim. bu olaydan önce hasret bana arkadaşıymış gibi davranırken, bu olaydan sonra flört dönemimiz başlamıştı.

    hatta daha öncesinde bir gün konuşurken bir cümlede bana "kanka" dediğinde çok moralim bozulmuştu ama yanlışlıkla söylediğini düşünerek kendimi teselli etmiştim.

    fakat o günden sonra hasret bana karşı inanılmaz iyi ve farklı davranmaya başlamıştı. aramızda birbirimize karşı şakayla karışık iltifatlar, güzel sözler söylenmeye başlamıştı.

    ve tanışalı nerdeyse 5 ay olmuştu artık bu aşamaya gelinmesi için geç bile kalınmıştı bana göre. yine de birbirimizi tanımak adına ve hasretin de bana iyice bağlanması için sindire sindire bu aşamaya gelmemiz iyi olmuştu her açıdan. çünkü hasret zor bir kızdı, bu yüzden temeli sağlam atmam gerekiyordu.

    keza öyle de oldu. artık her şey istediğim gibi ilerlemeye başlamıştı...
    ···
  18. 93.
    +1
    Rezerve
    ···
  19. 94.
    +2
    Hikaye var şuku.
    ···
  20. 95.
    +1

    R E Z

    ···